Masonlar.org - Harici Forumu

Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: Dino - Mayıs 05, 2009, 03:47:23 ös

Başlık: Bülent Arınç
Gönderen: Dino - Mayıs 05, 2009, 03:47:23 ös
KENDISI GECMISTE TARIHI BIR SOZ SOYLEDI (2006) :

"Adim farkli olsa heykelim dikilirdi"

BULENT ARINC'IN KIM OLDUGUNA KISACA BAKALIM:

TARIH : 23 ARALIK 1930 , YER: MENEMEN, IZMIR

KUBILAY'IN BASI, GIRIT'TEKI KAMPLARDA INGILIZ VE YUNAN SUBAYLARI TARAFINDAN EGITILEN VE BEDRANI TARIKATININ BASI OLAN BIR MURTECI (IRTICACI) TARAFINDAN KOR BIR BICAKLA KESILIYOR.

BU SEYH : DERVIS MEHMET.

MANISA'YI YUNANA SATAN VE 9 EYLUL 1922 SABAHI YUNANISTANA KACAN MANISA VALISI HUSNU EFENDININ (KI SONRA HUSNUYADIS
ISMINI ALMISTIR) KUZENI.

BU SAHISLARIN BULENT ARINC ILE ILISKISI MI NE?

COK KUCUK BIR DETAY:

DERVIS MEHMET, BULENT ARINC'IN OZ MU OZ DEDESI.

DILEYEN "HUSNUYADIS HORTLADI" YI OKUSUN. BELGELERI ORADA. NEDIM CAKMAK'IN 6000 SAYFALIK ARASTIRMASININ SONUCUDUR

BU ULKE BOYLE ILGINC BIR ULKE BIR TARAFTA CUMHURIYET SEHITLERI ANMA HAFTASINI YAPIYORUZ, BIR YANDAN SEHITLERIMIZI KATLEDEN ADAMLARIN TORUNLARINI EN YUKARIYA TASIYORUZ.

BULENT ARINC TEK DEGILDIR. O KATLIAMI YAPAN VE SONRA ASILAN 187 HAININ TORUNLARININ TAMAMI BUGUN EKONOMI, IS DUNYASI VE SIYASETIN EN UST MERTEBELERINDE OTURUYORLAR.

TURK EVLADI !

AKLINI BASINA AL, SECTIKLERININ KIM OLDUGUNU IYI TANI. BU ULKEYI PARAMPARCA ETMEK ISTEYENLERIN KUTSAL ITTIFAKINI GOR ARTIK !

Alintidir.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ozkann - Mayıs 05, 2009, 06:33:56 ös
Sayın Dino

Masonluk hakkında haricileri bilgilendirmek ve aynı zamanda seviyeli
bir bilgi paylaşımı ortamı yaratmak amacı ile kurulan bu sitede,
mason olduğunu belirten bir simgesi bulunan bir kullanıcının,
siyasi bir eleştiriden daha farklı bir üslup taşıyan, kişiyi dedesinden
dolayı yermemiz gerektiği halde en yukarıya taşıdığı için halkı
sorgulayan yazıyı alıntılaması acaba Masonların görüşü ve eleştirme
tarzı olarak algılanır mı diye düşündüğünüzde sizce herşey yolunda mı?

Sayın Bülent Arınç gerçekten de gerici ve düzen karşıtı çalışmalarda bulunuyor
olabilir. Ama açıkçası ben bu kişiyi kendi tercihi olmayan akrabalık ilişkilerinden
dolayı konu etmemizin doğru olmayacağını düşünüyorum.
Eminim ki siz bu yapıda bir kişi değilsiniz ve Mason olabilmiş kişilerin sahip olduğu erdem
bu tarza prim vermez.
Ancak alıntıya yorum yazmadığınız için oluşabilecek bu algıyı hatırlatmak istedim.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Dino - Mayıs 05, 2009, 10:36:42 ös
Sayin Ozkann,

Oncelikle sunu soylemeliyim, evet, ben bir Mason olabilirim ama daha once bir insanim, vatanini seven, milletini seven ve Ataturk'un yolundan ayrilmayan duz bir vatandasim.

Hic kimse hic kimseyi, secme sansi olmadigi icin ailesinden dolayi yargilayamaz. Ama oglu ya da torunu da ayni yoldan ilerliyor, memleketimin bekaasina kastediyorsa, bu tiplerle her turlu mucadeleyi vermek icin elimden geleni yaparim, ucunda Masonluktan atilmam ya da istifa etmem gerekse bile. Bu memleket kolay kurulmadi arkadaslar, yoktan varedildi. Hala dibimize dinamit dosemek isteyenler yok mu? Bazilari da bunlarin masasi degil mi? Ben mi gittim secimlerden once ABD denen emperyalist ulkeye, icazet almaya? Ben mi taseronluk ediyorum emperyalizme, ben mi emredilen herseyi yapiyorum, kapi acilacak, kurdistan taninacak vs?

Haklisiniz, bir Mason'a yakisir sekilde davranmiyor olabilirim ama dedigim gibi, memleketimi ilgilendiren kotu seylerle karsilasinca kendimi tutamiyorum. Benim ulkeme bu tur insanlar yakismiyor...

Saygilarimla,
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: KUZEYDOĞU - Mayıs 06, 2009, 10:04:29 öö
Sayın Dino ;

Vatanımızın nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğu anafikri ile yazılmış alıntıladığınız yazının ben siyasi olduğunu düşünmüyorum.
Biz tam bağımsız olamazsak bir gün tamamen özgürlüğümüzden oluruz diye düşünüyorum.
Sizlerin forumda da sıkça dile getirdiğiniz gibi Masonluk özgür ülkelerde faaliyet gösterir ve vatansever olmayanlara da kapalıdır,memleket meselelerine kafa yormak ve insanları aydınlatmak ile siyasi eleştiri farklı şeyler kanımca.
Bu ve benzeri paylaşımların forumda olması gerekir.

Saygılar...
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: amurdad - Mayıs 06, 2009, 12:50:51 ös
 Sn.Dino
 Ben Bülent Arınç'ın fikir yelpazesine katılmasamda mecliste olması gereken bir kişi diye düşünüyorum en güzel eleştiriler ondan geliyor o da olmasa çok kuru bir meclis olucak özellikle şu ergenekon dolayısıyla orduyu eleştirmesiydi,gerçekten bizim subaylar harp nizamlarından başka her türlü yöntemlerle seçilmiş meclise karışma yöntemlerini öğrenmişler demişti.Güzel de dedi konu yargıda ama olsun çıkan silahlar var Veli Küçükler var işte Bülent Arınç budur.Kaldı ki yurdunu sevmediğini nerden çıkardınız?

 Amerikaya bel bağlayan sadece Akp mi ondan önceki hükümetlerin hiç mi ilişkisi olmadı hiç mi boyun eğmediler.Ve dedesinden onu sorumlu tutuyorsunuz böyle bir şeyde olsa olsa Sn.Dino klasiği derim.Hem bu söylentiler ne kadar doğru emin misiniz?

  Önüne gelen kitap yazıyor böyle uydurma sözlerle yola çıkılmaz Recep Tayyip içinde Mason diyorlar bunlara da mı inanalım.Ben çoğulcu demokrasi için Akp nin bu ülkede olması gerektiğini düşünüyorum.Akp Türk Sunni geleneğinin çıkardığı tarihi kökleri olan bir siyasi yaklaşımdır.Şimdi ülke bir yola giriyor ama egemenliğini sürdürmek isteyenler bırakmıyor ama tarih 2009 demiş yani 1980 değil No darbe olayı elbetde yıllarca göz ardı edilmiş Sunni düşünce devlet kademelerinde yerini alacaktır.
 
   Turk-Sunni düşünceden bahsetmemden faşistçe konuştuğum ortaya çıkmasın çünkü dünya böyle dönüyor..

  Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Dino - Mayıs 06, 2009, 01:12:39 ös
Sn.Dino
 Ben Bülent Arınç'ın fikir yelpazesine katılmasamda mecliste olması gereken bir kişi diye düşünüyorum en güzel eleştiriler ondan geliyor o da olmasa çok kuru bir meclis olucak özellikle şu ergenekon dolayısıyla orduyu eleştirmesiydi,gerçekten bizim subaylar harp nizamlarından başka her türlü yöntemlerle seçilmiş meclise karışma yöntemlerini öğrenmişler demişti.Güzel de dedi konu yargıda ama olsun çıkan silahlar var Veli Küçükler var işte Bülent Arınç budur.Kaldı ki yurdunu sevmediğini nerden çıkardınız?

 Amerikaya bel bağlayan sadece Akp mi ondan önceki hükümetlerin hiç mi ilişkisi olmadı hiç mi boyun eğmediler.Ve dedesinden onu sorumlu tutuyorsunuz böyle bir şeyde olsa olsa Sn.Dino klasiği derim.Hem bu söylentiler ne kadar doğru emin misiniz?

  Önüne gelen kitap yazıyor böyle uydurma sözlerle yola çıkılmaz Recep Tayyip içinde Mason diyorlar bunlara da mı inanalım.Ben çoğulcu demokrasi için Akp nin bu ülkede olması gerektiğini düşünüyorum.Akp Türk Sunni geleneğinin çıkardığı tarihi kökleri olan bir siyasi yaklaşımdır.Şimdi ülke bir yola giriyor ama egemenliğini sürdürmek isteyenler bırakmıyor ama tarih 2009 demiş yani 1980 değil No darbe olayı elbetde yıllarca göz ardı edilmiş Sunni düşünce devlet kademelerinde yerini alacaktır.
 
   Turk-Sunni düşünceden bahsetmemden faşistçe konuştuğum ortaya çıkmasın çünkü dünya böyle dönüyor..

  Saygılarımla...

Sayin Amurdad,

Size goruslerimi detayli yazacagim ama oncelikle aklima takilan bir soruyu sormak istiyorum; Sayin Dino klasigi derken ne demek istediniz?
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: amurdad - Mayıs 06, 2009, 01:20:49 ös
 Sn.Dino üstadıma

Size saygım çok fazla tabiki öncelikle burda olmanız ve benle sohbet etmeniz beni memnun ediyor yaşınıza da saygım buyuk sizin daha önceki yazılarınızı izledim özellikle laiklik Atatürkçülük konusunda çok katısınız bu katılık o kadar fazla ki bence sizdeki demokrat çizgileri köreltiyor.

Yani bir yazardan örnek veriyorsunuz ve kişinin dedesi kişiye ait olmayan bir suçla kişiyi yargılıyoruz böyle bir şey sizce hoş mu?

İkincisi bu ülkede demokrasi var Bülent Arınç gibiler hiç mi siyaset yapmasın hiç mi konuşmasın...

Bu arada şunuda belirteyim açtığınız konulara da vaktim olduğu sürece iştirak etmekteyim..
Saygılarımla....
 

 
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Mayıs 06, 2009, 01:38:51 ös
Çoğulcu demokrasi - Sünni gerçekten birbirini tamamlayan 2 kelime.

Sevgili Dino Üstadım demokrasinin kitabı yeniden yazılıyor bu konuda bildiklerimiz doğru değil kendimizi süratle geliştirmemiz gerek.İçiniz rahat olsun Türkiye emin ellerde.

Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: amurdad - Mayıs 06, 2009, 02:36:18 ös
 Sn.Dino üstadıma
 Alıntı yaptığınız yazıda okumamızı söylenen kitabı araştırdım öncelikle şunu belirteyim beğenen de var beğenmeyende ama bir yorum çok dikkatimi çekti hatta yazarı itham boyutuna varmış ve bu yorum kitabın satış adresi olan bir internet sitesinde yayınlanmış böyle şeylere itibar etmesemde ama kanıt diye bahsettiğiniz kitap yazarı önce kendini açık eden bir kitap yayınlasa daha iyi olur sanırım zaten işde benim için Sn.Dino ustadımı mat etmek olduğu için bu alıntıyı veriyorum kişileri dedeleri için eleştiren yazar eğer aşağıda yazılanlar doğruysa kendini hangi kategoriye koyuyor merak ediyorum işte kitabın yazarı için denilen yorumlar ilk yorum ve buraya aynen taşıyorum.Yorum:
 
 "Yazar ile birlikte Vasıf Çınar İlkokulunda beraber hocalık yaptık o zamanlar kominist olup halkların kardeşliğini anlatır Dine inanmazdı Bir ögretim yılında en az 4 ay rapor alıp okula gelmez maaşını da tıkır tıkır devletten alırdı. Günün modasına uygun kitap, rant için yazılmıştır Milli Eğitimdeki dosyası incelenirse ruh hastası olduğunu anlarsınız."
 
 Bu yorumu vereceğim adreste bulabilirsiniz.İlk yorum.
http://kitap.antoloji.com/husnuyadis-hortladi-isgal-gunlerindeki-isbirlikciler-kitabi/ (http://kitap.antoloji.com/husnuyadis-hortladi-isgal-gunlerindeki-isbirlikciler-kitabi/)

 Sn.MYSTICPROVOCATEUR
Çogulcu demokrasi derken parti kapatılmayan ki ülkemizde yeteri kadar sağ ve sol partiler kapatıldı bunu kasıt ettim ikincisi Sunni tabandan bahsederken sizde biliyorsunuz ki her etnik kimliğin veya mezhebin oy verdiği ağırlıklı olarak partiler vardır veya üye oldukları sivil toplum örgütleri sadece burdaki konuyu açık yüreklilikle dile getirdim konu bundan ibarettir.Alaylı yazınızı okudum ve kendime bir şeyler katmaya çalıştım eminim sizde aynı olgunluğu gösterirsiniz.

Türkiyenin emin ellerde olması konusu her vatandaş gibi beni de ilgilendiriyor ve ben her konuda kendimi haklı görmüyorum bu yüzden benim de içim rahat değil... :D

Saygılarımla..
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Dino - Mayıs 06, 2009, 02:46:08 ös
Sayin Amurdad,

Oncelikle saygi duydugunuz icin tesekkur ederim, duygularimiz karsilikli.

Laiklik ve Ataturkculuk konularinda kati demeyelim de oldukca hassasim diyelim. Hassaslik bazen katidan da katidir... Niye hassasim, onu da soyleyeyim; Kubilay'in basini kesecek kadar insaliktan nasibini almamis, bu eylemi yaparken de temeli Yuce dinimize baglayan gericilerin karsisinda dimdik durabilmek icin. Allahin verdigi cani alacak yine Allah'tir, O'nun yolundan gittigini iddia eden gerici beyinsizlerin degil...

Beyefendi, lutfen bu konu basligi altinda yazdiklarimi tekrar okuyunuz: Ben B. Arinc'i dedesinden dolayi elestirmiyorum, dedesinin yolundan giden ve bunu Allah adina yaptigini iddia ettigi icin elestiriyorum.

B. Arinc gibiler elbette siyaset yapsin, konussun. Konussun ki bu Yuce Millet neyin dogru neyin yanlis oldugunu anlasin ve bir cok mecrada tartissin, bu forumda bizim tartistigimiz gibi. AKP'den onceki beyanlarina baktiniz mi hic; seriat isteyen, AB'ye kesinlikle karsi olan, laikligin yikilmasini isteyen bu ve yanindaki donekler degil miydi? Ben mi yanlis hatirliyorum yoksa? Simdi demokrasi ve AB asigi kesildiler, ne buyuk istikrar, ne buyuk istibdat degil mi?

Kubilay olayindan, ya da daha dogru tabirle Cumhuriyet Rejiminin, 1925 tarihli Seyh Sait ayaklanmasindan sonraki ikinci onemli IRTICA olayindan sonra Mustafa Kemal Pasa, 28 Aralık 1930’da orduya gonderdigi bassagligi mektubunda soyle diyordu:

"Murtecilerin (gericilerin) gosterdigi vahset karsisinda Menemen’deki ahaliden bazilarinin alkislarla tasvipkar bulunmalari butun cumhuriyetci ve vatanperverler için utanilacak bir hadisedir."

Ben bu yuzyilda tekrar utanmak istemiyorum.

Umarim anlatabilmisimdir.


Not: Ben bu konuda kimseye kitap tavsiye etmedim. Yazarin ruh hastasi, komunist ya da dinsiz olmasi beni ilgilendirmez. Beni ilgilendiren, katledilen Kubilay'in basini kesen zihniyetin halen ortalikta olusudur...

 
Saygilarla,
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: MYSTICPROVOCATEUR - Mayıs 06, 2009, 03:24:26 ös
Sn amurdad,

Size çok samimi olarak sormak isterim başta Bülent Arınç olmak üzere takım arkadaşlarının gerçekten demokrasi aşığı olduklarını ve demokrasi adına çalıştıklarını düşünüyormusunuz? Hatta daha ileri gideyim bu birbirinden değerli zatların Türk kimliğini benimsediklerini,kendilerini Türk olarak gördüklerini düşünüyormusunuz?

Burada açıkça belirteyim kimsenin sırf bir ülkede doğduğu için kendini zorla Türk olarak hissetmesi zorunluluğu olduğunu düşünmüyorum.Ancak samimiyetin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Ayrıca alaylı uslubun şahsınıza karşı değildir bizimle alay ettiklerini düşündüğüm zatlara karşıdır.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: baris - Mayıs 06, 2009, 03:30:33 ös
Bülent Arınç.veya gaf adam

TBMM Başkanı Bülent Arınç, resmi bir ziyaret için bulunduğu Moskova'da Sovyet Devrimi'nin lideri Vladimir İlyiç Lenin için 'kendisini ölü görmek çok güzel' dedi.12,07,2006


ARINÇ'IN GAFLARI: ŞEYİNİ ŞEY ETTİĞİMİN ŞEYİ

3 Haziran 2003: (Tokyo Camii'ni ziyaretinde) Umarım Japonlar da İslamiyeti tanıdıkça, bu camiye gelip ibadet edenleri gördükçe, hak dinini intisap edeceklerdir. (Sonra yazılı açıklama yaptı, "Cami imamı, İslamiyet üzerinde araştırma yapan bazı Japonların kendi istekleriyle Müslüman olduklarını ve sayılarının da giderek arttığını bana ifade etti. Ben de bunu ifade ettim" dedi).

14 Nisan 2004: (23 Nisan resepsiyonu davetiyelerine eşinin adını neden yazdırmadığını soran gazetecilere) Bunun karşılığı şeyini şey ettiğimin şeyidir. Bunu bana tekrar niye soruyorsunuz?

2 Ağustos 2004: (Toplu Konut İdaresi'nin (TOKİ) milletvekilleri için site yapması girişimiyle ilgili bir soru üzerine) TOKİ moki diye bir şeyler çıkarmayın. Bakın TOKİ moki derken, adamın (Hürriyet yazarı Bekir Coşkun) Pako'su öldü.

4 Aralık 2004: (Avrupa Parlamentosu Başkanı Josep Borrell'le yaptığı ortak basın toplantısında Kıbrıs koşuluyla ilgili sorular üzerine) İspanyolca'da "palavras" var. Bizde de "palavracı" diye bir tabir vardır. Bunlar olayları olduğundan biraz daha farklı gösterirler. Bizim medya da biraz öyledir.

20 Haziran 2005: (Manisa Dericiler Sitesi Başkanı Hüseyin Akdede'nin "Sayın Başkanım size ağabey olarak hitap etmek isterim" diye izin istemesi üzerine) Bülent Ersoy deme de ne dersen de!

17 Mayıs 2006: (Danıştay'daki silahlı saldırının ardından) Şu anda hastanede bulunan Sayın Bayan Ayfer Hanım'ın da bu karara çekince koyduğunu hepimiz biliyoruz. Yani bu saldırgan o karardan (türban kararı) infial duyarak bu karara imza atan kişilere karşı bir eylem düşünmüşse, bu karara muhalif kalan bir insana silahını boşaltmaması gerekirdi.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ceycet - Mayıs 06, 2009, 03:37:56 ös
Bu konunu açılmış olması vesilesi ile,duyduğum bir anıyı paylaşmak isterim.



Menemen vahşeti duyulur duyulmaz,yaverleri koşarak Atatürk'e haber vermek isterler.

Atatürk alkollüdür ve yeni uyumuştur ama mecburen uyandırırlar.

Yaverlerden birisi,"Paşam Menemen'de gericiler isyan çıkarmış ve bir Teğmenimizi başını kesmek suretiyle şehit etmişler.Ne emir buyurursunuz "der.

Atatürk,yarı uykulu bir vaziyette"Menemeni yakın"der.Ve yeniden uykuya dalar.

Şaşıran yaverler kendi aralarında tartışmaya başlarlar.İçlerinden birisi"Paşa alkollü olduğu için böyle bir emir verdi;koca Menemen yakılırmı,sabah kalkınca hatırlamayacak bile"dediği için,Atatürk'ün emrini yetkililere iletmezler.

Sabah olur;Atatürk uyanır,yüzünü yıkarken yaverine ilk sorusu,"Menemeni yaktınız mı"olur.Artık sonrasını sizler tahmin edebilirsiniz....Nur içinde yat büyük Atam...



Saygı ve sevgilerimle...
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: baris - Mayıs 06, 2009, 03:40:37 ös
Türkiye uygarlaşma yolunda,demokrasi yolunda çok şehit vermiştir.Kubilaylar,Uğur Mumcular,Taner Kışlalılar,Bahriye Üçoklar,Muammer Aksoylar ve daha birçoğu.Gerekirse de vermeye devam edecektir.Gericilerin hiç kuşkusu olmasın ki Ülkemiz; cemaatlerin,yobazların,karanlık zihniyetin eline geçmeyecektir.Birgün geldikleri gibi gidecekler.
Türkiye LAİKTİR,LAİK KALACAK.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Mozart - Mayıs 06, 2009, 05:15:54 ös
Bay Amurmad

Siz demokrasi aşığı bir insansınız ne güzel yazmışsınız, Bülent Arınç gibi düşünenlerin hatta tüm görüşlerden insanların bir ülkenin meclisinde bulunması gayet güzel birşey. Ancak bu güzel düşüncelerin oturması, sizin dediğiniz düşündüğünüz kadar kolay değil. Türkiye çok yeni bir ülke ve insanlarımız Atatürk'ü anlayabilme seviyesine daha gelemediler, ben de gelemedim, Atatürk'ün düşünceleri de bence sonsuzluğu ifade ediyor, çünkü gelişmek durağan birşey değildir.

