Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Sağlık  (Okunma sayısı 4292 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 19, 2011, 01:52:16 ös
  • Ziyaretçi

Değerli Form Üyeleri,

Genelde sağlık için yapılması gerekli sportif egzersizleri ihmal ediyoruz... Aşağıdaki sunumla birkaç üyeyi ateşleyebilirsem mutluluk duyacağım.

Sevgi ve Saygılarımla,
HERKÜL

SPORA GENEL BAKIŞ AÇISI

“Bir şey yapılamamışsa onu yapmayan biziz... Onun için hemen şimdi,  başlayabiliriz!”

Kendimizi tanımak bedenimizle başlar. Bedenimizi tanımadan onunla bütünleşmemiz de mümkün değildir. Akıl, ruh ve beden bütünlüğünün ilk unsurudur. Bu yüzden bedenimizi anatomik, fizyolojik, biyolojik ve ruhsal açılardan iyi tanımamız gerekir. Buna giden yolun ilki spor ve bedensel egzersizlerden geçer. Genelde vücudumuzu ve organlarımızı, orada bir sorun çıkmadan algılayamıyoruz...

Profesyonel sporlar artık; “Bir zeytin veya defne dalı uğuna harcanan masum çabaları” çoktan geride bırakıp, amansız bir savaşa dönüştü. Bir başka açıdan, bazı spor dalları, ekonomik, milliyetçi, dinci, saldırgan görüşlü toplulukların desteğinde, bir güç gösterme ideolojisi olarak yapılıyor. F. Ludwing Janhn ve spor tarihçisi Hoch, çok sayıda insanın, spor yapmadan tribünlerde bağırmasını, gündemdeki ana meselelerden koparak, toplumsal deşarj olarak görüyor.

Spor salonlarında ise çoğu kişinin bilinçsizce ve ihtirasla kendilerini hırpaladıklarını, zararlı diyetlerle tükettiklerini görmekteyim. Esasında bizi spora iten şey, ondan alacağımız zevkten çok, ondan elde edeceğimiz sağlıklı sonuca endeksli olmalıdır.

Bilim adamları, spor ve sağlık kuruluşları çalışmalarını sürdürerek, insan sağlığı için sportif faaliyetlerin yararlarını, bu yararlardan en iyi ve doğru şekilde nasıl faydalanılabileceğini belirlemeye çalışıyorlar.

Proportion (Proporsiyon-Estetik uygunluk)
   Konumuzdaki anlamıyla, insanların vücut oranlarının ve birbirine uygunluğudur. Bu konudaki ilk bilgiler İ.Ö. 3000 yıllarına kadar dayanır. Mısır’da Memphis Piramitlerinde bu konu ile ilgili araştırmalara rastlanır. Daha sonra bilim adamları, sanatçılar, filozoflar insanların vücut oranları ve estetikleri ile ilgilenmişlerdir.

İ.Ö.5. Yüzyılda heykeltıraş Polykleitos, Doryphoros adlı cirit tutan bir sporcu heykeli yapmış ve bu heykeldeki estetik ve proporsiyonu, Canon-Kanun adlı bir kitapta açıklamıştır.
 
Sporun güzellik yönü açısından; güzellik kişiden kişiye ve devirden devire değişebilen izafi bir konu. Ancak eski çağlarda bile Myran’ın disk atan Diskabol’ü, Michelancela’nın Davit’i, kadınlarda ise Praksiteles’in Afroditleri, Milo’nun Venüs’ü gibi ünlü sanat eserlerinde güzellik ve estetik sporcu vücut örneklerinde simgelenmiş. 

Homeros, İ.Ö. güzel vücut, örnek davranışlar, asil bir ruh, parlak bir zekâ, kültür ve bilgi olarak “İdeal İnsan” kavramını işlemiştir. Hegel ise, estetik ve proporsiyonu “Sanat Felsefesi” olarak incelemiştir.

