Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Da Vinci Şifresi  (Okunma sayısı 22892 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ekim 25, 2006, 02:54:56 ös
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir



'Sion tarikatı, Bizans'ta da mevcuttur!'

Şifrenin sırrı İstanbul'da mı? Kutsal Kase Bizans döneminde İstanbul'a getirildi mi? Da Vinci Şifresi bize ne kadar yakın? Antalya'nın batısındaki Sion Manastırı'nın hazinesi yurtdışına kaçırıldı mı? Bütün bu soruları sanat tarihi profesörü Semavi Eyice yanıtladı...

'Sion tarikatı, Bizans'ta da mevcuttur!' Da Vinci Şifresi, şimdi de sinemalarda. Peki, Dan Brown'un fenomen haline gelen kitabından sinemaya uyarlanan şifrelerin 'bizim topraklara' dek uzandığını biliyor musunuz? İsa evlenmiş ve çoluk çocuğa mı karışmıştır?...

Dan Brown'un, şimdi de sinemalarda fırtına koparan eseri Da Vinci Şifresi bir cinayetle başlar. Cinayetin çözüm sürecinde ise İsa'nın evlenmiş ve soyunun yürümüş olduğu düşüncesi savunularak Hıristiyan dünyasını karıştıran tez ortaya atılır. Kitabın sürprizlerinden biri de, Leonardo da Vinci'nin, S. Maria delle Grazie Manastırı için yaptığı Son Akşam Yemeği adlı freskte, İsa'nın yanında oturan kişinin Havari Yuhanna değil; Magdalalı Meryem (Maria Magdalena) olabileceği ve Magdalalı Meryem'in İsa'nın eşi olduğu iddiasıdır.

İddiaya göre, Bizans İmparatoru 1. Constantinus, İznik Konsili sırasında, pagan toplumları Hıristiyanlık'a çekebilmek için İsa'yı tanrılaştıran anlayışın desteklenmesini ve 'bazı gerçeklerin' perdelenmesini sağlamıştır. İşte bu gerçeği ortaya koyacak belgeler, Sion tarikatı tarafından korunmaktadır. Ayrıca, Hıristiyanlık tarihinin en önemli simgelerinden biri olan 'Kutsal Kase', aslında bir dişiyi, Magdalalı Meryem'i simgelemektedir. Kitabın Hıristiyan dünyasını karıştıran en tartışmalı özelliği ise, hikayenin kurgusu içinde cinayetlerin, Papa 2. Jean Paul döneminde gücünü arttırdığı bilinen 'Opus Dei' tarikatının üyelerine işletilmesidir!.. Peki ama Da Vinci Şifresi, bize ne kadar uzak, ne kadar yakındır? Kitapta adı geçen ve tarihte 'İstanbul'un kurucusu' olarak bilinen 1. Constantinus kimdir? 'Kutsal Kase', kitapta her ne kadar bir dişiyi temsil ediyorsa da, bir şehir efsanesi olarak dillendirildiği üzere, 1. Constantinus döneminde diğer kutsal eşyalarla beraber İstanbul'a getirilmiş midir? Peki ya Bizans'ta Sion tarikatı etkili midir? İşte biz, Dan Brown'un 'kurgu' eserinden yola çıkarak bu ve takip eden soruları Bizans tarihçisi Prof. Dr. Semavi Eyice'ye yönelttik; Eyice ise bize tarihi 'gerçekleri' anlattı.

