Masonlar.org - Harici Forumu
Masonluk Bilgidir. Bilimdir. Ilimdir. => Mimarlık - Mühendislik => Konuyu başlatan: Mustafa Kemal - Şubat 17, 2011, 11:05:45 öö
-
Büyükada'da ilgi çekici bir bina bulunmaktadır. Gözlü ev olarak bilinen bu binanın gerçek ismi Sabuncakis Köşkü'dür. Bir zamanlar burada "Mason Toplantıları" yapıldığı söylenmektedir. Ancak, bir Kardeşimin büyük bir emekle hazırladığı "Osmanlı'dan Günümüze İstanbul'daki Mabedler" isimli çalışmada, bu bina bir Mabed, yani toplantı yeri olarak kayıtlı değildir.
Aslında binayı Masonluğa bağlayan figür, üçgen alınlıkta yer alan "Mavi Göz" sembolüdür. Sütunlar ve üçgen alınlık kullanılması dikkat çekse de, bu figürlerin Büyükada'da sık kullanılan "popüler" bir mimari tarzı olduğunu söylemem lazım.
Aşağıda binanın fotoğrafları yer almakta. Bina hakkında bilgisi olanların söyleyecekleri vardır elbet..
Saygılarımla.
-
Detaylar...
-
Sabuncakis Köşkü
İstanbul ve Ankara'da Dede mesleği çiçekçiliği genişleterek varsıl bir İstanbul Ailesi durumuna gelen Sabuncakislerden Yorgi Sabuncakis Efendi tarafından 1904'te, Büyükada'da, Maden semtinde inşa ettirilen köşk Sabuncakis Köşkü olarak bilinir. II. Abdülhamid dönemi (1876-1909) zenginlerinden olan Yorgi Sabuncakis, köşkün tasarımını Atina Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Fotiadis'e, inşaatını ise Simota Kalfa'ya yaptırmıştır.
Bir bodrum kat ile iki esas kattan meydana gelen kagir köşkün tasarımı eski Yunan kaynaklı neoklasik üslubu yansıtmakta, bazı mimari ayrıntılarında ve bezeme programında, Yorgi Sabuncakis'in mensubu olduğu masonluğun simgeleri yer almaktadır. Bir tür yazlık mason locası şeklinde düşünülen köşkün ana girişi, arsanın eğiminden ötürü birinci (üst) katta yer almakta, cadde kotundaki bir köprü birinci katın önündeki (batısındaki) terasa ulaşmaktadır. Cephenin ortasında ileri doğru taşan ve yapıya bir antik Yunan tapınağı görünümü kazandıran teras, Korint başlıklı dört sütuna oturan üçgen bir alınlık (fronton) ile taçlandınlmıştır. Köşelerdeki sütunlar kare, diğer ikisi daire kesitlidir. Sütunlara oturan lentonun sol köşesine yeni rakamlarla, sağ köşesine de eski rakamlarla köşkün inşa tarihi (1904) yazılmış, damlalık ve yumurta frizlerinin çerçevelediği frontonun üst kesimine, çevresine ışıklar saçan bir göz tasviri yerleştirilmiştir. Ayrıca frontonun köşelerine küçük akroterler, tepe noktasına da, üzerinde bir akroter bulunan ve sembolik kabartmalar içeren, sivri kemerli bir tür stel kondurulmuştur. Stelin alt kısmında yan yana beş adet, akasya ağacı sıralanmakta, bunun üzerinde, antitetik konumda, taçlı bir erkek ile bir kadın figürü, aralarında bir kovan ile bir arı kabartması teşhis edilmektedir.
Köşkün dış kapılarında da dökümden arı kabartmaları vardır. Sabuncakis Köşkü, caddeden algılanabilen cephesindeki bu ilginç unsurlardan dolayı halk arasında "Arı1ı Ev", "Gözlü Ev" ve "Köprülü Ev" adlarıyla anılmıştır.
