Sayın Nueva
1."82 Anayasası'nı reddedenler mürtecidir." ifadesi nerede geçiyor ? ? ? ? Bu ifade NEREDE geçiyor?
Büyük harf ve ikinci tekrar yazmadan da anlayabildiğimiz bu ifade yazınızın tamamının
ruhunda geçiyor diyebilirim.
Zira Sayın amurdad ın da saidçi, bölücü, ayrılıkçı ifadelerine haksız şekilde maruz kaldığını düşünüyorum.
Okuduğum kadarı ile dinci yobaz değilim diyor.
Aynı ifadelere maruz kalmamak için bir kısmını alıntı yaptığınız cümleyi kullandım.
'Şahsi kanaatime' göre hepsi mürteci değildir diyerek, 82 anayasasını yetersiz bulduğumu değişmesini istediğimi ancak mürteci olmadığımı ifade etmek istedim.
Size gelince Sayın Ozkann , son derece sarih bir türkçe ile yazıyorum bu bir. Bu sarih yazıları bile bize göre sadeleştirip anlatıp ikna edin." demişsiniz. Literatür takip edebilecek durumdaki kişilere muhatap olmak üzere bu forumda bulunuyorum. Forumumuz "Medeniyete Giriş-Level 1" değil ki .
'Sıra' bana geldiği için çok teşekkür ederim.
Forum medeniyete giriş level 1 değil ise ben açıköğretim lisesi mezunu birisi olarak
başvurduğumda sayın Mason un beni almaması, hatta sınavla veya 'diploma' ile alması
tercih sebebi olurdu.
Eğer Sayın Mason gözünden kaçmadan bu halim ile beni foruma kabul etti ise forumumuzun
diğer üyeleri de global moderatör bile olsa forum yöneticisi/kurucusu tarafından kabul edilen
en düşük algı düzeyi temsili olan bana göre yani medeniyet e giriş Level-1 seviyesinde anlatmanız
insani açıdan ve amaca 'gerçek' hizmet açısından daha makbul olurdu.
Tabi zorunda değilsiniz. Zorundalık da görecelidir.
İkincisi , "ikna" süreci cumhuriyetin ilk 10 yılı için geçerli ve kabul edilebilir olabilir. 100 sene sonra şu aşamada artık ben hiçkimseyi "ikna" etme gayreti içinde olmam , böyle bir zorunluluğum da yok.
O halde bunu cami önlerinde eylem yapan din devleti isteyen kişilere söyler geçersiniz.
100 sene oldu sizi ikna etmiyorum dersiniz. Eteğiniz kısa diye jilet atılırsa bacaklarınıza onlara
dersiniz 100 sene oldu daha ne jileti. Malesef ki bu kişiler var. 100 sene oldu deyip bırakamıyorum.
Köylere gelip konuşuyorlar bu adamlar, tek tek kaybediliyor insanlar.
Bir taraf ikna etmiyor tepeden bakıyor. Diğer taraf ise kurnaz... azarlanan halkı alıyor, ilgileniyor.
Onu adım adım eğitiyor. İnsan olduğunu farkettiği için insani değerlerinden yakalıyor. Burs veriyor
yatacak yer okul ilgi alaka iş ve kendi amaçlarına hizmet edecek 'seviye ve adımlar' ile bu kişileri bilgilendiriyor.
Her birimizi ikna etmeye değer buluyorlar.
Ve gittikçe büyüyor. Dağdaki çoban ile oy eşitliği tartışmasında onlar dağdaki çobanı kucaklıyor.
Bu birşeyler çağrıştırmalı...
Mutlu azınlık olarak kalmak şahısta şiirsel bir hazza sebep olacaktır ama geri kalan ve geride kalan toplum için
aynı şey geçerli olamaz. Kendim için istediğimi herkes için istiyorum ben.
Tehlikenin farkında mısınızın yarattığı tehlikenin farkında mısınız?
Ateş ettikçe büyüyen devi hala ateş ederek mi öldürme niyetindesiniz?
Bu tavır ile yenilirsek süpriz olmamalıdır. Ölçülebilir şeyler gayb sayılmaz.
