Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İsrail başarısını neye borçlu ?  (Okunma sayısı 1660 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Eylül 10, 2018, 11:12:49 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

İsrail başarısını neye borçlu
"Startup" yeni kurulan teknoloji şirketleri için kullanılan bir deyim. "Teşebbüs","kurulum" veya "başlangıç" olarak Türkçeye çevirebiliriz...



"Startup" yeni kurulan teknoloji şirketleri için kullanılan bir deyim. "Teşebbüs","kurulum" veya "başlangıç" olarak Türkçeye çevirebiliriz. Bu girişimler, 1980'lerde ABD'de ortaya çıkmaya başlayıp, genelde bir grup ergen tarafından ebeveynlerinin evlerinin garajlarında çok düşük veya sıfır sermaye ile kurulup, aralarından "Apple" ve "Microsoft" gibi devleri de çıkartmış bir ekol. Bugün bu iki şirketin toplam piyasa değeri iki trilyon dolar civarında. İlerleyen yıllarda örnekleri o kadar çok arttı ki hayatımızda olan ve her gün kullandığımız birçok teknolojik yenilik, uygulama ve yazılım bu ekolden geliyor. Google, Facebook ve daha niceleri buna örnek. Bu şirketler büyük maddi kazanç potansiyelleri sayesinde de risk sermayesi yatırımcılarının gözdesi konumundalar. Paradigmaların ortadan kalktığı ve bunun yerine sürekli bir devrimin egemen olduğu günümüz teknoloji ve bilim dünyasının gelişiminde önemli bir yer tutuyorlar.

ELLERİNDE OLAN TEK ŞEY YARATICILIKTI VE BUNU DA BAŞARMIŞ GÖRÜNÜYORLAR

Nüfusa oranla, teknoloji alanında en fazla risk sermayesi yatırımı alan ülke hangisi diye bir soru sorsam ne cevap verirdiniz?  Sizi yormadan cevabı vereyim: İsrail. Aynı zamanda dünya üzerindeki siber güvenlik yatırımının beşte biri de bu ülkeye yapılıyor. Kendisi de özünde çöl ortasında kurulmuş bir “startup” olan sekiz milyonluk bu ülke nasıl oluyor da bu konularda öncü? Hiçbir doğal kaynağı olmayan ve kurulduğundan beri sürekli savaş halinde olan bu ülke nasıl oluyor da Çin, Hindistan, Güney Kore veya Kanada gibi daha huzurlu ülkelerden daha çok teknoloji şirketine ev sahipliği yapıyor?  Bir kalkınma yaratabilmek için ellerinde olan tek şey yaratıcılıktı ve bunu da başarmış görünüyorlar. Kurulduğunda neredeyse hiç bir ekilecek alanı yokken bu gün tarım ürünleri ihracatında dünya devi olmaları da bu başarıya en büyük örnek. İki karış çölden tarım ürünleri alanında lider konuma gelmek ancak akıla ve çok çalışmaya dayalı bir sistem ile olur. Burada konu İsrail’in Filistin’e uyguladığı yanlış tutumu göz ardı edecek şekilde İsrail’e övgüler düzmek değil.Us ve bilim ışığında ilerlemenin getirilerini idrak etmeye çalışmak.

