Masonlar.org - Harici Forumu
Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Parapsikoloji => Konuyu başlatan: 418 - Temmuz 30, 2011, 10:05:04 ös
-
Merhaba,
Parapsikoloji hakkında internette çok sayıda bilgi var, merakım şu aranızda özel yeteneği(psişik yeteneği) olan birisi var mı ?
Saygılarımla,
418
-
Sizin tanıdığınız psişik yeteneği olan biri var mı?
sayın 418 bu nasıl soru böyle? Hani her gittiğiniz yerde soruyorsanız bir şey demiyorum da. Burası ile alakası ne anlayamadım? Parapsikoloji bir bilim dalı değildir. New age ve 2012 uydurmadır. Kıyamet uydurmadır. Bundan 200 yıl sonra insanlar bu hikayelere çok güleceklerdir eminim. Kehanet yeteneği olanlara psişik yeti diyorsanız bilemiyorum, gerçi öyle bile olsa zaten dünya tarihinde 3-5 kişiyi geçemiyorlar. şiptın ana, baba vanga(vanga nine), nostradamus dayı. Merak ediyorum, hadi buldunuz, sonuç ne olacak? Ne düşüneceksiniz? Ne isteyeceksiniz?
Giyotin severliğimle...
-
Sizin tanıdığınız psişik yeteneği olan biri var mı?
sayın 418 bu nasıl soru böyle? Hani her gittiğiniz yerde soruyorsanız bir şey demiyorum da. Burası ile alakası ne anlayamadım? Parapsikoloji bir bilim dalı değildir. New age ve 2012 uydurmadır. Kıyamet uydurmadır. Bundan 200 yıl sonra insanlar bu hikayelere çok güleceklerdir eminim. Kehanet yeteneği olanlara psişik yeti diyorsanız bilemiyorum, gerçi öyle bile olsa zaten dünya tarihinde 3-5 kişiyi geçemiyorlar. şiptın ana, baba vanga(vanga nine), nostradamus dayı. Merak ediyorum, hadi buldunuz, sonuç ne olacak? Ne düşüneceksiniz? Ne isteyeceksiniz?
Giyotin severliğimle...
Sayın Prometheus,
Tanıştığım oldu, eliyle insanları devirebiliyordu bana denemesini istedim müsbet bir bilimle uğraşan biri olarak, birşey hissetmedim desem yalan olur ama beni deviremedi... bir çok devlet bu tarz konulara para yatırması ve araştırma yapması beni olabileceği konusunda düşündürdü, ama o olay harici gerçek hayatta yanyana geldiğim biri olmadı.... eminim bir mantıklı açıklaması vardır olayın bilemiyeceğim fakat gerçekten ilginç bir deneyimdi benim açımdan....
kıyamet hakkındaki görüşüm şu dünya bir süre sonra insan oğluna yetersiz kalacağı inancındayım yada savaşlar sonucu yok olma ihtimali var buda kıyamet zaten....
medyumluk kehanet vs... ilginç konular fal bile baktırmıyorum gerçek hayatta ama belgesellerini seyretme imkanım oldu ve dediğiniz gibi nostradamus dayı herzaman doğru sonuçlar söylemedi yanlışları yanıldığı ve yanlış hesaplamaları var kendisinin....
işin soru kısmına gelince konu parapsikoloji başlığı altına açıldı :) ve bir çok yazı var bu tarz yeteneği olan birini bende şahsen var ise merak ediyorum....
bir çok forumda konu var kimse yeteneğinden bahsetmiyor ... bu konu hakkında üniversitelerde branşlar açıldı ödenekler ayrıldı....
ben şahsen öyle birşey var ise bile şuanki teknoloji insan beyni ve teknolojisi hakkında çok az birşey bildiğini düşünmekteyim , o yüzden kesin birşekilde bu konu hakkında konuşmanın doğru olmayacağı düşüncesindeyim....
bundan seneler evvel kuantum fiziği kanunlarını bilen yoktu , şuan o kuantum fiziğindeki gariplikleri hesaplayan bir bilim dalı mevcut....
Saygılarımla,
418
-
Benim var :) bazı insanları gözümde büyütebiliyorum :D
-
O'na dua ederken, beni dinlediğini hissediyorum. Sanki bir bağlantı oluşuyor birden.
-
Rusya'da ve Türki Cumhuriyetlerde üniversitelerde bu gibi konularda eğitim veriliyor diye duymuştum. Objektif adlı haber programına Türki Cumhuriyetlerden gelen biri çıkıp gökyüzündeki bulutları elleriyle bionenerji uygulayarak bir araya toplamıştı. Seyircileri uzaktan itip düşürüyordu. Bilimsel alt yapısını bilemiyorum fakat psişik güçleri olan insanlar var.
Yine dini kaynaklarda Hz. Muhammed'e süikast için bakışı kuvvetli birinin kullanıldığı, gözleri güç kazansın diye günlerce bağlanıp Hz.Muhammed cuma hutbesinde ayaktayken gözlerini açınca Cebrail A.S.'ın inerek Hz.Muhammed'in omuzundan aşağı itip oturttuğu ve adamın bakışıyla mescit duvarının yıkıldığı rivayet ediliyor. Cuma hutbesinde ayaktayken imamların aniden oturup biraz sonra tekrar kalkması da bu nedenle sünnet olarak kalmış deniliyor. Nazar kavramı konusunda nazar insanı mezara hayvanı kazana koyar diye atasözleri oluşmuş.
Bionerji ve reiki ile ilgilenen arkadaşlarım vardı onlardan gördüklerimi masaj yaptığım kişilere uygulamıştım bir süre. Fıtık nedeniyle ağrıdan kıvranan kişilerde etkili olduğunu görmüştüm. Fakat bu gibi ilimler bilinçsiz yapılınca yapana ciddi zararlar verebilir. Yani reikicilerin değindiği gibi evreni saran sonsuz bir enerji var ve bu enerjiyle kontakt kurarak insana dokunulursa şifa verir; fakat kişi bu enerjiyle kontakt kuramadan başka insana dokunursa kendi hayat enerjisini dokunduğu insana aktararak ileride sağlık sorunları oluşabilir diye inanıyorlar.
Saygılarımla.
-
ben bu tarz şeyleri şarlatanlık içinde kullanıldığı inancındayım, benim deneyimim hristiyan bir ingiliz pastordu bunu deneyen beni deviremedi ama bi enerjiye benziyen bişi hissettim, bununda dinle ilgili olduğuna inanmıyorum hristiyanlığa inanan biri değilim, bu tarz şeyler doğu kültürlerindede var, ben o tarz şeylere inanmıyorum kulaktan gelme yok şeh şunu yaptı yok bunu yaptı vs... şehler uçmaz müritler uçurur diye bir söz var bu tarz şeylerin mübala olduğunu düşünüyorum...
belki doğuştan bu tarz yeteneği var adamın herhangi bir dine inandı o yeteneğinide o şekilde kullandı bunun dinle ilgisi olduğunu düşünmüyorum....
üniversiteler gibi müsbet kurumların para ayırdığını okuyunca bu tarz şeyleri araştırdım eskiden internet ortamında, bir bilgiye görede istihbarat örgütleri kullanmak için özel adamlar kullandığı söyleniyor yada hitlerin psişik güçleri olan budist tarzı inanca sahip rahipleri olduğunu söyleyenlerde var ama malesef düzgün bir kanıtın olmadığını düşünüyorum bu konularda, yani adam durup dururken reset atmış gibi yere düşmesi ayaklarının boşalıp düşmesi ilginç...
bu adam müslüman oldum peygamber milleti düşüren güç verdi vs.. şeklinde konuşsa, kendisi tarikat kursa bide kitap yazsa alın size yeni bir akım mucizesi olan şeh....
Saygılarımla,
418
-
Bu ve bununla bağlantılı konularla ilgilenen dostlara bir iki önerim var.
Her şeyden önce konuları ve uygulamaları birbirine karşıtırmamaya özen göstermenizde yarar vardır.
Burada din ya da dinsel inanç, bilim ya da bilimsel gözlem birikimi, hurafe ya da uydurmaca olayını birbirine karşıtırmamak gerekir.
Bu başlıkta kullanılmış olan "psişik yetenek" terimi bile yanlış aslında. Bununla denilmek istenen nedir? Telepati mi, telestezi mi, telekinezi mi, radyokinezi mi, biyoenerji uygulaması mı, kuantum mekaniği uygulaması mı?
Bu bağlamda bilinenler, yapılanlar, anlaşılanlar, anlaşılmayanlar vardır. Bazıları tıpla bağlantılıdır bazıları alternatif tıpla. Bazıları tıpla bağlantısızdır. Bazısı doğrudan bilim alannına girer bazısı okült sayılır. Bu arada siz bazısını okülk sanırsınız ama değildir; bilimsel açıklaması vardır ama açıkça ortaya konulmamıştır.
Sayın 418'in dediği gibi bu işlerin içine bol miktarda şarlatanlık da girer. Ancak konu ayakta duran bir kişiyi ona hiç dokunmadan yere düşürmekse, bu pek büyük bir sorun değildir, ben bile yapabilirim, nasıl yapıldrığını pratikte öğretebilirim ama isterseniz burada yazarak anlatmam çünkü bu doğrudan deneyimle edinilen bir pratiktir. Bel ağrısından yakınıyorsanız ve bu sinirler ile bağlantılı bir olay ise, belki temassız masj yöntemiyle size yardımcı olabilir ve ağrınızı giderebilirim ama bu ancak o an için geçerlidir; eğer fıtığınız şişmiş ve omurilik içinde sinirlere baskı yapıyorsa bunun çaresi ya çok esaslı bir yer jimnastiği ile bel adalelerinizin iyice güçlenmesini sağlamak ya da ameliyattır; buna nörolog değil, nöroşürjist karar vereibilir.
Kuartz, ametist, malahit, bakır sülfat (göztaşı), magnetit gibi kristalli oluşumların kullanımı üzerinde de bilimsel açıklamalar vardır. Bunlrın öyle psişik konularla bağlantısı yoktur.
Tüm bunların ötesinde acaba psişik yetenek deyince beşinci boyuta geçebilme olgusundan mı söz ediyorsunuz?... Bu bağlamda hayli zamandan beri forumumuzda görünmeyen Sayın Prenses Isabella'nın profiline girerek onun birkaç yıl önce yazmış olduklarını okumanızı öneririm. İlginçtir.
Benim bu gibi konulardaki bilgim ve ilgim nedir?
Yoktur.
-
Fizik bıranşını bitirmiş biri olarak şunu rahat bir şekilde söyleyebilirimki, quantum fiziğinin kesinlikle uzaktan yakından psişik yada doğa üstü birşeyle ilgisi yoktur, fakat bu tarz konuları malesef kuantum fiziği ile özleştirmeye kalkan insanlar bulunmakta piyasada bir çok bu konu ile ilişkili malesef kitaplar mevcut bu kitaplar yerli ve yabancı yazarlar tarafından işlenmiştir,
bu işin ilmini yapmış adamlar bilirlerki, kuantum fiziğindeki belli belirsizlikler vardır bunların temel nedeni bizim kullandığımız matematik ve ölçüm aletlerden kaynaklanmasıdır, bu kaynaklanan ölçüm hatalarını minimal hale getirmek için teoriler geliştirilmiştir ve yüksek matematik kullanılmıştır... kuantum teorisi bilindiği gibi hemen kabul görmemiştir, kabul görmesi için bir teorinin bile, somut birşeyler olması gerekmektedir, Sayın Einstain'ın teorisi gereği güneş tutulması incelenmiştir ışığın yerçekiminden bükülme olayını ve buna bağlı yıldızlardan gelen ışığın ağır bir kütleden geçerken sapmalarını Sayın Einstain matematiksel olarak ifade etmiştir....
Kuantum fiziği çok geniş bir konudur bu konuya üniversitedeki öğretim üyelerin bile vakıf olması zordur, en ufak bir terim için senelerini harcayan bilim adamları vardır...
burda değinmek istediğim nokta nedir bu tarz konuların kesinlikle alakası yoktur, fakat bu işin imini yeterli yada yetersiz düzeyde okumuş kişiler, bu teoremlerin bazılarını psişik yada farklı canlıları açıklamaya kadar götürmüşlerdir, bu kötü birşey değildir, sadece o yorumdur, kuantumdaki bir olaya hitaben, bide fizik bıranşında en ilgi çeken kavram kuantum fiziğidir insanları kendisine çeker, bunu açıklamamda Sayın ADAM'a bir cevap niteliğinde değildir kuantum fiziği ruhlarla yada farklı konularla ilgilenmez.... mikroskobik alemle ilgilenir maddedir temel ilgi noktası ve etkileşimi....
ilerde belki bilimsel olarak açıklanır biz ruhu lab. ortamında yakaladık üzerinde deney yapıyoruz tarzında yada tahtalı köye bir delik açtık herkez istediğini ziyaret edecek tarzında o zaman ilişkilenebilir....