Akıl, ruh ve beden bütünlüğünün dengesi:
   Buradaki konumuz açısından; akıl, ruh ve beden bir bütündür. Bunların her üçünü de sanat gibi eğitmek, dengelemek ve geliştirmek, ideal insanın en önemli hedefi olmalıdır. 
   Alman yazar ve filozofu Thomas Mann’in “Değişen Kafalar” isimli efsane hikâyesinde konu ettiği gibi, insanlar kendilerinden çok, ilişkide oldukları insanlarda bu bütünlüğü arar ve eksiklik halinde de değiştirme özlemini çeker. Konuda; “Hindistan’daki bir köyde yaşayan, hikâyedeki kız da, biri çok zeki, bilgili fakat şişman ve hantal olan zengin gençle, diğeri yaşamını odun kırıp ağır işler yaparak kazanan bilgisiz, fakat çok gelişmiş kaslı ve güzel vücutlu gence kaptırır... İlahlardan, zeki ve bilgili kafanın kaslı ve güzel vücuda yerleştirilerek değiştirilmesini ister... Kızın isteği kabul olunur. Kız çok mutlu olur. Ona göre ideal insan oluşmuştur... Ancak geçen zamanda değişen kafalardaki vücutlar da tekrar değişerek aslına dönmeye başlayınca, kız büyük bir hayal kırıklığına uğrar!”

   Genelde güzel vücutta akıl ve duygu yoksa veya akıl ve duygu olan insanda giderilebilecek vücut kusurları ihmal edilmişse, gerek erkek, gerekse kadın, diğer cinsinde, bunların hepsini birleştirebilmiş ideal insan arayışını ve fantezilerini sürdürecektir.   
Akıl, ruh, beden ve bunların her biri yekdiğerini etkilemekte ve etkilenmektedir. Bu yüzden hepsini ayrı ayrı geliştirerek dengeyi sağladıkça, kişi bedeniyle bütünleşir ve gelişir.

Sporun yararları ve psikolojik açılımı:
Toplumumuzda genelde sportif çalışmalara zor ve zaman alan bir uğraşı olarak bakılır.... Çoğu zaman, ya birkaç hafta içinde sonuç almayı beklerler, ya da hiç yapmazlar. Birçok insan, yazar Gonçarov’un bir romanındaki “Oblomow” tiplemesi gibi, miskin miskin yatıp vakit geçirmeyi sportif faaliyetlere tercih ederler. Oysa insanın kendi tembelliğine yenilmesinden daha büyük yenilgi ne olabilir?

Hayatımızı makinelerle robotlaştıran asrımız, insanları bu açıdan tembelliğe iterken, yaşam mücadelesini de dayanılmaz bir gerilim ve strese sürükleyerek, sağlığımızı etkileyen en büyük tehlikeye dönüştürdü.

Sporu ve yararlarını bilmeyenler veya yapanları kıskananlar; “Biraz yürüdük mü bu iş tamam... Bizim komşu teyze, amca vs. şöyle söyledi, öyle yapma böyle yap dedi...” gibi sözlerle, yapanları bilinçsizce yönlendirmeye çalışıyorlar. Gerçek bilenlerden yeterince yararlanılmıyor.
Kimi de hastalığı kendine konduramıyor; “Adam sen de. Neyime gerek kendimi zora sokayım...” vs. gibi sözlerle geçiştiriyorlar. Bilmiyorlar ki aptalca iyimserlik, kötülüğü kolaylaştırıyor. Sonunda spor yapamayacak duruma gelip pişmanlık duyunca, spor yapanları görüp “ah ben de şunlar gibi yapabilseydim” diye hayıflananlar da az değil.