SİBER ASKERELER TERHİS OLDUKTAN SONRA

Neden startup sermayesi çekme konusunda öncüler sorumuza geri dönersek bunun cevabına İsrail'in güvenlik ve savunma kaygılarından başlamamız gerekli. Maalesef tarih boyunca gerçekleştirilen teknolojik ve bilimsel atılımların esas itici gücü savaşlar ve savunma sanayileri olmuştur. Burada da durum farklı değil. Gelişen teknoloji ile birlikte istisnasız tüm Filistinli bireyler İsrail'in gözetimi altında. Bütün telefon konuşmaları, e-posta yazışmaları, sosyal medya paylaşımları, kısa mesaj ve daha aklınıza hangi iletişim türü gelirse bunlar İsrail güvenlik güçlerinin denetimi ve gözetimi altında. Bu gözetim yirmi bin kişilik bir “siber asker” birimi tarafından yapılıyor. Bu birim İsrail silahlı kuvvetlerinin en büyük birimlerinden birisi. Askerlik zorunlu olduğu için İsrail kendi ordusunu ve askerlerini kelle olarak görmek yerine onu dünyanın en büyük insan kaynakları organizasyonu olarak kullanıyor. Lise aşamasında öğrencileri akşam kursları düzenleyerek teknoloji ve siber güvenlik konularında eğitmeye başlıyor. Bu öğrencilerin aralarından bu konulara yatkın olanları erkenden belirleyip askeri hizmetleri süresince daha ileri derecede uzmanlaştırıp siber ordusuna katıyor. Askerliği biten bu siber askerler terhis olduktan sonra siber alem ve kodlama konularında hem yetişmiş hem de tecrübe sahibi oldukları için ya Google veya IBM gibi teknoloji devlerinde rahatlıkla iş buluyor veya kendi şirketlerini kuruyorlar. İşte milyarlarca dolarlık potansiyelleri ile bu girişimler de sermayeyi İsrail'e çekiyor. Filistin bile onca yokluğa ve soruna rağmen buna ayak uydurmaya çalışıyor ve teknoloji konusunda yatırım almaya başlamış. 100'ün üzerinde yeni kurulmuş teknoloji şirketine ev sahipliği yapıyor.

URANYUM ZENGİNLEŞTİRME SANTRİFÜJLERİNİ HEDEF ALAN SALDIRI


 
 
Siber güvenlik neden bu kadar önemli? Basit bir örnek vermek gerekirse artık yeni üretilen arabaların çoğunda standart olan wi-fi bağlantısı üzerinden arabanın kontrolü bilgisayar aracılığı ile bir başkası tarafından ele geçirilebiliyor. Arabanın hızlanması, fren sistemi uzaktan kontrol edilebiliyor. Böylelikle söz konusu aracın dümdüz duvara çarpması rahatlıkla sağlanabiliyor. İsrail araba üreticisi değil fakat en büyük siber güvenlik şirketleri İsrail'de. Bu konuda da liderler. Bu tarz güvenlik açıklarını bu şirketler tespit edip önlüyorlar. Büyük bir şehrin altyapısına, sanayi tesislerine, finans kuruluşlarına, bankalara bu tarz siber saldırılar rahatlıkla yapılabilir ve yapılıyor da. Belki de geçen hafta Halkbank'daki kur hareketi böyle bir saldırının sonucuydu ve acaba biz bunu tespit edebilecek kapasiteye sahip miyiz?Daha büyük kapasiteli saldırılar da var. Örnek olarak NSA (ABD ulusal güvenlik örgütü) ve İsrail istihbaratının birlikte gerçekleştirdiği iddia edilen, 2010 yılında İran'ın nükleer programını sabote etmek için "stuxnet" isimli bir virüsle uranyum zenginleştirme Santrifüjlerini hedef alan saldırı. Bahsi geçen bilgisayar virüsü Santrifüjlerin hızını kontrol eden otomasyon aleti için özel yazılmış ve bir çalışanın bunu tesisin bilgisayarlarına yüklemesi ile bulaştırılmış. Virüs üzerine düşen görevi yapıyor ve İran'lı mühendisler uzun süre sorunun ne olduğunu anlayamıyorlar. Görüldüğü üzere İsrail bu konudaki üstünlüğünü sadece savunma amaçlı değil saldırı amaçlı kullanmaktan da çekinmiyor. 

TEL AVİV BU KUŞAK İÇİN TAM BİR CENNET KONUMUNDA

Teknoloji devriminden savaşlar da nasibini alıyor ve evrim geçiriyor. Siber savaşlar da bu evrimin bir parçası.  Yaratıcı ve yenilikçi olmayan toplumlar ve devletler ise bu konuda gerideler ve panik halindeler. Dan Senor ve SaulSinger tarafından yazılmış ve İsrail’inbu başarısını anlatan“Start-upNation” isimli kitapta yazarlar birkaç hususa daha dikkat çekiyorlar. İsrail’de okuma yazma oranı %99. Yabancı lisan, özellikle de İngilizce konuşan insan oranı da çok yüksek. Yargı bağımsız ki bu yabancı sermaye çekebilmek için en önemli faktörlerden birisi. Teknoloji ile ilgilenen yeni kuşağın en çok önem verdiği şeylerin başında özgürlükler geliyor ve teknoloji yatırımı konusunda öncü olan Tel Aviv bu kuşak için tam bir cennet konumunda. Kimse kimsenin dinine, diline, ırkına, cinsine, rengine, giyimine, hayat tercihlerine karışmıyor. İşlerini iyi yapan ve çok çalışan bu kuşak iş dışında kalan zamanlarını istedikleri gibi değerlendirmek istiyorlar ve kendilerine müdahale eden geri kafalı insanlar istemiyorlar. Kitapta bahsi geçen bir başka konu ise İsrail toplumunun çalışkanlığı ve yaptıkları işten hiç tatmin olmamaları, hep daha iyiyi yapmaya çalışmaları. Bunun sebeplerinden biri tarih boyu ekalliyet konumunda kalmış olmaları ve kurdukları devletin ikbali için ellerinden gelen fedakarlığı yapma çabaları olabilir.

