Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Genel Olarak Masonluk ve Türkiye'de Masonluk  (Okunma sayısı 21716 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Haziran 30, 2012, 10:42:00 öö

*
Daha önce yayımladığım bu yazı sebebiyle 1 haftalık ceza almıştım. Yazı içeriğindeki bazı kısımları çıkartarak tekrar yayımlıyorum. Tekrar belirtmek isterim ki bu yazı benim iddialarım değildir. Yazının içeriğine ne oranda katıldığıma gelince. Bilmiyorum, bilmediğim şeyleri yorumlayamam. Doğruları bize ancak bilenler aktarabilir.
*

I-GENEL OLARAK MASONLUK

Türkiye’de faaliyet gösteren mason dernekleri şunlardır:
I) Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası (HKMBL)
2) Özgür Masonlar Büyük Locası (ÖMBL)
3) Kadın Mason Büyük Locası (KMBL)

Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası İngiliz Masonluğu’nu örnek alır ve haliyle muhafazakâr bir niteliğe sahiptir. Özgür Masonlar Büyük Locası ise Fransız Masonluğu’nu örnek alır ve haliyle liberal bir niteliğe sahiptir.

Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası, Özgür Masonlar Büyük Locası’nı düzensiz olarak tanımlar ve işin doğrusu tanımaz. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’na göre Mason olmak için inançlı bir birey olmak şarttır ve kadınlar mason olamaz. Özgür Masonlar Büyük Locası ise inanç şartı aramaz ve Kadın Mason Büyük Locasını bizzat kendi bünyesinde kurmuştur (1991). Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’nda ant kürsüsünde kutsal kitapların yanı sıra boş bir kitap bulunmamasının sebebi, dini anlamda inançsızlığın kabul edilmiyor oluşundandır. Lakin Özgür Masonlar Büyük Locası’nda ise ant kürsüsünde boş bir kitap bulunur ve herhangi bir dini inancı olmayanlar bu kitaba yemin ederler.

Saydığımız bu Türk locaları 33 dereceli Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’ni esas alır.

Masonlukta ilk 3 derece çırak, kalfa ve üstad dereceleridir. Bu dereceler Mavi yahut Remzi Dereceler olarak adlandırılır. Bu dereceler Büyük Loca tarafından yönetilir. 4 ve üstü dereceler ise (4-33) Yüksek Şura yahut diğer adıyla Suprem Konsey tarafından gerçekleştirilir. Fakat Büyük Loca’ya olan bağlılık sona ermez. Konkordato’ya göre 4-33 dereceleri arasındaki bir mason Büyük Loca’da düzenli olmalıdır. Büyük Loca’ya olan devam ve ödentilerini  aksattığı takdirde masonluğunu yitirir. Yani 4 ve üstü derecedeki bir mason hem Suprem Konsey’e hem de Büyük Loca’ya olan bağlılığını devam ettirmek zorundadır. İçlerinden herhangi birini aksatamaz.

Suprem Konsey ve Büyük Loca yasal olarak farklı iki dernektir. Atatürk zamanında Mason locaları kapatıldığında sadece Büyük Loca kapatılmış, Suprem Konsey çalışmalarına devam etmiştir (1935).

Büyük Loca tarafından yönetilen ilk üç derecenin ne olduğundan bahsetmiştik. Suprem Konsey’in derecelerini de üç başlık altında toplayabiliriz. 4-14 dereceler arası Atölye, 15-18 dereceler arası Şapitr ve 22-30 dereceler arası Areopaj.
Ya 30-33 arası? Masonluğun felsefesi 30’a kadardır. 31-32. Dereceler Yüksek Yargılama ve Disiplin kurullarıdır.

II- TÜRKİYE’DE MASONLUĞUN TARİHİ GELİŞİMİ

Osmanlı’da ilk Masonik faaliyetler 3. Ahmet zamanında başlamıştır.Yirmisekiz Mehmet Çelebi ve Sait Çelebi ilk Türk masonlardır. Masonluğun Osmanlıda yayılışı Kırım Harbi’nden sonra artar. Bu süreçte daha çok yabancı obediyanslara bağlı localar kurulmuştur.

24 Haziran 1861 tarihinde Prens Halim Paşa ilk Türk Suprem Konsey’ini kurdu. Fakat yeterince uzun olamadı ve uykuya yatmak zorunda kaldı.