Köşkün batı cephesindeki teras yanlara doğru balkonlarla uzatılmış, gerek teras gerekse de balkonlar, kare kesitli payelere oturtulmuştur. Sıvalı olan cepheler kat arası silmeleri ile üç kesime ayrılmış, köşeler Korint başlıklı pilastrlar ile belirlenmiş, saçak silmesi birer damlalık frizi ve yumurta frizi ile zenginleştirilmiştir. Dikdörtgen açıklıklı kapı ve pencerelerin üzerinde basık kemerli alınlıklar yer almaktadır. Birinci katta, girişin ekseninde büyük boyutlu, dikdörtgen planlı bir salon vardır. Eskiden salon tavanının ortasında, sekizgen prizma biçiminde bir kasnağın üzerinde ahşap bir kubbe yükselmekteydi. Gökkubbeyi temsil eden bu mimari öğenin iç yüzeyi mavi boyalı olup kubbenin merkezinde dört ana yön ile dört ara yöne işaret eden yazılarla üç tane kırlangıç resmi bulunmaktaydı. Ayrıca kasnağı kuşatan aynalı tonozun yüzeylerinde eski Mısır, Asur-Finike, Yunan-Roma ve Hindu mitolojilerinin kutsal üçlüleri resmedilmiştir. Köşkün, tasarımında ve sembolik nitelikli bezeme programında odak noktasını oluşturan bu tonoz-kasnak-kubbe kuruluşu 1971'de çıkan bir yangında maalesef yok olmuştur.
-
Büyükada'da üzerine "masonik" diyebileceğimiz simgelerin işlenmiş olduğu başka binalar da var. Nitekim buna benzer binaları İGstanbul'un çeşitli yerlerinde ne yazık ki araya sıkıştırılıp kalmış, gerektiğince iyi korunamamış olarak görürüz. Sadece İstanbul'da mı?... İzmir'de de, özellikle Alsancak'ta benzer yapılar görmek olanaklı. Adadolu kentlerinin bu bakımdan biraz daha şanssız olduğunu söyleyebiliriz. Tüm bunların arasında yanmış gitmiş ya da özellikle ortadan kaldırılmış, yerine modern (!) binalar yapılmış olanlar da vardı kuşkusuz.
Konuyu bir de bu "masonik" diyebileceğimiz simgelere getirelim. Herhangi bir yerde Masonluk'ta da kullanılmakta olan bir simge ile karşılaştığımızda bunu hemen "masonik" olarak nitelemek yanlış olur. Belki niyet öyledir gerçekten ama bunun öyle olduğunu kesinlikle bilmiyorsak, yaptığımız iş sadece bir yakıştırmadır. Örneğin Batı ülkelerinde birçok yerde gönye ve pergel figürünü görebilirsiniz. Masonlukta değerlendirilmiş simgelerden daha birçoğunu görebilirsiniz ama gönye ve pergel bunların arasında öncelikli. Ne var ki Masonluktaki bi bileşik simgeyi kullanmış ve kullanmakta olan başka kurumlar da var. Bu nedenle yanılmak da olası. Yanılmamak için, kökenine inmek, derinlemesine araştırmak gerek onu oraya kim, ne zaman ve hangi niyetlme yerleştirmiş diye. Ancak o gönye ile pergelin ortasında bir de G harfi görürseniz, işte o zaman kuşku kalmaz. Çünkü Masonluktan başka hiçbir kurum gönye-pergel-G harfinden oluşan bir bileşik simge ya da düzenleme kullanmamıştır. Bu bağlamda G harfi öyle önemlidir ki, onu bir başka simge ile birlikte (örneğin güneş ya da yıldız) gördüğünüzde de bunun bir "masonik simge" orduğunu söylerseniz, bu deyişinizde yanılgı olasılığı pek azdır.
Dolayısıyla Büyükada'daki "Gözlü Ev"e geldiğimizde, oradaki gözün bir masonik anımsatma yaptığını düşünmek bir varsayımdan öteye geçemez. Kardı ki o göz bir eşkenar üçgen içine yerleştirilmiş olsa bile öyledir. Gerçi Masonluk'ta böyle bir bileşik bsimge vardır ama bu simge salt Masonluğa özgü değildir. Dolayısıyla orada çok güzel işlenmiş bir göz figürü var diye Büyükada'daki Gözlü Ev ile Masonluk arasında bağlantı kuruvermek yanlış olur. Bunu destekleyen başka verilerin de olması gerekir.