- Dan Brown'un Da Vinci Şifresi adlı eserinde adı geçen imparator 1.Constantinus kimdir?
- 'Büyük Constantinus' olarak da bilinen 1. Constantinus, Roma ordusunun Balkanlı bir kumandanıdır. Roma, bu dönemde, imparator biraz zayıflamaya görsün, isyanın patladığı ve ordunun, başındaki kumandanı imparator ilan ettiği bir yapıya bürünmüştür.
- Constantinus da, imparatorluk tacına oynayan komutanlardan mıdır?
- 1. Constantinus da böyle bir dönemde ortaya çıkıyor ve diğer iki kumandanla rekabet ediyor. Bu kumandanlardan biri süreç içinde bertaraf ediliyor ve Constantinus ile Licinius mücadelede baş başa kalıyor. Fakat bu dönem, müthiş baskı görmelerine ve acımasız işkencelerle öldürülmelerine rağmen, Hıristiyanlığın Roma içinde, gizlice yayılmakta olduğu bir dönem... Doğal olarak Hıristiyanlık, ordu içinde de yayılıyor!.. İşte, karşı tarafın ordusu içinde Hıristiyanların bulunduğunun farkında olan Constantinus, Hıristiyanlık'a göz yumar gibi görünerek, diğer tarafın askerini kendi cephesine çekiyor. Nitekim sonuçta Licinius Doğu'ya, İstanbul'a kadar çekiliyor, tutunamıyor; Asya yakasına geçiyor ve son savaş, Üsküdar'ın arkasındaki düzlüklerde yapılıyor. Licinius, orada kesin olarak yeniliyor ve öldürülüyor. Constantinus, tek başına imparator oluyor. Fakat "Constantinus gerçekten inanmış samimi bir Hıristiyan mıdır?" diye sorarsanız, bunun objektif tarihçiler tarafından incelenmesi gerektiğini söylerim!
- Ve Constantinus'un imparatorluğuyla Dan Brown'un kitabındaki 'pagan dişi tanrılardan, erkek tek tanrıya yöneliş' dönemi başlıyor... Constantinus, imparator olarak nelere imza atıyor?
- Önce Constantinus'un Hıristiyanlar nazarında 'Azizlerin azizi' olarak ilan edildiğini söylemek lazım. Constantinus ve annesi Helena her yerde aziz ve azize olarak geçerler. Ne de olsa Constantinus, Hıristiyanlığı, artık takip edilmeyen serbest bir din haline getiriyor. Hatta İstanbul'da adına bir kilise yapılıyor: Aziz Constantinus Kilisesi.


ÇEMBERLİTAŞ'IN KAİDESİ
- Nerededir bu kilise?
- Edirnekapı'da küçük bir kilisedir. Constantinus, 330 yılında da İstanbul'un açılış merasimini yapmış, İstanbul'u yeniden kurmuştur. O zamanki şehrin ortasına bir forum, meydan yaptırmış ve bunun ortasına da bir anıt diktirmiştir. Bugün, Çemberlitaş denilen anıt... Bunun üzerine de güneşi selamlayan Apollon olarak kendini tasvir ettirmiştir.
- İşte bu noktada, yine Da Vinci Şifresi'ne dönmek istiyorum. Kitapta, Hıristiyanlık tarihinin en önemli sembollerinden biri olan 'Kutsal Kase'nin Magdalalı Meryem olduğu iddiası da yer alıyor. Bu iddia, Hıristiyan dünyasında fırtınalar kopardı! İstanbul'un tarihine dönersek ise, 'Kutsal Kase'nin Çemberlitaş'ın kaidesinde olabileceği söylentisi, yıllardır bir şehir efsanesi olarak dillendiriliyor.
- Efsaneye göre, Çemberlitaş'ta dikilen anıtın altına bir odacık inşa ediliyor. O odacığa da, Hıristiyanlık'ın birtakım kutsal eşyaları, Constantinus'un annesi Helena tarafından Kudüs'ten getirilerek konuluyor. Ancak Osmanlı döneminde Çemberlitaş'ı ayakta tutabilmek için alt kısmına taştan bir kılıf giydirilmiş ve odanın girişi kalmamıştır. Ne var ki buna rağmen, bazı maceraperestler çevredeki dükkanları kiralayarak, yer altından tüneller açmak suretiyle içeri girmeyi denemişlerdir. Bu denemelerin biri de 1928-29 yıllarında, Vett adında bir Danimarkalı ve Ernst Mamboury adındaki bir İsviçreli tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu kişiler civardan bir dükkan kiralamış, tünel açarak Çemberlitaş'ın altına girmeye çalışmış fakat başarılı olamamışlardır. Ne var ki Mamboury orada bir şey keşfettiğini söylüyor: "Toprak yumuşaktı ve toprak altında çürümüş bir elektrik kablosu vardı" diyor.
- Dolayısıyla, daha önce de aynı senaryo tekrarlanmış!..
- Evet... Bakın zamanında, orada gerçekten kutsal eşyalar varsa bile, bugün bulunabilmesine imkan ve ihtimal yoktur. İstanbul 1204 yılında Haçlılar tarafından işgal edilmiştir. İşte bu işgal sırasında, başta kilise eşyası olmak üzere, kutsal eşyalar toplanmış ve bu şövalyeler tarafından kendi memleketlerindeki kiliselere götürmüştür.



