Masonlar.org - Harici Forumu

Kütüphane => Kitap Tanıtımları => Genel => Masonik Kitap Tanitimlari => Konuyu başlatan: Fraternis - Nisan 15, 2007, 06:35:55 ös

Başlık: Gül-Haç
Gönderen: Fraternis - Nisan 15, 2007, 06:35:55 ös
(http://static.ideefixe.com/images/170/170526_2.jpg)

Bir zamanlar "Görkemli Kardeşlik" diye anılan ve üyeleri de "Görünmezler" olarak adlandırılan Gül+Haç, gerçekten var oldu mu? Yoksa bir söylenceden mi ibaretti?
Politik ve sosyal düzeyde ne gibi etkiler yarattı?
Günümüzde hala gizli bir egemenlik potansiyeli bulunuyor mu?
Gül+Haç ütopyasının gerçek niteliği ve temelleri nedir?

Bu oluşumun çevresinde örülen spekülasyon ağının ne kadar gerçek, ne kadarı düş ürünüdür?

Gül+Haç oluşumunun karanlık ve zorlu tarihini inceleyen bu çalışma, Batı kültür tarihi araştırmacıları için bir kaynak kitap niteliğindedir. Ömer Tecimer uzun yıllardır bu konuda yaptığı araştırmayı kitaplaştırırken akademik nesnellikle kişisel perspektifin keskinliği arasında ender görülen bir sentezi oluşturmayı başarmıştır.

Yazar : Ömer Tecimer , 1952 İstanbul doğumlu. Galatasaray Lisesi'nin ardından İktisadi Ticari İlimler Akademisi'nden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde master yaptı. "Gül+Haç, Batı Uygarlığının Yeraltı Kaynakları" isimli araştırma kitabı plan b tarafından yayınlandı.
Başlık: Re: Gül-Haç
Gönderen: Hamlet - Nisan 15, 2007, 07:08:00 ös
gul hac. ama kapakta gulde yok hacta.

mezarlik resimleri falan var... ilginc bir kitaba benziyo okumak lazim.
Başlık: Re: Gül-Haç
Gönderen: Hamlet - Nisan 15, 2007, 07:12:00 ös
mezarlik dedigime bakmayin iste tabut.

ama tabutta mezara girmiyomu? bir sure sonra mezar olmuyor mu? tabuta mezar denmesinin zaman olcutu nedir acaba?
ne zaman tabuta mezar denebilir? ne zaman mezar bir insani tabutu olabilir? tabutturki mezarin tohumu, mezardirki tabutun yatagi....



Gaza geldim gene... neyse bu kadar yeter.

Başlık: Re: Gül-Haç
Gönderen: Fraternis - Nisan 15, 2007, 07:17:21 ös
(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/6/6d/Religious_syms.png)



Bazen Semboller içiçe geçmiş olarak kullanılır , bazende zıtlıkla yada birbirinin yerine...

Tabut sembolü ezoterizm sembollerinde yeniden doğuş ve sirius yıldızı(sabah yıldızı) ile ilişkilendirilmiş.
Başlık: Re: Gül-Haç
Gönderen: Hamlet - Nisan 15, 2007, 07:37:22 ös
bu semboller nasil ic ice yada birbirinin yerine kulaniliyor anlamadim ben. nerde kullaniliyor.
Başlık: Re: Gül-Haç
Gönderen: Fraternis - Nisan 15, 2007, 07:44:59 ös
Vitruvius adamını bilirsin birçok sembolizmayı insan bedeninde birleştirmiştir.

(http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/1/17/Vitruvian.jpg)

Vitruvius Adamı ünlü ressam Leonardo da Vinci'nin günlüklerinin birinde bulunan, aldığı notların yanında çizdiği bir resimdir. 1492 yılında yapıldığı düşünülmektedir.

Resim iç içe geçmiş bir daire ve bir karenin ortasına çizilmiş, uzuvları açık ve kapalı pozisyonda üst üste geçen bir çıplak erkeği betimler. Bu çizim ve yanındaki notlar sıkça "Oranların Kanunu", ya da daha az sık olarak "İnsanın oranları" olarak anılır. Venedik'te bulunan Gallerie dell' Accademia'da sergilenmektedir.

Leonardo da Vinci'nin Vitruvius Adamı Rönesans döneminde yapılmış örnek bir bilim ve sanat eseri olma özelliği taşır. Leonardo'nun oranlara duyduğu ilgi ve merakın bir kanıtıdır. Bunun yanında resim Leonardo'nun insan ve doğayı birbiri ile ilgilendirme-bütünleştirme çalışması için de bir dönüm noktasıdır. Britannica Ansiklopedisi'ne göre Leonardo "insan vücudunun evrenin işleyişinin bir analojisi olduğunu" düşünüyordu. Bununla birlikte Leonardo'nun maddesel varlığı kare, ruhsal varlığı ise daire ile sembolize ettiği ve insanoğlunun iki yönünü çizimde bu şekilde ifade ettiği sanılmaktadır.

Başlık: Re: Gül-Haç
Gönderen: Hamlet - Nisan 17, 2007, 04:16:17 ös
Simdi anladim. guzel olmus.Saol. resimde tam yerine oturmus acikcasi.
Başlık: Re: Gül-Haç
Gönderen: Kaan - Nisan 17, 2007, 07:31:21 ös
Dan Brown'un Da Vinci Şifresin'de de bu Vitruvius Adamı geçer.
Kitap için sağol. Buarada Necip Hablemitoğlu'nun eserleride oldukça iyidir... :)
Başlık: Re: Gül-Haç
Gönderen: Hamlet - Nisan 20, 2007, 01:52:44 ös
Davinci o kadar cok yerde, o kadar cok konuda sifreler birakmiski, hala insanlar onu cozuyor... Madem  biliyorsun neden sifreledin, yaz bi kitaba herkes okusun dimi? cok ilginc biriymis...
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 17, 2008, 04:08:28 ös
Resim iç içe geçmiş bir daire ve bir karenin ortasına çizilmiş, uzuvları açık ve kapalı pozisyonda üst üste geçen bir çıplak erkeği betimler. Bu çizim ve yanındaki notlar sıkça "Oranların Kanunu", ya da daha az sık olarak "İnsanın oranları" olarak anılır. Venedik'te bulunan Gallerie dell' Accademia'da sergilenmektedir.

Leonardo da Vinci'nin Vitruvius Adamı Rönesans döneminde yapılmış örnek bir bilim ve sanat eseri olma özelliği taşır. Leonardo'nun oranlara duyduğu ilgi ve merakın bir kanıtıdır. Bunun yanında resim Leonardo'nun insan ve doğayı birbiri ile ilgilendirme-bütünleştirme çalışması için de bir dönüm noktasıdır. Britannica Ansiklopedisi'ne göre Leonardo "insan vücudunun evrenin işleyişinin bir analojisi olduğunu" düşünüyordu. Bununla birlikte Leonardo'nun maddesel varlığı kare, ruhsal varlığı ise daire ile sembolize ettiği ve insanoğlunun iki yönünü çizimde bu şekilde ifade ettiği sanılmaktadır.

Davinci'nin Resimlerine Anlamlı Şifreleri sakladığını biliyorum da yalnız bir Dönem bu Tablolar üzerinde yoğun bir araştırmam olmuştu da fakat bu Resmin O'na ait olup olmadığını bilmediğimden maalesef gözümden kaçmış (!)

Bunu incelemek gerektiğine inanıyorum çünkü bana kalırsa her Resminde, her Tablosunda Mühtiş Gizleri açıklayan Önemli Sırları taşıyor.
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 17, 2008, 07:16:37 ös
Sevgili Davinci; izin verirseniz bu Resim üzerinde Birlikte Çalışmayı Öneriyorum. Birkaç ipucunu şimdiden yakaladım ancak kendi başıma bu Resimdeki saklı Şifreyi bulmam çok zor, bu nedenle de yardımcı olmanızı Rica ederek,  bu Gizemli Sırrı  açığa çıkarmayı istiyorum.   

Cevabınızı Bekleyecem.

Saygılar.
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 17, 2008, 07:50:57 ös
Aynı İnsanın aynı anda iki farklı çizimi; birisi Kare, diğeri ise yuvarlağa göre çizimlenmiş. Karesel çizime göre Haç - Artı ( + ) şeklinde durması ancak dimdik değil bir ayağının yan olarak çizilmesi, belki hafif oranlara / orantılara dikkat çekilmek istenmiş ama sanırım bu Resimde de bana göre Diğerlerinde  olduğu gibi önemli bir Şifrenin saklandığını düşünüyorum. Ayrıca Baş ve Gövdenin Sabit, diğer Vücutsal Yanların ise Değişken olduğunu gözlemledim.