Konumuza gelirsek, Atatürk'ü anlamayan insanlarımız derken hangi kitlelerden söz ettiğimi biliyorsunuz, B.A.' da bu kitleden sadece biri. Siz belki demokrasi aşığı biri olarak derseniz ki demokrasi sadece Atatürk'ün düşüncelerini benimsemekle mi oluyor. Bizim ülkemizin bir kuruluş felsefesi var ve bu felsefenin unsurlarından biri de uygar toplum seviyesinin üstüne çıkmaktır. Benim düşünceme ve Atatürk'ün zamanın da uyguladığı uygulamalara baktığınızda bu uygar toplum seviyesinin üstüne çıkma yolunda bütün engeller ve kişiler demokrasi ve görüş unsuru olamazlar. Atatürk İstiklal Mahkemelerini neden kurdu dersiniz, insanları idam edilmesi hoş birşey olarak mı görüyordu, Atatürk gaddarmıydı. İstiklal Mahkemelerinde idam edilenler uygar, çağdaş toplum seviyesinin üstüne çıkmada engeldiler ve kendi iplerini kendileri çektiler. Ben demiyorum ki şimdi tek tek asalım, ama bu kutlu yolda belli bir seviyenin altında olanların söz hakkı kamusal tüm alanlarda olmaması gerekir
Nihat Genç nediyor, kümesdeki hayvanlardan oy herkez alır,
Aysun Kayacı nediyor, dağdaki çobanla benim oyum eşit mi.

Şimdi bu iki cümlenin ortak anlamını alınız ama kişilerde takılı kalmayınız, ne demek istediğimi anlamışsınızdır, ayrıca demokrasi belli kurallar içinde geçerlidir.

Diğer bir konu da B.A. yurdunu sevmesi; yurdunu sevmek demek taşını toprağını sevmek demek değildir ya da Mehmet Akif Ersoy'un şiirlerine ağlamakla olmuyor, neden bu tip insanlar sadece Mehmet Akif Ersoy'u severler. Bunu da bir düşünmek gerekir.
Sizin demokrasi anlayışınıza ben de katılıyorum ancak dediğim gibi demokrasi demek çoğulculuktur ama belli bir seviyenin üstüne gelen ülkeler sizin demokrasi anlayışınıza sahip olurlar.

B.A. belli bir oy seviyesine güvenerek ileri geri konuşuyor ama bilmiyor ki ona oy veren kişiler bugün ona yarın başkasına oy verirler. Ülkemizdeki bu tip insanlar TSK'nın hakkında birşey konuşurken iki kere düşünmeleri gerekiyor. Çünkü TSK sizin düşündüğünüz gibi meclise müdahale eden bir kurum değildir ancak ülkemizin kuruluş felsefesine karşı yapılan her türlü yıkıcı bölücü faaliyetlere dur deme hakkına sahiptir. Sizin ya da B.A.'ın düşündüğü gibi TSK meclise müdahale eden bir parti olsaydı, şuan DTP denilen parti meclisde olmazdı.

Merakımı bağışlayın ama siz demişsiniz ki "her mezhebin ve etnik grubun ağırlıklı olarak oy verdiği partiler vardır"  ben bir mezhebe sahip değilim ben kime oy vereceğim merak ediyorum. Ama illa ki bir mezhep gerekiyorsa ben İnsan mezhebindenim.

saygılarımla
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ozak1977 - Mayıs 06, 2009, 07:24:19 ös
Çok basit bir örnek :  Yılanın yavrusu da yılandır , torunu da yılandır. Yılandan ceylan çıkmaz ...

Yok ya bunun dedesi yılandı ancak kendisi vatanını çok seviyor , çok iyi yetişmiş bir birey vatana millete

hayırlı olsun deyip , ceylanların arasına koyarsak ne olur ?  O yılan büyür ve tüm ceylanları yutar...

Yurtdışında suikaste kurban giden bir devlet büyüğü , veya terörist bir saldırı  olduğunda , o eylemcinin

ailesi, akrabaları , çocukları , eşi , dostları  yakınında kimler varsa , yakın markaja alınır , takip

edilir uzun yıllar ...Aynı mantık devam ediyor mu diye... Ondan dolayıdır ki Sayın Dino ' nun anlatmaya

çalıştığı  ''ırkçılık''   değildir.


Benim şahsi fikrim B.A. ; şuandaki Türkiye Cumhuriyeti ' ni sevmiyor ,yetiştirildiği gibi ....Kendisi

hayallerini kurdukları Arap kölesi olan İslam Cumhuriyetini seviyorlar...Bu bağlamda düşünürsek ,ben

vatanperver olduklarını düşünmüyorum...



Saygılarımla
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 06, 2009, 07:58:03 ös
Sayin Amurdad,

Oncelikle saygi duydugunuz icin tesekkur ederim, duygularimiz karsilikli.

Laiklik ve Ataturkculuk konularinda kati demeyelim de oldukca hassasim diyelim. Hassaslik bazen katidan da katidir... Niye hassasim, onu da soyleyeyim; Kubilay'in basini kesecek kadar insaliktan nasibini almamis, bu eylemi yaparken de temeli Yuce dinimize baglayan gericilerin karsisinda dimdik durabilmek icin. Allahin verdigi cani alacak yine Allah'tir, O'nun yolundan gittigini iddia eden gerici beyinsizlerin degil...

Beyefendi, lutfen bu konu basligi altinda yazdiklarimi tekrar okuyunuz: Ben B. Arinc'i dedesinden dolayi elestirmiyorum, dedesinin yolundan giden ve bunu Allah adina yaptigini iddia ettigi icin elestiriyorum.

B. Arinc gibiler elbette siyaset yapsin, konussun. Konussun ki bu Yuce Millet neyin dogru neyin yanlis oldugunu anlasin ve bir cok mecrada tartissin, bu forumda bizim tartistigimiz gibi. AKP'den onceki beyanlarina baktiniz mi hic; seriat isteyen, AB'ye kesinlikle karsi olan, laikligin yikilmasini isteyen bu ve yanindaki donekler degil miydi? Ben mi yanlis hatirliyorum yoksa? Simdi demokrasi ve AB asigi kesildiler, ne buyuk istikrar, ne buyuk istibdat degil mi?

Kubilay olayindan, ya da daha dogru tabirle Cumhuriyet Rejiminin, 1925 tarihli Seyh Sait ayaklanmasindan sonraki ikinci onemli IRTICA olayindan sonra Mustafa Kemal Pasa, 28 Aralık 1930’da orduya gonderdigi bassagligi mektubunda soyle diyordu:

"Murtecilerin (gericilerin) gosterdigi vahset karsisinda Menemen’deki ahaliden bazilarinin alkislarla tasvipkar bulunmalari butun cumhuriyetci ve vatanperverler için utanilacak bir hadisedir."

Ben bu yuzyilda tekrar utanmak istemiyorum.

Umarim anlatabilmisimdir.


Not: Ben bu konuda kimseye kitap tavsiye etmedim. Yazarin ruh hastasi, komunist ya da dinsiz olmasi beni ilgilendirmez. Beni ilgilendiren, katledilen Kubilay'in basini kesen zihniyetin halen ortalikta olusudur...

 
Saygilarla,


sevgili dino

Kubilay olayında senle şöyle bir bilgiyi paylaşmak isterim.Hassasiyetlerimiz aynı senle ama biraz yolum farklı oda şu bilimde şüphecilik vardır,bu tez aslında sadece bilimde değildir  nerde okuduğumu hatırlayamayabilirim yanlışta kaynak vermek istemem ama sanırım yalan söyleyen tarih utansın kitbın adı.Yazarıda Mustafa MÜFTÜOĞLU,dur.Şehit Kubilay olayını anlattığı bölüm şu idi Kubilay yobaz kılığındaki insanlar tarafından öldürüldü ve olayın nedenlerini ozamanki devrin inceliğine göre anlatıyor.Komplo olabileceğinide düşünerek yorumlamak daha doğrudur sanırım.Yine aynı kitapta yanılmıyorsam 1.İnönü muharebesinin aslında hiç yapılmadığı ama yeni kurulan cumhuriyete itibar kazandırmak için tezgahlandığını anlatıyordu.Ben aynı yorumu prof.Yalçın Küçüktende aynı şekilde duydum.Komplo ise bayağı etkili,değilsede değil zaten.Olaylar ve anlatılanlar bazen görüldüğü gibi olmayabiliyor.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Mozart - Mayıs 06, 2009, 09:02:41 ös
Bay  karahan

Mustafa Müftüoğlu(gerçek ismi: Mustafa Hayreddin Tatlısu) ve Yalçın Küçük'ün kim olduklarıyla ilgili açıklama yapmama gerek var mı?
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Dino - Mayıs 06, 2009, 10:53:46 ös
Sayin Karahan,

Bu dunyada her sey mumkun, olabilir. Ama derdimi anlamis degilsiniz. B.Arinc, dedesi, amcasi farketmez. Farkeden ve derdim olan konu su; kolay kurulmayan bu ulkede, din kisvesi altina saklanip, ulus devlet yapisini sarsmaya calisan yobaz arap hayranlari. Varolduklarindan beri dunyaya hicbirsey verememis, ustelik bizleri de arkadan vurmus kiralik zihniyetli araplara nasil hayran olunabiliyor, su kucucuk zihnim almiyor.

Gecmiste ne olduysa oldu ya da olmadi. Onemli olan bugundur. Bekamizi devam ettirmek bize, bu toplumun her ferdine bagli. Ben Turk'luk kavramini kabul etmiyorum, ummetcilik en hakiki yoldur diyenlerin karsisinda durmazsak, arkalarina aldiklari emperyalist guclerle beraber bizleri goturebilecekleri sonu dusunebiliyor musunuz?

Septik dusunce yapisinin ya da supheciligin de bir siniri vardir, Turkiye Cumhuriyeti vardir ve bunda suphe var midir? Yoktur. Bu memleket Ataturk'un felsefi ile ilelebet var olacak midir? Bunda da suphe yoktur, devam edecektir. Dahili ve harici bedhahlar her daim olacaktir ama bu ulke dunya var oldukca hayatini surdurecektir.

Umarim sonunda anlatabilmisimdir.

Saygilarla,
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Saygın - Mayıs 07, 2009, 12:22:38 öö
Sayin Amurdad,

Oncelikle saygi duydugunuz icin tesekkur ederim, duygularimiz karsilikli.

Laiklik ve Ataturkculuk konularinda kati demeyelim de oldukca hassasim diyelim. Hassaslik bazen katidan da katidir... Niye hassasim, onu da soyleyeyim; Kubilay'in basini kesecek kadar insaliktan nasibini almamis, bu eylemi yaparken de temeli Yuce dinimize baglayan gericilerin karsisinda dimdik durabilmek icin. Allahin verdigi cani alacak yine Allah'tir, O'nun yolundan gittigini iddia eden gerici beyinsizlerin degil...

Beyefendi, lutfen bu konu basligi altinda yazdiklarimi tekrar okuyunuz: Ben B. Arinc'i dedesinden dolayi elestirmiyorum, dedesinin yolundan giden ve bunu Allah adina yaptigini iddia ettigi icin elestiriyorum.

B. Arinc gibiler elbette siyaset yapsin, konussun. Konussun ki bu Yuce Millet neyin dogru neyin yanlis oldugunu anlasin ve bir cok mecrada tartissin, bu forumda bizim tartistigimiz gibi. AKP'den onceki beyanlarina baktiniz mi hic; seriat isteyen, AB'ye kesinlikle karsi olan, laikligin yikilmasini isteyen bu ve yanindaki donekler degil miydi? Ben mi yanlis hatirliyorum yoksa? Simdi demokrasi ve AB asigi kesildiler, ne buyuk istikrar, ne buyuk istibdat degil mi?

Kubilay olayindan, ya da daha dogru tabirle Cumhuriyet Rejiminin, 1925 tarihli Seyh Sait ayaklanmasindan sonraki ikinci onemli IRTICA olayindan sonra Mustafa Kemal Pasa, 28 Aralık 1930’da orduya gonderdigi bassagligi mektubunda soyle diyordu:

"Murtecilerin (gericilerin) gosterdigi vahset karsisinda Menemen’deki ahaliden bazilarinin alkislarla tasvipkar bulunmalari butun cumhuriyetci ve vatanperverler için utanilacak bir hadisedir."

Ben bu yuzyilda tekrar utanmak istemiyorum.

Umarim anlatabilmisimdir.


Not: Ben bu konuda kimseye kitap tavsiye etmedim. Yazarin ruh hastasi, komunist ya da dinsiz olmasi beni ilgilendirmez. Beni ilgilendiren, katledilen Kubilay'in basini kesen zihniyetin halen ortalikta olusudur...

 
Saygilarla,


sevgili dino

Kubilay olayında senle şöyle bir bilgiyi paylaşmak isterim.Hassasiyetlerimiz aynı senle ama biraz yolum farklı oda şu bilimde şüphecilik vardır,bu tez aslında sadece bilimde değildir  nerde okuduğumu hatırlayamayabilirim yanlışta kaynak vermek istemem ama sanırım yalan söyleyen tarih utansın kitbın adı.Yazarıda Mustafa MÜFTÜOĞLU,dur.Şehit Kubilay olayını anlattığı bölüm şu idi Kubilay yobaz kılığındaki insanlar tarafından öldürüldü ve olayın nedenlerini ozamanki devrin inceliğine göre anlatıyor.Komplo olabileceğinide düşünerek yorumlamak daha doğrudur sanırım.Yine aynı kitapta yanılmıyorsam 1.İnönü muharebesinin aslında hiç yapılmadığı ama yeni kurulan cumhuriyete itibar kazandırmak için tezgahlandığını anlatıyordu.Ben aynı yorumu prof.Yalçın Küçüktende aynı şekilde duydum.Komplo ise bayağı etkili,değilsede değil zaten.Olaylar ve anlatılanlar bazen görüldüğü gibi olmayabiliyor.
Pek vatan perver olmayanlardan birisi de istiklal savaşı olmamıştır diye kanal kanal geziyordu bunu da hatırlatmak isterim. Aydın insanlar şu dönemde gözlerini herzamankinden daha fazla açmalı. Eğer hala "bırakın yahu adamın dedesi yapmış, dedesi bu yolun yolcusuymuş, kendine karşı neden tedirgin olalım" kafasıyla devam edersek ne hale geleceğiz.. Bunun karşılığı asla olgunluk değildir. Ozaman bu yumuşak düşünceli insanlar, yumuşak olmalarının karşılığını çok güzel alacaklar.

Ben bir konuda daha hatırlatma yapmak istiyorum; AKP yanlısı kadrolaşmalar; tarikat ve cemaatlerin şuan geldikleri nokta haddinin üzerinde güçlü ve bu güç doğrultusunda ivme kazanmış durumda. Artık kendi İş adamları, medyası, sanayisi, eğitim ve öğretim departmanları vs.. hatta kendi sosyeteleri dahi var.. Dikkatinizi çekerim cebinize paranızı koyun yada koyduğunuzu var sayın. İstanbul yakınlarında Şileye yada yatırıma müsait herhangi bir yere gidin. Yapacağınız yatırımı belirlerken cebinizdeki paradan önce hangi tarikattan, hangi cemaatten olduğunuzu soracaklar size.

Şuan bir senaryo döküyorum ortaya; Aydın örgütlenmeler ve ordu ne vaziyette? Akp yönetimi ve kadrolaşmasının, dışarıda kalan, içinde aydın kesimin de bulunduğu kadroya; yeni bir düzende ihtiyacı var mıdır yada kalmış mıdır? Akp hükümeti bu gece kendi tasarladığı olası yeni rejimi yürürlüğe koyarak bir devrim yapsa.. Karşı koyabilecek tek vucut, tek beyin ve istikrarli bir güc var mıdır yada kalmışmıdır?  Bunu sadece düşünün bu bir senaryo, bir hayal ürünü. Sadece düşünün.

Bugüne dek yapılanların karşılığı; "vatan perver olmamak" diye nitelendirilemez. Anlatmak istediğim; eğer söz konusu Vatansa tüm yumuşak düşünceli arkadaşlarımdan özür diliyorum ben sizin kadar yumuşak düşünemiyorum. Bunun tek karşılığı "vatan hainliğidir" eğer vatanını soymak, milletini kör etmek, milletine eziyet etmek, milletini hiç olmadığı bir millete dönüştürmeye çalışmak ve Ulu önderin düşüncelerinin, ilke ve inkilaplarının kuyusunu kazmak sizce affedilebilirse buyurun meydean sizin.

Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: yalçın - Mayıs 07, 2009, 11:40:51 öö
Bu ülke sokaklarında bangır bangır "şeriat isterük" diye bağıranlarıda gördü,cübbeli-sakallı tarikat liderlerini kapıda karşılayan,devlet ve millet için önemli konuları "ulema'ya sormak lazım"diyen başbakanları da gördü.

Ancak hiçbir emperyalist güç ve onun işbirlikçisi Türkiye Cumhuriyeti'ni farklı bir rejim arayışına itememiştir.Bu halkı kimse koyun adletmesin.Biliyoruz ki evvel den beri bizi birbirimize düşürme çabası vardır.Bu çaba içerisinde dinimizi,ırkımızı,mezhebimizi,siyasi görüşlerimizi kullanmışlardır,kullanmaya  da devam etmektedirler.

Bizler,Atamızın bize miras bıraktığı Cumhuriyet ve bağımsızlık ruhu ile ilelebet bu topraklarda kardeşçe yaşayacağız.Farklı hayalleri olanlar da o hayallerle tarihe gömülecektir.



                                                                                                                     Saygılarımla,
 
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 07, 2009, 02:53:23 ös
Bay  karahan

Mustafa Müftüoğlu(gerçek ismi: Mustafa Hayreddin Tatlısu) ve Yalçın Küçük'ün kim olduklarıyla ilgili açıklama yapmama gerek var mı?

Bay Akyol
Aslında açıklama yapsan iyi olurdu Benim şahsen tanıştığım muhabbetini dinlediğim biri idi Mustafa Müftüoğlu rahmetli oldu şimdi.Şunu kabul ederim her yazar kendi dünya görüşü ve düşünceleri ile kendi penceresinden bakarak yazar genelde burda bize düşen,bunu böyle bilip antitezinide gördükten sonra yorumlamak.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 07, 2009, 02:59:44 ös
Sayin Karahan,

Bu dunyada her sey mumkun, olabilir. Ama derdimi anlamis degilsiniz. B.Arinc, dedesi, amcasi farketmez. Farkeden ve derdim olan konu su; kolay kurulmayan bu ulkede, din kisvesi altina saklanip, ulus devlet yapisini sarsmaya calisan yobaz arap hayranlari. Varolduklarindan beri dunyaya hicbirsey verememis, ustelik bizleri de arkadan vurmus kiralik zihniyetli araplara nasil hayran olunabiliyor, su kucucuk zihnim almiyor.

Gecmiste ne olduysa oldu ya da olmadi. Onemli olan bugundur. Bekamizi devam ettirmek bize, bu toplumun her ferdine bagli. Ben Turk'luk kavramini kabul etmiyorum, ummetcilik en hakiki yoldur diyenlerin karsisinda durmazsak, arkalarina aldiklari emperyalist guclerle beraber bizleri goturebilecekleri sonu dusunebiliyor musunuz?

Septik dusunce yapisinin ya da supheciligin de bir siniri vardir, Turkiye Cumhuriyeti vardir ve bunda suphe var midir? Yoktur. Bu memleket Ataturk'un felsefi ile ilelebet var olacak midir? Bunda da suphe yoktur, devam edecektir. Dahili ve harici bedhahlar her daim olacaktir ama bu ulke dunya var oldukca hayatini surdurecektir.

Umarim sonunda anlatabilmisimdir.

Saygilarla,

sevgili Dino sana dünya görüşü olarak katılmadığım yön yok yazında.Heleki ilk cümlen çok iyi zaten bilimde şüpheci olduğu için hep gelişir.Y gerçekten öyle ise ozaman altındaki diğer sebeplere bakarsın.Ben şahsen bir insan olarak bana sunulan herşeyi sorgulamadan yiyecek biri değilim eğer o sav doğru ise bu sefer neden böyle birşeye ihtiyaç duyulduğunu sorgularım muhakkak akla yatkın mantıklı cevabı vardır.Atatürkle ilgili her cümlene katılıyorum ama bir fazlasıda yerine bir şey koyamayacak şekilde değil.Bu ülkemi geri bırakır herkesi herşeyi Atatürke referans göstermek bu ülkede liderlik yapacak insanlar için en büyük tehlike aslında.Lider kendi anlamı içinde en tepe olmak ister başkasını kendi yerine koymak istemez yoksa kendi gelişimini süreci tamamlayamaz.O yüzden Atatürk,ü insanların karşısına kıstas yapanları artık bence engellemeli ki yeni atatürkler çıkarsın bu millet.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Dino - Mayıs 07, 2009, 03:14:06 ös
Sayin Karahan,

Bu dunyada her sey mumkun, olabilir. Ama derdimi anlamis degilsiniz. B.Arinc, dedesi, amcasi farketmez. Farkeden ve derdim olan konu su; kolay kurulmayan bu ulkede, din kisvesi altina saklanip, ulus devlet yapisini sarsmaya calisan yobaz arap hayranlari. Varolduklarindan beri dunyaya hicbirsey verememis, ustelik bizleri de arkadan vurmus kiralik zihniyetli araplara nasil hayran olunabiliyor, su kucucuk zihnim almiyor.

Gecmiste ne olduysa oldu ya da olmadi. Onemli olan bugundur. Bekamizi devam ettirmek bize, bu toplumun her ferdine bagli. Ben Turk'luk kavramini kabul etmiyorum, ummetcilik en hakiki yoldur diyenlerin karsisinda durmazsak, arkalarina aldiklari emperyalist guclerle beraber bizleri goturebilecekleri sonu dusunebiliyor musunuz?

Septik dusunce yapisinin ya da supheciligin de bir siniri vardir, Turkiye Cumhuriyeti vardir ve bunda suphe var midir? Yoktur. Bu memleket Ataturk'un felsefi ile ilelebet var olacak midir? Bunda da suphe yoktur, devam edecektir. Dahili ve harici bedhahlar her daim olacaktir ama bu ulke dunya var oldukca hayatini surdurecektir.

Umarim sonunda anlatabilmisimdir.

Saygilarla,

sevgili Dino sana dünya görüşü olarak katılmadığım yön yok yazında.Heleki ilk cümlen çok iyi zaten bilimde şüpheci olduğu için hep gelişir.Y gerçekten öyle ise ozaman altındaki diğer sebeplere bakarsın.Ben şahsen bir insan olarak bana sunulan herşeyi sorgulamadan yiyecek biri değilim eğer o sav doğru ise bu sefer neden böyle birşeye ihtiyaç duyulduğunu sorgularım muhakkak akla yatkın mantıklı cevabı vardır.Atatürkle ilgili her cümlene katılıyorum ama bir fazlasıda yerine bir şey koyamayacak şekilde değil.Bu ülkemi geri bırakır herkesi herşeyi Atatürke referans göstermek bu ülkede liderlik yapacak insanlar için en büyük tehlike aslında.Lider kendi anlamı içinde en tepe olmak ister başkasını kendi yerine koymak istemez yoksa kendi gelişimini süreci tamamlayamaz.O yüzden Atatürk,ü insanların karşısına kıstas yapanları artık bence engellemeli ki yeni atatürkler çıkarsın bu millet.