- Sonuç olarak?
- Diyelim ki, Kutsal Eşya, Çemberlitaş'ın kaidesindeydi... O dönemde, Çemberlitaş'taki anıtın dışındaki kılıf da olmadığına göre, muhtemelen bu kaidedeki oda da şövalyeler tarafından yağmalanmıştır!..
- Constantinus'un tüm bu icraatlarıyla, imparatorluk sınırlarında pagan tanrıları silerek tek tanrılı Hıristiyanlığı getirdiğini söylemek yanlış olmaz, değil mi?
- Tabii paganizmanın kırıntıları, imparatorluğun içinde yaşamaya devam etmiştir. Bakın, Hz. İsa'nın fiziksel özelliklerine ilişkin bir bilgi yoktur. Halbuki Hz. İsa, genç, yakışıklı bir delikanlı olarak tasvir edilmiştir. Örneğin "İyi Çoban" tasviri de bu doğrultudadır. Halbuki doğrudan doğruya Apollon'u İsa'laştırmışlardır! Nitekim Meryem de, zaman zaman Diana ile, Artemis ile kaynaşmıştır. Ayrıca şunu da eklemek istiyorum ki, Constantinus'un vaftiz olduğu bile şüphelidir!..
- Yazar, kitapta Constantinus'un gerçekten inanmış bir Hıristiyan olup olmadığına dair kuşkularını açıkça ifade ediyor. Siz de röportajımızda sık sık tüm bunların politik adımlar olabileceğine dair şüphenizi ifade ediyorsunuz. Ne var ki Constantinus döneminde kilise yapımına izin verildiği de bir gerçek. Nitekim Ayasofya'nın ya da bir başka deyişiyle Hagia Sophia'nın, ki Dan Brown'un kitabının kadın karakterinin adı da Sophie'dir, fikren mimarı da Constantinus, değil mi?
- Fikren mimarı olabilir, ancak Ayasofya oğlu zamanında bitirilmiştir. Zaten inşa edilen Ayasofya da bugünkü Ayasofya değildir. Ahşap çatılı, uzunca bir yapıdır. Yangında yok olmuştur. Yeniden inşa edilmiş, fakat ikinci kez yanmıştır. 6. yüzyılda, İmparator Jüstinyanus, bugünkü Ayasofya'yı yaptırmıştır.
- Peki ya Ayasofya adını irdelersek?..
- Doğrudan doğruya, kutsal hikmete ithaf edilmiş bir kilisedir. Tanrı'nın, "Ol" sözüyle oluşan İsa'yı ifade eder. Tanrı, "Ol" demiş, Hz. Meryem'in kulağından girmiş ve onun üzerine İsa dünyaya gelmiştir. Hıristiyanlar buna inanır. İşte bu kutsal sözün eser olarak simgelenmesidir Ayasofya.

İrem BARUTÇU
[SABAH]
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


Ekim 27, 2006, 04:55:52 ös
Yanıtla #1
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1091
  • Cinsiyet: Bay

Filmi seyrettim ve masonların sembolleriyle çok karşılaştım bu olayda masonların rolünü anlayamadım. Aslında bir rol veriyorum masonlara ama çok saçma gelir size. Sizce ????
''Kızıl elmada buluşalım''


Ekim 27, 2006, 05:22:15 ös
Yanıtla #2
  • Administrator
  • Uzman Uye
  • *
  • İleti: 9553
  • Cinsiyet: Bay
    • Masonluk, Masonlardan Öğrenilmelidir