Bakalım gözlemlerim ne derece doğru bilemiyorum ama Sevgili Davinci umarım teklifimi düşünürsünüz de bu Konu üzerine dikkatli bir şekilde eğilip de çalışmak gerekli diye düşünüyorum.     

Bu arada önemli yorumları olan Arkadaşlarımın fikirleri varsa bu konuda benimle paylaşırlarsa daha mutlu olacam :)
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 17, 2008, 08:17:46 ös
Çember ve Kare; Çember = Dünya'yı Simgeler. Kare ise 4 Köşe yani 4 Elementi Simgeler ve içindeki aynı İnsanın da hafif iki farklı pozisyonunun olması sabitliği ve değişkenliği aynı anda bulundurması itibariyle, alt kısımda çember ve karenin çizgilerinin aynı olması, yalnız yukarda çemberin daha da geniş çizilmesi bazı kesişen köşelerinin olması,

İlk tespit ettiğim ipuçları :D

Beş Köşeli Yıldız*
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: naval - Mart 17, 2008, 08:23:59 ös
Katkıda bulunduysam ne mutlu bana tespitlerinizin devamını dilerim
           
                  SAYGILARIMLA
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 17, 2008, 08:26:32 ös
Katkıda bulunduysam ne mutlu bana tespitlerinizin devamını dilerim
     
           

Değerli Arkadaşım Sevgili Naval; Tam Zamanında Yetiştiniz. Zamanlamanız Harikaydı. Çok Teşekkürlerimi ve Sonsuz Saygılarımı Sunuyorum.

Teşekkürler;)
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: naval - Mart 17, 2008, 08:29:48 ös
Sayın Sevil Hanım bende sizin ışığınız doğrultusunda size yardımcı olmaya çalışacağım
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 17, 2008, 08:31:26 ös
Sayın Sevil Hanım bende sizin ışığınız doğrultusunda size yardımcı olmaya çalışacağım

Buna çok Sevinirim. Çok Teşekkür Ederim.
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 17, 2008, 08:39:22 ös
Sevgili Naval; burada hem içiçe geçmiş iki üçgenin (ters ), beş köşeli yıldızı görüyoruz, hem de iki üçgenin ters ama uç noktalarının kesişmiş halini görüyoruz. Burada Beş Köşeli Yıldızın ne manaya ( Eril ve Dişil Sembolü )geldiğini az çok biliyoruz. Fakat diğer sembol ise tam Davinci şifresinde bahsedilen Kase Modeli; Aslında Aynı Kişinin İki farklı değişken pozisyonunun olması nedeniyle buna sadece Eril Özellikleri vurgulayan İnsan olması nedeniyle bir başka yorum yapamıcam. Bütün çizgilerin ise tam göbek kısmında kesişmesi işimize yarar mı bilemiyorum ama bir yerde dursun :D 

Burada İnsan Oluşumuna dair önemli bir Sır mı içeriliyor, pek anlayamadım ama ilk rastlantıda bu aklıma geldi doğrusu, 
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 17, 2008, 08:51:53 ös
Sevgili Naval; Yardımın Sayesinde sanırım bu iki farklı duruşun Beş Yışdızlı Üçgeni Oluşturduğunu Anladım. Temel Şifre Buydu (!) .   

Sanırım Çözdüm.

Sana İnanılmaz Minnettarım.

Sonsuz Sevgi ve Saygılarımla.
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: naval - Mart 17, 2008, 08:55:58 ös
Ben sadece bir bakış açısı sunmuştum size anlama başarısı sizindir Sevil hanım
             Saygılarımla
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 18, 2008, 08:17:57 öö
Ben sadece bir bakış açısı sunmuştum size anlama başarısı sizindir Sevil hanım
             Saygılarımla

Sayenizde :)

Saygılar Bizden;)
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 18, 2008, 08:53:02 öö
Bu arada küçük bir hatırlatmanın yerinde olacağını düşünüyorum :) Sevgili Davinci; Sizden yardım beklerken müthiş bir hızla yardımıma koşan Sevgili ve Değerli Arkadaşım Naval'ın Sayesinde sorunumu çözdüm ve rahatladım. Bir başka Konuda tabi Kısmet olursa Sizinle birlikte Çalışmaktan gurur duyacağımı bilmenizi isterim.

