Masonlar.org - Harici Forumu

Inanc => 3 Buyuk Din => Islam => Konuyu başlatan: shemuel - Mart 27, 2007, 10:20:00 ös

Başlık: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: shemuel - Mart 27, 2007, 10:20:00 ös
Bu gün bir müşterimle sohbet ediyorduk
İddasına göre kur-an hz.Ali ye gelmişti.Bana bir kitap gösterdi
Kısaca özet olarak kitapta şunlar yazıyordu:
Daha önce hz.İsa nın başına gelenler Ali nin de başına gelmesin diye,Ali kimliğini gizlemiştir.
Ama daha sonra gerçeğiöğrenen munafıklar Hz.Ali yi namazda bıçaklamıştır.
Daha önce hiç duymadığım bu tez için ne düşünüyorsunuz?
Belki siz duymuşsunuzdur..
Başlık: Ynt: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Hamlet - Mart 27, 2007, 11:40:22 ös
ne dusunebilirizki? sadece bir tez.ve ilk defa duydugum hic kimsenin bilmedigi bir tez olduguna gore. tamamen yalandir bence. arastirma yapipt bunu ngercekligini ispatlayamayacagimiza gore, bilinene ve kabul edilmis olana inanmak en mantiklisi.
Başlık: Ynt: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Fraternis - Mart 28, 2007, 09:28:38 öö
Kuran-ı Kerim kendi savunmasını kendi içinde anlatmıştır. Allah Hz. Muhammed 'e sana mucizeler gösrer dediklerinde halkına Kuran-ı göster demiş sana verilen en büyük mucize budur. Mucizesi ise değiştirilemez oluşundandır. Eğer Kuran-ı Kerim için değiştirilmiş olabilir mi yada başka bir şahısa gelmiş olabilir mi ? diye bir soru aklınızı kurcalıyorsa cevap öyle oldu ise ne Kuran 'da bir mucize kalmış nede Allah 'ınj gücü yeterince anlanmış demektir. Her topluluğun kendi söylemi olduğu gibi insanların şahsi söylemi de olabilir. Buna saygı değil acak müsahama gösterilir.

Bununla beraber İslam dini gelmeden önce Kureyş 'te tarihi kanıtlara göre yalnızca 17 kişi okuma yazma bildiği anlatlıyor. İslam dini geldiğinden itibaren bu sayı artmış.  O dönem tarihçileri milli bir tarih yazıcılığına değil yalnızca önemli günler savaşlar , depremler vs. gibi konuları kaleme almışlar. Bunun yanında her Arap kendi soy ağacını ezbere bilirdi bu geleneğin amacı miras işleri ile ilgilidir.

Bunları gözümüzde canlandırdıktan sonra sonra üzerinde çokça durulan bir konu var Hz. Muhammed 'in ümmi(okuma yazma bilmeyen) olması. Öğrendiğim bir gerçek varki Peygamber okuma yazma öğrenmişti. Ard niyetle bakmazsak halkına okuma yazmanın önemini anlatan Peygamber kendisi içinde bu nimetin yararlı olacağını şüphesiz biliyordur. Olaylardan birini hatırımda kaldığı kadar anlatayım Mekkeliler 'le yapılan savaşın sonunda Yeminli katip Hz.Ali iki taraf arasındaki antlaşma metnini aynen yazmış metnin sonuna Allah 'ın Resulü  Muhammed yazmış ancak bu sıfat üzerine Mekke 'li kişi itiraz etmiş , savaş sırasında Hz. Muhammed 'in peygamber olduğunu inanmadığını ancak o an itibari ile Müslümanlığı 'a geçtiğini ifade eder. Ben Muhammed 'in ordusu ile savaştım onun Allah 'ın Resulü olduğunu bilseydim savaşmazdım. Bunu imzalarsam Allah 'ın Resulü 'ne savaş açmış sayılırım der.
Bunun üzerine Hz. Ali yemin ettiğini ve metinde hiçbir değişiklik yapamayacağını söyler ancak Hz Muhammed(s.a.s) metni Abdullah bin (oğlu) Muhammed olarak değiştirir. Bunun üzerine antlaşma imzalanır.

Şüphesiz en iyi bilen Yaradandır...
 
Kaynak :

Muhammed Hamidullah , Hz. Peygamber 'in Altı Orjinal Diplomatik Mektubu , çev. Mehmet Yazgan , Beyan Yay. İstanbul ,1990

Saygılarımla.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Kaan - Nisan 08, 2007, 02:03:05 öö
Bence bunu sana diyen kişi(eğerki hayal ürünü değilse) alevidir. Senin ne olduğunu ise bilemiyorum...
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: shemuel - Nisan 09, 2007, 09:40:28 ös
Bence bunu sana diyen kişi(eğerki hayal ürünü değilse) alevidir. Senin ne olduğunu ise bilemiyorum...
bunu bana söyleyen kişi Şii mezhebinden
benim ne olduğum ise ...?... pek önemli değil sadece sordum
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Kaan - Nisan 10, 2007, 12:33:09 öö
Anladım Shemuel söyleyenin Şii olduğunu tahmin etmiştim. Bunlar doğru değil...

İznin olursa 1 kaç soru soracağım cevaplarsan sevinirim;

Geçmiş yazılara baktım sen Zerdüştmüssün, gerçektende Zerdüştmüsün? Sanırım sizde ölüyü gömmüyorlar. Akbabalara yem olarak bırakıyorlar.  İyiliği ahura mazda(hürmüz) kötülüğüde angra mainyu(ehrimen) tanrıları temsil edermiş. Ateş Zerdüştler için kutsaldırda ama ateşe tapılmaz değilmi? Bazı yerlerde ateşe tapanlar olarak geçerler. Biraz anlatırmısın? Zerdüştlük ilk tek tanrılı dindirde hala bitmedimi bu?..
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Hamlet - Nisan 11, 2007, 03:42:14 ös
Bence bunu sana diyen kişi(eğerki hayal ürünü değilse) alevidir.
bir mesaj sonrada

Alıntı
söyleyenin Şii olduğunu tahmin etmiştim.

Alevilerle Sii ler arasinda daglar kadar fark vardir. Bende senin dedigim gibi Alevi biri kesin soylemistir diye tahmin ettim. ve acikcasi hic inandirici gelmedi bana.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: shemuel - Nisan 12, 2007, 09:36:05 ös
Anladım Shemuel söyleyenin Şii olduğunu tahmin etmiştim. Bunlar doğru değil...

İznin olursa 1 kaç soru soracağım cevaplarsan sevinirim;

Geçmiş yazılara baktım sen Zerdüştmüssün, gerçektende Zerdüştmüsün? Sanırım sizde ölüyü gömmüyorlar. Akbabalara yem olarak bırakıyorlar.  İyiliği ahura mazda(hürmüz) kötülüğüde angra mainyu(ehrimen) tanrıları temsil edermiş. Ateş Zerdüştler için kutsaldırda ama ateşe tapılmaz değilmi? Bazı yerlerde ateşe tapanlar olarak geçerler. Biraz anlatırmısın? Zerdüştlük ilk tek tanrılı dindirde hala bitmedimi bu?..

sevgili dostum öncelikle benim bildiğim alevilik ile şiilik arasında faklar vardır.
ayrıca geçmiş yazılarda zerdüşt olduğumu söylemedim sizin yanlışınız var
ben sadece zerdüştlük hakkında bilgi verdim, siz bir defa daha kontrol edin.
Başlık: Ynt: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Haziran 10, 2007, 05:35:47 ös
gerçekten çok ama çok yanlış bir tez arkadaşım.Çünkü;peygamber efendimizin hayatı anlatılırken ; peygamber efendimiz amcasıyla ticaret yapmak için kervanlarla yolculuk yapmaktadır.ve peygamber efendimzin son peygamber olduğunu anlayan ise sanırım ya bir haham yada rahipdi çünkü diğer kitaplarda da son peygamberden ve özelliklerinden bahsediliyordu.............
bunları saymamış bile olsak peygamberlerin vucüdlarında peygamberlik mühürü denilen bir leke bulunur.öyle ise neden peygamber efendimizde mühür varken hz.alide bu mühür bulunmuyordu?sakın yanlış anlaşılmasın hz.ALİ en mübarek insanlardan şahsi olarakda örnek aldığım kutsal insanlardan ki kendisinden ALLAHIN aslanı olarak bahsedilir...ama bi arkadaşımızın da dediği gibi bu tezi yayanlar genelde sapmış olan aleviler.....sana kitabı gösteren kişi olmasa bile kitabın yazarı çok büyük ihtimalle alevi
umarım yardımcı olabildim
saygılarımla..
Başlık: Ynt: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Haziran 10, 2007, 05:39:54 ös
bu arada Sayın FRATERNİS de anlatmaya çalıştığı üzere kuran ı kerim in en büyük mucizesi kitabın bozulamaması vede el değiştirilmeyecek olmasıdır.Allah(c.c) bunu kesinlikle vaad etmiştir..
Başlık: Ynt: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 10, 2007, 06:16:33 ös
Arkadaşlar,