Sayin Karahan,

Bizim memleketimizin yeni Ataturk'lere ihtiyaci yok diyorum. Ama lidere ihtiyaci var elbette. Neden mi, Ataturk'un yola cikarttigi koskoca gemiyi yuzdurmek icin... Geminin rotasi belli, varmak istedigi yere sagsalim goruecek liderlere ihtiyac var, bizi karaya oturtmayacak, aysberglere carptirmayacak... Yeni Ataturk'ler zor cikar, belki 100 yilda bir, o da benim ulkemde mi cikar bilinmez...

Saygilarla,
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 07, 2009, 03:15:06 ös
 Yalan söyleyen tarih utansın
Kapatalım gözlerimizi. Tıkayalım kulaklarımızı. Hafızalarımızın pause tuşuna basalım. Ve bize dayatılan Resmi Tarihin her türlü aldatmacılığına kanalım. Vahdettin'in M.Kemal'i Samsun'a göndermesini öğretmeyelim gencecik beyinlere. Onlar Vahdetin'i bir hain olarak bilsinler. Abdülhamid'i de Kızıl Sultan. Padişahları astığı astık, kestiği kestik tanıtalım, İstiklal Mahkemeleri'nde sorgusuz sualsiz asılan binlerce insanı görmezlikten gelerek. Cumhuriyetin ilk yıllarında kapatılan İki muhalefet partisinin, Cumhuriyet Halk Fırkası karşısında ciddi halk desteği almasından ötürü kapatıldığının önüne Atatürk'e suikast ve irticai yaygaralarını sürelim. Kubilay'ın esrarkeş birkaç manyak tarafından katledildiğini de saklayalım neslimizden, onlar Dinciler olarak bilsinler Genelkurmayın arşivlerinde yazılanlara rağmen. İskilipli'yi anmayalım, O cellatlaşan İstiklal Mahkemeleri hakimlerinin Kurtuluş Savaşında ölümü göze alarak savaşan Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Refet Bele ve Adnan Adıvar'ı, sırf muhalif oldukları için idam cezası ile yargılamalarına da gerek duymayalım tazecik beyinlere öğretmeye. Kazanılmış bir savaşın ardından kaybedilmiş Devlet muamelesi gördüğümüz Lozan'ı da büyük zafer diye kakalayalım arada. İsmet Paşa'yı da Lozan Zaferinin büyük mimarı diye anlatalım. Yumruğunu masaya vurup, masanın ortadan ikiye ayrıldığı yalanını da araya sıkıştırıverelim.

Atatürk'ün İsmet Paşa'yı Başbakanlıktan azletmesine de girmeyelim. İsmet Paşanın Atatürk'ün ölümünün ardından paranın üzerindeki resimlerden Atatürk'ü kaldırmasına da. Türkçe Ezan adı altında tam 18 yıl bu ülke insanına edilen işkenceye hiç değinmeyelim. 1935 ten itibaren Kuran öğreniminin yasaklanmasına da değinmeyelim ki, neden sorusuna muhatap olmayalım küçücük evlatlarımızın. Arapça Kuran yasaktı, Türkçe serbestti diye yırtma girişimlerine girişelim sonra. Jandarma'nın Arapça Kuran okuyanlara köyün meydanında işkence ettiğini de duyurmayalım ki adımız Din Düşmanına çıkmasın. Tek Parti İktidarının Dindar kesime yaptığı inanılmaz baskıları konuşmayalım, Mahalle Baskısını konuştuğumuz şu günlerde.

İstiklal Marşını yazan o büyük insan Mehmet Akif'in Mısır'a sürgün edildiğini de es geçelim. Şeyh Said ayaklanmasında, Şeyh Said'i durdurmaya çalışan ve kendisine hiçbir şekilde destek olmayan Said-i Nursi'yi isim oyunları ile işin içine katıp Cumhuriyet düşmanı yapalım. 1945'e kadar getirdiğimiz tarihimizi 60 lı yıllara kadar getirip bir Başbakan iki Bakanın asıldığını duyurmayalım.

Biz araştırtmayalım, konuşturmayalım. Vahdettin hain, Abdülhamid Kızıl Sultan, İsmet Paşa Muzaffer, Said Nurs-i cumhuriyet düşmanı olarak yer alsın kitaplarımızda. Olur da bunun dışında cümleler sarfeden olursa, gidecek yer gösterelim. Basalım düğmeye, çalalım 10.yıl Marşını, efkarlanalım. 15 milyon genç yaratmanın keyfini sürelim. Ama o günlere girmeyelim. Girince keyfimiz kaçmasın, Yalan Söyleyen Tarih, yalanlarını dile getirmeye devam etsin. Her ne kadar "Yalan Söyleyen Tarih Utansın" desekte biz.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 07, 2009, 03:22:18 ös
Sayin Karahan,

Bu dunyada her sey mumkun, olabilir. Ama derdimi anlamis degilsiniz. B.Arinc, dedesi, amcasi farketmez. Farkeden ve derdim olan konu su; kolay kurulmayan bu ulkede, din kisvesi altina saklanip, ulus devlet yapisini sarsmaya calisan yobaz arap hayranlari. Varolduklarindan beri dunyaya hicbirsey verememis, ustelik bizleri de arkadan vurmus kiralik zihniyetli araplara nasil hayran olunabiliyor, su kucucuk zihnim almiyor.

Gecmiste ne olduysa oldu ya da olmadi. Onemli olan bugundur. Bekamizi devam ettirmek bize, bu toplumun her ferdine bagli. Ben Turk'luk kavramini kabul etmiyorum, ummetcilik en hakiki yoldur diyenlerin karsisinda durmazsak, arkalarina aldiklari emperyalist guclerle beraber bizleri goturebilecekleri sonu dusunebiliyor musunuz?

Septik dusunce yapisinin ya da supheciligin de bir siniri vardir, Turkiye Cumhuriyeti vardir ve bunda suphe var midir? Yoktur. Bu memleket Ataturk'un felsefi ile ilelebet var olacak midir? Bunda da suphe yoktur, devam edecektir. Dahili ve harici bedhahlar her daim olacaktir ama bu ulke dunya var oldukca hayatini surdurecektir.

Umarim sonunda anlatabilmisimdir.

Saygilarla,

sevgili Dino sana dünya görüşü olarak katılmadığım yön yok yazında.Heleki ilk cümlen çok iyi zaten bilimde şüpheci olduğu için hep gelişir.Y gerçekten öyle ise ozaman altındaki diğer sebeplere bakarsın.Ben şahsen bir insan olarak bana sunulan herşeyi sorgulamadan yiyecek biri değilim eğer o sav doğru ise bu sefer neden böyle birşeye ihtiyaç duyulduğunu sorgularım muhakkak akla yatkın mantıklı cevabı vardır.Atatürkle ilgili her cümlene katılıyorum ama bir fazlasıda yerine bir şey koyamayacak şekilde değil.Bu ülkemi geri bırakır herkesi herşeyi Atatürke referans göstermek bu ülkede liderlik yapacak insanlar için en büyük tehlike aslında.Lider kendi anlamı içinde en tepe olmak ister başkasını kendi yerine koymak istemez yoksa kendi gelişimini süreci tamamlayamaz.O yüzden Atatürk,ü insanların karşısına kıstas yapanları artık bence engellemeli ki yeni atatürkler çıkarsın bu millet.

Sayin Karahan,

Bizim memleketimizin yeni Ataturk'lere ihtiyaci yok diyorum. Ama lidere ihtiyaci var elbette. Neden mi, Ataturk'un yola cikarttigi koskoca gemiyi yuzdurmek icin... Geminin rotasi belli, varmak istedigi yere sagsalim goruecek liderlere ihtiyac var, bizi karaya oturtmayacak, aysberglere carptirmayacak... Yeni Ataturk'ler zor cikar, belki 100 yilda bir, o da benim ulkemde mi cikar bilinmez...

Saygilarla,

Sevgili Dino
Her ülkenin her daim daha büyük daha şanlı liderlere hep ihtiyacı vardır.Osmanlıda Fatihin büyüklüğü Yavuzu,Yavuzun büyüklüğü,Kanuniyi engellemedi.Ha aralarında ki fark onlar aile idi.Aile olmasında rağmen hep daha büyük lider çıkararak büyümüşler.Benim mantığım doğrudur demiyorum ama ben mizaç olarak dayatmadan hoşlanan biri değilim.Atatürk bir takım insanlar tarafından bilinçaltı dayatılıyor.Kimse yaptıklarını inkar da edemez vasıflarınıda görmezden gelemez.Bu yapılan şeyler Atamın yalebi olamaz ona bunu sevgili ülkesi verdi.Artık bu iş öyle noktaya getirildiki şaşırmamak mümkün değil Adam çıkıyor anıtkabre Ataya ülkede yaşanılanları şikayet ediyor.Bunun dinlerdeki sapkınlıklardan ne farkı vardır allah aşkına.Benim itirazım buna Atamı rahat bıraksınlar uyusun o.Leninde rusya için büyük ve önemli ama şu anda rusya denince akla tamda o gelmiyor
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Dino - Mayıs 07, 2009, 03:24:54 ös
Yalan söyleyen tarih utansın
Kapatalım gözlerimizi. Tıkayalım kulaklarımızı. Hafızalarımızın pause tuşuna basalım. Ve bize dayatılan Resmi Tarihin her türlü aldatmacılığına kanalım. Vahdettin'in M.Kemal'i Samsun'a göndermesini öğretmeyelim gencecik beyinlere. Onlar Vahdetin'i bir hain olarak bilsinler. Abdülhamid'i de Kızıl Sultan. Padişahları astığı astık, kestiği kestik tanıtalım, İstiklal Mahkemeleri'nde sorgusuz sualsiz asılan binlerce insanı görmezlikten gelerek. Cumhuriyetin ilk yıllarında kapatılan İki muhalefet partisinin, Cumhuriyet Halk Fırkası karşısında ciddi halk desteği almasından ötürü kapatıldığının önüne Atatürk'e suikast ve irticai yaygaralarını sürelim. Kubilay'ın esrarkeş birkaç manyak tarafından katledildiğini de saklayalım neslimizden, onlar Dinciler olarak bilsinler Genelkurmayın arşivlerinde yazılanlara rağmen. İskilipli'yi anmayalım, O cellatlaşan İstiklal Mahkemeleri hakimlerinin Kurtuluş Savaşında ölümü göze alarak savaşan Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Refet Bele ve Adnan Adıvar'ı, sırf muhalif oldukları için idam cezası ile yargılamalarına da gerek duymayalım tazecik beyinlere öğretmeye. Kazanılmış bir savaşın ardından kaybedilmiş Devlet muamelesi gördüğümüz Lozan'ı da büyük zafer diye kakalayalım arada. İsmet Paşa'yı da Lozan Zaferinin büyük mimarı diye anlatalım. Yumruğunu masaya vurup, masanın ortadan ikiye ayrıldığı yalanını da araya sıkıştırıverelim.

Atatürk'ün İsmet Paşa'yı Başbakanlıktan azletmesine de girmeyelim. İsmet Paşanın Atatürk'ün ölümünün ardından paranın üzerindeki resimlerden Atatürk'ü kaldırmasına da. Türkçe Ezan adı altında tam 18 yıl bu ülke insanına edilen işkenceye hiç değinmeyelim. 1935 ten itibaren Kuran öğreniminin yasaklanmasına da değinmeyelim ki, neden sorusuna muhatap olmayalım küçücük evlatlarımızın. Arapça Kuran yasaktı, Türkçe serbestti diye yırtma girişimlerine girişelim sonra. Jandarma'nın Arapça Kuran okuyanlara köyün meydanında işkence ettiğini de duyurmayalım ki adımız Din Düşmanına çıkmasın. Tek Parti İktidarının Dindar kesime yaptığı inanılmaz baskıları konuşmayalım, Mahalle Baskısını konuştuğumuz şu günlerde.

İstiklal Marşını yazan o büyük insan Mehmet Akif'in Mısır'a sürgün edildiğini de es geçelim. Şeyh Said ayaklanmasında, Şeyh Said'i durdurmaya çalışan ve kendisine hiçbir şekilde destek olmayan Said-i Nursi'yi isim oyunları ile işin içine katıp Cumhuriyet düşmanı yapalım. 1945'e kadar getirdiğimiz tarihimizi 60 lı yıllara kadar getirip bir Başbakan iki Bakanın asıldığını duyurmayalım.

Biz araştırtmayalım, konuşturmayalım. Vahdettin hain, Abdülhamid Kızıl Sultan, İsmet Paşa Muzaffer, Said Nurs-i cumhuriyet düşmanı olarak yer alsın kitaplarımızda. Olur da bunun dışında cümleler sarfeden olursa, gidecek yer gösterelim. Basalım düğmeye, çalalım 10.yıl Marşını, efkarlanalım. 15 milyon genç yaratmanın keyfini sürelim. Ama o günlere girmeyelim. Girince keyfimiz kaçmasın, Yalan Söyleyen Tarih, yalanlarını dile getirmeye devam etsin. Her ne kadar "Yalan Söyleyen Tarih Utansın" desekte biz.


Sayin Karahan,

Nereden alintiladinizsa, siz okudunuz mu bu yaziyi? Okuduysaniz da anladiniz mi neden kaleme alindigini? Anlamamissiniz ki eklemissiniz bu kabul edilmez, yanli yazilan yaziyi. Neden yazildigini almak icin ikinci paragrafa bakmaniz yeter. Bu yazilara, "temele konan dinamit" demek sanirim yanlis olmaz. Septik olup herseyden suphe edeyim derken kavramlar ve yanlislar arasinda bogulmayin sakin.

Boyle alcakca belden asagi vurmaya calisan bir yaziyi paylastiginiz icin uzgunum. En azindan altina kendi yorumunuzu da eklemenizi beklerdim. Demek ki bu goruslere katiliyorsunuz.

Saygi ile.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Dino - Mayıs 07, 2009, 03:28:33 ös
Sayin Karahan,

Bu dunyada her sey mumkun, olabilir. Ama derdimi anlamis degilsiniz. B.Arinc, dedesi, amcasi farketmez. Farkeden ve derdim olan konu su; kolay kurulmayan bu ulkede, din kisvesi altina saklanip, ulus devlet yapisini sarsmaya calisan yobaz arap hayranlari. Varolduklarindan beri dunyaya hicbirsey verememis, ustelik bizleri de arkadan vurmus kiralik zihniyetli araplara nasil hayran olunabiliyor, su kucucuk zihnim almiyor.

Gecmiste ne olduysa oldu ya da olmadi. Onemli olan bugundur. Bekamizi devam ettirmek bize, bu toplumun her ferdine bagli. Ben Turk'luk kavramini kabul etmiyorum, ummetcilik en hakiki yoldur diyenlerin karsisinda durmazsak, arkalarina aldiklari emperyalist guclerle beraber bizleri goturebilecekleri sonu dusunebiliyor musunuz?

Septik dusunce yapisinin ya da supheciligin de bir siniri vardir, Turkiye Cumhuriyeti vardir ve bunda suphe var midir? Yoktur. Bu memleket Ataturk'un felsefi ile ilelebet var olacak midir? Bunda da suphe yoktur, devam edecektir. Dahili ve harici bedhahlar her daim olacaktir ama bu ulke dunya var oldukca hayatini surdurecektir.

Umarim sonunda anlatabilmisimdir.

Saygilarla,

sevgili Dino sana dünya görüşü olarak katılmadığım yön yok yazında.Heleki ilk cümlen çok iyi zaten bilimde şüpheci olduğu için hep gelişir.Y gerçekten öyle ise ozaman altındaki diğer sebeplere bakarsın.Ben şahsen bir insan olarak bana sunulan herşeyi sorgulamadan yiyecek biri değilim eğer o sav doğru ise bu sefer neden böyle birşeye ihtiyaç duyulduğunu sorgularım muhakkak akla yatkın mantıklı cevabı vardır.Atatürkle ilgili her cümlene katılıyorum ama bir fazlasıda yerine bir şey koyamayacak şekilde değil.Bu ülkemi geri bırakır herkesi herşeyi Atatürke referans göstermek bu ülkede liderlik yapacak insanlar için en büyük tehlike aslında.Lider kendi anlamı içinde en tepe olmak ister başkasını kendi yerine koymak istemez yoksa kendi gelişimini süreci tamamlayamaz.O yüzden Atatürk,ü insanların karşısına kıstas yapanları artık bence engellemeli ki yeni atatürkler çıkarsın bu millet.

Sayin Karahan,

Bizim memleketimizin yeni Ataturk'lere ihtiyaci yok diyorum. Ama lidere ihtiyaci var elbette. Neden mi, Ataturk'un yola cikarttigi koskoca gemiyi yuzdurmek icin... Geminin rotasi belli, varmak istedigi yere sagsalim goruecek liderlere ihtiyac var, bizi karaya oturtmayacak, aysberglere carptirmayacak... Yeni Ataturk'ler zor cikar, belki 100 yilda bir, o da benim ulkemde mi cikar bilinmez...

Saygilarla,

Sevgili Dino
Her ülkenin her daim daha büyük daha şanlı liderlere hep ihtiyacı vardır.Osmanlıda Fatihin büyüklüğü Yavuzu,Yavuzun büyüklüğü,Kanuniyi engellemedi.Ha aralarında ki fark onlar aile idi.Aile olmasında rağmen hep daha büyük lider çıkararak büyümüşler.Benim mantığım doğrudur demiyorum ama ben mizaç olarak dayatmadan hoşlanan biri değilim.Atatürk bir takım insanlar tarafından bilinçaltı dayatılıyor.Kimse yaptıklarını inkar da edemez vasıflarınıda görmezden gelemez.Bu yapılan şeyler Atamın yalebi olamaz ona bunu sevgili ülkesi verdi.Artık bu iş öyle noktaya getirildiki şaşırmamak mümkün değil Adam çıkıyor anıtkabre Ataya ülkede yaşanılanları şikayet ediyor.Bunun dinlerdeki sapkınlıklardan ne farkı vardır allah aşkına.Benim itirazım buna Atamı rahat bıraksınlar uyusun o.Leninde rusya için büyük ve önemli ama şu anda rusya denince akla tamda o gelmiyor

Ata'ya sikayet sembolik bir tavirdir, garipsenmesi garip. Ayrica bunun dinle birlestirilmesi, es kosulmasi da yanlis. Ayrica, haklisiniz, Ata'yi rahat birakalim, uyusun. Uyusun da eserini yoldan cikartsinlar, degil mi?

Siz dayatmalara katlanamiyorsunuz, ben de mantiksizliga...

Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 07, 2009, 03:44:04 ös
Yalan söyleyen tarih utansın
Kapatalım gözlerimizi. Tıkayalım kulaklarımızı. Hafızalarımızın pause tuşuna basalım. Ve bize dayatılan Resmi Tarihin her türlü aldatmacılığına kanalım. Vahdettin'in M.Kemal'i Samsun'a göndermesini öğretmeyelim gencecik beyinlere. Onlar Vahdetin'i bir hain olarak bilsinler. Abdülhamid'i de Kızıl Sultan. Padişahları astığı astık, kestiği kestik tanıtalım, İstiklal Mahkemeleri'nde sorgusuz sualsiz asılan binlerce insanı görmezlikten gelerek. Cumhuriyetin ilk yıllarında kapatılan İki muhalefet partisinin, Cumhuriyet Halk Fırkası karşısında ciddi halk desteği almasından ötürü kapatıldığının önüne Atatürk'e suikast ve irticai yaygaralarını sürelim. Kubilay'ın esrarkeş birkaç manyak tarafından katledildiğini de saklayalım neslimizden, onlar Dinciler olarak bilsinler Genelkurmayın arşivlerinde yazılanlara rağmen. İskilipli'yi anmayalım, O cellatlaşan İstiklal Mahkemeleri hakimlerinin Kurtuluş Savaşında ölümü göze alarak savaşan Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Refet Bele ve Adnan Adıvar'ı, sırf muhalif oldukları için idam cezası ile yargılamalarına da gerek duymayalım tazecik beyinlere öğretmeye. Kazanılmış bir savaşın ardından kaybedilmiş Devlet muamelesi gördüğümüz Lozan'ı da büyük zafer diye kakalayalım arada. İsmet Paşa'yı da Lozan Zaferinin büyük mimarı diye anlatalım. Yumruğunu masaya vurup, masanın ortadan ikiye ayrıldığı yalanını da araya sıkıştırıverelim.

Atatürk'ün İsmet Paşa'yı Başbakanlıktan azletmesine de girmeyelim. İsmet Paşanın Atatürk'ün ölümünün ardından paranın üzerindeki resimlerden Atatürk'ü kaldırmasına da. Türkçe Ezan adı altında tam 18 yıl bu ülke insanına edilen işkenceye hiç değinmeyelim. 1935 ten itibaren Kuran öğreniminin yasaklanmasına da değinmeyelim ki, neden sorusuna muhatap olmayalım küçücük evlatlarımızın. Arapça Kuran yasaktı, Türkçe serbestti diye yırtma girişimlerine girişelim sonra. Jandarma'nın Arapça Kuran okuyanlara köyün meydanında işkence ettiğini de duyurmayalım ki adımız Din Düşmanına çıkmasın. Tek Parti İktidarının Dindar kesime yaptığı inanılmaz baskıları konuşmayalım, Mahalle Baskısını konuştuğumuz şu günlerde.

İstiklal Marşını yazan o büyük insan Mehmet Akif'in Mısır'a sürgün edildiğini de es geçelim. Şeyh Said ayaklanmasında, Şeyh Said'i durdurmaya çalışan ve kendisine hiçbir şekilde destek olmayan Said-i Nursi'yi isim oyunları ile işin içine katıp Cumhuriyet düşmanı yapalım. 1945'e kadar getirdiğimiz tarihimizi 60 lı yıllara kadar getirip bir Başbakan iki Bakanın asıldığını duyurmayalım.

Biz araştırtmayalım, konuşturmayalım. Vahdettin hain, Abdülhamid Kızıl Sultan, İsmet Paşa Muzaffer, Said Nurs-i cumhuriyet düşmanı olarak yer alsın kitaplarımızda. Olur da bunun dışında cümleler sarfeden olursa, gidecek yer gösterelim. Basalım düğmeye, çalalım 10.yıl Marşını, efkarlanalım. 15 milyon genç yaratmanın keyfini sürelim. Ama o günlere girmeyelim. Girince keyfimiz kaçmasın, Yalan Söyleyen Tarih, yalanlarını dile getirmeye devam etsin. Her ne kadar "Yalan Söyleyen Tarih Utansın" desekte biz.