Sevgilerimle,
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 18, 2008, 10:07:39 öö
                                                          GÜL VE HAÇ KARDEŞLİĞİ VE İSA’NIN OĞLUNA KRALLIK                                     

Avrupa Birliği’nin bayrağı konusunda “12 Yıldızın Esrarı” başlıklı bir yazı yayınlamıştık. Şimdi ise o yazının devâmı niceliğinde bir yazı daha yayınlıyoruz. Bizim dinimizde ve tarihimizde şifreler, kodlar ve simgelerle gizli anlatımlar pek bulunmadığı için, bazı gerçeklerin anlaşılması daha zor olabilir. Ama Avrupa bayrağı “mavi gökyüzü altında, Hz. Meryem’in tacı” olduğuna göre –bu durumda AB’nin ne veya kim ile özdeşleştiğini de, bunun geleceğe yönelik hangi projeksiyonları içerdiğini de anlamak zorlaşıyor- “Gül ve Haç Kardeşliği’ne” de değinmek gerekiyor.

Avrupa kaynaklarına göre, Avrupa bayrağı İsrail’in 12 kabilesine ve Hristiyanlığın 12 havarisine atıfta bulunuyor. Avrupa bayrağı, Avrupa’nın “Yahudi-Hristiyan tarihini” anlatıyor. Kudüs’ün 12 kapısı ve Yohanna’nın Vahyi 12,1’deki şu ifâde birçok detaya ışık tutuyor;


“Gökte olağanüstü bir belirti, güneşe sarınmış bir kadın göründü. Ay ayaklarının altındaydı ve başında on iki yıldızdan oluşmuş bir taç vardı.” Hz. İsa’nın doğumu, “Tanrının halkının doğumu” ve “tarihin yeni bir başlangıcı” olarak kabûl ediliyor. Avrupa bayrağı, bir “kurtuluş ve seçilmişlik” vaadini de kapsıyor.


Burada “Gül ve Haç Kardeşliği” bir bakıma konunun tamamlayıcısı oluyor.


Gül ve haç bağı – Gül-Haç hareketinin öğretisine göre – Diriliş ve Kurtuluş’un sembolüdür. Golden-Dawn tarikatının üyeleri göğüslerinin üzerinde 22 farklı renklerde çiçek yapraklarından oluşan bir Gül-Haç sembolünü taşırlardı. Bu çiçek yaprakları İbrani alfabesinin 22 harfini ve 10 Sefirot’u birbirine bağlayan Yaşam Ağacındaki 22 yolu temsil ederlerdi. Bu çiçek yapraklarından, her ruhsal-tinsel gücü temsil edebilecek bir geometrik sembol oluşturulmuştu. İsmi ise önceleri İbranice harflerle aktarılmıştı, daha sonraları ise gülün üzerine yazıldığı zaman yardımı ile ismin her harfinin birbirine bağlanmasını sağlayan bir motif çizilmişti.


Christian Rosenkreuz (1378-1484) kendi adıyla anılan gizli topluluğun efsanevi kurucusu olarak görülüyor. 16. Yüzyıl’da, İlm-i-Simyanın, Batı Avrupa'da yetişen en önemli temsilcisi Paracelsus yetişti. Paracelsus, Hristiyanlık tarihinin en gizemli örgütü olan “Gül ve Haç Kardeşliği’nin” tarihsel önderi oldu.


Paracelsus’un J.V. Andreae’nin (1586-1654) uydurması olduğuna kesin gözüyle bakılıyor. Rosenkreuz’a dayanan gizli bir kardeşlik örgütü olduğu inancı bu yüzyıla kadar (Golden-Dawn tarikatı) sürdü. 18.yüzyılda ise özellikle Gold ve Rosenkreuz taraftarları bu isme atıfta bulundular.


17.yüzyıldan önce Gül-Haç tarikat ve taraftarlarının olmadığına kesin gözle bakılabilir. Gül-Haç düşüncesi gayretkeş protestanların ikinci ve kapsamlı bir reformasyona olan arzularından kaynaklandığı düşünülüyor.