Sunni ,alevi,zerdüş v.s.bu tip sıfatlara takılınmaması gerektiğinin artık görülmesi gerekli.Sen kimsin denildiğinde müslümanım,hırıstiyanım veya budistim diyen kişi sadece resme bakar resmin anlamını anlayamaz.Bu soruya verilecek cevap ilk aşamada ben insanım olmalıdır.Eğer gerçekte olduğumuz şey yerine başka bir takım sıfatlarla kendimizi tanıtırsak neler olduğunu televizyonu açıp haber bültenlerinde seyredebilirsiniz.O zaman da birileri çıkar derki müslümanlar şöyle ,öbürüde derki yahudiler böyle haydi buyrun bakalım er meydanına.Önemli olan müslüman hıristiyan v.s olmak değil iyi insan olmaktır.Sevgi dolu olmaktır.Böyle olabilmek içinde insanın vicdanın sesine kulak vermesi gereklidir.Günümüz insanın artık bu şekilde davranabilmesi için eski zamanlarda yazılmış bir takım kitaplara harfien uymasına gerek yoktur.Rehber herkesin içinde zaten vardır.Adıda VİCDAN dır.

Sevgiler
Başlık: Ynt: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: LuckyEye - Haziran 10, 2007, 06:37:49 ös
Kod: [Seç]
Günümüz insanın artık bu şekilde davranabilmesi için eski zamanlarda yazılmış bir takım kitaplara harfien uymasına gerek yoktur.
İlk olarak insanların kutsal saydıkları kitapları bu şekilde değerlendirmeye çok şiddetli bir biçimde karşı çıkıyorum.

  Meseleye dönecek olursak bu iddiayı ortaya atanlar, H.Z. Muhammed (S.A.V.) öldükten sonra İslam'ı ayrımcılığa düşürmek ve sapıtmak isteyen Yahudilerdir.O dönemde pek etki görmeyen bu iddiaya günümüzde çok inanan vardır Şii Mezhebi tamamiyle HZ. Ali yi Peygamber olarak tanımaktadır Hz. Ali Peygamber Efendmizi kendi canını verecek kadar çok seviyordu H.z. Muhammed'te H.z. Ali'yi çok severdi hem kızıylada evliydi.Hz. Ali'nin Peygamber olması gibi bir durum söz konusu değildir ayrıca peygamber olduğu ortaya çıkınca bıçakla öldürülmüş falan denmiş HZ. Ali Halifeliği döneminde (o yıllarda H.Z. Muhammed ebediyete intikal edeli yıllar olmuştu) İran lı ateşe tapan bir mecusi tarafından Şehit edilmiştir.

(Eğer diğer peygamberlerin başına gelenler Ali'nin başına gelmesin diye yapılmış olsaydı Mekke'den Hicret esnasında H.Z. Ali, H.Z. Muhammed'in yatağına girip O'nun için ölümü göze almazdı ve daha bir çok bunun gibi olay vardır H.Z. Ali Uhud'da Bedir'de en önde arslanlar gibi savaşmıştır eğer peygamber olsaydı öldürülmekten kaçsaydı bunları yaparmıydı?)
Başlık: Ynt: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Haziran 10, 2007, 06:59:28 ös
İlk olarak insanların kutsal saydıkları kitapları bu şekilde değerlendirmeye çok şiddetli bir biçimde karşı çıkıyorum.

Sayın LuckyEye,

Yazdıklarımdan bu şekil bir anlam çıkarmanıza üzüldüm.Eminim sizde biliyorsunuzdur ki kitapların amacı insanları doğru yola sevk etmektir.Yani asl olan insandır.Kitap insandan üstün görülmeye başlanırsa amacına ulaşmamış sayılır.Bence kutsal olana ihanet esas budur.Ayrıca da özellikle belirmeliyim ki her türlü inanca saygım sonsuzdur yeterki inanç bağnazca olmasın ve yayılmaya (empoze edilmeye)çalışılmasın.

Saygılarımla,
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Fraternis - Haziran 10, 2007, 07:21:55 ös
(http://İran lı ateşe tapan bir mecusi tarafından Şehit edilmiştir.)

Sanırım Hz. Ömer'i öldüren kişi İran'lı bir Mecusi idi. İnternetten bir arama yaptım bu konu ile ilgili sizlerlede paylaşmak istedim.


Hem Kızılbaş, hem Aleviyim!.. (Mahsuni Serif)
 
 (http://www.alevi.dk/images/mahsuni.jpg)

Alevi ibadethanesine ad olan Cem sözcüğünün Türk anadilinin demirbaşlarından olduğunu sanmıyorum. Ancak Cemaat, Cemahire kavramlarının Arapça’dan sekizinci yüzyıl ortalarında Göktürk ve Oğuz, Karahan dillerine geçtiğini, kitabelerinde yer aldığını düşünmekteyim. Bunun eşiti olan kavram, Şaman Türklüğünde Halaka (birbirine bakan halka)dır. Bir anlamda; birliktelik çemberi, inanç çemberi gibi.

 

Kaldı ki, Cumhuriyet sözcüğünün kökünde de, bu küçücük sözcüğün anahtar olduğunu iddia edebilirim.

Cemlerden, halakalardan teşekkül etmiş İslâmi ülkelerde siyasi bütünlüğe Cemahiriyye tapşırmasının bu kaynaktan ileri geldiğine hükmediyorum. Bu küçük pencereden yola çıkarsak, “Cami” gerçeğinin de pınarına buradan ulaşılacağını sanıyorum.

Zira Cami, Cem olunan halk olma istencesiyle, İslâmi harekette bir buluşma noktası olmuştur. Ancak İslâm peygamberi Muhammed’in, ölümünden sonra makamına talip olan “Halefleri” arasında yaşanan “Hilâfet” handikabı içinde cemve cami asıl amaçlarından uzaklaştırılmıştır. Ali’nin Cumhuriyetçi mantığıyla, Emevi’nin, Ehl-i Sünnet ve Cemaat terkibi çatıştığından, cem ile cami ayrı ayrı platformlarda düşünülmeye başlanmıştır. Anadolu Türklerinin, Müslümanlığı Ali’yle, yani Alevilikle kabul etmiş olması, 12. yüzyıldan itibaren Cem’e yönelmeyi tercih etmesi anlamına gelmektedir.

 

Alevilikle kabul etmesi dememdeki dayanak noktası şudur:

Muaviye ve lânetullah oğlu Yezid döneminde, Türk devletleriyle Emevi hükümranlığı arasında, sınır ve siyaset ihtilaflarının olduğu bir gerçektir. O güne kadar İslâmı tanımayan Türk, Kürt ve Pers halk yığınları; Budist, Brahmanist, Maniheist ve Şamanist din gelenekleriyle haşır-neşirdiler. Doğu Türkistan’dan Özbekistan, Moğolistan ve Çin’e kadar bu dinler hakimdi. Arap yarımadasına sahip olan İslâmiyet’in Muaviye gibi her şeyi mubah gören ikiyüzlü bir halifesine tek muhalif Hz. Ali olduğuna göre; ve Emevilerin mukayesesini yapan Türkler ile komşuları, İslâmiyet’i Ali Müslümanlığı olarak algıladılar. Bir başka deyişle, Müslümanlığı Alevi olarak kabul ettiler. Ancak Selçuklu döneminde, Şam’dan ve Bağdat’tan akan Nakşibendi tarikatının göçü, Anadolu’da yerleşme çabasındayken, Türkistan’dan kaynak bulan başka bir Anadolu düşüncesi, Babaî, karşı hareketinde görülür. Buradan da, Baba İlyas, Baba İshak gibi Şaman Türklerinin gayretinde bir Hacı Bektaş’ın zuhur ettiğini görürüz.

 

Anadolu’da yaşayan bütün etnik yığınlar ve onların bulunduğu tinsel görünümle Bektaşilik ve Alevilik barış içindedir.

