Masonlar.org - Harici Forumu

Diger => Guncel Konular => Konuyu başlatan: sun - Aralık 24, 2010, 10:11:32 ös

Başlık: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: sun - Aralık 24, 2010, 10:11:32 ös
           Hergün farkı bir tartışma, farklı suikast planları, farklı  bomba ihbarı, farklı bir protesto yürüyüşü. Bu sadece bizim ülkemizde değil dünyada böyle gördüğümüz kadarıyla. Trt programlarında sürekli halkı uyandırma çabası "bizi birbirimize düşürüyorlar". Neden birbirimize düşüyoruz kavga ediyoruz ? Şu güzelim kısa hayatımızda neden anlaşamıyoruz ?

          Bazı güçlerin, artık siz nederseniz deyin sulh istemediği kesin ve fitne çıkartıp dünyadaki kaosu sağlıyorlar. Doğrudur fakat temelinde yatan sebep o değil. Daha derinde yatan sebep insanlığımızın ilk önce ben demesidir. Bencillik, açgözlülük, hırs, cimrilik, haset... Sebep biziz. Kürt sorunu, ermeni sorunu bu sorunları hiç fedakarlık göstermeden çözebileceğimize inanıp duruyoruz. Ne özür diliyoruz ne de oturup adam gibi konuşuyoruz. Konuşmadan anlaşmaya varıcağımızı sanıyoruz. Birileri konuşmaya çalışıncada teröristlerle masaya oturulur mu diyoruz ? Sormuyoruz sen neden terörist oldun ? Ne yaptık biz sana ?
     
         Artık suçu başkalarını atmayı bırakmamız lazım. Elbette şeytan dünyada kaosu sağlamak için elinden gelen herşeyi yapıcaktır. Fakat kullandığı suç aleti bizlerdeki nefsimiz. Nefsimizi dinlemeyi ne zaman terk edersek kaos o zaman biter. İrademizi şeytana teslim ederek mutluluğu kaosun içinde arıyoruz.
         
 
         
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: hakan_34_06 - Aralık 24, 2010, 10:35:07 ös
Paylaşım için teşekkürler. Peki bundan kim kazanıyor yada kaybediyor. Kimler iftiraya uğruyor.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: sun - Aralık 24, 2010, 10:44:15 ös
Biz kaybediyoruz şeytan kazanıyor. Kimin iftiraya kurban gittiğini kesin olarak bilemiyorum sadece şüphelerim, zanlarımvar.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: hakan_34_06 - Aralık 24, 2010, 10:47:40 ös
Şeytanın kaybedecek bir sermayesi yok ki bildiğim kadarıyla Sayın Sun.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: sun - Aralık 24, 2010, 11:00:12 ös
Şeytanın sermayesi hayatıydı. Hayatını kibri uğruna cehenneme adamıştır ve gayesi var ona ulaşıyor. Doğal olarakta gayesine ulaştığı için kazanıyor.

Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: hakan_34_06 - Aralık 24, 2010, 11:08:26 ös
Nasıl osa cehennemlik. Fakat yanına yoldaş arıyor.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: baron - Aralık 24, 2010, 11:35:50 ös
Bu olayları bi bakıma iyiyle kötünün savaşı gibi görebiliriz.Bugün kötülük önde gibi görünsede elbet iylik kazanır.Tabi seytanın fitnesine fırsat vermemek gerekir.

Saygilarimla.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: hakan_34_06 - Aralık 24, 2010, 11:41:09 ös
Sayın baron yorumunuz için gerçekten tşk.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Prenses Isabella - Aralık 26, 2010, 05:37:48 ös
Seytan mi :D hangi cagda yasiyoruz biz ? cok merak ediyorum. Dinler donemi coktan sona erdi diye biliyordum acaba ben mi yaniliyorum da hala bazilarimiz ne yazikki seytanin varligindan bahsediyorlar..

Seytan var mi gercekten :D hani nerde .. bize gosterebilir misiniz acaba ? zahmet olmazsa tabi.. Bana seytanin varligini ispatlayin ben de size inanayim.

Saygilarla.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: baron - Aralık 26, 2010, 06:13:28 ös
Öyle bir çağda yaşıyoruz ki halla dinler için tartışmalar,çatışmalara,savaşlar yaşanmakta.Ha bide sizin şeytanı görmekte çok hevesli olduğunuzu hissetim.Merak etmeyin birgun elbet karşınıza çıkar.Kanıt konusuna gelirsek öncelikle size bir soru sormak istiyorum: Inancınızın ne derece olduğunu bilmiyorum ama Allaha inanmak için ilada onu görmek mi lazım????
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Prenses Isabella - Aralık 26, 2010, 06:17:02 ös
Öyle bir çağda yaşıyoruz ki halla dinler için tartışmalar,çatışmalara,savaşlar yaşanmakta.Ha bide sizin şeytanı görmekte çok hevesli olduğunuzu hissetim.Merak etmeyin birgun elbet karşınıza çıkar.Kanıt konusuna gelirsek öncelikle size bir soru sormak istiyorum: Inancınızın ne derece olduğunu bilmiyorum ama Allaha inanmak için ilada onu görmek mi lazım????

Uzerine alinmissin.. Ozur dilerim cok mu incittim seni.. Ben dinler donemini coktan gectigimizi derken bilimsel bir bakis acisiyla dinleri irdeleme mantigiyla hareket etme anlayisinin bulundugu bir donemde bulundugumuza dikkat cekmek istemistim. Affedersin bu sekilde incinecegini dusunseydim senin icin daha makul ve anlayisli olurdum:)

Neyse bunu gecelim de sen bana seytan mantigini biraz aciklayabilir misin lutfen, zahmet olmazsa tabi ..   
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Genius Loci - Aralık 26, 2010, 07:00:30 ös
Prenses Isabella, lütfen forum kuralları ve geleneklerine uygun ileti gönderiniz. Tekrar tekrar uyarmak istemiyorum ama ne yazık ki iletilerinizi, teamullerimizi zorlar bir üslupla göndermeye devam ediyorsunuz.

İletilerinize eğer cevap verilmesini istemiyorsanız, ileti gondermeyebilirsiniz. Dikkatle takip ediyoruz ki, yazdıklarınıza cevap veren üyelere çoğunlukla irrite yanıtlar gönderiyorsunuz. Bu konuda hassasiyetinizi rica ederim. Kimsenin üstüne alındığı yok, sadece bir soru soruyorsunuz ve ona üyelerimiz kendi düşüncelerine göre cevap veriyor.


Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Prenses Isabella - Aralık 26, 2010, 07:04:41 ös
Prenses_İsabella, lütfen forum kuralları ve geleneklerine uygun ileri gönderiniz. Tekrar tekrar uyarmak istemiyorum ama ne yazık ki iletilerinizde, teamullerimizi zorlar bir üslupla göndermeye devam ediyorsunuz.

İletilerinize eğer cevap verilmesini istemiyorsanız, ileri gondermeyebilirsiniz. Ancak yazdıklarınıza cevap veren üyelere çoğunlukla irrite yanıtlar gönderiyorsunuz. A konuda hassasiyetinizi rica ederim. Kimsenin üstüne alındığı yok, sadece bir soru soruyorsunuz ve ona üyelerimiz kendi düşüncelerine göre cevap veriyor.


Sayin skullG; Sizi cok iyi anladigimi saniyorum. Bakiniz ileti gonderirken kullandigim uslup geregi kimseye hakaret etmeden paylasimlarimi sergiliyorum. Ama bana yoneltilen uslupla ayni sekilde A de yonelttim. Bunun neresi yanlis, ben de onu anlamis degilim . Ozur dilerim ama kullanmis oldugum uslupta - usluplarda ben, hatali ya da yanlis birsey goremiyorum. Sadece paylasim kurarken bazan farkli yonlere kayma olasiligi yuksek bir lisan kullandigimiz icin her ne kadar cok dikkatli olsam da sonuc itibariyle telaffuz seklimiz degisik sekillerde de ne yazikki algilanabiliyor, sebebiyet verebiliyor. Bu da sanirim benden kaynakli bir problem degil. Size saygi duyuyorum. Ama bu gercegi de belirtmekte yarar var, dusuncesindeyim.

Bunun disinda neden esprili bir yaklasimi kisitlamaya calisiyorsunuz ? Kisi ya da kisilerin yazarken nasil davranacagina hukmeden bir anlayisla hareket edeceginizi dusunmek istemiyorum. Kisitlanan ya da belirli bir kaliba sokma anlayisinin sizde de varoldugunu dusunmek istemiyorum. Bireyler nasil ve ne sekilde yazarlarsa yazsinlar iceriginde hakaretvari bir uslup barindirilmadigi surece pek de muhim bir mevzu olabilecegini sanmiyorum. Bakiniz dusuncelerinizde, goruslerinizde hakli olabilirsiniz ama bu olaya kendi capimdan baktigimda benim de kendimce hakli oldugum yanlarim olabilir. Saygi duyma, saygi gosterme gibi bir zorunlulugun bulunmasi gerekli olan bir platformda herseyi kontrolu altinda tutmaya calisan bir anlayis sergilerseniz, kusuruma bakmayiniz ama sizi askeri bir yonetimle esdeger gorurum. 

Saygilarimla
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Lethe - Aralık 26, 2010, 07:09:17 ös
Seytan mi :D hangi cagda yasiyoruz biz ? cok merak ediyorum. Dinler donemi coktan sona erdi diye biliyordum acaba ben mi yaniliyorum da hala bazilarimiz ne yazikki seytanin varligindan bahsediyorlar..

Seytan var mi gercekten :D hani nerde .. bize gosterebilir misiniz acaba ? zahmet olmazsa tabi.. Bana seytanin varligini ispatlayin ben de size inanayim.

Saygilarla.

Merhaba;

Sanırım yazınsal iletişimin ve yorum yapan üyelerin genel karakteristik ve düşünsel özelliklerini bilmediğnizden/bilmediğimizden bazen yazdıklarını -yazınsal iletişiminde etkisi ile- farklı yorumlayabiliyoruz. Bu konuda da Sayın Isabella' nın sözünü ettiği benim anladığım kadarı ile "skolastik düşünce Aısı", "yaygın teokratik yönetim anlayışı"... Malumunuz dünya, düşünce yapısı itibariyle sosyal, bilimsel, hukuksal ve bir çok anlamda değişti, gelişti. Bu anlamda teokrasi ile yönetilen ülkeler yok mu ? Evet, elbette var ancak gelişen dünyanın neresinde bulunuyorlar !
Açık olmak gerekirse konu başlığına yapılan yorumları ilk okuduğumda (şeytan ile ilgili olanları) ben de "yok artık" dedim kendi kendime ancak herkesin kendi düşüncesidir diyerek sessiz kalmayı uygun gördüm. Ancak madem ki yorumlar yapılıyor, bende düşüncemi ekleyeyim:
Böylesi sosyal bir konuyu fantastik bir film senaryosuna çevrilmiş bence de :)

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: baron - Aralık 26, 2010, 07:19:52 ös
Seytan mantigini gormek istersen kendine aynada bakip gorebilirsin.Soylemek istediklerin ve dusunduklerin senin sahsi fikrin olduguna dair suphe icindeyim.Eger sen bunlarin kendi dusuncelerin olduguna inanabiliyorsan soyleyecek bir lafim yok.Ayrica insanlarin hep ALLAH'in var olmadigina inanmasi,onu inkar etmek te seytanin varligina ayit bir kanit'tir..Sanirim bu yazimda seytanin mantigi hakkinda  bazi seyleri kavrayabilmissinizdir.