Bu konuların Türkiye’deki en büyük uzmanı Aytunç Altındal Andreae’nin yaşamının ileriki dönemlerinde, zamanının sahte mucizecilerinin, astrologlarının ve sapkın tarikat taraftarlarının alşemist ve teosofik hayalperestlikleri ile alay etmek için yazdığı gençlik dönemi eserine mesafeli bakmaya başladığını belirtiyor. Bu gizli örgütün üyeleri, doğanın gizemlerini açıklamak isteyen “özgür ruhlardı”. Bu süreç içerisinde doğanın, bilinen dünya kavramına uymadığı için “okkult – gizem” olarak tanımlanan yeni özellik ve güçlerini keşfettiler. Bu alternatif düşüncenin mistik ve doğaüstü öğeleri, zaman içerisinde deneyler yoluyla doğanın gizemli özellikleri araştırılıp daha iyi anlaşıldıkça gitgide zayıfladılar.


Hristiyanlıkta “gül” Bakire Meryem'i anlatır. Meryem, hikmetin temsilcisidir. Hıristiyan tesbihine gül sözcüğünden türetilerek “Rosary” denilir. Avrupalı soyluların en gözde amblemi gül olmuştur. Bu armalardaki güller ve renkleri siyasal tercihleri de yansıtıyordu. Buna göre kırmızı güllü armalar Meryem'e ve onun temsil ettiği Kilise'ye (Ortodoks ve Katolik) bağlılığı gösterirken, beyaz güllü armaların sahipleri ilk tercihlerinin Protestanlık ve Krallık (devlet) olduğunu ve bunların uğruna öleceklerine yemin ettiklerini göstermekteydi. Bu nedenle İngiltere'deki hanedanlar arası savaşlara “Gül Savaşları” denilmişti.


“Gül ve Haç Kardeşliğinin” hedefi insanlığı kurtarmaktı;


“İnsanlığı Kurtarmak... Meryem İsa’yı Hristiyan inancına göre, yeryüzündeki tüm kötülüklerin, acıların, ıstırapların ve eşitsizliğin nedeni bu “İlk günah” olmadan, “arınmış” bir hâlde cennete dönebilmesi için “doğaüstü” bir şekilde dünyaya getirdi. Onun için Meryem “Gizemli Gül” idi.


Yeryüzünde “Yeni Kudüs'ü” (geçmişte Aachen Kenti, günümüzde AB) kurarak ve önce ona inananları, sonra Yahudileri, en sonra da Hz. İbrahim'in çocukları oldukları için, bazı dini bütün Müslümanları kurtararak “Yeni Kudüs’teki” kurtarılmış insanları cennete” taşıyacaktı.


Bu misyon için bazı örgütler de kurulmuştu; Bunlardan en ilginç ve esrarengiz olanı, gizli diliyle okuyup anlaşan “Gül ve Haç Kardeşliği” örgütüydü.


“Gül ve Haç” denildiğinde “dinî, kültürel ve siyâsî ilişkilerin reforma tâbi tutulması” anlaşılıyor. Aynı zamanda Max Heindel’e göre “dinin, bilimin ve felsefenin, hayatın gerçekleri ve gizemleri ile ilişkisi” olarak değerlendiriliyor. Franz Hartmann’a göre ise, yeniden doğum ve kurtuluş bu simgeler ile anlam buluyor.


Yeri gelince sormak lâzım; ABD Irak’ı ve Afganistan’ı –Bush’un deyimiyle- Haçlı Seferleri ile kurtarmadı mı?


1614 yılında Almanya'da oldukça ilginç bir manifesto yayınlandı. Kitapçığın başlığı da ilginçti: "Tüm Evrenin Genel Reformu ile Bunu İzleyen Avrupa'nın Tüm Bilgeleri ile Hükümdarlarına Seslenen, Sayın Gül-Haç Derneği'nin Fama Fraternis'i". Manifesto, "insanlığın geleceği ile yakından ilgilendikleri belli olan" ve adını ilk kez bu yayınıyla duyuran Gül-Haç (Rosecroix) Derneği'nin üyeleri tarafından, Avrupalı entelektüellere ve de gizli ilim meraklılarına bir çağrı niteliğindeydi.


Gül ve Haç Kardeşliği Protestanlığın Martin Luther ve Calvin gibi önemli liderlerini de desteklediler. Hatta Luther’in monogramında “içiçe yer alan haç ve gül” vardı. Belki dahası da olabilir. Çünkü İngiliz yazar James Dewar, Luther’in papalık fermanını yakarak hareketi başlatmasından 20 gün önce bu örgüte katıldığını savunuyor.