Başta Ali’nin camide şehit edilmesi, Ali şiasının camiyle arasını açmıştır. Hem öyle olmuştur ki, İslâm dinini kuran, yaşatan ve 12 evladını şehir veren Ali ve oğulları hakkında aynı camilerde lanet okutulmuş, Ali’yi seven ve Onun Ehl-i Beyt’ine gönül bağlayan hemen her toplum ve her ülke, Emevi ve Abbasi hükümdarlarından aldıkları buyruklarla kılıçtan geçirilmiştir.

Ancak bu, Türk boylarına bir diş geçiriş olamamıştır. Çünkü Osmanlılar, Şeyh Edebali gibi bir Bektaşinin himmetiyle Anadolu topraklarında hakimiyetlerini ilan ettiklerinden, asıl adı Otman olan Osman Gazi bile Bektaşi gülbankları arasında kılıç sallayıp, Şahı Merdan’ı Tevhit etmiştir.

 

Sözü şuraya getirmek istiyorum: Yukarıdaki sözlerimin girişinde söylediğim Cem ve Halaka sözü en çok Osmanlı döneminde anlam kazanmıştır. Yani insanın insanı kıble edinmesi, ancak Cem terkibiyle mümkün olmuştur. Dikkat edilirse, Medine’de ve Mekke’de, Beytullah’a atfedilen ziyaretlerin tümünde Halaka dediğimiz Cem tablosu yaşanır. Onbinlerce mümin çember halinde birbirine bakarak dua ederler. Orada kuzey-güney, doğu-batı gibi farklı yönler silinir. Kuran’ın, peygamberin buyruklaştırdığı Hac şekli böyle resmedilir. Aleviliğin her ibadet ünitesinde zaten bu yaşarır.

 

 

 

 

Bir dairenin iç yüzünün her noktası aynı intizam içinde birbirine kıbledir. Aslında 21. yüzyıl belki de ta o günden hedeflenmiştir. İnsanın, insan görünümünde Hakk’ı hedef etmesi, dört kitabın dördünde de secdenin Adem’e olması; bölünemez, tahrip edilemez bir Allah buyruğudur.

 

Ben, Allah adına insana secde etmeyi yeğlemekteyim. Bir Alevi çocuğu değil, bir Hıristiyan ya da Musevi de olsam böyle düşünmekteyim. Buradan, Zerdüşt’ten, Brahma’dan önce Allah’ın var olduğunu düşünmek için Müslüman olmanın mecburiyetine dahi inanmıyorum.

 

Aslında hiçbir peygamber ve hiçbir kutsal kitabın Allah’a inananlar için indiğini sanmıyorum. Zaten inme sözcüğü ilginçtir. İnişler bir yüksekliğin varlığını (fizik olarak yüksekliği) ifade eder. Oysa ki ben, bu anlam dışındaki bütün yücelikleri kendi değerleriyle düşünmüşümdür. Yani bulutların, atmosferin, ozonlar yığınının ötesine hiçbir Tanrı aramadım. Onlardan daha yüce insan âleminin sevgisinde, gönlünde, bütünlüğünde ve doğanın her güzelliğinde beni Yaradan’ı arayıp, keyfime göre isimlendirdim. O’na “gül” dedim, “Ali” dedim, “Veli” dedim; ağzıma ve gönlüme, gözüme güzel gelen her şeye O’nun adını verdim. Bana bunu haram edecek her yasaya, her bilirkişiye, her dinsel nas’a (insana) rest çekmekteyim.

Çünkü aynı şeyi Hz. Ali ve O’nun yolunda yürüyen İmamlara ilaveten Hacı Bektaş Veli yapmıştır. Hatta bütün hırsına, şevkine rağmen Mevlana yapmıştır. Ahi Evren yapmıştır. Nesimiler, Hallaçlar, Pir Sultanlar yapmıştır.
Neden Mahzunîler de yapmasın ki!?..

 

Ali’nin kendi kişiliğinde yaşayan Alevilikle, İran, Suriye, Pakistan ve Mısır Şiiliğinde yaşayan Alevilik aynı değildir. Bunun içindir ki, tutarlı Alevilik, Ali misyonunda yatan Aleviliktir. Bu, Anadolu Aleviliğidir. Arap mantalitesinde yatan Alevilik, hilafet sürecinde yaşayan sosyolojik dengesizliğin ve Emevi hırsının ürünüdür.

Ali, kendisinden önceki Halife-i Ruyi zemin totaliterliğine karşı, devrimci ve çağdaş mantığını işletmiş, o günün anlamındaki demokrasiyi gündeme taşımıştır. Kamuoyuna dikkat çekmiş ve tek egemenliğin halk ve halaka seçiminden geçmesini savunmuştur. Bundan doğan ateşlemede de Gadir-Hum’da, Sıffın’da öne sürülen savların tümü kanla bastırılmış, Ali ve oğullarına olan husumet bugüne kadar intikal etmiştir.

Bu konuyu gözleyen ve izleyen Türki devletlerle, İran’da yaşayan Zerdüşti Kürtlük âlemi, Ali’nin getirdiği modele diyalektik olarak sıcak bakmışlardır. Ben, burada kendimi bir tarihçi olarak sergileyemem. Ancak tarihi iyi okuyan ve merak eden bir kişi olarak Türkiye Alevilerinin yolunun gerçek Alici yol olduğunu savunmak ve yaymak isterim.

Çünkü Ali’nin başlattığı Cemahirel vukuat, Atatürk’ün noktaladığı Cumhuriyetin mayasını hazırlamıştır. Ve bunun içindir ki Anadolu Alevileri, çağdaştır, bölüşümcüdür, demokrattır, hukukseverdir, barışsever sağduyulu bir toplumdur...

 

Ali, halifelik mücadelesi vermekle, aydınlarımız (!) tarafından zaman zaman suçlansa dahi, bunun böyle olmadığı gün gibi açıktır. Ali, halifeliğe son vermek isteyen ilk halk adamıdır. 12 evladı da aynı sav üzerinden telef olmuştur.

Namaz kılarken hiçbir kimse, “Müslümanım” diyen biri tarafından öldürülmez. Burada Ali’yi şehit edenler, “Müslüman” idiyseler, bugünkü Sünni âleminin mensubu dostlarımız, O’nu vuranların Müslümanlığıyla nasıl gurur duyabiliyorlar?

 

Haşimoğullarıyla, Ümeyyeoğulları “amca” çocuklarıdır. Yani Muaviye, lânetullah Yezid ile Hz. Ali (r.a.) aynı dedenin son halkalarıdır. İki amca oğlu arasında yaşanan bu mücadele ve bu mücadelenin yarattığı yapı, bunların yardakçıları tarafından niçin bugüne malzeme edilmiştir? Onu bir türlü çözmüş değilim.

Böyle bir dengesizlik önünde gerçeğe varmak için Alevi ya da Sünni olmanın hiç mi hiç önemi yoktur.

 

 

Hatta buna rağmen şunu önemle ve yürekle söylemek istiyorum:

Eğer Ali’yi sevmenin, Ali otoritesine bağlı olmanın, kısaca; Alevî olmanın yücesinde bir yerler olsa, adının içinde yedi dinli münafıklık bile olsa, ben Alevilikten istifa eder, derhal o olurum.

Elhamdülillah Aleviyim, Kızılbaşım ve de laikim, ilericiyim, çağdaşım.

