" Kuvvetin asla doğru çizgide hareket etmediğini söyleyen okült gerçek, Einstein'in araştırmalarıyla doğrulanmıştır. Buna göre, kuvvet asla doğru çizgide ilerlemez, evrenin büyüklüğü ölçüsünde kıvrılır, evren o yola çıktıktan sonra, genişlemeye devam ettiği için, başlangıçtakinden daha büyük bir eğri çizerek kaynağına geri döner. Buradan şu sonuç çıkar, nihayet birbirleriyle kesişen vurgular veya bir tür denge haline gelecektir.
Bu denge zamanla yeni kuvvetlerin tezahüre gelip, yeni etkenlerin işin içine karışmasıyla tekrar dengelenmek zorunda kalacak olan bir kuvvettir. "
(Yukarıda ki alıntıya burada ara veriyorum çünkü aklıma gelen bir yorumu paylaşmak istiyorum.
Evrenin yapısı insan psikolojisi gibi; yaşamımızın ve davranışlarımızın getirdiği durumları dengelemek zorunda kalmamız gibi..O halde aklıma şu geliyor; İlk Olan kendini, kendinde tezahür edende mi deneyimliyor?..Tıpkı bireylerin davranışlarının sonucunda deneyimlendikleri gibi!..Sonuç'da kendimizden yansıyan la yüzleşmiş olmuyor'muyuz? )
"Denge hali birbirleriyle ilişki içindeki karşıt kuvvetlerin etki tepkiyle bir durma noktasına gelmesidir. Ki o formun temelidir. Örneğin, atomda bu form ve denge durumunu görürüz. Çünkü atom her biri bir burgaç, bir dönüş halinde olan bir elektron adasıdır. Bu şekilde elde edilen istikrar, dikkat edilmelidir ki, bir kendinden şey değil, bir haldir, tıpkı Kabalistlerin Binah, Üçüncü Sefira dediği şey gibi. Nerede bir denge durumuna ulaşmış etkileşim halinde kuvvetler varsa, Kabalistlere göre orada Binah hali vardır. Örneğin, fiziksel planın istikrarlı birimi olan atom Binah türü bir kuvvetin tezahürüdür.
İlerlemenin görülmediği bütün sosyal örgütlenmeler , örneğin devrimden önceki Çin medeniyetleri veya kadim üniversitelerin Bina'ın etkisi altında olduğu söylenir."
( burada şahsi fikrim: Binah, Kuvvetin akışına set olduğundan yani dengeleme açısından bunu yaparken, Mikrogozmos yapıda yani insanın form yapısında ilerlemeye engel teşkil ediyor.)
"Binah'a Yunan Tanrrı'sı Kronos ( Zamanın Babası) ve Romalı Tanrı Satürn (Binah) tayin edilmiştir. Burada Zamana, bir başka deyişle yaşa atfedilen önem gözden kaçırılmamalıdır; saygı duyulan beyaz saçlardır, yetenek çok az bir öneme sahiptir. Yani, böyle bir ortamda ancak Kronos'a ait özellikler taşıyanlar başarılı olabilir. "
( Burada yine aklıma gelen şunlar:
Yaşlı olana eylemlerinden dolayı değil sadece beyaz sakallarına hürmet ediliyor ve sonuçta onun sakalının doğrultusunda gidilmiş oluyor. Ben buna affınıza sığınarak kaba bir tabir getiriyorum; dinozor kafayla sürülen bir eylem Kronos kafalı bir toplumda başarılı olabilir ama bu sadece bireysel olarak; toplumsal olarak sadece geri kalmışlığa mahkum eder. Böyle bir toplumun başına Kronos kafalı bir devlet olursa düşünün neler olur. Demokrasiden yoksun, sadece Dikte bir devlet olur; tüm yeniliğe ve sadece kendi fikirleri doğrultusunda, sadece geçmiş zamanda kalmış zihniyetle..İlerleme, geri kalmış fikirlerle adım atılarak değil, ama o fikirlerin tecrübelerine bakıp yeni fikirler edinerek olur. Bu eklediklerim okuduklarımdan dolayı aklıma gelen acizane fikirlerdir sadece. ) alıntıya devam ediyorum.
" Bazen Yüce Deniz dene Yüce Ana Binah, kuşkusuz, Bütün Canlıların Ana'sıdır. O hayatın tezahüre geldiği arketipik rahimdir. Hayata bir form sunarak hizmet eden her şey Binah'ın bir aracıdır. Hatırlanması gerekir ki, formla sınırlandırılmış hayat, her ne kadar bu formun içinde örgütlenme ve evrim geçirme özgürlüğüne sahip olsa da, sınırlanmamış ( dolayısıyla örgütlenmemiş) hayata göre, çok daha az özgürdür. Bir forma dahil olmak ölümün başladığı yerdir. Form engeller, sınırlar, bağlar. Form hayatı zapt eder ve böylece onun örgütlenmesini mümkün kılar. Sebestçe hareket eden kuvvetin açısından bakıldığında form hapsedilmek yok olmaktır. Form acımasız bir şiddetle disipline eder.
( Bence burada anlatılan kontrolsüz yada dengesiz bir disiplinin kölelik getirdiğidir !..)
" Bedensiz ruh ölümsüzdür; onda yaşlanan ve ölen bir şey yoktur. Fakat bedenlenmiş ruh ölümü daha en baştan, kendi şafağında görür."
Buraya kadar yapmış olduğum alıntıyı sizlerle paylaştım; acizane fikirlerimle. Eminim daha çok fikirler doğacaktır okuyan arkadaşlarda; sonuç'da düşünce ve fikir hapsedilemezler ama sadece şahsın kendi tarafından disipline edilebilir

Paylaştığım bu alıntıda kullanılan bazı terimler okült bilgilere aşina olmayan arkadaşlara anlamsız gelebilir; ama mason arkadaşlar anlayacaktır. Umarım benim gibi acemi bir araştırmacıya yararlı olabilecek katkılar sunabilirler.