İngiliz tarihçi Michael Howard Gül ve Haç Kardeşliği üyelerinin reform döneminin Avusturya'daki liderleri olduğunu yazıyor.

Hatta Isak Newton, Victor Hugo ve General De Gaulle isimlerin Gül ve Haç Kardeşliği üyesi olduğu da söylenegeliyor. Söylentilere göre bu örgüt İsa’nın soyundan birisinin hala yaşadığını savunuyor ve AB’yi de ona krallığı olarak vermek istiyor.


Avrupa Birliğinin mimarları arasında da başka Gül ve Haç Kardeşliği üyeleri olduğu iddia ediliyor. Robert Schuman, Fransa eski Cumhurbaşkanı François Mitterand ve yine başka bir Fransa Cumhurbaşkanı -ki aynı zamanda Avrupa Anayasasını hazırladı- Giscard d’Estaing...


Giscard d’Estaing’i son birkaç yıldır İslâm’ı bahane göstererek, canhıraş bir şekilde Türkiye’nin katılımına karşı çıkmasından tanıyoruz.


Belki Sarkozy ve Villepin’den de şüphelenmeliyiz. Hatta Schüssel ve Gül ve Haç Kardeşliği üyelerinin reforme ettiği Avusturya’nın Türkiye’ye hâlâ dinî bahaneler ile itiraz eden ve sıklıkla “Hristiyanlıktan” ve “imandan” dem vuran liderlerinden de.


Türk kamuoyu AB’deki bazı liderlerin nasıl olup da Türkiye’ye 500 yıl öncesinin argümanları ile itiraz ettiğini ve neden 500 sene öncesinin siyâsî ahlâkı ile hareket ettiğini anlamakta güçlük çekiyordu. Demek nedeni buymuş...


Gerçekten de kuralları ta Luther zamanında konulan ve muhtemelen işleyişi o zamandan beri değişmeyen bir örgüte mensup olunca, yenilikçi olmak kolay değildir. Gizli örgüt üyeliğinin de böyle sıkıntılarını doğal karşılamak lâzım.


Giscard d’Estaing basının önüne çıkıp, “ben bunları mensubu olduğum gizli örgütün görüş ve talimatları ile söylüyorum” diyemezdi. Hatta AB’yi Meryem ile bir kabûl ettiğini ve AB’nin başına bir gün Mesihin geçeceğini!


Türkiye’ye en çok itiraz eden ülkeler Fransa, Avusturya ve Almanya. Bu ülkeler aynı zamanda Gül ve Haç Kardeşliğinin de beşiği. Tesadüf olmasa gerek.


Gül ve Haç Kardeşliği’nin diğer üyeleri arasında Fransız istihbarat başkanı Alexandre de Marenches’in de adı geçiyor. Ayrıca eski CIA şefleri William Casey, John McCone ve ABD eski Dışişleri Bakanı Alexander Haig’in de.


Bu isimleri Jan van Helsing “Gizli Cemaatler ve 20. Yüzyıldaki İktidarları veya Dünya Nasıl Yönetilmiyor” adlı kitabında veriyor.


Siz İsa’nın bugün hayatta olan bir akrabası olmadığını düşünebilirsiniz. Hatta size AB’nin bu derecede örgütlerin elinde olması veya olduğundan şüphelenilen bir kişi için “yeryüzü krallığı” ve “cennet” kurulması saçma gelebilir.


Ama bu yapmaya muktedir olanlara saçma gelmiyorsa, sizin de elinizden bir şey gelmez...


Ama yine de Türkiye’ye “dinî nedenlerle”, “iman için” itiraz edip, AB’nin “Hristiyan ve Yahudi değerleri üzerine bina edildiğini savunanlar “Gül ve Haç Kardeşliği Örgütüne üye olup olmadıkları” sorulduğunda cevâp vermeliler.
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 18, 2008, 10:09:43 öö
Kişisel Yorumlara Açık :D
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: DaVinci - Mart 18, 2008, 10:23:57 öö
umarım faydası olur Sn.Sevıl hanım....
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 18, 2008, 10:41:21 öö
umarım faydası olur Sn.Sevıl hanım....

Teşekkürler :)
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 19, 2008, 02:40:46 öö
Davinci'ye ait olan Resimde gözüme çarpan bir başka şey ise; verilen ipuçlarını birleştirdiğim zaman ortaya değişik bir bakışsal açı çıkıyor.