Saygilarimla
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Prenses Isabella - Aralık 26, 2010, 07:24:01 ös
Seytan mantigini gormek istersen kendine aynada bakip gorebilirsin.Soylemek istediklerin ve dusunduklerin senin sahsi fikrin olduguna dair suphe icindeyim.Eger sen bunlarin kendi dusuncelerin olduguna inanabiliyorsan soyleyecek bir lafim yok.Ayrica insanlarin hep ALLAH'in var olmadigina inanmasi,onu inkar etmek te seytanin varligina ayit bir kanit'tir..Sanirim bu yazimda seytanin mantigi hakkinda  bazi seyleri kavrayabilmissinizdir.

Buyrun Sayin skullG ; bu ifade bicimine ne diyorsunuz? Arkadasimizin kullanmis oldugu bu uslup dogru ve sizce hatali degilse o zaman tek tarafli olarak neden hep bana yoneliyorsunuz ? Lutfen bunu aciklar misiniz ?

Sahsen ben, Arkadasimizin bana atfen yoneltmis oldugu bu uslupta birsey goremedim. Dusuncelerini rahatlikla bana aktarmistir. Sayin Baron; sizden de ozur dilerim, paylasiminizi orneklem olarak gosterdigim icin..
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Lethe - Aralık 26, 2010, 07:34:49 ös
Seytan mantigini gormek istersen kendine aynada bakip gorebilirsin.Soylemek istediklerin ve dusunduklerin senin sahsi fikrin olduguna dair suphe icindeyim.Eger sen bunlarin kendi dusuncelerin olduguna inanabiliyorsan soyleyecek bir lafim yok.Ayrica insanlarin hep ALLAH'in var olmadigina inanmasi,onu inkar etmek te seytanin varligina ayit bir kanit'tir..Sanirim bu yazimda seytanin mantigi hakkinda  bazi seyleri kavrayabilmissinizdir.

Saygilarimla

Sayın baron;

Konuyu bir tartışma ortamına çekmek yada konu başlığından uzaklaştırmak değildir amacım (kendi adıma)...  İletinizi forum geneline gönderdiğinizden üzerime alınmadan objektif bir şekilde yorumlamak isterim. Şeytan denilince neden sürekli her kötülüğün anasıdır gibi bir düşünceye kapılıyor ki ! Yani kendini geliştirmeyen, hiç okumayan, araştırmayan bir insanın varmış olduğu kanaatlerde şeytanın ne gibi bir etkisi olabilir ki ! Ayrıca Allah' ın varlığını inkar eden bir birey Şeytan' ın varlığını da inkar etmelidir mantıken ! Hem Şeytan' da bilinen en güçlü, en kutsal varlığa başkaldırdığından şapka çıkarılması gereken bir cesaret göstermiştir.
Konunun yeterince dışına çıktık sanırım. Şeytanla ilgili görüşlerinizi bildirmek ve konuyu irdelemek isterseniz ayrı bir konu başlığı altında veya mesajlaşarak devam edebiliriz.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: baron - Aralık 26, 2010, 07:39:36 ös
Ben ozur dilemenizi gerektirecek hicbir sey goremiyorum.Yazdiklariniz sizin kisisel dusuncenizdir,ama uslubunuz diger uyeler tarafindan elestirilebilir, bu normaldir.Sadece benim takildigim tek bir sey var, oda yoktan yere tartismada benim alingan oldugumu belirtmissiniz.Size bunu ne hissetirdi bilmiyorum ama genelde ben dusuncelerimi her zaman kararli bi sekilde savunurum.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Waldow - Aralık 26, 2010, 07:45:54 ös
Alıntı
Seytan mantigini gormek istersen kendine aynada bakip gorebilirsin.Soylemek istediklerin ve dusunduklerin senin sahsi fikrin olduguna dair suphe icindeyim.Eger sen bunlarin kendi dusuncelerin olduguna inanabiliyorsan soyleyecek bir lafim yok.Ayrica insanlarin hep ALLAH'in var olmadigina inanmasi,onu inkar etmek te seytanin varligina ayit bir kanit'tir..Sanirim  yazimda seytanin mantigi hakkinda  bazi seyleri kavrayabilmissinizdir.





Buyrun Sayin skullG ;  ifade bicimine ne diyorsunuz? Arkadasimizin kullanmis oldugu  uslup dogru ve sizce hatali degilse o zaman tek tarafli olarak neden hep bana yoneliyorsunuz ? Lutfen bunu aciklar misiniz ?

Sahsen , Arkadasimizin bana atfen yoneltmis oldugu  uslupta birsey goremedim. Dusuncelerini rahatlikla bana aktarmistir. Sayin ; sizden de ozur dilerim, paylasiminizi orneklem olarak gosterdigim icin..


Sn. Isabella  tarafsız bir şekilde yorumları okuduğumda sizin karşı tarafı sinirlendiren ve kışkırtan bir üslup kullandığınızı gördüm. neyi nasıl yazdığınızı gayet iyi bilecek kadar zekisiniz. Sn.SkullG nin uyarısı da gayet açık bende okurken çok rahatsız oldum umarım bu konuşma tarzınızı değiştirirsiniz.

saygılar.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: baron - Aralık 26, 2010, 07:47:42 ös
Sayin Letha:     

           Yazdiginiz yorumdan cok etkilendim.Sadece seytanin yaptigi yaradicisina karsi gelmektir.Bunun kabul edilicek bir yanini goremiyorum.Mutlak guc sahibi olan Allah'a karsi gelmek degil de, butun kotuluklerin anasi olan cennet'ten kovulmus  seytana karsi gelmek bir cesaretin gostergesi olabilir..
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Prenses Isabella - Aralık 26, 2010, 08:04:22 ös
Anladim Sayin Waldow; dusuncenizi ogrenmem benim icin de iyi oldu. Bundan sonra daha dikkatli olmaya calisirim.

Saygilarla,

Ben ozur dilemenizi gerektirecek hicbir sey goremiyorum.Yazdiklariniz sizin kisisel dusuncenizdir,ama uslubunuz diger uyeler tarafindan elestirilebilir, bu normaldir.Sadece benim takildigim tek bir sey var, oda yoktan yere tartismada benim alingan oldugumu belirtmissiniz.Size bunu ne hissetirdi bilmiyorum ama genelde ben dusuncelerimi her zaman kararli bi sekilde savunurum.

Tesekkur ederim Sayin Baron; ama konuya ilk mudahale eden siz oldugunuz icin ben bu sekilde bir tabir kullandim. Yoksa kisisel olarak sizi direkt olarak almadim, kastetmedim. Gorusler paylasilirken ben daha cok icerigine onem veririm. Kullanilan uslup ya da ifade bicimine pek bir takilmam. Ama bu, genel anlamda cok da onemsendigi icin ki ben hala savunuyorum, benim hassas oldugum nokta degildir, dusuncenizde neyi ifade etmeye calisiyorsaniz calisiniz benim icin samimiyet on plandadir. Samimi bir sekilde yazilan hersey ictenlikle yazildigi icin kisilere gore farkli anlamlar yukleyebilir. Ama bu kisilere gore degiskenlik arzettiginden bunun sorumlusunu tek bir yone kilitlemek bence yanlistir.

Sayin skullG; lutfen burada Forum Kurallarinizi elbetteki sorgulama gibi bir hakkim olmadigini soylemek istiyorum. Yanlis anlasildiysam ozur dilerim. Kisisel gorusum geregi ben, her zaman icin Kurallardan ve Adil bir bicimde uygulanmasindan, adaletli bir sekilde yaptirim uygulamalarindan yanayim. Bunu da zaman zaman sklikla belirtmisimdir.  

Degerli paylasimlar diliyorum.

Saygilarimla
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Lethe - Aralık 26, 2010, 08:14:24 ös
Sayin Letha:     

           Yazdiginiz yorumdan cok etkilendim.Sadece seytanin yaptigi yaradicisina karsi gelmektir.Bunun kabul edilicek bir yanini goremiyorum.Mutlak guc sahibi olan Allah'a karsi gelmek degil de, butun kotuluklerin anasi olan cennet'ten kovulmus  seytana karsi gelmek bir cesaretin gostergesi olabilir..

Sayın baron;

Merak ediyorum; 2 metre boyunda ve 210 kg. ağırlığında bir adam külhanbeylik yapablir misiniz ? Üstelik sizi yok edebileceğini, öldüreceğini bile bile ! Belki bu örnek verdiğim örneği idrak etmenizi kolaylaştırır ! Sözünü ettiğim Şeytan' ın iyi yada kötü bir şey yaptığı değildir. Sözünü ettiğim ne olursa olsun sonucunu göze alarak göstermiş olduğu cesarettir. Bu anlamda sanırım ifadelerimi daha açık bir şekilde belirtmiş oldum.

Saygılarımla,

NOT: Konu başlığından ziyadesi ile uzaklaşmış olduğumuzdan daha öncede belirtmiş olduğum gibi dilerseniz konuyu ayrı bir başlık altında tartışabilri veya mesajlaşarak devam ettirebiliriz. Ancak ben bundan sonra "Nedir Bu Kaos" konusuna dönmek niyetindeyim. Bilgilerinizi önemle rica ederim !
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: calatrava - Aralık 26, 2010, 08:14:47 ös
Burayı okuyarak dünyada neden sürekli karmaşa var görülebilir sanırım. Basit bir konu aslında ama nasıl da hemen alevleniveriyor..
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Lethe - Aralık 26, 2010, 08:22:53 ös
Burayı okuyarak dünyada neden sürekli karmaşa var görülebilir sanırım. Basit bir konu aslında ama nasıl da hemen alevleniveriyor..

Sayın Calatrava;

Kesinlikle haklısınız. Yeryüzündeki insan sayısı kadar düşünce sayısı vardır diye sevdiğim bir söz var. Yalnız bir kaostan söz ediliyorsa bu toplumsal bir ihtiva içerir. Sosyolojik bir yönü vardır yani. Çok yönlü açıklanabilir :)

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: calatrava - Aralık 26, 2010, 08:35:33 ös
Burayı okuyarak dünyada neden sürekli karmaşa var görülebilir sanırım. Basit bir konu aslında ama nasıl da hemen alevleniveriyor..

Sayın Calatrava;

Kesinlikle haklısınız. Yeryüzündeki insan sayısı kadar düşünce sayısı vardır diye sevdiğim bir söz var. Yalnız bir kaostan söz ediliyorsa bu toplumsal bir ihtiva içerir. Sosyolojik bir yönü vardır yani. Çok yönlü açıklanabilir :)

Saygılarımla,

Ben buna da kültür veya toplum mühendisliği demeyi yeğlerim. İnsanların büyük çoğunluğunun kolay ateşlenebildiği bir dünyada yaşıyoruz sn lethe
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: popperist - Aralık 26, 2010, 09:16:23 ös
           Hergün farkı bir tartışma, farklı suikast planları, farklı  bomba ihbarı, farklı bir protesto yürüyüşü. Bu sadece bizim ülkemizde değil dünyada böyle gördüğümüz kadarıyla. Trt programlarında sürekli halkı uyandırma çabası "bizi birbirimize düşürüyorlar". Neden birbirimize düşüyoruz kavga ediyoruz ? Şu güzelim kısa hayatımızda neden anlaşamıyoruz ?

