Yani ; şiirsel bir dil ile özetlemek gerekirse , herhalde şöyle bir sonuç çıkıyor :
''Ortaçağ'dan bu yana gülmedik.
Bir yanımız akıp giden fresk,
öte yanımız ; kaskından şarap dökülen Venedik'li.''
Ortalık toz duman. Kim kime, dum duma.
Çığlıklar ve siren.
Bir yiğit çökmüş oracığa.
Yanıyor,bağırıyor.
İç çekiyor garibim, gözünde iz, alnında kurşun yarası.
''Vurun ulan,vurun,'' diyor. ''Ben kolay ölmem. Ocakta küllenmiş közüm, karnımda sözüm var. Haldan bilene.
Babam gözlerini verdi Urfa önünde. Üç de kardaşını.Üç nazlı selvi ; ömrüne doymamış üç dağ parçası.
Burçlardan, tepelerden, minarelerden...
Vurulmuşum; düşüm, gecelerden kara. Bir hayra yoranım çıkmaz,canım alırlar ecelsiz. Sığdıramam kitaplara. Şifre buyurmuş bir paşa;
Vurulmuşum sorgusuz, yargısız...''