Kare- Erkeği, Çemberse Dişiyi simgelediğinden bütün özellikler Eril - Dişil Sembolünü oluşturduğundan şunu söyleyebilirim ki; Eril Dişi Birliğinin vurgunlanması ve genel çapta Davinci'nin hemen hemen bütün Eserlerini gözönünde bulundurduğumuzda bu Gerçek yadsınamaz bir şekilde Bizlere yansımaktadır.

Farklı bir yorum adı altında ben de Davincinin hemen hemen bütün Eserleri üzerinde kendi çapımda olan çalışmalarımın sonucunda varmak istediğim bir Kanıyı Sizlerle paylaşmayı istedim.

Davinci Şifresinin tamamen çözüldüğü/çözümlendiği görüşündeyim. ( İster olumlu ister olumsuz, ister doğru ister yanlış olarak değerlendirilsin, farketmez. Bu Kişisel bir yorumdur ve yorumlara açıktır.)

Bahsı geçen bu Resimde bir Erkek ve bir Dişi simgelenmektedir. Aynı İnsanın yuvarlak ve karesel geometrik şekiller içersinde az bir farkla değişik pozisyonlarının lanse edilmesi ise bizlere farklı bir boyutun / bir bakış açısının olduğunu işaret etmektedir. Eril - Dişi Birliğinin ise özellikle Dengeliliğinin bu denli vurgulanması da açıkça göstermektedir.

İfade edilmek / Anlatılmak istenen; burada bir tür İnsan Oluşumuna dikkat çekilmek isteniyor. İnsanoğlunun Evrensel Sırrı burada açığa çıkarılıyor.

=> Aynı Amaç için bu Dünyaya gönderilmiş iki İnsanın biri Eril, diğeri Dişi olmak kaydıyla ki bu Hayatın Oluşumunu ve Devamlılığını Sağlamak Amacıyladır. İsa'nın Yaşamının az bir Farkla biraz değişik yaşayan Kişinin Dişi olduğu Kanısına vardım. Çünkü bu yaşanılanlar Tanrı'nın İradesi'yle gerçekleştirildiğinden biraz farklı oluşunun da bir göstergesi olarak Beş Köşeli Yıldızı meydana çıkardığı yadsınamaz bir Gerçektir. Burada Aynı Yaşamın İki Kişi tarafından ortakça yaşandığını farzedersek elde ettiğimiz varsayımları da dikkate alarak bu Amaç'ın İki Kişi tarafından gerçekleştirildiği sonucuna da ulaşabiliriz. ( Bir tür >Kader Ortaklığı gibi )

Çünkü Hayatın Oluşu ve Devamlılığının Eril ve Dişil'in Birliğinden ileri gelmekle birlikte burada İnsanoğlunun Oluşumunun vurgulaması; Amaç'ın İnsan olduğunu göstermektedir. İnsanoğlunun Sonsuz Hayatının ve Devamlığının Sağlanması Adına bunun böyle olması gerekti. Buradaki Amaç, sözümona Erkek ve Dişinin Cinsel Birleşimi değil, tam tersine Aynı Kaderi paylaşan İki İnsanın ( Dikkat Lütfen (!) Eril ve Dişi ) yaşamış olduğu Hayatın Benzerliğinin Sonuçlanmasıyla birlikte yani Her iki İnsan tararfından bu Olayın vuku bulmasıyla da Evrensel Dengeliliğinin de Başladığının bir Göstergesidir. Eril - Dişi Birliğinden kasıt sanırım bu, ifade edilmek istenmiştir. 

Sonuç olarak şunları söyleyebilirim ki elde ettiğimiz Kuramlar, Teoriler Bizleri başka yönlere sürüklemekte ve yanlış tespitlerin oluşması durumunda ise yanlış sonuçlara yönlendirilmekteyiz. Gerçeğe Ulaşmak Adına Doğru Tespitler yaparak bir Bilim Adamı Gözlemcisiyle Olaya objektif yönden bakılması gerekliliğini her zaman savunuyorun, savunacam da !.....
Antiparantez: Bir Bilim Adamı değilim ancak bunun gerekliliğini Savunuyorum, demek istedim. :)


Sevgi ve Saygılarımla,
Başlık: Ynt: Gül-Haç
Gönderen: Prenses Isabella - Mart 20, 2008, 06:55:09 ös
De ki: "O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.