Sayın mustafa Kemal de zakten başka türlü dememiş ama ben söylemi biraz genişlettim. Bu vesileyle Sayın Mustafa Kemal'e bu güzel aktarımından ve bizi bilgilendirdiğinden ötürü teşekkür edelim.
-
Çocukluğumdan hatta bebekliğimden beri her yaz büyükadaya gideriz. Yazlık var diyelim.
Hergeçişimdede bu göze hayran olarak bakardım. Hatta zamanında arkadaşlarda çeşitli yönlerden bakar her yöndende bize baktığını ısrarla söylerdik.
Halen durur o göz.
Nezaman geçsem eskiler aklıma gelir. Muhteşemdir.
-
Sn. Adam
Dediğiniz çok doğru, özellikle Büyükada'da çeşitli evler bulunmaktadır üzerlerinde masonik sembollerin olduğu. Ancak günümüzde yavaş yavaş yok olmaktadırlar. Modernize edilmiş villa ve yapılar çoğalmakta. Veya dev bahçeleri olan bu görkemli yapıların bahçelerine site görünümlü yazlıklar yapılarak tüm güzelliği örtülmekte ne yazıkki.
-
Sayın ADAM'a katılıyorum. İstanbul'da 19.y.y. başında yapılmış, Galatasaray, Beyoğlu, İstiklal bölgesinde yoğunlaşan birçok bina var. Çoğunluğu İstalyan ve Frnasız mimarlar tarafından yapılmış bu binalarda birçok ezterik simge var. Ne yazık ki bu binalar ya Fast Food çulara ya da bankalara kiralanıyor ve restore edilirken ne yazık ki figürler ve resimler yok ediliyor. Özellikle Galatasaray da bir bina var ki, duvarlarında ki figürler gerçekten çok güzel ve tamamı ezoterik.
İlla ki binalarda ki simgelerden Mason toplantılarının yapıldığını düşünmek bence yanlış. Binanın mimarı bir Mason olabilir ve ruhuna işlemiş simgeyi dekoratif amaçlı da kullanmış olabilir.
Not: Kıbrıs'a giderseniz mutlaka ziyaret etmeniz gereken binalarda var. Figürler gerçekten şahane ve çok iyi korunmuş.
Saygılarımla
-
Mimari tamamen bir yaratıcılık meselesi. Ozamanki akımlarında etkilediği gibi asıl ,mimarın serbest olarak çalışmasına izin verildiği takdirde, ruhunu yansıtabilmesinden sonra böyle eserler ortaya çıkar. bir mimarın bir ressamdan hiçbir farkı yoktur. Günümüzde mimarları bir kalıba soktukları için (ekonomik,satış-pazarlama gibi undurlar) bu tür içinden gelenin yansıtılması gibi bir durum oluşamıyor. Bunun bir sebebide üniversitelerde okutulan teorik dersleride verebiliriz. Genelde büyük mimarlar işin en alt kısmından olan kalfalıktan başlamışlardır.
-
Ah o estetik harikası evler.
Bende Ayvalık doğumluyum. Baba mesleğinden ötürü Sn.WaleC'in söylediği gibi yazdan yaza gidilip, görülüp, gelinirdi. Doğduktan sonra, soluk aldığım ilk yer babannemin oturduğu çift katlı Rum evidir. Büyüdükçe her köşesinde bir estetik güzellik yakalardım kendimce. Sonrasında bu düşüncem sokaklarında dolaşırken de devam etti. Gezip görmek şansınız olursa Ayvalık'ta Rum mimarisinin en güzel örneklerini görebileceğiniz çok bina vardır. Heyecanım sanki reklama dönüştü ama, ev görmeye çıktığınız bu kentin daracık arnavut kaldırımlı sokaklarında dolaşırken karşınıza çıkan kiliseler ile de bambaşka bir dünyaya kapı aralamanız da olası. Cunda'yı da es geçmemenizi tavsiye ederim.