Birçoğu da zayıflayacağım diye, aç açına saatlerce bir aerobikten, diğer bir stepe koşuşturup duruyorlar.
Çoğunlukla akıl almaz ve sağlığa zararlı diyetler insanların aklını çeliyor. Kişi, birkaç gün tuz almasa, vücut metabolizma için tuttuğu suyu atarak 3–4 kilo düşebilir. Buna bir de çok ağır çalışmalar eklenince, yapanlar sağlıksız olarak kilo verdiklerinin farkına varmadan, yağdan kaybettiklerini sanarak, kendilerini perişan ediyorlar.

Yapılan istatistiklerde, genelde insanların %98 i kendilerini beğenme egosuna sahip oldukları halde, bu kişilerin vücutlarından memnun olmadıkları da tespit edilmiş. İnsanlar çılgınca bir model arayışı içinde. Oysa yeryüzündeki milyarlarca insanın ayrı özellikleri var ve insanlar bu özellikleriyle ayrıcalıklı ve güzel. Bu arayışlar içinde insanlar kendilerini sevemiyor ve mutsuz oluyorlar. Sporun ana amaçlarını ve işin sağlık yönünü düşünen ise çok az.

Sportif çalışmaların ruhi iyileştirme yönü de hep göz ardı ediliyor. Egzersize başladıktan bir süre sonra vücut, acılara karşı koyan “Endorfin” ve benzeri mutluluk hormonlarını çıkarıyor. Bu suretle yaratılıştan gelen veya sonradan edinilen; kin, ihtiras, kıskançlık, nefret, korku, bağımlılıklar, olumsuz düşünceler vs. gibi duygu ve düşünceler, yerini mutluluğa bırakarak, kişiye azim, irade, mücadele, yenilenme, şifa vs. gücü kazandırıyor. Etrafa pozitif enerji yayılıyor.

Sonuçta insanların çoğunluğu bilimsel sporu bilmiyor ve vücutlarını tanımıyorlar.

Sporun yararları ve yapılan bilimsel araştırmalardan bazı sonuçlar:
-   Sporla kasların glikoz kullanımı 7–20 kata kadar artabilir.
-   Düzenli ve dozunda hareket vücudun bağışıklığını arttırıyor. Buna karşın, ağır hareketler vücudu enfeksiyonlara karşı zayıflatıyor.
-   Kan değerleri düzelir. Ayrıca spor, kanın akışkanlığını arttırıyor.
-   Sportif yüklenmelerde kalbin pompaladığı kan 5–10 misline çıkabiliyor. Kalp kaslarında yararlı büyüme (Hipertrofi) oluşur. Bu da kalbin ekonomik çalışmasını sağlıyor. Nabız frekansı ve tansiyon düşüyor ama kalbin hacmi artıyor. Böylece kalp daha az yoruluyor ve oksijen ihtiyacı azalıyor. Nabız istirahat haline çabuk dönüyor ve düşük çalışıyor. Spor yapanlarda %85 kalp krizinden sağ kurtulma avantajı oluşuyor.
-   Sporla oksijen kullanımı, vital kapasite ve solunum volümü artar. Bu da daha çok enerji yakımı ve zararlı atık sağlar. Dayanıklılık egzersizleri; akciğerin oksijen alınımı, kirli hava değişimini ve kan dolaşımını iyileştiriyor. Böylece vücuda toplam olarak daha fazla oksijen giriyor.
-   Spor ve kondisyon düzeyi ile ölüm oranı arasındaki bağlantıyı incelemek için yapılmış olan en ayrıntılı araştırma, 1989 yılında Amerikan Tıp Birliği'nin Dergisinde (JAMA) yayımlanmış olan bir çalışmadır. Tamamıyla hareketsiz olan kişiler ile biraz hareketli olan kişiler arasındaki ölüm oranı neredeyse yarı yarıyadır. Kondisyon arttıkça ölüm oranı marjinal düzeylerde azalmaya devam etmiştir.
-   Kemik erimesi - osteoporose, postür bozukluğu ve arthritis eklem iltihaplarını önler.
-   Stres, ruhi ve zihinsel hastalıklar ve iktidarsızlığa iyi gelir, Spor kastaki sinirsel mesajların gidiş hızını arttırıyor. Böylece, hareketlere daha çabuk tepki verir hale gelinebiliyor.
-   Düzenli egzersiz, yaşlanma sürecinde azalan kemik kütlesini aynı oranda arttırıyor.
-   Organ zayıflığını önler,
-   Şişmanlık, şeker, tansiyon ve damar sertliğini önler. Ve sporun yararlarını ortaya çıkaran daha nice bilimsel araştırma ve bulgular…
Yararlı spor yapmak için kısa öneriler
-   Önce doktor muayenesinden geçin.
-   Spor bilimsel yapılmalıdır.
-   Kendinizi tanıyın.
-   Motivasyon kazanın.
-   Hasta, sakat ve tok karnına çalışmayın.
-   Özellikle omurlarınızı koruyun.
-   Su için.
-   Çalışmalarınızı zevk haline getirin.
-   Uzun aralardan sonra hafif başlayın.
-   Spor sırasında üzüntüden uzak durun.
-   Antrenmanlara yeterli ara verin.
-   İsteksiz günlerde mücadeleyi bırakmayın.
-   Planlı hareket edin.
-   Müzik ve takviye edici şeylerden yararlanın.
-   Eksikliklerinizi kabul edin.
Sporun zararları:

