Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Tapınak Şövalyeleri  (Okunma sayısı 10447 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 01, 2011, 12:07:37 öö
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 205
  • Cinsiyet: Bay

BÖLÜM 1

‘Hıristiyanların koruyucusuydular’


NORVEÇ’teki saldırıları gerçekleştiren koyu Hıristiyan Anders Behring Breivik’in gerek internetteki manifestosu gerekse videosuna “Tapınak Şövalyeleri” adını vermesi, yüzlerce yıllık bir geçmişe sahip olan Haçlı Seferleri sırasında Hıristiyanları koruma görevini üstlenen tarikatı yeniden gündeme getirdi. Hıristiyan öğretiden yola çıktığını, beslendiğini ifade etse de Breivik’in ölüm adasında gerçekleştirdiği katliamda onlarca Hırıstiyan gencin olması Hıristiyan âleminde bile şaşkınlıkla karşılandı. HABERTÜRK, asırlardır gizemli uygulamaları, teorileriyle ‘yok olduğu’ dile getirilen Tapınak Şövalyeleri’ni ele aldı. Kutsal topraklara hac için giden Hıristiyanları korumak amacıyla kurulan Tapınak Şövalyeleri kimlerdi ve ne istiyorlardı? Breivik’in manifestosunda Müslümanları hedef göstermesi gibi acaba Tapınakçılar da Müslüman düşmanı mıydı? Tapınakçılar bir efsane mi yoksa günümüzde de faaliyet gösteriyorlar mı? Bu soruları uzmanlarına sorduk. Tapınakçılarla ilgili iki konuda uzmanlar görüş ayrılığı yaşıyor. Tapınakçılar yok oldu diyenlere karşın, “Hayır hâlâ yaşıyorlar ve dünyayı etkiliyor” diyenler de var. İkinci ayrılıksa, Tapınak Şövalyeleri’nin Müslümanlık düşmanı olup olmadığı noktasında yaşanıyor. Bu dizide Tapınakçılar hakkındaki bilinmeyenleri, uzmanların düştüğü görüş ayrılıklarını bulacaksınız.

9 asırlık dinsel tarikatın 34 üyesi diri diri yakıldı

Kutsal topraklara giden Hıristiyan hacıları korumak için Tapınak Şövalyeleri’ni kurdular. İki yüzyıl varlık gösterdiler. Sonunda eşcinsellik, şeytana ve Baphomet’in putuna tapmakla hatta Müslümanlaşmakla suçlanıp yakıldılar, bir efsaneye dönüştüler. Kimilerine göre tarikat yok oldu kimilerine göreyse farklı gizli örgütlere dönüşüp hâlâ dünya üzerinde etkisini sürdürüyor.

Bu zamanlar arasında farklı değerlendirmelere neden olan 9 asır önce dini temelde kurulan ‘Tapınak Şövalyeleri’yle ilgili olarak araştırmacı yazar Göktuğ Halis, ‘Tapınakçılar’ın 9 şövalye öncülüğünde kurulduğunu anlatıyor. Halis, merkezi Kudüs olan örgütün ‘İsa Mesih’in Yoksul Şövalyeleri’ olarak hayata geçtiğini söylüyor ve Müslümanlık karşıtı bir örgüt olmadığını ifade ediyor. Halis, Tapınakçılar’ın bir kiliseyi cami haline getirip, bir Müslümanın namaz kılması için düzenlediğini söylüyor.

‘Müslümanlık karşıtı değillerdi’

Tapınak Şövalyeleri kimdir, nasıl kuruldu? Yaygın biçimde ‘Tapınakçılar’ olarak bildiğimiz tarikat, “Süleyman Tapınağı ve İsa Mesih’in Yoksul Şövalyeleri” ismiyle, 12’nci yüzyılın ilk çeyreğinde Kudüs Kralı ve Kudüs Patriği’nin onayıyla, Kutsal Topraklar’a giden Hıristiyan hacılarını korumaya ant içmiş 9 şövalyenin girişimiyle kuruldu. Kuruluş tarihi net değil, 1119 ya da 1120 olma ihtimali oldukça yüksek. Dönemin önemli vakanüvisti Guillaume de Tyre’nin 1118 şeklinde bildirdiği tarihin hatalı olduğunu düşündüren bazı tarihsel belgeler var. 9 şövalye içinde en önemli iki isim, ki bu 9 şövalyenin isimleri de değişik kaynaklarda birbiriyle çelişkilidir. Hugues de Payens ve dönemin en önemli dini liderlerinden birisi olan St Bernard’ın akrabası, büyük olasılıkla dayısı olan Andre de Montbard...