          Bazı güçlerin, artık siz nederseniz deyin sulh istemediği kesin ve fitne çıkartıp dünyadaki kaosu sağlıyorlar. Doğrudur fakat temelinde yatan sebep o değil. Daha derinde yatan sebep insanlığımızın ilk önce ben demesidir. Bencillik, açgözlülük, hırs, cimrilik, haset... Sebep biziz. Kürt sorunu, ermeni sorunu bu sorunları hiç fedakarlık göstermeden çözebileceğimize inanıp duruyoruz. Ne özür diliyoruz ne de oturup adam gibi konuşuyoruz. Konuşmadan anlaşmaya varıcağımızı sanıyoruz. Birileri konuşmaya çalışıncada teröristlerle masaya oturulur mu diyoruz ? Sormuyoruz sen neden terörist oldun ? Ne yaptık biz sana ?
     
         Artık suçu başkalarını atmayı bırakmamız lazım. Elbette şeytan dünyada kaosu sağlamak için elinden gelen herşeyi yapıcaktır. Fakat kullandığı suç aleti bizlerdeki nefsimiz. Nefsimizi dinlemeyi ne zaman terk edersek kaos o zaman biter. İrademizi şeytana teslim ederek mutluluğu kaosun içinde arıyoruz.
         
 
         


Sorunlara çok uzaktan bakmışsınız Sayın Sun. Kısa yazınızda o kadar çok soruna değinmişsiniz ki, bunların nedeni olarak "bencilliği" göstermeniz bazı sorunlara geniş, bazılarına da dar gelmiş. Her bir sorunu detaylı olarak tanımlamadan bunlara kısa yoldan bencillik diye neden gösterip, her insanın insanlık namına sorumlu tutulması da bence ayrı bir kaos yaratır.

Tek bir konuya değineceğim;

Kürt sorununu çıkartan taraf PKK'nın kendisiyken, bu adamlara ne diye taviz vereceğiz? Kürt sorununu besleyen şey, Kürtlere yapılan ayrımcılık değildir. Kürt sorununu besleyen şey, bölge ekonomisinin hala feodaliteye dayanmasıdır. Bugün Kürdistan diye bir devlet kurulsa orada, feodalite, aşiret, ve toprak sistemi sürdükçe, o bölgede huysuzluk da bir türlü bitmeyecektir. İnsanlar orada T.C'ye karşı olmak ve T.C'ye karşı silahlanmak için enerjilerini tüketeceklerine, oranın sanayileşmesi için enerjilerini tüketseydiler, ne aşiret sistemi kalırdı, ne de fakirlik. Antikiteden kalan marksizmle kendi kafalarında ütopik bir devlete ulaşma hayali içinde hem kendilerine, hem de karşılarındakine zarar verdiler. Hala da veriyorlar. Şimdi bunlara neyin tavizini vereceksiniz Allah aşkına? Yerden göğe kadar haksız olan biri sırf elinde silah tutuyor diye "uzlaşılması gereken" diye sınıflandırılırsa, asıl kaos o zaman başlar. Haksız olanla hiçbir pazarlık yapılmaz.

Saygılar.



Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Prenses Isabella - Aralık 26, 2010, 09:25:49 ös

Ben buna da kültür veya toplum mühendisliği demeyi yeğlerim. İnsanların büyük çoğunluğunun kolay ateşlenebildiği bir dünyada yaşıyoruz sn lethe


Ayni fikirdeyim Sayin  Calatrava :)
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Prometheus - Aralık 26, 2010, 10:01:39 ös
Sayın isabellaya kısmi olarak, sayın popperiste de tamamen katılıyorum. Sayın Lethe'nin düşünce mantığını da çok beğendim, olması gereken bir bakış açısı.

Araştırmadan, sorgulamadan, kıyaslamadan, direk suçu şeytana atmak işin kolaycılığı gibi geliyor. o zaman kimsenin bir şey yapmasına gerek yok, nasıl olsa suçlu şeytan, hem birde kader olayı var, zaten her şey önceden yazılmış çizilmiş.
Ben bu bakış açısıyla dünya görüşümü, hayat felsefemi yerli yerine oturtamıyorum maalesef.

Uygar toplumlar, sosyoloji, psikoloji, toplum hareketleri gibi bilim dallar ve kürsüler kurarken, biz onlar kadar boşuna zaman kaybetmiyoruz. Sanırım neden onlar gibi olamadığımızı bu yüzden düşünüp duruyor ve müslümanlığın altın çağı sanılan osmanlıya özenti ile günlerimizi geçiriyoruz. Oysa ondan önceki bizans imparatorluğu neredeyse iki kat uzun ömürlü olduğunu düşünmüyoruz. Neden bütün müslüman ülkelerindeki üniversitelerin 2 katının sadece amerika’da olduğunu düşünmüyoruz. Toplumun üzerinde bir kültür seviyesine sahip üniversitelilerin neden yumurta düşkünü olmaya başladığını düşünmüyoruz.
500 kişilik bir köye 5000 kişilik cami yaparken, bu köyde niye okul yok diye sormuyoruz.
[Son 105 yılda 14 milyon Yahudi bilim dalında 100’ün üzerinde Nobel ödülü kazanırken, 1.4 milyar Müslüman yalnızca üç Nobel kazandı diye düşünmüyoruz.
İslam Konferansı Örgütü'nün ( OIC ) 57 üyesi ülkelerin tümünde 500 adet üniversite bulunmaktadır ve üniversite başına üç milyon Müslüman düşmekteyken, sadece ABD'de 5758 üniversite olmasını umursamıyoruz.
2004 yılında Shanghai Jiao Tong Üniversitesi " Dünya Üniversitelerinin Akademik Değer Listesi" ni hazırlamış ve ilginçtir ki Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiç birinden ilk 500 e giren üniversite yoktur.
UNDP tarafından toplanan verilere göre Hristiyan dünyasında okuma-yazma bilenlerin oranı neredeyse % 90 ve bunlardan 15 Hristiyan çoğunluğa sahip ülkede okuma-yazma oranı % 100 dür.
İlginçtir, OIC üyesi 57 ülkenin gayrı safi milli hasılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır.
ABD, tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte, Çin 8 trilyon dolar, Japonya 3.8 trilyon dolar ve Almanya 2.4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır.
( Satın alma gücü eşitlenerek hesaplama yapılmıştır. )(Alıntıdır)]
Bu verileri de umursamıyoruz.
Eğitime önem vermeyen, üretmeyen bir ülkenin tam bağımsız olamayacağını es geçip kötülüğü illüminatide, siyonizm de, masonlar da, kemalistler de, nefsimizde, şeytanda bulup işi bitiriyoruz.

Siz suçluyu şeytan olarak görebilirsiniz, ben ise suçu cehalette, hazır sunulmuş hikaye ve haberlerde buluyorum. O yüzden trt gibi kanalları seyretmeyi 3-4 sene önce bıraktım, hatta televizyonu bile kaldırdım.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: AthenS - Aralık 27, 2010, 06:14:26 ös
Seytan mi :D hangi cagda yasiyoruz biz ? cok merak ediyorum. Dinler donemi coktan sona erdi diye biliyordum acaba ben mi yaniliyorum da hala bazilarimiz ne yazikki seytanin varligindan bahsediyorlar..

Seytan var mi gercekten :D hani nerde .. bize gosterebilir misiniz acaba ? zahmet olmazsa tabi.. Bana seytanin varligini ispatlayin ben de size inanayim.

Saygilarla.


Sayın Isabella;

Siz hiç hayatı boyunca acı çekmeyen bir insanla karşılaştınız mı ?
Şeytan insanların ruhunu taciz eder,kötülüğe ve gaflete davet eder.Şeytan'ın tacizlerinden bunalan insan en sonunda sizin gibi yenilir ve Şeytan'a teslim olur.Kimi nefsiyle teslim olur,Kimi beyniyle,Kimi yüreğiyle,Kimi istemeyerek...Şeytan'a yenilmeyenler bir dine (Müslümanlık,Musevilik,Hristiyanlık) mensup olan insanlardır ve mensup olduğu dinin gereğini yerine getirmeye çalışanlardır.Çamurdan yaratılmış insanın,inanın şuan ulaştığı gaflet,Şeytanın yardımıyla olmuştur.İnsanoğlu'nun özünde Zina yapmak,Hırsızlık yapmak,Birini Öldürmek,haketmeyerek sahip olmak yoktur.Bu saydıklarım ancak ve ancak Şeytan'ın yardımıyla ve destekçileriyle gerçekleşir.
Yürekten istiyorum,Tanrı kalbinize,ihtiyacınız olan inancı bahşetsin*

                                                                                                          Saygılarımla - AthenS*
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Prenses Isabella - Aralık 27, 2010, 07:28:33 ös
Merhaba, tanisiyor muyduk biz ? daha once sizi hic bu forumda gormedim.Ha yeni katilimciymissiniz pardon.. Gerci yeni katilimci olan arkadaslarimizdan kimilerinin paylasimlari itibariyle bilgi seviyeleri yuksek oldugu icin hemen tanima firsatini buluyorum da sizi pek farkedemedim..   

Siz hiç hayatı boyunca acı çekmeyen bir insanla karşılaştınız mı ?

Karsilasmadim.

Şeytan insanların ruhunu taciz eder,kötülüğe ve gaflete davet eder.

Bunu siz dusunuyorsunuz, size gore dogru olan bir dusunce olabilir ama bana gore degil. Olaya farkli bir acidan bakiyorum.

'' Göklerdeki Babamız, adın kutsal kılınsın.
Egemenliğin gelsin.
Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de senin istediğin olsun.
Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver.
Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi,
Sen de bizim suçlarımızı bağışla. Ayartılmamıza izin verme.
Kötü olandan bizi kurtar.
Çünkü emenlik, güç ve yücelik sonsuzlara dek senindir. 
Amin. ''

Hiristiyan olmadigin icin bu duada yeralan '' ayartilmamiza izin verme '' olayini baska turlu bir sekilde idrak edebilme ihtimalin yuksektir.

 
Şeytan'ın tacizlerinden bunalan insan en sonunda sizin gibi yenilir ve Şeytan'a teslim olur.

Beni kisisel olarak tanimiyorsunuz, tanimadiginiz icin de hayatim hakkinda en ufak bir bilgiye sahip olamadiginizdan en sonunda mi en basta mi yenildigim ya da hala yenilmedigim mi soz konusu bunu hicbirbicimde bilemezsiniz. Bu yuzden de size kendim hakkinda ileri geri konusma hakkini asla vermiyorum. Haddinizi bilin. Baskalari hakkinda atip tutma gibi basitce davranis sergileyerek herkesi kendiniz gibi sanmaniz sizin acinizdan da korkunc birsey. Cunku tanimadiginiz insanlar hakkinda herhangi bir yargiya varmaniz sizin kendinizi yansitmaniz olacaktir ki, artik bundan da ne demek istedigim gayet acik bir sekilde anlasilabilinir sanirim..



