Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: NEDEN VAR OLUŞ – QUANTUM SIÇRAMASI  (Okunma sayısı 6571 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 18, 2008, 12:56:14 ös
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

NEDEN VAR OLUŞ – QUANTUM SIÇRAMASI


Var olmanın dayanılmaz hafifliği dolunca “Kendisi” olmuş El İnsan’ın içine, her şey gelip geçtiğinde ve düşlerden bile silindiğinde, hatta yokluk bile yok olduğunda olmakta olan Nedir?

Bütün mesele Şimdi - Burada, Bu AN’da başlar.

Hem soru hem cevap olan neden.

Cevabı asla olmadığı için aslında olmayan Neden.

Neden?

O An’da var oluşa çeşitli anlamlar yüklemeyi seçebilirsiniz. Ya da anlam yüklemeyi bırakarak sonsuzluğunuzda erimeyi de seçebilirsiniz.

Hiçbir seçimin bir diğerinden farkı yoktur.

Çünkü siz sonsuzsunuz. Sınırsızsınız.

Neden sizsiniz. Cevap ta sizsiniz, soru da sizsiniz. Ne cevap kalır ne de soru. Sorular biter, cevaplar biter, zihin susar. Düşlerin hepsi yoklukta kumdan kaleler gibi yıkılıp gider.

İlk Neden’den başka var oluşun bütün boyutlarında “Kendisi” olan varlık için başkaca bir neden yoktur. Ve kendisi O’dur.

Varlık ve Yokluk.

Hiçlik hiçliğe dağıtmak ister.

Varlık varlıkta ileriye gitmek ister.

Varlık; Tanrısal doğasını, bilinçli olarak genişleyen bilinçte yaşamak ister. Bu sonsuz bir eylemdir. Yaşamın evrilmesi gibi. Hem fiziksel her ruhsal. İkisi bir yerden sonra Tek olur.

Hiçliğinde “Varlık” sonsuz bir huzurda erir. Biter.

Ve hiçliğin doğası gereği, varış, biliş, eriyiş tamamlandığında, Varlık; yeniden görünüşe çıkar. Ve tekrar baştan başlar. Atomdan, taştan, topraktan bitkiden, ya da görünüşe çıktığı mekan ve zaman boyutu neyi gerektiriyorsa. Sonsuz bir tiyatrodur oynanan. Hiçliğin ve hepliğin, kendinde ve kendi kendisiyle bitip tükenmez dansı gibidir olmakta olan.

Her şey birlikte görülür.

Neden kalmaz sonsuz huzurdan, “Nirvanadan” geri dönmek için.

Sonsuz huzura çıkış yaptığın Düşten ayrılmak için de bir neden kalmaz.   

İkisi de Bir olur.

İşte “Olmak ya da Olmamak”.

Var oluşa doğuş

Sonsuz huzura çıkış yaptığınız düşün ve düşün içinde yüreğinizde büyüttüğünüz sevginin aşkın hatırına; manyetize edebildiğiniz ve dengeleyebildiğiniz bireyselliğinizi, “Yaşamı” seçmek ve “Görünüşe çıkmışlığınızı”  bilinçli Tanrısallığınızda genişletmek için kullanırsınız.

Eğer Bireyselleşmeyi ve sevgiyi, kendinize yürüdüğünüz yol boyunca “Nedeniniz” yaptıysanız.

Gönül Dergahında, hiç gitmediğin yerdesindir. Aşksındır, Sevgisindir, Coşkusundur, sevinçsindir, ne olmak istersen O’sundur artık. Efendisindir.

Hiçlikte eriyiş;

Bireyselleşme gerçekleştirilmediyse ve sevgi “Neden” olarak seçilmediyse, ve düşün içinden kurtulma arzusu da buna eşlik ediyorsa ve sadece olmakta olanı bilmek olarak algılanıp yolda yürüdüyseniz; O An’da olmakta olanı ve kendinizi görürsünüz.  Varış, eriyiş ve ermek tamamlanır. Ve Biter. Geri dönülmez. Çünkü sevgiyle Bireyselleşme olmadığı için, sonsuz huzura çıkış yapılan Düşün içine çekilme olmaz. Neden olmaz.