Ne yazikki; Filmi daha izleme firsatim olmadi, yanliz duydugum kadariyla "Daughters of the Nile" grubunun buyuk rolu varmis ayrica "Knight Templar (tapinak sovalyeleri)" grubundanda bolca soz ediyormus.  Tapinak Sovalyeleri "York Riti" nin en ust seviyesindeki Mason lara denir. yani Her Tapinak Sovalyesi ayrica birer Masondur. Daughters Of The Nile grubunun uyelerini tamamen bayanlardan olusur. her bir Daughters of the nile grubu uyesi bir Mason`un birinci dereceden tanidigidir (kizi, kardesi, annesi, esi gibi). Her Bir uye sadece davetle alinir. disardan taninmayan kisi alinmaz. Daughters of the Nile; Mason larin en onemli kollarindan birisidir denebilir. Bazi kaynaklarda Isa`nin Mason oldugu bile yaziyor. Ispatsiz, kanitsiz spekulasyonlari film haline getirip bunlari gercek mis gibi gosterebiliyorlar. yani filmdeki bircok seyin birer efsane ve hayal urunu oldugunu unutmamak gerekir. ama o filmdeki bircok seyn Masonlar ve Masonluk ile ilgili oldugu kesin.
- Sahsima ozel mesaj atmadan once Yonetim Hiyerarsisini izleyerek ilgili yoneticiler ile gorusunuz.
- Masonluk hakkinda ozel mesaj ile bilgi, yardim ve destek sunulmamaktadir.
- Sorunuz ve mesajiniz hangi konuda ise o konudan sorumlu gorevli yada yonetici ile gorusunuz. Sahsim, butun cabalarinizdan sonra gorusmeniz gereken en son kisi olmalidir.
- Sadece hicbir yoneticinin cozemedigi yada forumda asla yazamayacaginiz cok ozel ve onemli konularda sahsima basvurmalisiniz.
- Masonluk ve Masonlar hakkinda bilgi almak ve en onemlisi kisisel yardim konularinda tarafima dogrudan ozel mesaj gonderenler cezalandirilacaktir. Bu konular hakkinda gerekli aciklama forum kurallari ve uyelik sozlesmesinde yeterince acik belirtilmsitir.


Mayıs 24, 2007, 08:26:51 öö
Yanıtla #3

Çok enteresan bir film aynı zamanda bahsı geçen roman da!Fakat burada dikkatimi çeken bir nokta bulunmaktadır, olaylar zinciri ve bir yerde düğümlenmiş bir biçimde duruyor, benim anlamadığım bu düğüm olayı çözümlenmiş mi çözümlenmemiş mi?
Burada çok dikkatli bir şekilde olayları irdelemek lazım çünkü ufak bir yanlış adımda birçok spekülatif bilgileri de beraberinde getirecektir_
Bence bu konuda bu olayları en ince detayına kadar düşünüp irdeleyip, düğüm noktasını çözebiliriz_
İzniniz var mı Sayın Mason?
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Mayıs 24, 2007, 09:07:43 öö
Yanıtla #4

Ben gene de başlayayım, öncelikle burada çok tartışılaan çok önemli bir konu bulunmaktadır, o da Nasıralı İsa Mesih'in Tanrı'nın Oğlu mudur değil midir? ve bazı çıkarcı kesimlerin menfaatleri gereği İsa Mesih'i Tanrılaştırma politikası adı altında birçok amaçları gerçekleştimek amacıyla oluşturulan spekülatik bir eylem olmakla beraber asıl amacından uzaklaştırılarak bu konuyla bağlantılı olarak gerek söylenti gerekse iddia kapsamında değerlendirilmiştir_
Burada çeşitli olayların birbiriyle bağlantılı olduğunu görüyorum, ipuçları bazında çok yavaş bir şekilde hareket edilmek suretiyle bize verilen ipuçlarını birleştirerek sonuca bu şekilde varabiliriz, bunun bir başka yolu asla olmayacaktır_ ki zaten şimdiye dek her kafadan bir ses çıktığı için hiçkimse bu düğümü çözemedi, çözmek isteyenler ise bir yerde yanılıp kaldı ve sonuç itibariyle de sonuca varılmadı, burada şuraya dikkatinizi çevirmek istiyorum, bizden istenilen bu çok önemli hususta bu olaylara yaklaşırken tamamiyle çok temkinli bir şekilde yaklaşmak ve deyim yerindeyse Güneş'e yaklaşırken nasıl ki yanmaktan korkuyorsak ve doğal olarak yanıp kavrulmak kaçınızlmazsa bu olaya yaklaşırken aynı yöntemle ve çok büyük bir titizlikle, hassasiyetlikle en önemlisi de hem kendimizi hem de ortaya çıkacak bu çok büyük sırrı korumak adına bir mayın tarlasındaymışız gibi hareket etmeliyiz_
Çünkü bu olayların oluştumuş olduğu düğümü çözmeyi başarırsak ortaya çıkacak olan bu çok büyük Sır, hepimizi, bütün insanlığı ve hatta dünyayı, evreni ilgilendiren ve hepimizi biranda şaşkına çevirecek olan bir Sır açığa çıkarılacaktır_
Bütün bu söylediklerimde çok ciddiyim, bir bomba uzmanı gibi yaklaşarak bu düğümü çözmek zorundayız aksi taktirde ya Büyük Sır sonsuza dek açığa çıkmayıp insanlık tarafından bilinmeyecek ya da bu Büyük Sırrı açığa çıkaracak kişinin ortaya çıkıp düğüm olayını çözümleyecektir_
Onu bulursanız lütfen bana da haber verin, çünkü çok tehlikeli bir yaklaşım olacaktır, bu arada şunu da belirtmek istiyorum Saygıdeğer Arkadaşlar, bu gönüllü her kimse buna yaklaşırken kendisi de çok büyük bir tehlikenin içersine girecektir_
Haberiniz olsun, şimdi aranızdan bir gönüllünün bu olaya başlaması gerekmektedir_
Unutmayın, söylediklerim gayet çok ciddi ve doğruluk payı çok yüksektir_
SAYGILARIMLA_ 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Mayıs 24, 2007, 09:30:01 öö
Yanıtla #5