Spora başlarken mutlaka çok dikkatli olunmalı ve hekimin öğütleri göz önüne alınmalıdır. Kırk yaşından sonra, sağlıklı olsanız bile, özellikle kardiyak yıkımlardan sakınmak için düzenli olarak hekim kontrolünden geçmek gerekir. Bu kontrolün amacı, genel olarak bir sporu yapmaya ya da belli bir spor için olası yasaklı durumların varlığını saptamayı amaçlar. Bu durum EKG, kardiyak enzimler, röntgen ve hastanın muayenesi ile araştırılır.

Genelde sporun yararları göz önüne alınırken, bazı durumlarda zararlı da olabileceği göz ardı edilir. Bu da bilinçsizce yapılan ve abartılan sportif çalışmalardan kaynaklanır. Bazen ölümlere bile sebep olabilir. Ölümlerin çoğu yetersiz hazırlanma yanlışlıklarından kaynaklanır. Örneğin aşırı çalışmalar, güneş altında uzun süreli egzersizler, aşırı tok veya aç karnına çalışmalar, aşırı diyetler, riskli hareketler, yaşa, spor alışkanlığına ve bedene uygun olmayan çalışmalar vs…

Spor kurallarına uygun yapılmadığı takdirde kaslarda; kramp, uzama, kopma, yırtılma, tendinit, savunma sisteminde çöküş, aşırı yorgunluk, çeşitli hastalıklar ve sonunda ölümlere bile yol açabilir. Ağır sporlar, vücutta antioksidanların birikmesine, bu da erken yaşlanmaya sebep olur.

Diğer taraftan çoğu sporcu başarı uğruna aşırı doping ilaçları kullanıyor. Bu (Erkek-Kadın) onlarda bedensel ve ruhsal birçok zararlara yol açıyor. Hatta bayan sporcuların bir kısmı, aldıkları aşırı erkeklik hormonu yüzünden erkeleşiyor. Sporun bu açılardan birçok zararlarını da göz ardı etmemek gerekir.

Sporun tarihi çok eski medeniyetlere ve antik toplumlara kadar uzanır. Bu nedenle spor, insanların tabiatla mücadele, neslini sürdürebilme gayreti, medeniyet etkileşim ve değişimleri içinde, bilinçli veya bilinçsiz var olmuş ve gelişimini sürdürmüştür.

   Geçmiş yıllarda ve gençliğimizde spor ve beslenme:
   50–60–70’li yıllarda spor ve sporcu beslenmesi tam bir bilimselliğe ulaşmamıştı. Yalan yanlış bilgilerle aşırı yeme doğru beslenme sayılıyordu. Eski pehlivanların “Bir oturuşta, bir kuzu yedi…” şeklindeki hikâyeleri, o zamanki iyi beslenmenin ifadesiydi.
   