-
Sayın Sundance "Özellikle Galatasaray da bir bina var ki, duvarlarında ki figürler gerçekten çok güzel ve tamamı ezoterik. " şeklinde belirttiğiniz binayı inanın çok merak ettim, ve eğer gidip görme fırsatı olacaksa ve halka açık bir bina ise gidip görmeyi çok isterim :) bu sebeple ayrıntı isteyecektim.
Gözlü Ev benim de lise yıllarındaki bir ada gezimde önünde hayran hayran dakikalarca durduğum, ve yukarıdaki fotoğrafları görünce inanılmaz heyecanlandığım bir yapı...
Sayın Waldow'a bu kıymetli bilgiyi paylaştığı için teşekkürlerimi sunuyorum.
-
Bu bina ile ilgili araştırmalarım devam ediyor.
Binayı Halil bey bin Süleyman Paşa adlı bir kişi 1904 tarihinde inşa ettirmiştir. Bina tapuya ilk defa «Maa Bahçe ve müştemilât bir bab otel»olarak kaydedilmiş ise de, hiç bir zaman otel olarak kullanılmamıştır. Halil bey bin Süleyman paşanın saraya mensup olduğu, Hıristiyan olduğu, Arapça, Türkçe ve muhtemelen Fransızca bildiği, Sapuncakis Halepli olarak tanındığı, kabrinin muhtemelen Adada Hıristos mezarlığında bulunduğu söylenmektedir.
Dış bölümde dikkat çekmek istediğim hususlar şunlar:
1- Girişte yer alan sütunlar taşıyıcı sütunlar değildir. Fotoğrafa bakıldığı zaman asıl taşıyıcı olan köşeli sütunlar görülür. Tam girişte bulunan 2 sütunun sembolik bir amaçla yerleştirildiği kesindir.
2- Üçgen içerisinde ışık saçan göz. Sn. Adam çok güzel açıklamış, bunlar sık kullanılan sembollerdir. Ancak burada üçünün bir arada olması, sembolik amaçla nakşedildikleri düşüncesini güçlendirir.
3- Bahçe demirleri üzerinde çok sayıda arı motifi vardır.
4- En tepede bir levha yer alır. Burada elele tutuşmuş 2 kişi (muhtemelen sövalye), önlerinde bir arı kovanı, altlarında 5 tane ağaç (ki bunlar büyük ihtimalle akasyadır), arkalarında da örümcek (veya akrep) benzeri bir motif görülebilir. Arı kovanının, 3. maddede verilen arılarla birlikte değerlendirildiği zaman, sadece süsleme amaçlı olmadığı anlaşılır. Ayrıca arkadaki örümcek ile arının oluşturduğu tezat da dualizm sembolizmasına işaret etmektedir. Akasya ölümsüzlüğü remzeden önemli bir semboldür.
Bu başlıkta tekrar yazmamdaki sebep ise içerisi. Binanın içine ait resimler gördüm. Kopyalayamadığım için sizlerle paylaşamıyorum maalesef, ama bunlara değinmem gerekiyor diye düşünüyorum.
Girişi izleyen orta odanın üzerinde sekizgen bir kubbe bulunmakta. Kubbenin ortasında da bir pusula resmi var. Ana yönler belirtilmiş, yani bildiğiniz bir pusula. 4 ana yönün önemi malum, tesadüfi bir süsleme olmadığı son derece aşikar.