 

Bu duygular ve bu misyon içinde bütün dünya halklarını selamlıyor, bütün Alevileri kucaklıyor, Sünni yiğit yürekler niyazlar gönderiyorum

Aşık Mahsuni Şerif  
Başlık: Ynt: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Haziran 10, 2007, 07:47:55 ös
duyduğum başka bir seyde aleviler HZ:ALİ bizim yerimize namaz kıldı diyerek namaz kılmazlarmış+HZ.ali camide öldürüldü diye camiye girmezlermiş............açıkçası alevilik hakkında hiç okumam yakınmdada bir alevi yok gerçekten böyle bir düşünce varmı aleviler arasında bilgisi olan bir arkadaş aydınlatırsa sevnirim
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Genius Loci - Temmuz 19, 2007, 01:05:14 ös
EHL-i BEYT VE NAMAZ


Hz. Ali ile Muaviye arasında gerçekleşen Sıffin savaşının en çetin muharebe gecelerinden birinde Leylet’ul-Harır’de, savaşın, amansız şekilde sürmesine ve bizzat Hz. Ali aleyhisselam’ın da savaşa katılmasına ve şiddetle çatışmasına rağmen teheccüt namazını bile terk etmedi ve meydanda gece namazını kıldı.[1]

Yine Sıffin savaşında bir başka gün, İbn-i Abbas, Hz. Ali aleyhisselam’ın meydanın ortasında bir yandan savaşırken ara sıra göğe baktığını gördü; İmam’a yaklaşarak ne yapıyorsunuz? dedi İmam ‘güneşe bakıyorum ki, öğle olduysa namaz kılayım’ dedi. İbn-i Abbas şaşkınlıkla “Acaba savaşın bu kızgın zamanı namaz kılmak olur mu?! Muharebe, namaz kılmamıza engeldir” dedi. Ama İmam Ali (Allah’ın selamı ona olsun) “Biz sadece namaz için onlarla savaşıyoruz” dedi...”[2]

Kerbela’da Hz. Hüseyin (Allah’ın selamı ona olsun) ile Yezid’in ordusu karşı karşıya gelmişti; Aşura gününün öğle vaktiydi. O gün sabah erkenden Kerbela kahramanları, düşmanın kalabalık ordusuna ve kendi sayılarının az oluşuna bakmayarak, en zor şartlarda bile mümin kimsenin hak ve İslam yolunda her türlü fedakarlığa hazır olması ve Allah yolunda her şeyini vermekten çekinmemesi gerektiğini göstermek için eşsiz bir yiğitlik destanı sergiliyorlardı. Bazıları şahadet şerbetini içmiş ve geri kalanlar da Hz. Hüseyin ile birlikte tüm varlıklarıyla düşmana karşı savaşmaktaydılar. İmam’ın ordusundan olan Ebu Semame Seydavi Hz. Hüseyin’e yaklaşarak şöyle dedi:

“Canım sana feda olsun. Düşmanlar bize yaklaşmış bulunuyorlar; ama ben şehit olmadan onlar sana dokunamazlar; seni şehit edemezler. Allah’a kavuşmadan önce öğle namazımı seninle kılmak istiyorum” dedi.

İmam, başını kaldırıp göğe baktı ve “Namazı hatırlattın; Allah seni namaz kılanlardan etsin. Evet, şimdi namaz vaktidir; düşmandan namaz için muharebeye ara verilmesini isteyin” dedi. Düşman bu isteği kabul etmedi. Buna rağmen, İmam (Allah’ın selamı ona olsun) henüz şehit düşmemiş olan ashabıyla İslam’da muharebe vakti için  belirlenen şekilde namazlarını kılmaya başladılar. Bu halde İmamı korumak için ashaptan bir grup, düşmanın önünde durup kendi canlarını siper ettiler. İmam ve ashabı namazlarını bitirdiklerinde önde durup canlarını siper eden vefalı ashaptan bazıları aldıkları ok yaralarıyla yere serilip şehadete erişmişlerdi.”[3]

Zalim Abbasi Halifesi Me’mun bir plan çerçevesinde birkaç defa İslam aleminde o güne kadar eşine rastlanmayan toplantılar düzenlemiş ve birçok mezhep ve dinlerin büyük bilginlerini bir araya getirerek İmam Rıza aleyhisselam ile tartışmalarını kararlaştırmıştı; onun gayesi bu yolla İmam’da ilim yönünden bir eksiklik yakalayıp İmam’ın manevi ve ilmi makamına gölge düşürmekti. Ama İmam Rıza (Allah’ın selamı ona olsun) Allah’ın verdiği vehbi ilimle o  toplantıya davet edilen bilginlerin tüm sorularına cevap vererek hepsini delillerle ikna edip susturmuştur.

Tarihte nakledildiğine göre, bu toplantılardan biri esnasında, İmam Rıza (Allah’ın selamı ona olsun) namaz vakti olunca Memun’a yönelerek ‘Namaz vakti olmuştur’ dedi ve namaz için toplantıya ara verilmesini istedi; bu sırada büyük bir bilgin olan İmran, İmam ile konuşmaktaydı. İmran, İmam’a “benim cevabımı yarıda bırakma; kalbim yumuşamıştır ve senin sözlerini kabul etmeye hazırlıklıyım” diyerek ricada bulundu, ama İmam bu isteği kabul etmedi ve namaz kılıp geri dönerim” diye karşılık verdi ve sonra namaz için ayağa kalktı.[4]

İmam Sadık, dört gün sabahtan öğleye kadar öğrencilerinden biri olan Mufazzal’e tevhit hakkında özel olarak ders veriyordu.  Ama namaz vakti olur olmaz derse ara veriyor ve namaz kılıyordu.[5]

İmam Cafer Sadık (Allah’ın selamı ona olsun) vefat zamanı yaklaşınca tüm akraba ve yakınlarını çağırarak onlara şöyle demiştir:

“Bizim şefaatimiz, (Biz Ehli Beyt’in şefaati) namaza önem vermeyen kimseye ulaşmaz.”[6]

Yine buyurmuştur ki:

“Hesap anında her şeyden önce, kul namaz yönünden hesaba çekilir; eğer namazı kabul olursa, diğer amalleri de kabul olur; eğer namazı reddedilirse, diğer amelleri de reddedilir.”[7]

Hz. Ali (Allah’ın selamı ona olsun) okuduğu bir duada şöyle diyor:

“Allah’ım ben sana cehennemin azabının korkusundan veya cennete olan özentiden ibadet etmiyorum. Seni kulluk edilmeye ve ibadet olunmaya layık bulmuşum; sana bu yüzden ibadet ediyorum.[8]

--------------------------------------------------------------------------------

[1] -Bihar’ul-Envar c. 41, s. 147.

[2] -Bihar’ul-Envar c. 83, s. 23.

[3] -Bihar’ul-Envar c. 45, s. 21.

[4] -Bihar’ul-Envar c. 10, s. 313.

[5] -Bihar’ul-Envar c. 3, s. 89.

[6] -Cami-ul Ahadis. c. 2, s. 25.

[7] -Cami-ul Ahadis. c. 2, s. 4.

[8] -Seyyid Muhammed Kazim Yezdi El-Urvet’ul-Vuska Fasil: 21 (Niyet Bölümü).


EHLİ BEYT'e bağlı olduğunu söyleyenlerin Ali (as) bizim adımıza namaz kıldı demeleri u yukarıdaki aktarmalardan sonra ne denli kabul edilebilir ki?
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Piyon - Temmuz 19, 2007, 01:30:43 ös
Sayın SkullG,

Takip ettiğim kadarı ile İslami söylemleriniz oldukça fazla seviyede.Bu sebepten İslami konularla ilgili bilginizin yüksek derecede olduğunu düşünerek size bir soru sormak isterim.Açıklarsanız sevinirim.

Bir peygamberin savaşması nı ne şekilde açıklarsınız?Bildiğim kadarı ile tarihteki(Büyük dinlerin) tek şavaşan Peygamber müslümanların peygamberi.Gerçi yaydığı dinin günümüzdeki durumuna bakınca insanın aklına "balık baştan kokar"sözü geliyor.Umarım ucu islami propagandaya dayanmayan mantıklı bir açıklama yaparsınız.

Saygılarımla,
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Genius Loci - Temmuz 19, 2007, 01:52:14 ös
Sn. Piyon, Davut peygamber  savaşmamış mıydı ya Süleyman peygamber?

İslam'da savaş en son çare olarak zikredilmiştir. Düşman, savaşı kabul ettiği takdirde onunla nasıl savaşılacağını da yüce Allah şu emirleriyle öğretmektedir;

“Sizinle savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın, aşırı gitmeyin. Şüphesiz Allah aşırı gidenleri sevmez"

Aşırı gitmemenin nasıl olduğunu da Hz. Peygamber şu emirleri ile öğretmektedir;

“Yüce Allah, her hususta iyilik ve güzellikle hareket etmenizi emretmektedir. O halde öldürürken bile  en iyi tarzınızla öldürünüz.”

“Zülüm yapmayın, savaşta öldürdüğünüz insanların burnunu, kulağını (ve  diğer organlarını) kesmeyin. Çocukları öldürmeyin"

“Allah’ın adı ile yola çıkın, Allah’ın adına Allah’ın dini için savaşın. Yaşlı insanları öldürmeyin"

“Çocukları ve  manastır ehlini  (din adamlarını) öldürmeyin.”

“(Savaşta geri hizmette bulunan) işçi ve hizmetçileri  öldürmeyin.”

Bu emirlerin sahibi olan Hz. Peygamber kadınların ve çocukların öldürülmemeleri için  vurgu yapmıştır.

Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Piyon - Temmuz 19, 2007, 02:00:13 ös
“Sizinle savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın, aşırı gitmeyin. Şüphesiz Allah aşırı gidenleri sevmez

“Yüce Allah, her hususta iyilik ve güzellikle hareket etmenizi emretmektedir. O halde öldürürken bile  en iyi tarzınızla öldürünüz.”

Sn SkullG

Gerçekten şu yukarıda yazılanlar size mantıklı geliyormu? :) Çok samimi soruyorum.

Tanrı böyle söylemlerde bulunurmu?Benim için savaşın dermi?Hadi dedi öldürürken bile en iyi tarzınızla öldürün dermi?

Yaptığınız açıklama beni hayretler içerisinde bıraktı.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Genius Loci - Temmuz 19, 2007, 02:13:49 ös
Kitabı Mukaddestede Tanrı aynı şeyleri söylemiyor mu?

Yasalar bap 20 mesela 4. ayet sizinle savaşmaya gelecek RAB'tır. yad a Yas. 20:13 "Tanrınız RAB kenti elinize teslim edince, orada yaşayanbütün erkekleri kılıçtan geçirin." 14 "Kadınları, çocukları, hayvanları ve kentteki her şeyi yağmalayabilirsiniz. Tanrınız RAB'bin size verdiği düşman malınıkullanabilirsiniz."

eğer bu yazdıklarım mantıklıysa onlardan daha insancıl olan kadınları ve cocukları öldürmeyin diyen niçin mantıksız gelsin?

Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Piyon - Temmuz 19, 2007, 02:32:53 ös
Sn SkullG,

Günümüzde bu tip yazıtları okuyup izinden gidenlerin halini görmektesinizdir sanıyorum.Umarım günün birinde sizde bu kıskaçtan kurtulup kendi doğrunuzu bulursunuz.Temennim bu süreçte kimsenin zarar görmemesidir.

YEŞİL HAYVAN

Bir elimde kitap öbür elimde kılıç
Yayarım karanlığı
Işık giremez o karanlık kafama
Inanmasın hiç düşünmeden saldırırım anama

Savaşırım allah yolunda
Dolar cebime para
En sevdiğim renk yeşildir
Yeşil yeşil dolarlar benim kişiliğimdir.

Ne insan severim nede hayvan
Çünkü yoktur benden daha vahşi bir hayvan
Akar köpüklü salyalarım
Üzerime sarar bombaları alışveriş merkezine dalarım

Piyon
Vah yurdum insanı ...vah global insanlık...

Umarım karanlık aydınlığı hiç bir zaman boğamaz.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Genius Loci - Temmuz 19, 2007, 02:39:17 ös
sn. piyon, 29 yaşına girdiğim bugüne değin, elime hiç silah almadım, askerlik yapmadım -yapmamak için de dua ediyorum-, kimseyi öldürmedim, öldürmeye gayret etmedim. Freudçu yaklaşımla aslında bende bir hata olması gerek, çünkü öldürme güdüsü insanın ölüme karşı koymasıdır.

savaşmanın islamla ortaya çıkmadığını ifade etmek istedim sadece, islamda savaşın en son çare olduğunu ve savaşında İNSANCIL HUKUK'a bağlı kalması gerektiğini İslam dininin söylediğini ifade ettim.

dolayısıyla günümüzde islam adına gerçekleştirilen cinayetleri kabul etmem onları hoşgörmem mümkün değildir. terörizm en büyük insalık suçlarındandır bunu etnik kimlik ya da dinsel kimlik adına yapan binlerce örgüt vardır ve ben ayırt etmeksizin hepsine karşıyım.

islamın peygamberinin "bn rahmet peygamberiyim" sözüne inanıyorum.

yukarıdaki örneklerden yola çıkarak yine de islamın fıtraten insana daha yakın olduğunu, islam savaş hukukunun diğer dinlere göre İNSANCIL HUKUK'un temel referanslarından olduğunu söyleyebilirim.

bunu siz kabul edin ya da etmeyin bu böyle ne yapabilirim?

saygılarımla...

Elbetteki NUR Kazanacak... Çünkü tanrı en başında IŞIK OLSUN dedi
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: nietzsche - Temmuz 19, 2007, 03:47:53 ös
Sayın piyon yazdığınız şiir kimin merak ettim.  Edebi açıdan son derece zayıf olduğunu hatta sakızlardan çıkan şiirler kadar boş, anlamsız ve yerinde olmadığını söyleyebilirim. Amacınız dini çarpıtanlar olsa da neden genellemeler yapıyorsunuz ve sürekli ortamı germe tepkileri üzerinize çekme gibi bir durum yaratıyorsunuz anlamış değilim. Bakın her türlü konuyu konuşuyoruz ama neden saygı yok. Her ne olursa olsun kafanıza yatmayabilir ama uslubunuz o kadar sert ki ister istemez karşınızdaki insanı rahatsız ediyor. Lütfen rica ediyorum inançlarınızdan başkalarını kırmadan incitmeden bahsediniz.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 09, 2007, 01:33:50 ös
Ne öldürürken bile en iyi şekilde öldürün diye bunu müslümanlara Allah mı söylemiş? Pes doğrusu 
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 09, 2007, 01:39:26 ös
Sayın skullg, lütfen bu konu üzerinde yani bu tezi savunan bir kişi olduğunuz için sizinle tarışmama izin verir misiniz? Tartışmaktan büyük zevk alacağımdan hiç şüpheniz olmasın!
SAYGILARIMLA_
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 09, 2007, 01:48:32 ös
Tabi öncelikli olarak Sayın Site Yöneticileri'nden müsamaha beklemek şartıyla bu tartışmayı ancak ondan sonra siz isterseniz başlatacam ve Saygı Kural'ına tamamen bağımlı kalmak suretiyle!....
SAYGILARIMLA_
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Genius Loci - Ekim 09, 2007, 02:34:37 ös
Sayın SEvil,

eğer insancıl hukuk bilginiz mevcut ise elbetteki sizinle tartışmaktan ben de büyük zevk alırım.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Prenses Isabella - Ekim 09, 2007, 02:48:53 ös
Memnuniyetle Sn. skullg, bu konuda herhangi bir şüpheniz olmasın lütfen çünkü her ne kadar okuduğum üniv. pek de önemli değilse de sonuçta bölümüm gereği görmüş olduğum derslerin yarısı Hukuk'tu_
Bu arada başlatmış olduğum tartışma bölümüne geçelim lütfen, nezaketiniz için şimdiden teşekkürler...
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Veritas - Ekim 09, 2007, 10:36:14 ös
Sayın üyeler, Alevilik Anadolu'da pek çok değişik tarzda karşımıza çıkar. Bir kısmı sadece Şiiler gibi Aliyun Veliyullah (Ali Allah'ın dostudur) derken, bir kısmı Hz. Ali'nin esas peygamber olduğunu söyler. Bu kişiler Aleviler arasında çok büyük bir yer tutmaz. Hatta bir tanıdığımız bize bizzat La İlahe İlla Ali dediğini söylemişti, bunu bizzat kulaklarımla duydum. Hz. Ali'yi bir Allah dostu olarak gören görüş genel kabul görmektedir ve esas Alevilik de budur. Diğerlerine gelince;

Bakınız Alevilik'te Üçler, Yediler, Kırklar, On iki İmam gibi önemli sayılar vardır. İsa'nın da On iki havarisi olduğunu hatırlayalım önce. Ayrıca yine hristiyanlıktaki teslis inancına benzer bir üçleme sistemi de diğer iki sistemde dikkat çeker. Daha bu şekilde erken hristiyanlıkla ilgili pek çok bağ kurabilirsiniz eğer biraz apokriptik metinlerle, gnostik yazılarla ilgileniyorsanız.

Alevilik tamamen Anadolu coğrafyasına özgüdür. Özellikle de Roma'da zulüm gören erken hristiyanların bulunduğu topraklarda yaygındır. Diğer iki doktrindeki hristiyan temalarının bu sebeple var olduğunu düşünüyorum. Kur'an'da Nasraniler olarak geçen Hristiyanlar Ehl-i Kitap'tır ve din özgürlükleri vardır. Muhtemelen bu bölgelerdeki Paflikyanlar, Bogomillik'ten etkilenenler ve İran Düalizmi'nden nasibini almış her hristiyan inanışı İslam fetihlerinden sonra yavaş yavaş İslam çatısı altında toplanmaya başladı. Ardından da bölgeyi tamamen İslamlaştıran Türklerin inançlarıyla bir sentez oluşturdular.

