Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Öğretmenler Günü  (Okunma sayısı 5845 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 23, 2019, 07:23:56 ös
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 149
  • Cinsiyet: Bayan

TÜRKİYE'DE ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Türkiye’de 1981'den beri, her yıl 24 Kasım, Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor.

24 Kasım 1928, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün "Millet Mektepleri’nin Başöğretmenliği"ni kabul ettiği gündür. Bakanlar Kurulu, Atatürk’e "Millet Mektepleri Başöğretmenliği" ünvanını 11 Kasım 1928’de yaptığı toplantıda vermiş ve bu ünvan, 24 Kasım’da Millet Mektepleri Talimatnamesi'nin yayınlanması ile resmileşmişti.

Atatürk'ün 100. doğum yıldönümü olan 1981'de, "başöğretmen" olduğu günün ülke çapında Öğretmenler Günü olarak kutlanmasına karar verildi.

Öğretmenler Günü ile ilgili kutlamalar, 26 Kasım 1992’de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Öğretmenler Günü Kutlama Yönetmeliği çerçevesinde gerçekleşir.

DÜNYADA ÖĞRETMENLER GÜNÜ

Öğretmenlik mesleğini icra edenleri onurlandırmak için çeşitli etkinliklerin düzenlendiği Öğretmenler Günü pek çok ülkede 1994’ten beri her yıl 5 Ekim günü UNESCO tavsiyesiyle kutlanıyor.

5 Ekim günü, 1966 yılında Paris’te gerçekleşen “Öğretmenlerin Statüsü Hükümetlerarası Özel Konferansı”’nın sona erip UNESCO temsilcileri ile ILO tarafından “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi”’ni oybirliği ile kabul edilişinin yıldönümüdür.

Kendi kültürel ve tarihi özelliklerine, okul tatil günlerine göre çeşitli ülkelerde farklı tarihler Öğretmenler Günü olarak belirlenmiştir.

Tüm öğretmenlerimizin günü kutlu olsun..
Saygı ve sevgiyle..

Kaynak: https://www.google.com/amp/www.hurriyet.com.tr/amp/bilgi/24-kasim-ogretmenler-gunu-nedir-ogretmenler-gunu-tarihcesi-neye-dayanir-40014797


Kasım 23, 2019, 09:52:36 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1795
  • Cinsiyet: Bay

Başta sevgili gelinim olmak üzere tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü  kutlar, tüm hayatlarını sağlık  ve huzur dolu geçirmelerini dilerim.
   Saygılar-sevgiler.
"Vur ama dinle beni"


Kasım 23, 2019, 10:01:38 ös
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3235
  • Cinsiyet: Bay

« Son Düzenleme: Kasım 23, 2019, 10:20:50 ös Gönderen: NOSAM33 »
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Kasım 23, 2019, 10:25:42 ös
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3235
  • Cinsiyet: Bay

Ne güzel ÖĞRETMENSİN SEN
“"Üzmüşler çocuğu, diğer çocuklar. "Senin baban çöpçü, sen de pis kokuyorsun” demişler. Vicdan duygusu tam gelişmemiştir okul öncesi çocuklarında. Zaman zaman böyle acımasız olabilirler. Sonuçta hepsi çocuk işte. Kırmışlar yavrucağın kalbini. Çocukların güzel yanıdır gönülleri, kırılsa da çok, hemen toparlanmaya meyillidir. Yetişkinlere benzemez, kin gütmezler.
Konuştum babayla. Çok üzüldü, çocuğunun üzülmesine. Dağ gibi adam gözyaşlarını ilk kez ayırdı gözlerinden belki de. “Üzülmek yetmez dedim, bir planım var. Dahil olur musun?” Kabul etti seve seve.

“Pis ülke” oyunu oynattım çocuklara bir gün. Türetilmiş (uydurma) bir oyun. Ne bulduysak attık yerlere. Bu arada “kötü koku spreyi” sıktık sınıfa, çocuklar görmeden tabi. Birazdan sınıf dayanılmaz bir kokuya karıştı. Dedim niye böyle oldu* Dediler öğretmenim çöplerden, pislikten. Durun dedim, bakın kapıya, biri gelecek, kurtaracak bizi bu pislikten, kokudan, büyüleniyor sanki. Bak bak bitiremiyorlar. 1.90 boy. Heybetli mi heybetli çöpçümüz.

Başlıyor hemen temizliğe. Bende pencereleri açıyorum hemen. Temiz hava nüfuz edince etkisini kaybediyor kötü koku spreyi. Yardımcı öğretmenimiz de yasemin kokulu oda spreyini sıkıyor birkaç fıs. Çocukların gözü bizi görmüyor zaten. Ama içlerine doluyor mis gibi çiçek kokusu.

