Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Esperanto (10 derste öğrenebilinen dil)  (Okunma sayısı 17296 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 07, 2009, 08:15:08 ös
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1648
  • Cinsiyet: Bay

122 yıl önce evrensel ve basit bir dil olsun diye uydurulan Esperanto bugün dünyanın her köşesinde iki milyon kişi tarafından konuşuluyor. Esperantistler her yıl kongre yapıyor, okullarda dersleri ve kursları var. Bu dilde kitap ve dergiler çıkıyor. Esperanto’nun en sosyal yanı ise bu dili konuşanların evinde kalarak bütün dünyayı gezebilmeniz.


İngilizce bu kadar yaygınlaşıp uluslararası dil olmadan önce başka evrensel dil denemeleri de oldu. Bir fikre göre ancak hiçbir ulusa ait olmayan, 8-10 ders gibi kısa bir sürede öğrenilebilecek, uydurulmuş bir dil evrensel olabilirdi. Polonyalı göz doktoru Zamenhof da, 1887’de Esperanto’yu oluştururken böyle düşünmüştü. Bugün Comor Adaları’ndan Çin’e, Rusya’dan Küba’ya kadar dünyanın birçok ülkesinde Esperanto bilen insanlar var. 104 yıldır kesintisiz olarak büyük dünya kongreleri yapılıyor. Esperantistler birbirleriyle iletişime geçiyor, hiç tanımadıkları Esperantistleri evlerinde misafir ediyorlar.
Duyduğunuzda biraz İspanyolca, biraz İtalyanca’ya benzetiyorsunuz. Fransızca’dan bir kelime, İngilizce ve Almanca’dan başka kelimeler kullanıldı sanıyorsunuz. Esperanto Fransızca “esperer” (umut etmek) kelimesinden geliyor. Zamenhof bu dili kardeşliğe hizmet etmek olarak düşünmüş.

HER YIL KONGRESİ YAPILIYOR

1905’te ilk kongreyi Fransa’da yapmışlar. O günün koşullarında 688 kişi toplantıya katılmış.
Her yıl bir toplantı yapılmış. 1924’te Viyana’daki kongreye 3 bin 400 kişi katılmış. Sonra sayı 5 binlere çıkmış.
Kimi tahminlere göre bugün dünyada 2 milyon kişi Esperanto konuşuyor.
Esperanto dili İran, Çin, Rusya, Fransa ve Almanya’da çok yaygın. Bir kitapçıkları var. Esperantist evsahiplerinin isimleri adresleri, orada yazıyor. Artık bu dili internetten öğrenmek de çok kolay. www.kurso.com.br ve www.lernu.net siteleri bu dilin öğrenilebileceği iyi siteler. Esperantistlerin, satranççılar, Katolikler, eşcinseller, bisikletçiler gibi birçok alt grupları var.

NİYE ESPERANTO ÖĞRENİYORLAR?

İşe girerken avantaj 
TOLGA ÜLMAN (16 ) en solda: Başta, acaba bu dile ihtiyacım olur mu, diye düşünmüştüm ama İznik’teki kongreye gidince gerçekten de işe yaradığını gördüm. 15 saat dersle derdimi anlatacak kadar konuşuyorum. Okulda öğretilen dillere ek olarak evrensel bir dilin bilinmesi işe alınırken avantajlı olacak.
Almancamdan daha iyi
ARDA AKDEMİR (16) soldan ikinci : İngilizce biliyorum, Almanca öğreniyorum. Bir dil için çok zaman gerek. 15 saatlik eğitimle Esperantom Almancamdan daha iyi. “Esperanto ne?” diyenler çok oluyor. Türkiye’de  bilen çok az kişi var ama az olduğu için konuşanlar birbirini çok farklı karşılıyor ve sıcak bir ortam oluyor.
İngilizce’den daha rahat
ALPEREN GÜMAN (16) soldan üçüncü : Esperanto herkes tarafından çok rahat öğrenilip çok rahat kullanılabilecek bir dil. İlerde sınırları kaldıracağını umuyorum. Çabuk öğrendim. İngilizce’den daha rahat bir dil.
Birçok kültür iç içe
MÜZEYYEN FİLİZ GÜLER (14) soldan dördüncü: Esperanto’yu Murat Hoca’nın teklifiyle seçtim. Benim hoşuma giden yeni bir dil öğrenmekti. Bir dil bir kültürdür derler ya Esperanto birçok kültürü temsil ediyor.

