Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Varoluşçuluk  (Okunma sayısı 7340 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 19, 2007, 11:02:10 öö
Yanıtla #10
  • Ziyaretçi

herseyimizi yaradana borclu oldugumuzu dusunuyorsun ve resmen onun icin yasamamiz gerektigini dusunuyorsun. peki ben sana soyle bir ornek vereyim.

ailen seni yaparken, Senin bu karari verme sansin varmiydi? Hayir. Peki onlarin seni yapmak ve yapmamak kararini verme sanslari varmiydi? Evet. Ne kadar verdiler? yapmaya karar verdiler ve sen oldun. hayatinin geri kalanini, seni dunyaya getirdigi icin ailene borclu olarak mi gecireceksin? sana yaptiklari cok buyuk bir iyilikmiki?

bu olay suna benziyor. kucuklugumden beri annem bana her zman "Kendi istedigi seyleri" alarak beni mutlu etmeye calismistir. Oysa benim istedigim seyleri alsa ben cok daha mutlu olurdum. annemin hediyeleri her zaman kendi zevkine goredir (kazak pantolon corap vs...) . benim zevkime gore degildir hicbiri.  OYSA BEN BATMAN ISTIYODUM! :D :D :D

eminimki sizlerdede ayni olay vardir. peki kendi zevkine gore alinmis bir hediye, karsi tarafin fikri dusunulmeden alinmis bir hediye karsi tarafi sevindirmezse bunun sorumlusu kimdir?

yoldan gecen dilenciye para yerine, kucuk bir kap versen ve ona "Al bundan sonra paralarini bu kapa koyarsin" desen, o dilenci senin yaptigin iyilikten mutlu olurmu? onemli olan dilencinin bekledigini almasimi? senin kendini rahatlatmak icin keyfine gore verdiklerin mi?

neyse konumuza donelim. bizler yaratildik dogru. peki yaratilirken bizlere soruldumu? peki bizlere sormadan bu yapildiysa, neden zorunlu olarak bunun buyuk bir hediye oldugunu dusunup, yaradana ibadet etmemiz gerekiyor?

belki ben dunyaya gelmek istemiyordum? belki ben orda rahattim... zorla ben dunyaya gonderildiysem, elbet hatalarim ve yanlislarim olacaktir. elbet dogrunun bile ne oldugunu bilemeyecem. cunku neden gonderildigimi bile bilmiyorum.

tam anlatamadim demek istediklerimi ama anlayin iste.
« Son Düzenleme: Mayıs 19, 2007, 11:04:27 öö Gönderen: HAMLET »


Mayıs 19, 2007, 11:26:57 öö
Yanıtla #11
  • Ziyaretçi

Alıntı
neyse konumuza donelim. bizler yaratildik dogru. peki yaratilirken bizlere soruldumu? peki bizlere sormadan bu yapildiysa, neden zorunlu olarak bunun buyuk bir hediye oldugunu dusunup, yaradana ibadet etmemiz gerekiyor?

Aynı argümanda fi tarihinde ben de bulunmuştum. Karşımdaki din ehlinden kişi de "Sorulup sorulmadığını bilmiyoruz..." diye cevaplamıştı. Çok ürkütücü, komik ve haklı bir yanıt.

Çok şükür Nur tarikati güçlenip her yeri sardı da beni dinden soğuttu. Böylece semitik dini varsayımlar üzerinde kafa yormaktan kurtuldum...


Mayıs 19, 2007, 11:31:47 öö
Yanıtla #12
  • Ziyaretçi

dogru soyluyosun. hakli bir yanit ama o zamanda su sorulacaktir... sorulmus ise, nede bilincimize bu islenmedi? neden hersey musallakta birakildi? musallakta birakildiysa bunun sorumlusu niye biz olalim?

yani sonuc gene ayni yere geliyor.


Mayıs 19, 2007, 11:53:49 öö
Yanıtla #13
  • Ziyaretçi

Bakış açısına göre değişir. Bu varsayıma göre, yaratıcının memurları öteki tarafta bize imzaladığımız kağıtları ve ilgili görüntü kayıtlarını sunacak; ardından da en azından yazılı hukuka göre haklı çıkacaklar. Bir şey yazılı kuralsa ona uymak zorundasın, felsefi yaklaşımlar ve mantıki sorgulamalarla cezadan kaçılmaz, herkesle tek tek uğraşılamaz, trilyonlarca dosya var daha!

Ancak İslam dininin temeline inildiğinde, Gazali'ye kadar sağlam bir içtihat geleneği vardı. Gazali artık içtihat gereksizdir diye hükme varmasa İslam'ın içinde bu sorgulamalarla ilgili geliştirilmiş çözümlere vakıftık ve huzur içinde olacaktır.

Maalesef 10. y.y'dan itibaren içtihat Gazali Hazretleri tarafından sabote edilmiştir. Çelişik olan ise "İçtihat artık gereksizdir" hükmünü gerekçesiyle anlattığı son eseri de bir içtihattır. 10. y.y'dan sonraki içtihatçı yaklaşımlar genel kabul gören bu karar nedeniyle çaresiz çırpınışlardır (bkz Kanuni'nin şeyhülislamı Ebussuud Efendi...)


