Sayın Zaharoff'un iletisi aslında bu konunun çok dışına çıkar ve özellikle Türkiye'deki Masonlik Tarihi'nde geçen bir olayı dile getirir. Bunun Masonluğun eleştirisiyle ilgisi yoktur ama o öyle görmüş, dokunmayalım, yanlışları düzeltelim.
Enver Necdet Egeran Süleyman Demirel'e verdiği belgeyi, Türk Yükseltme Cemiyeti Ankara Şubesi başkanı niteliğiyle vermiştir. O tarihte henüz Büyük Üstat değildir.
Süleyman Oemirel, çıkarılmış değildir. Çok daha öncesinde devamsızlığı nedeniyle gayrimuntazamlığa sevk edilmiştir. Fakat Ankara ile Merkez (İstanbul) arasındaki iletişim kopukluğu nedeniyle, o tarihte (1964) merkezdeki matrikül kaydı silinmeden kalmıştır.
Süleyman Demirel mason olmadığını söylemiştir. Mason olmadığını söyleyen bir kişi daha önce Masonluğa girip çıkmış olsa bile mason değildir. Mason olabilmek, öncelikle kişinin mason olmayı benimsemesiyle oluşur. Bir mason kuruluşundaki kayıt yeterli değildir. Bir diğer deyişle, her mason derneği üyesi mason değil, sadece dernek üyesidir.
Türk Masonluğunun o tarihte bölünmesi olayı, Enver Necdet Egeran'ın Yüksek Şura tarafından ihracıyla ilgili değil, o sıradaki olayların arasında sadece bir küçük ayrıntıdır.
Her ne kadar günümüzdeki ÖMBL kurumsal olarak 50 yıl önce kurulmuşsa da, ilkesel olarak 1909 yılında kurulmuş olan Türk Masonluğu'nu izlemektedir. 1957 yılında kurulmuş olan Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası ise, 1970 yılında Anglosakson Masonluğu topluluğuna katılmış, ilkelerini değiştirmiştir. Bunlar benim öznel görüşüm değildir; En Muhtaeram Remzi Sanver de bir yazısında açıkça belirtmiştir.
Bütün bunlar konu başlığı dışındaydı. Kendi başlığımda böyle bir sapma gösterdiğim için özür dilerim.
Katılımcılarımız Masonluğu genelde eleştirmeyi sürdürsün.