Sonra yarım ay düzeninde oturuyoruz çöpçünün karşısına. Konuşuyor prova ettiğimiz gibi. “Çöpçüyüm ben” diyor. “Siz sabahları uyurken daha, ya da gece yarısı mahallenizin çöplerini topluyorum. Arkadaşlarım da var. Onlar da topluyor. Çöpler toplanmasa sokaklardan, her yer bugün sınıfınızın koktuğu gibi kokar. Çöpçülük zordur çocuklar. Çok zor iştir.” Anlatıyor uzatmadan. Kısa, öz, keskin. Anlattıkça daha da büyüyor adam.

Nasıl dinliyorlar anlatamam. Gözlerini hiç ayırmadan. Hele oğlu. Gurur duyuyor babasıyla ve her sözünde hayran oluyor ona. O bakışa ömür verilir inanın bana.

Sonra fotoğraf çektiriyoruz hepimiz kahramanımızla. Alkışlarla ve aşkla uğurluyoruz çöpçümüzü. Bir baba, bir oğul. Tedavi edilmiş iki yürek. İşimiz bu. Yüreğe dokunmak. Hanımlar, beyler! Bir çocuğun alın teriyle para kazanan babasının mesleğinden utanmasına dayanamam. Dayanırsam, öğretmen olamam.
Ertesi sabah soruyor birkaç veli. “Bizim çocuk akşamdan beri büyüyünce çöpçü olacağım diyor. Siz ne öğretiyorsunuz bu çocuklara Allah aşkına?”

Gülümseyerek cevap veriyorum. “İnsan olmayı öğretiyoruz”..
(alıntı)
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Kasım 24, 2019, 06:27:26 ös
Yanıtla #4
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3235
  • Cinsiyet: Bay



https://scontent-vie1-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/23755410_1528955043856804_743293863472044829_n.jpg?_nc_cat=106&_nc_ohc=pr5bVJqv85YAQlzQv-IJLLJ0XguMHVDL9ZOHLmSRhm2LG3QGDq8gi8KCQ&_nc_ht=scontent-vie1-1.xx&oh=d68bfb1a3e0915f6498d89f31bca1d96&oe=5E834559

Hikmet Öz, Ali Tahir ve Hatice Özfidan ile birlikte.
24 Kasım 2017
GAZİ MUSTAFA KEMAL SANIRIM ÖĞRETMENLİK COŞKUSUNU İLK KEZ TARSUS'TA YAŞADI.
Bugünkü Öğretmen Evi'nin yerinde bulunan eski Türk Ocağı İlkokul'u o yıllarda İTTİHAT VE TERAKKİ MEKTEBİ adıyla anılıyordu. 18 Mart 1923 günü öğleden önce eşi Latife Hanım ile birlikte bu okula gelen Mustafa Kemal, okulda sorduğu bir soru üzerine öğrencilere hiçbir sportif hareket yaptırılmadığını öğrendi. Burada öğrencilere sportif hareketler yaptırdı.
İttihat ve Terakki Mektebi'nin 6. sınıfında Göcüklü Abdullah Efendi, tarih dersi veriyordu. Sınıfta 13 öğrenci vardı. Ulu Önder Mustafa Kemal bu sınıfa girdi. Öğretmen Abdullah Efendi, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın Viyana Seferi'ni anlatıyordu.
Mustafa Kemal dersi dinledi ve dersin bitiminde Abdullah Efendi'ye:
"Bu Viyana seferi hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusunu yöneltti.
Abdullah Efendi:
"Aman Efendim, bu konuda fikir yürütmek ne haddime," diyerek, çekimser bir tavır aldı.
Bunun üzerine Mustafa Kemal, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın Viyana Seferi ile ilgili düşüncelerini şöyle aktardı:
"Bu sefer ne amaçla yapıldı? Yani Viyana önlerine kadar giden ordumuzun oraya gidiş amacı neydi? Harplerin amacı ya ekonomiktir, ya da stratejiktir. Bu sefer hangi amaçla yapıldı? Viyana'yı aldığımızı düşünelim. Bundan sonrası ne olacak? Kuşatmanın sonunda ordunun bozguna uğrayarak yenilmesi üzerine, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa bu yenilginin faturasını başı ile ödedi. Sarayda Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'yı yargılayacak bir harp divanı yok mu idi? Bu yenilginin esas suçlusu acaba Merzifonlu Kara Mustafa Paşa mı idi?
Konu ile ilgili düşüncelerini aktardıktan sonra Öğretmen Abdullah Efendi'ye dönerek:
"Hoca Efendi, tarih derslerini ezber olarak öğretmeyin. Sebeplerini ve lüzumunu karşılaştırmalı bir şekilde, sonuçtan ders alınabilecek bir şekilde öğretin!" diyerek, o günün tarih dersi anlayışı üzerine fikirlerini ve düşüncelerini Tarsuslu gençlere aktardı.
1923 yılı 18 Mart günü, Tarsus İttihat ve Terakki Mektebi’nde, Gazi Mustafa Kemal, sanırım öğretmenliğin ne denli önemli olduğunu vurgulamış ve öğretmenlik yapabilmenin heyecanını Tarsus’ta yaşamış oldu.
(HİKMET ÖZ- ATATÜRK TARSUS'TA (4. BASKI) kitabından alınmıştır.)
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus