Varolmak ve Düşünmek

[Yiğit CAN]

Bazen insan ne yapacağını bilemez ve çözüm yolları arar. Geçmişten geleceğe birçok kişi veya kişiler bize yol gösterebilecek konular da çalışmalar yapmıştır. Descartes'te, William Shakespeare, Sigmund Freud gibi bu tarz bi yaklaşım sağlayarak düşünce mantığını kendi halinde çözümlemiş ve sıralamıştır ve bu durum, diğerleri gibi size de yol gösterebilir.

Hayatın temel taşlarından biri;
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu. Düşüncemizin katlanması mı güzel, zalim kaderin yumruklarına, oklarına, yoksa diretip bela denizlerine karşı dur, yeter! demesi mi? (William Shakespeare/Hamlet)

"Cogito, ergo sum" (Türkçe: Düşünüyorum, öyleyse varım; René Descartes'ın Batı rasyonalizminin kurucu elementi olan felsefi sözüdür.
"Cogito ergo sum", Descartes'ın Discours sur la méthode (Metod üzerine söylevler, 1637) kitabında yer alan Fransızca "Je pense, donc je suis" sözünün çevirisidir.

Descartes önce dört kural saptadı:
- Açık seçik ve belirgin fikirler dışında hiçbir şeyi kabul etmemek
- Her sorunu çözümü için gerekli sayıda parçalara ayırmak
- Düşünceleri basitten karmaşığa doğru sıralamak
- Gözden kaçmış bir şey olup olmadığını sürekli kontrol etmek

Sonra bu kuralları izleyerek şöyle düşündü ("bunları düşünürken bir sobanın karşısında oturuyordu"):
- Duyularımız bazen bizi aldattığına göre, hiçbir şeyi göründüğü gibi olmadığını farzetmeliyim.
- Burada sobanın karşısında oturduğumu nasıl bilebilirim.
- Bundan emin olamam. Rüya ya da hayal görüyor olabilirim.
- Ya da muzip bir şeytan benimle oyun oynuyor olabilir.
- Kuşku duymayacağım tek şey, bir şey düşünüyor olmam. Rüya gördüğümü, benimle alay edildiğini ya da bir bedenim olmadığını bile düşünsem, bu böyle.
- İşte buldum! Düşünüyorum, öyleyse varım!

Zihin bir buzdağı gibidir, yalnızca yedide biri suyun üzerinde görülebilir. Düşünebilen herkesin insan olması, insan olan herkesin düşünebildiği manâsına gelmiyor ne yazık ki. (Sigmund Freud)

Yaşıyorsanız, Düşünüyorsanız, Varolursunuz.
Faydasını görmeniz dileklerimle.
Saygılarımla.

[ADAM]

Sayın Yiğit CAN'ın bu yazısı hayli ilginç ve güzel bir buluşturma bence.

Elbette Shakespeare aslında bir düşünür olmadığı için, Hamlet alıntısı biraz zayıf kalıyor. O konu keşke biraz daha geniş olaydı.

Descartes bölümü çok iyi ve çoğu kimsenin yanlış bildği bir özeti açıklaması bakımından pek yararlı.

Sonucu Freud bağlıyor ama bence bu kadarı yetersiz kalmış. Sırf burası apayrı irdelenebilir. Bu, Masonlukta da önemli bir konudur: Düşünebilmek... Özgürce...

[NOSAM33]

Sayın ADAM;

Son cümlenizde Düşünebilmek ... kelimesinin anımsattığı bir anekdot aktarmak istiyorum izninizle:


Kristof Kolomb , bir akşam vakti, İspanyollar arasında yemek  yiyordu. Yemekte bulunan misafirlerden birçoğu, Kolomb’un şöhretini küçümsüyorlardı.Yemek  arasında söz Amerika’nın keşfinden açılınca, içlerinden biri, yüksek sesle:“Oraları keşfetmek zor bir iş değil” dedi.Kolomb, bu söze karşılık bir şey demeden eline bir yumurta aldı ve masanın yanında oturanlara dönerek:“İçinizden hanginiz bu yumurtayı dik olarak dengede tutabilir?” diye sordu.Herkes bunu denedi, fakat hiçbiri başaramadı.O zaman Kristof Kolomb  yumurtayı aldı, ucunu tabağın üstüne hafifçe vurarak yassılaştırdı ve yassı kısmını tabağa yerleştirdi. Elini yumurtadan çektiği halde, yumurta dik vaziyette dengede duruyordu.Hepsi bağırarak:“Bu zor bir iş değil ki!” dediler.Kolomb gülerek:“Doğru” dedi. “Bu zor bir iş değil. Zor olan, bunu düşünebilmektir!”



Saygılarımı sunarım ,Efendim.

[honeste_vivere]

"Cogito ergo sum" aslında "düşünüyorum öyleyse ben'im" e karşılık gelir yanılmıyorsam. Ama iyi ifade etmesi bakımından "düşünüyorum öyleyse var'ım" şeklinde tercüme edilmiştir.
Freud'un demek istediği; düşünceler kadar, düşünerek üstesinden gelemediğimiz içgüdüler, aslında buz dağının görünmeyen kısmıdır anlamında olsa gerek. Yani düşünebilmeyi varoluşun yedide biri kabul etmiş:)
Zaman zaman düşün düşün ..tur işin denmiş. Rodin'in düşünen adam heykelinin Bakırköy Akıl Hastanesi'nin bahçesindeki ironik durum.
"İcra eden karar verenden kuvvetlidir" demiş bir devlet büyüğü.
Komutan düşünme yap demiş, düşünmeyi bana bırak!
İnsanlar kendileri adına düşünecek insanları seçmiş.
Seçtikleri düşünmüş, yasaları yapmış.
Ortadirek, memur, işçi yıllarca ay sonunu düşünmüş. Yıllarca ay sonu düşünmüş.
Birileri kitap taşıdığı için komunizm propagandası yapmak suçundan hapiste yattığı yıllarında, dışarıda özgürce yapamadıklarını düşünmüş.
Düşünen birileri sürülmüş, öldürülmüş, yakılmış.
Cemal Süreyya "Düşünme arzu et sade, bak böcekler de öyle yapıyor" demiş.
Faydasını görebilmek dileğiyle.
Bu arada Sayın Adam, geometri kısmında Öklid'in 47. problemini çözen birinden bahsetmiştiniz. Fırsat buldukça Öklid(Elements) okuyorum. Bahsettiğiniz kimdir, ne yapmıştır?
Herkese Saygılarımla.

[ADAM]

Sayın honeste-viviere, benim Öklit'in 47. Problemi ile bağlantılı olarak ne getirmiş olduğumu anımsatırsa belki oradan devam edebilirim.

Ancak bence onu o başlık altında bırakalım ve bu başlığa devam edelim.

Sayın honeste_viviere'nin yazmış olduğunu dikkatlice okudunuz mu?

Kaç kez okudunuz?

Bunun üzerine kendi düşüncelerinizi oluşturdunuz mu?

Oluşturmadınız mı?

O zaman bir kez daha okuyun.

Şimi düşüncelerinizi aktarın ve bu yazıyı geliştirin; elbette isterseniz.

Örneğin,

Seçtikleri düşünmüş, yasaları yapmış.
O yasalarla kendini seçenlerin düşünmesini yasaklamış.

Düşünmek ya da düşünmemek ya da düşünememek; işte tüm sorun burada olmak ya da olmamakta değil.

[İNSAN]

Düşünce düş'ünce

İnsanları ikiye ayırıyorum. Maruz kalanlar, maruz bırakanlar.

Ve biz maruz kalanları da ikiye ayırıyorum.

Ama ona girmeden direkt aktarıyorum.
 

Ne ettiysek kendimize ettik.

Düşünce itilmez ; düşerdi.Biz yıllarca itildik.

Yıllarca konuşturulmayarak hınçlarımızı sağa sola tükürdük.

Hep bağırdık konuşmadık ve hep seslendik , söz etmedik.

Kalem masumdu, şiir masumdu.

Biz kalemi düşman, şiiri sokak çocuğu ettik.

...

Uçuruma biz gitmedik.

Gitmedik ama, uçurumu olduğumuz yerde kendimiz inşa ettik.

Sahi neydi o !

Sonra sırtımızda soğuk bir el hissettik.

Dönmeden, bakmadan ;

Korktuk, kimse duymasın dedik, sessizce düşledik.

Ama belliydi.

Birgün düşecektik.

...

[/size]