Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Cemal Paşa'nın ermeni terörist tarafından katledilmesi  (Okunma sayısı 17299 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 26, 2007, 04:16:16 öö
  • Ziyaretçi

Ahmet Cemal Paşa (1872-1922)

Osmanlı Devletinin son yıllarında görev alan kumandan ve devlet adamlarından. Midilli’de 1872’de doğdu. Askerî Eczâcı Mehmed Nesîb Efendinin oğludur. 1890’da Kuleli Askerî Lisesinden 1895’te de Harp Akademisinden mezûn oldu. Genelkurmay Birinci Şûbesinde bulundu. Kırklareli İstihkâm İnşâatı Şûbesinde çalışmak üzere İkinci Orduda görev yaptı. Daha sonra Selânik’teki Redif Fırkası Kurmay başkanlığına tâyin edilerek Üçüncü Ordu emrine verildi.

Cemâl Paşa, İttihat ve Terakki Cemiyetinin ileri gelen reislerinden ve faal elemanlarından idi. Nitekim adı geçen cemiyetin 1899 yılında Selânik’te Talat Paşa ve arkadaşları tarafından kurulması üzerine Cemâl Paşaya, bu cemiyetin ordu içinde teşkilâtlandırılması vazîfesi verilmişti. Daha sonra II.Meşrutiyet ilan edildi.

Cemâl Paşa, 1909’da Adana vâlisi 1912’de Bağdât vâlisi oldu. Vâliliği sırasında yaptığı faydalı hizmetler meşhurdur. 1912’de Bulgarlarla yapılan muhârebede Çatalca hattına kadar çekilmek zorunda kaldı. Aynı yıl menzil müfettişi ve ordu idâre reisi oldu. İttihat ve Terakki Cemiyeti hükümeti ele geçirince, Cemâl Paşa 1913 yılında İstanbul muhâfızı yapıldı. Enver Paşa Harbiye Nâzırı olunca, Cemâl Paşa önce Nâfiâ Nâzırı, sonra da Bahriye Nâzırı oldu. Enver ve Talat Paşalara biraz da istemeden uyarak 1914’te Almanya ile yapılan ittifak anlaşmasını kabul etti.

Cemâl Paşa, Birinci Dünyâ Savaşı çıktığı zaman,Bahriye Nâzırlığı yanında, İkinci Ordu kumandanlığını da üstlendi. Daha sonra Enver Paşanın emriyle Suriye’nin güvenliğini sağlamak ve Mısır’ı İngiliz istilâsından kurtarmak vazîfesiyle Dördüncü Ordu kumandanlığına tâyin edilerek Suriye’ye gitti. Burada bozulmuş olan asayişi sert ve yerinde tedbirlerle iadeye muvaffak oldu. Fakat Cemâl Paşanın burada emrindeki 12.000 kişilik orduyu Sina Çölünden geçirme ve Mısırı istirdat teşebbüsü başarısızlıkla sonuçlandı.

Öte yandan bölgede İngiliz câsuslarının propagandaları neticesinde Araplar arasında Arap milliyetçiliği fikri ve Osmanlı düşmanlığı hızla yayılıyordu.

Şam’da durumun aleyhine döndüğünü gören Cemâl Paşa 1917’de İstanbul’a döndü.

Savaşın kaybedilmesi üzerine kalması halinde işbirlikçilerce düşmana teslim edileceği muhakkak olan Cemâl Paşa Berlin ve Münih’e gitti. Bolşevik ihtilâlcileriyle tanıştıktan sonra Rusya’ya geçti. Oradan Taşkent’e gidip soydaşlarımızı kurtarma faaliyetlerine girişti ise de, Enver Paşanın da Türkistan’a gelmesi üzerine oradan ayrılıp Tiflis’e gitti.

Orada Ermeni komitecileri tarafından 22 Temmuz 1922’de şehit edildi. Önce Tiflis’de gömüldü ise de sonra Erzurum’a getirilerek şehitliğe gömüldü. “Plevne Savunması” adlı eseri 1898’de, Hatıraları ise 1923’te İstanbul’da basıldı. Cemâl Paşanın 5 oğlu vardı.


