Sn Kajmeran, şöyle bir örnekle konuyu değerlendirmeye çalışalım. Diyelim ki sonuç alamadığınız bir tahsilat için mafyaya başvurmaya karar verdiniz. Mafyanın sizin işinizi görebilmesi için onlara bir komisyon vermeniz gerekir. Bu da yetmez, sizin kullanacağınız mafyadan daha güçlü bir yönünüz olmalıdır. Bu örneği şu yüzden verdim: Eğer büyü denen şey dış güçlere bağlı olarak yapılıyorsa (tahsilat için mafyaya başvurmak gibi, o örnekte mafya dış güç oluyor) sizin o dış güçler üzerinde otorite sağlamanız gerekir. Dolayısıyla büyü dış güçlerle yapılıyorsa bile siz kendi gücünüze sahip olmak durumundasınız.
Eğer olay sadece dış güçlerin kullanımına bağlı olup bu yeterli olsa idi, büyü kitaplarıyla yatıp kalkan sürekli bunları okuyan kişiler o dış güçleri yönetmeyi öğrenir ve sürekli büyü ile menfaat elde ederlerdi, üstelik bunu çok sayıda insan yapardı. İyi yazılmış bir el kitabı ile biraz tecrübesi olan bir pilot bir çok uçağı kullanabilir. Söz konusu dış güçlere hakim olmak kitaplarla mümkün olsaydı bunu da herkes yapardı.
İslami kültürde büyü çok yaygındır bunun da en sık görülen biçimi esma-ül hüsna olarak adlandırılan Allah'ın güzel isimleri diye çevirebileceğimiz 99 ismi kullanarak büyü yapmaktır. Bu genelde zikr usulü ile yapılır. Bunu anlatan tarihi kitaplarda, bu isimlerin hizmetlileri olduğu ve belli usül ve yöntemlerle zikr yapılırsa bu hizmetlilerin sizin işinizi göreceğidir. O belli usül ve yöntemler de o kitaplarda yazılıdır. Bunlar orada yazılı olduğu halde bir çok insan dener dener yapamaz bıkar.
Bu tür olayların ardında başka türden bir anlatım vardır aslında. Hepsi kişinin farklı yollarla kendini geliştirmesi için önüne atılmış güzel ya da çirkin, iyi ya da kötü oyunlardır. Esas mesele kişinin kendini geliştirmesidir. İnsanın ne olduğunu anlamaya çalışmaktır önemli olan. O çalışma için de daima şimdiki zaman önemlidir çünkü insan çok uzak geçmişte ne olduğunu ve gelecekte ne olacağını bilme kapasitesine sahip değildir.
Konu dışına çıktığımı düşünebilirsiniz ama çıkmadım. Çünkü büyü, çok büyük ezoterik ya da hermetik külliyatın bir parçasıdır sadece. Ne yaptığını bilerek yapma seviyesine gelmek zorunda olan insanın, yol üzerinde madde üstünde bir hakimiyet kurma mecburiyeti de vardır. Büyü de bu mecburiyetin bir çalışma alanıdır, diyebiliriz.