Odanın 3 duvarı ise ilginç resimlerle süslenmiştir. Birinci resim Jüpiter, Apollus ve Mars'ı canlandırmaktadır. Jüpiter yazısının yanında daha küçük harflerle parantez içinde (Yaratıcı), Apollus adı yanında parantez içinde (koruyucu) ve Mars'ın yanında ise, yine parantez içinde (yıkıcı) terimleri yazılmıştır. Bu yazıların altında “Yunan-Romen teslisinin sembolik resimleri” ibaresi okunmaktadır. İkinci duvardaki Baal Chamin (yapıcı), Azerbaal (Koruyucu), Asdraubaal (yıkıcı) yazıları okunmakta ve altında “Asur-Fenike teslisinin sembolik resimleri” ibaresi yer almaktadır. Üçüncü resimde ise Ammon (yapıcı), Apis (koruyucu), Osiris (yıkıcı) yazıları bulunmaktadır, altında da “Mısır-Teb teslisinin sembolik resimleri” ibaresi okunmaktadır. Parantez ve tırnak işaretleri altında verilen ibareler Fransızcadır. Gerçekten ilgi çekici üçlemeler!
İlk yazımda belirttiğim bir hususa değinerek son vereyim. Burası bir toplantı yeri olarak kullanılmış mı? Şakül Gibi dergisinde yayınlanan bir araştırmaya daha rastladım. Orada da bu bina "Toplantı Yeri" olarak gösterilmiyor.
Saygılarımla.
-
Bir kardeşinizin evi olması mümkün müdür Sayın Mustafa Kemal?
Saygılarımla
-
Evin yapıldığı zamanki sahipleri belli, ama bu kişiler Kardeşimiz değil, en azından şimdilik kayıt bulamadım bu konuda. Bir diğer ihtimal, mimarlarının veya süslemeleri yapanların Mason olmasıdır. Sanırım biraz daha araştırma yapmam lazım hangisinin doğru olduğunu söyleyebilmek için :)
Yapım tarihi 1904, yani Türkiye BL'sının kurulmasından önce... Bakalım kayıt bulabilecek miyim o döneme ait :)
Saygılarımla.
-
Peki bu binanin mulkiyeti suan hazineye mi aittir ve kendi haline mi terkedilmistir?Bina devletin ise, belediyenin her hangi bir restorasyon yapma ve halka acma gibi bir projesi var midir? Veya binanin ihaleyle satisi gibi bir sey soz konusu olabilecek midir?
-
Sn. Isis,
Bildiğim kadarıyla özel mülkiyet. Fotoğrafları çektiğim esnada da bir tadilat var gibiydi. Gibiydi diyorum, çünkü sağda solda kum yığınları, 1-2 derme çatma iskele vardı, ama çalışan kimseyi göremedim. Hatta bekledim de birilerini görüp içeri girebilmek için ama olmadı.
Saygılarımla.
-
mutlaka gidip görmeliyim çok güzel bir yapıya benziyor
araştırarak sahibini bulup yada varislerini sonrasında da hikayesini dinlemeliyim
çok güzel bir paylaşım teşekkürler Mustafa Kemal
sevgiler...saygılar...
-
Bir başka açıdan binanın görüntüsü ektedir. 29 Ekim 1998 Hürriyet gazetesinin İstanbul ekinde bu bina yer almış.
-
Sayin Mustafa Kemal, Sayin Thoth guzel bir paylasimdi tesekkur ederim.
Sevgiler, saygilar.
-
Bay Mustafa Kemal,
İlgili evin yenilemesi hızla devam etmekte ve güzelleşmektedir. Yeni olan camlarda gönye ve pergel motifleri bulunmaktadır. Görmenizi tavsiye ederim. Belki yarın bir kaç fotoğraf eklerim.
Sevgiyle
-
Bir ada gezisi şart oldu o zaman :)
-
Sn. Mozart, Sn. Waldow,
Hanginiz önce giderse, dört gözle Gözlü Ev fotoğraflarınızı bekliyorum :)
-
Bu iki ev de Heybeliada'da...
Göz sembolü Adalar'da seviliyor sanırım :)
-
Cok ilginc Kardesim, belki de bir zamanlar Masonlarin toplandigi yerlerdendir buralar...
-
Sanmıyorum. Ben uzun zamandır İstanbul'da "Mabet" olarak kullanılan yerleri araştırıyorum. Adalar'da bilinen bir Mabedimiz yok.
-
Evin tarihi hakkinda belki tapulardan bilgi alinabilir. Ola ki, isgal zamaninda yabanci obediyanslarca kullanilmistir.
