Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: En çok suçu zenginler işler,Beyaz yakalı suçlar...  (Okunma sayısı 7291 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 02, 2010, 12:20:36 ös
  • Ziyaretçi

 Suç bir toplumun kabullerine göre ya ceza görür ya da görmez.Bazen suçlu övülür.Toplumsal kurallar,yasalar marksist teorisyenlere göre egemen sınıf tarafından konur.Ülkemizde vergi kaçırmanın ayıp bir şey olmadığını herkez bilir,hatta tebrik edilecek bir şeydir.Kazandığını neden devlete veresin,neden toplumla paylaşasın o senin hakkındır çünkü,birey kazanmak için vardır.Kazanmanın her türlüsü helaldir.Sosyolojide etiketleme teorisine göre yasayı zengin sınıf yapar,yaşlılar yapar,erkekler yapar.Aynen öyle değil mi?

Endüstri toplumunda üretimde yapılan hatalardan kaynaklanan ölümler yani gıdaların güvencesiz olması ürünün hatalı olması sonucu gerçekleşen ölümler yapılan araştırmalarda cinayetlerden 7 kat daha fazlaymış....Çevreye verdikleri zararda cabası,fabrika bacalarıyla,atıklarıyla...

Oluşan maddi zararda bir o kadar fazla,yeter ama ne zaman şu zenginler fakirlerin sırtından kalkacak....Daha doğrusu bu toplumun değerleri ne zaman insan üstüne olucak kar,çıkar üstüne değil...

Saygılarımla...


Mart 14, 2010, 02:09:43 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

Selam
Sevgili dostum konuya birkac sey eklemek istiyorum, izninle;
Cagimizda siniflar arasi ekonomik ve psikolojik farklarda tirmanma  yasanmasi kanunlarda cok büyük bir eksikligi beraberinde getiriyor.Ve bu önemli eksiklik toplumsal barisin yarini icin büyük umutsuzluk yaratiyor.Kanunlar yapilirken  SOKAK PSIKOLOJISI ve sokakdaki insanin rizasi deger arz etmiyor .Buda bizi polis devleti noktasina getiriyor .
Son dönem halka yönelik suclarda güvenlik gücleri yetersiz kaldigi halde (cözülmeyen cinayetler vs) devlete karsi islenen suclarda sert ve cagdas olmayan yöntemlerde artisi  ön siraya cikariyor.
Saygilar


Mart 16, 2010, 02:07:24 öö
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

Korkarım ki artık suçu olmayanın  üstüne iftira atılıyor gizli tanıklar , yalancı tanıklar , bilimsel (pöh) yöntemlerle. Katiller hırsızlar , bebek katilleri , tecavüzcüler , toplum düşmanları da başköşelerde keyif çatıyor. Bu hale geldik...Mafya cumhuriyeti :)


Mart 16, 2010, 09:58:35 ös
Yanıtla #3

Sayın amurdad,

Marksist teorisyenlere göre kanunları egemen sınıflar yapar demişsiniz.

O halde bugün hükümetin halk yararını gözeterek yaptığı sağlık reformları, keza Obama'nın sağlık reformu, keza Avrupa devletlerindeki milli sağlık sistemlerini kim yaptı?

Bence "kazandığın sadece senin olmasın, bize ver paylaşalım" temelli Marksist teori, en egemen sınıfın en egemen söylemidir.

İnsanların, eğer bu tür "paylaşımcılığa" katkı sağlamazsa, "suçluluk" duymasını sağladığı için, en etkili argümanlardan biridir de.

Kanunları egemenler değil, politikacılar yapar, her politikacı da, seçilmesi için seçimden evvel halka bir şeyler vaat etmk zorundadır. Tam verimli bir liberal sistemde böyle bir seçim dinamiği olmaz. Bu, resmen marksist bir seçim dinamiğidir, çünkü "beni seçersen, sana vereceğim" biçimindeki her seçim propagandası, egemenler yararına değil, halk yararına bir söylemdir.

Ve bugün dünyanın içinde bulunduğu durumdan, liberalizmden çok, marksizm sorumludur.

Gelin şu söyleminizi birlikte açalım, şöyle demişsiniz bir "kapitalist egemen" söylemi için;

Alıntı
Kazandığını neden devlete veresin,neden toplumla paylaşasın o senin hakkındır çünkü,birey kazanmak için vardır.