Alevilerin çoğunluğu saf Türkmen'dir. Örneğin bizde İran'lı olarak geçen Şah İsmail aslen Türkçe'nin en güzel, en kalıcı halk deyişlerine imzasını Hatayi maslahıyla atarken, İstanbul'da oturan Yavuz Sultan Selim o zamanlar Farsça'yı daha çok kullanmaktaydı. Aleviliğe Anadolu Türk İslam Sentezi demek mümkündür belki de. Yöresel farklılıklar çoktur. Teke Bölgesi Türkmenleri, Tahtacılar, Erzurum-Erzincan bölgesi Türkmenleri, Dersim'de bir takım Zaza toplulukları gibi birbirinden farklı inançlara sahip Aleviler çoktur.

Neden Hz. Ali el-Murtaza?

Hz. İsa nasıl ki hristiyanlığın mazlumuysa, Hz. Ali de İslam'ın mazlumudur. O Allah'ın kılıcıdır, Ehl-i Beyt'tendir, seyyid ve şeriflerin yani masumların atasıdır, en küçük yaşta İslam'ı kabul eden ilk müslümanlardandır, o bineği olan Düldül için "Ya Ali, bu kadar imkanın varken hala bu yaşlı katıra neden binersin? Bu ne düşman kovalayabilir ne de düşman kovalarken kaçabilir" diyenlere "Ben gelen düşmandan kaçmayacak kadar cesur, kaçan düşmanı kovalamayacak kadar merhametli bir binek isterim" diye cevap verebilendir. Anadolu insanına benzer çektiği acılar, soyunun uğradığı zulümler bakımından.

Hz. Ali bir ilim dostudur, cesurdur, sabredenlerdendir, şehitlerdendir... O vakitler hristiyan olan Anadolu'yu müslümanlaştıran sofular değil Alperenlerdir, dervişlerdir. Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli, Tapduk Emre, Yunus Emre'dir.

Tek bir Alevi tanımından söz edemeyiz ama Alevi; eline, beline, diline sahip çıkan, kıblesi insan olan, gördüğünü örten, görmediğini söylemeyene denir. Bunun dışındaki inanç farklılıklarını ise ben dediğim gibi erken hristiyanlığın etkilerine bağlıyorum, ama dediğim üzre bu kişiler daha azdırlar.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: paragon - Ekim 09, 2007, 11:21:34 ös
  Aleviliğin tarihi kökeni hakkında ki bilgim fazladegildir  fakat tanıdıklarımın  iyi insanlar olduklarıı söyleyebilirim(az telli kuranlarını dinlemedim degil) ....tanıdıgım biçok alevi H.z. Ali gibi allah dostu ve aşıgı olma yolundaydı(bunlar sokakta raslayacagımız türde insanlar degidi ama gende ne sazlarına nede sözlerine doyum olmuyordu )gerçi bazılarının aşırı sevgisi olayı başka boyuta taşıyordu taşımasına .

  Hatta sıklıkla duydugum bi sözleri vardı ''La feta illa ali la seyfe ila zulfikar ''(Alinin üstüne insan('yiğit) zülfikarın üstüne kılıç yoktur) anlamını duyunca aleviler hakkında ki genel yargı konusunda   insan bi an tereddüt etmiyor degil, ama etraflıca düşüünce genel hükümler vermekten vazgeçiveriyr...
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: bilmeliyimgalilei - Aralık 09, 2007, 01:51:20 öö
sn veritas ve sn paragon tekrar konuyu toparlamışlar bu nedenle kendilerine teşekkür ederim.
hemde tam yerinde tam zamanında toparlamışlar.
aydınlık denilen olgudan yana olduğunu savunan kimse,karanlıkta gördüklerinin bile inanınp secde ettiklerine alınlarına koyduklarına biraz daha saygı. . .
kaldıki üzerinizde ışık olduğu bir gerçektir sn. piyon.karanlık zannedip bir türlü göremediğiniz yer ise ışığın kaynağı...gözbebeklerinize vuran ışık okları sanırım kaynağı karanlık görmenize neden oluyor....

"onların gözleri kör kulakları sağırdır....."
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: cardiffmonster - Aralık 09, 2007, 04:33:55 öö
Haddim olmayarak bir iki noktada ben de yazmak isterim bu konuya

Cogu nokta toparlansa da Aleviler ve Siilerle ilgili soylentilere bir de su acidan bakmayi tavsiye ederim, diger semavi dinlerde de hatta semavi olmayan tarikatlarda da surekli peygamberlik iddialari hatta mesih yakistirmasi yapiliyor. Mesela Sebatay Sevi mesih ilan edilmistir ve sonrasinda ve oncesinde cesitli mekan ve zamanlarda hatta gunumuzde bile mesihlik iddiasinda bulunup yeni Incil yazmaya kalkanlar var. Sebatay Sevi cogu Yahudilerce reddedilmektedir hatta ismini hatirlayamadigim Sebataist bir yazar Yahudi kimligini mahkeme karari ile ancak alabildi. Bu sapkinlik her grupta mumkun. Ben sahsen o kitabi gormedim ama duydum daha once hatta bazilari Kurani Kerim'in degistirildigini kendi ellerindekilerin gercek oldugunu iddia ederler, bunu curuten delil ise 4 Halife doneminde kitap haline getirilen ilk nushalarin halen British Museum'da, Moskova Muzesinde ve cesitli muzelerde muhafaza edilmesidir. Sii arkadaslarim oldugundan kesinlikle onlarin Hz Ali ye butunlukle peygamber yakistirmasi yaptigi yalandir, evet Ehl-i Beyt ve Hz Ali (ra)sevgisi ust seviye de lakin peygamber olarak Hz Muhammed(sav)'i kabulde bir sapkinliklari yok -cogunluk olarak- hatta Islami yasamak adina cogu sunni mezheplerden daha baglilar ve daha cok bilgililer.
Alevilere atfedilen cogu soylemde muhattablarinin cehaletinden kaynaklaniyor, zira bir adam Hz Ali'yi takip ettigini iddia ederken Kuran'i gormezse orada bir sakatlik vardir, bu dusuncede olan tanidiklarim olmustu ama orf-adet arkasina saklanmaktalar genelde. Namaz konusu ise Hz ALi camide sehit edildi ise camiye gitmemek gibi bir mantik tamamen akil disi. Ve camisi olmayan bir Alevi koyu olacagini ben zannetmiyorum sahsen. Turkiye'de cesitli yonlendirmeler ile medya maymunluguna soyunan bazilari kendi inancsiz dusuncelerini Alevilik ile ozdeslestirmeye calistigindan insanlarda yanlis bazi dusunceler olusuyor. En basitinden Alevilerin one atttigi ehli beyt sevgisi ve Hz Ali sonrasi olaylara binaen turkiyede ben hic kimsenin alevi olsun sunni olsun cocuguna Muaviye ya da Yezid ismini koydugunu duymadim/gormedim/bilmiyorum.

Dinlerde ozellikle Islamda savas konusu ile ilgili olarak da bir ornek vermek istiyorum. Insanlarin televizyonlarda gordugunun aksine islami gruplarda silahli mucadele yada baska bir deyisle teroru mesru gorenlerin orani cok azdir, mesela Ingiltere're yakin zamanda El-Kaide baglantisi nedeniyle Amerika tarafindan tutuklanan Ebu Hamza yada Hook (kanca) diye bilinen imamin marjinal grubu bu ulkedeki muslumanlarin %5 ini bile temsil etmez ve diger Islami gruplar da (%95) her firsatta bu saldirgan fikirlerin kesinlikle Islamda tasvip edilmedigini hem resmi kanallara hemde cemaatlerine bildirmelerine ragmen Ingiltere hukumeti bunlari -acikca teroristce soylemlerine ragmen- serbestce kendi hallerine birakmaktadir.

Simdi gelelim son boyutuna, burada arkadaslarin yazdigi gibi Hz suleyman(as) dan Hz Davut(as)'ye kadar cogu peygamber savasmistir. Ama ne zaman savasmistir? ne zmaan ki zulum dayanilmaz boyuta gelmis, ve ne zaman ki dusman acikca kendilerini oldurmeye baslamistir o zaman tamamiyle varlik mucadelesi icinde savasmislardir. Islam daki mesru olan savaslar da hep bu cerceve icinde olmuslardir. Islamdaki ve Yahudilikteki haksiz cana kiymanin cezasi kissasa kissastir bunu da ek olarak yazayim. ( bugun Amerika'da fiilen idam cezasi uygulaniyor cinayet suclarinda). Savas karsiti olarak Yehova Sahitleri inanc bazinda kesinlikle cana zarar veren bir fiile karsilar, saygim sonsuzdur; Lakin bir insanin, cemaatin, dinin zorda kaldiginda kendini savunma mekanizmasi kurmasi yada olusturmasi tamamiyle yaradilisin dogasindan gelen bir seydir ve bu perspektiften bakildiginda konunun daha net gorulecegini dusunuyorum.