23 Haziran 1863 tarihinde İngiltere Büyük Locası’na bağlı L’union d’Orient Locası kuruldu. Türkiyedeki masonları toplamayı hedefledi. Louis Amiable üstadı muhterem olunca Fransız ritüelleri Türkçe’ye çevirtti. Kısa sürede büyüyen loca, 4-18 arası derecelerin çalışmasının yapılabilmesi için şapitr kurdu.

İngiliz Masonluğuna bağlı localarda da Royal Arch şapitrleri kuruldu.( İngiliz Masonluğu, 4’ten sonraki dereceleri yadsımasına rağmen yine de bu dereceleri içeriğinde barındırır. )

20 Eylül 1865 tarihinde “Thistle Of The East Royal Arch Şapitr’i, 16 Haziran 1869’da Homer Royal Arch Şapitr’i kuruldu. Leinster Locası 25 Temmuz 1871’de Hasköy’e taşındı. Bu olay Levant Times adlı bir gazete tarafından Osmanlı’nın ilk mason mabedi İngilizler tarafından kuruldu olarak haber oldu.

5. Murad Prodos Locasında tekris oldu.

1908 yılında Meşrutiyet’in ilanıyla beraber bir Türk locası kurmanın yolu açıldı. Şuraî Alî-î Osmanî’yi yeniden canlandırmak için çalışmalar başladı. Suprem Konsey’in kurulması için dokuz adet 33 dereceli masona ihtiyaç vardı. Kadük (dokuz kişiden herhangi birinin vefat ermesi durumunda, derneğin düşme durumuna girmesi) olmaması için 3 Mart 1909’da on mason 33. Dereceye yükseltildi:

Mithat Şükrü, Talat Paşa, Osman Adil, Mehmet Arif, Rıza Teyfik, Nesim Mazelyah, Asım Bey, Mehmet Cavit, Michel Noradunkyan ve Fuat Hulusi.

29 Haziran 1909’da Büyük Loca Yönetim Kurulu oluşturuldu:

Büyük Hâkim Amir (Grand Komandör): Prens Aziz Hasan Paşa
Büyük Hâkim Amir Kaymakamı (Yardımcı): Mehmet Cavit
Umumi Büyük Müfettiş: Talat Paşa
Büyük Hatip: Mithat Şükrü
Büyük Sekreter: David Kohen

Suprem Konsey’in kurulmasından sonra 1-4 arası dereceler için Büyük Loca kurulması için faaliyetler başladı. Kısa bir zaman sonra Büyük Maşrık(Loca) da kuruldu. Büyük Loca’nın tanınması için yedi locaya ihtiyacı vardı. Yasaya uyuldu ve şu yedi loca gereksinimi karşıladı:

Vefa, Şafak, Resne, Muhibbanı Hürriyet, Uhuvveti Osmaniye, Terakki ve İttikah Hakiki Muhibleri, Vatan.

1 Kasım 1909’da Suprem Konsey ile Büyük Loca(Maşrık) arasında konkordato imzalanarak 1’den 33. Dereceyi kapsayan masonik sistem tamamlandı.

1925 yılına gelindiğinde CHP içerisindeki pek çok milletvekili mason olmuştu. Adliye Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un masonluk başvurusunun reddedilmesi üzerine Esat Bozkurt tekke ve zaviyelerle beraber Türkiye’deki Mason localarının da kapatılmasını gündeme getirdi. Böylece Masonluk meclis gündemine oturdu ve tartışmalar da haliyle büyüdü.

1930 ve 1935 yılları Türk Masonluğu için sıkıntılı bir süreç oldu. Masonların bu süreçte kendi içlerinde çeşitli sorunlar yaşadığı ve tartışmalar olduğu iddia edilir.

1932 Eylül’ünde İstanbul’da yapılan masonik genel toplantı (konvan) basına yansıdı. Basının bu toplantıya olan yaklaşımı olumluydu. Toplantıya (konvana) katılanlar tarafından Atatürk’e telgraf yollandı. Atatürk’ün bu telgrafa kısa bir cevap verdi (cevabın içeriği hakkında bilgim olmasa da Atatürk’ün bu toplantıya olumlu yaklaştığı iddia edilir).