   Protein, yağ ve karbonhidratlar dengeli bir bilimsellikle alınamıyordu. Kitap ve internetten yararlanılamıyordu. Bu bilgisizlik içinde, biz de saatlerce antrenman yapıyor ve ne bulursak onları aşırı şekilde yiyorduk. Bunun da yarar yerine zarar getirdiğini çok sonra anladık. Buna rağmen o zamanlar, bugünkü kadar yozlaşmamış toplum düzeninde, sporun birleştirici gücünden ve getirdiği kişisel ve ahlaki değerlerden fazlasıyla yararlandığımızı belirtmeden geçemeyeceğim. 
   
   O sıralar sporcu beslenme katkılarının çoğunun ithalatına da izin verilmiyordu.. Sonra yurt dışından gelen birçok şampiyon sporcunun bunları beraberlerinde getirerek kullandıkları ve yararlandıkları görüldükçe görgü arttı.

   Bugün örneğin bir kız takım sporcuları bile 100 kiloyla “squat-halter sırtta çöküş” yapabiliyorlar. Çantaları ise çeşitli ergogenik sporcu beslenme katkılarıyla dolu.

   Sporcu beslenmesi, beslenme katkılarının da çoğalması ve çeşitli klinik araştırmalarla çok yönlü gelişmiştir.
   
   Şu andaki en büyük zorluk, sağlık için spor ve amatör sporun bilimsellikle yapılmasıyla, profesyonel spordaki başarı amacının içinde bulunduğu ikilemlerdir!
   
   Şüphesiz sporcuların performansını etkileyen temel faktörlerin başında genetik yapı, bilimsel antrenman ve bilimsel beslenme en başta gelen unsurlardır. Bu sebeple beslenme, sporcuların performanslarını etkileyen en önemli unsurlardan biridir.

   Sporcu beslenmesi zamanımızda, üzerinde çok fazla araştırma yapılan ve her geçen gün gittikçe de artan şekilde dikkat çekmeye başlayan bir bilim dalıdır. Spor bilimcilerinin olduğu kadar, sporcuların, antrenörlerin, kondisyonerlerin, sporcu ailelerinin ve spor ile ilgili tüm meslek mensuplarının bilgi sahibi olması gereken bir konudur.

   Ailelerin çoğu, sporcu çocuklarının nasıl besleneceğini bilmemektedir. Ayrıca beslenme katkılarını zararlı doping maddesi olarak görmektedirler.

   İnternetten elde edilen bilgiler bir bütünlük içinde değildir. Kopuk bilgiler halinde olup, bunlardan bazıları çok bilimsel, bazıları da bilimden çok uzak olduğundan sporcunun kafası karışmaktadır.

   Piyasada önerilen beslenme listelerinin çoğu ya yetersiz, ya yanlış ya da çok eski ve gereksizdir. Ayrıca listelere bağlı kalmak uygulayanları strese sokmaktadır. Bunlar tekdüze listelerdir. Oysa gerek normal beslenme, gerekse sporcu beslenmesi, yaşa, boya, kiloya, cinse, yapılan spor dalına, antrenman süresine vs göre değişmektedir. Buna ilave olarak besinler hakkında da yeterli bilgiye sahip olmak gerekir.

   Diğer taraftan doping veya benzeri uyarıcı kullananların vücutları ve yarışma performansları, sporcuları özendirmektedir. Sporcu ya bunları kullanmaya istek duymakta, ya da beslenme vs gibi konularda sihirli değnek aramaya yönelmektedir. Çoğu da aradaki performans ve güç farklılıklarından dolayı moralleri bozulmakta ve sporu bırakmaktadır.

   Esasında sihirli değnek yoktur. Her şey bilimsellik içinde, sporcunun kendini iyi tanıması, bilimsel beslenip çalışmasında gizlidir.