Nisan 26, 2007, 01:44:55 ös
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

1899 yılında Selanikte büyük bir ihtilal hareketinin temelleri atılır. Selanik Posta Başmüdürlüğü Başkatibi Talat Bey ile bazı arkadaşları aynı yılın ağustosunda İTTİHAT ve TERAKKİ CEMİYETİ' ni kurarlar. İttihat ve Terakkidekiler büyük ihtilalin hazırlıklarına girişirler. Cemal Bey ‘e yeni bir görev verilir "subayları istibdat idaresi aleyhine kazanmak".

Cemal Bey yeni ve gizli vazifesine büyük bir istekle sarılır .Bu arada ordu ve cemiyet arasındaki irtibat işleri arasında sürekli gidip gelmektedir .Karısını ve iki çocuğunu ihmal eder. Vatan uğrunda gerçekleşen bu mücadelenin gizli tutulması zorunluluğu aile hayatında gerginliklere sebep olur. Karısı bu duruma bir açıklık getiremez...

Cemal Bey bir gün öğle yemeğinde annesi kadar sevdiği ablası Şadiye Hanımla birliktedir. Şadiye Hanım kardeşine hayatına çeki düzen vermesini genç karısı ve çocuklarını ihmal etmesinin doğru olmadığını ciddiyetle ihtar eder. Cemal Bey hiddetle yerinden fırlar.

-"Abla ben öyle bir sevdaya tutuldum ki onun uğruna ,karımı ,çocuklarımı ,kendimi ve hepinizi ,gözümü kırpmadan fedaya hazırım .Bunu böylece bilesiniz!"

Cevabın şiddeti karşısında söylenecek ve yapılacak hiçbirşey yoktur .Kocasının sözlerini duyan karısı bütün gerçeği anlar ,o günden sonra Cemal Bey siyasi hayatının bütün yorgunluklarını kendisini her hususta anlayan karısının hazırladığı evinde çıkarabilmiştir.

Cemal Bey ailesine bu telkini vererek yaşadı.


Nisan 27, 2007, 03:07:33 öö
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

CEMAL PAŞA

Resmen değil ama fiilen Suriye ve Filistin'in umumi valisi ve hakim-i mutlakı Cemal Paşa idi. Emekli Orgeneral Ali Fuat Erden, "1. Dünya Harbinde Suriye Hatıraları"na yer verirken şu satırları düşer: "Onun Suriye'de tesis ettiği otorite müthişti. Beyrut ve Şam seyahatlerinde şehirler ve kasabalar bayraklarla donatılırdı. Cemal Paşa için şehirler ve kasabalar allara bürünürdü. Şeyh Esat'tan işittim; 'Ben sallanacağıma bayrak sallansın' derlermiş. Cemal Paşa cevval bir zeka, fevkalade çabuk intikal ve seziş sahibiydi. Çalışkandı. Azim ve enerji, yaratıcı irade, yaratıcı ihtiras, yaratıcı cüret sahibiydi. Gerçekçiydi. Onun imkan ve gerçek sahası vasat fanilerinkine nispeten genişti. Radikal tedbirler alır, manileri aşmayı bilirdi."

Birinci Cihan Harbi'nden önce Lübnan imtiyazlı ve müstakil bir mutasarrıflıktı. Cemal Paşa Suriye'ye gelir gelmez bir piyade alayı ve bir dağ topçu taburunu Lübnan'a göndermiş ve halka bir beyanname yayınlanmıştı: "Osmanlı vatanının bir parçası olan Lübnan halkına selam! Bütün memalik-i Osmaniye'de ilan edilen örfi idare Lübnan'a teşmil edilmiştir. Örfi idare bazı adli ve mülki kanunların tatbikini muvakkaten tecil eder. Lübnan'ın askerlik hizmetinden muafiyeti, vergiden muafiyeti idare-i örfiyeye rağmen mer'idir." Müfreze kumandanına da şu emir verilmişti: "Tekalifi harbiye yapılmayacaktır. Silah araştırması yapılmayacaktır. Ahalinin can, mal ve namusuna zerre kadar tecavüz olmayacaktır. Aksi halde mütecasirler hakkında en şiddetli cezaları derhal ve istisnasız tatbik edeceksiniz. Lübnan'da muhasım devletlere mensup müessesat tahliye ettirilerek rahipler ve misyonerler Urfa'ya, hemşireler ve hastabakıcılar Şam'a sevk olunacaklardır."