TÜRK ESPERANTİST MURAT ÖZDİZDAR

Murat Özdizdar, Üsküdar Amerikan Lisesi’nde kimya öğretmeni. Aynı zamanda seçmeli Esperanto derslerini veriyor. Üniversite öğrencisiyken bir çalışma kampı için Macaristan’a gitti. 9 günde dil öğrettiklerini duyunca da Esperanto öğrenmeye karar verdi. Bu dil sayesinde 1986’da bütün Yugoslavya’yı gezdi. Sadece 350 dolarla tam bir yıl dolaştı. Esperanto kamplarına ve Esperantistlerin evlerine giderek, Kosova, Makedonya, İtalya ve Yunanistan’ı gördü: “Hâlâ her gittiğim yerde Esperantistleri mutlaka ararım. Ya da Türkiye’ye gelenlerle mutlaka görüşürüm. Gelenleri misafir ederiz. Eski Bulgaristan Göçmeni Zahir Abi iyi Esperanto bilir. İki Koreli iki aydır onun evinde kalıyor.”

TÜRK ESPERANTİSTLER BULGAR GÖÇMENİ

Özdizdar Türkiye’de kendisi dışında iyi Esperanto bilenlerin hemen hepsinin Bulgaristan göçmenleri olduğunu söylüyor: “Bundan 60 yıl önce Aydın’da, İstanbul’da, İzmir’de dernekler varmış. Derneğimizin başkanı ölünce tüm evraklarımız kayboldu. Levanten amcalar, teyzeler vardı hepsiyle bağlantıyı kaybettik. Şimdi [email protected] e-grubumuz sayesinde meraklılar bizi bulu-yorlar. Örneğin Robert Kolej’den iki öğrenci kendi kendilerine öğrenmişler. Yüz yüze de görüştük şahane konuşuyorlar. Birçok ülkede Esperanto öğreten yayınlar hatta sürekli çıkan dergi var. Son olarak 3-7 Nisan’da İznik’te Kuzey Avrupa-Ortadoğu Esperanto Konferansı düzenledik. Nazım Hikmet’in şiirlerinin Esperanto çevirisi, Sırbistan’dan çok ünlü bir tiyatrocunun Esperanto gösterisi, gitarla Esperanto şarkıları bu toplantıyı renklendirdi.

Esperanto ile dünya turu

Fransız Cyrille Pinardon (41) Rose Sanz (40) çifti bisikletle dünya turuna çıktı. Ancak onların yolculuğunun sıradan bir bisiklet turundan farkı var. Her ikisi de Esperanto konuşuyor. 15 yıldır Esperanto Bisiklet Kulübü’ne üye olan Cyrille ile Rose bu kulüpte tanışmışlar. 16 Mart’ta Paris’ten yola çıkıp Türkiye’ye geldiler. Önceki hafta İstanbul’da konakladılar. Zayıf İngilizceleriyle iletişim kurmak zor olduğu için görüşmemizde bize Türk Esperantist Volkan Demir çevirmenlik yaptı. Çift buradan İran’a, Hindistan’a ve Uzakdoğu ülkelerine gidecek. Oradan Avustralya’ya, uçakla Kanada’ya, Kuzey ve Güney Amerika’yı bitirip Afrika kıtasına ulaşacaklar. Tüm bu turun iki ya da üç yıl sürmesini bekliyorlar.