Saygilar
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Veritas - Aralık 09, 2007, 02:22:09 ös
Çoğu Alevi köyünde eskiden cami bulunmazdı. Şu an çoğunluğunda vardır fakat bu camiler genelde köyde oturanların talebi olmadan inşa edilmiştir. Bu bir gerçektir. Hz. Ali camide şehit edildiği için cami bulunmaması ise bence aslında bir örtüdür. Esasen Alevilik protest bir inançtır ve hemen hemen tüm deyişlerde ve nefeslerde sofulara, softalara göndermeler mevcuttur. Ortodox İslam'la bağlantılar tarih boyunca mümkün olduğunca koparılmaya çalışılmış, Aleviler'in devletçe tehdit olarak görülmesi sebebiyle bu ayrılık da zamanla git gide fazlalaşmıştır. Aleviler İslam'ın Katharlar'ı gibidir biraz. Özgürlükçü bir inanıştır, "bizim Kabe'miz insandır" sözü de bunun en büyük örneklerinden biridir.

Güzel bir nokta yakalamışsınız Türkiye'de sünniler de çocuklarına Muaviye, Yezid, Mervan gibi isimler koymazlar. Bu yasak bir durum değildir aslında bu sadece bizim sünnilerimizin güzelliğinden, Ehl-i Beyt dostluğundan kaynaklanmaktadır. Mesela ünlü futbolcu Zidane'ın isimlerinden biri de Yezid'dir aslında.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: LuckyEye2 - Aralık 09, 2007, 02:30:43 ös
Sunniler Muaviye Yezid ismi koymaz diyorsunuz da yani bunu bence anlamsızca ilişkilendirmişsiniz ya da ben yanlış anladım  Kerbela olayında şehit olan HZ. Hüseyin saddece alevilerin patentindemi böyle bir şeymi var HZ. Hüseyin Sunnilerin Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa (SAV) 'nın torunudur O'nu dünyevi çıkarları için hunharca katleden kişilerin ismini bu sebebten vermiyorlardır siz bunu demek istiyorsunuz sanırım da ben yanlış anladım.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Veritas - Aralık 09, 2007, 02:34:23 ös
Elbette ki bunu demek istiyorum sayın LuckyEye, yani Türkiye sünnileri atalarına yakışır bir şekilde ayrımcı değil aksine birleştirici ve gerçeklerin farkında bir görünüm çiziyor. Tabi buna Maraş-Sivas olaylarını katamayız. Bu olaylar başka bir başlıkta incelenebilir.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: LuckyEye2 - Aralık 09, 2007, 02:38:42 ös
   Sn. Veritas toplumlarda hep ayrılıklar ve bu ayrılıkları kullanmayı iyi bilen üçkağıtçılar olacaktır hiç bir zaman aleviler diye genellemsemde her toplulukta olduğu gibi alevilerin içinde de kötü diye tabir edebileceğimiz kişiler olmuştur sonuçta alevilik te farkı bir düşünceden kaynaklanan bir akım saygı duymak gerekli ama alevilerinde biraz daha uyanık olması lazım umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir bu gun Irakta şii-sunni çatışmasını görüyoruz...
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Veritas - Aralık 09, 2007, 02:43:07 ös
Tabi ki doğru söylüyorsunuz fakat Irak'ta ki Sünni-Şii'lerle Türkiye Sünni ve Alevileri kıyaslayamayız. Şiilik (İran Şiiliği'nden bahsediyorum en yaygın kabul göreni olduğu için) ve Alevilik çok farklı yönler barındırıyor içinde.

Tabi eğer ki Maraş ve Sivas olaylarında Alevilere de bir suçlama yönlendiriyorsanız kusura bakmayın ama bunu kabul edemem. Çünkü ortada bir kusur varsa bile bu kusur ile ortaya çıkan sonuç hakkaniyetten çok uzaklardadır.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: LuckyEye2 - Aralık 09, 2007, 02:55:20 ös
  Hayır ben Aleviler gelecekte uyanık olmak zorundalar diyorum çünkü şu son öğretmen olayı bence ilerdeki büyük olaylara gebe hükümet belki bunu önlemek adına alevilere bazı haklar tanıdı ama geçen bir alevi kuruluşun lideri çıkmış ve cumhuriyetin değerline dinamit koyan bir hükümet ne hakkı tanırsa tanısın bizden oy alamaz tarzı cümleler kuruyordu bence büyük hata hükümeti eleştirmeninde bir adabı var yani eğer ayrılık olursa veya varsa bunda sadece Sunniler hatalı göremeyiz Alevilerde dikkat etmek zorunda.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Veritas - Aralık 09, 2007, 03:05:13 ös
Sayın LuckyEye bu demokrasinin temel direklerinden biridir. "Cumhuriyet'in değerlerine dinamit koyan bir hükümet ne hakkı tanırsa tanısın bizden oy alamaz" sözü Alevilerin kendi haklarından önce Cumhuriyet'e sahip çıktıklarını gösterir. Ve bu bir tercihtir buna söz söylenmemeli bence.

Kaldı ki devlet zaten bu hakları tanımalıdır, bu onun görevidir. Laik bir devlet uyrukları arasında din farkı gözetmemeli.

Ben bu sözde bir edepsizlik görmedim. Söylediğinizin aksine bence Aleviler burada uyanık davranmış ve herhangi bir tahrik unsuru da yok. Ama siz bu sözü farklı algılamış olabilirsiniz elbette bana kalırsa düzgün bir açıklama.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: LuckyEye2 - Aralık 09, 2007, 03:09:58 ös
   Sn. Veritas bu güne kadar bu hükümet ayrım yapıyor deyip devamlı kendi dertlerinden yakınana kesim hükümet istediklerini verince rotayı başka yöne çevirirse bunda art niyet aranır hükümeti eleştirebilirsiniz ama cumhuriyetin değerlerine dinamit koyuyor demek büyük bir laf  ben çıkıp desem aleviler bu ülkenin kuyusunu kazıyor bu sizce nasıl algılanır buna delil varmı veya PKK lılar alevi desem ne olur hatta ve hatta tüm aleviler PKK yandaşcısı evet bu alevileri çok kızdırır ama beni "bu ülkeyi koruyor" konumuna getirirmi getirmez neden çünkü en hafif tabirle ATIYORUM da ondan ama dersenizki bu onun görüşü bir terbiyesizlik göremedim söylenebilir orası sizin bileceğiniz iş bilmem anlatabildimmi.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: LuckyEye2 - Aralık 09, 2007, 03:22:16 ös
Yani anlatmak istediğim şudur seçmenin yarsınının oyunu almış hükümeti kendi istediklerini yapmasına rağmen "bu zaten senin görevin yapacaktın sen cumhuriyetin değerlerine dinamit kouyoyrsun sana oy vermeyiz" derseniz sorarlar kardeşim senin niyetin üzüm yemekmi yoksa bağcıyımı gözüne kestirdin bu bile bir çoğunluğun öfkesine muhatap olmayı sağlar bence böyle toplulukları temsil eden kişilern daha temkinli açıklamalar yapmaları gerekmektedir.
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: cardiffmonster - Aralık 09, 2007, 06:35:45 ös
Ek olarak, elbetteki Peygamber ailesinin patenti kimseye ait degildir, ancak bu ornegi bir butunun parcalari oldugunu gostermek icin verdim, Siiler ve Araplar ile iligli yazilanlara katiliyorum zira onlar daha cok halifelik kurumunun siyasi cekismelerini temel alarak ayrilmislardir. Cami konusundada dediginiz dogru olabilir ancak, ben sapkin inanca sahip olanlari ya da cahil alevileri soylemlerimin disinda tutuyorum zira tarihteki Alevi Ulemasi olarak tabir edilen kisilere bakarsaniz, biri Pir Sultan Abdal daha da buyugu Haci Bektas Veli'dir. Bunlarinsoylemleri ve yaptiklari ozellikle Bektasilik Islami dogu Avrupa'ya yayan tarikattir. Halen Kosovada bozulmamis Bektasi dergahlari gormek mumkun. Tma sayisini bilemiyecegim ama Anadolu Alevileri 10 yada 12 koldadir, bunlardan cogunlugu Caferilige yakindir ve bu da ehl-sunnet teamullerine cok yakin bir mezheptir. 'Bizim Kabemiz insan kalbidir' sozu ise olumsuz bir uygulama ornegini duymustum, bir dergah benzeri toplantida herkes grubun baskanina secde ediyor ve tasavvuf ta kabul edilemeyecek sekilde bir uygulama yapiyorlardi. Bunun yaninda Hallac-i Mansur'un 'En-el Hak' sozu ile herkesce bilinen mecazi olarak eristigi mertebeyi belirtmesine ragmen duz anlamindaki bozukluk nedeniyle sapkin olarak anlasilmisti. Ama acikcasi ben terimsel olarak yaklassam da konuya maalesef Alevilik adi altinda sadece bu ismi kullanip farkli olusumlar yada gruplasmalar olmus gunumuze kadar. Halbuki tarihsel gelisimde, Orta Asya'dan Anadoluya gelen Turklerin olusturdugu Turk-Islam sentezi olarak tanimlanabilecek bir kulturel olusumdur. Asagidaki linkte akademik bir yazi var bilgilendirici olacagini dusunuyorum.

