Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İnsan Vücudu  (Okunma sayısı 2607 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 12, 2013, 01:19:15 ös


İnsan, fiziksel olarak birçok hayvandan daha güçsüzdür. Ancak insanın en büyük avantajı, tek bir konuda uzmanlık sahibi olmamasıdır. İnsan, yeni durumlara uyum sağlama ve yeni beceriler geliştirme kapasitesine sahiptir. Ancak şehir ortamında insan, vücudunu vahşi doğada kullandığı şekilde kullanmamaktadır. İlkel insan, modern şehir insanı ile karşılaştırıldığında, doğada kendini belirlemede çok daha ustadır.

Koku Alma: Köpekler kadar güçlü olmasa da insanlar iyi bir koku duyusuna sahiptir. Koku duyusu; vahşi doğada yiyecekleri ayırt edebilmemizi, diğer canlıların varlığını ve orman yangınları gibi tehlikeleri fark edebilmemizi sağlar.

İşitme: Vahşi hayvanların kulakları tehlikeye karşı keskindir. Şehir insanı ise kulaklarının hassaslığını ve dikkatini azaltan bir gürültü ortamında yaşar.

Tat Alma: Dilin üzerindeki tat alıcıları insanların ekşi, tatlı ve acıyı algılamasını sağlar. Dildeki alıcılardan gelen bilgi yorumlanır ve yemeğin kokusu ile birlikte belli bir tadın algılanmasını sağlar.

Solunum Hızı: İnsanın nefes alıp verme hızı; beynin, vücudun ihtiyaç duyduğunu düşündüğü oksijen miktarına bağlıdır. Efor sarf ederken, korktuğumuzda veya oksijen seviyesinin düşük olduğu yüksek irtifalarda Solunum hızı yükselecektir.

Omurga: İnsanlar aslında dört ayak üzerinde yürümek için tasarlanmıştır. Sırt ağrıları genellikle iki ayak üzerinde duruyor olmamızın bedelidir.

Başparmaklar: İnsanlar, birbirlerinden bağımsız şekilde çalışan ve nesneleri tutabilmelerini sağlayan parmaklara sahiptir. Bu durum, insanın karmaşık aletler yapıp kullanabilmesini mümkün kılar ve uyum yeteneğine katkıda bulunur.

Eklemler: Dizlerimiz gibi bazı eklemlerimiz zayıftır ve sakatlanmaları daha muhtemeldir. Şehir hayatı içinde yeteri kadar fiziksel egzersiz yapamamamız , diz gibi eklemlerin hassaslığını arttırır.

Ayaklar: Vücudumuzun tüm ağırlığı ayaklarımıza yüklenmektedir. Dolayısıyla çetin doğa şartlarında, burkulmalar veya ayakla ilgili diğer sorunların yaşanması oldukça yaygındır.

Beyin: İnsanın İnsanın büyük ve karmaşık beyni sadece, diğer duyularının yetersizliğini telafi etmez. Beynimiz sayesinde mantıklı düşünebilir, tarihsel bir bağlama ve geleceğe dair algıya sahip olabilir, evren içindeki yerimiz üzerine felsefi kuramlar geliştirebiliriz.

Görme Duyusu: İnsanın görüş alanı 210 derecedir. Bunun 120 derecelik kısmı üst üste binerek üç boyutlu görmemizi mümkün kılar. Bu şekilde nesneleri üç boyutlu olarak algılar ve mesafeleri tahmin edebiliriz. Güneş ışığında ise insan bütün renkleri görme kapasitesine sahiptir.

Dişler: İnsanın eti kesmek, parçalamak ve bitkileri öğütüp çiğnemek için dişleri vardır. İnsanın diş yapısı, bu çok yönlü yeme alışkanlığına uyum sağlamıştır.

Kalp: Vücudun her bölgesine oksijence zengin kanı pompalayan kalp, tüm organlarımızın çalışmasını sağlar. Ancak düzenli egzersiz yapılmadığı takdirde, kalp formdan düşer ve vücudun diğer organlarının da düzgün çalışmasını engeller.

Deri: Derimiz, iç organlarımızı korumakla kalmaz, terleme yoluyla vücut ısısını da kontrol eder. İlk insandan bu yana, vücudunda bulunan kılların çoğunu kaybeden insan derisi; güneşten, yağmurdan ve soğuktan korunmalıdır.


Kaynak: Hayatta Kalma Rehberi - Hugh McManners
"İsteyen yavaş gitsin, ister hızlı koşsun, arayan bulur. İki elinle isteğe sarıl; çünkü istektir iyi yola kılavuz olan."
Mevlana


Ağustos 06, 2013, 05:16:01 öö
Yanıtla #1
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 856
  • Cinsiyet: Bayan

Ah bir de acımasızca kullanmayı başarabilirsek ve değerini anlasak ne iyi olacak..

Kırsalda yaşayanlarla kentte bulunan insanların farklılığı: kentlerde yaşayanların bulundukları  koşullara göre evrilmiş olmalarıdır; yaşanılan yere ve koşullara adaptasyon söz konusudur. Bu deyişle kentlerde yaşayan insanlara kırsalda yapılması olağan işler meşakkatli gelebilir.
Adequatio intellectus et rei


Temmuz 23, 2014, 08:51:05 ös
Yanıtla #2

Ah bir de acımasızca kullanmayı başarabilirsek ve değerini anlasak ne iyi olacak..

Kırsalda yaşayanlarla kentte bulunan insanların farklılığı: kentlerde yaşayanların bulundukları  koşullara göre evrilmiş olmalarıdır; yaşanılan yere ve koşullara adaptasyon söz konusudur. Bu deyişle kentlerde yaşayan insanlara kırsalda yapılması olağan işler meşakkatli gelebilir.


Kırsalda yapmamız gerekenler hakkında: Bu bir "ihtimal"den de öte kesinlik Sn. Melina. :) Acımasızca kullanabilmek için yapay dünyadan uzaklaşmamız gerekiyor. Ancak bu yapay şeyleri o kadar benimsemişiz ki bırakamıyoruz, kaybedeceğimiz çok şey var gibi geliyor.
"İsteyen yavaş gitsin, ister hızlı koşsun, arayan bulur. İki elinle isteğe sarıl; çünkü istektir iyi yola kılavuz olan."
Mevlana


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
İnsan Oğlu

Başlatan Supernova « 1 2 3 » Insan

26 Yanıt
12814 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 01, 2009, 11:07:22 öö
Gönderen: ceycet
11 Yanıt
7279 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 29, 2007, 02:56:11 öö
Gönderen: arteizm
İnsan Beyni

Başlatan blossom Insan

0 Yanıt
2456 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 24, 2008, 05:21:19 ös
Gönderen: blossom
7 Yanıt
6432 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 25, 2009, 09:03:13 ös
Gönderen: MASON
0 Yanıt
3418 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 12, 2008, 12:13:11 öö
Gönderen: dogudan
7 Yanıt
5389 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 26, 2009, 10:04:12 ös
Gönderen: Mozart
12 Yanıt
19237 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 30, 2014, 02:29:50 ös
Gönderen: boreas
0 Yanıt
3343 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 05, 2010, 09:07:29 öö
Gönderen: ceycet
İNSAN

Başlatan cerberus Insan

1 Yanıt
3317 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 20, 2012, 12:16:16 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
1632 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 30, 2013, 02:19:36 öö
Gönderen: Ares