   Sağlıklı egzersizler dileği Sevgi ve Saygılarımla…
 
HERKÜL


Ağustos 19, 2011, 03:35:26 ös
Yanıtla #1
  • Skoç Riti Masonu
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 241
  • Cinsiyet: Bay

Güzel bir yazı teşekkürler sayın HERKÜL.


Ağustos 19, 2011, 04:04:12 ös
Yanıtla #2
  • Ziyaretçi

İlginize ve beğeni ifadenize ben teşekkür ederim Sayın Thoth.
Saygılarımla,
HERKÜL


Ağustos 19, 2011, 05:59:10 ös
Yanıtla #3
  • Ziyaretçi

Çok değerli bir paylaşım.

Profesyonel ve bilinçli olarak sporla ilgilenenler bile genelde sakatlanırlar. Bilinçsiz spor yapanların düşebilecekleri durumu göz önüne almak lazım. Aşırıya kaçmadan düzenli yürüyüş, streching, yüzme en güzeli.

Diyet dersi görmüştüm hocamızın anlattıklarına göre Sporun kilo vermedeki etkisi sadece %8, açlığın etkisi %10 dur. Metabolizmanın etkisi ise %70. Diyet ve spora saldırmadan önce mutlaka uzman doktorlara gitmek ciddi bir checkup yaptırmak lazım. Örneğin koşmak diz kapağınıza iyi gelmeyebilir. Bunları göz önüne almak lazımdır. Yine dersten anımsadığım artist diyeti denilen sıfır bedene ulaşmak için aç kalma şeklideki diyet türlerinin %10'unun ölümle neticelendiği ispatlanmıştır.

Malesef her konuda bilinç ülkemize çok geç geliyor.


Ağustos 19, 2011, 10:52:22 ös
Yanıtla #4
  • Ziyaretçi

İlginize, beğeninize ve katkılarınıza teşekkürler Sayın Masör.
Zaman zaman bu formda ben de spor ve beslenme konusunda bilimsel verileri sunmaya çalışacağım.

Saygılarımla,
HERKÜL


Ağustos 20, 2011, 02:17:11 öö
Yanıtla #5
  • Mason
  • Orta Dereceli Uye
  • *
  • İleti: 243

Sayin HERKUL de, Sayin DEDE ve Sayin ADAM gibi "ismi buyuk harflerden olusmus kaliteli yazarlar" kumesinin bir elemani sanirsam...

Cok spor yapamayan biri olarak Sayin HERKUL'un yazisini okuduktan sonra, oncesine gore daha da endiseli bir hal aldim.

Bu alanda bilgili yazarlara cok ihtiyacimiz var. Yazsinlar ki, biz de sagligin gunluk hayattaki onceligini tam olarak kavrayabilelim.

Benim Sayin HERKUL'e bir sorum olacak. Bircok arkadasim uzun sure hap seklinde protein takviyesi aldilar. Gunluk hayatta bu tur takviyeler, kimlere oneriliyor, kimlerin bunlari kullanmasi dogrudur? Beni ve ilgilenecek diger uyeleri bu konuda bilgilendirirse cok memnun olurum.

Sevgi ve Saygilarimla,
Eureka
The mason square doth clear the air of folly and deception
The rule is straight, the angle clear, for greatness has direction


Ağustos 20, 2011, 10:59:43 öö
Yanıtla #6
  • Ziyaretçi

Sayın Eureka,

Hakkımdaki övücü ifadenize ve sunuma beğeninize teşekkürlerimi sunarım. Bundan aldığım cesaretle bu gün forma yeni bir sunu daha girdim. Sorularınıza bu sunuların devamında, bu formda özet de olsa yeni açıklamalar getirmeye çalışacağım.