1935 yılına gelindiğinde takke ve zaviyeler kapatıldı. Ama Türkiye’deki  Mason locaları yasal süreçten önce kapandı. Böylece Mason localarının tekrar kurulması ve menkullerine tekrar kavuşmalarının yolu açılmış oldu. Yani Mason locaları yasal süreçten önce bizzat yine masonlarca kapatıldı.

Şükrü Kaya masonluğa atfedilen çalışmaların artık Halk Evleri tarafından yapılacağını belirtti. Mason localarının kapanması 10 Ekim 1935 tarihinde Anadolu Ajansı tarafından haber edildi. Bu haberde masonların hiçbir baskı olmaksızın çalışmalarına son verdikleri ve menkullerini Halkevlerine bağışladıkları belirtildi.

Türkiye’de Mason localarının tekrar açılması için 19 Mart 1939’da Amerika Ana Suprem Konseyi Komandör’ü Crowless, İsmet İnönü’ye bir mektup yolladı. Mektupta Amerika Kongresindeki 435 kişiden 218’inin mason olduğu belirtiliyor, masonluğun bugüne değin bir damla kan dökmediği ve fanatik faaliyetler içerisine girmediği, barışçıl bir oluşum olduğu belirtiliyordu. Crowless Türk masonların kendisinden yardım istediklerini iddia ediyordu. Fakat aynı yıl İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması, bu konuya yeterince ilgi gösterilememesine neden oldu.

Yazının başında da belirttiğim üzere aslında kapanan sadece Büyük Loca idi. Yüksek Şura (Suprem Konsey) çalışmalarına devam etti ve kapatılmadı. Zira Suprem Konsey (Yüksek Şura)  adında Mason ibaresi taşımadığı için ne tekke ne zaviye ne de Mason derneği olarak adlandırılabilmişti. 

Büyük Loca’nın kapatılması (daha doğrusu Mason derneklerinin yasal olarak kapatılmış olması) , milletvekillerinin Masonluklarını gizliden gizliye yürütmelerine sebebiyet verdi. Haliyle milletvekillerinin pek çoğu Yüksek Şuara’nın yönetim kurulunda yer almak istemedi. Çünkü milletvekilliklerinin tehlike altına girmesini istemiyorlardı. Yüksek Şuara dokuzun altına düşmemek için yeni isimleri 33. Dereceye yükseltti. Bunlar arasında İsmail Memduh Altar, Cevdet Hamdi Balın ve Ali Galip Taş vardı.

Suprem Konsey, Büyük Loca olmadığı için Büyük Loca’yı kendi içinde kurdu. Fakat bu durum bazı ayrışmaları da beraberinde getirmiştir.

Masonik çalışmalar hakkında bilgi sahibi olan İsmet İnönü’nün, az miktarlarda olsa da, Suprem Konsey’e bağışlarda bulunduğu iddia edilir.

Mim Kemal Öke’nin çalışmaları sayesinde, Türk Masonluğu 1948 yılında tekrar resmî olarak dernekleşti.  9 Mart 1951 tarihinde masonlar, Yargıtay kararı ile Halk Evlerine vermiş oldukları menkulleri geri aldılar.

Kısa süre içerisinde Türkiye’de Masonluk tekrar güçlenmeye başladı. Ancak bir sorun vardı. 1909 yılından beri İngiliz Masonluğu Türkiye’deki masonluğu tanımıyordu. Haliyle Türk masonlar buna tepki göstermeye başladılar. Ama İngiltere’yi haklı görenler de vardı.Bunlardan biri de Zühtü Velibeşe idi. Velibeşe Türkiye’de Fran Masonluk adlı eserinde Türk Masonluğunu eleştirdi.

İngiliz Masonluğu tarafından tanınma isteği giderek arttı. 1957’de Yüksek Şuara (Suprem Konsey)ile Büyük Loca arasında konkordato yenilendi. Türkiye Büyük Locası’nın adı Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası olarak değiştirildi.

1959 yılında İngiltere ile olan ilişkiler arttırıldı.

İngiltere olan yazışmalar devam etmekteydi. Lakin İngiltere hala Türk Masonluğunu “düzensiz” sayıyor ve kabul etmiyordu. Hatta kendilerine gönderilen mektuplarda “kardeşim” ifadesinden rahatsız olduklarını, kendilerini (Türk Masonluğunu) tanımadıklarını belirtiyorlardı.

