Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Sufilikte Riyazat (Nefsi Terbiye etme)  (Okunma sayısı 2388 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Mayıs 29, 2017, 12:14:26 ös

Sufilikte Riyazat denilince  akla ilk gelen kişinin 40  gun boyunca bir odaya girip dua etmesi,surekli ibadetle mesgul olmasi,az yemesi,az konuşması gibi düşünceler akla gelir.Hayvansal gidalar nefse zarar verdigi icin her türlü hayvansal ve hayvansal icerikli gidalardan 40 gün boyunca uzak durulmasi..                                                                 Tasavvufi hâl ve makamları elde etmek için harcanan sürekli ve düzenli çabalara mücahede ve riyazet denir. Riyazet daha ziyade, nefsin arzularına karşı koymak; mücahede ise ahlâk değişmesini sağlamak demektir.

Riyazet ve mücahede yolu tasfiye yoludur. Bu yolda olanlar gerek hak, gerekse halk ile olan muamelelerinde sadakât üzere olurlar. Çünkü bu yol ebrâr yoludur. İnsanın dünyaya bağlı bütün eğilimlerinden sıyrılması, kendini Allah'a adaması anlamına gelen riyazetin amacı, insan nefsini eğitmek, Allah sevgisi dışında kalan bütün istekleri yok etmektir. Allah'tan başka bir şey düşünmemek, daima zikir ve ibadetle meşgul olmaktır.

Her toplumda dinde ve İslâm’daki riyâzet ehline benzetilebilecek kişi ve gruplara rastlamak mümkündür. Yogi denilen Hint fakirlerinin maksadı riyâzet yaparak nefis, beden ve eşya üzerinde hâkimiyet kurmaktır. Ağır ve disiplinli bir riyâzet neticesinde riyâzet ehlinden birtakım olağan üstü haller zuhur edebilir. Takvâ sahibi sûfîlerin riyâzeti şekil, muhteva ve gaye bakımından gayri müslimlerin riyâzetinden farklıdır. Tasavvufta mürid dinin emirlerine uymak, yasaklarından kaçınmak, daha iyi bir dinî hayat yaşamak için riyâzet yapar.

Netice olarak riyazet, genellikle takva ve vera; doğruluk; keşf ve ilham sahibi olmak için yapılır. [Kuşeyri risalesi, (Terc.) Süleyman Uludağ, 21-22; Cavit Sunar, Tasavvuf Tarihi, 185; H. Kamil Yılmaz, Aziz Mahmud Hüdai, 213]. Riyazet Kur'an ve sünnet çerçevesi içinde olmalı. Bidât ibadetlerle veya İslam'ın ön görmediği, koymadığı bir teabbud biçimi ile yapılması asla caiz değildir. Riyazet yapıyorum diye İslam'a bid'at sokmak İslâm'dan sapmadır...Kaynak:Bedirhaber.com
Üyeliğimin iptalini talep ediyorum!Aksi taktirde dava edecem! Formda zorla kayıtlı tutuluyorum.Defalarca üyelik iptali talep ettim..Formda kayitli üye olarak bulunmak istemiyorum.Bu form zaman kaybı!


Mayıs 29, 2017, 04:41:48 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 266
  • Cinsiyet: Bay

Halvet, mücahede ve riyazat ile aynı sanırım.
Her kande baksam görünür gözlerime sırr-ı ezel
Her şey ulaşıp aslına çıktı aradan kainat


Mayıs 29, 2017, 10:56:44 ös
Yanıtla #2

Kendimce bu konuyu yorumlar isem...

 Hz. İbrahim'in Oğulları: Hz. İsmail ve Hz. İshak babaları tarafından farklı farklı bilgiler ile donatılmamıştır.Hz İsmail'e "sufilik",Hz İshak'a "kabala" öğretmesi, pek mantıklı gözükmüyor.Hz Adem (ADAM) İle başlıyan bu yolculuk, doğa'nın tüm kaosundan kurtulup var olan düzeni anlayan ve o düzene tabi olan özü fark etmişlerin soy silsilesi olarak tanımlana bilir.

 Kısaca: Bir hayvandan bir farkındalığa yükselenlerin soy ağacı da denebilir.Var oluşun ve ya yaratıcının; ırkçı ve ya dinci olmasını bekleyemeyiz.İsrail (özü anlamış) yahudi (Birlik) kavramlarının doğru olan tabirleri gibi.

Bu bir farkındalığın; yaratıcı inancı,dinci,dinsiz,tanrısız,ırk,inanmış ayrımına tabi olmıyarak; cansız ve canlı varlıkların yükselmesini ve terbiye olmasını sağlıyacak kaos ve şartlardan sıyrılıp, özü uyanarak bir düzene tabi olmanın ilk aşamaları olarak tanımlana bilir.

Hiç bir özü uyanmış kişi (Peygamber,vs.) "Siz hayvansınız, bu dini vecibeleri yerine getirmeden uyanamazsınız" cümlesini direk olarak zahiri topluma söyleyememiştir.

Dini vecibelere bakıldığında tüm dini gelenekler nefsi (Hayvansal)arzuları terbiye üzerinedir.Örnek:

Oruç,sünnet,kurban vs.Eril canlı türleri "Testosteron" seviyesi yüzünden daha agrasif,hırçın,öne cıkma,kendini gösterme gibi dürtülere daha yatkındır.