Bu arada, ilginc ve guzel bir arastirma konusu bulmussun Kardesim, heyecanlidir diye tahmin ediyorum.
-
Kardeşim inan son derece keyifli bir konu :)
Ama Belediyeden kayıt bulma konusu çok çok zor. Bu işi bilen tanıdıklara da danıştım. Sanırım emekli olmayı beklemek lazım bunla uğraşmak için :)
-
Konu bina olunca aklima su geldi; Keske burada bir Ozgur Masonlar uyesi olaydi da su anki binalarinin ilginc bir bicimde kesfedilen tarihi hakkinda da bilgi vereydi. Ben duydugumda cok sasirmistim :)
Bu temenni bir tarafa olmaklan nicin adalilar goz sever? Onunla ilgili tahminim: bir zamanlar Masonla zenginken :) ve dunyayi yonetiyorlarken :) adalarda tasayan Mason nufusu fazlayi ve onlar evlerini boyle sembollerle suslediler olamaz mi?
Sevecenliklerimle.
-
Konu bina olunca aklima su geldi; Keske burada bir Ozgur Masonlar uyesi olaydi da su anki binalarinin ilginc bir bicimde kesfedilen tarihi hakkinda da bilgi vereydi. Ben duydugumda cok sasirmistim :)
Bir HKEMBL üyesi cevap verirse kabul etmeyecek misiniz SN. Zagzagel :)
-
Bina uzmani sizsiniz sevgili mustafa Kemal Beyefendi :),
Bilen varsa ben zevke okurum en nihayetinde :)
Sevecenliklerimle.
-
Dünyayı yönet, şeytanla toplantı yap ama belediyeden kayıt bulama :)
Oldu mu yani :)
-
Net yorum budur :)
Teşekkürler Sn. ozkann... :)
-
Bu da Burgaz Ada'dan bir kapı numarası :)
Adalar'da gezmeyi seviyorum :)
-
Bu kapı numarasını böyle koyanı bulabilsek de sorabilsek neden böyle koyduğunu...
Ono bulamasak da benim gibi merak edip de soran, öğrenen olmuşsa ona sorabilsek...
Hiçbirini bulamazsak oturup kendi yorumumzu mu üreteceğiz?
Resim biray daha büyük olsa; ayrıntıları daha iyi görülse...
-
Konu bina olunca aklima su geldi; Keske burada bir Ozgur Masonlar uyesi olaydi da su anki binalarinin ilginc bir bicimde kesfedilen tarihi hakkinda da bilgi vereydi. Ben duydugumda cok sasirmistim.
Sayın Zagzagel'in değinmiş olduğu bu konuyu da umarım yeni bir başlıkta öğrenme ve yorumlama şansımız olur.
Saygı ile.
-
Bina yeri konusundaki keşfi yapan bildiğim kadarıyla ÖMBL Büyük Sekreteridir. :) Sn. Zagzagel o sebeple soruyu o tarafa yöneltiyor diye düşünüyorum. Yoksa şimdi kullananlarla ilgisi yoktur herhalde sorunun :)
Sn. Adam baktım maalesef daha geniş bir açıyla çekmemişim. Sadece bu fotoğraf var. Binanın içine de bakmıştım ama gittiğim zaman sezon dışıydı ve ev kapalıydı.
Saygılarımla.
-
Merhaba,
Gerçekten güzel fotograflar. Şunuda ilave etmek de yarar var. Büyükada'nın tarihi çok geçmişlere dayanmaktadır. Prens Adalarının gözdesi olarak anılan adada eskiden gidiş dönüş bile özel izinlerle yapılırdı. Örnek vermek gerekirse iskelelerdeki güvenlikler herkesi adaya almazlardı , gemiyle direk geri gönderilirlerdi. Şimdi o dönem geri kaldı ancak tarihi yerleri halen durabildiği kadar durmakta. Bundan 5 sene öncesine kadar her yaz gittiğim adalarda bisikletimde keşif gezileri yapardım. İnanınki bu gördüğünüz evlerde 100 lercesi daha var.Kaç tanesi ayaktadır söylemek zor. Ancak aklımdanda şu düşünce geçti, herkesin gidemediği bu bölgelerde insanlar toplantı yerleri olmasada inandıkları sembolleri veya yaşamlarını bu şekilde dışa vurmanın bir yolunuda bulmuş olabilirler.