Sonunda İngiltere Türk Masonluğunu tanıdı. Ama yapılan törene kendisi katılmadı. İskoçya Büyük Locası’nı görevlendirdi. Yapılan töreni Türk Masonluğu için ihanet olarak değerlendiren masonlar mevcuttu. Vedat Yeğinsu’nun o gün eldivenlerini sokağa attığı ve Masonluğu bırakmaya karar verdiği söylenir.

Bir süre sonra Vedat Yeğinsu yeni kurulan Büyük Loca’ya katıldı. Yönetim kurulunda Orhan Hançerlioğlu vardı.  Yeğinsu burada Büyük Üstat’lığa kadar yükseldi.

1965 Türk Masonluğu için hem karışık bir dönem hem de ayrılma dönemi oldu. Seçimin Mason geleneklerine aykırı olarak yapıldığı belirtildi ve yeniden yapılması istendi. Ancak bu durum reddedildi. Bu karışık süreç bazı Türk masonların tepkisini iyice arttırdı. İstifalar arttı. Ve istifa eden masonlar Türkiye Büyük Mason Mahfili’ni kurdular (bugünkü Özgür Masonlar Büyük Locası).

*
Yazıda Türk Masonluğunun İngiltere Masonluğu tarafından tanınma çabalarından bahsettik. Fakat bu yanlış anlaşılmamalıdır. Masonlukta karşılıklı tanınma ilkesi vardır. Fakat Mason locaları içlerinde özgürdür, özerktir. Herhangi bir kuruma/kuruluşa ve hatta yurtdışı bir locaya bağlı değildir.
*
Saygılarımla.
« Son Düzenleme: Temmuz 01, 2012, 11:32:42 öö Gönderen: skullG »
• Laborare est Orare XXII.
• ... Bense daha önce duyulmamış, yeni şeyler söylediğim için onların ilenç ve lanetlemelerine maruz kalmaya devam edeceğim.... Simon Magus


Haziran 30, 2012, 10:52:26 öö
Yanıtla #1
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Bu yazı ilk kez yayınlandığında ben buna bir karşı yazı yazmıştım yanlış hatırlamıyorsam ve o karşı yazı asıl yazı ile birlikte güme gitmişti ne yazık ki...

Ancak ben yazmadan önce de Sayın enelsır yazmıştı.

Şimdi ben belki yeni baştan ele alırım bu başlık altında anlatılanları ama önce Sayın enelsır'a pas vermek isterim, bakalım anımsayabilecek mi neler yazmış olduğunu ve yeniden yazmak ister mi?

Ben bu nedenden ötürü bekliyorum bu yazıyla bağlantılı paylaşımlarımı aktarmak için ama hiç kuşkusuz bu diğer katılımcılar için bağlyıcı değildir.

Sevgiler.
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Haziran 30, 2012, 11:05:21 öö
Yanıtla #2

Burada daha önce galiba sayın ADAM tarafından düzeltilen bir kısmı ben şimdiden düzelteyim. Yazıda HKMBL'de boş bir kitap bulunmadığı ama ÖMBL'de bulunduğu yazıyor. Fakat bu, sanki ÖMBL'de kutsal kitapların yanında boş bir kitap varmış gibi bir anlam uyandırıyor.

ÖMBL'de sadece boş bir kitap bulunur. Yani ant kürsüsünde kutsal bir kitap yoktur. İster inançlı olsun ister inançsız olsun, yemin edeceği kitap, boş bir kitaptır. Yani sembolik olarak orada bulundurulduğunu söyleyebiliriz.

Saygılarımla.
• Laborare est Orare XXII.
• ... Bense daha önce duyulmamış, yeni şeyler söylediğim için onların ilenç ve lanetlemelerine maruz kalmaya devam edeceğim.... Simon Magus


Haziran 30, 2012, 11:35:56 öö
Yanıtla #3
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay

Sayın peacewings,


Yani siz şimdi Ö.M.B.L' de sadece boş bir kitap olduğunumu söylüyorsunuz ? Yani kutsal kitapların yanında boş bir kitap değil.. Sadece boş bir kitapmı mevcuttur ?? Ve bu yazı olarak kaynak neresidir ??
Ben daha önceki yazılarımda bunlara tam olarak değil fakat Ö.M.B.L' nin kuruluşu hakkında ve kuruluşu gerçekleştiren masonlar hakkında buna benzer yazılar paylaşmıştım ama siteden bunların doğru olmadığına dair tepkiler almıştım.. Bunun içindir ki bana bir kaynak gösterebilirmisin acaba ?** Teşekkür ederim.

