Sayın üyeler, Alevilik Anadolu'da pek çok değişik tarzda karşımıza çıkar. Bir kısmı sadece Şiiler gibi Aliyun Veliyullah (Ali Allah'ın dostudur) derken, bir kısmı Hz. Ali'nin esas peygamber olduğunu söyler. Bu kişiler Aleviler arasında çok büyük bir yer tutmaz. Hatta bir tanıdığımız bize bizzat La İlahe İlla Ali dediğini söylemişti, bunu bizzat kulaklarımla duydum. Hz. Ali'yi bir Allah dostu olarak gören görüş genel kabul görmektedir ve esas Alevilik de budur. Diğerlerine gelince;
Bakınız Alevilik'te Üçler, Yediler, Kırklar, On iki İmam gibi önemli sayılar vardır. İsa'nın da On iki havarisi olduğunu hatırlayalım önce. Ayrıca yine hristiyanlıktaki teslis inancına benzer bir üçleme sistemi de diğer iki sistemde dikkat çeker. Daha bu şekilde erken hristiyanlıkla ilgili pek çok bağ kurabilirsiniz eğer biraz apokriptik metinlerle, gnostik yazılarla ilgileniyorsanız.
Alevilik tamamen Anadolu coğrafyasına özgüdür. Özellikle de Roma'da zulüm gören erken hristiyanların bulunduğu topraklarda yaygındır. Diğer iki doktrindeki hristiyan temalarının bu sebeple var olduğunu düşünüyorum. Kur'an'da Nasraniler olarak geçen Hristiyanlar Ehl-i Kitap'tır ve din özgürlükleri vardır. Muhtemelen bu bölgelerdeki Paflikyanlar, Bogomillik'ten etkilenenler ve İran Düalizmi'nden nasibini almış her hristiyan inanışı İslam fetihlerinden sonra yavaş yavaş İslam çatısı altında toplanmaya başladı. Ardından da bölgeyi tamamen İslamlaştıran Türklerin inançlarıyla bir sentez oluşturdular.
Alevilerin çoğunluğu saf Türkmen'dir. Örneğin bizde İran'lı olarak geçen Şah İsmail aslen Türkçe'nin en güzel, en kalıcı halk deyişlerine imzasını Hatayi maslahıyla atarken, İstanbul'da oturan Yavuz Sultan Selim o zamanlar Farsça'yı daha çok kullanmaktaydı. Aleviliğe Anadolu Türk İslam Sentezi demek mümkündür belki de. Yöresel farklılıklar çoktur. Teke Bölgesi Türkmenleri, Tahtacılar, Erzurum-Erzincan bölgesi Türkmenleri, Dersim'de bir takım Zaza toplulukları gibi birbirinden farklı inançlara sahip Aleviler çoktur.
Neden Hz. Ali el-Murtaza?
Hz. İsa nasıl ki hristiyanlığın mazlumuysa, Hz. Ali de İslam'ın mazlumudur. O Allah'ın kılıcıdır, Ehl-i Beyt'tendir, seyyid ve şeriflerin yani masumların atasıdır, en küçük yaşta İslam'ı kabul eden ilk müslümanlardandır, o bineği olan Düldül için "Ya Ali, bu kadar imkanın varken hala bu yaşlı katıra neden binersin? Bu ne düşman kovalayabilir ne de düşman kovalarken kaçabilir" diyenlere "Ben gelen düşmandan kaçmayacak kadar cesur, kaçan düşmanı kovalamayacak kadar merhametli bir binek isterim" diye cevap verebilendir. Anadolu insanına benzer çektiği acılar, soyunun uğradığı zulümler bakımından.
Hz. Ali bir ilim dostudur, cesurdur, sabredenlerdendir, şehitlerdendir... O vakitler hristiyan olan Anadolu'yu müslümanlaştıran sofular değil Alperenlerdir, dervişlerdir. Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli, Tapduk Emre, Yunus Emre'dir.
Tek bir Alevi tanımından söz edemeyiz ama Alevi; eline, beline, diline sahip çıkan, kıblesi insan olan, gördüğünü örten, görmediğini söylemeyene denir. Bunun dışındaki inanç farklılıklarını ise ben dediğim gibi erken hristiyanlığın etkilerine bağlıyorum, ama dediğim üzre bu kişiler daha azdırlar.