Saygılarımla
-
Hey gidi...
Bu Gozlu Ev'in icinde de disinda da meger ne cevherler varmis. Bir derginin 35 yillik bir sayisinda (MS-No.21, s.9-23) bir Kardes tarafindan bu eve dair cok detayli, baski fotograflar da iceren bir calisma yapildigini buldum! Ilgili nusha elinde olanlara duyurulur.
Eureka
-
Sn Mustafa Kemal gerçekten muhteşem bir araştırma yapmışsınız, bir ada sever olarak bu evi görmüştüm ve gerçekten güzeldi bir sonraki ada ziyaretimde daha farklı bir gözle inceliycem.
-
sayın Eureka,
çok değerli bir bilgi paylaştığınız için teşekkürler
sevgiler...saygılar...
-
(http://c1109.hizliresim.com/11/9/19/795.bmp)
Turing oteli diğer ismiyle Savoy otel Büyükada'da Çankaya Cad. ile Kanarya Sok. kesiştiği yerde ve 3 katlı ahşap bir bina. Ne yazik ki sitede yazılana göre günümüzde mevcut değil.
http://www.adalarmuzesi.org/cms/kaynaklar/mimari-miras-veritabani?sobi2Task=sobi2Details&catid=5&sobi2Id=309 (http://www.adalarmuzesi.org/cms/kaynaklar/mimari-miras-veritabani?sobi2Task=sobi2Details&catid=5&sobi2Id=309)
-
Geçtiğimiz günlerde adaya gitme fırsatım oldu, gitmişkende Gözlü Ev'in son durumunu fotoğrafladım.
(http://i50.tinypic.com/2gv53td.jpg)
(http://i47.tinypic.com/2yobos3.jpg)
(http://i48.tinypic.com/2vl5k6x.jpg)
(http://i45.tinypic.com/2n6yyr4.jpg)
(http://i49.tinypic.com/2hcm4v4.jpg)
(http://i45.tinypic.com/2rddifc.jpg)
(http://i48.tinypic.com/zumd1y.jpg)
(http://i50.tinypic.com/142fq08.jpg)
(http://i49.tinypic.com/2vlp11f.jpg)
-
son hali çok güzel olmuş.. bi adalar ziyaretine çıkmak lazım artık :)
-
Merhaba,
Belediye ile ilgili bir ihtiyaç olduğu taktirde severek yardımcı olmaya çalışabilirim.
Onun dışında Büyükadada Ada fotograf sergisi bulunmaktadır. Muhakkak gidilmesi ve görülmesi gerekir dişye düşünüyorum.
Fotograflar ve fotografların çekildiği evlerin krokileride bulunmaktadır.
-
Sergiden haberim yoktu birdahaki sefer görmek isterim. Belediyede mi bu seri?
-
Sergi belediyede değil. Adalar kültür merkezinin yanında. Çınar meydanına yakın.
-
Birdahaki gidişimde bir uğrayacağım, Teşekkürler.
-
girişteki damalı zemin boyutlar arası geçişi ifade ediyor..
-
Boyutlar derken, bilinç düzeyleri mi? Farkındalık mı? Paralel evrenler mi? Ypksa Masonluk dereceleri mi? Benim gördüğüm 36 kare var orda. 36 sayısının önemi nedir acaba?
Saygılar
-
son hali çok güzel olmuş gerçekten. sahibi sesimizi duydu mu nedir :)
-
1904 yılı sağ tarafta Arap/Fars sayılarıyla yazılmış. Sol tarafta ise Latin şekliyle. Doğunun ve batının temsili gibi.
Keşke binanın içini görebileceğimiz fotoğraflar da olsa. Bu arada katkısından ötürü Sayın ARCHITECT'e teşekkürler.
Saygılarımla.
