Hani....Anlarsınız ama kendinize bile anlatamazsınız.Anlatamamak sizi çıldırmanın eşiğine getirir.Çıldırdığıma ikna olmadan,anlatmaya gayret etmeye karar verdim.Gerçi,bilinmez;belki de çoktan çıldırmışımdır.
Karıştırıyoruz...Hakikat ile suret i...Yani gerçek ile görüntüyü....
Henüz,çevreyi keşfetmeye başlayan bir bebeği,kucağınıza alarak,aynanın karşısına geçin.Bebek,aynadaki kendi suretine gülümser.Çünkü,o suretin kendisi veya bir başkası olduğuna ikna olmuştur.O görüntünün,bir suret veya yansıma olabileceğinden habersizdir.Kendisi olduğuna karar verdiğinde,"gerçek kendisinin"varlığı veya nerede olduğu konusunda enküçük bir fikri bile yoktur.Otür bir, olasılık bile hafzasında mevcut değildir.Onun için gerçek,tam olarak gördüklerinden ibarettir.
Şimdi...Aynadaki görüntüde ki gözlerin algıladıklarının,şimdiki bilicimizle"biz"olduğumuzu,çevreyi,tüm olup bitenleri,canlı cansız tüm varlıkları mevcut bu bilinçle algıladığımızı tasavvur ederek,görüntüdeki gözlerden,bu hal i tefekkür etmeye gayret ediniz.Vucuda gelecek algı hayal ötesi unsurlardan ibaret olacağı için,kavrama yetimizi oldukça zorlayacaktır.Ama,ya gerçekten,gerçek buysa...Etkilendiğimiz tüm algılar bir anda anlamını yitirecek,tüm bilincimiz resetlenme ihtiyacı hissedecektir.
Bu ruh haline muhatap olduğumuz anda;muhtemelen bir "katılma",ağlamakla,gülmek arası,belki de ikisinin karışımından oluşan bir duygu hali yaşayacaksınız.Bu durum;olası çıldırma halinin,tadına,farkındalık yoluyla varmak olarakta tasvir edilebilir.Belkide çıldırmak,hakikati kavramak yoluyla elde edilecek mutluluğun ilk aşamasıdır.
Yaşanan deneyimler,özgün mü,yoksa herkes içinmi geçerlidir;bilemem,ama ben yaşadım ve yaşıyorum.Hayra mı,şerre mi yorulmalıdır;onuda bilemem,ancak mutlak bir değişimin belirtileri olduğunun,dolayısıyla hiçbirşeyin eskisi gibi görünmeyeceğinin kesinlikle farkındayım.Umarım "hayır"alametidir de,devamı keyifli,huzurlu,güvenli,tatlı,durağan,berrak olur ve müteşekkür olarak,içinde bizleri de barındırdığına inandığım "ışık"a eşlik edebilirim.
Saygılarımla...