Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: DESCARTES'DA BİLGİNİN KESİNLİGİ PROBLEMİ  (Okunma sayısı 3771 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 01, 2013, 04:15:26 ös
  • Ziyaretçi

DESCARTES'DA BİLGİNİN KESİNLİGİ
PROBLEMİ
YrdDoçDr. Ülker ÖKTEM*
tıkçağ'dan beri, varlığa ilişkin, doğru ve kesin bilgiye ulaşılıp ulaşılamayacağı,
filozofları meşgul etmiş olan problemlerden biridir. Eski
Yunan'da, Kynikler, Kyreneliler, Sofistler ve Septikler, varlığın doğru ve
kesin bilgisine ulaşılamayacağını; Sokrates ve Platon ise, ulaşılabileceğini
iddia etmişlerdir. Modern Çağ'da da Deseartes, tıpkı Sokrates ve Platon
gibi, .yarlığın doğru ve kesin bilgisinin edinilebileceği tezini savunmuştur.
Oyle ki, "kesin bilgi" problemi, Dcscartes felsefesinin bariz
biçimde, ağırlık merkezini oluşturmuştur.
Deseartes, kendi zamanına kadar, doğru zannedilen ve güvenilen bilgilerin
hatalı olduğunu görmüş ve bu yüzden, kendisine öğretilen bütün
bilgilerden, hatta matematikten bile şüphe ctmiştir. Fakat bu şüphe, kendisinin
de ifade ettiği gibi ı, Septiklerin amaç haline getirilmiş şüphesinden
oldukça farklıdır. Deseartes, şüpheyi, doğru ve kesin bilgiye ulaşmak
için, bir metot olarak kullanmıştır. Bu nedenle, onun şüphesi, kendiliğinden
doğan bir şüphe değil, düşünülen istenilen, aklın ışığı ve iradenin
gücü ile hakikati aramaya yönelik, hiçbir şeyi dışarıda bırakmayan (istisnasız),
tam bir şüphe, yani metodik şüphedir. Böyle bir şüpheden sonra
ancak, mutlak ve sarsılmaz bir hakikate ulaşılmış olacak v~ bu hakikat
bilgi binasının kuruluşunda sağlam bir temel teşkil edecektir. Işte, hakikati
aramak ve onun mutlak bilgisine ulaşmak amacıyla, şüpheyi bir araç
olarak kullanan Deseartes, işe, zamanındaki bilimi eleştirmekle başlamıştır.
Bu konuda, Deseartes, şunlar söylemiştir: "Epey zaman var ki, çocukluğumdan
beri, pek çok yanlış kanaatı "doğru" diye kabul etmiş olduğumu
ve yinc, o yaştan beri, hiç de sağlam olmayan ilkeler üzerine kurduğum
şeylerin pek şüpheli ve kesin olmayan şcyler olduklarını fark etmiş
bulunuyorum ... İlk önce eski kanaatlarımın dayandığı ilkelere saldıracağım."
2
Deseartes, bu konudaki sözlerini şöyle sürdürmüştür: "Şimdiye
kadar en doğru, en şüphe götürmez olarak kabul ettiğim şeylerin hepsini
duyulardan veya duyular yoluyla öğrendim. Oysa, bu duyuların, bazan aldatıcı
olduklarını kendim tecrübe ettim. Zira uzaktan yuvarlak görünen
kulelerin, yakından bakınca dört köşeli olduklarını birçok defa gördüm.
Böylece, başka birçok hallerde de, dış duyular üzerine verilmiş hükümlerde,
yanlışlar bulduğum gibi, iç duyular üzerine kurulmuş hükümlerde de
yanlışlar buldum. Kolları ve bacakları kesilmiş olan bazı kimselerin,
bazan bedenlerinin kesik olan parçasında acı duyduklarını öğrenmiştim.
Bunun için, bizi bir defa aldatanlara, hiçbir zaman güvenmemek tedbir
gereğidir ."3
Deseartes, bundan sonra, kendisine öğretilen bilgi edinme yöntemleri
hakkındaki görüşlerini şöyle dile getirmiştir: "Gençliğimde, felsefe disipIinleri
arasından mantığı, matematik bilimler arasından da geometricilerin
analizi ile cebiri biraz incelemiştim. Bunlar, tasarımın
gerçekleşmesinde işime yarayabilecek üç sanat veya bilimdi. Fakat, yakından
inceleyince gördüm ki, mantık, kıyasları ve başka birtakım kuralları
ile yeni bir şey öğretmekten ziyade, belli şeyleri başkalarına açıklamaktan
başka bir şeye yaramıyor. Mantıktan yararlanmak, yontulmamış
bir mermerden, bir Minerva heykelini çıkarmak kadar güçtür. Eskilerin
"analiz"i ile yenilerin "cebir"ine gelince: ancak pek soyut konulardan
bahsetmeleri, hiçbir işe yaramaz görünmeleri sonucunu doğurmuştur.
Analiz, imgelemi yormaksızın, anlayışı işleyip geliştirememiş; cebir ise,
zihni işleten bir bilim olacak yerde, karışık ve karanlık bir sanat olmuştur."
4
Deseartes, böyle bir yargıya varmadan önce, Aristoteles'in mantığını,
eski Yunan matematikçilerinden Pappus'un "Matematik kolleksiyonları"
adlı yapıtını ve onun bu yapıtında matematikle ilgili olarak öne sürdüğü
yöntemleri, analiz ve sentezi, ve ayrıca, yenilerin cebir'ini etraflıca
incelemiştir. Aristoteles'in mantığında yer alan tasım şekillerinin boş
yere kullanıldığı ya da olasılık alanına uygulandığı takdirde, zihnin hakikat
duygusunu kaybetmesine yol açtığını, bunun ise son derece tehlikeli
olduğunu belirten Deseartes, bundan sonra, Poppus'un "Matematik Kolleksiyonları
"nı inceleyerek, onun, analiz'i "çözümü istenilen meseleyi çözülmüşjarzederek,
adım adım en yalma, prensiplere kadar inmektir" şeklinde;
bunun tam tersi olan sentez'i ise, "ispatlanacak problemii
prensiplerden başlayarak, adım adım, tanım, aksiyon ve postülalardan
yararlanarak, ispat edileceğe ulaşmaktır" diye tanımladığını ifade etmiştir
.5
Descartes'a göre, analiz, eski matematikçilerin, büyük bir değer verdikleri,
ama, aynı zamanda, bir sır gibi kendilerine sakladıkları bir kanıtlama
yöntemidir. Descartes için de, analiz, hakikati bulmada kullanılacak
sağlam bir yöntemdir; bir buluş (icat) yöntemidir. Ona göre, analiz, bir
problemin, metodik bir şekilde ispat edildiği gerçek yolu ve sonuçların
sebeplere nasıl bağlandığını gösterir. Burada, her bir adıma dikkat etmek
gerekir. Aksi takdirde, yani adımlardan birine bile gereken dikkat gösterilmeyecek
olursa, sonucun zorunluluğu kaybolur. Bunnun tam tersi olan
sentez ise, eski matematikçilerin sıkça kullandıkları bir yöntem olmakla
birlikte, nereden başlanırsa ispatlanılacak ol~!1a vanlacağı kestirilemediği
için, hakikati bulmada başarılı sayılamaz. Oğrenme arzusu içinde olan
kimselerin zihnini, analiz gibi tatmin edemez.
O halde, Descartes, "Pappus, yöntemin ne olduğunu açıklamış, ama
bu yöntemle nasıl gerçekleri bulduğunu açıklamamıştır" demek suretiyle,
eskilerin analizini ve sentezini, gerekli açıklamalar verilmediği için yeterli
saymamıştır.
Yenilerin "cebir"iyle ilgili olarak da Descartes şunları söylemiştir:
"Bugün de, "cebir" adı ile anılan ve eskilerin şekiller üzerinde yaptığını
sayılar üzerinde yapmaya çalışan bir türlü aritmetik vardır. Fakat, esasında,
bana öyle geliyor ki, bu gerçek matematiğin izleri, ilkçağ'a kadar gitmemekle
birlikte, bizden yüzyıllarca önce yaşamış olan Pappus ve Dipohantos'da
görülmektedir. Daha sonra da, bazı büyük zekalar, bu yöntemi,
yüzyılımızda yeniden diriltmek istemişlerdir. Zira, yabancı bir dilden
gelen "cebir" (algebra) adıyla anılan yöntem, bundan başka bir şey değildir.
Yalnız, dediğimiz gibi, gerçek matematikte bulunması gereken yüksek
açıklık ve kolaylığa ulaşılabilmesi için, onu bir çok rakamdan ve karmakarışık
şekillerden kurtarmak lazımdır."6
Böylece, Descartes, yenilerin "cebir"ini de tatmin edici bulmamış;
eleştirmiş ve o güne kadar kendisine öğretilen bu tür bilgilerin kesinliğinden,
kesinlikle, şüphe etmeye başlamış ve bu konuda şunları söylemiştir:
"Hakikati arayanın, hayatında bir defa, bütün şeylerden gücü yettiği
kadar şüphe etmesi gerektir. Bunun için kendilerinden şüphe edilebilen
bütün şeylere yanlış gözüyle bakmak da faydalı olur. .. ve yine, bize eskiden
pek doğru görünen bütün şeylere yanlış gözüyle bakmak da faydalı
olur ... ve yine, bize eskiden pek doğru görünen bütün şeylerden, hatta
« Son Düzenleme: Haziran 01, 2013, 05:23:30 ös Gönderen: Arais »


Haziran 01, 2013, 05:49:03 ös
Yanıtla #1
  • Forum ve Uye Yoneticisi
  • Aktif Uye
  • *****
  • İleti: 860
  • Cinsiyet: Bay

Saygıdeğer forum üyeleri,

forum da fllood benzeri paylaşımlarda bulunmak hoş karşılanmamaktadır.Forum kuralları gereği de yasaktır.Kopyala yapıştır olarak yapacağınız düzenlemeleri burada paylaşma dan önce lütfen word ortamın da  düzenledikten sonra paylaşınız.Paylaşımlarınız da lütfen daha özenli olunuz ard arda yaptığınız düzensiz paylaşımlar eski konuların gözükmesini engellemekte forum üyelerimiz, hoşnutsuzluğunu dile getirmektedir.Bir taraf tatmin olurken, genelin bu durum dan tatmin olmaması gibi durum sizde kabul edersiniz ki hoş değil. 

Yukarı da yazdığım sebepler den dolayı Sayın Dehereleo'nun paylaşımları konu başlıkları bırakılarak tarafım dan silinmiştir.Sayın Dehereleo'nun paylaşımını tekrar düzenlemesini rica eder, iyi forumlar dilerim.


Saygılarımla

« Son Düzenleme: Haziran 01, 2013, 05:51:12 ös Gönderen: Arais »
2050 de Türkiye çöl olacak ! Ağaç dikin, ağaç diktirin....
Sayğıdeğer üyeler, forumla ilgili her türlü soru ve sorun için lütfen tarafıma başvurunuz.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
3 Yanıt
4561 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 14, 2007, 02:25:21 öö
Gönderen: shemuel
6 Yanıt
5481 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2007, 02:42:11 ös
Gönderen: klmtrs
2 Yanıt
3414 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 31, 2012, 03:00:31 öö
Gönderen: Etimolog