Sayin Karahan,

Nereden alintiladinizsa, siz okudunuz mu bu yaziyi? Okuduysaniz da anladiniz mi neden kaleme alindigini? Anlamamissiniz ki eklemissiniz bu kabul edilmez, yanli yazilan yaziyi. Neden yazildigini almak icin ikinci paragrafa bakmaniz yeter. Bu yazilara, "temele konan dinamit" demek sanirim yanlis olmaz. Septik olup herseyden suphe edeyim derken kavramlar ve yanlislar arasinda bogulmayin sakin.

Boyle alcakca belden asagi vurmaya calisan bir yaziyi paylastiginiz icin uzgunum. En azindan altina kendi yorumunuzu da eklemenizi beklerdim. Demek ki bu goruslere katiliyorsunuz.

Saygi ile.

Herşeyden şüphe etmeyi ben bilim anlamında söyledim.Ben bir konudan şüphe edersem o konudaki rahatsızlığım mantığını kuramadığım olaylarla ilgilidir.Genelde tarihe düşülen notlarda heleki son 100 yılda insanlara doğru bilgi çok verilmemiştir.Yalanla başlayan bir tarih görürseniz sorgualrsınız,söylenen yalanın ufağı büyüğü sonu başı olamaz.2 ayrı kişiden hemde kutup kutuba zıt bunlar yukarıda yazdım Yalçın Küçük ve Mustafa Müftüoğlu 1.İnönü savaşının olmadığını söylüyorlar tarihte muazzam bir savaş olduğunu yazıyor.Şimdi bu görüş paralel değil 2 zıt kutup insandan geliyor ozaman şunu yaptım diğer yorumları okudum ve nedenini araştırdım.Ozaman için yeni kurulan TBMM nin yolunu açmak inandırıcı ve halkın daha fazla güven duyması için çıkarılmış olan bir efsane aynen böyle anlatılıyor.Burda önemli olan yapılan olayın sonucu hedefe varması.Bence doğru ve Atatürke yakışır bir karar ozaman için.Ama bunu tarihe bu şekilde not düşemezsin.Ben o yazı genç bir arkadaşın yorumu olarak okudum,tasvip ettim anlamı çıkmasın antitez görüşler insanı doğruya götürür doğru olanda antitez değildir herzaman.Ben aslında sevgili Dino hem dayatmaya hem mantıksızlığa hemde aldatılmaya katlanamıyorum.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 07, 2009, 03:54:41 ös
http://www.yazarport.com/read.aspx?yazino=438

Yazının linki bu.Yorum yapmama gerek olmaması bende böyle düşünüyorum anlamına gelmez.Ama üzerine düşünülmesi gereken bir konu derim.
Sarıkamış faciasını bu ülke insanına bir kezdaha hatırlatan Birgül Sönmez hoca aynı zamanda Tarihe doğru dürüst notu dahi düşülememiş Zonguldakta batırılan 3 gemi ve 3 bin insanımızıda çıkardı ortaya.Umarım neden şüpheci olduğumu anlatabilmişimdir.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Dino - Mayıs 07, 2009, 04:07:35 ös
Sayin Karahan,

Dunya tarihi, dunya varoldugundan beri yanli yazilmistir, hep derler ya, tarih bati tarafindan yazilmistir diye, dogrudur. Yapin arastirmalarinizi, Turkler Anadolu'ya 1071 de degil cok onceleri girmistir.

Gelelim ulke tarihimize. Her ne olduysa olmustur, bazi savaslar yasanmis ya da yasanmamis olabilir. O gunu dusunurseniz yapilanlarin tamami dogrudur, yasanmasa bile yasanmis gibi gosterilmesi gereklidir. Ama yola bu bilgilerle cikip Ataturk onu kesti, bunu astiya gelecekse konu ve ardindan dine, medreselere vs, iste orada amac ortaya cikmaktadir. Monarsiden Cumhuriyet rejimine geciyorsunuz ve bunu halk talebi olmadan yapiyorsunuz. Din kisvesi altinda insanlari kandiran, padisah gibi yasayan din gorevlileri bunu kabul mu edeceklerdi saniyorsunuz. Etmeyenleri de daragacina gondermistir Ataturk. Iyi etmistir demek zor ama olmasi gerekenleri yapmaktan baska caresi yoktur o tarihlerde.

Okul kitaplarinda okutulanlara antitez olarak yazilan eklenen yazi ve benzerlerinin temelini incelemenizi oneririm. Doner dolasir konu din'e gelir. Burda da yuce amac bellidir, Ataturk dinsiz bir diktatordur, Turk ulusu diye de bir ulus yoktur, var olan sadece muslumanliktir. Bu oyun cok tehlikelidir.

Saygilarla, 

Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 07, 2009, 04:16:04 ös
Sayın Dino

Benimde meramım o.Ben o dönemde yapılanları ve sistematiğini sorgulamıyorum ve sana katılıyorum.Bende Atatürk olsa idim aynı şeyleri yaparmıydım yapardım kesinlikle.Hele tarihinde alfabe değiştiren 3 devletten biri olacaksınız birde en köklüsü ki acaip bir konu bir anda ülkede okur yazar sayısı %10 düşecek,şeriatı Devlet işleriniden ayıracaksınız mümkün değil.Bence yapılması gerektiği gibi yapılmıştır.Okadar çok konu vardıki bunların hepsini en hızlı ve en mantıklı şekli ile yapmak zorunda idi hiç itirazım yok mümkün değil.Ama seninde dediğin kabul ettiğin herşey doğru Tarih bir yalan isteyen kanar isteyen arar okadar.Son paragrafınızısöylem olarak doğru buluyor ama kabul etmiyorum bende.Atatürk dini insanın kendi vicdanı ile Allah arasında kalması gerektiğine inanan biri ve öyle bırakmış.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Dino - Mayıs 07, 2009, 04:26:26 ös


Okul kitaplarinda okutulanlara antitez olarak yazilan eklenen yazi ve benzerlerinin temelini incelemenizi oneririm. Doner dolasir konu din'e gelir. Burda da yuce amac bellidir, Ataturk dinsiz bir diktatordur, Turk ulusu diye de bir ulus yoktur, var olan sadece muslumanliktir. Bu oyun cok tehlikelidir.

Saygilarla, 



Aman, bu paragraf yanlis anlasilmasin, bunlar benim degil, memleketimin temeline dinamit koymaya kalkanlarin tezidir...
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: dogudanesen - Mayıs 08, 2009, 12:07:09 ös
rejim düşmanıdır arınç...
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 08, 2009, 12:40:12 ös
Arkadaşlar bakış açınız bana başka sorular sorduruyor ve tartışmanın paratoneri olmak istemem asla.Rejim düşmanıdır lafı çok göreceli Atatürkte rejim değiştirdi ,leninde öyle ve birçok değişik ülkede olmuştur bu.Şimdi bakış açınıza göre bunlardamı rejim düşmanı oluyor.Bir olay sana göre doğru ama ona göre yanlış dolayısı ile hemen işi rejim düşmanlığına komünist yada faşist,devrimci yada cumhuriyetçi yada haricilerede düşman demek ne kadar doğrudur.Hiç antitezi olan olmayacakmı bu ülkede.Savunduğum için demiyorum bakış açınıza başka bir ışık tutayım istedim,onun aykırı düşüncesini tehlike adletmek ve savunma reaksiyonu içinde olmak gerekmez bence.Komünisti o fikri savunduğu için ,yada diğerlerini bence bizim yargılama hakkımız yok.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ozkann - Mayıs 08, 2009, 01:52:50 ös
Sayın Karahan

Yazılan konuların hepsi tartışma halinde mevcut. Cem Taşkıner in uydurması değil.
Ancak alternatif tarih büyük ideolojik sapmalar olmadan gerçek tarihin yerine konulabilir mi?

Tarihi de tartışalım. Bütün herkesi M.Kemal den Hz Muhammede hepsini..
Alalım belgeleri elimize tarihi ve hatta aktarım yapan tarihçilerin olası bakış 
açılarını bile içine alarak tartışalım.

Fakat bu yazıyı okuyorum da örneğin, padişahları barbar gösterdik halbuki istiklal
mahkemelerinde sorgusuz sualsiz binlerce insan asıldı.
Biber acıdır, dost acı söyler, biber öyle ise bir dosttur.. Emin misiniz yahu?
İstiklal mahkemeleri midir padişahların eylemlerini sınıflandıran.
Ne alakası var?
Yazının tamamı aynı 'alaka' üzerine kurulmuş...
Tabi herkes görebiliyor bağlantısız bağlantıyı.
Vurun modern Türk devletine... Eleştiri tartışma değil bu aktarılan yazı..

Az sonra paralardan M.Kemal'in resmini kaldırdı İ.İnönü paragrafı geliyor.
M.kemalin arkasından vurun bu defa İsmet inönünün gözüne gözüne.
Hani az önce Osmanlıcıydın neden Atatürkün resminin kaldırılmasına kızıyorsun?
Ne alakası var?

Olmadı 1935 den sonra Kuran öğrenimi yasaklandı cümlesi geliyor...
Az önce paralarda Atatürkün resminin kaldırılmasına İsmet İnönüye kızan adam.. Aynı kişi bu.
kozmopolit değil, işine gelmesiyle alakalı.
Vurun tabi Kuran arkasından...

Yazıda CHF yüksek oy alan muhalefeti kapattı irtica sebep gösterip deniyor ha.?!
Yahu  Erzuruma yola çıktıklarında İsmet İnönü daha Amerikan mandası isteyen bir adamdı.
Atatürk neredeyse tek başınaydı. Zaten memleketin hepsi muhalefet, muhalefetin hepsi
sarayda tekkede zaviyede iktidar olduğu için devrim yapmadı mı?

Ne o, seçimlerde şeriat çıkınca  demokrasiyle çoğunluğun tahakkümünü birbirine karıştıranlarda olduğu
gibi terk edip gitselermiydi? Seçimle şeriat gelebilsin diye mi devrim yaptık?
Bu millet isterse elbette laiklik elden gidecek diye kurulmadı bu devlet.
Ama tabi vurun 'hani nerede demokrasi' den. Vurun vurun.

Padişahların arkasından İstiklal mahkemelerine, Atatürkün arkasından İsmet inönüye,
Kuran ın arkasından Atatürk'e, kuran okuyan kişilerin arkasından Jandarmaya, dindar kesimin
arkasından da tek parti iktidarına vuralım.Memlekette gelmiş gitmiş ne varsa orasından vuralım.

Vurun vurun ama dikkatimizi çekiyor gözü şişmemiş tek Saidi Nursi kalmış yazıda.
O kadar objektif olmuş işte.

Şimdi daha iyi anlıyorum yaşamının her günü yeni bir devrim yapmış bir kişidir Mustafa Kemal.
Teşekkürler Sayın Karahan

Yalan söyleyen tarih utansın
Kapatalım gözlerimizi. Tıkayalım kulaklarımızı. Hafızalarımızın pause tuşuna basalım. Ve bize dayatılan Resmi Tarihin her türlü aldatmacılığına kanalım. Vahdettin'in M.Kemal'i Samsun'a göndermesini öğretmeyelim gencecik beyinlere. Onlar Vahdetin'i bir hain olarak bilsinler. Abdülhamid'i de Kızıl Sultan. Padişahları astığı astık, kestiği kestik tanıtalım, İstiklal Mahkemeleri'nde sorgusuz sualsiz asılan binlerce insanı görmezlikten gelerek. Cumhuriyetin ilk yıllarında kapatılan İki muhalefet partisinin, Cumhuriyet Halk Fırkası karşısında ciddi halk desteği almasından ötürü kapatıldığının önüne Atatürk'e suikast ve irticai yaygaralarını sürelim. Kubilay'ın esrarkeş birkaç manyak tarafından katledildiğini de saklayalım neslimizden, onlar Dinciler olarak bilsinler Genelkurmayın arşivlerinde yazılanlara rağmen. İskilipli'yi anmayalım, O cellatlaşan İstiklal Mahkemeleri hakimlerinin Kurtuluş Savaşında ölümü göze alarak savaşan Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Refet Bele ve Adnan Adıvar'ı, sırf muhalif oldukları için idam cezası ile yargılamalarına da gerek duymayalım tazecik beyinlere öğretmeye. Kazanılmış bir savaşın ardından kaybedilmiş Devlet muamelesi gördüğümüz Lozan'ı da büyük zafer diye kakalayalım arada. İsmet Paşa'yı da Lozan Zaferinin büyük mimarı diye anlatalım. Yumruğunu masaya vurup, masanın ortadan ikiye ayrıldığı yalanını da araya sıkıştırıverelim.

Atatürk'ün İsmet Paşa'yı Başbakanlıktan azletmesine de girmeyelim. İsmet Paşanın Atatürk'ün ölümünün ardından paranın üzerindeki resimlerden Atatürk'ü kaldırmasına da. Türkçe Ezan adı altında tam 18 yıl bu ülke insanına edilen işkenceye hiç değinmeyelim. 1935 ten itibaren Kuran öğreniminin yasaklanmasına da değinmeyelim ki, neden sorusuna muhatap olmayalım küçücük evlatlarımızın. Arapça Kuran yasaktı, Türkçe serbestti diye yırtma girişimlerine girişelim sonra. Jandarma'nın Arapça Kuran okuyanlara köyün meydanında işkence ettiğini de duyurmayalım ki adımız Din Düşmanına çıkmasın. Tek Parti İktidarının Dindar kesime yaptığı inanılmaz baskıları konuşmayalım, Mahalle Baskısını konuştuğumuz şu günlerde.

İstiklal Marşını yazan o büyük insan Mehmet Akif'in Mısır'a sürgün edildiğini de es geçelim. Şeyh Said ayaklanmasında, Şeyh Said'i durdurmaya çalışan ve kendisine hiçbir şekilde destek olmayan Said-i Nursi'yi isim oyunları ile işin içine katıp Cumhuriyet düşmanı yapalım. 1945'e kadar getirdiğimiz tarihimizi 60 lı yıllara kadar getirip bir Başbakan iki Bakanın asıldığını duyurmayalım.

Biz araştırtmayalım, konuşturmayalım. Vahdettin hain, Abdülhamid Kızıl Sultan, İsmet Paşa Muzaffer, Said Nurs-i cumhuriyet düşmanı olarak yer alsın kitaplarımızda. Olur da bunun dışında cümleler sarfeden olursa, gidecek yer gösterelim. Basalım düğmeye, çalalım 10.yıl Marşını, efkarlanalım. 15 milyon genç yaratmanın keyfini sürelim. Ama o günlere girmeyelim. Girince keyfimiz kaçmasın, Yalan Söyleyen Tarih, yalanlarını dile getirmeye devam etsin. Her ne kadar "Yalan Söyleyen Tarih Utansın" desekte biz.

Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ceycet - Mayıs 08, 2009, 02:26:55 ös
Sayın Karahan

Yazılan konuların hepsi tartışma halinde mevcut. Cem Taşkıner in uydurması değil.
Ancak alternatif tarih büyük ideolojik sapmalar olmadan gerçek tarihin yerine konulabilir mi?

Tarihi de tartışalım. Bütün herkesi M.Kemal den Hz Muhammede hepsini..
Alalım belgeleri elimize tarihi ve hatta aktarım yapan tarihçilerin olası bakış 
açılarını bile içine alarak tartışalım.

Fakat bu yazıyı okuyorum da örneğin, padişahları barbar gösterdik halbuki istiklal
mahkemelerinde sorgusuz sualsiz binlerce insan asıldı.
Biber acıdır, dost acı söyler, biber öyle ise bir dosttur.. Emin misiniz yahu?
İstiklal mahkemeleri midir padişahların eylemlerini sınıflandıran.
Ne alakası var?
Yazının tamamı aynı 'alaka' üzerine kurulmuş...
Tabi herkes görebiliyor bağlantısız bağlantıyı.
Vurun modern Türk devletine... Eleştiri tartışma değil bu aktarılan yazı..

Az sonra paralardan M.Kemal'in resmini kaldırdı İ.İnönü paragrafı geliyor.
M.kemalin arkasından vurun bu defa İsmet inönünün gözüne gözüne.
Hani az önce Osmanlıcıydın neden Atatürkün resminin kaldırılmasına kızıyorsun?
Ne alakası var?

Olmadı 1935 den sonra Kuran öğrenimi yasaklandı cümlesi geliyor...
Az önce paralarda Atatürkün resminin kaldırılmasına İsmet İnönüye kızan adam.. Aynı kişi bu.
kozmopolit değil, işine gelmesiyle alakalı.
Vurun tabi Kuran arkasından...

Yazıda CHF yüksek oy alan muhalefeti kapattı irtica sebep gösterip deniyor ha.?!
Yahu  Erzuruma yola çıktıklarında İsmet İnönü daha Amerikan mandası isteyen bir adamdı.
Atatürk neredeyse tek başınaydı. Zaten memleketin hepsi muhalefet, muhalefetin hepsi
sarayda tekkede zaviyede iktidar olduğu için devrim yapmadı mı?

Ne o, seçimlerde şeriat çıkınca  demokrasiyle çoğunluğun tahakkümünü birbirine karıştıranlarda olduğu
gibi terk edip gitselermiydi? Seçimle şeriat gelebilsin diye mi devrim yaptık?
Bu millet isterse elbette laiklik elden gidecek diye kurulmadı bu devlet.
Ama tabi vurun 'hani nerede demokrasi' den. Vurun vurun.

Padişahların arkasından İstiklal mahkemelerine, Atatürkün arkasından İsmet inönüye,
Kuran ın arkasından Atatürk'e, kuran okuyan kişilerin arkasından Jandarmaya, dindar kesimin
arkasından da tek parti iktidarına vuralım.Memlekette gelmiş gitmiş ne varsa orasından vuralım.

Vurun vurun ama dikkatimizi çekiyor gözü şişmemiş tek Saidi Nursi kalmış yazıda.
O kadar objektif olmuş işte.

Şimdi daha iyi anlıyorum yaşamının her günü yeni bir devrim yapmış bir kişidir Mustafa Kemal.
Teşekkürler Sayın Karahan

Yalan söyleyen tarih utansın
Kapatalım gözlerimizi. Tıkayalım kulaklarımızı. Hafızalarımızın pause tuşuna basalım. Ve bize dayatılan Resmi Tarihin her türlü aldatmacılığına kanalım. Vahdettin'in M.Kemal'i Samsun'a göndermesini öğretmeyelim gencecik beyinlere. Onlar Vahdetin'i bir hain olarak bilsinler. Abdülhamid'i de Kızıl Sultan. Padişahları astığı astık, kestiği kestik tanıtalım, İstiklal Mahkemeleri'nde sorgusuz sualsiz asılan binlerce insanı görmezlikten gelerek. Cumhuriyetin ilk yıllarında kapatılan İki muhalefet partisinin, Cumhuriyet Halk Fırkası karşısında ciddi halk desteği almasından ötürü kapatıldığının önüne Atatürk'e suikast ve irticai yaygaralarını sürelim. Kubilay'ın esrarkeş birkaç manyak tarafından katledildiğini de saklayalım neslimizden, onlar Dinciler olarak bilsinler Genelkurmayın arşivlerinde yazılanlara rağmen. İskilipli'yi anmayalım, O cellatlaşan İstiklal Mahkemeleri hakimlerinin Kurtuluş Savaşında ölümü göze alarak savaşan Kazım Karabekir, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Refet Bele ve Adnan Adıvar'ı, sırf muhalif oldukları için idam cezası ile yargılamalarına da gerek duymayalım tazecik beyinlere öğretmeye. Kazanılmış bir savaşın ardından kaybedilmiş Devlet muamelesi gördüğümüz Lozan'ı da büyük zafer diye kakalayalım arada. İsmet Paşa'yı da Lozan Zaferinin büyük mimarı diye anlatalım. Yumruğunu masaya vurup, masanın ortadan ikiye ayrıldığı yalanını da araya sıkıştırıverelim.

Atatürk'ün İsmet Paşa'yı Başbakanlıktan azletmesine de girmeyelim. İsmet Paşanın Atatürk'ün ölümünün ardından paranın üzerindeki resimlerden Atatürk'ü kaldırmasına da. Türkçe Ezan adı altında tam 18 yıl bu ülke insanına edilen işkenceye hiç değinmeyelim. 1935 ten itibaren Kuran öğreniminin yasaklanmasına da değinmeyelim ki, neden sorusuna muhatap olmayalım küçücük evlatlarımızın. Arapça Kuran yasaktı, Türkçe serbestti diye yırtma girişimlerine girişelim sonra. Jandarma'nın Arapça Kuran okuyanlara köyün meydanında işkence ettiğini de duyurmayalım ki adımız Din Düşmanına çıkmasın. Tek Parti İktidarının Dindar kesime yaptığı inanılmaz baskıları konuşmayalım, Mahalle Baskısını konuştuğumuz şu günlerde.

İstiklal Marşını yazan o büyük insan Mehmet Akif'in Mısır'a sürgün edildiğini de es geçelim. Şeyh Said ayaklanmasında, Şeyh Said'i durdurmaya çalışan ve kendisine hiçbir şekilde destek olmayan Said-i Nursi'yi isim oyunları ile işin içine katıp Cumhuriyet düşmanı yapalım. 1945'e kadar getirdiğimiz tarihimizi 60 lı yıllara kadar getirip bir Başbakan iki Bakanın asıldığını duyurmayalım.

Biz araştırtmayalım, konuşturmayalım. Vahdettin hain, Abdülhamid Kızıl Sultan, İsmet Paşa Muzaffer, Said Nurs-i cumhuriyet düşmanı olarak yer alsın kitaplarımızda. Olur da bunun dışında cümleler sarfeden olursa, gidecek yer gösterelim. Basalım düğmeye, çalalım 10.yıl Marşını, efkarlanalım. 15 milyon genç yaratmanın keyfini sürelim. Ama o günlere girmeyelim. Girince keyfimiz kaçmasın, Yalan Söyleyen Tarih, yalanlarını dile getirmeye devam etsin. Her ne kadar "Yalan Söyleyen Tarih Utansın" desekte biz.




           Sayın Ozkann,paylaşımınızın içeriği gayet nitelikli.Tebrik ederim..
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 08, 2009, 03:29:01 ös
Selam
Arkadaşlar ne iyi etmişimde alıntı yazıyı yazmışım buraya.Bakın istiklal mahkemelerini tarafsızdı yaptıkları doğruydu dersek tamamen o zaman bizim ne 12 eylül mahkemelerine feryat etmeye hakkımız var nede rahmetli Deniz gezmiş için ağıt yakmaya hakkımız var.Bu memleket siyasetçileri 24 yaşında gencecik bir çocuğu asarken 3 onlardan 3 bizden gitti derken Denize atfedilen suçun karşılığı ozamanda bu zamanda en fazla 5 yılı geçmez nitelikte iken keyfen asan bir mahkemeden bahsediyoruz.O zamanki istiklal mahkemelerinin zihniyetinin farklı olması neden düşünülsünki.Hemen her şeyi laikliğin temeline dinamit koyuyorlar Atatürkün kurduğu cumhuriyeti istemiyorlar feryatlarının arkasına sığınmak ne kadar doğrudurki.Bir olaya objektif bakabilmekle taraf bakmanın farkı vardır her zaman.Bu kadar ses getirecek bir yazıda değil aslında adamın yazdığı hemen heegün her muhabbet ortamında konuşulabilecek  konular bir tarafın istediği olmadımı diğeri feryadı figan olur hep bu rasyonel bir gerçek.Peki acabalarımız olmadan körü körüne taraf olmak ne kadar sağlıklı bir aklın işareti olabilirki.Gerçek olma ihtimali %10 bile olsa acaba demek  körü körüne biat etmekten iyi değilmidir.Gerçek acıtsa bile güzel değilmidir neden tenkit edilir anlamıyorum.Özkan arkadaşım değerlendirmesini yapmış şimdi sorarım size eğer objektif olabilir az da mantık kullanabilirseniz.

Atatürk neredeyse tek başınaydı. Zaten memleketin hepsi muhalefet, muhalefetin hepsi

Bu laf sizce ne kadar objektif bir aklın yorumu olabilir.Bakınız  Atatürk Erzuruma giderken Kazım Karabekir Paşaya Atatürk için yakalama emri verilir,Yani Atanın kaderi karabekirdedir ne oldu biliyormusunuz paşa ordularını Atatürkün emrine verdi tarafını belirledi.Atatürk hiç bir zaman yalnız değildi bu memleketin halkı Atasının ardında idi ve Ata böyle yürüdü Tek başına memleketi kurtardı iddialrı ile yıllarca bu insanların beynine edilirken kimsenin vicdanı sızlamadı Ataya bir paye verilmeye çalışılırken diğer kahramanları gözardı etmenizi istermiydi A TATÜRK.Ben sadece atılan yalanlarla yazılan tarihlere itirazım var bu memleket en ücra köşesindeki kadınından erkeğine akıtılan türk kanı ile kazanılmıştır.Atatürkte başımızda liderdi umarım bazı şeyleri daha iyi değrlendirir,objektif olabilir gayet nitelikli içeriği olan yorumlar yapabilirsiniz.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 08, 2009, 03:37:22 ös
İsmet Paşa'yı da Lozan Zaferinin büyük mimarı diye anlatalım.

Kusura bakmayın eklemeden edemedim.Yukarıdaki bu laf,Lozan zafermidir nedir bugün bile hala tartışılır.Lozan şu açıdan zaferdir Atatürk askeri bir dehadır ülkeyi savaşta galip gelerek kurmuş ama geride bir savaş daha kaldırabilecek bir ordu yoktur,her şey son limitindedir.Atatürk bir savaştan çıkmış olan bu yüce ulusu yeni bir savaş macerasına sürükleme niyetinde değildir.Kazandığı bu mağrur savaşı anlamsız dayatmalarla tarihe gömmek istemez.İngiliz dayatır bir an evvel masaya oturun antlaşmayı imzalayın der ve açıkçada imza atılmazssa bunu savaş gerekçesi sayacağını açıklar.Atatürk ve inönü ise o ana kadar muallakta kalmış olan Musul ve Kerkük sorununu halledip imzalamak ister.İngiliz olayı çözümsüz bırakıp dayatınca Atatürk ve İnönü imza atılması için TBMM den kararın geçmesini isterler.Muhalefetin karşı çıkmasına rağmen lozan imzalanır.Atatürk burda siyasi ve politik gücünü değil Asleri dehası ile gerçekçi hareket etmiştir.Bir avucunda Musul ve Kerkük dururken o ülkesini tercih etmiş bu sorunuda zaman içinde halletmeyi planlamıştır.Lozan gerçeği budur.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ozkann - Mayıs 08, 2009, 04:03:40 ös

Sayın Karahan

Şahsımı konu etmenizi basit buluyorum ve oldukça yadırgıyorum.


Bu laf sizce ne kadar objektif bir aklın yorumu olabilir.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 08, 2009, 04:09:24 ös

Sayın Karahan

Şahsımı konu etmenizi basit buluyorum ve oldukça yadırgıyorum.


Bu laf sizce ne kadar objektif bir aklın yorumu olabilir.

Sayın Özkan

Şahsi algılamamanızı umardım.Yorumunuza yaptığım yorumdu şahsınıza hakaret gibi almanıza üzüldüm sizide böyle düşündürdüğüm için kendime kızdım.Amacım burda şahsa cevap vermek değil benim amacım geneledir.Ayrıca o lafta sizi üzecek bir yorumda yok umarım bir daha okur şahsınıza herhangi bir cümle kurma niyetinde olmadığımı anlarsınız.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ceycet - Mayıs 08, 2009, 04:49:24 ös



          Sayın Karahan;

          Siz,nasıl şahısların kendilerini eleştirmediğinizi,sadece yorumlara yorum yaptığınızı söylüyorsanız,size verilen yanıtları da bu anlamda kabul etmelisiniz.Bu konularda ki hassasiyeti irdelemek gerekirse;Cumhuriyet kurulduğu günden bugüne,Atatürk'e dil uzatanların tamamının,gerici veya hıyanet içersinde olan şahısların mensup olduğu taifeler olması nedeni ile,toplumda,dolayısı ile birer ferdi olduğumuz bizlerde,Atatürk veya icraatları ile ilgili yapılan eleştiri veya sorgulamalara karşı doğal bir refleks gelişmiştir.


          Hal böyle olunca,iyi niyetlilerle kötüniyetlileri ayırmak oldukça güçleşiyor.Ben şahsen okuduğum kadarı ile,yazdıklarınızdan,kötü bir niyetiniz olmadığını anladım.Ancak,sizinde bizleri anlamanızı umuyorum.Bugüne kadar yapılan,sözde tarihi değerlendirmelerin büyük bir çoğunluğunun,Ata'ya saldırıya dönüşmesi nedeni ile,özellikle birtakım çevrelerin yaptıkları değerlendirmelere,ister istemez tepkili olabiliyoruz.Objektif değerlendirmeler beklediğimiz kimselerin öncelikle vatanperver ve Ata'ya saygılı olduğundan emin olmak istiyoruz.



Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ozak1977 - Mayıs 08, 2009, 05:05:46 ös
Sayın Karahan ,


Sürekli Atatürk ' ün ve İnkılapların toplumumuza dayatma olduğunu söyleyip duruyorsunuz ...Peki hiç

düşündünüz mü , Arapça bir kitap da Türk olan ve Türkçe konuşan bir topluma dayatmadır...Din

kültürü hocamız namaz surelerinin hepsini ezberlemeyen dersimden geçemez demişti...Mecbur o arapça

duaları , sureleri ezberledik...Şimdi o hocanın ki Milli Eğitim Bakanlığı ' na bağlı eski adıyla Maarif Koleji

yeni adıyla Erzurum Anadolu Lisesi olan bir okulda  bize zorla o Arapça kelimeleri , cümleleri

ezberletmeye hakkı var mı ?. Bu bir dayatmadır.Yani asıl sizin savunduğunuz şey bizim toplumumuz için

dayatmadır. Türkçe ezan okunsa ne olur ? Sakın ha  ! Cahil halk anlar ne dediğini ,cahilliği kalmaz , sonra

da kontrolü zor olur , öyle değil mi ?


Saygılarımla






Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Saygın - Mayıs 08, 2009, 05:10:24 ös
Sayın Karahan ,


Sürekli Atatürk ' ün ve İnkılapların toplumumuza dayatma olduğunu söyleyip duruyorsunuz ...Peki hiç

düşündünüz mü , Arapça bir kitap da Türk olan ve Türkçe konuşan bir topluma dayatmadır...Din

kültürü hocamız namaz surelerinin hepsini ezberlemeyen dersimden geçemez demişti...Mecbur o arapça

duaları , sureleri ezberledik...Şimdi o hocanın ki Milli Eğitim Bakanlığı ' na bağlı eski adıyla Maarif Koleji

yeni adıyla Erzurum Anadolu Lisesi olan bir okulda  bize zorla o Arapça kelimeleri , cümleleri

ezberletmeye hakkı var mı ?. Bu bir dayatmadır.Yani asıl sizin savunduğunuz şey bizim toplumumuz için

dayatmadır. Türkçe ezan okunsa ne olur ? Sakın ha  ! Cahil halk anlar ne dediğini ,cahilliği kalmaz , sonra

da kontrolü zor olur , öyle değil mi ?


Saygılarımla








Altına imzamı atıyorum.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: amurdad - Mayıs 08, 2009, 05:13:59 ös
 Sn.Ozak1977
Çok güzel yazmışsınız bende okullardaki zorunlu din eğitimine karşıyım,onun yerine daha geniş teffaruatlu Ahlak Felsefesi dersi konulmalı.

Saygılarımla..
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 08, 2009, 05:15:21 ös
Sevgili Ceycet

Özkan kardeşimin hassas bir algılaması ve serzenişi olduğunu anladığımdan yazdım o cevabı tabiki öyle olmalıdır diyorum.Yazdıklarımda kötü bir niyet olamaz bende bu ülkede yaşayan burda doğmuş büyümüş acısını yaşamış toprağının kokusunu seven bir türküm.Benim hassasiyetlerim sadece bir nebze sizlerden farklı bu farklılıkta sizin antipati duyduğunuz kesime yakın fikre sahip olduğum anlaşılmasın.Ben olaya şu gözle bakarım her 2 tarafaça ortaya konan sorunlar ve istekler eğer on yıllar boyu çözülemiyor ve en iyi çözüm ,çözümsüzlük üretiyorsa o anda beynim otomatikman her 2 sinide reddediyor çünkü ortada normal olmayan bir durum var her 2 taraf ta haklı ise ortada haklı yoktur demektir benim için.Ozaman yolumu kısaltır sorunun kökenine gider daha radikal düşünürüm yenileme ve fikir anlamında.Bana güncel hayatımda ne doğru geliyor ne lazım ona bakarım.Siyasi anlamda ve diğer herşeye bakar yoluma çıkan engelin adı ne olursa ilgilenmem güncel değerler nedir doğruya ordan bakarım.doğru benim önümdedir hep hiç geriden gelmez.Dünya realitesinde bence tabulaştırma yok ilerleyen ülkelerin yapısına bakınca açıkça görülüyor.bence Atatürk aslında bu konuda bize yoluda göstermiş hep ileri diyerek ,geriye pek bakmanın anlamı yok bence.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Dino - Mayıs 08, 2009, 05:20:49 ös
Degerli Arkadaslar,

Konu cok hos yerlere gelmeye basladi. Temelde memleketimin meselelerini tartisiyoruz. "Turkce Ibadet" Ataturk'un olmeden gerceklestirmeyi, omrunun vefa etmedigi seylerin basinda geliyor, biliyorsunuzdur. Bu konuda da soylenecek cok sey var, ama tehlikeli sayilabilecek de bir konu. Benim fikrimi soyleyeyim; biz kendi dilimizde ibadet etmeliyiz, anlayarak ve ozumseyerek. Anlamini bilmeden dua etmek, ingilizce bilmeden My Way'i soylemekle esdeger. Cok yakinda, bir Romen personelimin babasinin cenazesine katildim, kiliseye de girerek kendi dinimde duami ettim, arapca elbette. Ama dikkat ettim, hiristiyan din adami ve cemaat kendi dillerinde dualar okuyorlardi. Hosuma gitmedi desem yalan olur. Ettikleri duayi anliyor ve icten ediyorlardi. Biz ise anlamini bilmeden ettigimiz duayi icten ve icimiz titreyerek edebiliyor muyuz?

Saygilarla,

Not: Konu uzayacaksa yeni bir konu basligi acilabilir birimiz tarafindan.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 08, 2009, 05:25:15 ös
Sevgili dostlar
Atatürk tüm devrimlerini yaparken dayatmıştır evet ben buna inanıyorum.Ama bundan Atamı yargıladığım yada yadırgadığım algısına nasıl kapıldınız bakın onu anlamadım.Hatta dedimki ben Atatürkün yerinde olsa idim aynını yapardım dedim bunda olağandışı bir durum yok yapılması gerekeni yapmış atam ve buna saygı duyuyorum.Bunlara dayatma demek cesaret işi bende bunu hem söylüyor hemde onaylıyorum.Atatürke zevat sorar atam halkını hiç dinlemiyorsun diye Ata,da cevap verir ben onları dinleyeceğime onlar beni dinlesin.Oortamda her tür baskının olduğu bir ortamda dayatma yapmadan devrim yapılırmı bunu itiraf etmek özümsemek neden acı verir onu anlamam.Alfabe devrimi yapıldığında bu ülkede okur yazar sayısı ertesi gün %10 düştü yani ülke cahil kaldı bir anda ne yapılsaydı o devrim yapılmasamı idi kaldıki din devleti olmadığımızın batıya yüzün döndüğünün en açık ibaresidir o devrim.Sanırım beni gerici ve yobaz sanmaya başlamanızdan korkmaya başlıyacağım.Ben sadece fikrimi açıkça söylüyorum bu ülkede ne türban sorunu olmalı nede 367 zırvaları ile katakülle yapılmalı.Bireysel özgürlükler erkek egemenli özgürlükler olamaz.Farkında değilsiniz belki ama bu toplumda kadına dair onla ilgili bir kararı ta 1400 yıl önceki gibi hala egemen erkekler alıyor ve bunun demokratik olduğunu savunuyorlar.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 08, 2009, 05:32:39 ös
Degerli Arkadaslar,

Konu cok hos yerlere gelmeye basladi. Temelde memleketimin meselelerini tartisiyoruz. "Turkce Ibadet" Ataturk'un olmeden gerceklestirmeyi, omrunun vefa etmedigi seylerin basinda geliyor, biliyorsunuzdur. Bu konuda da soylenecek cok sey var, ama tehlikeli sayilabilecek de bir konu. Benim fikrimi soyleyeyim; biz kendi dilimizde ibadet etmeliyiz, anlayarak ve ozumseyerek. Anlamini bilmeden dua etmek, ingilizce bilmeden My Way'i soylemekle esdeger. Cok yakinda, bir Romen personelimin babasinin cenazesine katildim, kiliseye de girerek kendi dinimde duami ettim, arapca elbette. Ama dikkat ettim, hiristiyan din adami ve cemaat kendi dillerinde dualar okuyorlardi. Hosuma gitmedi desem yalan olur. Ettikleri duayi anliyor ve icten ediyorlardi. Biz ise anlamini bilmeden ettigimiz duayi icten ve icimiz titreyerek edebiliyor muyuz?

Saygilarla,

Not: Konu uzayacaksa yeni bir konu basligi acilabilir birimiz tarafindan.


Sevgili Dino

Doğru bir temas.Kuran okumuşsunuzdur muhakkak.Orda allah toplumsal yaşamla ilgili konulardan bahseder şimdi bunu arapça anlamadan okumakla türkçe özümsemek tabiki farklı.Allahını seversen sence allahın umurundamıdır dil farkı.Lakin şöyle bir farkta oluşmuyor değil türkçe karşılığından okumak ibadet olarak en güzeli zaten peki orda yazan herhangi bir sureyi okuyunca mesela lut suresi ibadet etmiş olmuyorsunki Orda Allah lut kavminin sapkınlıklarından ve başına gelenlerden bahsediyor  bunu tekrar Allaha okumak ibadet olmuyorki Kaldıki Allahında böyle bir isteği yok.Benim anladığım yaradıcı insanoğlundan istedikleri şey çok basit 1o emir en kısa anlatımı özünde iyi insan olmak bana ulaşmak beni anlamak istersende kendini tanıman yeter diyor tüm olay bu.İsteklerinide elbette sadece türkçe anlamak mümkün.İşin ibadet kısmındaki arapça ise öz ile ilgili bence anlam kaçması olmasın diye arapça diyorlar.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 08, 2009, 05:32:49 ös
Degerli Arkadaslar,

Konu cok hos yerlere gelmeye basladi. Temelde memleketimin meselelerini tartisiyoruz. "Turkce Ibadet" Ataturk'un olmeden gerceklestirmeyi, omrunun vefa etmedigi seylerin basinda geliyor, biliyorsunuzdur. Bu konuda da soylenecek cok sey var, ama tehlikeli sayilabilecek de bir konu. Benim fikrimi soyleyeyim; biz kendi dilimizde ibadet etmeliyiz, anlayarak ve ozumseyerek. Anlamini bilmeden dua etmek, ingilizce bilmeden My Way'i soylemekle esdeger. Cok yakinda, bir Romen personelimin babasinin cenazesine katildim, kiliseye de girerek kendi dinimde duami ettim, arapca elbette. Ama dikkat ettim, hiristiyan din adami ve cemaat kendi dillerinde dualar okuyorlardi. Hosuma gitmedi desem yalan olur. Ettikleri duayi anliyor ve icten ediyorlardi. Biz ise anlamini bilmeden ettigimiz duayi icten ve icimiz titreyerek edebiliyor muyuz?

Saygilarla,

Not: Konu uzayacaksa yeni bir konu basligi acilabilir birimiz tarafindan.


Sevgili Dino

Doğru bir temas.Kuran okumuşsunuzdur muhakkak.Orda allah toplumsal yaşamla ilgili konulardan bahseder şimdi bunu arapça anlamadan okumakla türkçe özümsemek tabiki farklı.Allahını seversen sence allahın umurundamıdır dil farkı.Lakin şöyle bir farkta oluşmuyor değil türkçe karşılığından okumak ibadet olarak en güzeli zaten peki orda yazan herhangi bir sureyi okuyunca mesela lut suresi ibadet etmiş olmuyorsunki Orda Allah lut kavminin sapkınlıklarından ve başına gelenlerden bahsediyor  bunu tekrar Allaha okumak ibadet olmuyorki Kaldıki Allahında böyle bir isteği yok.Benim anladığım yaradıcı insanoğlundan istedikleri şey çok basit 1o emir en kısa anlatımı özünde iyi insan olmak bana ulaşmak beni anlamak istersende kendini tanıman yeter diyor tüm olay bu.İsteklerinide elbette sadece türkçe anlamak mümkün.İşin ibadet kısmındaki arapça ise öz ile ilgili bence anlam kaçması olmasın diye arapça diyorlar.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ceycet - Mayıs 08, 2009, 05:35:12 ös
Degerli Arkadaslar,

Konu cok hos yerlere gelmeye basladi. Temelde memleketimin meselelerini tartisiyoruz. "Turkce Ibadet" Ataturk'un olmeden gerceklestirmeyi, omrunun vefa etmedigi seylerin basinda geliyor, biliyorsunuzdur. Bu konuda da soylenecek cok sey var, ama tehlikeli sayilabilecek de bir konu. Benim fikrimi soyleyeyim; biz kendi dilimizde ibadet etmeliyiz, anlayarak ve ozumseyerek. Anlamini bilmeden dua etmek, ingilizce bilmeden My Way'i soylemekle esdeger. Cok yakinda, bir Romen personelimin babasinin cenazesine katildim, kiliseye de girerek kendi dinimde duami ettim, arapca elbette. Ama dikkat ettim, hiristiyan din adami ve cemaat kendi dillerinde dualar okuyorlardi. Hosuma gitmedi desem yalan olur. Ettikleri duayi anliyor ve icten ediyorlardi. Biz ise anlamini bilmeden ettigimiz duayi icten ve icimiz titreyerek edebiliyor muyuz?

Saygilarla,

Not: Konu uzayacaksa yeni bir konu basligi acilabilir birimiz tarafindan.


          Sayın Dino;

          Türkçe ibadet konusu,bizim toplumumuzu inananlarının en önemli sorunu bence de.


          Ettiğimiz duanın içeriğini bilmiyorsak,içerdiği mana dan bihaber isek,Yaradan bizim ne söylediğimizi anlayabilir mi.Arap geleneklerini ibadet olarak kanıksadığımız için,ne ibadetin özünü kavrayabiliyoruz,ne de yaptığımız ibadet bize birşeyler katıyor.Anlamını bilmediğimiz için,alakasız yerlerde,alakasız duaları ederek,Tanrı'nın sözlerini Tanrı'ya tekrar edip duruyoruz.


          Kısacası,bizler ne söylediğimizi bilmiyorsak,bizi dinleyen de birşey anlamayacaktır...


Saygılarımla....
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 08, 2009, 05:45:34 ös
Sizce dua basmakalıp bir şeymidir dostlar peki.İbadetten sonra Allaha ne söyleyeceğimiz neler isteyebileceğimiz ve nasıl davranışlar sergileyeceğimiz belirlenmiştir bumudur peki sizce.Yazılı metinlerle dua etmekle Allaha yakın olabiliyormusun hissedebiliyormusun elbette olmalı ama kişiyi azda bilse özde söylediğidir Allaha yakın yapan.Bizi dinleyen ne söylediğimiz bilmesekte muhakkak anlıyacaktır lakin biz anlamadığımız için bize gerçek gelmeyecektir.Allah bir ayetinde iste diyor benden herşeyi isteki sana vereyim diyor.Tabi bunu abartılı algılamamak lazım herkes zengin olmak ister birden bu başka tabi.İnsanlar bence ibadetin en çok son kısmında yani dua ederken gerçek anlamda Allaha yakın oluyorlar.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Dino - Mayıs 08, 2009, 05:46:44 ös
http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=7105.new#new

Arkadaslar, kimse acmayinca ben actim konu basligini. Konu dagilmasin diye burada paylasalim fikirlerimizi derim.

Saygilarla,
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ceycet - Mayıs 08, 2009, 05:51:25 ös
Sizce dua basmakalıp bir şeymidir dostlar peki.İbadetten sonra Allaha ne söyleyeceğimiz neler isteyebileceğimiz ve nasıl davranışlar sergileyeceğimiz belirlenmiştir bumudur peki sizce.Yazılı metinlerle dua etmekle Allaha yakın olabiliyormusun hissedebiliyormusun elbette olmalı ama kişiyi azda bilse özde söylediğidir Allaha yakın yapan.Bizi dinleyen ne söylediğimiz bilmesekte muhakkak anlıyacaktır lakin biz anlamadığımız için bize gerçek gelmeyecektir.Allah bir ayetinde iste diyor benden herşeyi isteki sana vereyim diyor.Tabi bunu abartılı algılamamak lazım herkes zengin olmak ister birden bu başka tabi.İnsanlar bence ibadetin en çok son kısmında yani dua ederken gerçek anlamda Allaha yakın oluyorlar.


           Sayın Karahan;

          Zaten Yaradan bizden gayrı değildir benim inancıma göre.Ötede,yukarıda,bizden ayrı biryerde değildir.Bu nedenle bizler ne istediğimizi,ne söylediğimizi bilmiyorsak,"O"da anlamayacaktır.Bizler,herşeyi kapsadığı gibi,bizleride bünyesinde barındıran Yaradan'ın birer parçasıyız."O"tek ve herşey dir.


Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 08, 2009, 06:00:10 ös
Ben"O"yum,"O"ben değil...

Bu cümlen onun için değilmi.Allah aslında herşeyi açıkça söylemiş ama özünde anlayana demiş bence.Allah ısrarla kendini tanı der insana kendini tanıdığında beni tanırsın diyor özde.Ama biz doğal olarak ve ısrarla hem dolambaç hemde anlaması zor yolları seçiyoruz.Kulla Allah arasında aslında hiç engel yok .Alalhı bir yerlerde aramayada gerek yok farklı yorumlamayada bana tapmanın en kolay yolu önce kendini sonra çevreni tanı tapınmış olursun diyor Allah zaten.Biz insanlarsa basmakalıp bir şekilde kördüğüm yapıyoruz işi.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: de_hund - Mayıs 08, 2009, 06:04:06 ös
sayın ceycet söylermisiniz oruç bir arap geleneğimidir? veya namaz? din hiçbir ırkın veya zümrenin dayatması değildir. türkçe ibadet dinin veya inananların sorunu değil, ahlakçıların sorunudur.


ibadetler sırasında söylenen şeyler anlamsız veya alakasız değildir. siz analamamış olabilirsin,ama iyi okuduğunuzda geçmişteki birtakım olayların anlatımı vardır orda,bir tarih gibi. ibadetin özü,sadece insanın kamil olması değil, itaatı vs....herşeyi.... yani birşeylere:

"...efendim bu sembolik,bunu yapmasakta olur" tarzında şeyler söylemek,en başta insanın kendi müdrikesiyle çatışması demektir.

itaat ise insanı zikire yöneltir, ama uzun bir süreç tabi,sonucu bilinmez.

bu arada  sayın ceycet sizin nasıl bir tanrı anlayışınız var rica ertsem söylermisiniz? çünkü zamanında tevhidi konuşmuştuk sizle, görüyomusunuz,tevhidin özellikleri bile siz saçma gelmiş olacak ki:

'ibadet'i yargılıyorsunuz,komik çok komik....
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: amurdad - Mayıs 08, 2009, 06:04:18 ös
Saygıdeğer Arkadaşlar;

Şu var ki benim sol muhafazakar fikirlerim daha doğrusu hassasiyetlerim şunları bana salık veriyor.

1)Benim paramla ödediğim vergiyle cami yapılmasın okul yapılsın aynı şekilde klise ve havra da yapılmasın cem evide ben paramın okul yapılması için hatta internet fiyatlarının ucuzlaması için kullanılmasını istiyorum devlet dinden elini çekmeli toplumu bu konuda yönlendirmemeli sadece özgür ortamlar yaratmalı ben çalışayım vergi vereyim bu para bir imamın cebine gitsin ben buna karşıyım.Yani yine devrimlerden biri olan Diyanet işleri başkanlığına karşıyım evet bu da bir devrimdir çünkü dillendirmesekte
2)Felsefe ve ahlak konularında okullarda dersler konulmalı yani anlamı bilinmeyen arapça eğitimden süre ezberletilmesinden vazgeçilmeli ben zorunlu din dersine mecbur değilim veya çocuğum
3)Bildiğim kadarıyla arapça dua ederkende arapçayı iyi kullanmadığımız için anlamlarda şaşma oluyor eskiden çok dua eden biri olarak yazıyorum mesela Felak suresinde helak veya halak tam telafuzunu yazamıyorum geçiyor burada doğru söylerseniz yaratıcı manasına geliyor yanlış okursanız traş eden evet sakal bıyık traş eden manasına geliyor sanırım buna da hepimiz ihtiyatlı olarak dikkat etmiyoruz.
Yani bir harf hatası bizleri aslında nerelere götürüyor ama tabii önemli olan niyet.Hatta Harf hatası değil ses hatası bizi nerelere götürüyor.
4)Halk bilinçlendirilmeli İslamdan başka dinlerde var anlatılmalı sonra ülkemde hristiyan misyoner diye bıçaklanan insanlarda görmek istemiyorum daha doğrusu onları öldürenleri görmek istemiyorum sen Almanya'da her türlü misyonerliği yap islam adına senin ülkende hristiyan misyonerlik olmasın bu olmaz.
5)Ülkemde ondan sonra cemaat hizmeti deyin veya ne derseniz deyin okul açanların irticacı diye kovalanmasıda hoş değil.Örneğin Fethullah Gülen bu adamı yargı önünde suçlu bulmadıkları sürece masum ama öcü gibi bakıyoruz aynı şey Bülent Arınç içinde geçerli şimdi gerici diyoruz hatta vatan haini ama onun da fikirleri oladuğunu kabul etmiyoruz.Bu şuraya kadar gitti bir ordu mensubu iha muhabirini Muhsin Yazıcıoğlunun kaza yaptığı yerde dağda akreditasyonu olmadığı için helikoptere almamazlık yaptı
6)Devletin kurucu felsefesi var deyip Sn.M.Akyol üstadımın dediği gibi ondan sonra bu kurucu felsefenin insan haklarından üstün tutulmasını da istemiyorum hatta zor yıllarda İstiklal mahkemelerinde yargılanan ve idama mahkum edilip asılanlardan devletin iade-i itibar yapmasını istiyorum.
7)Mehmet Altanın Liberal özgürlükçü tutmunun ışığında bir vatandaşlık kitabı yazılıp şimdiki vatandaşlık kitabı yerine okutulmasını istiyorum.

Saygılarımla..
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: de_hund - Mayıs 08, 2009, 06:17:39 ös
1- devlet elini dinden çekmez. malum sakıncaları vardır. simoni-investiture mücadelesi buna örnektir.

2-felsefe ve ahlak okullarda zaten okutuluyor ama insanlarımız felsefe yapacak 'halde' değiller. din içinde geçerli bu.

3-arapça anlam kayması çok enderdir,hatta kuran bir sure için geçerliydi o ama onun yanlış okunmasınada bir açıklama getirmişlerdi 'evliya' denilen kardinaller ')

4-islamdan başka dinleri halka anlatırsan, islamdan şikayetçi olduğun konu devingen olur ve yine gelir. yani sadece şekil değişir.

5- birilerinin 'damgalanması' siyasi çekirdeğin bir ürünüdür. doğru ve yanlış yoktur. hadi felsefe yapalım,sonuçta savunuyorsunuz ')

7- hiç ona gerek yok, 'prens' adlı kitap yeter ve artar bile. vatandaşlık sistemini savunan kişi, bir önceki sorularda 'din' ve 'felsefe' nin yerini saşırmış olucak '))))
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Saygın - Mayıs 08, 2009, 06:26:34 ös
sayın ceycet söylermisiniz oruç bir arap geleneğimidir? veya namaz? din hiçbir ırkın veya zümrenin dayatması değildir. türkçe ibadet dinin veya inananların sorunu değil, ahlakçıların sorunudur.


ibadetler sırasında söylenen şeyler anlamsız veya alakasız değildir. siz analamamış olabilirsin,ama iyi okuduğunuzda geçmişteki birtakım olayların anlatımı vardır orda,bir tarih gibi. ibadetin özü,sadece insanın kamil olması değil, itaatı vs....herşeyi.... yani birşeylere:

"...efendim bu sembolik,bunu yapmasakta olur" tarzında şeyler söylemek,en başta insanın kendi müdrikesiyle çatışması demektir.

itaat ise insanı zikire yöneltir, ama uzun bir süreç tabi,sonucu bilinmez.

bu arada  sayın ceycet sizin nasıl bir tanrı anlayışınız var rica ertsem söylermisiniz? çünkü zamanında tevhidi konuşmuştuk sizle, görüyomusunuz,tevhidin özellikleri bile siz saçma gelmiş olacak ki:

'ibadet'i yargılıyorsunuz,komik çok komik....

Sayın de_hund,

Araya giriyor gibi olmak istemem ama; itaati siz edin. Türk Milletine itaat etmek değil, sevmek yakışır. Eğer korktuğum için tapacaksam yada kırbaç yemiş aslan misali itaat edeceksem kırbaç vuran kolu ıssırmayı düşlerim daha iyi.

Sayın Ceycet'in tanrı inancı ortada ancak sizin ki sanırım; elinde yıldızlı sopası olan bir büyücüden farklı değil.

Sizi rencide etmek istemem ama sizin komik olarak algıladığınız ibadetin sorgulanması değil. Etrafınızda ki bilge insanların gerçeğin farkında olması ve sizin bu gerçeğe hala erişememiş olmanız.

Geçenlerde bir tv programında İlahiyat hocası Sayın Prof.Dr. Yaşar Nuri Öztürkün bir konuşmasına kulak misafiri oldum; "Yahu uyanın, millet aya çıktı, kos koca evreni yaratan Allah senin namazınamı kaldı".

Sevgi ve saygılarımla,
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ozkann - Mayıs 08, 2009, 06:37:58 ös
Sayın Karahan

Forum üyelerine "sizce bu laf ne kadar objektif bir aklın yorumudur?" diye sorduğunuzda
sanki, sizce bu laf ne kadar objektif bir aklın yorumudur şeklinde forum üyelerine lafımdan yola çıkarak
aklımın objektifliğini soruyorsunuz gibi geldi. Aslının farklı olduğuna sevindim.
Çünkü üyeler açısından ben renksiz bir konu olurdum.

Tek başınalık konusunda ise yazdıklarımı konu kaymış olsa bile üzerime yapışmış bir sığ fikir sahipliğinden kurtulmak adına :) buraya aktarıyorum.

Atatürk tek başına mı idi konusunda düşündüklerimi yazayım ki ne dediğim belli olsun.

Mustafa Kemal tek başına ülkeyi kurtarmıştır şeklinde bir çıkışım olmamıştır.
Kaldı ki ülkeler arası savaşlarda hangi lider vardır ki tek başına diğer ülkeyi yensin?
1 adama karşı 1 ordu, 3-5 ordu devlet?
Dediğiniz gibi kızlarımız erkeklerimiz şehit olmuştur ama bu Atatürk tek başına değildi ki
nin izahatı değildir.

Samsuna yola çıkarken Mustafa Kemal in arkasında hangi parti hangi devlet hangi cemaat hangi siyasal akım vardı?
hangi ordu grubu vardı, hangi azınlık hangi bölge hangi ırk vardı. Kim vardı?
Halkın heyecanından başka neye güveniyordu? Barut bile yoktu...
Yanındaki İsmet İnönü bile Amerikan mandası mı olsak diyordu? Yanındaydı İsmet (daha Kazım gelmemişti :) ) Ama M.Kemal yinede fikirsel düzeyde yanlızdı. Kongreden sonra ne diyor İ.İnönü
Toplumun bu kadar dolu olduğunu farkedememişim..
Mustafa Kemal farketmişti.

Şimdi bu fikirsel tek başınalıkta oralarda imparatorluğa saraya iktidara ve hatta emperyalist dünyaya karşı
adamsız silahsız barutsuz ve parasız mücadeleye girişmişken Kazım Karabekir in tutuklama kararından vazgeçişi ve 'O' na biat edişi benim bahsini ettiğim tek başınalığı gidermez.
Kazım Karabekir fikirlerin eylemde ulaşacağı sonu en başlarda bilmiyordu.
Kimse bilmiyordu ki. Kimse inanmıyordu ki. Bütün dünya ve hatta memleketin kendi özlerinde artık bittiğimiz tarih sahnesinden çekildiğimiz konuşuluyordu.

Cumhuriyeti kurmaya ne zaman karar vermiştiniz dendiğinde ne demişti en başında ama zamanından önce
bazı şeylerin açıklaması yapılıp insanları gereksiz bir kuruntuya itmemek için açıklamamıştım.

Ekibin yanında dahi gerçeği alenen anlatmadan, onları kendi içlerinde gruplaşacak detaylara sokmadan diğer eylemin zamanı gelene kadar hepsini belirli bir yönde tutabildi.
İşte bu planlamayı tek başına kurguladığı ve uyguladığı için fikirsel yanlızlık içindeydi.

Cumhuriyeti T.B.M.M. ilan etti, Atatürk kurmadı ki de diyebilirsiniz. Meclisin hakkını yemeyin diyebilirsiniz.
Ama bu kararların çıkmasını istediği şartların tamamını hazırlamak için kendini her bakımdan riske atmadı mı?
O bu meclisin bir gün varolacağına ve cumhuriyeti kuracağına inanıp samsuna çıktı ya,
işte objektif olmasa da bence cumhuriyeti o kurdu.

Lider vizyon sahibidir. O vizyona ve aynı zamanda uygulama gücüne sahip olup hareket eden  o günün tek kişisiydi.
Kiminde fikir vardı cesareti yoktu, kimi uygulama gücüyle doluydu ama fikir yoktu.
O ise bütün devrimleri önce kendi zihninde yapmıştı.
Daha sonrasını elbette halk ile ordu ile meclis ile yapacaktı.
Fikirsizler fikir, pısırıklar cesaret buldu onda.

Başka türlüsü mantığa uygun değil ki.Atatürk düşmanları tek başına dağıtmadı.
Cephaneyi o taşımadı ki.. Sizi anlıyorum temelde.

Canını korkusuzca ortaya koydu insanlar.
Niye? Mustafa Kemal e inandılar.
İşte canlarını ortaya koyan insanları bu noktaya getiren tek insan Mustafa Kemal di.

O yola çıktığında kaç kişiydi. Neredeyse yanlızdı.
Sonunda herhalde 80 milyonuz şimdi ama yola çıkarken kim vardı?
10 kişi? Çok mu oldu?
Neredeyse yanlızdı...

Yoksa adımız Osmanlı 'İmparatorluğu' idi. Aynı vatan evlatları aynı topraklarda ülkede yaşıyordu. Aynı suyu içiyordu.
Kazım Karabekir de oradaydı. Neden girişemedi birşeye Mustafa Kemal canını ortaya koyana kadar?
Cesaret edebilen tek M.Kemal oldu. Diğerleri de çok değerli işler yaptılar. Unutulamaz.

Hatta hazırda devlet, meclis, dış müttefikler, hazırda ordu, hazırda saray bile vardı.
Ama çöküyorduk. Sonraları o cephelerde bıraktığımız binlerce şehit evlerinde ağlayarak ne olacak diyordu.
Herkes zaten 'oradaydı.' Ama eriyor bitiyorduk....
Mustafa Kemal ise 'o'ranın karşısında burada ortaya çıktı.
Oradan buraya geldi o insanlar.
Evlerinde ağlayan gençler gerekirse ölmeye karar verdi ki hiçbirşeyleri yoktu.. Öleceklerdi.
Başka kim umutsuzları ölerek kendinden sonrakilere umut olmaya ikna edebildi.?

Mustafa Kemal.

Size parti ideoloji devlet yandaş grup komisyon hiçbirşey demiyorum.
Mustafa Kemal. İşte ben buradan bakınca neredeyse tek başına görüyorum.

Yoksa kimse tabi ki tek başına değildir. Mesela deriz ki Atatürk Orman Çiftliğini kurdu. Hayır.
Benim akrabalarım çalıştı oranın kuruluşunda.  Atatürk bir tane çivi bile çakmadı.
Elbetteki gülümsemeniz lazım bu söylediğime...

M.Kemal i neredeyse yanlız bulmam bu sebeplerdendir.

Sayın Karahan
Aslında sizin ne demek istediğinizi anlıyorum.
Örneğin eLatin alfabesine geçiş devrimden önce de tartışılıyordu.
Hatta 32 harfli olan birtakım alfabeler icad edilmiş bununla 1915 yıllarında istanbul'da Ermeni gazeteleri çıkartılmış.
Ülkede zaten latin alfabesine geçelim konuşmaları entellektüel düzeyde var. 
Demek ki Latin alfabesine geçilmesinde sizce Atatürk yanlız değil diyeceksiniz..
Bir tek Atatürk'ün fikri değildir diyeceksiniz.
Diğerlerini yabana atmayalım diyeceksiniz.
Tek adamcılık çağımıza uygun değildir.
Oturup bir kahraman beklemeyelim.
O şehit olan canlar, onurlu halk olmasa Mustafa Kemal kimi ikna edecekti diyebilirsiniz.
Biri gazi biri kahraman olmuş şehirler var memleketimizde ve içinde yaşayan halkın kendilerinin
kahramanlıkları sayesinde almışlar bu ünvanı haklısınız.
Bu bağlamda bu işleri halksız yaptı tek başına yaptı demek cahilce olurdu.

Eğer anladığım gibi düşünüyorsanız buraya kadar tamamen haklısınız.
Fakat fikirsel düzeyde yanlızdı.

İleride hilafetin kaldırılacağını O GÜN Kazım Karabekire söylese sizce tutuklar mıydı orada öldürür müydü Mustafa Kemal i?
Nitekim ilerleyen günlerde hilafet konusunda aralarında neler yaşanmıştı.... Hatırlayınız..

İşte sizin deyişinizle Mustafa Kemalin kaderini ellerinde tutan Kazım Karabekir herşeyi bilmediği için O GÜN
Mustafa Kemal e katıldı ama M.Kemal yine de yanlızdı...


Sevgilerimle

Özkan arkadaşım değerlendirmesini yapmış şimdi sorarım size eğer objektif olabilir az da mantık kullanabilirseniz.

Atatürk neredeyse tek başınaydı. Zaten memleketin hepsi muhalefet, muhalefetin hepsi

Bu laf sizce ne kadar objektif bir aklın yorumu olabilir.Bakınız  Atatürk Erzuruma giderken Kazım Karabekir Paşaya Atatürk için yakalama emri verilir,Yani Atanın kaderi karabekirdedir ne oldu biliyormusunuz paşa ordularını Atatürkün emrine verdi tarafını belirledi.Atatürk hiç bir zaman yalnız değildi
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: de_hund - Mayıs 08, 2009, 06:38:40 ös
Sayın Saygın,

itaati ben etmem. inananlar etsin. adamlar bir dine inanıyorlar madem en iyi şekilde icra etsinler. itaatten kasıt,bizzat tanrıya itaatti. bunun milletle alakası yoktur. korktuğun için değil; istenildiği ve ona ulaşmanın yararlı olacağı için tap. ama kuralların dışına çıkmak demek,tapmak demek değildir. bugün mezhebi yargılayıp veya muhammedin orucunun 3 gün olduğunu söyleyip buna inanmak,tembel inanışıdır,bunu size bırakıyorum.

ceycet ibadetin sembolik olduğunu ve aslında pekçok şeyin anlamsız olduğunu söylüyor. bu ibadet değildir. bana söylermisiniz tanrıya nasıl ulaşılır? hı? düşünmek mi diyeceksiniz? meditasyon mu? astral seyahat mi?

ben etrafımda hiç bilge insan görmüyorum. ibadeti sorgulamadınız için,'ısrarcı' bir şekilde türkçe ibadet istiyorsunuz değil mi? unutmayın,her dinin tek dili vardır.

ibadet komik değildir. bizzat faydalıdır bile.

ilahıyat profumu öztürk?  islam size bilim yapmayın demiyor, tam tersine zamanında astronomiyi bile insanlara öğreten bizzat hanoktur :) birkaç geri kalmışlığı dine yamarsanız siz gecekondularınızı yıkamacaksınız.....
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: Saygın - Mayıs 08, 2009, 06:53:27 ös
Sayın Saygın,

itaati ben etmem. inananlar etsin. adamlar bir dine inanıyorlar madem en iyi şekilde icra etsinler. itaatten kasıt,bizzat tanrıya itaatti. bunun milletle alakası yoktur. korktuğun için değil; istenildiği ve ona ulaşmanın yararlı olacağı için tap. ama kuralların dışına çıkmak demek,tapmak demek değildir. bugün mezhebi yargılayıp veya muhammedin orucunun 3 gün olduğunu söyleyip buna inanmak,tembel inanışıdır,bunu size bırakıyorum.

ceycet ibadetin sembolik olduğunu ve aslında pekçok şeyin anlamsız olduğunu söylüyor. bu ibadet değildir. bana söylermisiniz tanrıya nasıl ulaşılır? hı? düşünmek mi diyeceksiniz? meditasyon mu? astral seyahat mi?

ben etrafımda hiç bilge insan görmüyorum. ibadeti sorgulamadınız için,'ısrarcı' bir şekilde türkçe ibadet istiyorsunuz değil mi? unutmayın,her dinin tek dili vardır.

ibadet komik değildir. bizzat faydalıdır bile.

ilahıyat profumu öztürk?  islam size bilim yapmayın demiyor, tam tersine zamanında astronomiyi bile insanlara öğreten bizzat hanoktur :) birkaç geri kalmışlığı dine yamarsanız siz gecekondularınızı yıkamacaksınız.....

Sayın de_hund,

Kimse islamın bilim yapmayın yada bilimden uzak durun dediğini savunmuyor. Bırakın sadece inancınızı makul ölçüde içinizde yaşayın, o makul ölçüyüde zamanın koşullarını göz önünde bulundurarak kendiniz kararlaştırın. Verilen mesaj bu olsa gerek.

Saygılar.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: de_hund - Mayıs 08, 2009, 06:57:17 ös
 Ceycet demiş ki:

----Ettiğimiz duanın içeriğini bilmiyorsak,içerdiği mana dan bihaber isek,Yaradan bizim ne söylediğimizi anlayabilir mi.Arap geleneklerini ibadet olarak kanıksadığımız için,ne ibadetin özünü kavrayabiliyoruz,ne de yaptığımız ibadet bize birşeyler katıyor.Anlamını bilmediğimiz için,alakasız yerlerde,alakasız duaları ederek,Tanrı'nın sözlerini Tanrı'ya tekrar edip duruyoruz.----


bakın ceycet yukarıda bunları demiş. bunu parçalayıp ayıralım,parantez içindekiler benim kendi düşüncem ve yorumlarımdır.


1-kişi ettiği duanın anlamını bilmiyormuş. kişi bu anlamları bulmak için hiç uğraşmamış. kişi bu anlamların içerdiği ana kayaya inenemiş.