Bunları okurken aklıma Japonların “shokunin” kelimesi geldi. “Zanaatkar” veya “iş erbabı” anlamına gelen bu kelime özünde daha derin manalara sahip. “Yaptığı işten hiçbir zaman tatmin olmayan” ,“yaptığı işte sürekli mükemmeli arayan”veya “mükemmeli gerçekleştirene kadar gerekli rutini tekrarlayan”diye yorumlamak mümkün. Bu kafa yapısına sahip vatandaşları çoğunlukta olan toplumlar önümüzdeki çağın oyun kurucuları olacaklar; bağnaz, bilim ve akıldan sapmış, liyakatten uzak, hamasetle beslenen toplumlar ise geride kalıp birbirlerini yemeye devam edecekler gibi duruyor. Tercih bizim…

Ebedi yol göstericimiz ve ışığımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu konuda da yanılmamış:

“Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanınyollarını alışkanlık haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”

Mehmet Ömer Dedeoğlu

Odatv.com
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Kasım 01, 2019, 01:11:53 öö
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Bu yazının altında hiç bir yorum yok .Gerçekten yazık ...
Neden bizde olamıyoruz, neyimiz eksik onlardan. O İnsanlar birde Soykırıma uğramışlar ama durmamışlar halen çalışıyorlar .
Neyse bilinenleri tekrar etmenin bir faydası yok .


Saygılar

Not : Gece yarısı yazılmış bir yazı bir an geldiler . Üzdüysem özür dilerim .
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Kasım 06, 2019, 01:40:17 öö
Yanıtla #2
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Sevgili nosam33
Nasıl basarmislar sorusuna verilecek tek cevap var oda Yahudi tarihi.

Nasıl basarmislar elbette dalavere ile.
Asıl soru ve sorun büyük ülkeler bu cendereden nasıl çıkamıyor?
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


Kasım 06, 2019, 08:42:19 öö
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Alıntı
Asıl soru ve sorun büyük ülkeler bu cendereden nasıl çıkamıyor?

Sayın Karahan bence ;  Para faktörünü de gözden kaçırmamak gerek . Parayı yöneten İnsanı da yönetir .
Saygılar
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Kasım 09, 2019, 01:05:57 öö
Yanıtla #4
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 319
  • Cinsiyet: Bay

Uzun yıllardır bilgi güvenliği alanında çalışıyorum. Danışmanlık yaptığım firmalar arasında Yahudi şirketleri de bulunuyor. İsrail'in CheckPoint gibi küresel şirketleri var.
İsrail siber güvenliğe sadece savunma amacıyla değil aynı zamanda saldırı ve bilgi edinmek için de kullanıyor.
İsrail'in yazılımcı ajanları var. Küresel şirketlerde çalışıp uygulamalarda kasıtlı olarak güvenlik açıkları bırakıyorlar.
Türkiye'de en yaygın kullanılan bir modemin firmware'i yazan ekipte yer alan yahudi yazılımcının kasıtlı olarak backdoor bıraktığı keşfedilmişti. Bu çalışan araştırıldığında saptandı ki her yıl başka bir modem firmasında çalışmış ve en son İsrail'e dönmüş... Kasıtlı oluşturduğu güvenlik açıklarını uzaktan exploit ederek, remote code execution ile modemde root yetkisine erişip hedefin tüm internet trafiğini dinleyebiliyorlardı. Cihazlardaki zayıflıklar üzerinden de direkt cihaza sızma girişiminde bulunuyorlardı. Konu İsrail ve bilgi güvenliği olunca 2011-2013 yıllarındaki bu yaşananları paylaşmak istedim.