İkna zorunda değilim, muhattab olmak zorunda da değilim, tabi yazar geçerim, arkada yarattığı
titreşimler ve bunların sonuçları toplum üzerinde ne etki bırakır ilgilenmem çünkü ben rasyonelim
düşüncesinin yarattığı sonuçlar ile biz (millet) yaşamayacak olsak susar giderdim...
Gün gelir memlekete halife efendi döndüğünde çıkar gidersiniz bir ülkeye, konu kapanır sizce.
Ama ben burada ve modern değerler ile yaşamak istiyorum.
Marilyn Manson diyor ya; çocuklarınıza sahip çıkın, yoksa onlara biz sahip çıkarız.
Biz de; eğitimli kültürlü okumuş gün görmüş ağzında gümüş kaşıkla doğmuş arkadaşlarımızdan şunu istiyoruz
her yöne savrulabilecek bu zihinleri kendinden kaçırmadan bu düşünceden korkutmadan işin aslını
anlayabilecekleri seviye ve adımlarla bu tehditi algılamalarını sağlayın.
(zorunda değilsiniz evet, evet)
Bu değerlere ve bu insanlara siz sahip çıkın.
Yoksa halife efendi sahip çıkacak!
Bu koz değerleri halife efendiye teslim etmeyin.
Literatür takip edebilecek durumdaki kişilere muhatap olmak üzere bu forumda bulunuyorum.
Elbette mukabil olarak muhatab olmak ve olunmak isteyeceğiniz kriterler vardır, foruma
giriş amacınızda belirttiğiniz gibi. Ancak ben muhattab olma kriterimi belirtmeyeceğim...
Buradaki herkes çok değerli benim için.
Elbette insani duyguları ve düşünceleri en önemlisi insani durumları kavramak, onlara göre
kendi yüceliğinizden kaynaklanan bir mütevazilikle yaklaşmak zorunda değilsiniz,
bu da sizin karakterinizdir.
Bakar ve sadece kabul etmek zorunda olduğumuzu hissederim.
Ben bir köylüyüm, Mersin in Tömük köyünden. (koyun değil, köylü)
Tekrar etmek gerekirse liseyi dışarıdan bitirmiş seyyar satıcılık dahi yapmış toplumun
neredeyse dibini görmüş bir kişiyim. Akrabalarımın hiçbiri iktidarda bulunan zihniyet partilerine oy vermez.
Ama 'O' heykeli görünce yemeni ile yüzünü gözünü kapatır kafasını çevirir ve asla içki içmezler.
Çocuklarına da ellerinden geldiğinde içmemeleri tavsiyelerini verirler.
Asla da sırf bu sebeplerden yobaz denilmesini dağdaki çoban denilmesini kabul edemem.
Ve korkarlar ki eli kalem tutan kişiler, T.C.nin kurucu ruhu M.K.Atatürk tarafından
payelendirilen milletin efendisi köylü medeniyet adını verilen tek dişi kalmış canavar tarafından
küçümsenecektir. Onun köylü milletin köylü vekili olması yerine teknokratlar tercih edilecektir.
Saraylılar anlayışı gibi....
Kabul edebilmem mümkün değil...
Devletin milleti değil, milletin devleti olmalı bence...
Benim misyonum kimseyi eğitmek değil, böyle bir iddiam da , mecburiyetim de yok. Benimle aynı bakmasa bile belli bir birikime sahip , saygılı , özenli kişilerle muhatabiyet benim için esastır.
Elbette yok, zaten demiştim ki
niyet"memleketin salahiyeti ise" topluma 'doğru fikirleri'
anlatabilme yolu bu değildir.
Çözüm yoluna dair hiçbir gelişme olmaz.. Niyet başkadır, bir dereceye kadar hep saygı gösteririm.