Müslümanlığa karşılar mı? Hayır değiller çünkü Hıristiyanlık savaş karşıtı olmakla bilinir.

Ama Breivik, manifestosunda Müslümanların yoğun olarak yaşadığı ülkeleri hedef göstermiş? Breivik, Tapınak Şövalyeleri’nin özünden habersiz. Onlardan bir simge olarak yararlandığını görüyoruz. Çünkü olayın tarihsel özüne inmiş olsaydı Tapınak Şövalyeleri’nin kendi dindaşlarına saldırı konusunda ciddi tavır gösterdiğini, Müslüman düşmanı olmadığını bilirdi. Oysa Breivik Hıristiyanları öldürdü. I Adları neden Tapınak Şövalyeleri, anlamı ne? Tarikatın esas ismi ‘İsa Mesih ve Süleyman Tapınağı’nın Şövalyeleri’dir. Kral tarafından Mescid-i Aksa’ya yerleştirilmişlerdi. Bu nedenle Tapınak Şövalyeleri ismini almışlardır.

Hıristiyan hacıları nasıl korumuşlar, neler yapmışlar? Kutsal Topraklar’a giden hacılara yol boyunca eşlik etmiş, saldırılara karşı korumuşlar. Güvenliklerini sağlamak için çeşitli yerlerde kaleler inşa etmişler.

Tarikatın belli kuralları var mı? Yoksulluk, bekâret ve itaat. Gerçekten yoksuldular. Şövalyeler aslında rahiptir, evlenmez cinsel ilişkiye girmezler. İtaatkârlık ise hiyerarşiye bağlılık anlamındadır.

Nasıl yoksullar, Fransa Kralı’nın mal varlıklarına el koymak için onları idam ettiği söyleniyor? Şövalyelerin bütün gelir kaynaklarının tamamının Kutsal Topraklar davasına adanması söz konusu. Birçok Haçlı seferi maddi gelir istiyor. Bir şövalye zırhıyla donanımıyla ciddi bir yatırım demekti. Avrupa’daki topraklarını ekiyorlar, gemileriyle yolcu taşıyorlar. Gelirlerini savaşlarda harcıyorlar.

Nasıl yaşarlardı? Tapınakçılar her şeyden önce dini bir örgüt. Bütün günleri çok az yiyerek geçiyor. Yazılı kaynaklarda haftada sadece 2 kez et yedikleri yer alıyor. Günleri dua ederek, çalışarak ve yine dua okuyarak geçiyor. Sofu bir hayata katışıksız bağlılık gösteren insanlar. Ruhlarının esenliğini amaçlayan insanlardı.

Bir sembolleri, özel kıyafetleri var mıydı? Sembolleri tek bir ata binen iki şövalyeydi. Bu bir yoksulluk sembolüdür aynı zamanda. Giysilerinde ise beyaz harmani üzerine kırmızı haç bulunurdu. Harmani din adamlarının giydiği beyaz kıyafetti ve bekâreti simgeliyordu. Kırmızı haç ise savaş sembolüdür.

Tapınak Şövalyeleri’nin İstanbul ile bir bağlantıları oldu mu? Bizim 5. Haçlı Seferi dediğimiz seferler ne yazık ki yönünü saptı. Kutsal Topraklar amacıyla yola çıkan Hıristiyan orduları kendi iç çatışmaları nedeniyle İstanbul’a saldırdı. Aralarında Tapınak Şövalyeleri de vardı. Büyükada’daki kilise ile Ayasofya’nın yağmalanması bu esnada oldu.

Peki ne oluyor da Haçlı Seferleri’ne bu kadar hizmet eden tarikat üyeleri idam ediliyor? Tapınakçılar Hıristiyan hacıları korumak için kurulmuştu ama 14’üncü yüzyılın hemen başında Kutsal Topraklar’daki Hıristiyan kentler tek tek düştü. Hıristiyan kent olmayınca amaçlarını yerine getiremediler. Büyük borç içindeki Fransa Kralı IV. Philippe, dinden sapma, eşcinsellik ve şeytana tapma gibi suçlamalarda bulundu. Yapılan yargılamalarda tapınakçılara yönelik suçlamalardan biri de Müslümanlaştıkları yönündeydi. Baphomet putuna tapmakla da suçlandılar. Baphomet, Muhammed isminin dönüştürülmesiydi.

