Bu oltadan da balıkçılıktan da anlamayan olta balıkçılığı "otoritesi" hakkında hala önyargılı davrandığımızı düşünenler varsa aşağıda aynı röportajdan Türk masonluğu ve itibarı iade edilmiş önceki büyük üstadımız hakkındaki ipe sapa gelmez yorumlarından bir bölüm daha sunuyorum. Kendisi ciddiye alınmayacak, cevap bile verilmeyecek bir şahıstır; kendisini savunmak ve bu konuyu uzatmak gözümde farklı bir intiba yaratacaktır.
Paşakay denilen adam egosantrik bir adam. Kendine aşıktır. Çok da dengesiz bir şahıstır. Eskiden beri bilinir bu. Dolayısıyla bunun zaten Maşrık-ı Azam (Büyük Üstad) olması bile başlı başına bir hataydı onlar açısından. Bunun yaptığı pek çok iş var. Ama kendisi gibi bir çok adam var orada. Tam bir çıkar yeri, üçkağıtçılık müessesesi. Kaldı ki bizim Masonlar üfürükten, dandik masonlar. Sadece emir kulları. Avrupa'dakiler, Amerika'dakiler şöyle şöyle yapacaksınız diyor, bizimkiler de onu yapıyor. Zaten bu tartışmalar da dışarıdan gelenlerin verdikleri raporlar üzerine yaşandı. Suistimaller de var tabii. Biliyorsunuz Masonların bir lafı var. "Din adamları bizim kadar ahlaklı değildir. Gerçek ahlakı biz temsil ederiz" diyorlar. Ben yıllardır Masonların aslında ahlaksızlığı temsil ettiklerini söylüyordum. Son örnek bu oldu. Yıllardır söylüyoruz, ahlakmış, toleransmış, hoşgörüymüş, cart curtmuş, dinlere açıklarmış, hepsi palavra. İşte gördük.