Sandalye sayısından kaynaklanan bir yetenek ile meclis çoğunluğunun tahhakkümü milli irademidir
karmaşası ile iktidarın milletin ve devletin tüm yaşamlarını etkileyecek anayasa düzenlemelerine
karşı olduğum gibi bir avuç insanın da aynı tahakkümü millet üzerinde kurabilme isteğini ve hakkını
o kişilerin bilgi açısından ulaşmış olduğu noktaya duyduğum saygıya rağmen aynı şiddetle aynı
sebepler ile reddediyorum.
bu Anayasayı hükümet yapmamalıdır çünkü koşulları, metodolojisi şudur da ondan , Atatürk şöyledir , laiklik dinsizlik değildir." gibi çığırtkanlıklar yapmam gerekirdi. (ki dipnot olarak , elbette 82 Anayasası'nı beğeniyor değilim , mesele Anayasa Yapıcılığı yetki, selahiyet , evrensel Anayasa Yapıcılığı koşullarına uygunluk ve metodoloji bilgisi meselesidir
Bu anayasa tamamen değişmelidir topluma uygun değildir.
Salahiyet ilkesine (Düzelme, iyileşme, iyilik. Barış, sulh.) uygun bir anayasa yapılmalıdır.
Her kesimin kaygıları ve özgürlüğü garanti altına alınan modern devlet düsturunu yitirmesine
sebep olmayacak ve insan olmanın getirdiği aşamaları yaşayarak öğrenerek aşabileceğimiz
kısıtlamaları olmayan aynı zamanda kesin tercihleri olan bir grubun diğerleri üzerinde
tahakküm oluşturmasına sebep ve imkan vermeyecek bir anayasa yapılmalıdır.
Orduya verilen 'cumhuriyeti koruma görevi' kapsamında yetki ve sorumluluklarının uzandığı yerler
net olarak belirlenmelidir.
Kesinlikle ama kesinlikle biz ve onlar ayrımından ortaya çıkan fikir ve eylem gruplarının sadece
herhangi birinin niyetine hizmet eden anayasal düzenlemeler ile bütün toplumun yaşatılması kabul
edilemez. Bu her iki yönde de ayrılıkçılıktır.
Millet olarak biz isteğimiz olan çerçeveyi böyle çizer isek bahsettiğiniz metodoloji, bilgi, yetki, sorumluluk
ve evrensel koşullar çerçevesinde Atatürk gibi milleti kucaklayabilen bir anlayışın yeni anayasasını
büyük bir heves ile kabul edeceğiz.
Zifiri karanlık bir ortamdan gelen bir kişi olduğum için bilgili insanları, onlar kadar bilgim olmasa
bile hassas bir terazi gibi hissedebiliyorum.
İnanın Sayın Nueva sizin gibi bilgili bir kişinin adım adım anlatmasına kendimi örnek versem bile aslında çok
ama çok kişinin ihtiyacı var. Bence bu açıdan önemlisiniz ama öneminizin farkında değilsiniz.
Sayın Amurdad,
Sessizce apartman yönetimine gelen bir takım kişilerin seçilmelerinden ve matematiksel yeter sandalye sayısına
sahip olmalarından sonra bütün bir apartmandaki insanların gelecekteki yaşam tarzlarına müdahale edebilme
yetkilerini ellerinde bulundurduklarını düşünmüyorum. İşleri icra edebilirler ama anayasa kendilerinden sonra
gelen iktidarları dahi kapsar. Ve her iktidar yeter sandalyeye ulaştığında anayasası değişen bir devlet olamaz.
Bu da bizim için yanlış ve tehlikeli bir yoldur.
Kürt sorununa ve anayasa ile çözüm bulabileceğimize değinmişsiniz, çok haklısınız ancak orada da
muhalifler görevlerine hakkı ile sahip çıkmadığı için iktidar partisi Dtp,pkk roj tv vb.. susturup
onların kendi tabanlarının yüklediği görevleri kendileri sırtlanmak ve böylece
daha büyük iktidar olmak istiyorlar. Akp yapılması gerekeni anladı, herkesi arkasına alacak, ama niyet farklı.
Sayın İlker Başbuğ un dediği gibi, demokrasi insan hakları özgürlük terimleri biz sahip çıkmadığımız
için terör örgütünün jargonuna ait terimler haline geldi.
Hepsinin çözümü anayasadır ama Akp nin amacı sorunu çözmek değil sorundan gelen 'oy' patlaması ile
nihai amacına doğru sessizce ilerlemektir. Malum muhalefete de çok teşekkür ediyorlar ekmeklerine
sürülen yağdan dolayı.
