Öncelikle şunu belirtmem gerekir; kişisel nedenlerden dolayı, derlemeye çalıştığım bu yazı dizisine uzun bir ara verdiğim için bütün forum üyelerine bir özür borçluyum.
Thule Örügtü’nün faaliyetlerini somut bir şekilde anlatmaya çalışacağım 4. Bölüm, yazı dizisinin son kısmı olacaktır. Gelecek soru ve taleplere göre, bu başlık altında veya yeni başlıklar altında, tartışmaya ve bilgi paylaşmaya devam edebiliriz.
17 Ağustos 1918 yılında Bavyera’da kurulan Thule Örgütü’nün üye sayısı aynı yıl içerisinde 1500’ü geçmiştir ve Bavyera, Nasyonel Sosyalizmin beşiği olmuştur. Rudolf Hess ve Alfred Rosenburg bu örgütün üst düzey yöneticilerinden olmuştur. Sebottendorf Alman Sosyalist İşçi Partisi’ni kurmuş ve Alman İşçi Partisi’nin kurulmasına yardım etmiştir. Alman İşçi Partisi’nin adı 1920 yılında Nasyonel Sosyalist Alman İşçi Partisi adını almıştır. Mussolini, Thule Örgütü üyesiyken, Hitler’in bu örgüte üye olup olmadığı hakkında, kaynaklar arasında farklılıklar mevcuttur. Fakat 1919 yılında Nasyonel Sosyalist Alman İşçi Partisi’ne üye olduğu kesindir. Sebottendorf 1923 yılında hem Almanya’dan atılır hem de örgütten ayrılır (kimi kaynaklara göre örgütten asıl ayrılma tarihi 1919’dur). 1923 yılında gelindiği zaman Nasyonel Sosyalizm’in ebeveyni olarak kabul edilen Thule Örgütü’de yaprak dökümü başlar. Bu ayrılmaya sebep olarak “Thule Örgütü’nün esas misyonunun saptırılarak sahte bir paravan yaratma çabası” gösterilir. Çökmeye başlayan örgütü yıpratan her ne olursa olsun kurucuları dahil birçok üye örgütten ayrılır.
Thule Örgütü’nün çökmesinde, Hitler’in ve partisinin büyük rolü olduğu düşünülmektedir. Hitler’in gerçekte bu örgütün öğretilerini benimsemediği, sadece yükselmek ve öne çıkmak için bir paravan olarak kullandığı iddia edilmektedir. Hatta 1938 yılında yaptığı bir konuşmada Thule Örgütü’nü inkar edecek açıklamalar yapmıştır: “programımızın zirvesinde gizemli örgütlere yer yoktur, ama onun yerine berrak bilgi vardır”.
Thule Örgütü’ndeki yaprak dökümü 1930 yılında, örgüt üyelerinin Nazi Partisi’nde ihracı ile devam etmiştir. Birkaç yıl sonra örgüt tamamen kapatılmıştır. Hitler, bütün okülistleri, kendine muhalif olanlarla birlikte toplama kamplarına göndermiştir. Hitler’in, kesin olarak gördüğü zaferi ve ari ırk projesini hiç kimseye ve hiçbir örgüte mal etme niyeti yoktu.
1933 yılında tekrar Almanya’ya dönen Sebottendorf, “Hitler Gelmeden Önce” isimli eserini yayınladıktan sonra tutuklanır ve 1934 yılında tekrar sınır dışı edilerek Türkiye’ye döner. Türkiye’de kimi kaynaklara göre Alman kimi kaynaklara göre de İngiliz ajanı olarak çalışmıştır. Savaş bitince 1945 yılında intihar etmiştir (gerçekte intihar etmediği ortadan kaybolduğunu da iddia edenler vardır).