Protein hapları alınması açısından sorunuza gelince;

Bunlar sporcular için hazırlanmış beslenme katkıları olup, yetersiz beslenmelerde veya profesyonel bazda spor yapıp sadece yiyecek yoluyla gerekli besinleri alamayanlar için hazırlanmış konsantre katkılardır. Spor yapmayan ve günlük beslenmede normal proteinini alanlar açısından kullanmaya gerek yoktur. Zira spor yapmayanlarda alınacak fazla protein ürik asit olarak böbreklerden atılacak ve kandaki üre miktarını yükseltebilecektir. Sadece yeterli protein alamayanlar bu süreler içinde takviye olarak hafif dozlarda kullanabilirler.

Spor yapmayanlar için kilo başına bir gram protein yeterlidir. Bu alınan besinin miktarı değil, hazımda vücuda sağladığı protein miktarıdır. Yeterli et, tavuk, balık ve daha önemlisi, fasulye, mercümek, nohut vs gibi bitkisel besinlerden de bu protein temin edilebilir.

Çocuklar açısından et türü proteinler daha fazla amino asit içerdiği için bunların yeterli dercede yedirilmesi önemlidir.

Sevgi ve Saygılarımla,
HERKÜL


Mart 06, 2013, 11:14:40 öö
Yanıtla #7
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 341
  • Cinsiyet: Bayan

Sayın Herkül, insan sağlığının önemini vurgulayan bir sayfanın açılmasını düşünürken sizin yazılarınızı geçte olsa farkettim ve  bunu üstlenmenizi taktir ettim.
Varlığımızı korumanın  sağlığımız için temel yapılanmalar üzerine maalesef yeterince eğilmiyoruz.
Bu yapılanmaların en önemli bölümü olan spor un yemek ve içmek kadar ihtiyaç olduğunu en az farkeden toplumuz. Farkedenlerimizin içinde ise Spor yaparken neleri kazanıp neleri kaybettiğimizin bilincinde olmayan ve oldurulmayanlarda hariç...

Yıllardır spor yaptım ve orta yaş süresin de 2 yıllık aktif bir dağcılık sürecim oldu. Ama ele avuca gelmeyen potansiyelimi bilincsiz bir şekilde harcadığımı geç farkettim.
Bunu ciddi olarak farketmemin sebebi on gün öncesi hafif bir rahatsızlıktan hastaneye yatmış olmamdı.;tabii tedavi önemsenmez ise çok ciddi sorunlar doğurabilir.

Bunu burada belirtmemin sebebi aslında şu; spor yapıp en iyi şekilde beslendiğimizi sanırken bile ileride önemli bişeyleri kaybediyor olmamızı farkedemiyoruz maalesef. Spor yaparken ihmal etmememiz gerekenlerin içinde en önemli olan, öncelikle vücudumuzun vitamin oranlarını kontrol etmek;bunu sadece spor yapanlar için değil tüm insan yaşamının buna bağlı olduğunu  düşünmeliyiz.
Sevgi ile kalın


Temmuz 07, 2014, 04:20:08 ös
Yanıtla #8
  • Ziyaretçi

Sayın hypatia,
Yazınızı yeni gördüm. Bu sebeple yanıtlamam çok geciktiği için özür dilerim.
Yazım ve hakkımdaki olumlu ifadenize teşekkürlerimi sunarım.
Umarım sağlığınız iyidir ve her şey gönlünüze göredir.
Bu vesileyle en iyi dileklerimi gönderirim.
Sevgi ve Saygılarımla,
HERKÜL


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
2536 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 06, 2008, 05:07:48 ös
Gönderen: newyork
0 Yanıt
2113 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 18, 2011, 04:07:38 ös
Gönderen: sundance
İnsan-Sağlık-Spor

Başlatan Özer Baysaling Saglik

0 Yanıt
3091 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 20, 2011, 10:41:31 öö
Gönderen: Özer Baysaling
İnsan-Sağlık-Spor

Başlatan Özer Baysaling Saglik

0 Yanıt
3262 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 21, 2011, 10:33:09 ös
Gönderen: Özer Baysaling