Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: “Mason Töresi” ne demektir?  (Okunma sayısı 12611 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 08, 2009, 04:14:04 ös
Yanıtla #10

Sadece Eğitim ve Öğrenim değil ki birbirine karıştırılan kavramlar.. Bu ve benzeri kavramlarının açılımının Halkça bilinememesi yüzünden birçok lügat sıkınıtısı çekilmektedir. Hatta yukarıda bahsedilen hasletlerin derinsel açılımı bile bulunmaktadır. Toplam 7 fasetten oluşmakta ve birbirine çok benzeyen kavramların bile aslında ince ayrımları bulunmaktadır. Sadece bir yan bilgi olarak sunmak istedim. Bu 7 faset hakkında ise daha önce konu başlığını hatrılayamadığım bir konuda yazdığımı hatırlıyorum.

Bu arada burada Masonluktan söz edildiği için Konu hakkında söz sahibi değilim. Bu yüzden düzeltmek isterim ki vermiş olduğum bu 7 faset örneği Mevlana Kaynaklı Bilgi Kitabı 'nda mevcut olup, örneğini daha önceki bir yazımda belirtmiştim.

Saygılarımla
« Son Düzenleme: Kasım 08, 2009, 04:20:02 ös Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Kasım 08, 2009, 04:41:12 ös
Yanıtla #11
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Ceycet'in dileğini unutmuş değilim. Bunun için biraz zamana gereksinme vardı. Bakalım yeterince olmuş mu?


Tolerans

İnsanların ve toplumların, aralarındaki çeşitli farklılıklara karşın, anlaşabilmelerini ve iyi geçinebilmelerini sağlayan tutum ve ilkedir.

Tolerans sözcüğü, güncel dilde yerine göre, “sabırlı olma”, “katlanma”, “boş verme” “dayanma” ve “aldırmama”, anlamlarına gelmek üzere kullanılır. Fakat aslında bunlardan hiçbiri ile eş anlamlı değildir.

Gene eş anlamlı olmamakla birlikte hoşgörü “tolerans”a hoş görme de “tolerans gösterme”ye daha yakındır. Fakat bunlar da “tolerans”ın anlamını yeterince ve gereğince yansıtmamaktadır.

Hoşgörü duygusal bir yaklaşımdan kaynaklanır; insanın değerini anlayıp, haklılık olasılığını düşünerek bir değerlendirme yapmayı içermez. Tolerans ise, öncelikle bilimsel ve akılcı bir yaklaşımdan kaynaklanır; insanın karşısındakini anlamaya çalışmasını ve ona değer vermesini de içerir.

Aslında “tolerans” teknik bir sözcüktür. Tekniğin hangi alanında olursa olsun, hiçbir ölçü tam ve kesin değildir. Biraz artısı ya da eksisi olabilir. Tam ölçüye oranla bu kabul edilebilir artı ya da eksi toleranstır. Düşünsel alanda ve insan ilişkilerinde de bu böyledir. Bu durumda “tolerans” kavramını salt basit ve kısa bir tanımlama ile geçiştirmeyip, ayrıntılı bir şekilde açıklayan bir tanımının yapılması gerektiği ortaya çıkar. Bu ayrıntılı tanım şöyle yapılabilir:

“Başkalarının yanlış görülen ya da asıl olması gerekene aykırı olarak nitelenen inanç, duygu, düşünü, görüş, anlayış, benimseyiş, eğilim, töre, ilke, tutum, yaklaşım ve davranışlarının, peşin bir karar ya da ön yargı ile yadsınmayıp, hemen tepkiyle de karşılanmaması; bunların kendilerine göre bir doğruluk ya da haklılıklarının bulunabileceğinin, birtakım noksanlıklardan ya da temel yanılgılardan kaynaklanmakta olabileceklerinin ve giderilebileceklerinin herhangi bir baskı ya da zorlama olmadan kabul edilmesi.”

“Tolerans” kavramı böyle tanımlanınca, başkasına tolerans gösteren bir kimsenin, ister istemez kendi kendisini sorgulaması söz konusu olur. Bu da, karşısındakinin doğru ve haklı, asıl kendisinin yanılgılı ve haksız olabileceği düşüncesini ortaya koyar. Böylece, bireysel boyutta başkasına gösterilen tolerans, insanı “öz eleştiri” yapmaya da yöneltir.

Masonlukta tolerans, “özgürlüğün kaçınılmaz temeli, insanların ve toplumların birlik ve barış içinde olmalarını gerçekleştirecek bir töresel ilke” olarak nitelenir. Sözlüklerden “tolerans” kavramı kaldırılacak olursa, Masonluğun ne olduğunu anlatıp açıklayabilmek de hemen hemen olanaksızlaşır.