ESPERANTO - TÜRKÇE SÖZLÜK

Saluton -   Merhaba 
Bonan matenon -   İyi sabahlar
Bonan Vesperon -   İyi akşamlar
Kiel ve fartas -   nasılsınız
Mia nomo estas Murat -  benim adım   Murat
Mi ğoyas -   Memnun oldum
Esperanto estas facila lingua -  Esperanto   kolay bir dildir.
Sana -   sağlıklı
malsana -   hasta
malsanulejo -   hastane
kuraci -   iyilik
kuracisto -   doktor
aûto -   araba
domo -   ev
hejmo -   yuva (evin içi)
vojago -   seyahat

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/pazar/11807721.asp


Şubat 08, 2010, 09:14:42 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 83
  • Cinsiyet: Bay

ESPERANTO NEDİR ?

Esperanto, dünyanın çeşitli halkları arasındaki iletişimi kolaylaştırmak amacı ile yaratılmış bir dildir.

Pratikte yüz yıldan fazla kullanılmış olması Esperantoyu, insan düşüncelerinin nüanslarına kadar net bir şekilde ifade edebilmek yeneği ile , yaşayan bir dil haline getirmiştir.

Esperanto milletler arası ve tarafsız bir dildir.Çünkü o dünyadaki tüm halklara aittir ve dünyanın tüm halklarının birbiriyle iletişimine olanak sağlar.Herhangi bir kültüre, politik, dinsel veya ekonomik egemenliğe kesinlikle eğilimli değildir.

Esprentoyu öğrenen, birbirini etkileyen ve zenginleştiren iki uygarlığın zevkine varmak ayrıcalığına sahiptir, ki bunlardan ilki, içinde doğduğumuz bizim kendi uygarlığımızdır. Esperanto kendi halkımızın adet ve geleneklerinden , inançları ve ahlaki değerlerinden etkilenir, ki bunlar bizim kendi yöresel kültürümüzdür.

İkincisi, Esperanto vasıtası ile dünya vatandaşı olmayı istekle seçmiş olan tarafından elde edilir.Birincisinden daha kapsamlı olarak, en çeşitli şekillerde, dünya kültürünü bünyesinde taşır.

Esperanto yolu ile çifte vatandaşlığı seçenlere “Esperantist” ‘ler denir. Onlar Esperanto dilini bilmekle yetinmezler, aynı zamanda diğer ülkelerdeki Esperantislerlede iletişim kuaralar. Böylece milletler arası bir dil idealini savunması ve bu dilin yayılması için değişik kültürlerle iletişim kuran bir eylemci konumunda olurlar.

Esperantonun ortaya çıkmasından sonra, onu öğrenmiş olanlar; bu dili pratik olarak kullanmak, başkalarının öğrenmesine yardımcı olmak ve dile karşı ilgi uyandırmak için gruplar kurma gereğini duymaya başlamışlardır. Bu gruplar zamanla büyümüş, bazıları komşu ülkelere kadar yayılmıştır. Bu arada yeni gruplar oluşmaya devam etmiş, öyleki bugün tüm dünyada aktif kuruluşlar oluşmuştur, Esperantistlerle birlikte bu gruplar Esperanto dünyasını oluşturur ve yaptıkları çalışmalara Esperanro Hareketi deriz.

Esperanto öğrenip Esperantist olun ve Esperanto Hareketinin zevkinin doya doya yaşayın.Bu zevk ilk adımınızla sizin olacaktır.

 
Esperanto Course: http://www.cursodeesperanto.com.br

Liga Brasileira de Esperanto: http://www.esperanto.org.br

Universal Esperanto Association: http://www.uea.org

Esperanto multilingual: http://www.esperanto.net

Information about Esperanto: http://www.esperanto.net/info/index_en.html

Esperanto Access: http://www.webcom.com/~donh/esperanto.html


 Esperanto dilini öğrenmek isteyenler için programı siteye upload ettim. İsteyen oradan ulaşabilir. Program türkçedir..

http://www.4shared.com/file/217761502/3122b73c/Kurso_de_Esperanto.html


Şubat 09, 2010, 07:09:07 ös
Yanıtla #2
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 879
  • Cinsiyet: Bay

Güzel bir uygulama gibi göründü bana ama evrensel dil ingilizce suan :(


Şubat 10, 2010, 09:14:06 öö
Yanıtla #3
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 159
  • Cinsiyet: Bay