http://www.hbektas.gazi.edu.tr/dergi/31_35_yazilar/sayi_34/09ucer.htm.

Birde Bektasi fikrasi ile bitireyim,

Bir Mollanin , bir Bektasiye kendisine yol arkadasligi etmesini ister, ve Bektasi ile yola koyulurlar, bir agac golgesinde dinlenmeye karar verirler. Molla namaz kilacagini bektasiye de namazi bitene kadar esyalarini beklemesini soyler, namaza baslar ama namaz bitmek bilmez 1 saat kadar sonra namazini bitirir ve bektasi sorar, neden uzun surdugunu molla da onceki haftadan kalan kaza namazlarini kildigini soyler ve sira bektasiye gelir. Bektasininde namazi uzun surer ve sonunda molla sorar; 'Sende mi kaza kildin?' bektasi cevaplar; 'Hayir, ben gelecek haftanin namazlarini kildim'. Molla sasirir ve 'Kabul olmaz, gelecek haftanin namazi kilinmaz der', bektasi cevaplar;
'Yukaridaki senin veresiyeleri kabul ediyor da benim pesin odemesi niye kabul etmesin.'
Başlık: Re: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Veritas - Aralık 11, 2007, 06:04:31 ös
Sayın cardiffmonster verdiğiniz bilgiler benim de malumumdur ve evet "Bizim kabemiz insandır" lafının uygulamada İslam'ın temel nitelikleriyle çok çelişebilmesi de mümkün. Doğru bir noktaya değinmişsiniz, ne demişler "insanoğlu beşer, elbet bir gün şaşar".

Sayın LuckyEye sizin de demek istediklerinizi anlıyorum. Kendi fikrinizdir. Bundan rahatsız olmanız tabi ki mümkündür. Değerlendirme insandan insana değişen bir olgu.
Başlık: Ynt: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: semsin - Kasım 05, 2008, 02:03:56 öö
Bu gün bir müşterimle sohbet ediyorduk
İddasına göre kur-an hz.Ali ye gelmişti.Bana bir kitap gösterdi
Kısaca özet olarak kitapta şunlar yazıyordu:
Daha önce hz.İsa nın başına gelenler Ali nin de başına gelmesin diye,Ali kimliğini gizlemiştir.
Ama daha sonra gerçeğiöğrenen munafıklar Hz.Ali yi namazda bıçaklamıştır.
Daha önce hiç duymadığım bu tez için ne düşünüyorsunuz?
Belki siz duymuşsunuzdur..

 Dayanagı olmayan saçma sapan bir kitap ta yazan bir yazı zırvalık.

Hiç bir Alevi  ve Alevi Cemati(Tüm hepsi ŞİA)de bu yazanları kabul etmez.

Ama şu notuda yazmadan edemiyeceğim.

HZ Muhammet ben ilmin şehri isem Alide Kapısıdır diyor.

Aliyi bilmeyene sorar sanız Hz Muhammedin amcasının oglu der Ebu Talibin ogludur

 Aliyi sevenlere  sorarsanız yukarıdaki gibi bir çok demeç sıralar Allahın Arslanı , Hayber Fatihi , İlmin şehrinin kapısı ,Kuran Alimi, ilk müslüman ,İslamın Kılıcı vs...

Aliyi bilene sorarsanız herkese hakkettiği kadar açılan kimilerinede hiç açılmayan  bir babtır (kapı ,sır ) . İlmin tek girişi  Işığın yolu

Allahın son peygamberi HZ Muhammet ben ilmin şehri isem Alide Kapısıdır boşuna dememiştir.

Sizede ne kadar açılır veya kaç tane  kapı açtırırsa bu kapı. İlim isteyen Kapıya gelsin :)

 
Başlık: Ynt: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: martı - Kasım 05, 2008, 11:56:15 ös
Sayın Veritas Alevilerin  "Bizim kabemiz insandır" sözü asla İslama ters değildir.Ben uygulama ve inanç açısından baktığınızda bir sünni olmama rağmen düşünce ve kavrayış açısından bir alevi mantığına sahibim diyebilirim. Alevilik sadece felsefe olarak bakarsak İslamın modern yüzüdür.İnsanlar namazda hala kabeye yüzümü döneyim kılayım diyerek seccadenin etrafında yön bulmak için dönüp dururken Kur'an'da "Allah ne Doğu'dadır ne Batı'da der.Yüzünüzü nereye dönderseniz dönün ben ordayım der"...bu 2-3 ayette tekrarlanmıştır bu bence yeterince açıktır bu konuya uyarladığımızda...ve diğer bir ayette de "ben size şah damarınızdan daha yakınım " der,bunun ne demek olduğunu ayrıntılı düşündünüz mü hiç...bütün sırrın burda olduğuna inanırım Allah'ı yukarıda değil içinizde arayın.Yani Kuran her yönden bu düşünceyi destekler yöndedir

Saygılar
Başlık: Ynt: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: Veritas - Kasım 06, 2008, 12:08:10 öö
Sayın Martı, ben bu sözün İslam'a ters olduğuna halihazırda inanmıyorum zaten. Fakat uygulamada İslam'ın temel nitelikleriyle çelişebileceğini vurgulamak istedim. Öyle ya da böyle bu cümlede bir mecaz var ve herkesin bu -rahat anlaşılabilir olsa da- mecazın niteliğini kavraması mümkün olmayabilir.

Ayrıca elbette ki bahsettiğiniz ifadeleri de düşünmüş, bunların farkında olan bir insanım.
Başlık: Ynt: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: semih_tatar - Aralık 01, 2008, 05:14:10 öö
ozunde insanlari birlestirip hak yolunda bir olmaya cagiran  dinler insan dogasi tarafindan bin parcaya dagitiliyor her zaman.Baska soze hacet varmidir ki?   bugun bile alinin,isanin,muhammedin onun bunun ve otekinin hayat hikayesi insanlarin beyninde bu kadar yer isgal edip insanlar arasinda anlasmazliklara sebep oluyor. buda ne aliyi ne isayi ne muhammedi nede digerlerini anlamadiklarindan kaynaklaniyor neden genis zamanda insan genis olamiyor?   inandiklari seyin ozunu kavrayamadan futbol takimi taraftarligi gibi din,mezheb taraftarligi yapiyor insanoglu hatta radikallesip  bunun icin yeri geldiginde bir insan canina bile kiyabiliyor sonrada kendisini allaha inanan 4/4 luk insan sifatinda goruyor.
onun icin suan icinde bulundugumuz durumlar doguyor ufak detaylardan etkileyici olaylara...
Başlık: Ynt: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: freedom78 - Aralık 06, 2008, 07:30:08 öö
alevilik bi din degildir sadece felsefedir alevilige bakarsak samanizimle bire bir es degerde olan bir suru benzerligi vardir hz ali ilk inanan kisidir ve hz peygamber onun hakkinda bir cok hadisi soylemistir ben alemin medinesiysem ali de onun kapisidir gibi insanlar dini inanclari kendilerine gore yorumlarlar bu cok dogal bi olay saygilarimla
Başlık: Ynt: Kuranı kerim üzerine bir söylenti
Gönderen: ceycet - Mart 13, 2009, 12:27:10 ös
Kur-an tüm insanlığa gelmiştir.Peygamber tebliğ ile görevlidir...