Sayın ADAM ,
konularda boğulmak yerine, böyle bir deneyim geçiren arkadaşları dinlemek daha doğru gibi geldiği için yazdım , benim hiç bir konuya ön yargılı bakma gibi bir durumum yok, bir hükümet bir olay hakkında özel grouplar oluşturup para harcaması yapıyorsa demekki birşey vardır...
bence geçmişte yaşamış insanlar en az şuan yaşayan insanlar kadar zeki olduğunu düşünüyorum , yer yüzünde bir çok din var binlerce belki milyonlarca, mahallenizdeki bir kişi kendini peygamber ilan ettiğinizi düşünün, adamla dalga geçmeye başlarlar, o dalga geçen adamın eliyle işaret ettiği kişinin düşüp bayıldığını düşünün ?? sonra adam geri gelecek bana saygısızlığından düştü yaratacı çarptı vs.. yada kendisi ....
sonra ne olurdu sanırım adamın peygamberliği tescillenirdi yada cadı denilip yakılır bilemicem.... eğer araştırma yaparsanız maya kabilesi çok zeki bir kabileydi , matematikle uğraşırdı, yaptıkları takvim hala konuşuluyor, bu kadar pozitif bilimle uğraşan bir kabilenin insan kurban etmesi çok ilginçtir....
aslında bu başlık hepsini kapsayan genel bir başlık yani bir kişide bir özellik varsa bunu yandallar içinde ele alına bilir bir durum .... o yüzden bu başlığı açtım.....
Saygılarımla,
418
-
Şarlatanlık konusunda sayın 418 ve sayın ADAM'a katılıyorum. Malesef sadece bu tip ilimlerde değil pozitif bilimde de şarlatan çoktur.
Bu tip metafizik ilimler her bünyenin kaldıramayacağı şekilde bazı insanlar açısından tehlikeli olabiliyor. Kendimden örnek vermem gerekirse bir psikiatri kliniğinde masörlük yaparken hastaların üzerinde masaj anında dua ve bionerji tekniklerini denemiştim. Hastalar benden aşırı derecede memnundular. 2 ay sonra fiziksel ve psikolojik olarak bir kaç senede zor toparlanacak kadar kötü hale gelmiştim. Daha sonra insanın kendi hayat enerjisini aktarma tehlikesi olduğunu öğrenince uygulamayı ve masörlüğü bıraktım.
Benim dikkatimi çeken alternatif tıbba dayalı bu tip metafizik ilimlerde örneği vücuttan aktığı hayal edilen enerji kanalları veya meridyenler pozitif tıbbın ispatlayamadığı için anlam veremediği kavramlardır. Fakat bu meridyenler üzerinde doğru ve uzman ellerde çalışılınca akupunktur veya akupressür masaj teknikleriyle mucizevi tedavilerle karşılaşmak mümkündür. Mucizevi dememin nedeni örneğin pozitif tıbbın başa çıkamadığı iltihaplı romatizma gibi sorunları akupunkturla yıllarca süren tedavi sonucunda tamamen çözebilmek mümkündür.
Anadolu kültüründe de el alma olayı var. Şimdilerde yok tabiki bu yok olan bir adet oldu. Örneğin benim rahmetli teyzem maneviyatı çok kuvvetli bir kadındı ve kanser tarzı hastaları bile dua okuyarak iyileştirirdi. Fakat ücret hediye gibi şeyler almazdı.
Bu gibi kişiler üzerinde yapılan bilimsel deneyler var mıdır bilemiyorum. Bu konuda meraklı ve araştırmacı arkadaşlara sormak lazım.
Saygılarımla.
-
Merhaba Altıncı His ve Duru Görüntü Alma Özelliğim Var Fazlası İçin Bu Linkteki Kişi Benim http://deryataskiran.tripod.com/ (http://deryataskiran.tripod.com/)
-
Vay be!... enteresan ... Sakata gelmiyelim... :)
-
Sayın Baytaskiran, verdiğiniz linkten okuduğum kadarıyla ilginç bir özelliğiniz var. Benim bir arkadaşım da gece tuvalete gitmek için kalktığında 5 katlı bir apartman büyüklüğünde bir ufoyu çok yakından gördüğünü, bir kaç saniye sonra aniden hızla gökyüzünde kaybolduğunu; deli derler diye kimseye anlatmadığını söylemişti. ,
Ben bu gibi olaylara halusinasyon olabilir; ya da cinlerin duyuları kuvvetli bazı insanlara eşya veya canlı organizma olarak çok uzun bir süre olmamak kaydıyla görünebilecekleri iddiaları olduğu için cin olabilir diye düşünüyorum. Yani fiziksel hayattan örnek vermek gerekirse 5D sinema gözlüklerinin etkisi gibi. Sadece bakan görüyor ve neticede bir halusinasyon. Akıllı varlıkların bir görsel şöleni olduğu için de sizin ilminizi aşan şeyler öğretmeleri de mümkündür. Cinlerin geneli yalancı olduğu için de size uzaylıyız diye yutturmuş olabilirler.
Video kamerayla çekilen ufo görüntüleri için ise istihparat nedeniyle kullanılan gizli askeri araçlar olabilirler. Her halukarda NASA bilim uzaylı varlığını kabul etmiyorlar.
Bu konudaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum. Vaktiniz varsa açıklarsanız memnun olurum.
Saygılarımla.
-
herkez kendi yaşadığını bilir sen seni ben beni bilirim
-
Özel yeteneğim var diyemeyeceğim çünkü psişik yetenekler diye kastettiğiniz nitelikler, şuan klavyede yazma yeteneğim kadar varlığımla özdeştir :)
İnsanların zaman içerisinde, inancının vermiş olduğu bilgelik ve anlık ruh hali durumunda bu tür deneyimler yapması olağandır. Bu olağan durumlarda(psişik yetenekler), ruh halinin ihtiyacına yönelik değişmektedir.
Kendimden örnek vermem gerekirse, bir gün kız arkadaşıma sinirlenmiştim, ve aynı gece onu rüyamda parmağı kesilirken gördüm. Sabah uyandığımda parmağını kestiğini söylemişti. Buna benzer onlarca yaşadığım olaylar oldu. Ve bu olayları gayet normal buluyorum.
Evrende bizim ve bizden önceki insanların enerjileri barınmaktadır. Ruhumuz, bu enerjiler ile alışveriş yapmamızı sağlayan yegane varlıktır.
Ruh, beynimizde var ettiğimiz bir olgu değildir. Bilimin yaşı günümüzde henüz çok gençtir. İlerleyen zamanlarda bu konulara ışık tutacağını düşünüyorum. Aksi durumda bilim yerine farklı bir olgu gelmesi gerekir.
Günümüzde de parapsikolojiye bu kadar çok değer verilmeye başlanmasının sebebi, günümüz bilimsel verileri ile çok uzun sürecek ve çok büyük yatırımlar gerektirecek araştırmalar yerine insanın özgün bilgisinden faydalanarak bir takım sonuçlara daha hızlı ulaşmak istenmesidir diye düşünmekteyim.
-
Sayın Taşkıran bilimsel bir kitapta okumuştum, insanın konuşma ve beyin kapasitesi sıfır ''0'' kapasite olduğundan uzaylılar balinalarla
daha rahat iletişime geçeceğinden bahsediyordu. Doğru mu?
-
Sayın İsabella'NIN yetenekleri oldugunu bende dusunuyorum.
Kendisi "gidip gelmisligi" uzerine bir ara bize bayagı bilgi aktarmıstı. Ondan faydalanmamız tekrar mumkun olabilir.
Sn Baytaskiran'ın sayfasını da inceleme firsatım oldu.Gercekten ilginc. Ama anlayamadıgım bir konu var:
Projelerini ABD vs engelliyormus fakat Türk Hükümetinden sonra ABD ve NASA ile bu projeleri paylaşmak istiyormus. Biraz garip değil mi Sn Baytaskıran.
Sizi engelleyenlerle projelerinizi neden paylaşmak istiyorsunuz?
Maddi ve manevi destege ihityacınız oldugu belirtilmiş.Ben manevi destek verebilirim.
Tesekkur ederim.
Bilgiyle kalın!
-
Psişik yeteneğin tanım sınırlarında, benim de bazı yeteneklerim var. Ancak yetenekten kastım, levitasyon, telekinezi gibi fantastik yetenekler değildir.
Aslında bu konuyu, vücut kaslarımızla benzeştirecek olursak şunu diyebilirim. Bir spor salonuna gidip body yaparsanız, kaslarınız şişer ve gelişir. "Psişik güçler" de böyledir; üstünde çalışmazsanız, odaklanmazsanız gelişmezler. Yani buradan çıkaracağımız sonuç, bu "güçler" bütün insanlarda ham halde bulunmaktadır. Mesele "doğru yöntemin" ne olduğunda...
New Age akımlarının yaygınlaşmasıyla birlikte, psişik yeteneklerle ilgili birçok forum kuruldu. Fakat ne yazık ki, tamamen uydurma ve insanları kandırmaya yönelik videolar internet ortamında paylaşılıp, bu forumlarda insanların duyguları sömürüldü. Sahtekar bazı kişiler, bu tarz forumlarda hala ateş yaktığını ya da uçabildiğini iddia ediyorlar. Malesef egonun pençesinden kurtulamayan diğerleri de, "ben de varım" demek için bazı şeyleri yapabildiğini iddia etmeye başladılar.
------
Prekognisyon, gelecekte gerçekleşecek bir olayı hissetmektir. Sanırım bir insandaki en belirgin yetenek budur. Hemen hemen hepimiz bir şeylerin gerçekleşeceğini hayatımız boyunca, hiç değilse birkaç kez hissetmişizdir.
Rüyaları çıkan ve/veya gözünün önüne aniden "görüntü" gelen insanlarda ise durugörü yeteneği mevcuttur. Bu o kadar sıklıkla rastlanmasa da, insanlarda böyle bir gücün olabileceği düşüncesindeyim.
Bunun dışında, insanların Yaratıcı'ya ettiği duaların ve işlerin sürekli istenildiği gibi gitmesi durumu da var. Sanırım buna da "Çekim yasası" diyorlar. Bunu da henüz bilimsel olarak açıklayamadığımız için "psişik güç" tanımlarına dahil edebiliriz.
Burada kendimde "olan/olabileceğini düşündüğüm" güçlere kısaca değindim. Sanıyorum ki bu saydıklarım çoğu insanda mevcuttur. Olmadığını iddia edenler yaşadıklarını ve hislerini dikkatle takip etmemiş olabilirler.
Saygılarımla.
-
Tasavvufçuların yaklaşımıyla bakınca gelecekten haber verebilen insanların mevcudiyeti mümkündür. Levhi mahfuz denilen ve her yaratılanın kaderinin yazıldığı veri deposuna girebilen gelecekten haber verebilir. Tasavvufçulara göre Veliler buraya girebiliyorlar, fakat örneğin medyumların yararlandığı cinler buraya giremiyorlar. Veliler her ne kadar sır saklama kavramına önem verdiklerinden dolayı bildiklerini beşerle paylaşmıyorlar denilse de pek çok sırrın şu an açıkta olması dolayısıyla sır verdikleri oluyor. Bu nedenle cinler bu tarz velilerden bilgi çalmaya çalışırlar. Özellikle bu tarz velilere güçleri yetmediği için velilerin çevresindeki insanların beynine girerek düşüncelerine bakarlar. Cinlerle irtibata geçebilen bazı medyumların yüzyıllar öncesinden nokta atışı yapar gibi tarihi olayları bilebilmeleri bu yüzdendir. Bir medyuma gittiğinizde hayatınızla alakalı her şeyi bilebilmelerinin nedeni cinin beyninize girebilmesi ve aklınızdan geçen hafızanızda bulunan her şeyi bilgisayar verisi gibi elde edebilmesinden kaynaklanır. Fakat geleceğinizle alakalı hiç bir şey bilemezler belki tahmin yürütebilirler.
Aslında geleceği bilmemek veya beşerde kalmak, nefs elinde olmak, sosyal yaşamın devamı açısından önemlidir. Örneğin insanlar öleceği veya sakat kalacağı tarihi bilseydi sosyal yaşam kavramı alt üst olurdu. Hiç kimse çalışmak üretmek gereği hissetmezdi. İstanbulda 2 ay içinde ciddi büyüklükte bir deprem olacağını bilseydik Türkiye'nin her şeyi aniden değişirdi, insanlar yiyecek ekmek bulamayacak ölçüde sosyal anarşi baş gösterirdi.
Kısacası Allah'ın beşerden gizlediği şeylerde beşer açısından bir hayır vardır.
Saygılarımla.
-
Kişisel gözlemlerimle yorumlarsam,
Medyum dediklerimizin bir kısmı farklı frekanslara bilinç acabiliyor,o frekanstakilerle irtibata geçebiliyor.
zihin okuyabilenlerin olayı daha farklı ,düşünce dalgaları yoluyla zihini tarayabilenler var.karsınızda birisi zihninizi okumaya çalıştıgında haberiniz olmaya bilir ama bunu hissedersiniz,basınıza vuran enerjiyi agrı tarzında algılarsınız...basım agrıdı dersiniz.belki nedenini fark etmezsiniz ama o kişinin enerjisi sizin zihninizi taramaya baslamıştır.
