Hazır konumu hatırlamışken ve zamanım olduğuna göre burada kendi yaşamımın neyi belirlediği üzerinde durmak istedim; yani biraz tuhaf olacak ama başlatmış olduğum konuma bir de ben iştirak edeyim diye düşündüm!
Yaşamım boyunca şu ilkenin anlamını çok iyi kavradım: Düşmez kalkmaz bir Allah'tır,
Normalde hayatım son 6 yıl öncesine kadar çok normal gözüküyordu, ama çok acı vericiydi, sıkıcıydı, bomboş bir dünyada bomboş yaşayan insanları gördükçe kendimin de bomboş olduğunu anladıkça bu yaşamı neye dayanarak devam ettireyim diye çoğu zaman düşünürdüm, okul, dersler, sonra da iş, ama içi boş bir ceviz kabuğu gibi hayat bana birşey vermiyordu yani hiçbirşey anlamıyordum, bir defa paranın saadet getirmediğine birebir tanık oldum, edindiğin dostlar maddiyata kaplımış gidiyor, paradan, işten, evlilikten vs vs vs... böyle konuşup gidiyorlar ama hiç kimse ölümün bilinicyle hareket ederek hayata felsefi açıdan bakmayı öğrenememişler, sonra ne biçim bir dünya diye kendi kafa yapımda bir dost, kardeş aradım hani kendi içime attığım fikirlerimi, görüşlerimi düşündüklerimi paylaşırım diye, kardeşlerimle bile apayrı bir dünyadaymış gibiydim, onlar kendi havalarında bense ortada dönüp duran birşeyin varlığını seziyordum, derken okul bitti dershane dönemi başladı, milyonlarca insan sınavı kazanmak için bütün umutlarını bu sınava bağlamışlardı onlardan biri de bendim, sandım ki insan üniversiteyi kazanınca birşey oluyormuş, ne hikmetse hiçbirşey de çıkmadı, sahip olduğun iş seni bambaşka yerlere götürdü, bambaşka işe yaramaz hayata sürükledi derken daha da bunaldım, ne olduğunu anlamamıştım ama kurtluş sandığım şey beni hayal kırıklığına uğratmıştı, küçüklüğümden beri hiç evlenmeyeceğimi söyler dururmuşum öyle de çıktı, değil normal yaşantımda kendi kafa yapımda bir kardeş bile bulmadığım bu dünyada evlilik neye yarar diye düşündüm durdum hep, evlilik de bir kurtuluş yolu gibi gözüküyor ama sonuç itibariyle diğerleri gibi bomboş; sadece acı bir hayatın başlangıcı diye de nitelendirebilirim, ya belki çoğu benimle aynı fikirde değiller ama burada ben konuştuğuma göre sorun yok neyse konuma devam edeyim;
ne bileyim çocuk sahibi olmak eşinle kavga edip durman sonra eşini kaybedip dul kalman sonra bir başkasıyla evlenmen ya da hep dul kalman, çocuklarının hayatları senden sorumlu olacak, bakalım çocuklarını nasıl yetiştireceksin de topluma sözümona hayırlı evlat vereceksin bunun gibi şeyler.....
İş sahibi olmayı çok istersin tabiki ekonomik özgürlüğün olması başlı başına güzel bir durum en azından bu bomboş dünyada başkalarına muhtaç kalmaktan çok çok iyidir ama işini kaybetmeyeceksin diye bir garantin var mı?
Hayatımda hiçbirşeyin garantisinin olmadığını gördüm, herşey bana acı kaynaklı sahte mutluluklardan ibretti, güvendiğim, belimin asla yere gelmeyeceği birşey bulamadım, mademki bunları anladığıma göre benim bu bomboş dünyada yaşamımın da gereği olmadığını düşündüm derken;
İlk görev yerim İstanbuldu, ne umutla İstanbul'a gitmiştim, yeni iş, yeni çevre, yeni arkadaşlar ha bir de artık ekonomik özgürlüğüm olmuştu, işte bunlar bundan tam 6 yıl önce yaşandı_
Ne yazık ki mutluluğum sade 2 ay sürdü sonrası da Allah Kerim, hayat bomboş, hiçbirşeyden zevk almıyorsun bu ne biçim hayat böyle kazanmasan bir çeşit, kazansan da kalkıp buralara gelmişsin içine düştüğün şeye bak, kısacası insanlar bomboş_
Neyse sonra Kiliseleri ziyarete gittim işin tuhaf yanı müslümanların çoğunlukta olduğu bir toplumda yaşamama rağmen İsa'nın neden bu kadar çok ilgimi çektiğini hiç anlamamıştım, işte herşey o zaman başlamıştı....