Neden böyle düşünülüyordu? Tapınakçılar sürekli savaş isteyen gözünü kan bürümüş insanlar değildi. Selahaddin Eyyubi’nin tarihçisi Usame bin Munkiz’in yazdıklarına göre, Kudüs’e gelen bir İslam elçisi namaz kılmak ister. Tapınak Şövalyeleri bir kiliseyi camiye çevirirler ve ‘Buyrun burada namaz kılabilirsiniz’ derler. İçeride bir Hıristiyan vardır ve Müslümana tepki gösterir. Tapınakçılar müdahale edip dışarı çıkarırlar ve Müslüman namazını kılar. I Yargılamaları nasıl noktalandı? 1314 yılında örgütün 34 üyesi liderleri başta olmak üzere kazığa bağlanarak yakıldı. Diğerleri ise başka tarikatlara girmeye ya da inzivaya çekilmek zorunda bırakıldılar. Yargılama sürecinde tüm mal varlıklarına Kral el koydu. Papa bu malların kiliseye iade edilmesini istedi ama Kral vermedi. Kral’ın içinde bulunduğu maddi çıkmazları aşmak için Tapınakçılara böyle bir komplo kurduğu ortaya çıktı.
bana tek taraflı adaletinizden sakın bahsetmeyin.. adalet kirli atlet..!!


Ağustos 01, 2011, 12:10:23 öö
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 205
  • Cinsiyet: Bay

BÖLÜM 2

Breivik’in manifestosunda ‘Tapınakçılar’ın ‘Sigill’i var


Araştırmacı Yazar Aytunç Altındal, “Tapınak Şövalyeleri’nin bazıları SIGILL denilen özel şifreli bir alfabe kullanıyordu. Norveç’teki saldırgan da manifestosunda SIGILL kullandı. Tapınakçıların gizli takvimine göre Anders Behring Breivik, 13 Şubat’ta doğduğu için kendini bu saldırıyı yapmakla görevli saydı” diyor.

Araştırmacı yazar Aytunç Altındal’a göre Norveç’teki saldırıyı yapan Breivik, Tapınak Şövalyeleri’nin yönlendirmesinde olduğu için bu terör saldırısını düzenledi. Breivik’in internette yayınladığı manifestosundaki terim ve işaretlerin de Tapınak Şövalyeleri’ne ait olduğunu belirten Altındal, tarikatla ilgili bilinmeyen sırlarını HABERKTÜRK’e anlattı. İşte, Tapınak Şövalyeleri üzerine yazdığı makale ve kitaplarla bilinen Altındal’ın yorumları...

Breivik’in manifestosunda kalın bir haç ile içindeki yazılar dikkat çekti. Onların anlamı neydi? O, Tapınak Şövalyeleri’ne ait bir sembol değil SIGILL’dir. Bu çok önemli; çünkü Tapınakçıların Alsimistik kolunun işaretidir. Alsimistler simya ile ilgileniyorlardı. Tapınakçılar şifreli dillerinde “ATBASH” diye bilinen bir alfabeyi kullanmışlardı. Ayrıca sayılar ve harfler arasındaki bağlantılarla yapılan hesaplamaları ve kader çözümlemelerini de gittikleri bölgelerde öğrenmişlerdi. Bu şifrelemeler NOTORICON, TEMURA ve Kabalistler tarafından kullanılan ve çok karmaşık JAB ve ADU hesaplama şifreleriydi. Tapınakçılar tarafından Avrupa’ya tanıtılan bu şifreli yazımlar, günümüzde de şifreleme alanında kullanılmaktadır. İnternet dili ve şifrelemesi NOTORICON hesaplarından alınmıştır.

13 ŞUBAT’IN SIRRI

Saldırganın 13 Şubat doğumlu olması neden önemli? Tapınakçılar 360 günlük takvimler ve 13 burçlu bir astroloji haritasına göre hayatlarını düzenlemişlerdi. Bu nedenle 365 günlük takvim kullananlardan daima 5 gün ilerdeydiler. Bu terörist, Tapınakçılar için çok önemli olan 13 Şubat 1979 tarihinde doğmuş. Bu tarihte yani 13 Şubat’ta doğan kişiler tapınak astroloji haritasına göre Lilith burcundandır. Lilith’in İskandinavya’daki karşılığı mitiolojik olarak Valkiri adlı kadınlardır. Bu kadınlar savaşlarda kimin olup olmayacağını karar veren gizli güç sahipleri mitolojik yaratıklardır.

Takvimleri nasıl işliyordu? Tapınakçılar iki takvim kullanıyordu. Kullandıkları takvimlerden biri Julian diğeri de Abraham takvimiydi. Örneğin Tapınakçılara göre İsa, kilisenin gösterdiği tarihte değil Julian takvimine göre 6 Nisan 4747’de ölmüştü. Abraham takvimine göre ise 2001 yılında ölmüştü.