İkisi de pekaladır. İki seçimde kutsaldır. İkisi de Tanrısaldır.

“Olmak ya da Olmamak”. Sorusu Düşün içinde sorulur. İçsel olarak cevaplanır. Ve sevgiyle dengelenme, sevgiyle merkezlenme ve sevgiyle bireyselleşme yol boyunca deneyimlerle manyetize edilir ve sevgiyle biriktirilir.

Bu biriktiriliş yeniden doğuştur. Sevgi ve Aşk olmaktır. Küllerden ve hiçlikten “ölümde” başka bir can bularak yeniden ayağa kalkıştır. Yeniden diriliştir. Cenneti yeryüzünde, sonsuz huzura çıktığınız “Düşün” içine dönerek tekrar yaratmaktır.

Düşü Varlığınız ile “Gerçek” kılmaktır.

Ve Gerçek Oyun başlar.

Gerçek Yaşam başlar.

Kendinize yürüdüğünüz yol boyunca Sevgiyle Bireyselleştirdiğiniz ne var ise Gerçekten O olursunuz. Gerçek anlamıyla o olursunuz. Çünkü olmak için; arzunuz, bilginiz, sorumluluğunuz gücünüz de gerçek olur.

Ve işte o zaman yaşadığınız düş, “Dünya” cennet olur.

Milyonlarca yıldır zaman ve mekan boyutlarında dünyada süren yatay Yaşam şekli, Galaktik düzlemde diğer sistemlerle birlikte gelinen nokta da Dikey yaşam (derinleşen ve genişleyen Bilinç) şekline evrilmek üzere.

Yazılı yada yazısız tarihini bildiğimiz kadarıyla İnsanlık Medeniyeti diğer sistemlerle birlikte Evren de bu noktaya daha önce gelmişti. Kutsal kitaplarda belirtilen tufanlar ve Yaradılış hikayeleri, spiral bir evrilme yolu izleyen dünyanın geldiği bu noktayı işaret eder. Büyük tufanlar ve felaketlerden sonra geriye kalan insandan her seferinde tekrar yaratılan İnsanlık Medeniyeti anlatılır.

Şimdi – Burada gelinen Galaktik Düzlemdeki “An” dünyanın izlediği spiral evrilme yolunun son halkasıdır. Mahsul olgunlaşmıştır. Mevsim; milyonlarca yıldan sonra ki hasat mevsimidir.

Spiral evrimle yolunu tıpkı bir kementi çevirmeye başladığınızdaki ilk küçük spiralden başlayan halkaya benzetebiliriz. Kement bir kez döndüğünde ve başladığı yere geldiğinde birinci spiral biter. Ve ikinci spiral başlar. Kesintisizdir ve süreklidir. Arkasından üçüncü çevirim dördüncü çevirim yada çember. Spiralin bitişi ve başlangıcı aynı yerdedir. Faka bir öncekine göre daha gelişmiş ve büyümüştür. Her şey aynı gibidir ama farklıdır. Derinleşme ve genişleme ve hızlanma vardır. Hızlanma ve genişleme yani moment gittikçe artar. Ve bir An gelir kementi elinizden boşluğa bırakırsınız. Ve hedefe atarsınız.

Kementin boşluğa fırlatıldığı An;  kementle gittikçe büyüyen spiralin maximum Momentle, niyet edilmiş hedefi yakalayacağı  An’a geldiği yerdir. Dünya evriminde olduğu, evrim spiralinde şimdiki yere daha önce gelmiştir. Fakat Quantum alanına fırlayacağı An’a gelmemişti.