Psişik yetenekleri, varlıgın kendi bilinen 5 duyu ötesindeki ,duyuların açılması olarak algılıyorum.
Eterık beden yada ruhsal beden her ne tanımlanırsa ondakı duyuların fızıki bedende( bırleşme), algılanması sonuncu oluşan(duru) göru, işiti .koku hıssedış vs şeklınde oluşmasıdır.
Bu yetilerin bir güç olarak algılanması yanlıştır,buyuk düsüşle kaybedip unutulmuş yetiler ,velilerin kazandıgı gibi erdemlerine sahip olmayı bilen hak eden bu yetilerini yavas yavas acabilir.
-
Sayın Smyrnali, sizin görüşleriniz de mantıklı duruyor. Fakat cinlerin müdahalesi bana daha mantıklı geliyor. Çünkü şeytan da bir cindir örneğin. Cinler insanın kanında bedeninde dolaşabilir, zinhine müdahale edebilir ki buna vesvese deniliyor. Yani karşınızdaki insanın beyninden sizin beyninize veri aktarabilirler bunu kişi kendi yeteneği sanabilir. Neticede cin veya şeytan görmeniz gerekmiyor içinizden kendi kendinize düşünür gibi bir deneyim de yaşatabilirler.
Çevremde şaman kültürüne dayanan pek çok öğretilerle alakalı olan 2 arkadaşım var. Tarot vb. ile çok ilgileniyorlar. Çakralar, enerjiler, çakraları açmak, şifalanmak vb. çalışmalar içindeler. Msn den bana enerji gönderen bir arkadaşım vardı komik gelmişti. Bazen karşılaşıp muhabbet ediyoruz, karşısına oturuyorum bana enerji gönderiyor pek bir şey hissetmiyorum fakat umarım faydası oluyordur.
Bazıları ise bu çalışmalara çok soğuk bakıyor. Örneğin Kundalini enerjisini uyandırmaya çalışırken intihar edecek düzeyde bunalıma girenlerin olduğu vb. yani bu tip ilimleri barutla veya bombayla oynamaya benzetenler var.
Dikkatimi çeken bu tarz ilimlerle uğraşan arkadaşlarımın islam dinini bırakmaları. Yani tarotla ilgilenip dindar kalanına ben rastlamadım tabi ki genelleme yapamam çünkü 2 kişi tanıyorum "derinden" ilgilenen.
Ülkemizde insanlar cin kavramından korktukları için fazla söz konusu olmuyor. Ben cin kavramına olan korkumu bir tv programını internetten izleyerek aşmıştım. Zamanında cinler tarafından ele geçirilen ve yıllarca insandan uzak yaşamak zorunda kalan bir gazeteci yazarın konuk olduğu bir programdı. Orada cinler hakkında çok temel bilgileri korkutmadan vermeye çalışmış. Zamanı olanlara bu programı izlemesini öneririm.
http://www.mehmetalperen.com/mehmet-alperen-buyuculuk-ve-cinler.html (http://www.mehmetalperen.com/mehmet-alperen-buyuculuk-ve-cinler.html) web sitesini incelediğim kadarıyla yazarın antimasonik ve antikemalist görüşleri var.
Ayrıca bu programdan bir kesitte astral seyahat yapabilen bir kızla yaptıkları bir seanstan söz etmişti. Oldukça ilginç bir durum yani sır gibi saklanan ve korunan bir binaya ruhsal olarak kıtalar arası seyahat kavramı insanın inanası gelmiyor.
Washington'da gizlenen adanın sırrını ilk defa Deşifre edildi, [url=http://www.mehmetalperen.com]www.mehmetalperen.com (http://www.youtube.com/watch?v=ZYUZ-gMfS_0#)[/url]
Saygılarımla.
-
Sn.Masor1976 "enerji göndermek"ten bahsedince aklıma geldi. Daha önce bir kez internet üzerinden "Reiki Uyumlaması" ve bir kez de bizzat Reiki ile "şifalandırılmış" biri olarak şunu söylemeliyim ki enerji, enerjiyi kabul edene nüfuz ediyor. İnternet üstünden aldığım ilk uyumlamada özellikle başımda ve ellerimde uyuşmalar olmuştu. Psikolojik bir uyuşma olduğunu sanmıyorum, çünkü anormal bir şekilde uyuşmuştu ve kendimi rahatlamış hissediyordum. Birebir deneyimimde ise kulaklarımın ve burnumun aşırı derecede ısındığını, kafamın ise soğuduğunu farketmiştim. İlk başlarda inanılmaz gelse de, daha sonradan Reiki'yi yapan kişi bunun bendeki enerjisel durumlarıyla ilgili mantıklı bir açıklamasını yapmıştı. Bizzat şahit olmadım ancak bu kişi akrabasının ülser hastalığını da tedavi etmiş. Doğru olma ihtimali çok yüksek...
Aranızda şifa yeteneği olan var mı, merak ettim bu arada. :)
Saygılarımla
-
Sayın Felix Steiner, uzaktan veya yakından enerji denemesi ben de yaptım fakat uzaktan sizin tarzınızda bir deneyimim olmadı fakat bu tarz deneyim yaşanıyor. Buna psikolojik bir durum olarak bakanlar olacaktır fakat reiki ile şifa çalışmalarında iyileşen hastalar var.
Masaj kursundaki hocamız pozitif tıp mantalitesine inandığı için bu tarz şeylere inanmıyordu örneğin. Fakat kursiyer arkadaşlarımdan bir kaçından reiki seansı yaptırmıştım ve pek bir şey hissetmemiştim. Bir tanesinde ise arkadaşımın elini koyduğu bölgedeki kasların ısınıp gevşediğini ve seans sonrasında normal bir masaj sonrası dinginlik hissetmiştim. Algıladığım kadarıyla masaj konusunda olduğu gibi bu konularda da gerçekten uzman bir terapist bulmak zor ülkemizde. Genelde amatör takılıyorlar
Saygılarımla.
-
Sayın Felix Steiner, uzaktan veya yakından enerji denemesi ben de yaptım fakat uzaktan sizin tarzınızda bir deneyimim olmadı fakat bu tarz deneyim yaşanıyor. Buna psikolojik bir durum olarak bakanlar olacaktır fakat reiki ile şifa çalışmalarında iyileşen hastalar var.
Masaj kursundaki hocamız pozitif tıp mantalitesine inandığı için bu tarz şeylere inanmıyordu örneğin. Fakat kursiyer arkadaşlarımdan bir kaçından reiki seansı yaptırmıştım ve pek bir şey hissetmemiştim. Bir tanesinde ise arkadaşımın elini koyduğu bölgedeki kasların ısınıp gevşediğini ve seans sonrasında normal bir masaj sonrası dinginlik hissetmiştim. Algıladığım kadarıyla masaj konusunda olduğu gibi bu konularda da gerçekten uzman bir terapist bulmak zor ülkemizde. Genelde amatör takılıyorlar
Saygılarımla.
Haklısınız. Evlerinde bireysel çalışmalarla ya da çok nadir yakalayabildikleri "Reiki Öğretmenleri"nin verdikleri seanslara katılıp bir şeyler öğreniyorlar. Reiki çalışmak için gerekli isteği sağlayabilecek, insanları "Reikide ustalaşmaya" yönlendirebilecek bir araç bulunamıyor yani. Bu nedenle herkesin amatör takılması normaldir. :)
Benim şifa için gittiğim bayan da amatördü fakat ailesinde Reiki çalışan 2 kişi daha vardı. Kendi içlerinde bir grup halinde hareket ederek birbirlerini destekleyebilirler. Bireysel çalışanlara göre daha fazla verim alıyorlar anlaşılan. Umarım siz de "Şifacı" ailelerle tanışma fırsatını yakalarsınız.
Saygılarımla
-
Bu gibi ilimlerle gerçekten ilgilenen insanlar püf noktalarını vermezler. Benim Çin'li bir doktorum var örneğin akupunktur uzmanı. Bacaklarımdaki ve dizlerimdeki ağrıdan kurtarmıştı. Uzun sohbetlerimiz olmuştu kendisiyle. Neticede akupunktur olsun, reiki olsun, refleksoloji ve shiatsu gibi masaj teknikleri olsun mantalite aynıdır. Yani pozitif tıbbın henüz keşfedemediği enerji kanalları üzerindeki tıkanıklıkları gidererek şifa verme amaçlanıyor.
Fakat her ilimde olduğu gibi kötü niyetle de kullanılabiliyor bu ilimler. Örneğin akupunkturda ölüm noktaları var hastaya iğneyi takıyorsun. 3 gün sonra öldürüyor. Tespiti mümkün olmuyor. Amatörce çalışmanın risklerini anlatmak için bana bunu örnek vermişti.
Yine tarotla enerjiyle uğraşan arkadaşlarıma göre bu ilimler örneğin şifanın aksi şeyler de yapabiliyorsunuz. Yani insanlara zarar da verilebiliyormuş. Amatörlük riskli olabilir kanaatindeyim. Enerji çalışırlarken evreni saran sonsuz enerjiyle irtibata geçerek dokunduğu hastaya enerji aktarımı yapmak yani bir aracılık hizmeti gibi duruyor. Eğer sonsuz enerjiyle irtibata geçmeden hastaya dokunursanız kendi hayat enerjinizi dokunduğunuz hastaya aktararak siz hastalanırsınız gibi inanışları var. Yani amatör bir çalışma yapan açısından da riskli duruyor.
Saygılarımla.
-
Korku korkunun mayasıdır.Bilmediklerinizden korktukça zihin bunu buyutur ve akılın kontrolu elden gidebilir.çıldırıya kadar varabilir.
Bu yuzden valık kendi içsel yolculugunda yurumeli kendini geliştirmeli ne oldugunu bilmelidir .Duygusal zafflarını temizlemek yada kontrol edebilmek.buna nefis terbiyesi denir dinlerde.
Duygular akılı kontrol ettigi sürece insan beser şaşar degimiz konumdadır.
Akıl ile duyguların kontrolu farkındalık egitimi dedigimiz ile kişinin kendi nefsi zafflarını tek tek temizlemesidir. akıl, vidan ile birlikte yurudukçe varlık insan olma yolunda insanı kamillige gider.o zaman cin dediginizin frekansı sizin enerji alanınızın altında kalır size tesir edemez.
o vesveseyi yaratanda zihindir korkulardır,kendi düşük bilinç enerjindir.
Enerji çalışmaları ise malesef gunumuzde ticari olay oldu artık herkesin oyuncagı oldu.bilen bilmeyen bu işin içinde.iyi niyetlede bu işin içinde olan çok kişi var .
insiye egitim sürecleri ile takipli yapılması gereken calışmalar..çoğu aslından sapmış durumda,bilir bilmez kundalini enerjilerine filan uzanmayın,nacizane tavsiye .
Bu çalışmalara girilmeden önce insiye adaylarının nefis egitim yapması gereklidir.kontrolsuz enerji çalışmaları fayda yerine zarar getirir.
videodaki astral olayı da yatay geçiş, dünya içinde bu şekilde yatay astrallerde yapan kişiler mevcut.
-
birazda bilinç altından kaynaklanan durumlar olabilir, insan inandığında metobolik olarak kendi kendisini iyileştirdiği durumlar olabildiği bilinen birşey burda iyileşebileceğine inanmak önemli, bu tarz konuları incelemeden ne kadar doğru yada yanlış olduğunu kestirmek zor, fakat modern bilime göre baktığımızda hurafe olarak nitelendiriliyor, eski dönemlerde hipnozu büyü ile özleştirilse insanlar ister istemez inanacaktır, fakat günümüzde hipnoz tarzı olaylar modern bilimin incelediği olaylar ve kabul gören bir durum insan psikolojisi ile ilgili...
bu konulardan birşeyler okumuş yada bire bir görüşmüş arkadaşlar var demek, sizce bu tarz güçleri olan insanlar neler yapabiliyor yada neler yapabildiğini idda etmekte ? mesela Sayın Masor1976, verdiği örnek ilgi çekici akupunkturda ölüm noktalarından bahsetmiş gayet ilginç iyileştirmekten bahsetmiş insanları kendi enerjisini verip kendi kötüleşmiş vs... fantastik konular gerçektende...
Saygılarımla,
418
-
Şifacılık çalışmalarında şifa enerjisi adıyla bir enerji transferi yapılır.
Bu konuda yeterli bilgi almadan ve kendini geliştirmeden şifa çalışmalarına katılan kişiler şifa verdikleri süreclerde karşı tarafı iyi etme çabasında kendisininin hastalanması durumu sık olur.
Bunun bir etkeni kendi enerjisinin zayıfladıgını düşünmesi,bir diger etken şifa çalışması sırasında,şifacı karşındaki kişiyi algılar,agrı yada sorun olan yerleri kendi bedeninde hissedebilir.şifalamayı bitirdigini düşündügü sırada o kişinin hastalıklarını kendi bedeninde hissettigi için hasta oldugunu yada kötüleştigini hisseder.Bu tür korkular yuzundende yapılan çalışmalar saglıklı degildir.. Bu çalışmaya şifa çalışması denmez.
ilk ilke..........Şifacı önce kendini şifalandır ........
insiye olarak yeterli düzeye gelen şifacı, şifa çalışmasına başladıgı zaman şifa enerjisi önce kendi bedeninde oluşmaya başlar yani önce kendini şifalar sonra bu enerjiyi karsındakine gönderiye baslar.karsındaki alıcı uygunlugunca bu aktarımdan faydalanır.şifa iki yönlü işler..ne verirsen elinle o gelir seninle misali.
korku ve yetersiz bilinçler bu hastalıkları kendine çeker..hücresel bir enerji çıkışı oluşturdugu için bu kodları kendi kendine yapmaktadır.
bu yuzden insiye olunmadan önce kişilerin nefis egitimi ve arınma çalışmaları yapması yeterli düzeye gelmesi beklenir..
modern bilimin incelemesi dışında kalan hurafe yada buyu adıyla anılan çok şeyleri bilenler uygularken bilmeyenler korkmuş cadı buyu şeytani diye dışlamayı secmiştir.her çalışma şer odaklı degildir. butun iş insanın kendi yureginde......
Akıl zalimlik ve korku ile ne şeytanlar yaratır. ..vicdan ve akıl birlikte yurudukçe insan yukselir...İnsanın hizmeti İnsanadır.
-
Sayın Smyrnali güzel özetlemiş.
Sayın 418'in yaklaşımına da katılıyorum. Yani mevzuya beyin gücüyle yapılabiliyor diye de şifacılığa yaklaşılabiliyor. Örneğin stres ile beyin eski hollywood filmlerindeki uzay gemilerinin kendi kendini imha etmesi gibi kendi vücudunu felç yapabiliyor. Ben çevremdeki insanlara genelde sigara vb. den çok stresin zararlarını anlatmaya çalışıyorum.
Olaya Aristo mantığıyla tersinden bakarak yani beyin streslenince kendi vücuduna olağan üstü zararlar verebiliyorsa; tam tersi de mümkün olabilir yani pozitif yaklaşımla meditasyon gibi tekniklerle beynin vücudu iyileştirmesi için yönlendirme yapılıyor diye bakıla da bilir.
Görülen ve yaşanılan sıradışı olaylar ise şizofrenik halusinasyonlardan ibaret olabilirler. Hatta pek çok insanın aynı halusinasyonu görebilmeleri de mümkün olabilir.
Bu gibi yaklaşımlar da metafizik mevzulara inanmayanlarca desteklenebilir.
Saygılarımla.
-
Görülen ve yaşanılan sıradışı olaylar ise şizofrenik halusinasyonlardan ibaret olabilirler. Hatta pek çok insanın aynı halusinasyonu görebilmeleri de mümkün olabilir.
demişsiniz bunun mantıklı açılımı nedir sizce ?
Gözlemledigim şizofrenlerin bir çoğunlugu tanımlayadıkları algıların korkusu sonuncu akıl hakimiyetini yitirmiş kişlerdir.
-
Tanıdığınız şizofreni hastalarının geneline yakını uyuşturucu bağımlısı haline gelmiş hastalar. Benim de akrabam var çok ileri seviye şizofreni pek açılmıyor fakat hayal görüyor ses duyuyor sürekli. Aldığı ilaçlar çok ağır uyuşturucular. Ben de de hafif derecede şizofreni var örneğin, askerden geldikten sonra bir süre halusinasyon görmüştüm. Gerçek olmadığını anladıktan sonra görmedim. Evden her çıktığımda tepemden 5-6 tane skorsky helikopter geçiyordu saklanma ihtiyacı hissediyordum yani tekrar beni alıp dağa götürürler diye :) Bu düzenli hale gelince mantıksız gelmeye başladı halusinasyon olduğunu anlayınca beynim bu oyunu oynamaktan vazgeçti sanırım. Fakat doktora göre ben şanslıyım. Benim hastalığımın türü çok hafifi. Yani şizofreni normalde sosyal yaşamı durdurabilecek ölçüde bir hastalıktır.
Saygılarımla.
-
savaş yaşıyan insanların bir kısmı vurulma korkusu yaşar, buda psikolojilerini bozulmaya yönlendirir, türkiyede yaşıyan insanlar bir çok çevresel farktörden etkilenmekte ekonomik sosyal şartların ağırlığı psikolojisini bozmakta ve çeşitli akıl hastalıkları geçirmeleri doğaldır toplumsal olarak etkilerin psikolojik yansımaları olması kadar doğal birşey yoktur... bide buna bazı vitamin eksiklikleri eklendiği zaman bu sorunları yaşama oranı yüksektir, insanların bazıları bu tarz olaylara karşı yeteri kadar direnci olup etkilenmemeside mümkün , buda güçlü bir psikolojiye sahip olan birisi için geçerli bir durum bu tabiki istisnai bir durumdur, dünya devletlerini yöneten insanların psikolojik yardım aldığı bir gerçektir Sn . obama'nında psikoloğu vardır..
Saygılarımla,
418
-
Şizofreni gibi hastalıklar genetik de olabiliyor. Yani hiç bir sorunu olmayan kişilerde de var. Özellikle annenin hamilelik dönemi önemli bir rol oynuyor. Hamileyken annenin psikolojik durumu çocuğu da etkiliyor. Bazı şizofreni hastaları 30 lu yaşlara kadar en ufak belirti vermiyor. Örneğin bir belgeselde izlemiştim nobel ödülü alan bir fizikçi vardı, şizofreni vurduktan sonra toplama yapamaz hale gelmiş.
Tabi ki, savaş ortamları, deprem gibi faktörler insanların psikolojisini bozuyor. Stres zaten başlı başına insan vücudunun her organına ciddi zararları olan bir faktör.
Saygılarımla.
-
şizofrenlik konusuna girmedim pek ama oda ayrı bir hastalık genetik geldiği doğrudur, insanın bazı kalıtsal hastalıkları vardır, bunlar çevreye ve yaşamsal faktörlere göre değişiklik göstermektedir, yıldan yıla nesilden nesile, bu hastalıklar ağır psikolojik travma ve bazı ilaçlarla kişiye sonradan kazandırılması mümkündür, çevresel faktörlerle de mümkündür, duyusal,dokunsal,görsel algılamalar beyinde bazı şeyleri tetiklemesi mümkündür, insan beyni ilginç bir makinedir, eski bir arkadaşınızı görür görmez tanımanızı ve anılarınızı önünüze getirebileceği gibi askerde yaşamış olduğunuz bir anıyı yada korkuyu yolda yürürken tetiklemesi doğal olabilir ağır korku ve tranvada....
zamanında insan psikolojisi ile ilgili bir kaç kitap okumamın harici bu konulara girmedim , bu konuda uzman insanlar daha iyi aydınlatabilir , kalıtımsal olaylara darwin görüşüne yakın bir sentezle bakmaktayım, insan oğlu dna yapısı , bulunduğu ortama göre genetik yapısını uyumlu hale getire bilme özelliği olduğunu düşünmekteyim, hayvanlardada bu özellikler mevcut...
Saygılarımla,
418
-
Şizofreninin, bugün için, belli bir laboratuvar testi yoktur. Tanı, belirtilerin varlığı ve hastalığın seyrine bakılarak konur.
uyuşturucu-uyarıcı maddelerin kullanımında ve alkol bağımlılığında da bu tür belirtiler ortaya çıkabilir.. bunlar tesbit edilebiliyor ..
şizofrenide hastalar zekadan kayıp vermesede sorun akılı kontrol edemedikleriniden,saglıklı akıl yurutemiyorlar yargı yetenegi bozuluyor vsvs.kronikleşiyor durum.
sizin durumunuz farklı..surekli stres altında kalmaktan dolayı zihnin sürekli olarak çalışması biraz kontrolu kaçırmanızdan olmuştur.ve bu gibi durumlarda,halüsinasyonların gerçek dışı olduğunun farkında olunur.( bunların sanrı oldugunu ayırd etmeniz)bunu bilincen fark ettiginizde ve onayladıgınızda akılın kontrolunu ele alırsınız:)
ve yasadıgınız bu olayı önünüze koyup bakın..olayın kökeni korku..ve korku karşısında caresizlik.
Akrabanızın durumunda olanların çoğu o gördükleri duydukları vs bunlar karşında caresiz kalınması sonuncu tedavi adıyla verilen uyuşturuculara baglımlı kalıyorlar.
Bu gibi durumların tedavisi ilaçtan önce kişinin açıldıgı algı boyutunun kontrol edilmesi, bilimsel olarak bu konularla ilgili çalışmalar yapılmadıgı için ilaç tedavileri uygulanmakta dedigim gibi Bu kişiler malesefki.. zekaları normal, hatta bazen ileri olduğu halde ve bilmedikleri bu farklı durum yuzunden korkuyla akıl yürütmeleri ile bozuluyor ve içe kapanmaya baslıyorlar, kendileriyle mücadeleye ,bu durumlarının nedeni olan sanrılar üreterek iyice kontrolden çıkıyorlar bizim boyutumuzla olan kontrolleri kopuyor.
-
psişik yeteneklerin yan etkileri kendini unuturdu :)
Psişik yetenekler bilinen algı kavramlarının ötesini içermektedir.bu tür konulara girmeden önce iyice bilgi sahibi olunması gereklidir ve bilip yönlendiren kontrola hakim bir üstad yada rehberin olması gereklidir..
Bilgi nalettir denilir.....bir kere işin içine girince geri dönüşü yok...bu yuzdende korkuları temizleyerek bilginin ışıgı ile kendi ışıgını yakıp bilinmezlik denilen karanlıga öyle adım atılmalı.
Yoksa korkuyla birden panik içine girenler ya dinsiz olup sapıyor yada birden aşırı dine yöneliyor ..korkuyu bastırma yada inkar çözüm bu degil....... o korkuyu aşmak.
-
Katılıyorum sayın Smyrnali..
Şizofreni teşhisi konması normalde zordur. Fakat Amerikada Nasa tarafından üretilen yeni bir teknoloji var hastayla oturup yıllarca konuşmadan beyin qeeg sini çekerek, milyonlarca qeeg ile karşılaştırıp tanı konabiliyor. Yani örnegin şizofreni hastalarının qeeg sonuçları genelde aynı çıkıyor. Tabi ki ufak da olsa yanılma payı mümkün. Aynı şekilde neurofeedback ile ilaçsız tedavi uygulanıyor. Bu ilaçsız tedavi şeklinin az gelişmiş ülkelere girişini milyarlarca dolar ilaç sattıkları için ilaç firmaları engellemeye çalışıyorlar. Bu tarz bir klinikte masörlük yapmıştım. Doktorun şüphesi üzerine bana qeeg çekmiş ve bu teşhisi koymuştu. Ben de ben halusinasyon görmüyorum ses duymuyorum nasıl şizofreni olabirim diye sorunca 6 çeşit şizofreni vardır seninkisi hafif demişti doktor.
Normalde bir şizofreniye verilen ilaç normal bir insana verilse sosyal yaşamdan kopmaması çok zor. Fakat çok ağır vakalar olduğu için doktorlar mecbur kalıyorlar onlara hiç bir sözüm olamaz.
Psişik yeteneği olan insanların değerlendirilmesi gerekiyor. Bunun devlet politikası olması lazım. Bu kişiler üniversite düzeyinde eğitilip yeteneklerini örneğin şifacılık vb konularda kullanımı sağlanabilir. Bize inanması zor gelse de istihbaratta bu insanları kullanıyorlar. Olur mu canım böyle şeyler bilimsel değil diyen insanlar bile çaktırmadan onların peşinden koşuyorlar.
Saygılarımla.
-
Beynin çalışma sistemi çok faklı..bilim bu konulara yogunlaştı bilinmeyenler ise önümzde dag gibi..
suyun hafızası oldugu ispatlandı ama suyun beyni yok:)
su kristalleriyle yapılan deneyi duymuşsunuzdur.
Stanford üniversitesi fizik profesörü William A. Tiller bilinçli düşünceleri standart 1 mikro vatt'tan daha az güç yayan bir elektronik alete yükleyip bunu daha sonraki bir tarihte kullanarak bir canlıyı etkileyebileceğini ispat etmiş. Küçük aletleri ile Amerikanın çeşitli laboratuarlarında, aletlerine belirli bir düşünce (niyet) yükleyip istediği etkiyi elde etmiş. Sayısız, bir çok deney uygulamış. Sistemi kullanarak PH solüsyonunun değişmesini sağlayıp sinek larvalarının %15 gelişimini hızlandırmış. Su ve hava derecelerini değiştirmiş ve karaciğer enziminin alkalin fosfat aktivitesinin yükselmesini sağlamış. Tiller araştırmalarında 4 güçlü meditasyon uzmanı kullanmış ve niyete 15 dakika odaklanılıp zihinsel olarak mühürlenilmiş.
Dr. Tillerin araştırmaları, düşünce ve niyete doğru bir şekilde odaklanıldığında ( bir teknik ile) gerçek ve somut neticeler elde edildiğinin ispatıdır. Meditasyon insanın beyninde yoğun alpha ürettiği zamandır, alpha frekansını insan kendini mutlu ve huzurlu hissetiğinde üretir. Alpha üretmek için sık sık ve düzenli meditasyon yapmak gerekir. Konunun uzmanı olmak daha çok başarı elde etmeyi sağlar.
Niyet uzman bir kişi tarafından kullanıldığında demekki var olan bir durumu fiziksel olarak değiştirebiliyor. Peki bu niyeti hücrelere ulaştıran nedir? "Su". Bedenin içinde hücreler arası iletişimi su yapmaktadır. Bedenimizin %75 su olduğuna göre bu maddenin görevini ne kadar rahat yapabildiğini anlıyoruz. Suyun hafızası olduğunu ve kelimelerin suyu somut bir biçimde etkileyebildiğini biliyormuydunuz?
şifa çalışmasına bir bakış açışı acabilir degilmi? şifacılıkta niyetle baslıyan bir çalışmadır.
Dr. Jacques Benveniste yaptığı araştırmalarda DNA hücrelerinin belli bir frekansta foton yaydığını(ışık) ve farklı hücrelerin farklı frekansta titreştiğini, farklı titreşimdeki iki hücre yan yana geldiğinde yeni bir frekans oluşturup birlikte bu frekansta titreşmeye başladığını ve elektro manyetik dalgalar ile bir çağlayan yaratıp ışık hızında yolculuk ettiğini keşfetmiştir.
Bunun dışında suyun hafızası olduğunu 1980'lerde başlattığı çalışmalarında keşfetmiştir. Suya bir madde ekleyerek bunu 1 milyon kez sulandırmış ve özel bir alet ile aşırı hızda sallayarak o maddenin yok olacağını tahmin etmiş ama hala maddenin suda mevcut olduğunu görünce deneylere defalarca milyonlarca kez daha sulandırarak devam etmiş. Ancak ne kadar sulandırırsa ki bu 10 defa daha milyon kez sulandırsa bile suyun içine eklenen maddenin yok olmadığını tespit etmiş. O zaman suyun yüklenen maddeyi hafızaya kaydettiğini anlamış. Bu kez suya zehirin kendisini değilde frekansını yüklemiş ve aynen zehirin kendisi eklenmiş gibi içine koyulan sinekleri öldürdüğünü görmüş.
Benvenistenin araştırmalarını şüphe ile karşılayan Queens Belfast üniversitesi Profesörü Madeleine Ennis Avrupa ülkelerinde yelpazelenen bir araştırma grubuna katıldı. Fransa, İtalya, Belçika, ve Hollanda'dan oluşan ekip Profesör M. Roberfroid tarafından koordine edilmiş. Belçika katolik Üniversitesinde Benvenistenin kullandığı orijinal deneyin daha rafine edilmişini kullanarak yapılan uygulamayla ilgili her dört laboratuarda ki bilim adamları deney solüsyonların içinde ne olduğunu bilmeden çalıştılar. Hatta tüplerin bazılarında sadece saf su vardı. Tüm deney bagımsız bir bilim adamı tarafından koordine ediliyordu. Tüm solüsyonları kodluyor ve bilgiyi topluyordu ama deneylerde bir fiil çalışmıyordu bu yüzden yalan ve dolana yer kalmadı. Yapılan tüm deneyler Benvenistenin sonuçlarını destekledi.Benveniste buna karşılık 12 sene önceye bizim başladığımız noktaya gittiler dedi. Benveniste biyo kimyevi maddelerin yaydığı sinyali kaydedip internet aracılığı ile dünyaya yayabilirim ve bu sinyal biyolojik hücreleri sanki gerçekte o madde varmış gibi etkileyip değişim yaratır dedi.
İnsan bedenin %85 sudur, düşüncelerimiz ve konuştuklarımız bedenimizdeki suya kaydedilir ve o kalitede yaşarız. Şeklimizi, sağlığımızı ve hayatımızı biz oluştururuz.
-
Bir dostumun not defterinden :)
RUS BİLİM ADAMLARI DÜŞÜNCE İLE DNA'YI DEĞİŞTİRDİ
1990 yılında Moskova da bir grup bilim adamı insan genomunun fazlaca biyokimya düzeyine indirildiği görüşü ile; insan DNA'sı üzerinde bir çalışma başlattılar. Bugüne kadar oluşmuş olan Ortodoks düşünce tarzının birçok bilgiyi "gizlediğini" fark etmişlerdi.
DNA'mızın sadece %10'nunu protein oluşturmakta kullanırız diğer %90'nı işe yaramaz DNA diye kabul edilir, oysa bu Rus araştırmacı grup doğanın aptal olmadığına inanarak araştırmaları başlattı ve neticeler devrim yaratacak nitelikte.
DNA'mızın alkalinlerinin bildiğimiz normal lisanda kullanılan grameri takip ettiğini ve aynen lisanlarımız gibi kalıpsal kuralları olduğunu keşfettiler. Dolayısı ile insan lisanı tesadüfen oluşmadı da, içsel DNA'mızın yansıması. Bu araştırmacı grup aynı zamanda DNA'nın titreşimsel tabiatını da inceledi. Kısaca özetlemek gerekirse "yaşayan kromozomlar içsel olarak DNA lazer radyasyonu kullanarak aynen holografik bilgisayarlar gibi çalışıyor". Bunun anlamı şu; deneylerde belirli frekans desenlerini lazer ışınına ayarlayıp bununla DNA frekansını etkilediler ve dolayısı ile genetik bilginin kendisini etkilediler. DNA-alkalin eşleri ve lisanın temel yapısı aynı olduğuna göre, DNA'yı deşifre etmeye gerek yok. Basit bir şekilde insanın kullandığı lisandaki kelime ve cümleleri kullanabilirsiniz. Yaşayan dokudaki DNA maddesi, eğer gerekli frekanslar kullanılırsa, lisana - ayarlanmış lazer ışını ve hatta radyo dalgalarına her zaman tepki verecektir. Bu ise düşünce ve kelimelerin, cümlelerin, enerji çalışmalarının neden hayatımızı etkileyebildiği ve neden iyileştirici neticeler elde edildiğini açıklamakta. Batılı araştırmacılar DNA sarmalımızdan tek genleri keserek atıp başka yerlere yerleştirirken, Ruslar ayarlanmış radyo ve ışık frekansları ile hücre metabolizmasını etkileyerek genetik yanlışlıkları düzeltiyor.
Garjajeva'nın araştırma grubu bu metotla X ışınının zarar verdiği kromozomların onarılabilineceğini ispat etti. Hatta belirli bir DNA'nın bilgi desenini yakalayıp başka birine aktardılar, böylece hücreleri başka bir genoma programladılar. Mesela kurbağa embriyosunu salamander embriyosuna, sadece DNA bilgi deseninin frekansını ileterek aktardılar. Böylece tüm bilgi kesip biçme olmadan dolayısı ile hiçbir uyumsuzluk ve yan etki oluşmadan aktarılmış oldu. Tüm bunlar sadece vibrasyon ve lisan kullanarak yapıldı.
Spritüel öğretmenler bedenlerimizin kelime, düşünce, ses ve titreşimlerden etkilendiğini ve tekrar programlanabildiğini asırlardır bilirler ancak bunun bilimsel olarak ta ispat edilmesi yolumuza daha da somut bir ışık tutmakta.
Rus bilim adamları bu kadarla kalmayıp DNA'mızın vakumda bozucu desenlere neden olabileceğini böylece manyetik solucan delikleri yaratabileceğini de keşfettiler. Solucan deliklerine Einstein-Rosen köprüleri de denilir, yanarak sönmüş olan yıldızların bıraktığı kara deliklerin mikroskobik eş değeridir. Bunlar bilginin uzay zaman dışında iletilmesini sağlayan tüneller, evrenin tamamıyla değişik bölgeleri ile oluşan bağlantılardır. DNA bu bilgi parçacıklarını çeker ve bizim bilincimize aktarır. Bu tarz Hiper bağlantı en çok gevşemiş ve dingin bir durumda oluşur. Stres, korku, üzüntü veya Hiper aktif bilinç hali bilginin akışını engeller ve hiper bağlantı oluşumunu engeller. Doğada Hiper bağlantı milyonlarca yıldır yapılır. Böceklerin organize hayat akışı bunu dramatik bir şekilde ispatlar.
Doğadan bir örnek ; Kraliçe karınca kolonisinden ayrılırsa, yapılanma planlandığı gibi delicesine devam eder. Şayet kraliçe öldürülürse kolonideki tüm çalışma durur. Kraliçenin uzaktan bile olsa grup farkındalığı ile işçilere imar planlarını gönderdiği belli, ölmedikçe istediği kadar uzakta olsun hiper komünikasyon sağlanır. Hiper komünikasyon insanlar arasında his, ilham, sezgi, duru görü, şifacılık olarak deneyimlenir.
Bu durumda şöyle bir bakışa giriliyor.
Yaşanmış olan herşey atalarımızdan bize geçmiş bilgilerdir ve hücrelerimize yazılıdır. Bu bilgiler yaşamda otomatik olarak uygulanır. Geçmişten bize aktarılmış olan korkular yaydıkları frekans kalitesinde aynı tür olayları hayatımıza çekecektir ve korkularımız daha da pekişecektir. Bir de çocukluğumuzdan beri ailemiz, çevremiz ve toplum tarafından yerleştirilmiş olan geleneksel veya şahsi öğretilerden, inançlardan, alışkanlıklardan kaynaklanan etkiler ve sahip olduğumuz , kıskançlık, hırs, egosantriklik, kin gibi bazı hisler hastalıklarımıza sebep olurken aynı zamanda hayatımıza giren veya hayatımızdan geçen diğer insanların tutum ve davranışları(tenkit, hor görme, aşağılama, baskı, hükmetme, dışlama,zorbalık,otoriter tavır) ve bizim bunları algılayışımız(umursayıp etkilenmemiz) ve tepkilerimizde oluşan hastalıklarımıza nedendir.
farkındalık egitimleri ile etkilere verilen tepkilerin degiştirlmesi sonuncu akıl yurek kontrolu ile beynin davranış bilinci degiştiriliyor.yeni komutlar hücresel olarak algınıyor.ve degişim baslıyor.
-
Konu gerçekten hoş olmuş ...Bilmediğim çok şeyi öğrenme fırsatı buldum sizin sayenizde.....saygılar sevgiler
-
Sn.Masor1976 "enerji göndermek"ten bahsedince aklıma geldi. Daha önce bir kez internet üzerinden "Reiki Uyumlaması" ve bir kez de bizzat Reiki ile "şifalandırılmış" biri olarak şunu söylemeliyim ki enerji, enerjiyi kabul edene nüfuz ediyor. İnternet üstünden aldığım ilk uyumlamada özellikle başımda ve ellerimde uyuşmalar olmuştu. Psikolojik bir uyuşma olduğunu sanmıyorum, çünkü anormal bir şekilde uyuşmuştu ve kendimi rahatlamış hissediyordum. Birebir deneyimimde ise kulaklarımın ve burnumun aşırı derecede ısındığını, kafamın ise soğuduğunu farketmiştim. İlk başlarda inanılmaz gelse de, daha sonradan Reiki'yi yapan kişi bunun bendeki enerjisel durumlarıyla ilgili mantıklı bir açıklamasını yapmıştı. Bizzat şahit olmadım ancak bu kişi akrabasının ülser hastalığını da tedavi etmiş. Doğru olma ihtimali çok yüksek...
Aranızda şifa yeteneği olan var mı, merak ettim bu arada. :)
Reiki bir ve ikisini aldım.Güvenilir ve iyi birinden ücretsiz olarak;bende uygunluk gördüğü üzere daha içten bir yaklaşımla uygulamada bulundu.
Bunlar hayal ürünü değildir,fakat ücret varsa muhakkak ardında yalan da vardır;şahsi fikrim...Canlı bir varlığın ve evrensel bütünlüğün üzerinde ciddi bir kaygınız,bu kaygınızın getirdiği fedakar yaklaşımlar
,bütün sizi zaten içine alıyor;ünkü kendinizi bütünden ayrı tutmadığınız için.
Şifa veriyorum ve ücret almıyorum.Ama son zamanlarda buna biraz ara verdim..Akademisyen ve epey ünlü bir hocadan dikkatli olmam konusunda uyarı aldım..Kendi üzerimde çalışmalarımı daha iyi toparlamak için nadaza çekilmiş durumdayım fakat çocukluğumdan beri metafizik olaylara aşırı ilgi ve yaklaşımlarım oldu..Rüya yoluyla bana ulaşılan bir takım gariplikler neticesinden de olabilir bilemiyorum...