Ticari güçleri neydi? Tapınakçılar 12’nci yüzyılda bankacılık ve bir tür kredi kartı sisteminin de kurucuları oldular. Kudüs’e gitmek isteyen Hıristiyan hacılara kredi sistemini kurmuşlar ve tüm masraflar için gereken paraları önceden alarak onlara güvenli bir gezi temin etmişlerdi. Tapınakçılar bunun üzerine verilen meblağı gösteren bir harf işledikleri bir haç ile yapıyorlardı. Haçı olan kişi gittiği her yerde haçını gösterip kredisi kadar para çekebiliyordu.

Kral Richard kimdi? 1210 yılında Haçlılar Filistin ve çevresinde Müslümanlarla savaşıyorlardı ve başlarında da ünlü Aslan Yürekli Richard vardı. Richard, İn gil te re Kralı’ydı ve krallığını kardeşi John’a bırakarak Filistin’e savaşmaya gitmişti. Richard’ın kar de şi John, Tapınakçılar aracılığıyla Katolik Kilisesi ’nin uydurduğu yalanları öğrenmiş ve Roma’ya dönmek zorunda olduğu vergilerden bıkmıştı. Kardeşi Müslümanlarla savaşırken Kral John Müslüman olmak istemiş ve bu amaçla Fas Sultanı ’na üç şövalyesini gizlice göndermiş, tahtını ve tacını İslamiyet’e bırakmak iste diğini imzalı bir mektupla bildirmişti. Bu girişim Fas Sultanı tarafından, çok ilginçtir ki, aynen şu sözlerle geri çevrilmişti: ‘Tahtını, tacını, kılıcını ve dinini bırakan bir kraldan İslamiyet’e hayır gelmez, otur oturduğun yerde ve orda ka l’. Sultana gönderdigi şövalyeler ise Müslüman oldu.

Tapınakçıların yaşayıp yaşamadığı tartışılıyor

TARİHTE özellikle Haçlı Seferleri’nde önemli bir figür olarak yer alan Tapınak Şövalyeleri’nin 34 üyesinin yakılarak idam edilmesinin ardından tarikatın yeraltına inip yaşamaya devam ettiği konusunda rivayet muhtelif. Tapınakçıların yok olduğunu, bazı örgütlerin kendilerini Tapınakçıların devamı olarak sunduklarını ifade eden Araştırmacı Yazar Göktuğ Halis, “Tapınakçılar yakıldıktan sonra geride kalan üyeleri hakkında araştırmalar yaptım. Özellikle Portekiz’e gönderilenler çok acımasız bir şekilde öldürüldüler. Bir zamanlar meslek locası olan Masonlar, Tapınak Şövalyeleri’nin simgelerini kullanmaya başladılar. Örneğin onlar gibi bellerinde küçük kılıç ta şı yor lar dı. Ta pı nak çı la ra yö ne lik bu şe kil de ki gön der me le ri po pü ler leş me le rin de rol oynadı” diyor. Araştırmacı Halis gibi Tapınakçıların tarihte kaldığını söyleyen uzmanların yanı sıra tıpkı Araştırmacı Yazar Aytunç Altındal gibi tarikatın zaman içinde farklı örgütlenmeler göstererek yaşamaya devam ettiğini hatta günümüzde de varlığını çok güçlü bir şekilde sürdürdüğünü savunanlar da var.

Katolik kilisesiyle ters düştüler

İslamiyet’e bakışları neydi? Tapınakçıların çok ilginç bir özellikleri vardı. O da Katolik Kilisesi ile ters düşmeleri. Haçlı Seferleri sırasında Ortadoğu’da İslam diniyle tanışmaları ve aynı zamanda da kendilerine öğretilmiş olan Katolik Hıristiyanlığın tamamen safsatalardan ibaret olduğunu Kudüs, Filistin, Mısır ve İskenderiye’de tanıştıkları Gnostik=Rafizi Hıristiyanlardan duydukları özel belgelerden öğrenmişler. Katolik Kilisesi’ne ve Papalara nefret beslemeye başlamışlardır. Gerçekten de Ortadoğu’da özellikle de Koptik Hıristiyanlıktaki anlayışla Katolik Kilisesi’nin dogmaları hiç uyuşmamıştır. Tapınakçılar Gnostik Hıristiyanlardan bazı çok gizli sırları öğrenmişler ve bunların peşinden gitmişlerdir.

