Öyle bir konu başlığı açılmış ki, şu anda elimde yetiştirmem gereken bir rapor olduğu halde, ilk iş olarak bu konuda iki kelam etmeden duramam.
"Bilim Nedir?" sorusuna yanıt verebilmek için önce "Bilgi Nedir?" sorusuna yanıt verilmesi daha iyi olur. Çünkü Bilim'in ne olduğuna ancak Bilgi tarifinden yola çıkarak ulaşabiliriz.
Bilgi, insan zihninin çalışması sonucu ortaya çıkan düşünsel ürün ve bu ürün ile ilgili ilke ve olgulara dönük olarak kişinin veriye yönelttiği anlamdır. Bir başka ifadeye göre ise bilen ve bilinen arasındaki ilişkidir. Bilgiyi üç ana sınıflandırma altında toplayabiliriz:
1. Ham Bilgi: Duyu organları, sezi ve dış gözlem ile elde edilen bilgidir.
2. Bilimsel Bilgi: (a) Toplum içerisinde bilimsel yöntemlere dayalı gözlem / araştırma / test / deneme-yanılma ile elde edilen bilgi, (b) laboratuvar ortamında deney sonuçlarının değerlendirilmesi sonucu ulaşılan bilgi, (c) düşünsel olarak ulaşılan bilgi (matematik, geometri, fizik, vb.) olarak üç alt sınıf altında toplanabilir.
3. Felsefi Bilgi: Birbirinden bağımsız gibi görünen bilimsel bilgiler arasında neden sonuç ilişkilerinin kurularak evrensel bir bütün oluşturulmasıdır.
Peki tüm bu tanımlar dikkate alındığında Bilim nedir o halde?
Francis Bacon, Bilim'i "İnsanın doğa üzerinde bir imparatorluk kurmasıdır" şeklinde ifade etmiştir. Bilim insanlığın bilgi stokuna eklenen, bilim topluluğu tarafından sınanmış ve kabul edilmiş bilgilerle bu yoldaki her türlü çabalardır. Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta var. Bilim ile yukarıda tanımı yapılan Bilimsel Bilgi aynı şey değildir. Günümüzde bilimsel Bilgi'nin "Bilim" olarak nitelenebilmesi için bilim topluluğu tarafından sınanmış ve kabul edilmiş olması gereklidir.
Bilim'in tarifini sadece Fen'e indirgemek doğru olmaz. Çünkü Bilim denildiğinde akla Doğa Bilimleri, Temel Bilimler, Sosyal Bilimler ve Felsefi Bilimler ve bunların birbirleriyle etkileşimi sonucu ortaya çıkan yeni bilimsel bilgiler gelmelidir. Eğer Bilim'i salt Fen'e indirgersek, Sosyal Bilimler ve Felsefi Bilimleri elimizin tersiyle itmiş oluruz.
Bilim'in tarihte izlediği yol ve gelişimine bakarsak da şöyle bir tabloyla karşılaşırız:
Ampirik Bilim: İlk çağlardan 17. yy’a kadar.
Teorik Bilim: 1600 – 1950 yılları arasında deneyleri yönlendiren matematiksel tahminler.
Hesaba Dayalı Bilim: 1950 – 1990 yılları arası, problemlerin çözümü için bilgisayar ile matematiksel simülasyon modellerinin ve kantitatif analizlerin yapılması.
Veri Bilimi: 1990 – Devam, çok büyük miktarlardaki verinin toplanması, saklanması, analiz edilmesi.
Mademki Bilgi'den yola çıkarak Bilim'i tanımladık, Bilim'den yola çıkarak tanımlayabileceğimiz bir şey daha var: TEKNOLOJİ... Çünkü günümüzde Bilim ve Teknoloji birbirinden ayrılmaz bir ikilidir. Günümüzde Bilim ve Teknoloji Politikaları ve bunlara dair göstergeler, ülkelerin gelişmişlik düzeylerini doğrudan etkileyen faktörlerdir. Makroekonomik modellemelerinde bilim ve teknolojiyi içselleştiren ülkeler her bakımdan uygar olma yolunda ilerlerken, bunu yapmayan ülkeler geri kalmakta ve diğerlerine muhtaç bir yaşam sürmektedirler. Fakat Teknoloji bu konu başlığını ilgilendirmediği için şimdilik burada keselim.