Ve dünyanın Quantum sıçraması için yer aynı yerdir. Vakit ise şimdi gelmiştir. Mahsul şimdi olgunlaşmıştır. Ve moment şimdi yakalanmıştır.

Quantum sıçramasından sonra dünyanın evrimi de sonsuz ve sınırsızda şekil ve mana değiştireceği için; şekil ve mana da; Evrim sonucunda ortaya çıkan mahsullerin; Efendilerin, El İnsanların yüreğinden yaratılacağı için bilinemezdir.

Spiralin zaman ve mekan boyutlarından sıçrayan dünyayı (Mayaların Takviminde işaret edilen zamansız ve mekansız alan veya Galaktik Düzlem) sonsuz ve sınırsız Quantum bölgesinde her şey giderek kısalan bir sürede An’da gerçekleşmeye başlayacağı için; İnsanoğlunu zor “durumlar” beklemektedir.

Kimine göre “kıyam”, kimine göre “kıyamet” olacak sıçrayış olduktan sonra, insanoğlunun uyanması ve “kim” olduğunu bilmesi ve seçmesi ve OL’ması için halen vakit olacaktır. Ama bu göz açıp kapayıncaya kadar çabuk geçecek bir vakittir. Zaman çoktan bitmiştir.

Ama Şimdi – Burada gerçekten kalbimizdeki yüklerden kurtulmak, bağışlamak, dengelenmek, merkezlenmek, yüreğimize varıp oturmamız ve olmakta olanı olduğu gibi görebilmemiz için ve agustos böcekliğini bırakıp “sevgi olmamız”-“kendimiz” olmamız için; vakit nakittir.

Yeter ki insan gaflet uykusundan uyansın.

Halen; duygular, düşünceler ve zihin üzerine hakimiyet kurulamamışken, içsel kendiliğinden gelen bir sukut, barış, dengelenme merkezlenme  yaşanamıyorken, fiziksel dünyada hızını giderek artıran ve hızlanan momentten dolayı daha da artacak olan kargaşa, savaş, açlık, yeryüzü hareketleri ve etrafında an be an parçalanan dünyada nasıl merkezlenip nasıl dengelenecektir insanoğlu.

Sonsuzluğa ve sınırsızlığa sıçradığımız Quantum alanında, İnsanoğlunu merkezinde ve dengesinde tutan ne olacaktır?

Şimdiye kadar “insan” yüreğine ne ektiyse ve büyüttüyse o olacaktır. Bireyselliği; şimdiye kadar yüreğine ve yüreklere ne ektiğine göre toplayacağı mahsulü olacaktır. Yani mahsul olarak “kendisini” toplayacaktır.

İnsanoğlunun Güzel Varlığı için, sevginin hatırına, sevgiyle yazıyorum.

Korkuyu, endişeyi ve kendinize inançsızlığı bırakınız. Yüklerinizi atınız.

Varıp yüreğinize oturunuz.  Ve sevgi olunuz. Sevgi olmayan her şeyi terk ediniz. Sevgi olmayan hiçbir şey zaten gerçek değildir. Gerçek olmayan; sizi sistemde, dualitede, yargıda endişede korkuda ve kendinden ve diğerlerinden ayrı tutmak için oradadır. Siz gerçekten; sevgi de merkezlendiğinizde ve dengelendiğinizde tıpkı güneşin karanlığı dağıtması gibi illüzyon dağılıp gidecektir.

Quantum sıçrayışında ve Quantum alanında; “Sevgiden ve Aşktan” başka İnsanoğlunu merkezinde ve dengesinde tutacak hiçbir neden yoktur.

Galaktik nedenler - bağlantılar, dünyasal nedenler,  hayatta kalma mücadelesine neden olan nedenler; Quantum sıçrayışında ve alanında; insanı merkezinde ve dengesinde tutamaz. Belki bir süre destekler.

Ama sonuçta herkesin kendisi ile baş başa olacağı An’lardır. Özgür İrade Yasası gereği herkes kendi kendisinden sorumludur.