Sivil toplum örgütleri, aydınlar, muhalefet ve toplumun bütün katmanlarının istek ve düşünceleri,
hatta derin devlet in derin hamleleri sezme yeteneğinden doğan kaygılarını ve iktidarın kullanmaya
çalıştığı 'koz' değerleri aynı pota içerisinde eriterek birbiri ile çelişmeyen bizim anayasamız diyerek
sahiplenilecek bir anayasa yapılmalıdır.
4 seçeneği de işaretlemek isterdim.
Kurucu meclis olabilir ya da diğer metodlar denenebilir.
Ama öncelikle anayasa komisyonunun senin anayasan benim anayasam çekişmesinden
partilerüstü ve ortak anayasa yapma isteğine geçmesi ve ortak anayasayı yapacak metoda
karar verebilmeleri gelecek açısından daha olumlu sonuçlar doğurur kanaatindeyim.
Saygılarımla
1."82 Anayasası'nı reddedenler mürtecidir." ifadesi nerede geçiyor ? ? ? ? Bu ifade NEREDE geçiyor?
2. Aynı paralelde düşünme durumumuz yok , olamaz ve olmamalı da zaten. Mesele , birşeyi "bilgi edinmemiş olarak, aradaki kozalite bağıntısını bilmeden" savunma çabasıdır ki , zaten Sayın Amurdad gibi ayrılıkçı bölücübaşı SAİD'in hayranları "heykele karşıyım , içki de yasak olsun" (Sayın Amurdad'ın kendi ifadesi) , oy alan herşeyi yapabilir olsun, yasaklara karşıyım ama içkiyle heykel yasak olsun.(!) , içkiye heykele karşıyım ama Avrupa Yasalarımız olsun(!) , Avrupalı olalım ama jakoben yasaları olmasın (!) gibi tutarlılık yoksunu ve hiçbir mantıkla izah edilemeyen , çelişkili ve sistemi bulunmayan görüşler savunmaya kalkarsa bu , kendini bilen ne Türk ne Avrupalı hiçbir birey tarafından ciddiye alınmaz.
Bir Avrupalı'ya gidin deyin ki:"Ben Said'i övüyor ve destekliyorum, yasaklamalara karşıyım ama içki-heykel yasak olsun istiyorum, sizin jakoben yasalarınızı almak istiyorum ama jakobenlik istemiyorum ." deyin , bakın bakalım karşınızdaki Avrupalı size ne cevap veriyor ? Size sakin bir şekilde şunu söyleyecektir:"Bayım , görüşleriniz bütünlük içinde savunulabilir değil, düşüncelerinizi kavramsal dizgeye oturtur ve tutarlı bütünlükle yeniden ifade ederseniz, o durumda tartışabiliriz."
Yoksa elbette , karşı fikirde olan da , bilgi sahibi ve tutarlılık arz eden biçimde görüşünü beyan etsin , biz de yeni birşeyler öğrenelim , ama önce gidilsin Anayasa Yapıcılığı nedir , bu işin muhatabı kimdir , hangi koşullar altında , hangi uzuvlar eliyle ve ne metodolojiyle Anayasa yapılabilir bunlar öğrenilsin , bunlar öğrenilip etüt edilmeden "Ne var canım, yaparız olur, oy aldık ya ." mantığı sizin yakındığınız ÜSTÜNKÖRÜLÜĞÜN dikalasıdır.
Sayın Amurdad, eğitim sistemi hep aynı demişsiniz , hayır değil, öyle olsa idi ben de sizin geçtiğiniz , öve öve bitiremediğiniz o SAİD'ci tedrisattan geçmiş olurdum, heykel görünce "ahlaksız bunlar"derdim , içkinin (sizin yaptığınız gibi) yasaklanmasını savunurdum. )))) Mesele bazı konulara vakıf olmamak değil, anlamadan dinlemeden, bilgi sahibi olmadan "fikir" sahibi olmaktır. Bir diğer tutarsızlığınız da , bendenizin laik eğitim almış olmasından yakınırken "herkes aynı eğitimi alınca böyle oluyor." demişsiniz. Herkes aynı eğitimi almış olsaydı siz bu tutarsızlıkta olur muydunuz ? Siz de aynı eğitimi almış olsanız zaten "Jakobenlik istemem ama yasalarımız onların yasası olsun." cümlesini mantıken kurmaz olurdunuz.