 

Yürekten istiyorum,Tanrı kalbinize,ihtiyacınız olan inancı bahşetsin*

                                                                                                          Saygılarımla - AthenS*

Tanrimla arama sen giremezsin.. Birak da onu kendim ve O dusunsun. Ben O' nun kuluyum. O' nun hakkimdaki gorusleri muhimdir. Dogru ve esas olan da budur :)

Saygilar bizden efendim bir baska konularda da asla karsilasmamak uzere..
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Prenses Isabella - Aralık 27, 2010, 07:36:11 ös

Sanırım yazınsal iletişimin ve yorum yapan üyelerin genel karakteristik ve düşünsel özelliklerini bilmediğnizden/bilmediğimizden bazen yazdıklarını -yazınsal iletişiminde etkisi ile- farklı yorumlayabiliyoruz. Bu konuda da Sayın Isabella' nın sözünü ettiği benim anladığım kadarı ile "skolastik düşünce Aısı", "yaygın teokratik yönetim anlayışı"... Malumunuz dünya, düşünce yapısı itibariyle sosyal, bilimsel, hukuksal ve bir çok anlamda değişti, gelişti. Bu anlamda teokrasi ile yönetilen ülkeler yok mu ? Evet, elbette var ancak gelişen dünyanın neresinde bulunuyorlar !
Açık olmak gerekirse konu başlığına yapılan yorumları ilk okuduğumda (şeytan ile ilgili olanları) ben de "yok artık" dedim kendi kendime ancak herkesin kendi düşüncesidir diyerek sessiz kalmayı uygun gördüm. Ancak madem ki yorumlar yapılıyor, bende düşüncemi ekleyeyim:
Böylesi sosyal bir konuyu fantastik bir film senaryosuna çevrilmiş bence de :)


Aynen :D Tesekkurler Sevgili Lethe; beni anlayabildiginiz icin .. sanirim kendimi ifade edememe gibi bir noksanlik yasiyorum:)

En derin saygilarimla     
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Lethe - Aralık 27, 2010, 08:12:13 ös
Merhaba;

Çok uğraşıpta "Forum Kuralları Madde 4 gereği konuyu toparlamamıza ve sonrasında şahane yorumları okuyarak keyif almamıza rağmen sayın athenS' i, tekrar farklı bir konuya dönerek (Madde 4 ihlali) bir üyenin iletisini devam ettirmek suratiyle (Sayın Prenses Isabella' nın) ve üslup olarakta Madde 5' e konu olabilecek bir hitap şekli ile kınıyorum.  Tabii sayın athenS' in konu ile ilgili ısrarı Madde 3' ü de ihlal anlamına geliyor.  En önemli forum kuralı ise (bu konus için) Madde 12 oluyor sanırım. Özellikle "Şeytan'ın tacizlerinden bunalan insan en sonunda sizin gibi yenilir ve Şeytan'a teslim olur" ifadesi çok kışkırtıcı olmuş !

Kimseyi savunmak değil amacım ancak haksızlığada yapım gereği tahammül edemiyorum. Bu anlamda sayın athenS' i forum kurallarına uymadığından ötürü kınıyorum.

Sayın Promethesu, yorumunuzu okurken mest oldum, ellerinize, zihninize sağlık.

İlgili Forum Kuralları:
Madde 3: Bir mesaj sadece ilgili TEK alana gönderilmelidir. Birden fazla alanla ilgili gözüken mesajlar en çok ilgili bulunduğu alana gönderilmelidir. Aynı konu birden fazla kez açılmamalıdır.
Madde 4: Alanlara konusu dışında mesaj gönderilemez.
Madde 5: Üyeler arasında sert tartışma ve polemikler yaratacak mesajlar foruma gönderilemez.
Madde 12: Forum bilgi paylaşım merkezi olduğu için gereksiz-kişisel tartışmalara-atışmalara girmek yasaktır. Paylaşmak dışında yönelim içeren mesajlar uyarıda bulunmaksızın silinir. Aynı mesajların tekrar yazılması ve/veya forum yönetimine mesaj alanında yazılarak soru sorulması eylemlerinde bulunanların erişimleri kısıtlanarak üyelikten çıkartılırlar.

Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Prometheus - Aralık 27, 2010, 11:07:33 ös
Sayın Promethesu, yorumunuzu okurken mest oldum, ellerinize, zihninize sağlık.


Beğenmenize, değer vermenize inanın çok sevindim, ancak böyle ortamlarda insan herşeyi tam anlamıyla anlatamıyor, hele konular basit şeyler değilse.
İslamiyet inancına göre şeytan son yüzyıldır insanlara musallat olmadı, o ilk baştan beri var. O halde son zamanlardaki kaosu şeytana bağlamak doğru olamaz. Bir kere kendi içinde çatışan, çürüyen bir fikir bence. Ancak bunu iddia eden arkadaşlarımın, düşüncelerini, değerlerini, doğru bildiklerini yeniden gözden geçirmelerini, çok katı bir özeleştiri yapmalarını ummaktan başka bir dileğim yok şimdilik.

Kaos yokmu? elbette var. Bunun sebebide aslında foruma koyduğum bir kaç konuda net olarak açıklanmıştı. Ancak üzerinde hiç tartışılamadan kaybolup gitti(http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=10250.msg66559;highlight=b (http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=10250.msg66559;highlight=b)üyük+unutuş#msg66559). Sorun, son zamanlarda ortaya çıkmamıştı, kaosu bu kültür onbin yıldır yaşıyordu. Ancak son zamanlarda şiddeti iyice arttı ve artmaya devam ediyor. "Kaynayan kurbağa" adlı konuda da bu çok güzel anlatılmıştı. (http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=10326.msg66849;highlight=kaynayan+kurba (http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=10326.msg66849;highlight=kaynayan+kurba)ğa#msg66849)Sonuç olarak su kaynamaya başladı bile ve biz sona geldik artık.

Saygılarımla...
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: sun - Aralık 28, 2010, 08:57:21 ös
Alıntı
Sorunlara çok uzaktan bakmışsınız Sayın Sun. Kısa ınızda o kadar çok soruna değinmişsiniz ki, bunların nedeni olarak "bencilliği" göstermeniz bazı sorunlara geniş, bazılarına da dar gelmiş. Her bir sorunu detaylı olarak tanımlamadan bunlara kısa yoldan bencillik diye neden gösterip, her insanın insanlık namına sorumlu tutulması da bence ayrı bir kaos yaratır.
Tek bir konuya değineceğim;
Kürt sorununu çıkartan taraf PKK'nın kendisiyken,  adamlara ne diye taviz vereceğiz? Kürt sorununu besleyen şey, Kürtlere yapılan ayrımcılık değildir. Kürt sorununu besleyen şey, bölge ekonomisinin hala feodaliteye dayanmasıdır. Bugün Kürdistan diye bir devlet kurulsa orada, feodalite, aşiret, ve toprak sistemi sürdükçe, o bölgede huysuzluk da bir türlü bitmeyecektir. İnsanlar orada T.C'ye karşı olmak ve T.C'ye karşı silahlanmak için enerjilerini tüketeceklerine, oranın sanayileşmesi için enerjilerini tüketseydiler, ne aşiret sistemi kalırdı, ne de fakirlik. Antikiteden kalan marksizmle kendi kafalarında ütopik bir devlete ulaşma hayali içinde hem kendilerine, hem de karşılarındakine zarar verdiler. Hala da veriyorlar. Şimdi bunlara neyin tavizini vereceksiniz Allah aşkına? Yerden göğe kadar haksız olan biri sırf elinde silah tutuyor diye "uzlaşılması gereken" diye sınıflandırılırsa, asıl kaos o zaman başlar. Haksız olanla hiçbir pazarlık yapılmaz.
Saygılar.

Sayın popperist
Öncelikle verdiğiniz güzel cevaplardan ötürü teşekkür ederim.

Bazı sorunlara bencillik dar gelmiş olabilir haklı olabilirsiniz fakat sizden bencilliğin dar geldiği bir soruna yönelik bir örnek vermenizi rica edeceğim.
Öteyandan insanlığın insanlık namına sorumluluk hissetmesinin ayrı bir kaos durumu yaratacağına dair cümleniz var.Anladığım kadarıyla yasa dışı örgütler ve kuruluşları kastediyorsunuz.  Fakat  onları kast etmedim. Ben şahsın insanlığa karşı sorumlu olmasını yasalar ve kurallar içerisinde olması gerektiğini savunuyorum.Vermek istediğim düşünce insanların başkalarının mutluluğu için yaşayarak daha mutlu olacağı. Bugünki durum ise tam tersi herkes kendisi için bir şeyler yaparak mutlu olacağını zannediyor. Umarım açıklayabilmişimdir.

Feodalite kürt sorununun temel sebeblerinden bir tanesi katılıyorum fakat pkklı okuyan mühendis, doktor v.b. bir çok örnek var. Hemen hemen her üniversitede Pkklı gençler var. Peki  gençler neyden besleniyor ? Ortada hiç bir hatamız yoksa,  halk niye ayaklanıyor ? Ateşin olmadığı yerden duman çıkmaz derler atalarımız. Yeri geldi yerden göğe kadar haksız olan bir sürü devletle gücü silahı var diye de antlaşmalar yaptık, yapmak zorundaydık. Sorunu çözmek için konuşmamız lazım.

 Pkk nın ve diğer destekçilerinin bugünkü ideolojileriyle bir yere varamıyacakları apaçık. O yüzden Devletin farklı fikirlere ve çözümlere ihtiyacı var. Bir yöntem belirlemişiz, sonuç hep yanlış, aynı yöntem ile sorunu tekrar tekrar çözmeye çalışıyoruz.

Saygılar
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: popperist - Aralık 29, 2010, 11:11:44 ös
Sayın Sun,

Bencilliğin dar geldiği bir soruna örnek olarak, kolektivizmi verebilirim.

Kolektivizm, bencillik değildir. Bilakis, başka insanların mutluluğu uğruna çalışmaktır. Fakat bu metod her zaman doğruyu göstermez. Pkk'lı gençlerin çoğu radikal. Radikallik, her zaman insan yığınlarından farklı özellikler gösterir. Kararlılık, sebat, zeka, çalışkanlık vb. gibi. O Pkk'lı gençler içerisinde gerçekten zeki olanları da var. Ve bencil değiller. Bunlar, her kolektivist gibi, başkaları adına, başkalarının mutluluğu adına eylem yapmaya çalışıyorlar. Aslında doktor olarak enerjilerini işlerine verseler ve "bencil" olsalar, müthiş zengin olup, iyi bir hayat yaşayabilirler ve kendi halklarına, cemaatlerine daha fazla katkı sağlayabilirler. Fakat bu insanlar, kolektif uğruna bir şeyler yapma telaşı içindeler, ve bu yüzden onların yarattığı kötülüğün sebebi "bencillikleri" değil, aşırı "diğergamlıkları"dır. Bunun diğer adı altruizm'dir.

Peki diğergam olmakta ne gibi bir kötülük var diye sorabilirsiniz. Dünyadaki çoğu kötülük birilerinin başkalarının iyiliği için hareket etme hakkını kendisinde görmesiyle başlar. Radikal sol, bunun apaçık örneğidir.

Saygılar.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: sun - Aralık 30, 2010, 10:24:41 öö
Sayın Popperist

Verdiğiniz pkklı genç örneği bence yanlış bir örnek. Burada çok aşırılık var.Başkaların hakkını savunurken doğru düşünmelisiniz çünkü başka bir halkın hakkını çiğniyorsunuz. Yani demek istediğim suçsuz bir sivili öldürerek, yani sivilin hakkını girerek, adaleti ve eşitliği sağlamaya çalışan pkklı örneği burada kolektivizm için yanlış örnek. Yada bencilce bir hareket.Egolar işin içine giriyor.

Peki birilerine iyilik yaparken birilerine zulmetmek sizce başkaların mutluluğu için yaşamak mıdır ? Zannediyorum ben açık olamadım bir önceki yazımda. Net olarak demek istediğim başkalarının mutluluğu için çabalarken birilerine mutsuzluk vermek başkaların mutluluğu için çabalamak değildir. Zorbalık, eşkıyalıkdır, robinhoodluktur.

Başkalarının iyiliği mutluluğu için çabalayan insan kendinden fedakarlıklık verir başkalarından zoraki yararlanılarak yapılan iyilik birilerine mutluluk getirebilir fakat birilerine mutsuzluk getirir.Anlatabildim mi acaba ?


Saygılar
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: ceycet - Aralık 30, 2010, 10:39:45 öö

Hangi Kaos?...

Ülkemizdeki mi,İnsanlığın üzerindeki mi?

Terör ve şiddetle kaosu karıştırmak mı doğru olan,insanın kendi kurtuşuna yönelik kaoslamı başetmesi gereken?
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: popperist - Aralık 30, 2010, 06:18:07 ös
"Net olarak demek istediğim başkalarının mutluluğu için çabalarken birilerine mutsuzluk vermek başkaların mutluluğu için çabalamak değildir. Zorbalık, eşkıyalıkdır, robinhoodluktur."

Aynen öyle.

Fakat benim oradaki örneğime uygun insanlar da var. Ben, bencilliğin neden olmadığı bir kötülük örneği gösterdim. Birisi, sözümona halkının ezildiğini düşünerek, belli bir kitleye karşı silahlı mücadeleye giriştiğinde, bunun bencillikle hiçbir ilgisi kalmaz. Bunun neresinde bir bencillik var? Yok. Neden Che, o kadar insanın kanı eline bulaştığı halde, hala kahraman görülür? Che burada iyi bir örnektir. İnsanların bir kısmı Che'yi kutsallaştırır (hatta bir parti son kurultayında fotoğrafını filan asmıştı) çünkü, onun gerçekten bencil olmadığını, ve kendini feda ettiğini, sizin deyiminizle kendinden feragat ettiğini düşünür. Bu, bozuk bir mantıktır. Temelleri yanlıştır. Robin Hood örneğiniz de bu duruma gayet iyi uyar. Ben bununla, sadece bencil olmayan ama iyi düşünülmediği için kötülüğe neden olan bir örnek istediğiniz için bunu gösterdim. Pkk içinde de birçok Che'ler var. Onların sıktığı kurşuna saygı duyan ve bunun bir kötülük değil, bırakın kötülüğü, "iyilik" olduğuna inananlar var.

Yoksa sizin iyi niyetinizi sorguluyor değilim. Siz de iyi niyetli olarak bunu söylüyorsunuz, ama kaçırdığınız noktalar var. Ben de bunu gösteriyorum.

Saygılar.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: sun - Aralık 31, 2010, 08:31:34 ös
Sayın Popperist

Haklı olabilirsiniz.

Saygılar
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Rohani - Aralık 31, 2010, 09:45:34 ös
Şeytan gibi Sembolik anlatımlar hakkında bir yorum yapılmasının gerekli olduğunu düşündüm...

Bundan Dolayı özellikle ''Şeytan'' hakkında bir paylaşım yapacağım.

“Şeytan” veya “İblis” kavramları da teşhis ve intak sanatı kullanılarak şahıslaştırılıp konuşturulan alemdeki “kötülük durumlarını” ve insandaki “kötülük dürtülerini” ifade ediyor. Yoksa insanın dışında kazma dişli, çirkin suratlı harici bir varlık değildir. Bunu en iyi Peygamberimizin şu sözlerinden anlarız: “Şeytan, sizin içinizde kanın damarda dolandığı gibi dolanır.” (Buhari; İtikaf, 956), “Şeytan uyuyanın genzinde geceler” (Buhari; Bed’ul-Halk, 1359) “Şeytan da, melek de insanoğluna birtakım şeyler atarlar. Şeytanın işi kötülüğe çağırmak, sonu fena ve zararlı olan şeylere teşvik etmek ve hakkı yalanlamak, haktan uzaklaştırmaktır. Meleğin işi hak ve hayra, iyiliğe çağırmak ve kötülükten uzaklaştırmaktır. Kim içinde hakka, hayıra, iyiliğe çağıran bir ses duyarsa bilsin ki bu Allah’tandır ve hemen Allaha hamdetsin. Kim de içinde kötülük ve inkara çağıran bir fısıltı duyarsa ondan uzaklaşsın ve hemen şeytandan Allah’a sığınsın.” (Tirmizi; Tefsir, 2991).

Keza Kur’an’a göre cinlerin/şeytanların tabiatı “kavurucu ateştir” (Hicr; 27)…

Görüldüğü gibi şeytan hep insanla ilişkilendirilerek tasvir ediliyor: İçinde dolanır (öfke, hırs, şehvet kabarması)… Burnunda geceler (burnundan solumak!)… Kalbine atar (içine doğurur, aklına getirir)… Şu halde “kavurucu ateş” kızgınlık, şehvet, öfke, haset, ihtiras gibi dürtülerin ifadesi oluyor. Demek ki iç dünyamızda (zati’s-sudur) “kanın damarda dolandığı gibi dolanan” öfke, kızgınlık, hırs, haset, ihtiras, şehvet vb. dürtüler kişileştirilerek, canlı bir varlıkmış gibi resmedilerek “şeytan” adını alıyor. Bunlar bizi ve çevremizi ateşin odunu yeyip bitirdiği gibi yer bitirir.

Görülüyor ki din dili, kötülere “şeytan” iyilere “melek” diyerek olayları, durumları, duyguları ve dürtüleri kişileştiriyor. İçimizde olanları, dışımıza çıkarıp harici varlıkmış gibi resmederek, kolay anlaşılır, tavır ve vaziyet alınır hale getiriyor. Metafizik olmakla birlikte gayet canlı ve dinamik bir diyaloji (ikili etki-tepki iletişimi) kuruyor. “Dini tecrübe” bu açıdan bilimsel dil ve metotlardan farklıdır. Bu dili iyi kavramamız gerekiyor.

Demek ki “Şeytan sizin apaçık düşmanınızdır, ona tabi olmayın” şu demek oluyor: “Öfke, kızgınlık, hırs, haset, ihtiras, tamah, şehvet vs. sizin apaçık düşmanınızdır, bunların ardınca gitmeyin…”

( Alıntı )


Diğer Sembolik Melek / Ruh / Cin gibi konularda sorular sorulması halinde bu konular hakkında yrı bir başlık açılması halinde yardımcı olabileceğimi düşünüyorum.

Saygılarımla
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: sun - Ocak 01, 2011, 10:15:56 ös
Sn. Rohani

"Meleğin işi hak ve hayra, iyiliğe çağırmak ve kötülükten uzaklaştırmaktır."
Melekler insanları kötülükten(şer) uzaklaştırma gibi bir görevi olduğunu hiç bir yazılı kaynaktan duymadım. Sadece çizgi filmlerde gördüm.Zannediyorum sizin kastettiğiniz Ruh.


"Demek ki iç dünyamızda (zati’s-sudur) “kanın damarda dolandığı gibi dolanan” öfke, kızgınlık, hırs, haset, ihtiras, şehvet vb. dürtüler kişileştirilerek, canlı bir varlıkmış gibi resmedilerek “şeytan” adını alıyor. "

Allah insanlara emaneten kendi ruhundan insanlara üfürmüştür ve o ruhu ona teslim etmemizi ister. Kin, nefret, yalan v.b. afetler nefsimizindir. Sevgi, alçakgönüllülük, tevazu v.b. ise ruhumuzun hasletleridir.

Şeytan nefsimizi kullanarak fikirler üretir ve sana kendi sesinle yaklaşır. Sen senin fikrinmiş zannedersen fakat sana senin sesinle yaklaştığından dolayı kendi fikrin olduğunu zannedersin. Peygamber Efendimizin demek istediği budur.  Öfke, kızgınlık, hırs, haset, ihtiras, şehvet vb. dürtüler nefsimizin afetleridir, Şeytanın ise oyuncaklarıdır. İblis(şeytan) afetlerden resmedilemez.


Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Rohani - Ocak 01, 2011, 10:59:10 ös
Sn, sun

Melekler insana yardımcı olacağına dair ayetler var...Ayrıca Melek konusu bambaşka bir çalışmanın alanıdır Kur'an da istek olursa bu konuda yazabilirm...
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: popperist - Ocak 02, 2011, 12:03:33 öö
Sayın Rohani,

Şeytan hakkındaki düşünceleriniz tasavvufi/gnostik düşüncelere benziyor. Yani bir varlık olarak değil de, kavram olarak şeytan. Bu şeytanın maddi varlığı olmadığını söylemek demektir. Şeytan, belki bir kavram olarak "kötülük" demek olabilir, fakat İblis Kuran'da karakteri tanımlanmış, karar verme yetisi olan, eylemlerde bulunup sonuçlarına katlanan gerçek bir varlık olarak geçer. Yani, İblis gerçektir. Din yorumu içerisinde bunun dışına çıkmak, belki post modern okumada geçerli olabilir. Fakat Kuran'da amacı kötülük ve saptırma olan, iradesi olan, bilmediğimiz bir maddeden yaratılmış bir varlığın olduğu söylenir.

Saygılar.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: sun - Ocak 02, 2011, 12:19:34 öö
Sayın Rohani,

Meleklerin rutin yardımlarından bahsediyorum. Meleklerin şeytan gibi daimi insanlara yardım mı ediyorlar ? Böyle bir ayet var ise öğrenmek isterim.
Başlık: Ynt: Nedir Bu Kaos ?
Gönderen: Rohani - Ocak 03, 2011, 10:43:54 ös
Sayın Rohani,

Şeytan hakkındaki düşünceleriniz tasavvufi/gnostik düşüncelere benziyor. Yani bir varlık olarak değil de, kavram olarak şeytan. Bu şeytanın maddi varlığı olmadığını söylemek demektir. Şeytan, belki bir kavram olarak "kötülük" demek olabilir, fakat İblis Kuran'da karakteri tanımlanmış, karar verme yetisi olan, eylemlerde bulunup sonuçlarına katlanan gerçek bir varlık olarak geçer. Yani, İblis gerçektir. Din yorumu içerisinde bunun dışına çıkmak, belki post modern okumada geçerli olabilir. Fakat Kuran'da amacı kötülük ve saptırma olan, iradesi olan, bilmediğimiz bir maddeden yaratılmış bir varlığın olduğu söylenir.

Saygılar.

Sayın popperist,

Altta ( Alıntıladığım ) bu konu belki bizi Aydınlatabilir,Konuya ayrıca ilaveler yapacağım..

ŞEYTAN Şeytan-ı racim İblis şeytandan korunma şeytan çarpması 11.04.2007
KUR'ÂN'DA ŞEYTAN


"Şeytan", halk kültüründe, eli çatal mızraklı, kuyruklu, boynuzlu, bize görünmeyen, aldatan, kandıran, kötülük aşılayan, acâip, soyut; uzayda cismi olmayan bir yaratık olarak tanınır. Herkes şeytandan korkarken ve Allah'a sığınırken işte bu mevhum varlığı itibare alır. Ve bu varlık, her türlü kötülük ona izafe edildiğinden şamar oğlanı gibi kullanılır. Tabii böyle bir varlık olmadığından da bu kötü varlık gelip de kendisini suçlayanları, kendisine iftira atanları sorgulamaz ve onlarla yüzleşmez. Yani sözde herkese kötülük yapan bu yaratık kendine yapılan kötülüklere, sövgülere, lanetlere karşı ise duyarsızdır, kendini hiç savunmaz, intikam almaz.
Öyleyse nedir bu şeytan denilen yaratık?