-
Bu çok güzel bir açıklama olmuş. Zira doğu ile batının sentezine değinildiği ilk başta hiç göze çarpmıyordu. Çok dikkatli bir gözünüz var.
Bir Büyükadalı olarak bu köşk, daima beni cezbetmiştir. Köşkün tarihini merak ederken şunu okumuştum: http://www.tas-istanbul.com/index.php/semtleri/bueyuekada/item/2791-sabuncakis-k (http://www.tas-istanbul.com/index.php/semtleri/bueyuekada/item/2791-sabuncakis-k)öskü-büyükada Burada köşkün tarihine değiniliyor. Yazıda "Yapı Sultan II. Abdülhamit döneminin meşhur masonlarından Halepli Yorgi Sabuncakis tarafından 1904 te yapılmıştır." deniliyor.
Oysa ben Sultan II.Abdülhamid'in masonlardan pek hazzetmediğini bilirdim. (İttihatçılarda anti-mutlakiyetçi masonların yer alması sebebi ile)
Müsaadenizle bu konu haricinde, iki soru sormak isterim. Sayın ARCHITECT'in paylaştığı harikulade fotoğraflar görüyoruz, ekte ben de bir fotoğraf gönderiyorum. Kapının hemen girişinde herkesin ayak bastığı siyah-beyaz satranç tahtasına benzer figürün anlamı nedir? Neden kapının girişinde, sağında ve solunda duruyor? Neden 3 tane? Bu sayının özel bir manası var mı? İkinci sorum biraz klişe olacak. Artık duymaktan sıkıldığınız bir mevzu. Büyükada'da herhangi bir yerde mason toplantıları halen yapılıyor mudur? Bu ev olmasa bile, onlarla tanışmak mümkün mü? Bir kız arkadaşımın babası masondu, lakin onunla hiç konuşma şansım olmamıştı.
Bilenler aydınlatabilirse çok memnun olurum,
Saygılarımla,
Mementomori
1904 yılı sağ tarafta Arap/Fars sayılarıyla yazılmış. Sol tarafta ise Latin şekliyle. Doğunun ve batının temsili gibi.
Keşke binanın içini görebileceğimiz fotoğraflar da olsa. Bu arada katkısından ötürü Sayın ARCHITECT'e teşekkürler.
Saygılarımla.
-
Öncelikle merhabalar;
Evet gidip gördüm ve nedense garip bir havası vardı. Farklı bir şeyleri var neyse seni daima takip etmesi sanırım turistlerin ilgisini çeker. Güzel bir paylaşım.
-Saygılarımla..
-
Bu fotoğraflar eski...
Bir kaç ay önce yolum İstanbul'a düşünce ben de gidip bu evi dışarıdan fotoğrafladım.
Fotoğraf çekimi için objektiflerimi hazırlarken evin sahibi olduğunu düşündüğüm bir bayan ve iki çocuk geldi. İçeriye girerlerken bayana fotoğraf çekmemde bir sakınca olup olmadığını sordum. O da çekebilirsiniz dedi.
Bir soru daha sorabilir miyim dedim. Sorun dedi. İnsanların bu evi neden merak ettikletini ve bu sembollerin anlamını biliyor musunuz deyince...
Evet, eskiden masonlar oturmuş ama şimdi müslüman bir aile oturuyor dedi.
Yanıtına çok şaşırdım.
Eskiden oturanlar gayri müslim mi demek istedi yoksa masonlar müslüman değildir mi demek istedi anlayamadım.
Ancak ev şimdi çok bakımlı. Masonik olarak nitelenen semboller de çok belirgin.
-
Bölgede gayrimüslim nüfus yoğunlukta. Belki de bahsetmek istediği şey gayrimüslim masonların oturduğudur, çünkü oturduğu evin tarihini, daha önceden kimlerin oturduğunu merak ederek araştırmış olabilirler. Yani bu benim düşüncem, böyle olmayabilir de...
-
Masonluk hakkında kulaktan dolma bilgisi olan biri olabilir. Ama evin eski sahibi olan aile zaten müslüman değildi.