Ne oldu sayın ADAM
Böylesine bir konu burada bitebilir mi?
Hırslarımızdan arındık mı, tutkularımızla savaştık ve yendik mi, ihtiras gömleğimizi çıkardık mı da bitti?
Devamını bekliyoruz doğrusu...
Yalnız benim diyeceğim bunlardan kurtulmanın mümkün olmadığıdır...
Geçen gün bir kardeşim şöyle demişti: ''dinlediğim bir konferansta biri soru sordu. Nefs yani 'ben' den ve egodan kurtulmaya çalışıyoruz kâmil olmak için. Ancak bunun için sürekli 'ben'i yüceltip insanı tanrı katına çıkarmaya çalışıyoruz. Bu çelişki değil mi?'' Sen ne dersin?
Ben de ona şöyle cevap vermiştim:
-Nefs Arapça kökenli ve 'ruh', 'akıl', bir şeyin kendisi, beden anlamına geliyor. İnsan hiç kendinden kurtulabilir mi? Kurtuldu diyelim akıl ve ruh olmadan yaptığı işten hayır gelir mi?Nefs'ten kurtulmak değil, nefsi terbiye etmek; diğer anlamıyla beden yani dünyevi istekler, ilkel benliğin hormonlar ve hayvani dürtülerinin eylemlerimize hakim olmasını baskılamak yani hakim olmaktır bundan herhalde kasıt...
Sizin ortaya koyduğunuz terimlerde de sanki durum aynıdır. Hırs kötü bir şey. Ancak bir anne baba çocuğu için bazen de 'hiç hırsı yok bizimkinin' diye eksik bir şeyi tarif için kullanıyor bu terimi. Tutku ile yapılmayan bir iş ise muhtemeldir ki hiç başarıya hatta sona ulaşamıyor.
O halde bunlar bir katilin elindeki bıçaktan dönüştürülerek bir operatör doktorun elindeki bıçağaevrilmesi gereken; yok edilemez ama kendimiz ve toplumun iyiliği için ehlileştirilip kullanılması gereken birer 'ruhani avadanlık' gibi duruyor.
Bilmem ki siz ne dersiniz?