"Şeytan" sözcüğünün Arapça olmayıp Habeşçe ve İbranice olduğu ileri sürülmüştür. Şeytan, İbranice ve Latince'de "Satan" olarak ifade edilir. Bu dillerde "Rakip, karşıt" anlamlarına geliyormuş. Şeytandan, Kitabı Mukaddes; Sayılar, 22/22'de "Rabbin meleği",, Eyyüb kitabı 1/6, 2/7'de "şeytan", Yuhanna, 16/11'da "bu dünyanın reisi", Efesoslulara Mektup, 2/2'de "hava kuvvetlerinin reisi" olarak söz edilir.

Arap dilinde "şeytan" sözcüğüne kök olabilecek iki tane sözcük vardır; bunlar, "ştn" ve "şyt" sözcükleridir. Biz, "şeytan" sözcüğünün Arapça olduğu kanaatini taşıyoruz. Zaten tüm lüğatlarda da "ştn" maddesinde ele alınır.

"Şeytan" sözcüğü, "ştn" kökünden gelir. "Ştn" sözcüğü, "ip; derin kuyulardan kovaya bağlanılarak su çekilen, hayvanların bağlandığı ip" demektir. Bu ip uzak ve derin işlerde kullanıldığından bunun fiili olan "şatana" fiili, "baude (uzak oldu)" anlamında kullanılmıştır. "Fey'alün" kalıbındaki "şeytan" sözcüğü, "iyiden, güzelden uzak olan her şey" için kullanılır olmuştur. Nitekim başında yelesi olan çirkin bir yılan cinsine de "şeytan" adı verilmiştir. Saffat suresinde geçen "sanki şeytanların başı gibi..." ifadesindeki "şeytanlar", sözü edilen çirkin yılanlardır.
Bu sözcüğün, "yanma" özellikle de zeytin yağının ve işlem görmüş üzümün yanması" anlamındaki "şyt" kökünden geldiği de varsayılsa da birincisi asıl olandır. (Lisan; 5/114, 115)

Yukarıdaki açıklamalardan sonra Kur'an ayetlerini de dikkate aldığımız zaman "şeytan": "Hakka ve akla aykırı hareket eden, uzak olan her türlü kişi, güç ve kurumun karakteristik adı"dır. Onun için şeytan ya insandır ya da insanın içindeki düşünce yetisidir; İblis'tir. Kesinlikle başka boyuttan bir varlık değildir. Zaten başka bir boyuttan bir varlığın başımıza musallat edilip onunla mücadelemizin istenmesi Allah'ın adalet ilkesine de terstir.
"Şeytan" sözcüğü, Kur'an'da 70 tekil, 18 çoğul olmak üzere 88 kez geçmektedir. Şeytanın, kimler ve neler olabileceğini, bunların özelliklerini, niteliklerini, alâmet-i fârikalarını (ayırt edilecek işaretlerini) aşağıdaki ayetlerden tespit edelim:

Bakara; 168, 169:

Ey insanlar! Yeryüzündeki helâl ve tayyib (temiz, hoş, yararlı) şeylerden yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Şüphesiz o, sizin için apaçık bir düşmandır.
O, size yalnızca kötülüğü, aşırılığı (çirkin-hayasızlığı) ve Allah üzerine bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder.

Bakara; 268:

Şeytan, sizi fakirlikle korkutur ve size aşırılığı ( çirkin-hayasızlığı) emreder. Allah ise, size kendisinden bağışlama ve bol ihsan vâdeder. Ve Allah Vâsi'dir (ilmi ve rahmeti sonsuz geniş olandır), en iyi bilendir."

Furkan; 27- 29

27-29 - Ve o gün, o zalim kimse ellerini ısırarak, "Eyvah, keşke elçi ile beraber bir yol tutsaydım! Eyvah, keşke falancayı izdaş edinmeseydim. Hiç şüphesiz bana geldikten sonra, beni Zikir'den o saptırdı. Ve şeytan insan için bir rezil edenmiş!" der.

Nisa; 117-120:

117 - Onlar, Allah'ın astlarından, yalnızca dişilere yakarırlar. Ve onlar ancak inatçı şeytana yakarırlar.
118-119 - Allah ona (şeytana) lanet etti. Ve o, "Elbette senin kullarından belirli bir pay alacağım, onları mutlaka saptıracağım, onları boş kuruntulara sokacağım, ve onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, onlara emredeceğim de Allah'ın yaratışını bozacaklar" dedi. Ve her kim Allah'ın astından şeytanı veli edinirse, şüphesiz o, apaçık bir ziyan ile ziyana uğrar.
120 - O (Şeytan) onlara vaad eder ve onları kuruntulandırır. Oysa şeytan onlara aldatmadan başka bir şey vaadetmez.


Nisa; 60:

İnkar etmekle emrolundukları tâğutu aralarında hakem yapmak isteyerek kendilerinin, sana indirilene ve senden önce indirilene inandıklarını ileri süren şu kişileri görmedin mi Şeytan da onları uzak (geri dönülmez) bir sapıklıkla sapıttırmak istiyor.

Enam; 43

43- Onlara, zorlu azabımız geldiği zaman yalvarmaları gerekmez miydi? Ama onların kalpleri katılaştı ve şeytan onlara yapmakta olduklarını çekici gösterdi (süsledi).

Enam; 112, 113:

Ve işte öyle. Biz her peygamber için cinn ve ins şeytanlarını düşman kıldık. Ki dünya malına aldanmaktan bunların bazısı bazısına sözün süslüsünü vahyeder (gizlice telkinde bulunur, fısıldar) . -Ve şayet Rabbin dileseydi onu yapmazlardı. Öyleyse onları bırak uydurdukları şeyleri de.-
Âhirete inanmayan kimselerin kalplerine ona kansın, ondan memnun olsunlar ve de yapmakta olduklarını yapsınlar diye de."

Hacc; 52:

52- Biz senden önce hiçbir elçi ve hiçbir peygamber göndermedik ki o bir şey arzuladığı zaman, şeytan onun arzusuna bir şeyler atmış olmasın. Bunun üzerine Allah şeytanın attığı şeyleri şüpheyi giderir. Sonra da Allah, ayetlerini tahkim eder (güçlendirir). Ve Allah Alîm`dir (en iyi bilen), Hakîmdir (yasalar koyan).


Nur; 21:

Ey iman etmiş kişiler! Şeytanın adımlarını izlemeyin. Ve kim şeytanın adımlarını izlerse, hiç şüphesiz o, fahşayı (çirkin utanmazlıkları) ve kötülüğü emreder. Ve eğer ki üzerinizde Allah'ın fazlı ve rahmeti olmasaydı, sizden hiç biri ebedi olarak temize çıkamazdı. Ama Allah, dilediği kimseyi temize çıkarır. Allah, en iyi işitendir, en iyi bilendir.

Enfal; 48: O zaman şeytan onlara amellerini çekici göstermiş ve onlara: "Bu
gün sizi insanlardan bozguna uğratacak kimse yoktur ve ben de sizin
yardımcınızım" demişti. Ne zaman ki, iki topluluk birbirini görür oldu o,
iki topuğu üstünde geri döndü ve: "Şüphesiz ben sizden uzağım. Çünkü
ben sizin görmediğinizi görmekteyim, ben Allah'tan da korkmaktayım"
dedi. Allah sonuçlandırması pek şiddetli olandır."

Haşr; 16:

(Onların durumu), Tıpkı, hani, insana "küfret" deyip, de o küfür edince inkara sapınca da "Kesinlikle ben senden uzağım; Şüphesiz ben, âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım." diyen şeytanın durumu gibidir.

Mücadele; 19:

19 - Şeytan onları istilâ etmişti de onlara Allah'ı anmayı terkettirmişti. Onlar, şeytanın hizbidir (gurubudur). İyi bilin ki şeytanın hizbi kesinlikle kaybedenlerdir.

İsra; 27:

27: Şüphesiz saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür.

İbrahim; 22:

22 - Ve iş bitince şeytan onlara, "Şüphesiz ki Allah size gerçek va'dı vaad etti, ben de size vaad ettim, hemen de caydım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ancak ben sizi çağırdım, siz de icabet ettiniz. O nedenle beni kınamayın, kendi kendinizi kınayın! Ben sizi kurtaramam, siz de benim kurtarıcım değilsiniz! Ben, önceden beni Allah'a ortak koşmanızı da kabul etmemiştim." dedi. Kesinlikle zalimler için acı bir azab vardır!


Maide; 90, 91:

Ey iman etmiş kişiler! Hamır (İçki, uyuşturucu), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytan işlerinden pisliklerdir. Öyleyse bunlardan kaçının; umulur ki, kurtuluşa erersiniz.
Gerçekten şeytan, içki ve kumarda sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi, Allah'ın zikrinden ve salattan (namazdan ve sosyal destekten) alıkoymak ister. Öyleyse sona erdirmişler (vazgeçmişler) misiniz?

Ayetlerde görülüyor ki, ŞEYTAN:

- Haramın yenmesini, haksız kazanç elde edilmesini emreden ve öneren,
- Kötülük, hayasızlık ve Allah'a karşı bilmediğimiz şeyleri söylememizi emreden,
- Bizi fakirlikle korkutan,
- Bizi kuruntulara düşüren,
- Allah'ın yarattıklarını değiştirmeyi emreden,
- Bizleri kandırmak için bizlere yaldızlı sözler fısıldayan,
- Bize vesvese verip, kışkırtıp kafa bulandıran,
- Yaptığımız amellerimizle bizi şımartan,
- Bizi azdıran,
- İçki/uyuşturucu ve kumarla, aramıza düşmanlık ve kin sokmak isteyen,
- Allah'ı anmaktan ve namazdan, sosyal destekten bizi geri durdurmak isteyen,
KİŞİLER ve GÜÇLERDİR.


Kur'an'da "şeytan" ifadesi, ins şeytan (bilinen tanınan görünen şeytan; insan şeytan) ve cinn şeytan (gizli kapalı şeytan; İblis ve ajan kimseler) olmak üzere ikiye ayrılır.

Enam; 112:

Ve işte öyle. Biz her peygamber için cinn ve ins şeytanlarını düşman kıldık. Ki dünya malına aldanmaktan bunların bazısı bazısına sözün süslüsünü vahyeder (gizlice telkinde bulunur, fısıldar).......

Nass suresi:

1-6: "Cinn ve insten, insanların akıllarında, sinsice kötülük fısıldayan hannasın kötü fısıltılarının şerrinden, insanların ilâhına, insanların hükümdarına ve insanların Rabbine sığınırım" de!


Kur'an'da insanlar için kullanılmış olan "şeytan" ve "şeytanlar" sözcükleri:

Furkan; 27- 29:

27-29 - Ve o gün, o zalim kimse ellerini ısırarak, "Eyvah, keşke elçi ile beraber bir yol tutsaydım! Eyvah, keşke falancayı izdaş edinmeseydim. Hiç şüphesiz bana geldikten sonra, beni Zikir'den o saptırdı. Ve şeytan insan için bir rezil edenmiş!" der.