Neyse,kendim ve yaşadığım bir takım olayların ayrıntısına girmek istemiyorum.Size sadece, sekiz yıl önce internet aracılığıya kendisine gönderdiğim maillerime karşılık bana gelen cevpaların birini aşağıda sizlerle paylaşıyorum:
--------------------------
"Rüyanız ve yaşadıklarınıza gelince teşpihleriniz bana hiç yabancı gelmiyor. Sizinle canlı seanslar yapmak çok verimli sonuçlara ulaşmayı sağlardı diye düşünüyorum. Tabiki maalesef buna imkan sahibi değiliz. Ancak bu konuda hatırlamalarınız ile ilgli ciddi ama mutlaka tıbbi eğitim olan bir hipnozitör çalışmanızın sizin için faydalı olabileceğine inanıyorum.Tıbbi eğitimi olan kişiler nispeten daha objektif davranabiliyorlar, diğer hipnozitörler genelde kendi lehlerine kullanabilecekleri yorumlara yönelmeyi tercih ettiklerinden gerçek anlamda verimli olamıyorlar. Bu arada hatırlamalara yardımcı olarak direk hipnozu önerme sebebim şudur, kişinin kendi başına yapabileceğinden daha detaylı bir inceleme olacaktır kanaatindeyim. Ancak bu günedek parapsikolojiye ilgi duyan kişilerde genel olarak hipnoza soğuk bir yaklaşım gözlemledim. Umarım sizinde hipnoza dair bu tür ön yargılarınız yoktur. Bu incelemeler açısından size belki self hipnoz daha cazip görünebilir;ancak bilinçlibir hipnozitörden yardım almak objektiflik açısından daha yararlıdır. Hipnoz konusunda ön yargılarınızın ne olup olmadığını bilmediğimden size bu medot hakkında birkaç şey anlatmak istiyorum affınıza sığınarak.
Hipnoz üzerine en akılcı teori (bana göre) sibernatik teoridir. Çünkü sibernatik bildiğiniz gibi matematiksel bir bilim dalıdır. Çeşitli motor kapı teorileri ile durumu açıklamaya çalışır ve karşılaştığı fenomenlere ön yargısız olarak yaklaşır. Bu teori ışığında hipnozun ne olduğunu izah edecek olursak; hipnoz beynimizin kendisini dış uyaranlara kapatıp (tenel motor kapılarını kapatmak suretiyle) kendi içerisine dönerek daha aktif çalışması halidir. Doğrudan algılar ve öğrenir. Bir tür yüksek şuur halidir diye tanımlayabiliriz. Sanıldığı gibi hipnozda asla şuur kaybolmaz aksine çok güçlü bir şekilde uyanıktır. Ancak iradenin gönüllü olarak ve kontollü olarak bir başkasına devri vardır. Yani sanıldığı gibibirkişiye istemediği şeyleri yaptırmak mümkün değildir. Yaptırılabilecek şeyler mutlak bir şekilde kişinin değer yapılarıyla sınırlıdır. Bunlar dışında size daha önce bahsettiğim bedebsiz müdahale hakkında bilahare yazmaya gayret edeceğim. "
----------------------------------
-
Genelde bize doğa üstü gibi gelen olayların/durumların arkasında bilim olduğu gerçeğini düşünmek daha doğru olacaktır,
mesela statik elektrikle kağıt parçalarını çeken kalem bize doğa üstü gelebilir fakat bu olay bilimsel bir gerçektir ,
okuduğum bir yazıdan bir paylaşım bulunmak istiyorum,
Gözümüzün önünde kaşıklar bükülüyor, metaller havaya kalkıyor. Önce bunun bir illüzyon olduğunu düşünsek de yanıldığımızı anlıyoruz. Tüm gördüklerimizin bilimsel bir açıklaması var. Ve damarlarında hanedan kanı dolaşan Selim Önengüt, “Bu bir illüzyon değil, gerçek” diyor. Sihirbaz olarak etiketlenmekten çekinen Önengüt, Baltalimanı’nda, yaşamını sürdürdüğü yalının bahçesinde İstanbul Life ekibiyle buluştu, inanılmaz hikayesini anlattı.
kaynak : http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/printnews.aspx?DocID=18054822 (http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/printnews.aspx?DocID=18054822)
Saygılarımla,
418
-
Bende biyoenerjik yetenekler, durusezi (6. his denilen), durugörü ve duruişiti var. Bir ara çok ilgilenip araştırmıştım ancak şu anda çalışmalarıma devam etmiyorum. Dolayısıyla bu yeteneklerim de bir hayli azaldı. Arkadaşın elini havaya kaldırma oyunu ile başlayıp adının biyoenerji olduğunu çok sonra öğrendiğim başlangıç seviyesine geri döndüm diyebilirim. Ama yine deneyim ve bilgi birikimimi merak eden üyelerle paylaşmaktan zevk duyarım.
Saygılarımla.
-
Bende biyoenerjik yetenekler, durusezi (6. his denilen), durugörü ve duruişiti var. Bir ara çok ilgilenip araştırmıştım ancak şu anda çalışmalarıma devam etmiyorum. Dolayısıyla bu yeteneklerim de bir hayli azaldı. Arkadaşın elini havaya kaldırma oyunu ile başlayıp adının biyoenerji olduğunu çok sonra öğrendiğim başlangıç seviyesine geri döndüm diyebilirim. Ama yine deneyim ve bilgi birikimimi merak eden üyelerle paylaşmaktan zevk duyarım.
Saygılarımla.
sayın masoness, isterseniz burada deneyimlerinizi paylaşabilirsiniz. biz de okumaktan mutluluk duyarız :)
-
Bence çoğu şey psikolojik. Hani bir geyik vardır, bir uçaktaki insanlardan birinin bulaşıcı hastalığı olduğunu söylerler. Sonra adam hasta olmadığı halde bu semptomları göstermeye başlar. Uçak daha inmeden ilginçtir herkes hasta olmuştur. Yani biri size enerjimi ileteceğim dediğinde enerjisini ileteceğine koşullandığınızda enerji var gibi hissedebilirsiniz.
Ayrıca tarihte mistik kuvvetleri olduğu söylenen insanların bir kaçı,
Edgar cayce,wolf messing vb...
-
Bilgi paylaşımları için çok teşekkürler..Konu eski fakat deneyimlerini aktaran insanlar devam ederse şahsım adına çok sevinirim. Sayg.
-
psişik yetenekler dediğimiz birçok konuda zihinsel gücümüzü kullanarak yarattığımız durumlardır.
ben bunu tarot kart okuma da ve işaret ilmi üzerine yorumlamalar yapmakta kullanıyorum.
reiki, biyoenerji, şifacılık gibi yöntemler ve nlp gibi sistemler de kullanmaktayım.
herhangi birisi bu konularla ilgili bilgi isterse bu konularda yardımcı olabilirim.
sevgiler...
-
Psisik yetenek olup olmadığına tam karar veremedim ama konuştuğum her bir insanı etkim altına ala bilirim.yani biraz konuştuktan sonra ne dersem tekrar etmeye ve uygulamaya başlar.belkide ikna kabiliyetim kuvvetlidir bilemiyorum.
-
evet ilk manası ikna kabiliyetinin kuvvetli olmasıyla alakalı
ama bilmelisin ki ikna kabiliyeti olupta söylediği her şeyi başkasına ilhammış gibi gelipte uygulamaya geçirmesi çok zordur.
bu sendeki işaret(mimik ve jestler) yeteneğini de anlatmakta.
yetenekler; resim yapmak, müzik aleti çalmak ya da benzeri bazı eğitim ihtiyacı duyan olaylarda nasıl çalışılması gerekiyor ve kullanılmadıkça paslanıyorsa bu psişik yetenekte böyledir. mümkün oldukça kullanılmalı, tekrar edilmeli... yoksa bu yeteneklerimiz de paslanabiliyor.
ama yinede unutmamak gerekli ki bunu avam ve örümcek beyinliler gibi değil bilim ve ilim ışığında yapmalıyız yoksa işler sarpa sarabiliyor. yani karanlık enerjilerin altında ışığımızı söndürebiliyoruz.
ışığı izle... bu konuda mantığın değil gönlün hangi kitabı almayı, hangi bilgiyi dinleyi istiyorsa onu al, oku, dinle...
sevgiyle...
-
Sayın Gaia'nın yazdıklarına bakınca aklıma internette okuduğum bir hırsızlık haberi geldi. Asparagas haber de olabilir. Hırsızlar zili çalıyor ve çıkan kadını ayak üstü hipnotize ediyorlar. Kadın evde gizlediği ne kadar değerli eşya ve para varsa kendi eliyle hırsızlara teslim ediyor. Bu düzeyde bir ikna kaabiliyeti çok ilginç.
Sayın Rahen'in bu gibi spritüel konularda fikirlerini ve deneyimlerini yeni başlıklar altında paylaşması faydalı olabilir. Benim en çok merak ettiğim konu, bu tarz psikişik yeteneği olan insanlar tehlike altında mıdır. Yani yanlış yönlendirmelerle tehlikelere rastlayabiliyorlar mı. Yoksa bu tarz ilimlerle uğraşmanın bir riski yok mudur. Benim hiç anlamadığım konular olduğu için arada sırada internetteki forumlarda kullanıcı yorumları dikkatimi çekiyor. Örneğin bir forumda kundalini enerjisini uyardıktan sonra psikolojisinin bozulduğunu ve intihar girişimlerine kadar gittiğini yazan bir katılımcı dikkatimi çekmişti.
Demek istediğim bu tarz eskiden ezoterik olan ilimlerin internet ortamında, kitaplaştırılarak ortalığa saçılması durumunda bu tarz ilimleri kaldıramayacak ve zarar görebilecek bünyeler de olabilir mi?
Saygılarımla.
-
DEĞERLİ ARKADAŞLAR,
• PSİŞİK GÜÇLER TEHLİKE ALTINDA MIDIR?
• YOKSA BU GÜÇLERİ KULLANANLAR TEHLİKE ALTINDA MIDIR?
Tehlikeyi bu iki başlık altında açıklamaya çalışayım.
• PSİŞİK GÜÇLER TEHLİKE ALTINDA MIDIR?
Bu güçler, kişilerin kullanım şekli yüzünden tehlike altındadır. Nedeni, bu kişiler -genelde- kendilerinin ne olduklarının ve güçlerinin ne olduklarının farkında değiller. Psikolojik olarak hastalar mı yoksa gerçekten bu yetilere karşı duyarlılar mı? Birçok psişik yeteneği olduğunu iddia eden insanlar psikolojik sorunları olan ya da maddi çıkarları karşılığında kart*simge*işaret*astroloji gibi bilgileri bilmeden bu işleri yapan ve hatta para kazananlar var. Bu para kazanma durumu, para olmasa da iltifat toplama ya da inançların ortak günahı olan egoyu besleme durumundan sonra bu kişiler deliliklerine delilik katıyorlar.:))) Bu tip kişiler oldukça, evet bu psişik güçler tehlike altındadır.
İnsan beyninde yaşadığımız her şeyin bir kodu vardır. Bu kodlar zamanla kırılmakta ve gelişmekteyiz. Geçtiğimiz yüzyıl ve bugüne bakıldığında görülebilecek bir işarettir.
Şizofreninin ne olduğunu neredeyse artık herkes bilmektedir. Hayal ve gerçek dünyayı ayırt edemeyen, toplumsal kurallara uymayan… gibi etkiler olan insanlardır. Şimdi asıl sorulması gereken bu toplumun içinde kaç kişi şizofrendir. Genelde kayıtlı olan ve bilimsel olan toplumun %1’i şeklindedir. Ama gizli şizofreniler ne kadardır. Kontrollerini zaman zaman ellerinde tutanlar… neyse bu konu bu şekilde çokça uzar sanırım.
Bu güçler tehlike altında mıdır diye sorduğumuzda güçlerin aleyhine değil onların iletimi aleyhine evet tehlike altındadır.
• BU GÜÇLERİ KULLANANLAR TEHLİKE ALTINDA MIDIR?
KARANLIK OLAN HER ŞEY TEHLİKELİDİR.
Kör olmak ya da karanlık bir alanda olmak gibi. Eğer bu körlüğün ya da karanlık alanda kalanların eğitimsiz kalması halinde nasıl hareket etmesi gerekliliğini öğrenmemesi ise büyük çaplı bir tehlikedir.
Para normal olan ve bilimin açıklayamadığı bazı olaylar vardır. Bunlar herkes tarafından bilinir, birçok kişi bunları yaşamlarında yaşamışlardır. Sesler duymak, gerçek olan ama rüya gibi hissedilen durumlar, rüyalar, dejavular...
Bilimin açıklayamadığı bir şey olacağına inanmıyorum. Sadece yeteri kadar incelenmemiş ya da o gizemi çözecek beynimizdeki kod hala çözülmediği içindir.
Cinler, periler, melekler gibi terimler son zamanlarda çok fazla ortalıklarda dolanmakta ve bir sürü saçmalıklar duyulmaktadır.
Geçenlerde bir arkadaşımla melekler kitabında yazan ayini yaptık ve kanadından bir tüy bırakmasını bekledik melekten... Melekte kanat olmadığını bildiğim halde yinede arkadaşımı kırmamak için zihnimdeki şüphelerden sıyrıldım ve inançlı hale gelmeye çalıştım. Ayini tam manasıyla gerçekleştirdik ve ne tüy geldi ne de başka bir şey. Arkadaşım inançsızlığımı bahane ederek suçu bana yükledi. Şimdi bu örnekle baktığımızda insanlar meleklerin bir ışık, bir nur olduklarının farkında olmadıklarından ve çocukluğumuzdan başlayarak bize meleklerin kanatlı oldukları film, sohbet, hikaye gibi şeylerden yüklendiği için bu tarz kitaplar satıyor. Bu tüyün kendisine geldiğini söyleyen bir diğer arkadaşım da tüyü kitabının arasına koyduğunu söyledi. Görebilir miyim diye sorduğumda kitabını getirdi, ama kitabın içinde ne tüy vardı ne de başka bir şey. İşte bu kişiler de inanacağız derken aslında kendilerini hipnotize ediyorlar ve gizli paranoya meydana geliyor.