Eril canlı türlerinin iç güdüleri, toplumların ve ya türlerin kültürel yapılaşma şekilleri ile iç içedir.Bir Horozun,ötüşü ile İnsan bir erkeğin mars'a gitme arzusu arasında pek bir fark yoktur; bilinçsizce yapılan ana amaç,öne cıkma arzusudur.Dişil türler soy devamını garantilemek için iç güdüsel olarak en agrasif,güçlü,gösterişli eril eşini seçer, ve bu türlerin kültürel ve ya yapısal omurgasını oluşturur.

Hayvansal güdüler ile yaşayanlar yaratıcının ve ya var oluşun kaos şartlarına tabidir.Yaratıcıyı ve ya var oluşu anlamışlar ise düzene...

Özü anlamışlar bir denge içinde yaşadıklarından gerektiği yerde ne yapılması gerektiğini bilirler,hariciler doğaçlama ve güdüsel eylemler ile kaosla pişerler.

 Bu yükseliş basamaklarını kelimeler ile bir konuda tanımlayabilmek oldukça güç.

Yaratıcıya inanmak; ve ya var oluşa inanmak... Her koşulda yaşamımızı saran bütün ufak sebep ve sonuçların en büyüğünün peşine düşmek; ya da bütün haz ve arzuların sonunda, ana haz ve arzuya kavuşmak(ufak haz ve aruzular durmadan kendini nötrler ve kişi ana haz ve arzu yolculuğuna yaklaşır)

Her seferinde ve bütün basamaklarda bütün olasılıklar hür iradeye danışır. İnançsızlığın gerginliği kültürleri gerçek olana yaklaştırır.İnançlıların durgunluğu gerginliği hafifletir ve her zaman bir makro ve mikro arasında denge hasıl olur.

Net bir ifade kullanmaya çalışsamda, konunun açıklayıcı olabilecek yazı ile ifadesi cok zor olduğundan, kendimce zihnimden geçenleri kelimeler ile ifade sınırım bu anlatımım derecede sınırlı kaldı...Ve bu konu, Hz İbrahim'den de cok eskiye dayanan bir şablondur aslında.

Sevgiler-Saygılar.


« Son Düzenleme: Mayıs 29, 2017, 11:34:56 ös Gönderen: Tık-Tik-Tak »
Sen Özelsin


Mayıs 29, 2017, 11:44:20 ös
Yanıtla #3

Sayin Tık-Tik-Tak,Konuyu guzel aciklamisiniz Teşekür ederim..Hz İbrahim as.İki oğlu oldu.Hz ismail as ve Hz.İsak as.Bugun üzerinde çok durulmasada Yahudilerle ,Muhamediler amca cocuklari ve soy seceresi kan bağları vardir.Yahudilerdeki "Kabala"büyü oğrenme   Babillerdendende öğrenildiğini bir kaynakta okumustum.Kurani Kerimde Büyü yasaklanmasti ve buyu yapanlarla ilgili bir ayetin aciklama manasi şudur:Büyü, hedef kitlenin bilmediği yöntemlerle olağanüstü güce sahip olduğu izlenimini vererek insanları etkileyip çıkar sağlamaya yönelik söz ve uygulamalardır. Yalana dayandığı için büyü yoluyla hiçbir sonuç alınamaz. Allah Teala şöyle buyurmuştur: “Büyücü nerede olursa olsun hedefine ulaşamaz.” (Taha 20/69).Riyazat bir teslimiyet ruhu arindirma Allah ve kul arasindaki yakinlasmadir.Herkes Riyazat yapamaz.Sebebi ilerki zamanlarda farkli atmosferlerde gorunmeyen varliklari görülebilirler.Buda kişiye zarar verebilir.Riyazat bir takva ve ibadet biçimidir.Kalp gozu diye bir mana vardir.Riyazat yoluyla Mevlana,Yunus emre,Haci Bektaşi Veli Tasavvufta bu yolu seçmişlerdir...Ailemde Rahmetli dedem Riyazat orucu surekli yapardi.Kuru üzüm,konposto,meyveler,zeytin,sebzelerin bazıları.Cok fazla yemezdi,az uyurdu,ve surekli dua ederdi. Cok kucük oldugum icin hatirladigim kadariyla odasina fazla insanda almazdi.Onuda su sekilde aciklayayim. Farkli atmosferlerde oldugu icin (halvat) atmosfer bozukmasin diye.Saygilarimla.

Üyeliğimin iptalini talep ediyorum!Aksi taktirde dava edecem! Formda zorla kayıtlı tutuluyorum.Defalarca üyelik iptali talep ettim..Formda kayitli üye olarak bulunmak istemiyorum.Bu form zaman kaybı!


Mayıs 30, 2017, 02:46:37 öö
Yanıtla #4

Sayin Zaharoff, Teşekkür ederim.İki guzel kavrama değinmissiniz;Bildigim kadariyla,Halvet: Yalniz kalmak,tek basina biryerde kalmak.Tasavufta,yalniz kalip dua edmek.Mucahade ise;Nefsin arzulari ile savasma,nefsi terbiye etme.Saygilarimla.
Üyeliğimin iptalini talep ediyorum!Aksi taktirde dava edecem! Formda zorla kayıtlı tutuluyorum.Defalarca üyelik iptali talep ettim..Formda kayitli üye olarak bulunmak istemiyorum.Bu form zaman kaybı!