Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Ahlak Felsefesi  (Okunma sayısı 3763 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Aralık 13, 2007, 05:44:31 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

Felsefenin temel sorularından olan “ İnsan nedir? Ne olmalıdır?”; felsefeyi zorunlu olarak insan davranışlarının bir amacı var mıdır, veya olmalı mıdır,hangi davranışlar daha insanca ve erdemlidir, gibi sorulara cevap aramaya zorlar. İşte insan edimlerini konu alan felsefe dalına ethik ( etik – ahlak felsefesi ) denir.

Felsefe ahlaka iki yönden yaklaşır. İlki ahlaki kavramlar nelerdir ve içerikleri nelerdir sorularına yanıtlar aramak yani ahlaka teorik olarak yaklaşmak ki buna Ahlak teorisi (kuramsal ethik) denir. İkinci yaklaşım ise hangi davranışlarımızın iyi ve doğru olduğunu araştırıp nasıl davranmamız gerektiğini bize dayatan Normatif ahlak ( Uygulamalı – pratik ethik ) tir.

Ahlak felsefe dışında dinlerin, hukukun ve toplumun önemli değerlerinden biridir. İnsan eylemlerinin iyi ve kötü olarak değerlendirilip, yönlendirilmesidir diyebiliriz ahlak için. Ancak toplumsal ahlak anlayışı genellikle cinsel davranışlarla sınırlandırılmaktadır. Oysa genel anlamda ahlak her türlü insan edimini içerir.

Felsefe açısından bakıldığında ahlak diğer alanlardan biraz farklı bir içerik taşımaktadır. Her ne kadar felsefe de insan edimlerine kurallar koymaya çalışsa da onlardan farklı olarak temek kavramları da araştırır. Bu açıdan bakıldığında felsefe iyi-kötü davranış, özgürlük, istenç (irade), vicdan, sorumluluk, haz, ödev, erdem, genel ahlak yasası,ahlaki eylem, ahlaki karar gibi kavramların içeriği doldurulmaya çalışılır.

Ahlak öncelikle davranışları iyi ve kötü ayırmaya çalışmaktır. Her ne kadar toplumun çoğunluğunca olumlu olarak karşılanan davranışlara iyi diğerlerine de kötü dense de iyi-kötü yer zaman ve bakış açısına göre değişebilmektedir. Kaldı ki insan davranışlarının iyi-kötü değerlendirmesinin yapılması da tek başına yeterli olmamaktadır. Bir davranışın ahlakın konusu içine girebilmesi için bireyin farklı davranışlardan birini seçme özgürlüğünün olması gerekmektedir. Bu seçme özgürlüğüdür ki bir davranışı ahlakın konusu içine almaktadır. Seçme özgürlüğünün ve istencinin olmadığı bir davranış için bireyi iyi-kötü diye nitelemek doğru olmayacaktır. Tıpkı hayvanların davranışlarının iyi-kötü diye nitelendirilemeyeceği gibi.

Ahlaki kavramlar insan edimleri üzerine değerlendirileceği içindir ki; insan davranışlarının psikoloji bilimi açısından ele alınmasında yarar vardır.



Aralık 13, 2007, 05:48:50 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3120
  • Cinsiyet: Bay

AHLAK FELSEFESİ VE KAVRAMLARI

ÖZGÜRLÜK :   
Onu her türlü iç ve dış engelden arınmış olma olarak tanımlamak mümkündür. Herhangi bir zorlamanın olmamasıdır, özgürlük. Böyle bakınca özgürlüğü keyfilikten ayırmak çok daha kolay olmaktadır. Özgürlük keyfi olmaktan çok farklı bir şeydir ve seçme olanağının bulunmasıdır. Yeter ki seçme, baskı altında yapılmasın.

İSTENÇ (İRADE) :   
 İnsan aklının iyi-kötü arasında seçme yapma gücü ve yeteneğidir. Özgürlükle birlikte istenç söz konu olduğunda, ahlaki eylem bir anlam taşır.

SORUMLULUK :   
  Özgür istençle davranışta bulunan bireyin, bu davranışının sonuçlarına katlanmasıdır, sunucu üstlenmesidir. Başka bir deyişle de bireyin davranışlarından sorumlu olabilmesi için seçme özgürlüğünün ve bunu kullanabilecek akıl melekelerinin olması gerekmektedir.

VİCDAN :     
Bireyin kendi davranışları hakkında iyi-kötü yargısında bulunmasıdır. İyi yada kötü yaptığını düşünen birey ya iç huzuruna yada çatışmaya düşmektedir. Kendinden bekleneni yaptığında huzurlu olurken, yapmadığı durumlarda da ödevini yerine getirmemiş olmanın sıkıntısını yaşar.

Vicdan konusunda; doğuştandır diyenlerle, bireyin gelişmesinin ürünü olduğunu söyleyenler de vardır.

ERDEM (FAZİLET) :
Bazı filozoflara göre etiğin odağına yerleştirilen erdem; istencin ahlaksal iyiye yönelmesidir.

Kıbrıslı Zenon ve onun başlattığı bir akım olan Stoacılığa
göre mutlu olmak için erdem yeterlidir. Bunun içinde doğaya uygun davranmak yeterlidir. Ancak bu öyle kolay bir şey de değildir. Çünkü insan doğa uymak yerine genellikle onun tersine davranmaktadır. Oysa yapılması gereken; 1) Doğru seçme 2) Sabırla katlanma 3) Ölçülü olma ve 4) Adaletle bölüştürmedir.


Stoa: direkli galeri anlamına gelmektedir. Zenon Atina’ya geldiğinde önce Sokrates’in etkisinde kalır. Hatta bir ara Sokratesçi ahlak anlayışlı ile ünlü Kyniklerin etkisindedir. Ancak zamanla kendi felsefesini oluşturur. İÖ 4. yüz yılın sonlarına doğru Stoa poikile’de ( Resimlerle süslü direkli galeride) okulunu açarak bu isimle anılan akımın öncülüğünü yapmış olur. Stoa düşüncesi Atina’ya doğudan gelmiş ama daha çok da Atina’nın batısında yani Roma’da etkili olmuştur.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
5 Yanıt
5725 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 28, 2008, 01:19:29 öö
Gönderen: Veritas
5 Yanıt
5680 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 13, 2007, 06:20:10 ös
Gönderen: shemuel
44 Yanıt
24375 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 18, 2011, 02:49:29 ös
Gönderen: ruzber
6 Yanıt
12168 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 04, 2011, 01:56:10 öö
Gönderen: Itzhak
1 Yanıt
6110 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 15, 2009, 02:10:28 öö
Gönderen: hiram
Ahlak

Başlatan Asha Dini Felsefe

1 Yanıt
3139 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 04, 2009, 08:19:15 ös
Gönderen: amurdad
AHLAK

Başlatan karahan Insan

0 Yanıt
2778 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 04, 2011, 10:32:24 öö
Gönderen: karahan
0 Yanıt
2090 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 03, 2014, 07:28:31 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2294 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 30, 2014, 10:13:51 ös
Gönderen: mbulut
0 Yanıt
4683 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 25, 2015, 10:55:52 ös
Gönderen: mbulut