Enfal; 48: O zaman şeytan onlara amellerini çekici göstermiş ve onlara: "Bu
gün sizi insanlardan bozguna uğratacak kimse yoktur ve ben de sizin
yardımcınızım" demişti. Ne zaman ki, iki topluluk birbirini görür oldu o,
iki topuğu üstünde geri döndü ve: "Şüphesiz ben sizden uzağım. Çünkü
ben sizin görmediğinizi görmekteyim, ben Allah'tan da korkmaktayım"
dedi. Allah sonuçlandırması pek şiddetli olandır."

Bu ayette geçen "şeytan" kelimesi, o gün Mekke'lileri kışkırtan Beni kenâne kabilesi, Müdlic oğullarından Sürâka b. Mâlikb. Cu'şum için kullanılmıştır. Tarih kitaplarından ve siyer kitaplarından tetkik edilebilir. Bedir savaşı ayrıntılarıyla göz önüne alınmalıdır. Biz burada ayette işaret edilen en hassas noktayı size sunuyoruz. Ki Şeytan herifin de dikkatini çeken o özellik idi. O özellik, Peygamber efendimizin askerlerinin, "Ya Muhammed! Cennet ile bizim aramızda hakikaten sadece ölüm mü var?" deyip savaşa girmeleri ve rüzgar ve yağmurun sürpriz olarak ortaya çıkıp dengeleri bozması, babanın oğlunu, oğulun babasını ve kardeşin kardeşi öldürmeye azmetmesiydi"
Eski tefsirciler bu ayette geçen Şeytan kelimesinin Süraka olduğunu ama hakiki Süraka olmayıp Süraka kılığına girmiş şeytan olduğunu yazarlar. Bu Sürakanın kendisidir demezler. Çünkü o gün yüzlerce Mekke'li, Süraka ile el ele tutuştuğunu bildirirler. Peki neden Süraka demezler de Süraka suretine girmiş Şeytan derler? Ortaya atılan gerekçe ve delilleri şudur: Rivayete göre bozguna uğrayan Mekkeliler bedirden dönüşün yenilgilerinin nedenini Süraka'ya bağlamışlardır; korkup kaçtığını, Mekkelilerin moralini bozduğunu ileri sürmüşlerdir. Bunu duyan Süraka da : Kendisinin bırakın hezimete neden olduğunu, savaşa gitmediği gibi Mekkelilerin savaşa gittiğinden haberinin bile olmadığını söylemiştir. Olay işte bu. Süraka Bedir'e gitmediyse Bedir'deki Süraka kimdi, neydi? O, Süraka kılığındaki şeytandı! Bu olay ve kişi Haşr suresinde de konu edilir ve Haşr suresinin 16. ayetinde bu kişiye yine "şeytan" yaftası vurulur.
Bu rivayetin inandırıcılığı söz konusu olamaz. O günün Mekke'sini bir düşünün. 300-400 hane yerleşik halk. Hepsi savaşa hazırlanır. Mehter takımı gibi cenk havası çalan gruplar, özellikle de şair kadınlar herkesi tahrik eder, ya da motive eder. Ama bu olayların tümünden askeri otorite sayılan, kumandan Süraka'nın haberi bile olmaz.
Kısacası söylentiler bir yana bu ayette söz edilen "şeytan", Süraka'dır.

Bakara; 14:

14- Ve inananlara rastladıkları vakit "inandık" dediler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise, "biz kesin olarak sizinleyiz ve onlarla yalnızca alay ediyoruz" dediler.


Bu ayette de söz konusu edilen şeytanlar, ikiyüzlüleri o duruma düşüren akıl hocalarıdır. Mücerred (soyut), halk kültüründeki şeytanlar değildir.

Al-i Imran; 175:

"Âl-i Imran; 175: Şüphesiz ki o şeytan kendi yakınlarını korkutur. Onlardan korkmayın, eğer mümin iseniz Benden korkun.

Burada konu edilen şeytan da klasik eserlerde yer aldığına göre Nuaym ibn Mes'ud adında bir kafirdir. Klasik kaynaklarda bunun Rasülühha'ı ziyarete gelen Ebu Süfyan'ı caydırmak isteyen gurup olduğuna dair nakiller olsa da ayette "şeytan" tekil olarak geçtiğinden söz konusu gurubun olması mümkün değildir.


Bakara;102:

Ve onlar (Yahudiler) Süleyman mülküne dair şeytanların okuyup durdukları şeylere uydular. Halbuki Süleyman kâfir değildi. Ama o şeytanlar kâfir idiler; insanlara sihri ve Babil'de iki meleğe/ iki krala; Harut ve Marut'a indirileni öğretiyorlardı. Halbuki o ikisi (Harut ve Marut), "Biz fitneyiz, sakın kâfir olma!" demedikçe hiç kimseye hiçbir şey öğretmezlerdi. İnsanlar o ikisinden erkekle eşinin arasını açtıkları şeyleri öğreniyorlardı. -Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadan hiç kimseye zarar veremezler- Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Ant olsun ki, onu satın alanın ahirette hiçbir nasibi olmayacağını da kesinlikle biliyorlardı. Ve öz benliklerini sattıkları şey ne çirkin bir şeydi! Keşke bilmiş olsalardı.

Bu ayette de geçen Süleyman ile ilgili şeytanlar, halk kültüründeki şeytan olmayıp Süleyman'ın emri altında zoraki çalışan yabancı işçilerdir. Ki bunlar Süleyman'ın sultasından kurtulabilmek için her türlü çabayı harcıyorlardı ve her yolu deniyorlardı. İşte bu yollarından bir tanesi de Süleyman'ın kafir olduğunu yaymaktı. Olay ehli kitabın elinde bulunan muharref Tevrat (Ahdi Atik) ta 1. Krallar X1. 7. de açıklanmaktadır. Bu ayette işte buna işaret edilip işin aslı insanlığa dolayısıyla da ehlikitaba bildirilmektedir.


Süleyman peygambere tuzak kuran, iftira edenlerin "şeytan" diye adlandırılmaları Enbiya; 82 ve Sad; 38'de de yer alır.


Enam; 112, 113:

Ve işte öyle. Biz her peygamber için cinn ve ins şeytanlarını düşman kıldık. Ki dünya malına aldanmaktan bunların bazısı bazısına sözün süslüsünü vahyeder (gizlice telkinde bulunu, fısıldar). -Ve şayet Rabbin dileseydi onu yapmazlardı. Öyleyse onları bırak uydurdukları şeyleri de.-
Âhirete inanmayan kimselerin kalplerine ona kansın, ondan memnun olsunlar ve de yapmakta olduklarını yapsınlar diye de."

Bu ayette konu edilen "şeytanlar" yine Rasülüllah'ın karşıtı olan Mekkelilerdir.

Şeytanların gücü yoktur


Kur'an'da şeytanın yaptırım gücü olmadığı, onların sadece vesvese, iğva; teşvik, kışkırtma telkin ettikleri, zorlamadıkları ve zorlayamadıkları açık açık vurgulanır. Buna dünya ve ahıretten örnekler verilir.
Şeytanlar ancak, ham, cahil olgunlaşmamış kişileri etkilerdir.


Sad; 82, 83:

82- (İblis): "Öyle ise izzet ve şerefine yemin ederim ki, ben onların hepsini mutlaka azdıracağım,
83- ancak içlerinden arıtılmış kulların müstesna" dedi.

Nahl; 98, 100 :

98- Öyleyse Kur'an okuduğun zaman Racim şeytandan (İblis'ten) Allah'a sığın.
"99 - Şüphesiz ki iman edip de Rablerine tevekkül edenler üzerinde o şeytanın hiçbir gücü yoktur.

100 - Onun gücü, ancak onu Veli (yakın yardımcı ve kılavuz) edinenler ve Allah'a ortak koşanlar üzerinedir.

İbrahim; 22:

22 - Ve iş bitince şeytan onlara, "Şüphesiz ki Allah size gerçek va'dı vaad etti, ben de size vaad ettim, hemen de caydım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ancak ben sizi çağırdım, siz de icabet ettiniz. O nedenle beni kınamayın, kendi kendinizi kınayın! Ben sizi kurtaramam, siz de benim kurtarıcım değilsiniz! Ben, önceden beni Allah'a ortak koşmanızı da kabul etmemiştim." dedi. Kesinlikle zalimler için acı bir azab vardır!


Nisa; 76:

İman etmiş kimseler Allah yolunda savaşırlar. Küfür etmiş kişiler de tâğut yolunda savaşırlar. O halde siz şeytanın velileri ile savaşın. Hiç kuşkusuz şeytanın tuzağı çok zayıftır.

Şeytan-ı Raciym


Lanetlenmiş, kovulmuş şeytan:İblis


Bir çok kişiler Şeytan ile Şeytan-ı Racim'i birbirine karıştırmaktadır. Şeytan-ı Racim, İblis'tir. Konuyu daha evvel Tekvir suresinde detaylı açıklamıştık. Ve yine Sad suresinde de açıkladık. Ayrıca A'raf suresinde de açıklanacaktır. Kısacası Şeytan-ı Racim bizim zihinsel faaliyetlerimizden "Düşünme yetisi"dir. Şeytan ise bir kötülük karakter ve sembolüdür. İblis'te de Şeytanî karakterler mevcut olduğundan bir çok ayette "şeytan" diye nitelenmiştir. Bu ayetlerle ilgili geniş açıklama İblis konusunda verilmiştir. İblis Kehf; 50'de beyan edildiği üzere şeytanın cinn gurubundandır.

"Şeytan" sözcüğüyle Kur'an'da İblis'in kastedildiğine birkaç örnek:

İsra; 64 :

64 - "Onlardan gücünü yetirdiklerini sesinle sars. Atlıların ve yayalarınla onların üzerine yaygara kopar! Mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol! Ve onlara vaadlerde bulun." Ve şeytan onlara aldatmadan başka bir şey vaad etmez.


A'raf; 27:

27- Ey âdemoğulları! Şeytan, ana-babanızı, kendi çirkinliklerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sakın sizi de bir fitneye düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları, inanmayanlara veliler (yol gösteren, yardım eden ve koruyan yakınlar) yaptık.


Yusuf; 42:

Ve o (Yusuf) o iki kişiden, kurtulacağını düşündüğüne: "Rabbinin (efendi, hükümdar edindiğin kişinin) yanında beni an" dedi. Sonra şeytan ona, hatırlatmayı terk ettirdi. Böylece o (Yusuf) yıllarca zindanda kaldı.

Ayette Yusuf'tan bahsetmeyi o adama terk ettiren şeytan, o kişinin kötü düşüncesidir. Yusuf'un saraya gelmesini kıskanmış, istememiş olmalıdır. Yine Yusuf; 100'de konu edilen; Yusuf ile kardeşlerinin arasını bozan şeytan da İblis'tir; kardeşlerinin içindeki kötü düşüncelerdir.

Kehf; 63 :

(Genç adam) Dedi ki: "Bak sen şu işe, hani kayaya sığınmıştık ya, işte o sırada ben kesinlikle hûtu terk ettim. Onu anmamı bana sadece şeytan terk ettirdi. O (hut) denizin içinde acaip bir biçimde yolunu tuttu.

