Masonlar.org - Harici Forumu
Inanc => 3 Buyuk Din => Konuyu başlatan: Ali Genetic - Ocak 26, 2014, 01:46:27 öö
-
Başlıkta belirttiğim gibi bu konuda ne düşünürsünüz?
-
Bağnazlıkla harmanlanmış, batılla hareket eden, yeterince düşünemeyen beyinlerin ürünüdür yobazlık bana göre. Sürü psikolojisiyle hareket eder.
Itikat ise, bireyin dini yükümlülüklerini huşu içinde yerine getirmesidir diye düşünüyorum.
-
Ben derimki,
iman tanriya kosulsuz, sorgusuz vede sualsiz inanmaktir.
Bu bütün dinlerde böyledir.
Siz tanriyi ve tanridan geldigi kabul edilen kitaplar ve emirleri sorgulayamazsiniz, sebep soramazsiniz.
Sordugunuz anda siz imansiz olursunuz.
Yobazliksa bunu yerine getirme eylemidir derim ben.
-
Bence iman teslim olmaktır.Vicdan sahibi olmaktır.Adalet bilmektir.
Müslüman demek teslim olan boyun eğen demektir.Aslında inanç kavramı da böyledir.Doğruya iyiye inanmaktır.Iman bağnazlık yargılama kaldırmaz.
Ancak;
Yobazlık bu gerçekten inanan iman eden insanların bu iyi yönünü bilip bu durumdan nemalanmaktır.
-
Yobazlık dini işine göre şekillendirip... Sonra zamanla buna kendisinin de inanmasidir...
Bu fikir hakkında alıntı yaparak yazarsaniz sevinirim...
Saygılarımla...
-
Yobaz, kelime olarak bir şeye aşırı şekilde bağlı olmak olarak tarif edilir ya da telaffuz edildiği zaman öyle algılanır. Bir şeye, tereddütsüz, tartışmasız, araştırmasız ve katı biçimde inanmak, bağlanmak anlamına gelir. Bir diğer tarifle(Müslümanlar arasında) mutaassıp anlamına da gelir. Yani toplum nezdinde kötü anlam çağrıştıran bir kavramdır. İman ise Türkçede "inanma" anlamına gelir. Bu inanma kayıtsız şartsız ve soyut olan bir varlığa inanmaktır. İslam dinine göre iman zorlama ile gerçekleşmez ve toplum içerisinde bir övgü ya da birileri iman etmediği için vurma kırma vesilesi olmaz. Yobazlıkta ise aşırılık ve ölçüsüzlük vardır. Eleştiri kabul edilmez. Sadece bir doğru vardır ve ona inanılır. Başka hiçbir şey kabul edilmez. Körü körüne inanan, kendi gibi yaşamayanları da kafir ilan eden tip olarak da tarif edilir. "Yobaz" kelimesi olumsuz nitelikler taşıyan her insan için de kullanılabilir.
Saygılar
-
İman Tanri ile kisinin arasindaki bağdir.
Yobazliksa bu bağin abartilip ,abartilmakla kalmayip diğer inanlari bu bağ ile boğmaya calismaktir
-
iman tanriya kosulsuz, sorgusuz vede sualsiz inanmaktir.
Katılmıyorum Dostum ...
Saygılar
-
İman,Kul ile Evrenin yüce yaratıcısı (Allah) arasındaki manevi bir haykiris ,itikat ve bağdır.Yobazlik ise bağnazliktir.Dinlerde yobazligin yeri yoktur.Yobazlik tamamen insanın kendini yetiştirmemesi çevresi ve bakış açısı, kültüru ile edinmiş olduğu yaşamsal şekilci inanıştır.İmanli ve inanan insanda insan sevgisi ve tanrı sevgisi olduğu müddetçe yobazliga dinlerde yer yoktur.Saygilarla.
-
İnançlar simgelerdir ve insanlar simgeleri yaşamlarının acılarına sessiz boyun eyişleri olarak görürler (oysa öyle değillerdir). Sanki varmış gibi ama yaşamıyormuş gibi imanları olarak kabul eder ve boyun eğerler (oysa öyle değildir).
Yobazlık; nerede ve niçin uyandığını bilmeden uyuyan bir bilinçtir.Dinleri,ideolojileri ve bütün kavramları aşan bir yelpazeleri vardır.Kısaca: Şeytan'ın şairleri yobazlardır.
-
Sayın Farmakoloji'nin de belirttiği gibi, iman manevi bir olgudur, yani birçok bilim insanı tarafından müspet ilim olarak kabul edilmemektedir. Nitekim , bir ateist için bu manevi olgu hiç bir anlam ifade etmez.
Sayın ANARCHOSA'nın "Amerikan deyişi dediği" (Az hamileyim,olmaz, ya hamilesin ya da değilsin ) deyişi doğrudur ve tamamen bilimsel bir deyiştir. Manevi bir olgu ile bilimsel ve fiziksel bir oluşumun kıyaslamasını yapmak büyük bir hatadır. Bu nedenle, sayın ANARCHOSA'nın benzetmesini yerinde bulmuyorum.
Saygılar-sevgiler.
-
Var olmuş her canlı çürür; bu yaşama dair yapılmış en büyük hakarettir.İnsanlığın Sonsuz arzularda boğulmaya yatkın bir nefsi mevcut; körelmesi için tanrısal figürlerler yaratıp bu arzuları bastırmaya çalışması oldukca doğal.Bu toplumsal yapıdan türeyerek dinsel izdüşümler eşliğinde bireyin etrafını durmadan daraltan, ve bir cembere dönüşen tabuları/sınırları bazen anlayamıyorum.
Beden her canlının kendi içindeki ruhunun mabedidir.Bu yaşam şekli cercevesinde başka bir yaşama zarar vermeden özgürce var olabilme hakkıdır.Bu duruma müdahale edilmesi, her anlamda bir yobazlık tanımıdır.
Yukarıda bedenler çürür demiştim; lakin düşler asla çürümezler.Yobazlar cürüyen bedenlerimizi tanrılara ve ideolojilere atfettiler; düşlerimizi şeytanlara...
Sonuçta ölümün yüzü soğuktur.Bedenin alma hissi, ölümün sessizliğine her zaman galip gelir ve var olmayan diyarlarda ölümsüzlüğü hayal ettirir.
Ölüm, bir insan'ı farkındalığa taşıyan bir uykudan uyanışa dönüşen karanlık bir uykudan geçiştir. Dolayısıyla, “farkındalık, aslında farkında olmamanın bilincidir”
Düşlerin ve arzuların şeytan olduğu; itaat ve boyun eğişin, dinler ve ideolojiler olduğu bu sonu gelmez çağlarda, organize olmuş coğunluk olan cahilliğin avuçlarında titreyen bir ateş böceği kadar bir fark yaratmak bile mucize gibi.
Ölecegimiz o bir gün için sözde yapılanlar; yaşayacağımız o bütün günleri yobazlığın avuçlarına bırakmaya değer mi ?
Saygılar