Mayıs 21, 2007, 08:26:49 öö
Yanıtla #14

İzninizle araya girmek istiyorum;
Sayın Hamlet, söylediklerinizde haklısınız ve sizi gerçekten takdir ettim, yaşamınızın bir armağan olmadığını düşünüyorsanız bu tamamen sizin yaşama bakış açınızı gösterir, yani yaşamınızın anlamını pek de iyi bir şekilde analiz edemediğinizden kaynaklanmaktadır!
Bakın, bu siteye girdiğimden beri belki birçok arkadşımız benim üzerinde durduğum konular itibariyle neden bu şekilde düşündüğümü merak ediyor olabilirler, size şunu söylemek istiyorum, bu bilgiler benim için hakikaten çok değerli ve yaşamımda çok büyük bir değeri vardır, kendime ait fikirlerimi siz saygıdeğere arkadşlarımla paylaşmak istedim sadece bu, yaşamımı bu gerçeklerin üzerinde temellendirdiğim çok doğru fakat bu şu demek değildir, herkesin özgür iradesi mutlaka vardır ama ben,  asla hiçbirşeyi iddia etmiyorum, buna paralel olarak da benim sahip olduğum fikirler yanlış da olabilir, sonuç itibariyle bana göre gerçek bir anlamı olsa da...   
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Mayıs 21, 2007, 01:07:33 ös
Yanıtla #15
  • Ziyaretçi

S








Fazla genislettim galiba :D
Neden herseye atliyorumki...
« Son Düzenleme: Mayıs 21, 2007, 03:42:07 ös Gönderen: Fraternis »


Mayıs 21, 2007, 01:13:00 ös
Yanıtla #16

Ama bazı filozoflara göre Öz, Varoluştan önce gelir, bu ikilem yıllardır tartışılsa da sonuç itibariyle kesin bir netliğe kavuşulmuş değildir!Bu arada insanı insan yapan <ÖZ> değil midir?
Benim kanaatime göre de Varoluş Öz'den önce gelir fakat Öz olmasaydı Varoluş da olmazdı diye düşünüyorum!
Bu arada Sayın Prisca_sapientia, S'ye kafayı takmamın bir nedeni var ve bu daha önce de gözüme çarpmıştı ama üzerinde durmamıştım, eğer sakıncası yoksa o bölümle ilgili birazcık açıklama yapabilir misiniz?
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Mayıs 28, 2007, 11:39:14 ös
Yanıtla #17
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341

Varoluşçuluk'un ne demek olduğunu 'idda etmenin' yersiz olduğunu düşünmemin yanında bunun savunucularından J.P.Sartre 'ın yaşantısını inceleyecek olursak eğer onun da tam olarak kesin kanılarda yaşamadığını daha net görebilirz.Öz den bahsedilmiş ama bu varoluşçuluk felsefesinden biraz uzak bir anlayış bunu da eklemek isterim.Çünkü varoluşçuluk der ki;kişi yaşadıkça işler kendini,özünü yaşadıklarından oluşturur.Ama ben burda sn.Hamlet'e katılıyorum.Öz yaratılmaz zaten vardır.Sadece farkına varılır!İdda etmekten uzak olarak da yaşamın bize sorulup sorulmadığına gelirsek ya da bir armağan olup olmadığına şunları söylemek isterim;'O'ndan bahsediyosak eğer bilinmeyen ve sadece hissedilene değiniyoruzdur,yani sadece yaklaşıyoruz,tam olabmıyoruz.O zaman armağandan daha ziyade Öz'ü olabildiğince hissedebilmektir asıl armağan olan hayatın kendisi değil.Saygılar.


Mayıs 29, 2007, 05:58:33 öö
Yanıtla #18
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 281
  • Cinsiyet: Bayan

senle hemfikirim sevgili tuana. oz kendini sonradan olusturur. bir bebegin oz u yoktur. bireyin psikolojisi yasami gibi seylerle olusur oz.
Kimse almasin seni, Yine bana kalasin


Mayıs 29, 2007, 09:22:52 öö
Yanıtla #19

Çok Haklısınız Sayın Tuana, ve Sayın Aslı,
Öz'ün yaşamda zaten varolduğunu ve yaşamın onu şekillendirdiğini ancak Öz'ün sonradan kazanıldığını anladım, sanırım bunu ima ettiniz, fakat Öz'ün önceden varolduğuna ilişkin olarak ben de şunları söylemek istiyorum, İnsanı İnsan yapan Öz'dür, fakat bireyin yaşamı süresince Öz'ünü yitirmesi söz konusu olduğundan varolan Öz'ünü koruyabildiği müddetçe varlığını koruyabilir kanısındayım_
Evrende herşeyin bir Öz'ü vardır, varlığını sürdümenin tek şartı Özü'nü koruyabilmektir_
Binayı inşa etmeden önce temelini oluştururuz, temeli çürük olan bina çarçabuk yıkılmaya mahkumdur,
İnsan'ın bu dünyaya geliş amacında en azından benim düşünceme göre Özü'nü ne şekilde koruyabildiği ve bu uğurda göstermiş olduğu çaba ve mücadeledir, Ölüm olayı varlığın sona ermesi değil midir?İnsanoğlunun ölüm olayını yaşaması fiziksel varlığının son buluşudur bana göre tabi!...
SAYGILARIMLA
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2608 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2008, 01:24:06 ös
Gönderen: bugfree