Masonluğun tarihi boyunca, “tolerans” sözcüğüne verilen anlam, çağdaş koşul ve anlayışların gösterdiği değişimin paralelinde değişip yenileşerek bir evrim geçirmiştir. 18. yüzyıl başlarında Masonlukta bu sözcük, Hıristiyan toplumu çerçevesinde, “mezhep ve ayin serbestliğini tanıma” anlamında alınırdı. O sıralarda, mezhepleri ve dinsel ayin yöntemleri birbirlerinden farklı olan insanlar, bundan ötürü birbirlerini hor görmeyecek olursa; aralarında birliğin sağlanabilmesi bakımından hiçbir engelin kalmayacağı sanılmıştı. Bu toleransın “mezhepler” yerine “dinler”i kapsayan bir boyuta varması bile hayli zaman aldı.

O günlerden günümüze kadar çok şey değişmiştir. Bu kavramın ve uygulamasının yalnızca din ve inanç boyutunda sıkışıp kalmaması gerektiği, “töre”den başlayarak düşünce ve felsefe alanlarından geçip, tüm sosyolojik, politik ve ekonomik alanları kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

Çağdaş Masonlukta toleransın kapsamı şöyle özetlenebilir:

 Tüm insanların, inanç, düşünü, görüş ve davranışlarında özgür olduklarının içtenlikle benimsenmesi;

 Başkalarının inanç, düşünü, töre, görüş, duygu ve benimseyişlerine, her ne biçimde olursa olsun, onaylanmasa ve uygun bulunmasa bile, değer verilmesi ve saygı gösterilmesi;

 Hiçbir düşünce, görüş ya da benimseyişin, tek yanlı yaklaşımlarla ya da ön yargılarla yadsınmaması ve böyle bir tutumla karşısına çıkılmaması; iyi niyetli bir yaklaşımla anlaşılmalarına çalışılması;

 Ters ya da aykırı gibi görünen düşünce, benimseyiş, ilke ve tutumlar karşısında, insanın kendisini de yoklayarak yanılgıları olup olmadığını araştırması;

 Heyecanlara kapılmadan ve duygusal tepkilerde bulunmadan, bilimsel yöntemle ve akılcı yaklaşımla düşünülmesi.

İnsanlar arasındaki çoğu tartışma ve anlaşmazlıkların uzayıp gitmesi, hatta çıkmaza sürüklenmesi, herkesin kendi inanç, düşünü, ilke ve benimseyişlerinde diretip, diğerininkilere gereken önem ve değeri vermemesinden doğar. Oysa insanın, gerek yaşam gerekse nesnel ve tinsel evrene ilişkin görüş ve inanışları başkalarının görüş ve inanışlarına uymadığı zaman; kendisininkilerin en iyileri ve en doğruları, başkalarınınkilerin ise tümden kötü ve yanlış sayılması büyük bir yanılgıdır.

Birbirlerine tolerans gösteren, birbirlerini dinleyen, hatta dinlemekle de kalmayıp birbirlerini anlamaya çalışan, böylelikle karşılıklı olarak birbirlerinin noksanlık ve yanılgılarını gideren insanlar kolay uzlaşır. Hatta bu kişiler uzlaşmakla da kalmaz; bir dayanışma içine girerek evrimsel doğrultuda bir arada daha ileri aşamalara ulaşma olanağını birlikte elde ederler.

Masonluktaki tolerans anlayışı uyarınca; bugün doğru olarak benimsenen birtakım görüşlerin, yarın yanılgılı oldukları anlaşılabilir. Bugün yanlış sayılan görüşler ise, yarın doğrulanma yolunu tutabilir. Karşıtının görüşlerinde bir gerçek payı bulan her insan, kendi görüşünü düzeltmek ve bütünlemek olanağını elde eder.

Tolerans noksanının birkaç nedeni vardır. Bunlardan ilki “bilgisizlik’tir. Onu “korku”, sonra “batıl inançlar”, sonra da her de türde olursa olsun “dogmalar” izler.

Bilgisiz bir insandan, bilgi edinmekten korkan ya da bunun için kendinde yeterli gücü bulamayandan, batıl inançlara saplanmış olan bir kişiden, bireysel boyutta tüm dünyasını dogmalar üzerine kurmuş birinden tolerans beklenemez. Bunların ardından, toleransın ortadan kaldırılması eğilimi gelir. Bunun için kullanılan en etkili silah “bağnazlık”tır. Toleransın ortadan kaldırılmak isteyenlerin bağnazlığa sarılması, toleransın temel kaynağının “bilgi” olduğunu gösterir.