Saygılar.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Haziran 30, 2012, 12:19:07 ös
Yanıtla #4
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Efendim şimdi yazının diğer yönlerinin ayrıntısına belki sonra gireceğiz ama madem Sayın Peacewings bidr düzelmtme yaptı, düzeltmenin düzeltmesine değinelim:

ÖBMB'na bağlı locaların çalıştığı mabetlerde (bu KMBL için de geçerlidir) Ant Masası ya da Ant Kürsüsü olarak anılan yerde bir "boş kitap" değil, yaprakları yazısız bir simgesel kitap bulunur.

Bu iki kavram arasında fark var.

Bir diğer nokta: ÖMBL uygulamasında "yemin" yoktir. "Ant içme" yaü da "söz verme" vardır. Bu ikisi birbirinden bir ayrıntısal fark taşır.  Bu ant içme ya da söz verme de herhangi bir kitap üzerine el basarak falan değil, onur ve namus üzerine yapılır.

Ardından Sayın Bulgaria bunların kaynağını soruyor. Oysa tüm kaynak kendi eli altında değil mi? Sahafları gezerek kitap topladığını söylememiş miydi bir ara? Yanlış anımsamışsam özür dilerim. Hem zaten bunun böyle olduğu ÖMBL tarafından yapılan tüm deklarasyonlarda bildirilmiyor mu?

 

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Haziran 30, 2012, 12:51:29 ös
Yanıtla #5
  • Aktif Uye
  • ***
  • İleti: 599
  • Cinsiyet: Bay




Ardından Sayın Bulgaria bunların kaynağını soruyor. Oysa tüm kaynak kendi eli altında değil mi? Sahafları gezerek kitap topladığını söylememiş miydi bir ara? Yanlış anımsamışsam özür dilerim. Hem zaten bunun böyle olduğu ÖMBL tarafından yapılan tüm deklarasyonlarda bildirilmiyor mu?

 



Sayın ADAM,

Sanırım yanlış anladınız yada ben yanlış ifade ettim. Bir önceki yorumumdada belirttiğim gibi aynı yazılanları bende önceki yazılarımda yazmıştım. Kaynak sormamın sebebi belki aynı kitaptan okuduğumuz şeyleri yazıyoruzdur. Evet elimdeki eski sahaflardan bulduğum kitaplarda bunların hepsi daha da ayrıntılı bir şekilde zaten yazıyor. Ki bunları kendi ağızların dan da zaten dinlemişimdir belki orası muamma.


Teşekkürler.
Ölü Gibi Sessiz...Mezar Gibi Ketum...



חמישים אחוזים חמישים אחוזים בולגרי של יהודים....!!! O:


Haziran 30, 2012, 10:33:55 ös
Yanıtla #6
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 498
  • Cinsiyet: Bay

"Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Locası İngiliz Masonluğu’nu örnek alır ve haliyle muhafazakâr bir niteliğe sahiptir. Özgür Masonlar Büyük Locası ise Fransız Masonluğu’nu örnek alır ve haliyle liberal bir niteliğe sahiptir.

Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası, Özgür Masonlar Büyük Locası’nı düzensiz olarak tanımlar ve işin doğrusu tanımaz. Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’na göre Mason olmak için inançlı bir birey olmak şarttır ve kadınlar mason olamaz. Özgür Masonlar Büyük Locası ise inanç şartı aramaz ve Kadın Mason Büyük Locasını bizzat kendi bünyesinde kurmuştur (1991). Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’nda ant kürsüsünde kutsal kitapların yanı sıra boş bir kitap bulunmamasının sebebi, dini anlamda inançsızlığın kabul edilmiyor oluşundandır. Lakin Özgür Masonlar Büyük Locası’nda ise ant kürsüsünde boş bir kitap bulunur ve herhangi bir dini inancı olmayanlar bu kitaba yemin ederler."


Sayın peacewings'e bu paylaşımı tekrar gündeme getirdiği için teşekkür ederim.

Sayın ADAM da sağ olsun, bize pas vermiş... Daha önce yazdıklarımı tekrar yazabilirim.

Madde madde gitmeye çalışayım.