Eliezer Samenhof, 18 Aralık 1859’da Polonya’nın Bialystok kentinde doğdu. O zamanlar Polonya bağımsız bir ülke değildi. Toprakları Avusturya, Prusya ve Rusya arasında paylaşılmıştı. Bialystok kenti ise Rusya’nın denetimindeydi. Bu taşra kentinin yaklaşık 30.000 kişilik nüfusu, 3.000 Polonyalı, 4.000 Rus, 5.000 Alman ve 18.000 Yahudi’den oluşuyordu. (O dönemde Yahudiler vatansız sayıldıklarından ayrı bir grup oluşturuyorlardı.)
Küçük Eliezer’in büyükbabası Fabian Samenhof Fransızca, babası Markus Samenhof ise Almanca öğretmeniydiler.  Ailenin iki büyüğünün meslekleri ve kozmopolit ortam küçük Eliezer’in dillere yatkın olmasını sağladı. Küçük yaşlardan itibaren Yiddiş, Almanca, Rusça ve Lehçe dillerini rahatlıkla kullandı.
13-14 yaşlarına geldiğinde lisan dağarcığına Fransızca, Latince ve İbranice’yi kattı. Liseye başladığında İtalyanca, Eski Yunanca ve İspanyolca öğrenmeye başladı.
Bu dönemde yaşadığı bölgede değişik etnik gruplar arasında çatışmalar yoğunlaşmıştı. Eliezer’e göre, gruplar arasındaki nefret ve önyargıların ana nedeni ortak bir dil eksikliğinden doğan anlaşmazlıklardı.
O yörede en çok kullanılan diller Rusça ve Yiddiş olmasına rağmen kullanılacak ortak dilin ulusal veya etnik bir grup temelli olmaması gerekiyordu. Böylece evrensellik sağlanabilecekti. Artık yeni bir hedefi vardı; tüm insanların konuşabileceği basit bir dil yaratmak.