Hala varlar ve çok etkililer

“Tapınak Şövalyeleri hep vardılar, hâlâ varlar ve çok etkililer” diyen Aytunç Altındal şu değerlendirmede bulunuyor: “Tapınak Şövalyeleri sırları da kendisi de gizli olan bir teşkilat. Hiç kimse ‘Ben Tapınak Şövalyesiyim’ diye ortaya çıkıp beyanda bulunmaz. Yönetimleri ve konseyleri var. Her 6 ayda bir yapılan toplantılarda bir araya gelirler. Toplantılarını Roma, Londra ve Amerika’da yapıyorlar. CIA’nın başına geçecek kişi Malta’ya Tapınak Şövalyeliği’nden geçmek zorunda. NATO Genel Sekreterleri, devlet başkanları da dahil hepsi belirli bir dönem ‘Tapınak Şövalyeliğinin Erdemleri adlı eğitimden geçerler.”
bana tek taraflı adaletinizden sakın bahsetmeyin.. adalet kirli atlet..!!


Ağustos 01, 2011, 12:13:36 öö
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 205
  • Cinsiyet: Bay

BÖLÜM 3

‘Uluslararası birçok örgütü Tapınakçılar hayata geçirdi’

Tapınak Şövalyeleri’nin 1452 yılından itibaren “Gül ve Haç Kardeşliği” ismini aldığını ifade eden araştırmacı-yazar Aytunç Altındal’a göre Avrupa Birliği’ni de bu örgüt kurdu. Altındal, “Türkiye’de de ‘Manevi Cihazlanma Cemiyeti’ adıyla faaliyet gösteren örgütün gizli sembolleri bugün İstanbul’un en popüler mekânlarında boy gösteriyor. Tıpkı Teşvikiye’deki İzmir Apartmanı ve Karaköy’deki Dul Kadın Heykeli gibi” diyor.

“ TAPINAK Şövalyeleri hep varlardı, hâlâ varlar ve çok etkililer”... Yazı dizimizin 2’nci gününde bu sözleri sarf eden araştırmacı-yazar Aytunç Altındal, yaptığı araştırmalar ışığında Tapınakçıların günümüzde hangi örgüt ya da örgütlerin çatısı altında varlığını sürdürdüğünü gözler önüne seriyor. Anlattıkları, hayrete düşürecek cinsten. Altındal, “Öyle ki Avrupa Birliği, NATO ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası örgütlerin kuruluşunda dahi karşımıza bu tarikat çıkıyor; Masonlarla organik bağ kuran, ‘Gül ve Haç Kardeşliği’ ismini alan ve birçok örgütle hayat bulan Tapınakçılar’ı görüyorsunuz” diyor. Tarihteki kuruluş amacı Hıristiyan hacıları korumak olan Tapınak Şövalyeleri’nin günümüzde artık tek amacının dünyayı yönetmek olduğunu söyleyen Altındal, Türkiye’de de yapılanan örgütün İstanbul’da toplantılarını gerçekleştirdikleri binalardaki gizli sembollerini HABERTÜRK’e anlattı. I 14. yüzyılın ilk çeyreğinde yakılan Tapınak Şövalyeleri, tarih sahnesine yeniden nasıl çıktılar? Fransa Kralı ve Papa tarafından hazinelerine el konmak için yakılarak öldürüldüler. Bu olayın ardından intikam almak amacıyla bir kısmı Malta Şövalyesi, bir kısmı ise Hospitaly Şövalyesi haline geldi. 17. yüzyılın sonunda ise “Gül ve Haç Kardeşliği” teşkilatıyla tekrar ortaya çıktılar. Sadece bilimi ve Protestanlığı esas alarak, Katolik Kilisesi’ne karşı sekülerizmi savunarak Avrupa Birliği’ni kurdular.

Masonlar da Tapınakçı mı? Masonlar iddiaya göre Tapınakçılar’dan eskidir. Hatta bazı İngiliz locaları Masonluğu İsa Mesih ile başlatırlar ve onun üstadı olarak da İncil’in eski Ahit bölümünde adı geçen Mimar Hiram Abif adlı kişi olduğunu söylerler. Ama aslında günümüzde Masonluk olarak tanınan akım, 1713’ten itibaren Anderson adlı Mason üstadının yazdığı anayasa ile kurulmuştur. Tapınakçılar, Mason localarında “Üstadlar” oldular.

Gül ve Haç Kardeşliği örgütündeki gül neyi temsil ediyor? Yahudiler için kutsal kitapta geçen gül, “beklenen kurtarıcıyı” simgeler. Aynı gül kodu Hıristiyanların Katolik mezhebinde “Bakire Meryem’e” verilmiş olan adlardan biridir. Mitolojide ise güle çeşitli anlamlar yüklenmiştir. Eros, tanrılara gül sunar ve bunu başlarının üstüne koyar. Bu, başına gül konulmuş olan kişinin ya da tanrının sırlarının saklanması gerektiğini sembolize eder. Bu nedenle günümüzde özellikle gizli kalması gereken sırların konuşulması yasaktır ve buna hem diplomatik dilde hem de ezoterik örgütlerde “Subrosa” yani “gül altı” ya da “gülün altında” denilir. Ayrıca yine mitolojiye göre ilk güller “Tanrıça Afrodit”in sevgilisi Adonis’in kanayan yarasından akan kandan doğmuştu. Daha sonra bu efsane, İsa’nın çarmıha gerilişi sırasında böğründeki yaralardan akan kan damlacıklarından oluşan güller inancına dönüştü.