Nisan 27, 2007, 06:50:00 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Cemal Paşa savaş sırasında ermenilerin göç ettirildiği Suriye bölgesinin hakimiydi. Karargahı Şam'da bulunan 4.Ordu kumandanı ve bölgenin genel valisiydi.

Cemal Paşa'nın ermenilere gayet saygılı davrandığı, kendilerine daima devlet şefkati gösterdiği bilinmektedir. Hatta 1909'da ermenilerle müslüman ahali arasında Adana vilayetinde patlak veren ölümlü olayların ardından Adana Valisi intihap olunmuş ve aldığı dirayetli tedabirle olayları sona erdirmişti...

Alçaklık yapan Ermenilerin ödülü ise Tiflis'te kendisine sıktıkları kurşunlardan ibaret olmuştur.

Allah Rahmet Eylesin...


Nisan 28, 2007, 06:23:23 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

Cemal Paşa şehit edildiğinde üzerinde çıkan ve oğlu Behçet Cemal Bey'e yazılmış mektubunda, şu satırlar ibretle okumaya değerdi: "Sıra bende Oğlum... Talat ve Sait Halim Paşalar diğer mağdur ve mazlum arkadaşlarımdan sonra, beni de öldüreceklerdir... Cinayetin sebebi benden öncekilerde olduğu gibi gerçekleri konuşmama mani olmak gayesidir. Bu cinayeti önlemek güçtür, hatta ne elemlidir ki, bizim için imkansızdır."


Nisan 29, 2007, 06:08:04 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

Cemal Paşa, Türklerle Ermenileri birbirine düşman eden gücün Rus siyaseti olduğunu sık sık dile getirmekte idi. O "Benim Ermenilere ne kadar iyi davrandığımı herkesten fazla bugünkü Ermeni Patriği Zaven Efendi bilir. 1915 senesi Aralık ayında İstanbul'a geldiğim zaman bizzat kendisi Pera Palas Oteli'nde beni ziyarete gelerek, resmi bir takdiri ile bütün Ermeniler namına teşekkür etti." Fakat Rusların ve batılı emperyalist devletlerin Kafkasya'daki taşeronu olan Ermeniler, 21 Temmuz 1922 tarihinde Tiflis'de Cemal Paşa'yı şehit etmişlerdir. Kazım Karabekir Paşa, Cemal Paşa ve iki yaverinin cenazelerini Erzurum'a getirerek Karskapı Şehir Şehitliğine defnetmiştir. Ermeni Örgütleri Talat Paşa'nın katili Soghomon Telirian adına Amerika Birleşik Devletleri'nin Frenso şehrinde bir anıt diktiler. Bir katile anıt dikmek, zihinsel sapıklığın bir ürünü olsa gerektir ve herhalde yalnız Ermeni Komitacılarına özgü bir marifettir!..


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
18 Yanıt
24730 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 01, 2007, 07:01:53 ös
Gönderen: Ittihatci
27 Yanıt
28540 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 27, 2007, 11:23:53 öö
Gönderen: Ittihatci
3 Yanıt
15277 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 27, 2007, 06:47:10 ös
Gönderen: Ittihatci
2 Yanıt
4785 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 28, 2009, 12:21:52 öö
Gönderen: Veritas
0 Yanıt
3800 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 27, 2009, 01:04:58 ös
Gönderen: asoraman
0 Yanıt
4422 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 30, 2011, 07:11:28 ös
Gönderen: oasis
1 Yanıt
4223 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 20, 2012, 12:34:09 ös
Gönderen: ruzber
2 Yanıt
2454 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 24, 2015, 10:03:30 ös
Gönderen: MANDELA
1 Yanıt
2690 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 25, 2015, 11:12:19 öö
Gönderen: İNSAN
4 Yanıt
5026 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 19, 2015, 10:21:14 öö
Gönderen: Kağan