Masonlar.org - Harici Forumu
Mason ve Masonluk Nedir? => Evrensel Masonluk => Masonlukta Töre => Konuyu başlatan: ADAM - Aralık 29, 2012, 12:34:44 ös
-
Bu forumda herkesin bir ilgi ve uğraşı alanı var. Ben de buna takmışım; sürdürüyorum. İlgilenenler varsa paylaşalım.
Altıncı nokta.
Altıncı nokta tümüyle bilmeleri için,
Hem yüksektekilerin hem de alttakilerin,
Böyle bir durum başa gelebilir bir anda,
Kimi masonlar ya da tümünün arasında,
Kıskançlıktan ya da çok şiddetli bir nefretten,
Genellikle bir büyük tartışmadır gelişen,
Bu durumda bir mason eğer olursa mümkün,
Salıvermeli işten ikisini de o gün;
Fakat henüz barış günü yapılmamalıdır,
Önce iş günleri bitirilmiş olmalıdır;
Kutsal günde yeterince boş zamanımız var,
Onu bir barış günü yapabilecek kadar,
Olmaya ki yer alırsa bu bir iş gününde,
İşlerini engelle ki çıkmasın arbede;
Böylelikle sonunda yasasına Tanrı’nın
Uymaya yöneltirsin her birini onların.
Burada ne diyor?... Şöyle mi?
Masonlar arasında uyuşmazlık çıkabilir ama onlara yakışan bunu aralarında anlaşarak çözümlemeleridir. Fakat bunun için işler aksatılmamalı, bu çözümleme tatil gününde yapılmalıdır.
Sanırım günümüze uyarlamakta da sıkıntısı olmaz bu töresel öğütlemenin; değil mi?
Bu konuda başka türlü yorum ve değerlendirme yapan da olabilir kuşkusuz. Buyrun!
Bu arada bir de şu “yukarıdakiler” ile “aşağıdakiler”i yorumlayan çıkarsa çok memnun olurum doğrusu…
-
Hem yüksektekilerin hem de alttakilerin,
Adaletten bahsediyor tek kelime adaletin bir toplumda yada toplulukta sınıfı her ne olursa olsun ister en tepede ister en alttaki birey için uygulanacak olan kanunun eşit olması gerektiğini söylüyor.Basşka b,ir anlam çıkarmı bilemiyorum.
-
Ben Sayın ADAM'ın getirdiği yoruma zıt bir şey söylemeyeceğim fakat ek bir şeyler söyleyebilirim.
Bu öğütler elbette günümüz masonları için de geçerli olmalıdır. Uyuşmazlıkların kavgaya dönüştüğü bir ortam olsa, locaların sokaklardan ne farkı kalırdı zaten?
Bir yandan da, nasıl olduysa günümüz mason localarının yasaklarından biri aklıma geldi. Bildiğim kadarıyla, loca içerisindeki çalışmalarda, masonların siyaset ve din tartışmaları yasak. Durum gerçekten böyleyse, acaba bu yasak, yüzyıllar önce yazılmış el yazmalarında bahsi geçen tartışmaların önüne geçmek için konulmuş olabilir mi?
Yukarıdakiler - aşağıdakiler konusuna gelince, bana sorarsanız üstad, yukarıdakilerden, çırak aşağıdakilerden. Fakat 'kalfa'ya karar veremedim.
Bu durumda bir mason eğer olursa mümkün,
Salıvermeli işten ikisini de o gün; "
Bu satırlara bakarsak, tahminimce şöyle olmalı: 'bir mason' tabiri kullanıldığına göre işten salıveren kişi üstad olmayabilir, çünkü el yazmasının önceki bölümlerinde masonun üstad olduğunda 'bir mason' olarak değil, 'üstad' olarak bize lanse edildiğini gördük. Dolayısıyla tartışanları salıveren kişi 'kalfa' olabilir, belki kalfaların da çıraklar üzerinde bu tip hakları vardır/vardı?
Böylece;
yukarıdakiler = üstadlar, kalfalar
aşağıdakiler = çıraklar
sonucuna varmış oldum. Tabii bu sonuca, altıncı noktayı bilmesi gerekenlerin mason olduğunu varsayarak ulaştım. Belki de yukarıdakiler-aşağıdakiler ile kastedilen masonlar değildir, o zaman bu sonucum yanlış olabilir.
-
Sayın Caius Keyes her zamanki gibi yerinde değerlendirmeler yapmış bulunuyor.
Bir başka yoruma göre; o günlerin koşulları altında burada sözü edilen o "yüksektekiler" (benim basitleştirdiğim gibi yukarıdakiler değil), ilgili devlet organları. REGIUS Elyazmasının tümünü okumuş olanlar (Forumda var) bir yerde "şerif" teriminin de geçtiğini anımsayacaktır.
Burada, iki mason arasında çıkması (çıkabileceği) varsayılan bir olaydan, bir uyuşmazlıktan söz ediliyor. Böyle durumlarda günümüzde ne yapılacağı, ne yapılması gerektiği, ilgili mason kuruluşunun iç tüzük ve yöetmeliklerinde belirtilmiştir. Kimi zaman bir disiplin kurulu ya da haysiyet divanı gibi bir organ çalışır, kimi zaman da bir hakem kurulu ya da ona benzer bir uygulama vardır. Özenle gözetilmesi gereken koşul asla devletin mahkemelerine gitmemektir.
Bu böyledir de, oluyor mu, buna uyuluyor mu?
Olmadığını, uyulmadığını, hni masonlar arasındaki uyuşmazlık bir yana dursun bir de bundan ötürü ayrı bir uyuşmazlık çıktığını, çıkmış olduğunu, bunun çok olumsuz sonuçlara yöneldiğini biliyoruz. (Kimse bana bunun örneklerini sormasın; bilenler bilmekle yetinsin; ben anlatmam; bu gibi olaylar olduğu bilinsin ama ayrıntıları dilerim ki unutulsun gitsin.)