2- yaradanın onun söylediğini anlamadığını söylüyor. (ki eğer yaradan diye,tevhid dinlerinin yaradanını kastettiyse,o yaradan onun herşeyini bilir. )

3- ona göre bu arapça dualar,dini bırak; arap geleneğimiş. ve sırf bu yüzden ibadetin önemini kavrayamıyormuşuz. (tabi burada birşey sorucam,madem arap geleneği o zaman neden anlamaya çalışıyorsun? herhalde ibadet ve onun özünden kasıt olan şeyin, 'belirli günlerde yapılan görevler' olduğunu sanıyor arkadaş.)

anlamını bilmemek o duayı alakasız yapmaz. zaten dua alakasız yerde okunmayacağı için alakasız yerde de vücut bulmaz. ibadet içinde dua istenilen heryerde okunabilir.

yine söylemek gerekirse, ben ibadeti komik kılmıyorum,biryerlerinizden anlamyın laflarımı ')

deminki iletimde yazmayı unuttum,Y.N.Öztürk bugün pekçok çevre tarafından ilahıyatçı bile kabul edilmiyor,malum kendizi modamıza uyup kalvenist islam yaratttı da ')))))

islamı anlamak ve neler olduğunu bilmek isteyen biri, açar gazali okur,açar geylani okur,hadi bunlarıda geç, imam şafi ve hanefi var onları okur.

bir ibadeti tembellikten dolayı yapmak istemeyebilirsin,buna tmm ama buna nden kılıf buluyor insanlar? yoksa bu bir yaradılıştaki kübikliği bozan o 'engelleyen' mi?

kuraN ve diğer kitapta anlatılanlar,yanlış fln değil, iyi araştırıldğında kökeni çok eskiye kadarki olan olaylara dayanır. ve bunlar sembolik değildir, gerçi bunun ispatlanmasıda imkansız.

tanrıya nasıl ulaşılır? zikir,itaat,benliği hiçleştirme, sonsuz iyilik,metanet,sevgi,o dinin felsefesi gibi şeylerle ulaşılır. ibadet siz inan(ama)a( y) nlara bunu sunuyor. eğer tevhidin tantısı gerçek ve varsa,onun size zaten ihtiyacı yok,müsterih olun. yalnız ilginçtir,kuranda bununla ilgili oldukça derin ayetler mevcut.


din,zamanın makul ölçüsünün dışındadır. çağa değil,çağ ona uymak zorunda. ama bugün bunun tersi 'olduruldu'.

saygın, haklısınız içlerde yaşanmaya mahkum edildi birşeyler. ve verilen mesaj aslında budur. siz cevap yazabilrisiniz,şimdi çıkıcam,gece gelir cevaplandırırım ') nasıl olsa çerez şeyler..
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: de_hund - Mayıs 08, 2009, 06:58:30 ös
Sayın de_hund,

Kimse islamın bilim yapmayın yada bilimden uzak durun dediğini savunmuyor. Bırakın sadece inancınızı makul ölçüde içinizde yaşayın, o makul ölçüyüde zamanın koşullarını göz önünde bulundurarak kendiniz kararlaştırın. Verilen mesaj bu olsa gerek.

Saygılar.

bilime yanaştırılıyor bizzat ve üstünü 'akılla' kaplıyorlar. o kitap doğrudur umarım.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 08, 2009, 07:18:19 ös
Sayın Karahan

Forum üyelerine "sizce bu laf ne kadar objektif bir aklın yorumudur?" diye sorduğunuzda
sanki, sizce bu laf ne kadar objektif bir aklın yorumudur şeklinde forum üyelerine lafımdan yola çıkarak
aklımın objektifliğini soruyorsunuz gibi geldi. Aslının farklı olduğuna sevindim.
Çünkü üyeler açısından ben renksiz bir konu olurdum.

Tek başınalık konusunda ise yazdıklarımı konu kaymış olsa bile üzerime yapışmış bir sığ fikir sahipliğinden kurtulmak adına :) buraya aktarıyorum.

Atatürk tek başına mı idi konusunda düşündüklerimi yazayım ki ne dediğim belli olsun.

Mustafa Kemal tek başına ülkeyi kurtarmıştır şeklinde bir çıkışım olmamıştır.
Kaldı ki ülkeler arası savaşlarda hangi lider vardır ki tek başına diğer ülkeyi yensin?
1 adama karşı 1 ordu, 3-5 ordu devlet?
Dediğiniz gibi kızlarımız erkeklerimiz şehit olmuştur ama bu Atatürk tek başına değildi ki
nin izahatı değildir.

Samsuna yola çıkarken Mustafa Kemal in arkasında hangi parti hangi devlet hangi cemaat hangi siyasal akım vardı?
hangi ordu grubu vardı, hangi azınlık hangi bölge hangi ırk vardı. Kim vardı?
Halkın heyecanından başka neye güveniyordu? Barut bile yoktu...
Yanındaki İsmet İnönü bile Amerikan mandası mı olsak diyordu? Yanındaydı İsmet (daha Kazım gelmemişti :) ) Ama M.Kemal yinede fikirsel düzeyde yanlızdı. Kongreden sonra ne diyor İ.İnönü
Toplumun bu kadar dolu olduğunu farkedememişim..
Mustafa Kemal farketmişti.

Şimdi bu fikirsel tek başınalıkta oralarda imparatorluğa saraya iktidara ve hatta emperyalist dünyaya karşı
adamsız silahsız barutsuz ve parasız mücadeleye girişmişken Kazım Karabekir in tutuklama kararından vazgeçişi ve 'O' na biat edişi benim bahsini ettiğim tek başınalığı gidermez.
Kazım Karabekir fikirlerin eylemde ulaşacağı sonu en başlarda bilmiyordu.
Kimse bilmiyordu ki. Kimse inanmıyordu ki. Bütün dünya ve hatta memleketin kendi özlerinde artık bittiğimiz tarih sahnesinden çekildiğimiz konuşuluyordu.

Cumhuriyeti kurmaya ne zaman karar vermiştiniz dendiğinde ne demişti en başında ama zamanından önce
bazı şeylerin açıklaması yapılıp insanları gereksiz bir kuruntuya itmemek için açıklamamıştım.

Ekibin yanında dahi gerçeği alenen anlatmadan, onları kendi içlerinde gruplaşacak detaylara sokmadan diğer eylemin zamanı gelene kadar hepsini belirli bir yönde tutabildi.
İşte bu planlamayı tek başına kurguladığı ve uyguladığı için fikirsel yanlızlık içindeydi.

Cumhuriyeti T.B.M.M. ilan etti, Atatürk kurmadı ki de diyebilirsiniz. Meclisin hakkını yemeyin diyebilirsiniz.
Ama bu kararların çıkmasını istediği şartların tamamını hazırlamak için kendini her bakımdan riske atmadı mı?
O bu meclisin bir gün varolacağına ve cumhuriyeti kuracağına inanıp samsuna çıktı ya,
işte objektif olmasa da bence cumhuriyeti o kurdu.

Lider vizyon sahibidir. O vizyona ve aynı zamanda uygulama gücüne sahip olup hareket eden  o günün tek kişisiydi.
Kiminde fikir vardı cesareti yoktu, kimi uygulama gücüyle doluydu ama fikir yoktu.
O ise bütün devrimleri önce kendi zihninde yapmıştı.
Daha sonrasını elbette halk ile ordu ile meclis ile yapacaktı.
Fikirsizler fikir, pısırıklar cesaret buldu onda.

Başka türlüsü mantığa uygun değil ki.Atatürk düşmanları tek başına dağıtmadı.
Cephaneyi o taşımadı ki.. Sizi anlıyorum temelde.

Canını korkusuzca ortaya koydu insanlar.
Niye? Mustafa Kemal e inandılar.
İşte canlarını ortaya koyan insanları bu noktaya getiren tek insan Mustafa Kemal di.

O yola çıktığında kaç kişiydi. Neredeyse yanlızdı.
Sonunda herhalde 80 milyonuz şimdi ama yola çıkarken kim vardı?
10 kişi? Çok mu oldu?
Neredeyse yanlızdı...

Yoksa adımız Osmanlı 'İmparatorluğu' idi. Aynı vatan evlatları aynı topraklarda ülkede yaşıyordu. Aynı suyu içiyordu.
Kazım Karabekir de oradaydı. Neden girişemedi birşeye Mustafa Kemal canını ortaya koyana kadar?
Cesaret edebilen tek M.Kemal oldu. Diğerleri de çok değerli işler yaptılar. Unutulamaz.

Hatta hazırda devlet, meclis, dış müttefikler, hazırda ordu, hazırda saray bile vardı.
Ama çöküyorduk. Sonraları o cephelerde bıraktığımız binlerce şehit evlerinde ağlayarak ne olacak diyordu.
Herkes zaten 'oradaydı.' Ama eriyor bitiyorduk....
Mustafa Kemal ise 'o'ranın karşısında burada ortaya çıktı.
Oradan buraya geldi o insanlar.
Evlerinde ağlayan gençler gerekirse ölmeye karar verdi ki hiçbirşeyleri yoktu.. Öleceklerdi.
Başka kim umutsuzları ölerek kendinden sonrakilere umut olmaya ikna edebildi.?

Mustafa Kemal.

Size parti ideoloji devlet yandaş grup komisyon hiçbirşey demiyorum.
Mustafa Kemal. İşte ben buradan bakınca neredeyse tek başına görüyorum.

Yoksa kimse tabi ki tek başına değildir. Mesela deriz ki Atatürk Orman Çiftliğini kurdu. Hayır.
Benim akrabalarım çalıştı oranın kuruluşunda.  Atatürk bir tane çivi bile çakmadı.
Elbetteki gülümsemeniz lazım bu söylediğime...

M.Kemal i neredeyse yanlız bulmam bu sebeplerdendir.

Sayın Karahan
Aslında sizin ne demek istediğinizi anlıyorum.
Örneğin eLatin alfabesine geçiş devrimden önce de tartışılıyordu.
Hatta 32 harfli olan birtakım alfabeler icad edilmiş bununla 1915 yıllarında istanbul'da Ermeni gazeteleri çıkartılmış.
Ülkede zaten latin alfabesine geçelim konuşmaları entellektüel düzeyde var. 
Demek ki Latin alfabesine geçilmesinde sizce Atatürk yanlız değil diyeceksiniz..
Bir tek Atatürk'ün fikri değildir diyeceksiniz.
Diğerlerini yabana atmayalım diyeceksiniz.
Tek adamcılık çağımıza uygun değildir.
Oturup bir kahraman beklemeyelim.
O şehit olan canlar, onurlu halk olmasa Mustafa Kemal kimi ikna edecekti diyebilirsiniz.
Biri gazi biri kahraman olmuş şehirler var memleketimizde ve içinde yaşayan halkın kendilerinin
kahramanlıkları sayesinde almışlar bu ünvanı haklısınız.
Bu bağlamda bu işleri halksız yaptı tek başına yaptı demek cahilce olurdu.

Eğer anladığım gibi düşünüyorsanız buraya kadar tamamen haklısınız.
Fakat fikirsel düzeyde yanlızdı.

İleride hilafetin kaldırılacağını O GÜN Kazım Karabekire söylese sizce tutuklar mıydı orada öldürür müydü Mustafa Kemal i?
Nitekim ilerleyen günlerde hilafet konusunda aralarında neler yaşanmıştı.... Hatırlayınız..

İşte sizin deyişinizle Mustafa Kemalin kaderini ellerinde tutan Kazım Karabekir herşeyi bilmediği için O GÜN
Mustafa Kemal e katıldı ama M.Kemal yine de yanlızdı...


Sevgilerimle

Özkan arkadaşım değerlendirmesini yapmış şimdi sorarım size eğer objektif olabilir az da mantık kullanabilirseniz.

Atatürk neredeyse tek başınaydı. Zaten memleketin hepsi muhalefet, muhalefetin hepsi

Bu laf sizce ne kadar objektif bir aklın yorumu olabilir.Bakınız  Atatürk Erzuruma giderken Kazım Karabekir Paşaya Atatürk için yakalama emri verilir,Yani Atanın kaderi karabekirdedir ne oldu biliyormusunuz paşa ordularını Atatürkün emrine verdi tarafını belirledi.Atatürk hiç bir zaman yalnız değildi

sevgili Özkan

Medeni davranışınız ve fikrinizi serbest brakmanızdan dolayı kucak dolusu selamlıyorum seni.Ne güzel ve dolu dolu bir anlatım bu kadar olur.Tamda onu deöiştim ama en güzel belirttiğin yerde fikri yalnızlığı idi zaten liderlerde görülen en tipik özelliktir bu.Hatta devrimlerini fütursuzca yaparkende o fikri yalnızlığı vardı o duruş bu güzel adamın tüm hayatında vardı.Hatta son demlerinde içki masasındaki yalnızlığının altındaki o anlaılamayan hallerindede yalnızdı.Atam son dönem kendini içkiye verdiğinde kendince en hoşlandığı şeyi yaparkende etrafının aczliğini gördüğündede o fikri yalnızlığı vardı.Belki söylemlerindeki keskinlik ülkesi için gördüğü korkularına yansımış halindede o fikri yalnızlığı vardı evet ben Atamı her daim yalnız gördüm ama etrafına karşı ya sevgili ülkesi işte en başından beri ona inanmış ve güvenmiş kaderini teslim etmiş ülkesi olduğunu biliyordu.Ondan sonraki ülkenin bir türlü ilerletilememesi o fikri yalnızlığındaki korkular değilmidir sizce.Doğrudur Karabekir o gözle bakmamış onu anlamamış olabilir iyikide anlamamış değilmiki böyle büyük bir önder çıkardık.Ben Atama sığınmıyorum biliyorumki oda istemezdi mağrur bir lider hep yalnızdır hem fikri hem cismane ve öylede öldü hemde soyuda kalmaksızın.Allahım gani gani rahmet eylesin.yazın için yine teşekkür ederim beni anlamış olmanada sevindim.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ozak1977 - Mayıs 08, 2009, 08:21:37 ös
Yeter bu milletin Arapça ile uyutulduğu ...Çok günah sakın yapma , kitabı bel hizasından aşağı tutma ,

adetli iken kitaba elini değme , sure okuma ;gaz kaçırınca tekrar ayaklarını da beraber yıkayarak abdest

al ; günde 5 öğün Muhammet ve akrabalarına , İbrahim ve akrabalarına selam ve selat eyle diye arapça

cümleler kur .... İki kadının şahitliği , bir erkeğin şahitliğine eşit olsun ,kadının kafasındaki kıllar çok

erojen olduğundan türban tak çünkü kafadaki kıllardan tahrik olabilecek erkekler olur böylece baştan

çıkarmazsın kimseyi...vs. , vs. ,vs....

Yukardakiler sadece birkaçtanesi ve daha niceleri var... Şimdi bunları yapmayı reddetmek neden

tembellik olsun , Tanrı  arapmış mı ki dua ederken arapça konuşayım ? Otuz gün boyunca midemiz

gastrit olsun , pankreasımız iflas etsin ,akut renal yetmezliğe girelim oruç tutacağım diye , sonrada

arapça sureleri içeren namazlar kılarak cennete gideceğim diye kendimizi kandıralım...De yeter bu

milletin çektiği...

Reformu yaşayamadığımız müddetçe medeniyete ulaşmak hayal olacaktır...Avrupa reformu her millet

kendi dilinde incili okumaya başladığında yapabilmiştir...Ondan dolayıdır ki reform ile aydınlanma

ancak kendi dilimizde ibadet yaparak ,kendi dilimizde Kur' an , İncil , Tevrat ,kendi dilimizde dua

okuyarak ve pek tabi ki aracıları ortadan kaldırarak mümkün olacaktır...İşte ondan sonra aydınlanan

bireyler  '' Hani anlaşılmazdı ? Hikmetinden soel olmazdı , hani ? '' diye sorgulamalara giderek beyinlerini

çalıştırabileceklerdir...




Saygılarımla
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: de_hund - Mayıs 09, 2009, 06:59:06 öö
Yeter bu milletin Arapça ile uyutulduğu ...Çok günah sakın yapma , kitabı bel hizasından aşağı tutma ,

adetli iken kitaba elini değme , sure okuma ;gaz kaçırınca tekrar ayaklarını da beraber yıkayarak abdest

al ; günde 5 öğün Muhammet ve akrabalarına , İbrahim ve akrabalarına selam ve selat eyle diye arapça

cümleler kur .... İki kadının şahitliği , bir erkeğin şahitliğine eşit olsun ,kadının kafasındaki kıllar çok

erojen olduğundan türban tak çünkü kafadaki kıllardan tahrik olabilecek erkekler olur böylece baştan

çıkarmazsın kimseyi...vs. , vs. ,vs....



bu saydıklarınız bir öğretinin yanlış anlaşılmasının tradisyonlarıdır. aynı hataları kendi formunda uyaklı olarak bilim çevrerlerinde de görebilirsiniz. bu islam mı? veya tevhid mi sanıyorsunuz?



Yukardakiler sadece birkaçtanesi ve daha niceleri var...

niceleri vardır elbet. ama sayılanlar asla tevhid değildir.

Yukardakiler sadece birkaçtanesi ve daha niceleri var... Şimdi bunları yapmayı reddetmek neden

tembellik olsun , Tanrı  arapmış mı ki dua ederken arapça konuşayım ? Otuz gün boyunca midemiz

gastrit olsun , pankreasımız iflas etsin ,akut renal yetmezliğe girelim oruç tutacağım diye , sonrada

arapça sureleri içeren namazlar kılarak cennete gideceğim diye kendimizi kandıralım...De yeter bu

milletin çektiği...


bunları reddeden yok. tam tersine günümüzde islamcılar bile geçmişteki islam ile hureflerin islama zarar verdiği görüşünde. tembellik olan aslının asla bilinmek 'istenmemesi'dir. oruç tutmadınında bir 'adabı' vardır. hastalıklı olana zaten 'farz' denilen bir emir geçerli değil ki? tam tersine ömür boyu muaf. ayrıca nefsi terbiye etmenin çok iyi yollarından biri de açlıktır. ilgilendiğiniz alan hangisi ise o alanda konuşursunuz... ama iftira veya yaygara edemezsiniz,buna hakkınız yok..

Reformu yaşayamadığımız müddetçe medeniyete ulaşmak hayal olacaktır...Avrupa reformu her millet

kendi dilinde incili okumaya başladığında yapabilmiştir...Ondan dolayıdır ki reform ile aydınlanma

ancak kendi dilimizde ibadet yaparak ,kendi dilimizde Kur' an , İncil , Tevrat ,kendi dilimizde dua

okuyarak ve pek tabi ki aracıları ortadan kaldırarak mümkün olacaktır...İşte ondan sonra aydınlanan

bireyler  '' Hani anlaşılmazdı ? Hikmetinden soel olmazdı , hani ? '' diye sorgulamalara giderek beyinlerini

çalıştırabileceklerdir...


Avrupayı reform değil; markantalist üretim refaha kavuşturmuştur. her milletin kendi dilinde incili okuması uygulaması kuran için de var,mealini aç oku, yorumunu aç oku,kırtasiyecilerde dolu var.... zaten incilin dile çevrilmeside bu olmuştur.aracı olan şey arapça değildir ki? aracı olan şey,diğer insanlardır,hurafelerdir,baskıdır...aracı diyoruz. insanlar dile çevrilmiş kuranı okuyorlar zaten.... meal buna örnektir. zaten arapçasında da bizzat kendisi yazıyor. değişen şey 'emrin büyüsü'.
İnsanlar tanrıyı eğer "sürekli dua kabul edip iyilik veren", "kötülüğü yok sayan" , "mutluluktan başka birşey vermeyen" gibi sanıyorlarsa, en baştan hiç inanmasınlar daha iyi.... acı 'öğretirken' mutluluk onu 'buldurur'. sorgulayınca ondan uzaklaşmazsınız tam tersine ona bağlısınızdır,bizzat bunun felsefesini yapan olarak bunu kesinlikle söyleyebilirim.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ozak1977 - Mayıs 09, 2009, 11:56:15 öö
Sayın de-hund,


Siz Arapçasını okuyun , ezberleyin böyle dewam edin , Arapça geldi ya kitap , çok kutsal , aman sakın ha

Türkçe ibadet etmesin insanlar , sonra akıllarına şeytan girer zaten aslı bozulur , aynı anlamı wermez

değil mi ?  Bu kadar da Arapçanın uşağı olamayın...Neden Kur' an kursları war bu ülkede we durmadan

yenileri açılıyor sizce , halkın yüzde kaçı meali açıp okuyor? Siz nerede yaşıyorsunuz ? Herkesin Arapça

bilmesine imkan war mı ? Sakın Türkçesi okunmasın ezan anlamı bozulur diyorsunuz , peki bir milletin

anlamadığı bir dilde ezberlediği şeyleri okumasını ne kadar mantıklı buluyorsunuz ? Bu biraz da sihirli

bir hawa wermek içindir bence ,halk ne konuştuğunu bilmezse çok çok büyük bişey sanar diye

düşünüldüğündendir ...

Klawyemin bir tuşu bozulmuş , onun yerine '' w''  kullanıyorum. Bunu için kusuruma bakmayınız.


Saygılarımla
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: de_hund - Mayıs 09, 2009, 03:30:14 ös
Sayın de-hund,


Siz Arapçasını okuyun , ezberleyin böyle dewam edin , Arapça geldi ya kitap , çok kutsal , aman sakın ha

Türkçe ibadet etmesin insanlar , sonra akıllarına şeytan girer zaten aslı bozulur , aynı anlamı wermez

değil mi ?  Bu kadar da Arapçanın uşağı olamayın...Neden Kur' an kursları war bu ülkede we durmadan

yenileri açılıyor sizce , halkın yüzde kaçı meali açıp okuyor? Siz nerede yaşıyorsunuz ? Herkesin Arapça

bilmesine imkan war mı ? Sakın Türkçesi okunmasın ezan anlamı bozulur diyorsunuz , peki bir milletin

anlamadığı bir dilde ezberlediği şeyleri okumasını ne kadar mantıklı buluyorsunuz ? Bu biraz da sihirli

bir hawa wermek içindir bence ,halk ne konuştuğunu bilmezse çok çok büyük bişey sanar diye


Sayın ozak1977,

Arabın uşağı olduğum yok ama sizi anlayabiliyorum. bir kültür özümsemesinin malum bedelini uzunca çektik ülke olarak.

ben aslında sadece bildiğimi söylüyorum,insanların inanıp inanmamaları,ibadetleri,seçimleri asla beni ilgilendirmez. buna karışmak küstahlık olur en başta. ama bu tarz konuların birkaç basit ve görünür cümleyle açıklanmasından da yana değilim. dalga geçilen veya hakir görülen şeyler göründüğü gibi olmayabilir.....
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ceycet - Mayıs 11, 2009, 11:11:07 öö
          Sayın Saygın,aslında sözlerinize ekleyecek fazla birşey yok ama dilimin döndüğü kadarı ile birşeyler söylemek isterim.Duyarlılğınız için size ve Ozak 1977 teşekkür ederim.


          Sayın de-hund;
         
          Öncelikle namaz bir saabi geleneğidir.Oruç ise Kur-an'dan önce Tevrat'ın emridir.

          İmam Hanefi isimli birisi yoktur.Söylemeye çalıştığınız kimse Hanefi mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam'dır;kendisi sapkınlıkla suçlanmış,bütün ömrü işkencelerde geçmiş ve son bulmuştur.

