Sayın Texan;
Pes diyorum... Aslında başka da birşey demek istemiyorum, yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: bir fikir teatrisinde karşınızdaki insana bilimsel ve somut olarak konuyu anlattığınız halde halen kalkıp "bilgi sahibi olmadan firkir beyan ediyorsa" o paylaşımı devam ettirmenin bir anlamı yoktur.
Yinde de şunlar belirtmek isterim. Avrupayı kendimize örnek almamızdan söz etmişsiniz ancak Avrupa' da skolastik düşüncenin hakim olduğu dönemden örnek vermişsiniz. Teokratik ve monarşik düzenin hakim olduğu dönemlerde, kral, padişah yada toprak sahibi, tek söz sahibi diyelim, kendisine ait bir toprak parçasını birine verebilir veya orada küçük bir devlet kurdurabilir. Bu onun insiyatifine kalmıştır. Verdiğiniz örneklerden, Avrupa tarihi hakkında hiçbir bilginizin olmadığı anlaşılıyor. Örneklerinizi inceleme zahmetinde bulunursanız ya savaş ve mücadele ile toprak kazanımının söz konusu olduğunu yada kral yada toprak sahiplerince söz konusu devletlerin kurulduğunu anlarsınız. Sorunları bu kadar basite indirgemenizi ise aklım almıyor...
Umarım konu hakkında söz konusu devletlerle ilgili tek tek açıklama yapmak zorunda bırakmazsınız beni...
Saygılarımla,
Bilimsel somut demişsiniz; insan gibi değişken bir varlığın sözkonusu olduğu bir mevzuda, nasıl kesin bir tonda(fizik, matematik gibi) bilimsel-somutluk iddiası olabilir; bir bakalım, sizin bilimsel ve somut(?) ifadelerinize..
"1. Sosyolojik anlamda her toplum, millet, halk, ulus nasıl adlandırırsanız artık, bir kara parçasına sahip bir kabile bile olabilir bu... Kesinlikle sahip olduğu toprağı rahat etmek, refaha ermek adına hediye etmez. Üstelik bunun kültürel bir gelişme ile de alakası yoktur. Afrika' da yaşayan bir kabilenin toprağını elinden almaya kalksanız onlar bile size savaş açarlar."
Bir milletin (etnik,kültürel,ekonomik) kaderi sözkonusu ise eğer bunu yapmak zorundadır. Bu durumun karşı yönündeki teze, dayanak ararsanız bulursunuz, dert etmeyin.
"2. Sözünü ettiğiniz şey bireysel anlamda da kolay kabul edilebilir bir şey değildir. Bu anlamda da bırakınız insanları hayvanlarda bile sahiplendikleri alanları kaybetmemek adına, orada hüküm sürmek adına iç güdüsel bir davranış şekli söz konusudur. Bu örnek için Afrika' ya gitmemize gerek yok, siz bile bir köpeğin sahiplendiği bir alana girdiğinizde size saldırdığına/saldıracağına şahit olmuşsunuzdur. "
Buradan çıkan anlam şu; "hayvanlarda dahi böyle bir şey sözkonusu değilken insan için nasıl böyle bir şey düşünebilir?" Eğer bu düşünce tarzına sahip olursak; hayvanlarda olmayan hiçbir şey, insanda da olmamalı gibi tuhaf bir yanılgı içine düşeriz.İnsan zihinsel olarak en gelişmiş canlı türüdür. Eğer bir farklılık olmasaydı ikisi arasında; insan bu kadar geliş(e)mezdi ve sorumluluk sahibi de ol(a)mazdı.
"Pes diyorum... Aslında başka da birşey demek istemiyorum, yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: bir fikir teatrisinde karşınızdaki insana bilimsel ve somut olarak konuyu anlattığınız halde halen kalkıp "bilgi sahibi olmadan fikir beyan ediyorsa" o paylaşımı devam ettirmenin bir anlamı yoktur. "
Size kalmış...
" Avrupayı kendimize örnek almamızdan söz etmişsiniz ancak Avrupa' da skolastik düşüncenin hakim olduğu dönemden örnek vermişsiniz. Teokratik ve monarşik düzenin hakim olduğu dönemlerde, kral, padişah yada toprak sahibi, tek söz sahibi diyelim, kendisine ait bir toprak parçasını birine verebilir veya orada küçük bir devlet kurdurabilir. Bu onun insiyatifine kalmıştır. Verdiğiniz örneklerden, Avrupa tarihi hakkında hiçbir bilginizin olmadığı anlaşılıyor. Örneklerinizi inceleme zahmetinde bulunursanız ya savaş ve mücadele ile toprak kazanımının söz konusu olduğunu yada kral yada toprak sahiplerince söz konusu devletlerin kurulduğunu anlarsınız. Sorunları bu kadar basite indirgemenizi ise aklım almıyor..."
Avrupa konusunda sizin kadar derin(!) bilgim yok bağışlayın. Avrupa ülkeleri temel olarak hanedanlar, ailelerden oluşur. Örn;
http://tr.wikipedia.org/wiki/Habsburg_Hanedan%C4%B1 Bunların arasındaki anlaşmazlıklar bile ayrı ülkeler kurulmasını tetiklediği halde, bizde ayrı dile ve kültüre sahip iki toplum -birbirlerine ihtiyaç duymamalarına rapmen- nasıl birarada yaşayabilmektedir? Çıkış noktası burasıdır.
"Umarım konu hakkında söz konusu devletlerle ilgili tek tek açıklama yapmak zorunda bırakmazsınız beni..."
Size kalmış...
Saygılar.