Ama bunun dışında psişik güçleri kullananlar yok mudur? Evet vardır. Bunlar tehlike altındalar mı? Evet tehlike altındalar. Çünkü etki alanları büyüdükçe tehlikelerinde boyutları büyümektedir.
İnsanlar her zaman balık tutmayı öğrenmek değil direkt balığı almak ister. Bu yüzden falcılar, büyücüler gibi işlerle uğraşan insanlara giderler paralarını heba ederler.
Bu psişik yetenekler herkeste vardır. Herkes hayatlarında şaşırtıcı gelişmeler yaşar.
Beyin öyle bir mekanizma ki, neyi nasıl istersek yapabiliriz. Yani o kanadın tüyünü aslında yaratabiliriz:)...
Eğitimi almak gerekli. Bu konularla ilgili detaylı araştırmalarım var ve daha da devam etmekteyim.
Gün geçtikçe araştırmalarımı da zevkle sizlerle paylaşacağım. Bu paylaşacağım bilgiler ara sıra size benim de paranoyak olduğumu hissettirebilir. Ben bile ara sıra öyle gibi hissediyorum. Nedeni çok açık. Az önce bahsettiğim kodların çözülmemesi yüzündendir.
Demem o ki beynimiz Aladdin’in Cinidir. Ve o bize söyle der: Dile benden ne dilersen…
(*Secret’tan alıntıdır)
Gelelim bazı psişik bilgilere;
Mesela tarot iliminde bazı kombinasyonlar vardır. Bu kombinasyonlar, o kişilerde olumlu ya da olumsuz durumları, dönemleri, etkileri gösterebilir. Ama bunu bilmeden bunları nasıl görebiliriz.
Lanet, büyü, ihanet, mutluluk, kötü dönemin bitişi, iş, aşk….
Bunları gelecek günler de sizlerle paylaşmaktan mutlu olacağım.
Sadece bu paylaşımı yapmadan bunları söylemek istedim…
Sevgiler….
-
arkadaşlar uzun süredir bu konuda bir yazı gönderemedim.
özür dilerim...
şimdi size uzun zamandır -YAKLAŞIK 12 YIL- insanlar üzerinde çalıştığım numaralar hakkında bazı yorumlar geliştirdim.
bunun adına gerçekte de var olan, DOĞUM NUMARALOJİSİ olarak adlandırdım. farklı bir yorum şekli geliştirdim.
bunu sizinle paylaşıyorum. uygulamanızı ve daha sonra cevaplarını benimle paylaşmanızı rica edeceğim...
Sevgiler....
DOĞUM NUMARALOJİSİ
Doğum numaralojisi; doğum günü, doğum ayı ve doğum yılı tek tek rakam değerinde yan yana toplanarak bulunur. 0 numara değeri aynıdır ve 1’den 9’a kadar olan aşağıdaki yorumlar yapılır. Yorumların hepsi her zaman kişiyi tamamen anlatmayabilir, ancak Kişilik, Kariyer, Aşk-Evlilik ya da Sağlıktan en az bir tanesi kişiye uygun olacaktır.
ÖRNEK
Doğum numaralojisi toplama örneği:
09.12.1987 doğum tarihli birisinin doğum numaralojisini öğrenebilmek için şu şekilde hesaplanır.
0+9+1+2+1+9+8+4=34 eder. Bu numarayı da birbiri ile toplarız:
3+4=7 eder. Bu doğum tarihli olan kişinin doğum numaralojisi “7”dir.
NUMARANIN MANASI
1
ASLAN
KİŞİLİK :Mantıklı, Zeki, Perdenin önünde olmayan ama her türlü sorumluluğu alan, kibirli, bencil
KARİYER :Yönetici, İdareci, İktisat, İşletme, İnsan Kaynakları, Halkla ilişkiler,
EVLİLİK & AŞK :Tek evlilik yapar, mantıklı ilişkiler, aşkta güvenilir,
SAĞLIK :Biyolojik sağlıklarında sıkıntılar pek olmaz, genetikle geçebilecek rahatsızlıkları yaşayabilirler, psikolojik sağlık sorunları baş düşmanlarıdır.
2
YENGEÇ
KİŞİLİK :Hızlı anlayan, yerinde duramayan, hiperaktif, zorlukları seven, haddini aşabilen,
KARİYER :Matematik, Mimarlık, Mühendislik, Teknik İşler, Ofis İşleri
EVLİLİK & AŞK :Tek evlilik yapar, ilişkide kötü gidişatın mimarı olurlar,
SAĞLIK :Kadın hastalıkları ya da erillik problemleri, böbrek ya da mide sorunları, ciltte problem yaşarlar
3
İKİZLER*-*YAY
KİŞİLİK :Yardım sever, hak yemeyen, çevik, zeki, sevilen, şefkatli, anlayışlı, güler yüzlü,
KARİYER :Memur, Öğretmen, Rehber, Eğitmen, Çocuklarla ilgilenen, Çocuk Gelişimi, Anaokulu Öğretmenliği, Çocuk Doktorluğu
EVLİLİK & AŞK :Disiplinli, ailenin reisi, geç evlenebilirler, erken evlenirlerse geç mutlu olurlar
SAĞLIK :Kalp, mide, safra kesesi ile ilgili ya da karın bölgesinde sorunlar yaşayabilir,
4
YENGEÇ*-*ASLAN*-*KOVA
KİŞİLİK :Tembel, yavaş, sorumluluk almaktan korkmayan,
KARİYER :Uluslar arası İlişkiler, Lojistik, Tercümanlık, İthalat- İhracat
EVLİLİK & AŞK :İlişkileri dış müdahalelere açıktır, mutsuzluklarının sebebi sosyal arkadaşları ya da ailenin ilişkiye karışmalarıdır.
SAĞLIK :Cilt problemleri, iskelet sistemi, sinir sistemi, damar ya da kan hastalıkları
5
BOĞA*-*İKİZLER*-*BAŞAK
KİŞİLİK :Deli dolu, yerinde duramayan, aceleci, seri, iş hayatında seriliği yüzünden yükselebilen, KARİYER :Turizm Seyahat Sektörü, Reklamcılık, Satış Pazarlama, Sanat, Oyunculuk, bir ihtimal Teknik İşler
EVLİLİK & AŞK :Narsist, Evlilikten uzaktırlar, güvenilmez, maymun iştahlı, tek ilişkilerden uzak Kalp damar hastalıkları, tıkanıklık, idrar yolları problemleri
6
KOÇ*-*BOĞA*-*TERAZİ
KİŞİLİK :Sevgi dolu, seven, hoşgörülü, şüpheci, psikolojik sorunlar, takıntılar, tembel, alışkanlıklarından vazgeçemeyen
KARİYER :Tarih, fen(kimya, biyoloji, fizik) ilgilenebilir, bilimsellikle iç içedir
EVLİLİK & AŞK :İlişkiden uzaktırlar, hayatlarını paylaşmaktan hoşlanmazlar, yalnızlık, melankoli, 20 yaşına kadar evlenirler, yoksa evlilik olmayabilir
SAĞLIK :Kulak burun boğaz hastalıkları, solunum yollarında problem, alerjik problemler, kadın hastalıkları ya da eril problemler
7
BALIK
KİŞİLİK :Soğuk kanlı, dedikoduyu seven, iyi bir dinleyici, şifacı, geniş görüşlü, girişimci
KARİYER :Memur, Sağlık Sektörü, Hizmet sektörü
EVLİLİK &AŞK :Geç evlilik yaparlar, aşk doludurlar, erken evlenirlerse geç mutlu olurlar ya da ikinci evlilik yapabilirler
SAĞLIK :Cilt problemleri, mide hastalıkları, kan problemleri, titremeler, psikolojik problemler
8
AKREP*-*OĞLAK*-*KOVA
KİŞİLİK :Maddiyata önem veren, çıkarcı, kariyer düşkünü, bencil, güler yüzlü,
KARİYER :Para ile uğraşan, Bankacı, Muhasebeci, Maliye, Mali Müşavir, Bilişim, İletişim ya da Ulaşım sektörü
EVLİLİK &AŞK :İki ya da daha çok evlilik yapabilirler, ilk evlilikleri boşanma ya da ölüm yoluyla biter, SAĞLIK :Diz ve belde problem yaşarlar, sağ bölge sıkıntılıdır, psikosomatik sağlık sorunları yaşarlar.
9
KOÇ*-*AKREP*-*OĞLAK
KİŞİLİK :Hayatlarını şirket gibi yöneten, keskin çerçeveleri olan, beyaz ve siyahı gören, griyi görmeyen, kuralları kendi belirleyen, yanlışlıkları göremeyen
KARİYER :Üniforma, Kolluk Kuvvetleri, Hukuk, Sağlık ya da Eğitim Sektörü, Kılık Kıyafet Yönetmeliği olan bir yerde çalışmak
EVLİLİK &AŞK :Tek evlilik yaparlar, yönetilirler, reis her zaman eşleridir, iş hayatlarında aslan evde ise kedi gibidirler
SAĞLIK :Tıkanıklık, damar, sinir, üreme kanallarında tıkanıklık,
Başarılı yorumlar…
R.T.M.E.K.
-
benim merak ettiğim , üyelerimizin arasında psişik yeteneği olan yada olduğunu düşünen birileri var mı ?
Saygılarımla,
418
-
Uzun bir aradan sonra merhaba. :) Deneyimlerimi sizlerle paylaşmaktan keyif duyarım. Yaşamım boyunca pek çok olay olmuş ise de ben sizlere çok etkilendiğim bir tanesini anlatarak başlamak istiyorum. Bundan iki sene önce bir arkadaşımla konuşurken gözümün önüne birtakım görüntüler gelmeye başladı. Durugörü konusunda pek fazla deneyim yaşamamıştım o zamanlar, ve az yaşadığım deneyimlerin hiçbirinde de görüntüler fotoğraf karesinden öteye geçmemişti. Fakat o anda gördüklerim tamamen yaşamdan bir kesitti; birkaç dakikalık bir video gibi görmüştüm adeta. Gördüğüm şu idi: Çok yakından tanıdığım bir adam, hiç tanımadığım bir kadının evinde kadınla görüşüyordu. Ardından bir konuda anlaşmış olmalılar ki, kadının adama bir poşet verdiğini, adamın da bu kadına ödeme yaptığını gördüm. Evin her yerini -mutfağı, odaları, lavoboyu- görebiliyordum ancak bir odayı görememiştim. Bu arada konuştuğum arkadaşıma da gördüklerimden bahsediyordum. O da parapsikoloji ile ilgilendiğinden, bana o odaya bakmamam gerektiğini söyledi. Ancak ben inatla o odayı görmeye zorladım kendimi, sonra gördüm de. Odanın duvarlarında garip şekiller, yazılar, deriler; odanın içinde de sürahiler, dua kitapları vardı. Tabi bu gördüklerim birkaç saniye içinde gözüme çarpanlar. Ardından itici bir kuvvet beni resmen evden kovdu ve bilincim tekrar yerine geldi. Sonradan bahsettiğim arkadaşımın tahminlerine göre o oda büyü ile korunuyormuş. Sonuca gelecek olursam, bunları gördüğüm akşam bu adam bizim evimize geldi. Kafamda hala olayın gerçek olup olmadığıyla ilgili şüpheler de, elinde o bölgeye özgü bir yağ olan höşmerim kutusunun olduğu, aynı poşedi gördüğümde ortadan kalktı. Bir daha bunun kadar net ve uzun süren görüntüler tecrübe etmedim. Ancak bu adam bizim ailemize büyü yapmaya devam ediyor ve ben de kendimi buna karşı hazırlıyorum, eskisi kadar zarar veremeyeceğini ümit ediyorum.
-
Psişik yetenekler her insanın içinde var olan ve ortaya çıkmayı bekleyen yeteneklerdir.Doğru adım ve düzenli çalışma ile bunu gün yüzüne çıkarabilirsiniz. Başlangıç olarak inanmak ilk adımdır.Telekinezi alanında çalışmalarım olmuştur.Telepati alanında algı olarak en hafif titreşime bile tepki veren kuşlar üzerine ve ayrıca insanlar üzerinde deneyler yaptım.Biyokinezi ile hipnozu harmanlayıp çalışmalar yaptım.Konu başında da belirttiğim gibi herkeste mevcut olan bu özellikleri gün yüzüne çıkarmak için inanmakla başlayıp uygun adımlarla devam etmek gerekir.Bu alanda beraber çalışma yaptığımız ve Chi Enerjisi alanında kendini geliştiren bir arkadaşım dokunmadan insanlara etki edebiliyordu.Daha da açacak olursam 2 mt önünde bulunan birinin boyun veya herhangi bir bölgesine dokunmadan dokunuyormuş hissi verebiliyordu.Beyin insanoğlunun hala tam vakıf olamadığı ve her zaman.keşfedilmeyi bekleyen bir parçasıdır.