Sahi, neden insanlar kazandığını devlete vermek zorunda? Neden toplumla paylaşmak zorunda?

Neden kazanan her zaman "vermek" zorunda da, kazanmayan "almak" zorunda?

Neden bir birey, topluma katkı yapmak zorunda?

Vergi, devletin asgari görevlerini sürdürmesi için gereklidir. Bunlar ortak ihtiyaçlardır, bayındırlık hizmetleri şu kişinin veya bu kişinin yararına değildir, herkesin yararınadır. Benim evimden köyün çeşmesine yol yapıldığında, ve o köyün çeşmesinden de bakkala yol yapıldığında bundan sadece ben yararlanmam, herkes yararlanır. Aynı şekilde güvenlik, ve hukuk birimlerinin ayakta kalması için de vatandaş vergi vermelidir.

Ancak sadece bu kadar. Daha fazlası için değil.

Mesela devletin zarar eden Kamu İktisadi Teşkılatlarını, zenginler amorti etmek zorunda değildir. Geçmişte, 90'lı yıllarda, devletin fabrikalarında (hani o özelleştirilmesin diye ayaklananların çok sevdiği fabrikalarda) gider, geliri 10'a katlıyordu. Bu giderde en büyük pay ise personel ücretlerine gidiyordu. Her gelen iktidar, işçiye istediği ücreti vermişti, fakat fabrikaların üretimleri yerlerde sürünüyordu. Fabrika, adeta "satamayacağı malı", sırf işçi doysun diye üretiyordu.

Ondan sonra işçi, emeğinin hakkıyla kazanmış oluyordu! Hayır, o dönemin işçisi emeğinin değil, tehditinin güçlülüğü nedeniyle kazanmıştı. O tehdit bugün buraya yazdığınız "ne yani sen elde ettiğini bizimle paylaşmayacak mısın?" tehdidinin aynısı idi. O dönemde o işçilerin ücretleri, esnafın ve özel sektörün vergilerinden amorti ediliyordu.

Sözün kısası; devlet zoruyla "paylaşma" olmaz. İnsan ekmeğini, eğer o isterse paylaşır.

Geçenlerde tekel eylemcisi işçilerden biri konuşuyor; "biz merhamet istemiyoruz, biz iş istiyoruz"

E piyasada iş yoksa ne yapacaksın? Piyasada, senin o fabrikada ürettiğin malı satın alacak bir talep yoksa, neden o fabrika sahibi seni işe alsın? Böyle olunca "merhamet" olmuyor mu sanıyorsun?

Ama gel de bunu anlat.

Vergi kaçırmaya gelince, insanlar vergi kaçırıyor; çünkü senin maliyen bunları denetleyemiyor. Senin maliyen bunları denetleyemiyor çünkü denetlese tüm türkiye'nin hapsi boylaması gerekiyor. Tüm Türkiye neden vergi kaçırıyor? Çünkü vergiler, olması gerekenden çok fazla olduğu için. Sokakta sol yumruklarını yukarı kaldırarak yürüyen yağmacı kitleyi susturmak için özel sektörün tepesine binersen, o sektör de senden vergi kaçırır.

Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Kimse kimseye hizmet etmek, bir şeylerini paylaşmak durumunda değildir. Bunu yapmak istemediği için de kimse "suçlu" ilan edilemez. Suçlu ilan etmeniz için, ilk önce verginin meşruiyet sınırlarını açıklamanız gereklidir.

