Bilimin tükendiği yerde, sorularının yanıtlarını hemen almak isteyen kişi için tek başvuru yolu inançtır.
Masonluğun öncelikle düşünme ve değerlendirme aracı bilimdir, bilimselliktir, bilimsel yöntemdir. Bunu akıl izler, ardından bilgelik gelir.
Burada inanç yoktur. Bu koşul önceden konmaktadır. Böyle olunca çelişki yaratmaktadır.
Masonluktaki inanç zorunluluğu asılda bilimin henüz yetersiz olduğu 18. yüzyıldan kalmadır. 19. yüzyıl ve sonrasında çok şey değişmiş fakat kimileri eskiye çakılı kalmıştır.
Ancak bu demek değildir ki bir kişi inançlıysa mason olamaz... İsteyen inanır. İsteyen istediğine inarnır. İnanmak istemeyern inanmaz. Masonlukta o kişinin elinden o özgürlüğünü söküp alamazsınız. Zorla kabul ettirmeye kalkışırsanız, onu yalan söylemek zorunda bırakırsınız. Nitekim öyle olmaktadır.
Bu konu üzerinde duram mason kuruluşlarında da bsu zaten tek bir kez, masonluğa giriş aşamasında geçmekte, sonradan unutulup gitmektedir.
Kaldı ki önceden inançlı olup da sonrdadan evrensel gerçekleri görerek inancını terkeden bir mason da bu zorunlu koşumlu ileri süren mason kuruluşlarınca Masonluktan çıkarılmakta değidir.
Ulu Yaradan ve ruhun ölmezliği konusunu, hani Ulu Yaradan biraz zor ama ruhun ölmezliği konusunu gelin bilimsel olarak inceleyelim. Fakat bunun için sıkı bir kuantum ve dalgalar mekaniği bilgisi gerekir. Bu öyle sıradan bir iş değildir. Parapsikoloji de değildir. Bilimdir. Bunun üzerine inanç yerleşmesi gerekmez. Önce bilimden geçmek gerekir.
Sonra belki Ulu Yaradan konusunu uzay fiziği (Astronomi değil) ve beş boyutlu geometri ile görüşmemiz gerekir. Bu konular üzerinde bilginiz varsa görüşüp tartışabiliriz. Çünkü bu bilimdir; felsefe değildir; oyun ya da latife hiç değildir.
Fakat Masonluğa böyle katı kurallar konulması hem Masonluğun kendi kendisiyle çelişkisi hem de ayırımcılıktır. Ateistleri bir yana bırakalım, o zor bir iştir, herkes Ateist olamaz. İnanç kararsızlığı Ateistlik değildir. Bu kolay olanıdır. Ateizm zordur; Tanr'nın yokluğunu kanıtlamayı gerektirir.
Fakat Tanrı'nın ya da Ulu Yaradan'ın varlığını ileri sürenler de o varlığı kanıtlayamaz. Ruhun ölümsüzlüğünü kanıtlamak daha kolaydır kuantum ve dalgalar mekaniğini bilenlerce.
İngiltere Birleşik Büyük Locası'nın 1938 tarihli bildirgesinde kabul edilen inançlar arasında Taoizm, Hinduizm ve Budizm de vardır. Fakat bunlardan hiçbirinde Ulu Yaradan yoktur. Şimdi ne olacak? "İngiltere re Birleşik Büyük Locası'na boş ver. O da herhangi bir büyük loca kadardır. Evrensel Masonluk üzerinde bir otorite falan değildir." derseniz, sorun yok.
Eğer Masonluk tüm insanlar ve tüm toplumlar için barış ve mutluluk arıyor ve bunu amaç ediniyorsa, bu zorunlu tutuşlardan caymalı, çağın gereğine ayak uydurmalıdır.
Ancak bazı mason kuruluşları bunu yapmıyorsa, yapamıyorsa, o da onların bileceği bir iştir. Belki onlar da 22. yüzyılda yollarını değiştirir. Zaten değiştirmeyecek olurlarsa, varlıklarını 21. yüzyılın sonuna kadar koruyamayacaklardır.
Belki bu gün için şunu söylemek daha iyi ve daha doğrudur:
Masonlukta şimdilik bir Ulu Yaradan ve/veya ruhun ölümsüzlüğünü bir bilimsel bilgi olarak değil, bir inanç olarak zorunlu gören mason kuruluşları vardır.
Masonlukta bağlayıcı inanç zorunlulukları ileri sürmeyen, inançları herkesin kendi vicdani değerlendirmesine bırakan mason kuruluşları vardır.
Hepsi de mason kuruluşudur.