1- Türkiye'deki hiçbir Büyük Loca, ne İngiltere, ne Fransa ne de dünyanın başka bir ülkesindeki başka bir Büyük Locayı ve onun Masonluk tutumunu örnek almaz. Türkiye' deki Masonluk bağımsızdır. Gerçi Sayın peacewings yazısının sonunda bunun böyle olduğunu belirtmiş ama ben bu " Bağımsızlık" olgusunun sadece kurumsal boyutta değil " Düşünsel" boyutta da olduğunu vurgulamak isterim. Bu öylesine böyledir ki; ne ÖMBL Fransa Masonluğunu örnek aldığı için liberaldir, ne de HKMBL İngiliz Masonluğunu örnek aldığı için muhafazakârdır. Bu durum tamamen Türkiye'deki masonların kendi buyrultularıyla seçtikleri bir yoldur.

Bu duruma bir de şu açıdan bakın: Türkiye'de Masonluk kuruluşu esas alınırsa tektir. Fakat sonradan oluşan fikir ayrılıkları sebebiyle ayrılmıştır. Buna bir ağacın farklı dalları olarak bile bakılabilir. Kök aynıdır yani.

Bu özelliğiyle hiç kimseyi örnek almadan çalışmalarını yürüten Türkiye'deki Masonluğa olsa olsa " Türk Masonluğu" denilebilir.

2- Kadın Mason Büyük Locası ÖMBL bünyesinde kurulmamıştır. Evet ÖMBL'nın KMBL'nın kuruluşuna ön ayak olduğu ve bu aşamada yardım ettiği doğrudur. Fakat kendi bünyesinde değil. KMBL ayrı bir Masonluk kurumudur ve çalışmalarını hiç kimsenin bünyesinde değil, tamamen bağımsız olarak kendisi yürütmektedir. Öyleki ÖMBL kadınların mason olabileceğini savunmakla beraber kadınları kendi içine üye olarak kabul etmemektedir.

3- ÖMBL'nın uygulamasında ant kürsüsünde boş bir kitap bulunuyor olmasının sebebi herhangi bir inacı olmayanların bu kitaba el basması değildir. Çünkü bu boş kitap kürsüdeki tek kitaptır. Yani inancı olanlar için ayrıca kutsal kitap konuyor değildir. İnananı da inanmayanı da aynı kitaba el basar. Gerçi bu ant konusu ayrı bir başlık altında bile tartışılacak kadar geniş bir konudur.

Forumumuz sayesinde öğrendiklerim beni bunları yazmaya itti.

Bir harici olarak yeterince ahkâm kestim sanırım. Şimdilik susayım.

Sayın peacewings'in yazdıklarını ilk okuduğumda gözüme takılan detaylar bunlardı. Konu ilerledikçe bilgim dahilinde katılmaya çalışırım.
« Son Düzenleme: Haziran 30, 2012, 10:38:18 ös Gönderen: enelsır »
enelsır


Temmuz 01, 2012, 10:25:33 öö
Yanıtla #7
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın peacewings bu daha önce kaldırılmış olan aktarımı geri getirdi; iyi etti.

Şimdi diyeceksiniz ki, “Niçin kaldırılmıştı?”

Öncesine bakınca görebilirsiniz; Forum kurallarının 17. maddesine bir aykırı içeriği vardı. Onun için kaldırılmıştı. O aykırı içerik silindi. Sorun kalmadı.

Kalmayan sorun sadece forum kuralları bakımından, içerin bakımından değil.

Bu aktarımın içeriği bakımından Sayın Peacewings’i sorumlu da tutamayız. Çünkü o sadece bir yerden almış, aktarmış.

Ancak internet ortamında yayınlanmış olan bu yazının kapsamında öyle çok yanlış var ki…

İşte böyle sanki tüm ve doğru bilgi verdiğini sandığınız bir kaynağa takılıyorsunuz; yanlış bilgiler edinip çıkıyorsunuz. Edindiğiniz bu bilgilerin yanlış oluğunu da fark edemiyorsunuz eğer başka kaynaklardan aynı konuları araştırmaz, karşılaştırmaz, uyuştukları ve uyuşmadıkları noktaları ayırıp sıkıca, hem aklınızı kullanarak hem başka kaynaklardan destek alarak bir irdeleme yapmazsanız.