Henüz 19 yaşında lise öğrencisi iken bu konudaki ilk çalışmasını ortaya çıkarttı : “Lingwe Universala” (Evrensel Dil) . Ancak yaşı dolayısıyla pek ciddiye alınmadı ve bu çalışmasını yayınlayamadı. Babası, oğlunun zamanına göre “uçuk ve boş” çalışmalarının, özellikle Yahudiler üzerinde baskı uygulayan Çar rejimi tarafından tepki alacağı korkusuyla, Eliezer’i tıp eğitimi almak üzere Moskova Üniversitesi’ne gönderdi. Çalışmalarını koruma altına alacağını vaat etmesine rağmen onları imha etti.
Moskova’daki tıp eğitimi, artık adını Ludwik Lazar olarak değiştiren Eliezer’in dil çalışmalarına devam etmesini engellemedi. 1879 yılında tarihin Yiddiş ilk dilbilgisi kitabını hazırladı. Kitap olarak hiç yayınlanmamasına rağmen, yıllar sonra başmakale olarak “Lebn un Vinshaft” (Hayat ve Bilim) Yiddiş dergisinde yayınlandı (Orijinal el yazması Tel-Aviv Müzesi’nde koruma altına alınmıştır).
1882 yılında şiddetlenen ve sıklaşan pogrom olayları Ludwik’i Yahudi dünyasına yaklaştırdı. Yeni filizlenmekte olan “Hibbat Zion” (Siyon Sevgisi) akımının üyesi oldu.
İki yıllık tıp ön eğitimi aldıktan sonra ihtisasını almak üzere Varşova’ya döndü. Dönüşünde babasının eski çalışmalarını saklamak yerine imha ettiğini görünce, tıp eğitimi ile beraber eski çalışmalarını tekrar yaratmaya ve ilerletmeye başladı. Bu arada Moskova’da bağlandığı “Hibbat Zion” hareketinden de ayrıldı. Milliyetçi hareketler ‘insanlığı birleştirmek’ ütopyasına ters düşüyordu. Bu ideolojiden ayrılması Yahudiliğinden kopması anlamına gelmiyordu. İnsanlığı kaynaştırmayı hedefleyen “Hillelizm” akımına destek vermeye başladı. Her zaman da Yahudiliğini ön plana çıkarttı. Daha ileriki yıllarda yazdığı bir mektupta:
“Getto Yahudi’si olmasaydım, insanlığı barıştırmak, birleştirmek aklımın ucundan geçmeyecekti. Hiç kimse ayrımcılığı bir getto Yahudi’si kadar anlayamaz. Kimse bir Yahudi kadar huzur, anlayış bekleyemez. Yani Yahudi ortak bir dil peşindedir.  Çünkü Yahudi Tanrı’sına ölü bir dille yakarır, eğitimini onu dışlayan toplumun dilinde yapar ve acılarını duyurabilecek evrensel bir dili yoktur. Yahudiliğim, çocuk yaşlarımdan beri, insanlığı birleştirme rüyamın ana nedenidir”  demiştir.
1887 yılı 26 Temmuz’unda maddi imkânsızlıklar ve diğer engellemelere rağmen kendini üne kavuşturacak “Lingvo Internacia” ( Evrensel Dil) kitabını “Doktor Esperanto” (Umut Dolu Doktor) takma adıyla yayınladı. Yaratmaya çalıştığı evrensel dil artık bu adla anılmaya başlanacaktı. Aynı yılın 9 Ağustos’unda Klara Silbernik ile evlendi.  Eşinin ve kayınpederinin desteğiyle yarattığı dili pekiştirmek ve uygulamaya sokmak için Esperanto dilinde tercümelere başladı. Shakespeare’nin Hamlet’i, Gogol, Dickens, Goethe, Moliėre ve Schiller’in bazı eserlerini, Tevrat ve İncil’i, Süleyman’ın Mesellerini Esperanto diline çevirdi.
1879 yılında Johann Martin Scleyer “Volapük” adı altında bir evrensel dil çalışması hazırlamış;  önceleri ilgi görmüş, ancak kısa bir sürede tarihin sayfaları arasında kaybolmuştu. Buna karşın Zamenhof’un tercümeleri ve çalışmaları ile desteklenen Esperanto kısa süreli bir heves olmayacağını kanıtlamıştı. Yavaş yavaş desteği de artıyordu. Çarlık Rusya’sının sansürcü zihniyeti bile Esperanto’nun yayılmasını ve hatta sınırları aşmasını engelleyemedi. 1889 yılında Amerikan Felsefe Derneği ve yine aynı yıllarda dönemin önemli dilbilimcisi Max Müller bu dili benimsediklerini açıkladılar. 1894 yılında da büyük Rus yazarı Leo Tolstoi bu çalışmaları desteklediğini duyurdu.
 
Dünyanın çeşitli merkezlerinde Esperanto konuşanları ve çalışma grupları oluşmaya başladı. 1889 yılında 1000 kişi olan Esperanto konuşanı, 1900’de 5.567’ye, 1905 yılında 13.103 kişiye ulaştı (çalışma gruplarına kayıtlı olanlar). 1902’de 44 olan çalışma grubu sayısı 1905’de 308’e yükseldi.
1905 yılında Fransa Boulogne-sur-Mer kentinde ilk ‘Dünya Esperanto Kongresi’ düzenlendi. Bu kongreye 20 ülkeden 688 delege katıldı. Kongrede Zamenhof, dilin ilerletilmesi ve genelleştirilmesi için kendi başkanlığında bir komite oluşturdu. Bu komite Esperanto dilinin on altı temel kuralını belirledi. Bundan sonra kongreler her yıl sırasıyla, Cenevre, Cambridge, Dresden, Barselona, Washington, Anvers, Cracova ve Berne kentlerinde yinelendi. 1. Dünya Savaşı arifesinde Paris Kongresi’ne 50 ülkeden 3.739 delege kayıt yaptırdı. Ancak savaş nedeniyle bu kongre gerçekleştirilemedi. 1. Dünya Savaşı sonundan itibaren 2. Dünya Savaşı yılları hariç bu kongreler günümüze dek her yıl yapıldı.
1910 yılında Zamenhof İngiliz Akademisi tarafından Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi.
 