Karanlıklar prensi bir beyefendidir. W.Shakespeare


Mart 18, 2010, 12:49:56 öö
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Selam,
Insanligin aci gecmisinden almak zorunda oldugu tek gercek hepimizin biribiriyle bagli oldugu gercegidir. Gerci söylem eski ve ezoterik görünsede gelecegimizin belirlenmesinde tek ahlaki olgudur. Saglikli bir nefes icin Brezilya daki yagmur ormanlarinda yasayan yerlilerle Avrupadaki bir nazistin empati kurma zorunlulugu dogmusdur.Bilimin dünyanin akcigerleri dedigi bu ormanlar da yasayanlar icin yardim organizasyonu araciligi ile degil  ahlaki prensiplere dayali ekonomik destek zorunlulugunu getiriyor yoksa bu ormanlari ticari meta haline getirecek beyne sahip olduklarindan eminim. Demek ki paylasmak zorundayiz. Merhameten degil  koruyup baktiklari ve metaya cevirip sermeya olusturmadiklari icin .
Sosyalizmin devlet rejimi olmasi Kapitalist egemenleri korkutmus sosyal demokrasi ismiyle yeni bir anlayis avrupaya egemen olmusdur.Yine Türkiye Cumhuriyeti nin kurulus  yillarina denk gelen Rus komunist devrimleri ayni tedirginligi ülkemizdede yaratmis dir .Anayasamizdaki Devletcilik veya Sosyal devlet anlayisi da bu korkunun eseridir. Komünizm korkusu  Avrupa da sosyal devlet anlayisini ve sosyal demokrasi fikrini güclendirmis  kapitalizmin de  tesdegiyle ikdtidara tasimisdir.Zaten Sosyalizmin cöküsü ile simdiki avrupada sosyal devlet anlayisi cöküse gecmis   yok denecek kadar zayiflamisdir. Bu durum Sosyal Demokrat partileri icin de gecirlidir. Kominist Rusyanin cöküsü ile iktidari kaybetmislerdir.Ülkemiz icin de durum aynidir.
Bugün yasanan ekonomik kriz kapitalizmin terazi de tek basina kalmasindan kaynaklanan dengesizlikden olusmusdur.
Kamu İktisadi Teşkılatlari  eger zarar ediyorsa nasil satiliyor alanlar mi isi bilmiyor satanlar mi..
Sagilar







Mart 18, 2010, 01:01:00 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

Öyleyse Brezilya orta sınıfının açgözlü yabancı firmaları sektörden uzak tutmak için petrolde daha fazla devlet kontrolüne destek verdiğine ya da Rusya'nın tek adamı konumundaki Vladimir Putin'in ülke nüfusunun yüzde 78'ini oluşturan orta sınıf tarafından hâlâ beğenilmesine ilişkin haberleri nasıl yorumlayacağız? Sonra, Endonezya'da muhafazakâr İslam'ın yükselişine orta sınıf destek veriyor. Ülkede İslami kesim kısa bir süre önce, muhalefete rağmen parlamentodan pornografiye karşı yeni bir yasa geçirdi. Yakın bir gelecekte de, bütün gıdaların sıkı İslami kurallara uygun olmasının gerekeceği helal şehirler ilan edebilirler. Orta sınıfa özgü değerlerdeki bu değişim birçok yerde açıkça Batı karşıtı milliyetçilik biçimleriyle birarada yer alıyor. Varlıklı genç Çinliler'de vatanseverliğin artması nedeniyle "Çin Rüyası" gibi çok satan kitaplar (kitapta ABD ile yakın bir gelecekte yaşanabilecek bir çatışmaya hazırlık olarak Çin'in askeri gücünün arttırılması teşvik ediliyor) bir sektör oluşturdu.
Newsweek turkiye



Mart 18, 2010, 03:38:48 ös
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Selam,
Tek sorum var ; Beynimizin yüzde onunu kullandigimiz söyleniyorduya bu yüzde onun kaci bize ait ?
Eski bir söz vardi insan yedigidir diye ben de diyorum ki biz izledigimiz, okudugumuzdan ibaretiz.
Saygilar


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
2 Yanıt
20072 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 05, 2010, 10:42:43 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
5506 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 04, 2007, 10:46:26 ös
Gönderen: SublimePrince
4 Yanıt
10233 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 21, 2018, 12:05:05 öö
Gönderen: Venus
12 Yanıt
17673 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 19, 2015, 03:27:31 ös
Gönderen: ADAM
7 Yanıt
6981 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 01, 2008, 01:31:00 öö
Gönderen: blossom
1 Yanıt
8238 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 06, 2010, 01:36:22 ös
Gönderen: Texan
14 Yanıt
10011 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 05, 2011, 12:45:57 ös
Gönderen: popperist
5 Yanıt
5103 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 27, 2013, 10:17:50 ös
Gönderen: 418
1 Yanıt
4280 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 27, 2014, 08:45:59 ös
Gönderen: Nicolus
3 Yanıt
6469 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 09, 2015, 07:33:11 ös
Gönderen: kerberos