          İbadete karşı olmadığım gibi,yargılamam ve sorgulamam söz konusu olamaz.İbadet "değer üretmek"demektir.Bu yargı ile yaklaşanlar,lezzet aldıkları sürece hertürlü ibadeti yapabilirler.Hepsine saygı duyarım.

          Kur-an'a ve AKIL a uygun olan hertürlü söylemi,dayatma olmadığı sürece rahatlıkla benimseyebilirim.

          Gelelim Araplara;İslam dininin vechibelerinin ortaya çıkardığı kuralların tamamen Kur-an'a dayalı olması gerektiğine inanıyorum.Emeviler,20.000 e yakın hadisten bahsederler.Ortada gezen muhtelif kaynaklara göre ise neşredilen hadis sayısı yaklaşık ikimilyonbeşyüzbin adettir.Oysa,İslam alimlerinin üzerinde uzlaştığı hadis 100 ü geçmez.Hal böyle olunca,araplar üzerinden tüm İslam coğrafyasına yayılan geleneklerin,söylemlerin,hadislerin birçoğunun uydurma olduğu aşikardır.

          Kendini Müslüman olarak hissedenlerden, takva sahibi olmak isteyenlerin referans olarak kullanabilecekleri tek kaynak Kur-an ve AKIL dır.Zaten AKIL a uygun olan KUR-an'a da uygundur.

          Türkçe ibadet konusu ise,hangi dinden olunursa olunsun,ibadet için gayretli olanlara en münasip olanıdır.Ana dilimiz Türkçe ise,ne diye bilmediğimiz dilde dua edip,anlamını bilmediğimiz şeyleri tekrar edip duralım.AKIL ın kabul etmediğini Kur-an kabul eder mi ?Türkler arasında Müslümanlığın yayılmasına en çok katkısı olan,Ahmet YESEVİ özellikle bu konuya vurgu yapmıştır.

            Benim din anlayışıma gelince,başta İslam olmak üzere tüm dinlere samimiyet ile saygı duyuyorum.Dinler,birer kılavuzdur.Asıl olan onların Ezotorik anlamda içerdikleri manalara vakıf olabilmektir.Aksi taktirde,yürüdüğünüzü sandığız yolda,yerinizde sayarsınız.Yüce yaradan'a,ölümsüz ruh a,"O"ruhun bizleri ve tüm kainatı kapsadığına,hepimizin koşaradım "O"na doğru ilerlediğimize,arınmak suretiyle "O"nu hissedip,anlayabileceğimize inanıyorsak,kılavuzun mahiyetinin çokta önemi yoktur.İbadetin genel anlamı tefekkürdür.Siz bu tefekküre nasıl ulaşabiliyorsanız,sizin için enuygun ibadet şeklide o dur.

           Sayın de-hund,sanırım düşüncelerimi bir nebzede olsa açıklayabilmişimdir.


          Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ceycet - Mayıs 11, 2009, 11:20:54 öö


          Sayın Karahan,beni anlamanıza sevindim.


          Saygılarımla..
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: de_hund - Mayıs 11, 2009, 11:39:51 öö
hayır anlatamadınız ceycet, ben yukarıda sadece bir 'cevap' görüyorum...... keşke anlatabilseydiniz, bana orucu akıl ile açıklarmısınız? veya başka bir ibadeti? malum bazı arkadaşların midesinden sorun var ve bu sorunu genelli,yorlar..... bence önce onlardan bir ayrılın...

kuran tek başına kaynak değildir, kuranın yanında din alimlerinin desteklediği kitaplar mevcuttur,bunlar daha çok kuranı açıklamaya yöneliktir. diğer semitik dinler içinde aynı şey geçerlidir. siz kurana direk bakarak birşeyler anlayabiliyormusunuz? eğer anlayabiliyorsanız gerçekten işi tamamen bitirmişsiniz..

son olarak, size göre akıl ve kurandır.

ahmet yesevi arapça bilmeyenler için öyle birşey yapmıştır.... burada dinsel değil; sosyal bir olgu var... geçiş aşamasında kim ne bilir ki?
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: karahan - Mayıs 11, 2009, 11:45:43 öö
Sevgili de-hunt

Kaynak başlangıç itibarı ile her zaman tektir bize göre kaynak Kuran'dır.Diğer kitaplarda tasavvuf ve fıkıh ile ilmihaller  Kuran'ı yorumlarlar ve anlamlandırırlar yani daha iyi anlanabilmelerini sağlamak için.Bu bağlamdan bakarsak Kuran da yazan ve anlatılanlar yorumlara göre 1.derece gerçektir önemli olan kaynaktır çünkü.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: de_hund - Mayıs 11, 2009, 11:50:15 öö
Sevgili de-hunt

Kaynak başlangıç itibarı ile her zaman tektir bize göre kaynak Kuran'dır.Diğer kitaplarda tasavvuf ve fıkıh ile ilmihaller  Kuran'ı yorumlarlar ve anlamlandırırlar yani daha iyi anlanabilmelerini sağlamak için.Bu bağlamdan bakarsak Kuran da yazan ve anlatılanlar yorumlara göre 1.derece gerçektir önemli olan kaynaktır çünkü.

o halde şunu diyebilirmiyiz?

kuranda yazmayan şey,farz veya sünnet olmaz,benim duymak istediğim şey bu,
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ceycet - Mayıs 11, 2009, 12:00:21 ös
hayır anlatamadınız ceycet, ben yukarıda sadece bir 'cevap' görüyorum...... keşke anlatabilseydiniz, bana orucu akıl ile açıklarmısınız? veya başka bir ibadeti? malum bazı arkadaşların midesinden sorun var ve bu sorunu genelli,yorlar..... bence önce onlardan bir ayrılın...

kuran tek başına kaynak değildir, kuranın yanında din alimlerinin desteklediği kitaplar mevcuttur,bunlar daha çok kuranı açıklamaya yöneliktir. diğer semitik dinler içinde aynı şey geçerlidir. siz kurana direk bakarak birşeyler anlayabiliyormusunuz? eğer anlayabiliyorsanız gerçekten işi tamamen bitirmişsiniz..

son olarak, size göre akıl ve kurandır.

ahmet yesevi arapça bilmeyenler için öyle birşey yapmıştır.... burada dinsel değil; sosyal bir olgu var... geçiş aşamasında kim ne bilir ki?


           Sayın de-hund,

          Genel anlamı ile"oruç ve namaz"ı da içeren ibadetin yapılmasının esas gayesi "arınma" olmalıdır.Arınma ise özel anlamı ile ŞİRK ten arınmadır.Yani;ötede,yukarıda,aşağıda,uzakta bir Tanrı anlayışından,her zerre de dolayısı Halifetullah olan insanın da her zerresinde olan "Allah" anlayışına sahip olabilmektir.

          Kur-an,hareket eden ve herkese ihtiyacı olan mesajları verebilen bir kitaptır.Ayetlerin içerikleri her okuyana göre,farklı zamanlarda farklı manalar içerebilir.O yüzden Kur-an'ı okurken,kendinize yazılmış bir kitap olarak okur ve tefekkür ederseniz,kendinize has manalar çıkarabilirsiniz.
Başlık: Ynt: Bülent Arınç
Gönderen: karahan - Mayıs 11, 2009, 12:04:03 ös
Duymak istediğiniz şeyin size olan önemine bağlı bu birazda şartlı refleksmiş gibi geldi bana.Farz ile sünnet farklı şeyler biliyorsunuz.Kuranda Allahın doğruyu söyleyip yapılması için yol gösterdiği şeyler sadece müslümanlar için değil dünyada her insan için yapılması şart olan konulardır.Sünnet ise peygamberlerin yapış şeklidir mecburilik yoktur ama yol olarak gideceksende sana kusursuz yol olur.Sorunun cevabına gelirse Kaynağı Kuran değilse nasıl farz olsunki.Yanı Allahın söylemediği istemediği hiç bir şey farz olamaz.
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: de_hund - Mayıs 11, 2009, 12:06:31 ös
1. paragrafınıza katılıyorum ceycet, evet arınma ama sadece arınma değil, 'yöntem' de aynı zamanda ve 'zikir'in farklı anlamları...

2. paragrafınıza katılamıyacağım,çünkü incelediğimizde,sahih olan evliya ve düşünürler hep aynı düşünceler belirtmişler sadece bazı anlamları farklı olarak dile getirmişler,yani aslında farklılık yok....


kendine has mana çıkartmak değil; tam manaya giden yollar bulmaktır bu meal veya anlamlandırmanın amacı,

neyse siz söylermisiniz, akıl ve kuran ışığında,insanın reddettiği şeyi yapma zorunluluğu yoktur ve bunu tanrı söylememiştir,diyebilirmiyiz?
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: ceycet - Mayıs 11, 2009, 12:21:01 ös
1. paragrafınıza katılıyorum ceycet, evet arınma ama sadece arınma değil, 'yöntem' de aynı zamanda ve 'zikir'in farklı anlamları...

2. paragrafınıza katılamıyacağım,çünkü incelediğimizde,sahih olan evliya ve düşünürler hep aynı düşünceler belirtmişler sadece bazı anlamları farklı olarak dile getirmişler,yani aslında farklılık yok....


kendine has mana çıkartmak değil; tam manaya giden yollar bulmaktır bu meal veya anlamlandırmanın amacı,

neyse siz söylermisiniz, akıl ve kuran ışığında,insanın reddettiği şeyi yapma zorunluluğu yoktur ve bunu tanrı söylememiştir,diyebilirmiyiz?



          Arınmak için,sizce enuygun yol(İbadet şekli)hangisi ise,o yolu uygularsınız.Asıl amaç,Allah'ın tek ve herşey olduğunu idrak edebilmektir.Arınma veya ibadet bunun için gereklidir.Bunu sağlayan tekyol un,İslam'ın emrettiği yol olduğunu iddia edemeyiz.O zaman diğer dinleri dışlamamız gerekir.Kısacası ibadet için herkes kendi yolunu seçebilir.Hatta bu seçim herhangibir dinin ibadet şekli bile olmayabilir.

          KUR-AN'da verilen mesajların,zahiri manaları genel olarak aynı yorumlanabilir.Ama ezotorik manaları kişiden kişiye,zamandan zamana değişebilir.


           Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Bulent ARINC
Gönderen: de_hund - Mayıs 11, 2009, 12:24:53 ös
şu ilk yazdığınız cümlenin hepsi doğru. arınmak aslında tek bir yolda olmaz ki... bakalım hep beraber çıktık insanlar olarak yola....
Başlık: Ynt: Bülent Arınç
Gönderen: moonlight - Ocak 04, 2011, 04:03:47 öö
Arkadaşlar ben oy atmak haricinde siyaset içinde yer almadım ,ilgimde olmadı açıkcası.Bu konunun yazıldığı günden itibaren konuyu ilgilendiren şahıs ta(BÜLENT ARINÇ) ne gibi bir olumlu değişiklikler oldu ;yine bu platformda paylaşırsanız sevinirim .Bu konuya denk gelmemdeki sebep astral yolculuk hakkında bilgi almaya çalışıyordum bu konu çıktı....saygılar sevgiler....
Başlık: Ynt: Bülent Arınç
Gönderen: Prometheus - Ocak 05, 2011, 02:37:54 öö
bülent arıçda o günden beridir, hatta doğduğu günden beridir bir değişiklik olmadı. Hala Cumhuriyet karşıtı, hala kin dolu, hala şeriatçı, hala ATATÜRK düşmanı, hala çıkarcı, hala bi cahil, hala zengin.

Ne ilginç; dedesi yüzünden bir insana sataşmak doğru değildir diye tutturandan, bu tarz bir masona yakışıyormu diyenden tutunda, tıpkı benim gördüğüm gözle bülent arınçı yılan görende olmuş.

Konuyu açan sayın mason arkadaşıma ve yaptığı yorumlara binlerce teşekkür ediyorum. Bu ülke değil, bu dünya bu adi düşünceler ve saplantılar yüzünden bu halde. bülent arınç gibi, hırslı, kin ve nefret dolu, çıkarcı, yalancı, ikiyüzlü insanlar bu dünyayı rezil etmiyorlarmı? Kaldı ki, karşı fikirdekilere ve o şahsa karşı iddiam şu, her türlü zeka, kültür, yetenek ve ne varsa yarı başarı gösterse bile yarışmaya hazırım. Varmı daha ilerisi, varmı başka meydan okuma? Zekasına da, bilgisine de, inançlarına da karşıyım ve adil olmasa bile yarışmaya hazırım. ATATÜRK'ün ve bir çok insanın yaptığı gibi istiklal mahkemleri kurup, bunları sorgulamadan asmazsak, geleceğimiz diye bir şey yok.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Bülent Arınç
Gönderen: Eser - Ocak 05, 2011, 02:46:48 ös
Degerli kardeslerim ben Turk Silahli Kuvvetlerinde 5 yil egitim-ogretim gordum ve 1 sene subay gibi gorev yapdim lakin TSK-nin egitim sisteminde ne darbeye nede vatana ihanete sozcuguyle karsilasmadim. Aglamaktan  sorumlu basbakan yardimcisi Bulent Arinc   sinir bozucu tavirlari konusmalariyla ikide bir Orduya camur atmaya devam ediyor. Degerli kardeslerim inanin TSK olmazsa veya cemaat TSK-YA da sizarsa Turkiyenin durumu o zaman daha kotu olacak.AKP anlamsiz acilimlariyla Turkiyeyi parcalanmaya dogru goturuyor.
Başlık: Ynt: Bülent Arınç
Gönderen: moonlight - Ocak 05, 2011, 09:15:08 ös
Haber pek ilgimi çekti aynı şeyleri düşünen 60 milyon insan olduğunu düşünelim hapis haneler dolup taşacaktır bir kaç sene sonra.

http://www.milliyet.com.tr/berberde-geyige-442-gun-hapis/turkiye/sondakika/05.01.2011/1335097/default.htm (http://www.milliyet.com.tr/berberde-geyige-442-gun-hapis/turkiye/sondakika/05.01.2011/1335097/default.htm)
Başlık: Ynt: Bülent Arınç
Gönderen: Rohani - Ocak 06, 2011, 04:26:24 öö
Konuyu açan ve yorumları ile katkıda bulunan tüm üyelere teşekkür ederim,

Konuyu ilk başlamasından sonuna kadar okudum ancak saatlerimi aldı diyebilirim.Bir çok Notlar çıkardım ve bunları Siz Sayın forum sakinleri ile paylaşmak isterim,

1.B.Arınç'ın dedesi meselesi

a) B.Arınç'ın kendisinin kim olduğu ve Ülkemiz üzerinde 'Din ve Dünya Ağalı' ile 'Abdestli Kapitalist' bir yapı ortaya çıkardıkları malumunuzdur,B.A dan daha önemli bir Husus var ki bu 'Ulus-Devlet' öğretisidir.

2.Ulus-Devlet Öğretisi

a) Ulus-Devlet anlayışının Genç kuşaklara 'Eğitim yolu' ile verilmesinin sonucu,Eğitim Zorunlu bir alan olduğu için Ders Notu almak amacı ile alınan bir öğretinin sonucudur...Temel bir öğreti 'Gönüllük Esası' ile verilmeliydi.Ulus Devlet öğretisi ise Kentsel bir yaklaşım ile değil Mahalliye kadar uzanacak bir durumdur.En büyük eksikliğimiz Ulus-Devlet algısını çocuklarımız olan Halkımıza 'Zorunlu Eğitim Tarzı' vermiş olmamızdır.

3.Atatürk'cü Radikallik Tanımı

a) Bu tanım ( Kemalist Öğreti ) yani 'Önderlik algısı' dır.Bunda yadsınacak bir durum söz konusu değil,daha çok Onur duyulması gereken bir taraf vardır.Bütün Dünya Ülkelerinde 'Önderliğe Bağlılık' vardır.Ve 'Önderlik Sevgisi' vardır ve yadsınmaz Takdir edilir.Kurucu Felsefe 'Önderlik' den çıkar.Güneş Önderliktir.

4.Sayın ceycet'in Tanrı algısı hakkında Spekülatif açıklamalar hakkında

a) Kur'an ve Sünnet öğretisi ile bakılınca ''Allah size Şah damarınızdan daha yakındır.(KAF Suresi 16.
)'' - ''Allah Gerçeğin ta kendisidir' - 'Allah ilmiyle heryeri kuşatmıştır' - 'Onun eşi ve benzeri yoktur' -Doğmamış ve doğrulmamıştır' ve 'Allah'ın isimleri iyi okunmalıdır.

b) Hadis/Sünnet bakınca“Ben kulumu sevdim mi onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum. O benimle görür, benimle işitir, benimle tutar, benimle yürür. Benden herhangi birşey isterse onu verir, bana sığınırsa muhakkak onu himâye ederim.”  (Buhârî,  Rikak 38.-İbn Mâce, fiten 16)

En sahih kaynaklardan gelen bir rivayet.

Sayın ceycet'in Tanrı anlayışına izin verecek anlamda bir çok Ayet ve Hadis var,çelişkili olan bir durum varsa bu Hadisler ve ayetler ne anlatmak istiyor birileri açıklasın ''Ben kuluma Şah damarından (canından) daha yakınım.(KAF Suresi 16.) ne anlama geliyor ? CANIMIZDAN DAHA YAKIN OLMASI.

5.İbadet semboliktir hakkında

a) İslam'ın Ritüelleri

Namaz,Oruç,Hacc,abdest,Kurban,Ezan,Domuz eti,Cenaze gibi Hususlar 'Ritüeller'dir.Yani Semboliklerdir.

Fakat bu şu anlama gelmez ; Bu Ritüelleri yapılmasada olur ! anlamı çıkarılamaz.Bu Ritüller yapılabilir ,yapılmadığı Takdirde Kişinin 'Şahsı sorumludur' yapanlara da,yapmayanlara da, neden yapıyorsun veya yapmıyorsun denilmez.

6.Tanrı'nın dili nedir ?

a) Dil İnsanlara mahsus bir özelliktir,Tanrı Kelamı bir 'Dil'den çıkmaz...

Tanrı Arap veya Türk değildir ! İnsanlar Arap veya Türklerdir.Bundan dolayı 'Allah her Dili bilir' insanlar her dili bilemiyebilirler.Tanrı'nın Arapça veya Türkçe dil bilmeye ihtiyacı yoktur,insanların dil bilmeye ihtiyacı vardır.

Allah her 'Dil' de yapılan duaları anlar ve duyar.

7.Tevhid hakkında

a) Tevhid ; Tanrı'yı Uluhiyette,rububiyette ve isim ve Sıfatta birlemektir.Bunu birada daha genişletirsek Tanrı 'Eşitlik' anlamındadır.

8.Türkçe İbadet hakkında

a) Anadilde İbadet ve Anadilde Eğitim görmek İnsan Hak ve Hürriyetlerinde Eşitlik anlayışın göre Evrensel bir Vicdani sorumluluğumuzdur...Tanrı'nın Arap olmadığını burda bir kez daha yineleyerek 'Namaz' larda Anadilde İbadet edilebilir,bunda hiçbir sakınca yoktur...Akılsız ve Anlayışsız Namaz kılınmaz.Akıl söylediği Sözlerin ne anlama geldiğini Önce kulaklardan duymak ister.Veya içinden söylediğin cümle senin Ana Dilinde anladığın algıladığın bir dil ise anlarsın.

Cumhuriyet döneminin bir kazanımı olması gereken bu ( Anadilde İbadet ) Hürriyeti daha sonra 'Gelenekçilik' veya v.b sebebler uğruna feda edilmişti,büyük kayıp.

TANRI HER DİLİ BİLİR.RAHAT OLUN.

9. Halifetullah insan Allah'ın halifesi anlayışı istismara açık bir konu

a) İnsan Allah'ın Halifesi değildir,İnsan Yeryüzünün Halifesi olarak Yaratılmıştır,Bunu Meleklerinde içinde bulunduğu Platform Canladırma yapılırken Tanrı Meleklere 'Yeryüzünde bir Halife yaratacağım' demiştir.

b) İnsan Allah'ın Halifesi olarak tanımlandığı takdirde ; Teokratik yapının Meşrulaştırılması kaçınılmazdır.İstismara açık olan bu Kavram bugün bir çok ( Şeyh,Hocaefendi ve Üstad ) tarafından 'Dini Geçim Vasıtası' haline getirenlerin malzemesi olmuştur.


Saygılarımla











Başlık: Ynt: Bülent Arınç
Gönderen: Mustafa Kemal - Ocak 06, 2011, 04:47:34 öö
Konu çok ciddileşmiş, bir "zaytung.com" haberi...

Türkiye ile ilişkilerini iyileştirmek isteyen İsrail Parlemontosu kararı : Ağlama duvarına bir süreliğine B.A. adı verilmiştir :))
Başlık: Ynt: Bülent Arınç
Gönderen: Rohani - Ocak 06, 2011, 08:51:05 öö
zaytung.com u iyi takip eden birisi olarak olayları 'Allah'a Havale' etme hakkımı kullanacağım :):)

Örneğin:

Farklı Şehirlerde Yaşayan Genç Bir Çifti Yanlışlıkla 3 Ay Boyunca Dinleyen Telekulak Çetesi, Kendi Kendini Feshetme Kararı Aldı

veya

Başbakan Erdoğan'ın Nikah Şahitliğini Yaptığı Kamberoğlu Çifti, Ayıp Olmasın Diye 4 Yıldır Boşanamıyor

:):)
Başlık: Ynt: Bülent Arınç
Gönderen: rankarr - Ocak 06, 2011, 02:02:25 ös
Sayın ÜSTAD'ım ve değerli arkadaşlar..Şu ana kadar yazılanları tüm benliğimle yorumlamaya çalıştım kendimce.Yanlış bildiğim konuların düzeltildiği ve dogru olduklarını düşündüğüm konularında savunuldugunu gördüm.DİNO Üstadımızın yorumlarını akıcı olduğu kadar bilgi dagarcığımızı yenilememize vesile oldu.
Ama özellikle Sn.OZAK1977 nin bir kelimesi bence bu konuyu özetlemeye yettide arttı diyebilirim kanaatimce.^^Yılanın yavrusu da yılandır , torunu da yılandır. Yılandan ceylan çıkmaz ...^^
Çok doğru bir teşhis ve yorumlamaydı benim için.
Atatürkün menemeni yakılmasını istemesi ise sanırım Yılanın başını küçükken ezmekdi..ama ne yazık ki ezilemediği için ve bugün o  grublara saglanan sayısız imtiyazlar sayesinde bugün en üst mertebe ve imkanlarda yaşamaktadır.
Benim merak ettiğim konu şu...
Bu yılanların başı ezilmediği için bugün bu konumdalar.Peki bugün ezilebilir mi.yada ezmeye çalışılsa ne gibi sonuçlar doğurur.

                                                                 saygılarımla