Savaş yıllarını değerlendiren Zamenhof Esperanto dilinde dinsel felsefe ile ilgili “Homaranismo” (İnsancıl Olmak) adlı eserini yayınladı. 14 Nisan 1917 tarihinde Varşova’da öldü ve kentin Büyük Yahudi Mezarlığı’na gömüldü.
Zamenhof’un üç çocuğu oldu. Başta kızı Lidya olmak üzere, diğer çocukları Sofia ve Adam, Esperanto üzerindeki çalışmaları devam ettirdiler.
Zamenhof Esperanto’yu insanlığı birleştirecek bir araç olarak gördü. Ancak muhalifleri ona “Küçük Yahudi Peygamber” adını takarak küçük düşürmeye ve antisemitizm aracılığıyla engel olmaya çalıştılar. Çarlık Rusya’sının bütünlüğü için tehlike olarak gördüler. Almanya’da ise Zamenhof’un Yahudiliği nedeniyle Esperanto engellenmeye çalışıldı.
Hitler, “Kavgam” kitabında , “Esperanto’nun uluslararası Yahudi komplosunun bir aracı olduğunu” yazmıştı. Almanya 1939 yılında Varşova’yı işgal ettiğinde Hitler’in özel emriyle Zamenhof’un ailesine ‘özel ilgi’ gösterilmiş, oğlu Adam 1940 yılında, diğer iki kızı da 1942 yılında Treblinka’da öldürülmüştü. Stalin de 1937 yılında Esperanto’yu “casusların dili” ilan etmiş ve Esperanto ile yakından uzaktan ilgisi olanlar ya sürgüne gönderilmiş ya da kurşuna dizilmişti.
Zamenhof’un ana ve temel amacına ulaşılmamasına rağmen, iki milyonu aşan konuşanıyla Esperanto dili 130 yıldır yaşamını sürdürmektedir.
 
ESPERANTO hakkında ilginç bilgiler...

• Dilin iki milyona yakın konuşanı vardır.
• Dünyada 69 üniversitede Esperanto kürsüsü vardır.
• San Marino Üniversitesi’nde eğitim dili Esperanto’dur.
• Google arama motoru üzerinde Esperanto portalı vardır.
• Bilgisayar kodlamasında Esperanto için üç ayrı ISO standardı vardır.
• 28 harflik Esperanto dilinde özel isimler haricinde q,w,x ve y harfleri kullanılmamaktadır.
• Yapılan bir çalışmada normal bir insan Almanca’yı 2.000 saatte, Ingilizce’yi 1.500 saatte çözebilirken Esperanto için bu süre 150 saattir.
• Dilin temelinde on altı kural ve 900 kök kelime bulunmaktadır.
• Her yıl Zamenhof’un doğum günü olan 15 Aralık, Dünya Esperanto Günü olarak kutlanmaktadır.
• Japonya’da Oomoto tarikatı Esperanto’yu Tanrı’nın dili, Zamenhof’u da peygamber olarak görmektedir.
• İrlanda Eirigi Partisi, Avrupa’nın resmi dilinin Esperanto olması için kampanya yürütmektedir.
• 1994 yılından beri Papalar, yıllık Paskalya ve Noel dualarının bir kısmını Esperanto dilinde yapmaktadır.
• İran’da Ayetullah Humeyni, başa geçtiği yıllarda dinler ve toplumlar arası diyalogun sağlanması için Esperanto dilinin kullanılmasını önermiş, desteklemiş ve hatta Kum kentinde din eğitimlerinde kullanılmaya başlanmış; Kuran Esperanto diline tercüme edilmiştir. Ancak Bahai müritlerinin bu dile özel ilgi göstermesi ve İran’da bu toplumun yasadışı olması nedeniyle 1981 yılında Esperanto ülkede yasaklanmıştır.
veritas lux mea.