Size gelince Sayın Ozkann , son derece sarih bir türkçe ile yazıyorum bu bir. Bu sarih yazıları bile bize göre sadeleştirip anlatıp ikna edin." demişsiniz. Literatür takip edebilecek durumdaki kişilere muhatap olmak üzere bu forumda bulunuyorum. Forumumuz "Medeniyete Giriş-Level 1" değil ki .
Benim misyonum kimseyi eğitmek değil, böyle bir iddiam da , mecburiyetim de yok. Benimle aynı bakmasa bile belli bir birikime sahip , saygılı , özenli kişilerle muhatabiyet benim için esastır. Aksi halde çoktan sivil toplum gönüllüsü , milletvekili filan olup köy köy gezip hala algılayamamış olanlara "Efendim , laik demokratik cumhuriyetin Anayasası şudur , faydalıdır , halkın özünü korur , bu Anayasayı hükümet yapmamalıdır çünkü koşulları, metodolojisi şudur da ondan , Atatürk şöyledir , laiklik dinsizlik değildir." gibi çığırtkanlıklar yapmam gerekirdi. (ki dipnot olarak , elbette 82 Anayasası'nı beğeniyor değilim , mesele Anayasa Yapıcılığı yetki, selahiyet , evrensel Anayasa Yapıcılığı koşullarına uygunluk ve metodoloji bilgisi meselesidir . "Oy aldıksa yaparız ne olacak ki?" kafası, halkımızın üstünkörü "Ne iş olsa yaparım." kafasından farksızdır. Buna zemin teşkil eden de , özellikle bir imam başbakan olabiliyorsa," e Anayasa Yapıcılığına da soyunsun . " kafasıdır. Uzmanlığa, konunun otoritelerine , metodolojiye , bilime hiç saygı yok, "herkes herşeyi yapabilir bu ülkede" , değil mi?
İkincisi , "ikna" süreci cumhuriyetin ilk 10 yılı için geçerli ve kabul edilebilir olabilir. 100 sene sonra şu aşamada artık ben hiçkimseyi "ikna" etme gayreti içinde olmam , böyle bir zorunluluğum da yok.
Bir diğer husus , Sayın Amurdad , verdiğim soba örneğine karşılık, sobanın yanmaması için "sobayı söndürelim." demiş, tam düşündüğüm gibi. Sobayı söndüremeyeceksiniz , dokunulamayacak şeylere çok basitçe dokunamayacağınızı ve sobanın yanmaya hep devam edeceğinizi öğreneceksiniz. Öğrenmediğiniz sürece sürekli AIHM'e düşecek yolunuz, başvuracaksınız ve başınızı vurmuş olmakla kalıyor olacaksınız.
Son söz olarak Sayın Amurdad bendenizi hiç "duygusal bulmadığını" ifade etmiş ; bu görüş için müteşekkirim. Bir SAİD'ci , duygusallık deyince ağdalı , akıl-bilim dışı risale metinlerini anlıyorsa ve ben de bu risale denen yazı yığışımını gözden geçirdiğimde gülmekten başka tepki veremiyorsam , evet rasyonelim. Ama bir noktayı düzeltmek lazım, duygulandığım anlar da oluyor , olmuyor değil , mesela o ağlak DVD'lerdeki bağıra çağıra risale okunan görüntülere rastladığım ve kaydın sonunda SAİD'cilerin o görüntülerde yeni Anayasa için hayal ettikleri maddeleri işittiğim zaman , çok duygulanıyorum. O duygunun hangi duygu olduğunu ise buraya yazmayacağım. Bütüne bakınca , evet , rasyonelim. Tümüyle rasyonelim. E malum , ben "jakoben ve ahlaksız"ım ya , ondan rasyonelim zahir.
Saygılarımla