Çünkü; “Özgürlük”, kendi kendinin sorumluluğudur.

Sevgiyi herkes bilir. Çünkü herkesin yüreğinde oturan O’dur. Ve O sevgidir.

Yaşamı kendinize armağan ediniz. Kendinizi de yaşama armağan ediniz.

Ve hep sevgiyle kalınız.

Hepimizin Gerçeği ve Seçimi kutsaldır. Ve kutlu olsun.

 

Yazan Nilgün Nart
« Son Düzenleme: Haziran 19, 2008, 10:19:05 öö Gönderen: MASON »
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


Haziran 18, 2008, 01:09:45 ös
Yanıtla #1
  • Skoç Riti Masonu
  • Aktif Uye
  • *
  • İleti: 919
  • Cinsiyet: Bay

Teşekkür ederim Sn.Mason
Saygılarımla
stilus absentis...


Haziran 18, 2008, 08:00:52 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 202
  • Cinsiyet: Bay

Fevkalade bir yazı... Paylaşımınız için teşekkürler Sn. MASON


Eylül 18, 2011, 01:57:37 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

bu dünyanın varoluş nedenide insan dünyayı yokedecek olanlarda insanlar olacak.yani bir top düşünün topu insan bir amaç için şekillendiriyor sonra o topu patlatanda insan olacaktır.top kendi kendine patlamaz.insanlar varoluşla ilgileniyor.ama yok oluşu düşünen pek yok çünkü insan yok olmayı akıl bile edemez çünkü akıl sınırı almaz.belkide var oluşu merak etmenin nedeni insanın ve evrenin yoktanmı varolduğunu yoksa var olan başka bir şeydenmi dönüştüğünü anlama isteğidir.yani yoku anlama isteği .yok olmayı erteleme yada yok etme isteği.


Eylül 18, 2011, 02:40:18 ös
Yanıtla #4

Yazı gerçekten bilgilendirici. Buna benzer mesajları çeşitli New Age sitelerinde de görmek mümkündür tabi. Fakat şu cümleyi anlayamadım Sn. MASON, kendi görüşünüzü belirtirseniz sevinirim:

"Spiralin zaman ve mekan boyutlarından sıçrayan dünyayı (Mayaların Takviminde işaret edilen zamansız ve mekansız alan veya Galaktik Düzlem) sonsuz ve sınırsız Quantum bölgesinde her şey giderek kısalan bir sürede An’da gerçekleşmeye başlayacağı için; İnsanoğlunu zor “durumlar” beklemektedir."

Bir tür zaman bükme durumu mu? Yoksa, bilincin evrimleşmesi neticesinde , düşüncelerin daha kısa sürede maddeye projekte edilmesi mi?

Saygılarımla
"İsteyen yavaş gitsin, ister hızlı koşsun, arayan bulur. İki elinle isteğe sarıl; çünkü istektir iyi yola kılavuz olan."
Mevlana


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
67 Yanıt
35265 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 02, 2019, 08:48:47 ös
Gönderen: Tık-Tik-Tak
1 Yanıt
6521 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 28, 2013, 06:19:14 öö
Gönderen: emreg
14 Yanıt
14057 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 25, 2012, 12:45:33 ös
Gönderen: BULGARIA
1 Yanıt
6281 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 02, 2009, 10:13:46 ös
Gönderen: Prenses Isabella
1 Yanıt
4449 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 01, 2012, 09:18:02 ös
Gönderen: NOSAM33
0 Yanıt
2822 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 10, 2009, 10:37:07 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4006 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 10, 2009, 04:04:15 ös
Gönderen: ADAM
9 Yanıt
9734 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 05, 2011, 01:10:55 öö
Gönderen: Escalation
14 Yanıt
16928 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 27, 2014, 08:16:19 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3091 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 27, 2009, 10:02:46 öö
Gönderen: ADAM