Üyeleri arasında kimler vardı? Tapınakçılar gerek ülkelerinin gerekse dünya siyasetinin üst tasarımcılarıdırlar. Yakın dönemlerde dünya siyasetinde etkili rol oynamış yüzlerce kişi bu gizli örgütün üyeleriydiler. Birkaçını saymak gerekirse; General de Gaulle, Valery Giscard d Estaing, Mitterrand, Avrupa Birliği’nin kurucularının tamamı, yüzlerce senatör, bakan ve milletvekili... Bitmedi, CIA’nın 4 başkanı ve 2 NATO Genel Sekreteri ve daha yüzlerce seçkin kişi Tapınakçıların devamı olan Gül ve Haç Kardeşliği ile Mason localarının üyeleriydiler.

Örgüt hâlâ faaliyette mi? Elbette. Halen dünyadaki en güçlü örgütlenme budur. Yaklaşık bin yıllık bir gizlilik kuralları çevresinde hayatlarını sürdüren bu kişiler, nihai hedefleri için BM, Dünya Bankası ve merkez bankaları gibi dünya çapında örgütlenmeleri kurmuşlardır. Nihai amaçları tüm dünyayı Birleşmiş Milletler’de kuracakları bir hükümet aracılığıyla tek elden tek amaç için yönetmek ve yönlendirmektir. Avrupa Birliği’ni kuran da yine Gül ve Haç Kardeşliği örgütünden olanların bir araya gelerek oluşturdukları ve kısa adı MRA olan Moral Rearmament’tir.

Tapınakçılar Hitler’i iktidara taşıdılar

Tapınakçıların kollarından bazıları Kudüs Filistin Rodos Askeri Tarikatı (Kısaca Saint John ve George Şövalyeleri) adıyla tanınmaktadır. Tapınakçıların diğer kolu ise 1838’de Marconis de Negre tarafından kurulan “Memfis Locası” adıyla bilinmektedir. Bu locaya Müslüman ve Hıristiyanlar birlikte üye olmuşlardı. Tapınakçıların bu kolu “Gül ve Haç Asya Kardeşliği Örgütü” adıyla tanınmıştır. Sembolü ise yeşil bir güldür. Örgütün Büyük Üstadı Baron Rudolf von Sebotendorff, Hitler’i yetiştiren “Thule” örgütünü kurmuştur. Bu örgüt Hitler’i iktidara taşımışıtr.

Türkiye’de Manevi Cihazlanma Derneği’ni kurdular

Türkiye ile bağlantıları var mıydı? İstanbul’da da faaliyet gösteren örgütün Türkçe ismi “Manevi Cihazlanma”ydı. Eski İstanbul Valisi Prof. Fahrettin Kerim Gökay, derneğin kurucuları arasında yer aldı. 1960’larda İstanbul’u “Dünya Dinler Başkenti” yapmayı planlamışlardı ama olmadı. 1963’ten sonra ise dinlerarası diyalog ve hoşgörü toplantılarını başlattılar. Bu dernekten yetişen birçok siyasetçi, bilim adamı, işadamı ve bürokrat vardı. En başta Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a yakınlığı ile bilinen İktisat Profesörü Hazım Atıf Kuyucak sayılabilir. 1964’e kadar Gül ve Haç Kardeşliği örgütünün başında olan ve Türkiye tarihinde önemli rol oynayan Kuyucak, tüm çabasını Türkiye’nin Avrupa ile bütünleştirilmesi meselesine adamıştı.

İzmir Palas’ın sırrı

TEŞVİKİYE’deki İzmir Apartmanı eski adıyla İzmir Palas, önünden geçenler için tarihi eski bir bina görünümünde. Ancak başınızı kaldırıp yukarıya, binanın en üst katına baktığınızda enteresan bir yapı dikkatinizi hemen çekecektir. Binanın diğer katlarından farklı olarak küçük bir kubbeyi andıran ve sütunlar üzerine oturtulan bu küçük yapı binanın gizli bir sembolü aslında. Gül ve Haç Kardeşliği’nin İstanbul’daki toplantılarına ev sahipliği yaptığı için binada örgütün gizli sembolleri kullanıldı. Apartmanın kapısında yeşil çiniler üzerindeki gül motifleri de yine örgütün simgesiydi.

ALINTIDIR: TÜLAY ŞUBATLI / GAZETE HABERTÜRK
bana tek taraflı adaletinizden sakın bahsetmeyin.. adalet kirli atlet..!!


Ağustos 01, 2011, 02:11:50 öö
Yanıtla #3
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 243

Türkiye’de Manevi Cihazlanma Derneği’ni kurdular
Tapınak Şövalyeleri’nin 1452 yılından itibaren “Gül ve Haç Kardeşliği” ismini aldığını ifade eden araştırmacı-yazar Aytunç Altındal’a göre Avrupa Birliği’ni de bu örgüt kurdu. Altındal, “Türkiye’de de ‘Manevi Cihazlanma Cemiyeti’ adıyla faaliyet gösteren örgütün gizli sembolleri bugün İstanbul’un en popüler mekânlarında boy gösteriyor. Tıpkı Teşvikiye’deki İzmir Apartmanı ve Karaköy’deki Dul Kadın Heykeli gibi” diyor.

Yazi dizisinde bahsedilen "Manevi Cihazlanma" ya da ingilizce adiyla Moral Re-Armament'in gecmiste uyesi olan bir yakin arkadasim, Kardesim var. Bu sozune son derece guvendigim dosdogru bir insan olan Kardesimle, Moral Re-Armament hakkinda cok konusmamiz oldu. Ozellikle Turkiye'de de Moral Re-Armament icin bahsi gecen yillarda faaliyet gostermis bu Kardesimden duyduklarim, yukaridaki Gul-Hac ve Tapinak Sovalyeleriyle Manevi Cihazlanma arasinda bir baglanti oldugu yonunde Sayin Altindal'a atfedilen iddianin tamamen yanlis, isabetsiz oldugunu gosteriyor.

Tabii, su var. Moral Re-Armament, Hristiyan bir organizasyon, bazilarina gore bir kult idi. Ama dunyadaki tum Hristiyan gruplari otomatik olarak Tapinak Sovalyeleriyle iliskilendirmeye akil, sir ermiyor.

Zannedersem Sayin Altindal, yine, birbiriyle baglantisiz iki konu arasinda bir bag insa etmek amaciyla, kendisine ozgu mantiksal sicramalarindan birini yapmis. Ne diyelim, bir inanan cikar herhalde.

Cikar cikmasina da, simdi benim bunu bilmem, icinde dogrular da barindiran yazisinin kalan kisimlarina da supheyle bakmama sebep oluyor.

Sevgi ve Saygilarimla,
Eureka
« Son Düzenleme: Ağustos 01, 2011, 02:19:51 öö Gönderen: Eureka »
The mason square doth clear the air of folly and deception
The rule is straight, the angle clear, for greatness has direction


Ağustos 01, 2011, 07:48:45 öö
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu yazı dizisini acaba neresinden tutmalı?

Tutamıyorum.

Daha girişinden, yazılmasına niyet edilişinden, başlıngıcından yanlış.

Tarihçesinde de yanlış, günümüzdeki anlatılışında da yanlış.

Hiç mi doğruluk payı yok?

Var. Olmaz olur mu? %10 oranında doğru.

Biraz daha mı artırayım?

Hatırınız için %20 olsun mu?

%25 bile yapamıyorum.

Bu arada doğru olup olmadıklarını bilmediğim ileri sürüşler ve anlatılar da var. Bu kadar çok yanlışın içinde elbette onlara güvenesim yok. Hatırınız için %20'ye çıkışım da ondan.

Hani büyük çoğunluğu doğru olsaydı, yanlışlar üzerinde düzeltmeler yazıp, bilmediklerimi de bilmediğim için belki doğru diye kabullenir,ya da bilmediğimi belirtirdim.

Ben kabullenemiyorum. Üstelik bu kabullenemeyişte Aytunç Altındal etkenini bile göz ardı ediyorum; gene kabullenemiyorum. Bilmediklerimi belirtmeyi de gereksiz buluyorum bu durumda.

Fakat birçok kişi bu yazının doğruluğuna kapılmıştır; kapılacaktır. O da bir gerçek.

Eh ne yapalım, insanlar bu gibi sansasonları kurguları seviyor. Onları da hoş görelim.



 


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Ağustos 01, 2011, 10:08:32 öö
Yanıtla #5

Sn. Adam'a kesinlikle katılıyorum. Aslında itiraf edeyim, ben ilk 2-3 cümleden sonra okumayı bırakmıştım. Hatta arkadaşlarıma gösterip, "yahu bir yazıda ilaç için doğru bilgi olmaz mı, bunu düzeltmeye kalksan düzelecek gibi değil, yıkıp baştan yapmak lazım" da dedim. Gelen eleştiri üzerine baştan sona okudum, daha doğrusu okumaya çalıştım.

Şimdi, Norveçteki meczup bir "Tapınakçı" lafı etti ya, bilir bilmez herkes uzman kesildi, her yerde yazılar, konuşmalar vs. Kimse de bu işin aslı nedir diye ciddi bir kaynak okumaya zahmet etmiyor. En acısı bu...

Yazıyı paylaşan üyemiz yeni bir üye değil. Ben kendisinedn önce bu forumda yer alan bilgileri bir okumasını sonra da bu yazıyı, eğer hala paylaşmak istiyorsa, paylaşmasını beklerdim. Ve tabi bir de yorum beklemek doğal olanı. Bu yazı paylaşılmış da ne amaçla yapılmış bu...

- Bakın öğrenin deniliyorsa, aman, kaçın bildiğiniz kalsın bari.
- Bakın yalan yanlış neler var deniliyorsa, en başa bu konuda uyarı konulması daha doğru olurdu.
- Laf olsun diye konulduğuna ihtimal vermek istemiyorum.

Saygılarımla.
Bir kavramın tarihini bilmediğiniz sürece
Kavramın kendisini idrak edemezsiniz


Ağustos 23, 2011, 02:59:56 öö
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

-Soylulardan oluşuyor. Ama şovalyeler tüm mal varlıklarından ferağat ederlermiş.
-Savaş konusunda bilgiler.
-Şu anda ıraktaki gerillicilarda olduğu gibi intihar eğilimleri var. Yani rehin düşmektense kendilerini öldürebilecek kafa yapılarına sahipler.
-Bankacılık konusunda gelişmişlerdir.
-Jacques de Molay yavaş yavaş ateşte yanarak öldürülmüştür.
-13. cuma bu tarikatın uğradığı süikasten gelir. (İlk yorumda bahsedildiği gibi.)
-Daha sonra hırıstiyan şovalyeleri adı altında aktif olduklarına inanan tarihçiler olduğunu öğrendim.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Merak ettiğim bir konu var. İzlediğim bir belgeselde tarikat ortadan kalktığında bazı mason kişilerin tapınak şovalyeleriniden olduğunu idda ettiklerini ama o zamanda bu tür şeyleri
farklı kuruluşlar ve ya insanlarda yaptıklarından üzerinde durulmadığı söylendi.

Ama düşünüyorumda. Masonluk şartlarını yerine getirmek için gerekli eğitimi sağlıyabileceklerin çoğu zamanının soyluları.(benim düşüncemce.) Ve tarikatçıların soylu ailelerden geldiğine göre bu bazı mason kişilerin iddaları doğru olabilir diye düşünüyorum.

Aslına bakarsanız pekte bilgim olduğu söylenemez. Bu konuda aydınlatabilecek var mı?


Ağustos 23, 2011, 03:38:05 ös
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Bu konu üzerinde zaman içinde gerek diğer forum üyelerinin gerekse benim uzun uzun (gerçekten çcok uzun uzun) yazıları, açıklamaları, anlatımları var.

Bunların üzerine yapılmış tartışmkalar da var.

Şimdi Sayın J.B.E'den şunu rica etsek çok mu fazla şey istemiş oluruz: Lütfen forumun ARAMA moduna girerek "Tapınakçılar", "Tapınak Şövalyeleri, "Tampliyeler" başlıklarını araştırınız.

Eğer bu aramanın sonucunda ortaya çıkacak olan başlıklar altında yeterli bilgi yoksa, verilen bilgilere katkıda bulunulacaksa, yanlış bilgi verildiğiği ileri sürülecekse, daha ayrıntılı bilgi istenilecekse, biz, bu konuda daha önce yazmış oylanlar bunları seve seve yaparız. Ancak lütfen bilgi isteyen de bir parça zahmete katlansın.

 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
13 Yanıt
11544 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 10, 2011, 06:52:42 ös
Gönderen: sundance
7 Yanıt
17803 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 04, 2011, 01:37:58 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3733 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 11, 2009, 07:43:56 öö
Gönderen: ADAM
5 Yanıt
8037 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 12, 2009, 06:01:07 ös
Gönderen: Prenses Isabella
3 Yanıt
9056 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 20, 2016, 05:56:08 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
1 Yanıt
8334 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 04, 2010, 02:28:33 ös
Gönderen: M1TO
2 Yanıt
6727 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 14, 2011, 01:59:52 öö
Gönderen: Masor1976
24 Yanıt
15590 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 26, 2011, 08:39:15 ös
Gönderen: Alşah
5 Yanıt
5074 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 10, 2014, 07:21:04 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
3851 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 23, 2015, 05:32:55 ös
Gönderen: ADAM