Tamam kabul ediyorum, aranızdan bazıları söylediklerimi ciddiye almayabilirler, ya da bir şekilde aklımı kaybettiğimi de sanabilirler, ben her düşünceye açığım, fakat hakikat ortada oldukça hiç kimse bu hakikati görmezlikten gelemez öyle değil mi?
Ortada çözümlenmesi gereken bir düğüm var, bu düğüm ben dahil hepimizi çok yakından ilgilendirmektedir, lütfen bu konu hakkında duyarsız kalmayınız_
Bu konuda Saygıdeğer Site Yöneticilerinden yardım istiyorum, eğer bu düğüm çzöümlenecekse gönüllü bir kişi çıkıp çözümlesin, ama dikkatli olmak şartyla iyi düşünün_
Bu arada eğer topu bana atmayı düşünüyorsanız size baştan söyleyeyim ben kendimi tek başına bu büyük riske atamam, bununla beraber bana yardım edecek gönüllü olursa ben varım_Söylediğim gibi bu olayı tek başıma çözümlemem imkansız_
SAYGILARIMLA_   
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Mayıs 24, 2007, 09:51:43 öö
Yanıtla #6

Başlayalım mı Sayın Fraternis?
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Mayıs 24, 2007, 10:27:43 öö
Yanıtla #7

Tamam derseniz başlarız Sayın Fraternis!
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Mayıs 24, 2007, 10:33:34 öö
Yanıtla #8

Sayın Sevil, açıklama yapmak istediğiniz konu yada çözmek istediğiniz sorular bu başlıkla mı ilgili? eğer değilse yeni bir başlık açıp konuyu orda paylaşmanızı öneririm. Açıklama yapacağınız konular Masonluk ile alakalı olmadığı sürece bir sorun olacağını sanmıyorum.
Benim Masonluk hakkında açıklama yapacak bilgim ve yetkim yoktur!

Saygılarımla.


Mayıs 24, 2007, 10:38:22 öö
Yanıtla #9

Bu konuda devam etmeyi öneriyorum, ayrıca Masonlukla alakalı olarak herhangi bir bilgi vermenizi istemiyorum, benim istediğim sadece bana bu konuda yardımcı olabilecek kişiyle beraber ortak olarak hareket etmektir_
KABUL MU? 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
6570 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2006, 08:51:04 ös
Gönderen: MASON
0 Yanıt
6478 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2006, 09:14:14 ös
Gönderen: MASON
0 Yanıt
7574 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 31, 2006, 09:17:14 ös
Gönderen: MASON
3 Yanıt
8479 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 26, 2007, 02:42:55 öö
Gönderen: Ittihatci
6 Yanıt
5145 Gösterim
Son Gönderilen: Mayıs 24, 2007, 01:44:54 ös
Gönderen: Universal
6 Yanıt
5495 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 16, 2012, 03:09:57 ös
Gönderen: NOSAM33
1 Yanıt
3079 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 11, 2011, 05:38:11 öö
Gönderen: moonlight
0 Yanıt
11167 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 16, 2011, 11:45:00 ös
Gönderen: AQUA
1 Yanıt
5105 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 09, 2013, 02:34:41 ös
Gönderen: GOASISG
0 Yanıt
3260 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 01, 2013, 04:47:52 ös
Gönderen: Ares