OKAY GÖNENSİN
VATAN--27 Mayıs 2007
Tam 47 yıl önce bugün Türk Silahlı Kuvvetleri darbe yapmış ve dönemin iktidarının başında bulunanları hapse atmıştı. Bu kişilerden üçü sonradan asıldı. Üç idam mahkûmundan biri olan Başbakan Adnan Menderes’in adını bugün ülkenin en büyük havaalanlarından biri taşıyor. Menderes bugün kendi anıt mezarında yatıyor.
Aradan geçen 47 yılda iki askeri darbe, bir postmodern askeri darbe, dört de darbe girişimi oldu.
Ve bugün Türkiye bir kez daha askeri darbeyi konuşuyor. Bir yanda bazı “sivil toplum örgütleri” askeri müdahalenin ideolojik ve kitlesel desteğiyle ilgili çalışmalar yapıyor, diğer yanda sandıktan umudunu kesmiş insanlar “asker gelsin bu iş bitsin” diye konuşuyor.
***
1960’ta iktidardan indirilen Demokrat Parti’nin devamı olan Adalet Partisi ilk serbest seçimde iktidar oldu ve iki kez yüzde 50’nin üzerinde oy aldı.
AP’nin başında olan Süleyman Demirel 1971’de yine askeri müdahale ile başbakanlıktan indirildi. 12 Mart 1971’in gerekçesi “anarşi” ve “bölücülük” idi. Bu müdahalenin ardından “anarşi” denilen durumun sona ermesi bir yana, ülke bir iç savaşın kıyısına kadar geldi.
***
12 Eylül askeri darbesinin gerekçelerinden biri, artan bölücülüktü. Bu yüzden Diyarbakır askeri hapisanesi bir temerküz kampı gibi çalıştı. “Bölücülük” böylece bitirilemedi. Bitirilmesi bir yana birkaç yıl sonra PKK adlı örgüt cumhuriyet tarihinin en büyük silahlı kalkışmasını başlattı. Bu kalkışma hâlâ devam ediyor.
1997 yılının 28 Şubat’ı ilk postmodern darbe için düğmeye basılan tarih oldu. “İrtica” yani Erbakan, Çiller’in desteğiyle iktidara gelmişti, yüzde 20 dolayında bir oyu vardı.
12 Eylül’ün askeri yöneticileri sol dalgaya karşı “Müslümanların desteklenmesi” şeklinde bir politika benimsemişlerdi. Ve bu desteğin ucunda Erbakan iktidara kadar gelişini gördük...
***
Askeri darbenin bir kez evine bir kez de hapse gönderdiği Süleyman Demirel tekrar başbakan sonra da cumhurbaşkanı oldu.
Erbakan 28 Şubat müdahalesi ile gönderildi, onun partisinin içinden çıkan AKP, 2002 yılında, yani son darbeden beş yıl sonra bütün diğer siyasi partilere fark atarak iktidar oldu.
AKP de cumhurbaşkanı seçimi dolayısıyla bir askeri muhtıraya hedef oldu. Türkiye seçime gidiyor ve AKP yine sandıktan birinci parti olarak çıkacak.
***
Şimdi askeri müdahaleleri yapanlar, halen askeri müdahaleleri özleyenler bir sorunun cevabını vermek zorunda: Bütün bu müdahaleler neye yaradı?
Şuna yaradı:
Her askeri müdahalenin ardından Türkiye biraz daha geriye gitti. “Çağdaş uygarlık” tan uzaklaştı, üçüncü dünya kıskacına takılı kaldı.
27 Mayıs 1960’ta doğanlar bugün 47 yaşında olgun kişiler ve ömürleri “asker darbe” konuşmaları içinde geçti.
Burada “ama” diye başlayan gerekçeleri sıralamaya gerek yok.
Elbette Türkiye’yi siviller iyi yönetemedi.
Ama askeri yönetimler sivillerden daha kötü yönetti. Hiçbir askeri darbe, gerekçesi olan sorunu gideremedi, tam tersi sonuçlara yol açtı.
Bu ülkede hâlâ “asker gelsin sorunlar bitsin” diyenlerin bulunması çağdaşlık ölçütlerine göre büyük bir ayıptır. 47 yıldır aynı tartışmaların içinde kapanıp kalmış olmamızın açık sonuçlarını görmemek için gerçekten kör olmak gerekir. 47 yıl önce Türkiye ile aynı toplumsal ve ekonomik düzeyde olan ülkelerin tümü şu anda “ileri ülkeler” ligindedir. Peki, Türkiye nerededir? Herkes çevresine baksın, kör değilse görecektir.