Nitekim bir kez bu nedenle “tolerans” ile “hoşgörü” kavramlarını, -birbirlerine pek yakın anlam taşımakta oluşlarına karşın- karıştırmamak ve eş anlamlı tutmamak gerekir. Çünkü hoşgörülü olmak, başkasını hoş görmek için bilgi gerekmez. Bunun için “sevgi” öncelik kazanır; buna “sevecenlik” ve “acıma” gibi duygusal kaynaklı etkenler eklenir. Oysa toleranslı davranmak, tolerans göstermek için duygulu olmak gerekmez.

Tolerans kavramıyla ilgili yanılgılardan biri de, yanlışlık ve kusurların bağışlanmasının da toleransın bir gereği olduğunu benimsemektir. Oysa bilimsel ve akılcı bir tutumla gösterildiğine, temelinde bilgi bulunduğuna göre; toleransta “bağışlama” yoktur. Böyle bir tutum, ancak “hoşgörü”nün kapsamında yer alabilir. Çünkü bağışlama, bilgi üzerine değil, duygu üzerine kuruludur.

Masonlukta toleransın kendisi kadar, uygulamadaki sınırı üzerinde de durulur. Özgürlük gibi, tolerans da sınırsız olamaz. Eşitliği bozabilecek, bireyin onur ve saygınlığından istemese bile özveride bulunmasını gerektirebilecek, zorunlu bir kabullenmeye yol açacak ya da sonsuzca boş yere umut beslettirebilecek bir mertebeye vardırılmamalıdır. Aksi halde tolerans, kendi tanımının dışına taşar ve “tolerans” olmaktan çıkar. Böyle bir tutum ancak ya dalkavukluğun ya da miskinliğin bir ürünü olabilir. Bu nedenle de «Umudun bittiği yerde tolerans da sona erer.» denir.

Bir insanın her istediğini yapmasına tolerans gösterilemez. Bu da, toleransın kaynağının bilimsel ve akılcı düşünme ve değerlendirme yöntemi oluşundan ileri gelir. Toleransın sınırının nerede olduğunu doğru olarak belirleyen ise “bilgelik”tir.

Tolerans bir “erdem” değildir. Tolerans gösterebilmek için erdemli olmak da zorunlu değildir. Fakat erdemli bir insan zaten başkalarına tolerans göstermeyi de bilen kişidir. Şu halde, «Başkalarına karşı toleranslı olabilmenin bir yolu da erdemli olmaktır.» denilebilir.


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Kasım 08, 2009, 05:12:29 ös
Yanıtla #12
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Teşekkürler sayın ADAM;toleransın,birarada uygarca yaşayabilmenin şartlarının başında geldiği anlaşılıyor.İnsanın kendisiyle çatışmadan böyle bir şartı yerine getirebilmesi,gelişiminin göstergesi olmalı...


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Mart 19, 2017, 10:53:42 ös
Yanıtla #13
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

Şunu merak edebiliriz: «Mason Töresi’nin temel kaynağı nedir?»

Bazı mason kuruluşlarına göre bu töre kaynağını Masonlukta öteden beri süregelen “sağlam ve değişmez gelenekler”den alır.

Konu oldukça eski ama önemi bir konu ilgimi çeken ise Mason töresi cümlesi.

Oluşmuş bir töre varsa ve iddia edildiği gibi öteden beri deniyorsa bu öte neresi ve oluşan bu törelerin kaynağını ne kadar eskiye kadar götürebilirsiniz?

Bir başka konuda Masonluğun kısa tarihi çalışmasında 1717 tarihi veriliyor,bahse konu olan töreler hangi zaman dilimindedir?
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
28 Yanıt
65425 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 03, 2017, 08:24:27 ös
Gönderen: ADAM
53 Yanıt
33137 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 05, 2017, 08:16:44 ös
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
6536 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 03, 2009, 03:09:11 ös
Gönderen: ADAM
12 Yanıt
11345 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 07, 2014, 09:35:57 ös
Gönderen: emreg
7 Yanıt
13018 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 13, 2010, 02:58:27 ös
Gönderen: alcyone
21 Yanıt
29418 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 25, 2017, 11:20:43 öö
Gönderen: gfeenatre
5 Yanıt
5958 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 14, 2012, 10:09:14 ös
Gönderen: NOSAM33
5 Yanıt
4934 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 30, 2012, 08:06:54 öö
Gönderen: ADAM
9 Yanıt
15905 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 27, 2014, 08:08:46 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
2777 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 10, 2017, 02:16:11 öö
Gönderen: Tık-Tik-Tak