Burada hûtu terk ettiğini söylettirmeyen şeytan, bu gencin kötü düşüncesidir, yani İblis'idir.
Görülüyor ki İnsanların kendi arzuları ile yaptıkları kötülükleri şeytanın üzerine atmaları çok eskilere dayanmaktadır. İnsanlar kendilerinin şeytana uyduklarını, kendilerine o kötülükleri şeytanın yaptırdığını ileri sürerler. Halbuki onu yaptıran kendilerinin kontrolsüz ham düşünceleridir.

Eyyüb'e zarar veren şeytan


Sad; 41:

41- Kulumuz Eyyüb'ü de hatırla! Bir zaman o, Rabbine seslenmişti: "Meşakkat ve acı ile bana şeytan dokundu (şeytan bana acı ve meşakkat dokundurdu)."


Burada Eyyüb'ün şikayet ettiğ şeytan birinci planda kendindeki İblistir. Eyyüb'ü aldatan ve zararına neden olan şeytan, Eyyüb'ün bir arkadaşı, iş ortağı da olabilir.

Hıcr; 16-18 ve Saffat; 6-10. ayetlerde konu edilen şeytanlar da İblis'tir. Bu konuya dair "Kulak Hırsızlığı Yapan şeytanlar" adlı makalemizin okunmasını öneriyoruz. Ayrıca bu konuya dair detay ilgili ayetlerde verilecektir.


Kimler şeytanın arkadaşlarıdır

Mücadele; 19:

19 - Şeytan onları istilâ etmişti de onlara Allah'ı anmayı terkettirmişti. Onlar, şeytanın hizbidir (gurubudur). İyi bilin ki şeytanın hizbi kesinlikle kaybedenlerdir.


Nisa; 38:

Nisa; 38: Ve Allah'a ve ahiret gününe inanmadıkları halde mallarını insanlara gösteriş yapmak için harcayan kimseleri (Allah sevmez). Şeytan kim için arkadaş olursa, o ne kötü arkadaştır!

Fussılet; 25:

Ve Biz onlara birtakım karinler (yakın arkadaşlar) musallat ettik de onlar kendilerine önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini güzel gösterdiler. Kendilerinden önce gelip, geçmiş olan cin ve insan toplulukları (herkes) hakkındaki, Söz onlar için de hak oldu. Doğrusu onların hepsi de kendilerine yazık etmiş olanlardır.

Zuhruf; 36-38:

36 - Ve her kim Rahman'ın zikrinden yüz çevirirse biz ona bir şeytan musallat ederiz. Artık o onun için karindir (yaştaş, yakın arkadaştır);

37 - Ve şüphesiz ki onlar, onları yoldan çıkarırlar. Onlar da kendilerinin doğru yolda olduklarını sanırlar.

38 - Nihayet Bize gelince: "Keşke seninle benim aramda doğu ile batı arasındaki kadar bir uzaklık olsaydı." der. -Öyleyse bu ne kötü bir karindir (yaştaş, yakın arkadaştır). -

Kur'an'da şeytan iyiden iyiye tanıtılıp onun bize verebileceği zararlar bildirilmiştir. Rabbimiz öyle birilerinin arkasına düşmememizi ve ona kul olmamamızı emretmiştir. Bunların bazıları:

Enam; 121:

Ve üzerine Allah'ın adı anılmayan şeylerden yemeyin. Ve şüphesiz o fısktır (tam bir yoldan çıkıştır). Ve şüphesiz şeytanlar kendi velilerine sizinle mücadele etmeleri için vahyederler (gizlice telkinde bulunurlar). Ve eğer onlara boyun eğerseniz şühesiz siz müşrikler oldunuz demektir.

Meryem; 44, 45:

42-45 -Bir zaman o, babasına, "Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir faydası olmayan şeylere niçin ibadet ediyorsun? Babacığım! Şüphesiz sana gelmeyen bir ilim bana geldi. O halde bana uy da, sana dosdoğru bir yolu göstereyim. Babacığım! Şeytana kulluk etme. Şüphesiz şeytan Rahmân'a âsî oldu. Babacığım! Şüphesiz ben, sana Rahman'dan bir azap dokunur da şeytan için bir veliy (yardımcı) olursun diye korkuyorum" demişti.

Yasin; 60-63:

60-62- Ben, "Ey Âdemoğulları! Şeytana kulluk etmeyin, kesinlikle o size apaçık bir düşmandır ve Bana kulluk edin, işte bu dosdoğru yoldur ve ant olsun ki o (şeytan) sizden bir çok nesilleri saptırdı diye size ahd vermedim mi?" Hala aklını kullananlar değil miydiniz!
63 - İşte bu, sizin va'd olunmuş olduğunuz cehennemdir.

A'raf; 27:

27- Ey âdemoğulları! Şeytan, ana-babanızı, kendi çirkinliklerini kendilerine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi, sakın sizi de bir fitneye düşürmesin! Çünkü o ve kabilesi, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Biz, şeytanları, inanmayanlara veliler (yol gösteren, yardım eden ve koruyan yakınlar) yaptık.

En'am; 142:

142 - ..... Ve hayvanlardan da yük taşıyan, yününden döşek yapılan (yaratandır). Allah`ın sizi rızıklandırdığı şeylerden yiyin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Şüphesiz o, sizin için apaçık bir düşmandır.

Zuhruf; 62:

62 - Ve sakın şeytan sizi doğru yoldan alıkoymasın. Şüphesiz o sizin için apaçık bir düşmandır.

Fatır; ayet 6:

6 - Şüphesiz o şeytan sizin için düşmandır. Onun için siz de onu düşman edinin. Şüphesiz o (Şeytan)kendi taraftarlarını alevli ateşin ashabından olmaları için çağırır.

Nisa; 38: Ve Allah'a ve ahiret gününe inanmadıkları halde mallarını insanlara gösteriş yapmak için harcayan kimseleri (Allah sevmez). Şeytan kim için arkadaş olursa, o ne kötü arkadaştır!

Bakara; 208:

Ey iman etmiş kişiler! Hepiniz toptan silme (İslâm'a, barışa, güvenliğe) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin. Şüphesiz o, sizin için apaçık bir düşmandır.

Nur; 21:

Ey iman etmiş kişiler! Şeytanın adımlarını izlemeyin. Ve kim şeytanın adımlarını izlerse, hiç şüphesiz o, fahşayı (çirkin utanmazlıkları) ve kötülüğü emreder. Ve eğer ki üzerinizde Allah'ın fazlı ve rahmeti olmasaydı, sizden hiç biri ebedi olarak temize çıkamazdı. Ama Allah, dilediği kimseyi temize çıkarır. Allah, en iyi işitendir, en iyi bilendir.


Şeytana karşı önlem:

A'raf; 200:

Eğer sana şeytandan bir vesvese gelirse de hemen Allah'a sığın. Muhakkak ki O, en iyi işiten, en iyi bilendir.

Müminun; 96-98: Sen, kötülüğü en güzel bir tutumla sav, Biz onların yakıştırmakta oldukları şeylerin çok iyi biliriz.
Ve de ki: Rabbim! Şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım!
Onların yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.

Fussılet; 34-36: Hem iyilik de bir değildir, kötülük de. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. O zaman seninle kendi arasında bir düşmanlık olan kişinin, sanki samimî bir dost gibi olduğunu görürsün.
Bu olgunluğa ancak sabredenler kavuşturulur, buna ancak hayırdan büyük bir pay sahibi olan kavuşturulur.
Ve eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın. Şüphesiz ki O, en iyi duyan ve en çok bilendir.

Nahl; 98-100: Öyleyse Kur'an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın.
Gerçek şu ki, iman edenler ve Rabblerine tevekkül edenler üzerinde onun hiçbir zorlayıcı gücü yoktur.
Onun zorlayıcı gücü ancak onu dost edinenlere, onunla Allah'a ortak koşanlar üzerindedir.

Bu ayetlerde konu edilen şeytan "İblis" olup, bundan herkesin Allah'a sığınması istenmiştir.

Şeytandan Allah'a sığınmak:

Şeytandan Allah'a sığınmak; "Euzu billahi mineşşeytanirracim (Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım / Allah'ım şeytandan sana sığınırım, beni ondan koru)" demek değildir.

Şeytandan Allah'a sığınmak:

- Şeytan tipler ve güçler tarafından dayatılan düşünce ve amelleri, hemen, Allah'ın bizlere gönderdiği Kur'an terazisinde tartmaktır.
- Şeytanın aklımıza, fikrimize zerk ettiği zehirleri, Allah'ın Kur'an'da bize ikram ettiği panzehirle tedavi etmektir.
- Doğruyu Allah'tan öğrenip, şeytanın bizi saptırmasına engel olmaktır.


- Fırtınaya tutulan geminin hemen limana sığındığı gibi, hemen Kur'an'a sarılıp problemleri Kur'an ile çözmektir. (Anlamadan Kur'an okumak bu problemleri çözmez!)
Günümüzde, bu konuya örnek olabilecek şeytanî vesveseler insanların hayatlarına o kadar çok yönden sokulmak istenmektedir ki, bunlardan bir tanesini somutlaştırarak burada sunmak boynumuzun borcudur:

Yüzyıllardır Müslümanlara birileri tarafından telkinde bulunulmakta ve şunlar söylenmektedir: "Şu kandil gecesinde şu kadar rekât namaz kılar, şu kadar sayıda tespih çekersen, bütün günahların affolur ve cennete gidersin!" Bu teklif, ilk bakışta insanların hoşuna gitmekte, daha doğrusu işine gelmektedir. Çünkü insanın dünyaya gelişinden itibaren onun "karin"i olarak faaliyet gösteren şeytan (İblis), bu teklif ile hemen harekete geçip bir ham düşünce üretmekte ve bu söylenen kolay davranışları yaparak cenneti ucuza kapatma fikrini insana "süslü" göstermektedir. Yani, yapılan teklif (telkin) ile insan, hem Allah'ın bildirdiği dışında bir yolla cennet vadeden şeytanların, hem de bu yolu kendinse süslü gösteren beynindeki İblis'in vesveseleri ile karşı karşıya kalmaktadır. İşte, Rabbimizin kendisine sığınılmasını istediği şeytan vesvesesi, buna benzer kuruntulardan oluşmaktadır. Ancak, bu sığınma, ayetteki ifadelerden anlaşıldığına göre lâfla olmamaktadır. Zira ayette "Allah'a sığınırım de!" veya "Allah'a sığınmak istiyorum de!" değil, "Allah'a sığın!" denmektedir.

O hâlde yapılacak iş, yukarıda da söylediğimiz gibi, insanın kendisini sadece Allah'ın sözlerine teslim etmesidir. Nitekim yukarıda verdiğimiz örnek için insan "Cennetin bedeli nedir Ya Rabbi!" diye Allah'a sığınmak isterse, Allah'ın cevabını Kur'an'da bulacak ve bu bedelin "mütteki olmak, ebrardan olmak, malını ve canını Allah'a satmak" olduğunu öğrenerek, hem o teklifi yapan yalancı şeytanların, hem de beynindeki İblis'in vesvesesinden kendini kurtarabilecektir.
Sonuç olarak insan, aklını çalıştırmalı ve bu tarz yalanlarla sürekli vesvese veren şeytanlardan korunmak için Allah'a, yani O'nun kitabına sığınmalıdır ki, Âdem ve eşi gibi hataya düşmesin.