Bunları herkesin yapabilme olanağı yok. Dolayısıyla yanılgılardan kaçınma olanağı da yok gibi…

İşte bu yazı üzerine Sayın enelsır takıldığı bazı noktalarda düzeltmeler yapmış,

Her ikisine de çok çok teşekkürler.

Sayın peacewings’in aktardığı bu yazı öyle tek bir kerede eleştirilecek, yanlışları bir batında düzeltilebilecek gibi değil. Bu nedenle ben birkaç yazı yazacağım galiba bunun üzerine. Başkasını bilemem. Ancak Sayın enelsır’ın yazdıklarını tekrarlamanın da gereği yok.

Sadece Sayın enelsır’ın bana göre, benim bildiğime göre bir yanlışını düzelteyim: ÖMBL ya da KMBL uygulamasında beyaz kitap üzerine el basmak diye bir şey de yok. Belki ona benzer bir ritüelik uygulama var; ayrıntısına giremem çünkü bu kez benim yazdığım forum kurallarının 17. maddesine aykırı olur fakat buna “el basmak” denemez.

Sahi bir de şu “el basmak” konusu vardır pek genel olarak ama bu başlığın dışındadır. Bilir misiniz niçindir el basmak?... Belki onu başka bir bölümde başka bir başlık altında irdeleriz.

Şimdilik bu kadarla yetirin misiniz lütfen?... Bu konuya döneceğim.

Bu arada başka katılım ve paylaşımda bulunanlar olabilir elbette. Sayın enelbır'ın yaptığı gibi, benim diyeceğim doğruları benden önce derlerse memnun olurum; işim kolaylaşır.

ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Temmuz 01, 2012, 04:04:01 ös
Yanıtla #8
  • Skoç Riti Masonu
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 3734
  • Cinsiyet: Bay

 Bilgisizliğin üç şekli vardır;
 Lazım olanı bilmemek,
 Yanlış bilmek,
 Bilinmemesi gerekeni bilmek.
( La Rochefoucauld )

Bu yazı üzerine bu soz geldi aklima. Alıntılanan kisi kimdir bilemem. Ama bildigim onun bilgisiz olduğu. Bilgisiz çünkü bilmesi gerekeni bilmiyor, bilgisiz çünkü yanlış biliyor.

Halbuki bu tarihsel gelişimler ilgili kapsamlı bir araştırma forumda Türkiye'de Masonluk bölümünde var. Keske bir de oraya bakılmış olsa.


Temmuz 01, 2012, 04:55:30 ös
Yanıtla #9
  • Seyirci
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 4031
  • Cinsiyet: Bay

sn.skullg

İlk 2 sine sözüm yok ,lakin 3.ncüsü bilinmemesi gerek  ki buda sanırım sırla ilgili olsa gerek.

Neden bilinmemesi gerek bilinmemesi gerek olanı sizce sadece kim bilmeli cımbızladım gibi oldu ama bu söz benim yapıma pek uymuyor hep nedenleri ararken bir çıkıp bana bunu bilmen gerekmiyor dese  olmaz.

saygılar
ÖZGÜRLÜK BİLE SAHİP OLMAK İÇİN SINIRLANDIRILMALIDIR.

EDMUND BURKE

Hayat Bizi Resmen Dört İşlemle Sınar. Gerçeklerle Çarpar, Ayrılıklarla Böler, İnsanlıktan Çıkarır ve Sonunda Topla Kendini Der.  leo


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
4 Yanıt
12532 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 17, 2011, 08:13:57 ös
Gönderen: ruzber
4 Yanıt
5258 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 19, 2007, 08:15:49 ös
Gönderen: Mozart
8 Yanıt
18487 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 17, 2016, 06:51:04 ös
Gönderen: Tesla
10 Yanıt
9078 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 07, 2009, 04:59:51 ös
Gönderen: erdal
15 Yanıt
10613 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 07, 2009, 03:30:50 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
3355 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 08, 2009, 03:34:37 ös
Gönderen: ADAM
14 Yanıt
11833 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 10, 2009, 06:21:26 ös
Gönderen: aashooter
0 Yanıt
2981 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 11, 2009, 01:03:43 ös
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
6483 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 16, 2010, 04:59:51 ös
Gönderen: king76
6 Yanıt
8955 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 04, 2012, 11:48:48 öö
Gönderen: ADAM