-
İnsan beyni ile ilgili bilimsel araştırmalar arttıkça bu tarz olgu ve olaylara daha sağlıklı açıklamalar gelecektir inancındayım.Sayg.
-
Psişik yetenek diye hiç birşey yoktur.
MENTALİSTLER
Psişik olduğunu idda edenlerin, en büyük dolandırıcı olan modelidir.
Doğal yeteneklerinden biri, sınırsız sezgiyi analizle birleştirerek kişiyi manüpile etme yetenekleridir.
Bu yetenekle doğdukları için, hayat mücadelesinde üç kağıtcı olma yolu daha cazip geldiğinden bu karaktere bürünürler.
İnsanların ortak noktadan dallanan, kırılma noktalarında yaşam boyunca ustalaşırlar.
Kişinin duruşundan tutun giydiği herşeye kadar vb vb olanları analiz ederler.
Esnek ve etkileyici cümleler kurarlar.Esnek cümle olarak (Üç vakte kalmaz,,, Hanende göz var)
Basit örneklerdir.
Bu esnek ve edebi yazılar, her yerde hala salak nesilleri esir almıştır.
birde Eski ve başka bir dille yazılmışsa, şifre arayanlar için yenmez tadından, toplayıp cıkarıp analarının kızlık soy ismini bile bulabilirler.
Mentalist, yazdığıma bakmayın bitmez bu üç kağıtcıların isimleri boy boy dizilmişlerdir tarih sayfalarına.
Bu analizde ...esnek cümleler... kilit noktasıdır.
Semboller daha esnek oldukları için , kontrolleri muazzam insanların ellerinde olmalıdır.
(Pc Programcılığından anlayanlar bilir, Telgiraftan başlayarak şimdiki teknolojilere dallanan bu muazzam güç ,sadece
O ve 1 kodlarının yan yana gelmesinden oluşur..Resim yazı müzik vb vb..)kısaca bu muazzam sanal dünya, sadece 0 ve 1 in yan yana gelerek ve dallanarak ,bütün bu komplex sistemi oluşturma halidir.
-
Psişik yetenek diye hiç birşey yoktur.
MENTALİSTLER
Psişik olduğunu idda edenlerin, en büyük dolandırıcı olan modelidir.
Doğal yeteneklerinden biri, sınırsız sezgiyi analizle birleştirerek kişiyi manüpile etme yetenekleridir.
Bu yetenekle doğdukları için, hayat mücadelesinde üç kağıtcı olma yolu daha cazip geldiğinden bu karaktere bürünürler.
İnsanların ortak noktadan dallanan, kırılma noktalarında yaşam boyunca ustalaşırlar.
Kişinin duruşundan tutun giydiği herşeye kadar vb vb olanları analiz ederler.
Esnek ve etkileyici cümleler kurarlar.Esnek cümle olarak (Üç vakte kalmaz,,, Hanende göz var)
Basit örneklerdir.
Bu esnek ve edebi yazılar, her yerde hala salak nesilleri esir almıştır.
birde Eski ve başka bir dille yazılmışsa, şifre arayanlar için yenmez tadından, toplayıp cıkarıp analarının kızlık soy ismini bile bulabilirler.
Mentalist, yazdığıma bakmayın bitmez bu üç kağıtcıların isimleri boy boy dizilmişlerdir tarih sayfalarına.
Bu analizde ...esnek cümleler... kilit noktasıdır.
Semboller daha esnek oldukları için , kontrolleri muazzam insanların ellerinde olmalıdır.
(Pc Programcılığından anlayanlar bilir, Telgiraftan başlayarak şimdiki teknolojilere dallanan bu muazzam güç ,sadece
O ve 1 kodlarının yan yana gelmesinden oluşur..Resim yazı müzik vb vb..)kısaca bu muazzam sanal dünya, sadece 0 ve 1 in yan yana gelerek ve dallanarak ,bütün bu komplex sistemi oluşturma halidir.
GOASISG'den yine beni şaşırtmayan çok sığ bir yorum daha.. Her ne kadar "sığ" kelimesine yabancı olduğunuzu iddia etseniz de yaptığınız yorumlarla ister istemez kendinizi bu kelimeye özdeşleştirdiğinizi farketmemek elde değil.
Tanrı aşkına "Psişik yetenek diye hiç birşey yoktur." gibi çok sığ ve bağnaz bir yorumu neye hangi kaynağa dayanarak yapabildiniz?
3. sınıf televizyon programlarında iskambil karıştıran cahilleri izleyip, bu yönde yeteneği olan veya çalışmalar yapan insanlara "üç kağıtçı" deme hakkını mı buldunuz kendinizde?
Yani bu yaptığınız yorum ile "Dünya düzdür." gibi bir yorum arasında bulunan tek bir farkı söyleyin bana.
Elbette dünya üzerindeki her insanın bu tarz yetenekleri vardır ve daha çok hangi çakrasına yoğunlaşabiliyorsa yetenekleri ona göre şekillenecektir.
İnsanlar genelde bu tarz şeylere ergenliğinde merak sarar ve içerisinde bu yeteneği dış dünyaya veya karşı cinse hava atmak amacı ile geliştirme gayesi varsa hiç bir sonuç alamadan var olan yatkınlığı da kaybolup gidecek ve kedinin ulaşamadığı ciğere sövmesi gibi bu yeteneğini gerçekten kullanabilen insanlara "üç kağıtçı" diyerek geçiştirecektir.
Herkes gibi bende ergenliğimde yaklaşık 10 sene önce telekineziye merak sarmıştım ve pek bir sonuç elde edememiştim ama yılmadım parapsikoloji alanında başka çalışmalara yoğunlaştım aradan yıllar geçti ve yaklaşık 2 sene önce Kabalaya giriş kursları aldım. Psişik veya zihin okuma adına ne derseniz yatkınlığım olduğunu ama beni daha başka cezbeden bir şeye de yatkınlığımın olduğunu farkettim ve bu Astral Seyahatten başka bir şey değildi. Kabala dersi aldığım yerle bununla ilgili irtibata geçtim ve bana hemen adı M.B. Yerusalmi olan bir bayan geri dönüş yaptı.
Bu bayanla çok uzun sohbetlerimiz oldu ve kendisi 7. Seviye yani 7 senedir Kabala ile ilgilenen bir Kabalist olmasına rağmen hala da yaparken zorlandığından falan bahsetti ki daha sonra araya üniversiteden dolayı biraz geçte olsa askerliğim girdiğinden herşey yarım kaldı.
Bu bayanında bana tavsiye etmiş olduğu kitabı buradaki değerli üyelere paylaşmak isterim; "Sınır Ötesi Yayınları-Ruhsal Güçleri Geliştirme Teknikleri"
Parapsikoloji araştırmalarına deli gibi para akıtan ve çok verimli bir çok sonuç elde etmiş ve etmekte olan avrupadaki üçkağıtçı(!) üniversitelerden bazıları;
PARAPSİKOLOJİ ÜNİTESİ (KPU),(İSKOÇYA)
NORTHAMPTON ÜNİVERSİTESİ, PARAPSİKOLOJİ BÖLÜMÜ (İNGİLTERE)
UTRECHT ÜNİVERSİTESİ, PARAPSİKOLOJİ KÜRSÜSÜ (HOLLANDA)
LUND ÜNİVERSİTESİ, PARAPSİKOLOJİ BÖLÜMÜ (İSVEÇ)
HERFORTSHİRE ÜNİVERSİTESİ, PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ, PERROTT-WARRİCK ÜNİTESİ (İNGİLTERE)
LONDON ÜNİVERSİTESİ,GOLDSMİTH, NORMAL-DIŞI PSİKOLOJİ ARAŞTIRMA ÜNİTESİ (İNGİLTERE)
LİVERPOOL HOPE ÜNİVERSİTESİ, PARAPSİKOLOJİ ARAŞTIRMA GRUBU (İNGİLTERE) (LİVERPOOL HOPE ÜNİVERSİTESİ)
LİVERPOOL JOHN MOORES UNİVERSİTESİ, ŞUUR VE TRANSPERSONAL PSİKOLOJİ ARAŞTIRMA ÜNİTESİ (JOHN MOORES UNİVERSİTESİ)
Ben uzun süredir bu çalışmaların içerisinde olamama rağmen hala 40 demenin 2 sinde astral deneyim gerçekleştirebiliyorum ve buradan kesin bir dil ile belirtiyorum, HERKES YA-PA-Bİ-LİR. Yeterki çalışırken içinizde saf duygular olsun ve inanın.
Şunu da belirtiyorum, bu tarz yetenekleri olan insanları 2000-3000 yıl önce peygamber ilan ediyorlardı.
Herkes parapsikolojik yetilerini geliştirip maddiyattan daha uzak bir yaşam sürebilse emin olun dünya yaşanacak çok daha iyi bir yer olurdu.
Unutmayın Galilei dünyanın yuvarlak olduğunu söylediğinde sığ görüşlü bağnaz yobazlar topluluğu onu hapse mahkum etmişti.
Dünya ve insan beyni ikili kodlardan ibaret olmayacak kadar çok daha karmaşıktır.
-
Eskiden sığ demiştiniz,birde bağnaz yaptınız ;)
Sanatla uğraşan İnsanlar SEZGİSEL düşünürler (Sürekli Hayal etmek gerekir çünkü)
SEZGİDE acık ya,MANTIK taklaya gelir tabiki.(astral deneyimler,Agarta vb vb)
Kabalaya gelirsek,oda sadece birkişiden, diğerine aktarıla bilen,ayni anda iki kişinin hayatı ve kendini tanıma
yolculuğudur.(Ondan üstü traştır)
Kabala topluca veya para karşılığı öğrenilemez.(Alan kişi,İhsan edene dönüştükçe,hem kafayı hem parayı kaptırır. ;)
-
Doğum numaralojisi toplama örneği:
09.12.1987 doğum tarihli birisinin doğum numaralojisini öğrenebilmek için şu şekilde hesaplanır.
0+9+1+2+1+9+8+4=34 eder. Bu numarayı da birbiri ile toplarız:
3+4=7 eder. Bu doğum tarihli olan kişinin doğum numaralojisi “7”dir.
Yukarıdaki toplam YANLIŞTIR Doğrusu 10 olmalıdır .
Saygılar 8)
-
Eskiden sığ demiştiniz,birde bağnaz yaptınız ;)
Sanatla uğraşan İnsanlar SEZGİSEL düşünürler (Sürekli Hayal etmek gerekir çünkü)
SEZGİDE acık ya,MANTIK taklaya gelir tabiki.(astral deneyimler,Agarta vb vb)
Kabalaya gelirsek,oda sadece birkişiden, diğerine aktarıla bilen,ayni anda iki kişinin hayatı ve kendini tanıma
yolculuğudur.(Ondan üstü traştır)
Kabala topluca veya para karşılığı öğrenilemez.(Alan kişi,İhsan edene dönüştükçe,hem kafayı hem parayı kaptırır. ;)
Bilirkişi edasıyla yaptığınız birçok yorumdan o konularla alakalı hiç bir şey bilmediğinizi anlamak hiç zor değil.
Aslında ben cevabımı çok çok iyi aldım.
Araştırmak insanlara mahsus çok güzel bir olaydır ve tavsiyem kendinizi bundan mahrum bırakmayın.
Ben konuşmamın herhangi bir kısmında topluluktan veya para karşılığı bir kabala geçmişimin olduğunu söylemedim. Bu arada 2. büyük kabalist olan persli İbrahim gençleri çadırının etrafında toplayarak topluca kabala dersleri veriyordu, bireysel çalışılıyordur orası ayrı.
Ufkunuzu açmaya gayret edin hayat kısa, mezara girmeden öğrenilecek çok sır var..
-
Bu yeteneklerin var olup,olmadığı yüzünden, kalp kırmaya değmez. bu tip olaylar
Cevremizde olmadığından,anlamlandıramıyor olabilirim.Zaten şahsınıza bir şey dememiştim.
pisişik gücü olanlara,Astral uçuş yapanlara saygım sonsuz.
İmkan verilseydi eğer öğrenir bizde uçardık.
-
Bilinçsiz evrim insanla sona erer ve bilinçli evrim başlar. Belirli bir insanın başlamaz. Ancak siz başlamayı seçtiğinizde başlar.
Osho amca demiş.
Ben yinede konuya kendi inanışımla herkesin doğduğunda sahip olduğu sonradan unutulan hadiseler diyorum. Konuyla ilgili arkadaşların paylaşımları için teşekküğr ederim. içimizdeki yaratıcıyı uzaklara koyan ona ulaşılmaz diyen dinlerin bile iyice anlaşıldığında ne kadar yakınımızda olduğunu anlattığını anlayacağız. Farklı bakışı bile tevazu ile yapabilmek dileğiyle