Katıldığım bir Ayinde O'nun Bedenini simgeleyen Yaşam Ekmeğini yedim, ve fazla sürmedi tekrar memlekete döndüm, sonra da aslında çok tuhaf olacak ama hayatımda hiç sigara içki falan kullanmam ama nedenini bilmeden Şarap içtim ki hayatımda ilk ve son olmuştu, aileme kavuştuğum için çok mutlu olmuştum havalara uçuyordum derken kısa bir süre sonra gene yıkıldım, gene hayat bomboştu ve nereye gitsem ne yapsam hep acı vericiydi, sonunda anladım ki kendi kendime Sevil dedim sen bu dünyada yaşayamazsın artık derken birden bire yaşamım altüst oldu neye uğradığımı şaşırdım, insanlar, dünya, yaşadığım şeyler birden bire gözümde bambaşka bir yapı oldular, değiştim ve kendime döndüm,
Ve içime doğru bir yolculuğa başladım başlangıçta çok korkmuştum ve nelerle karşılacağımı bilmeden hiçkimsenin haberi olmadan yavaş yavaş dış dünyadan kopmaya başladım, sonra bir Umut Işığı sezdim ve bu şekilde ilerlemeye devam ettim_
Yaşamımın son 3 yılı hatta 4 de denilebilir, sürekli olarak kendi içimde araştırdığım kapkaranlık ve açığa çıkmamış gerçekleri öğrenmekle geçti,
Aşamalardan, testlerden, büyük sınavlardan geçtiğim bu süreçte bir Yol Gösterici sayesinde bu aşamaya geldim, sonra gördüğüm Yaşam Dersleri oldu ve kendi yaşam derslerimi tamamlamak en büyük amacım olmuştu tabi bunlardan hiçkimseye bahsetmedim, ve artık ölümümü bekliyordum çünkü biryerde gözüme çarpan şey olmuştu, insanoğlu ölümüne yakın gerçeği anlarmı ve eli kolu bağlanırmış, hakikaten de yaşadığım bu olmuştu_
Sonra aşama aşama internet aracılığıyla birtakım Kiliselere İsa Mesih'in geri döneceği ve O'nunla ilgili olarak yaptığım araştırmalar neticesinde bulduğum Tanrısal Gerçekleri açıkladım fakat gördüğüm şey tam bir kabustu, hani Hıristiyan olmadığım için ben oraları İsa Mesih'e inanan ve tapan Kutsal Mekanlar sanıyordum ama çok büyük bir hayal kırıklığına uğradım, yanlıdım, onlar bana senin içinde tövbe ediyorum kötü bir ruh var, git akıl hastanesine burada işin yok deyip beni aşağıladılar, dışladılar korkunç bir şekilde alay ettiler, nasıl dinadamlarıdırlar ki hadi ben gerçekten Tanrı'yı arayan bir kişiydim ve beni hangi hakla Tanrı'mdan uzak kalmam için psikoljikmen mahvettiler, buna hangi vicdan izin verebilir düşünüyorum,
Kısacası bütün dinlerin yani yeryüzündeki bütün dini müesselerin bomboş olduğunu kavradım_
Tepkiler çıkabilir artık umrumda değil, bunlar benim fikirlerim sırf bağnaz kişilerin tepki göstermesi de benim için hiçbir önem taşımıyor, ben sadece gördüğümü söylüyorum ve hiçkimseyi de telkin etmiyorum, hiçkimseyi de kendi inancıma inanmaları için hiçbir şekilde zorlamadım, banane.....
müslümanlık, hıristiyanlık, vs, bu dinlere inanan kişilerin hepsi mi Cennete gidecek?
Büyük çoğunluğu yanlış yönlendiren ve kendi menfaatlerine göre hareket eden yerler....
Ben, Tanrı'yı kendi çabamla kendi düşüncemle buldum ve bulmayı başardım, sonra anladım ki meğer herhangi bir dine mensup olmak gereksizmiş, meğer yeryüzünde herhangi bir dinin gereklerini yerine getirmek gereksizmiş, meğerki başkalarının fikirleriyle hareket ederek Cennet'e girilmezmiş bunları yaşayarak gördüm_
Sözüm ona her din için söylüyorum dinadamlarının içyüzlerini toplumda basın yoluyla görmedik mi?menfaatleri gereği bütün toplumsal kitleleri kendi amaçlarına göre kullandıklarını anlamadık mı?
Bu Sitede tek birşey gördüm o da Masonların nasıl bir yapıda olduklarını ve hakikatli bilgili, erdemli ve Saygıdeğer Kişiliklere sahip olduklarını anladım_
Burada hiçbir biçimde sözüm ona yalakalık falan yaptığım yok sadece gördüklerimi söylüyorum, bu yazılarımdan sonra da bu Siteden atılabilirim benim için hiç sorun değil,
Herşeyi yaşarak görmek ayrı duyarak kulak dolguyla hareket etmek apayrıdır_
Bu dünyanın büyük bir felakete uğramasını aslında ben çok istiyorum, çünkü iğrençliklerin, pisliklerin, aşağılıkların, seviyesizliklerin, bilgisizliklerin, basitliklerin olduğu bir yer bence bir an önce yıkılıp mahvoması gerekmektedir_
Sonuç itibariyle kendi fikirlerim olduğu için benim de çoğunluk gibi hareket etmem gereksiz, zaten uykuda olan çoğunluğu uyandırma gibi büyük bir armağan asla vermem böyle birşeye de kalkışmam ama benimle aynı fikre sahip olan Kardeşlerimi de canım pahasına düşünürüm ve kendimden de önemli kılarım_
İşte geldiğim son nokta olan bu süreçte artık nelerle karşılacağımı bilmememe ağmen benim için kişisel bir zaferi yakaladığımı düşünüyorum o da;
Tanrı'yı buldum, Tanrı'yı bulmayı başardım......
SAYGILARIMLA