Bu konu üzerinde önceki yazımı «Masonluğun Etiketi’nin kapsamı nedir? Bu nelerden oluşur?» diye bir soruyla bitirmiştim. İşte bu yazıda o sorunun yanıtını arayacağım.
Masonluğun Etiketi’nin kapsamında şunlar bulunur:
Masonluğun yasaları ve tüzükleri;
Loca ve obediyansların kuruluş ve oluşma yöntemleriyle bunların örgütlenme ve çalışma şekli;
Gerek örgütsel düzeyde (yani bir loca ve bir obediyans için) gerekse bireysel düzeyde (yani bir mason için) masonik düzenin sağlanması ve korunması bakımından uyulmasına özen gösterilmesi gereken kurallar;
Çalışmaların yapıldığı yerin (masonlar “mabet” diyor) dekorasyonu ve bu dekorasyonu bütünleyen simgesel öğeler;
Kimlerin Masonluğa alınabileceği; hangi masonların derecelerinin yükseltilebileceği; bu işlemlerin nasıl yapılması gerektiği;
Locaların ve obediyansların (büyük locaların) görevlileri ve protokolü;
Görevlilerin, üyelerin ve konukların mabette (bana sorarsanız “tapınak” sözcüğü daha iyi ama masonlar böyle benimsediğine göre ben de artık bu terimi böylece kullanacağım) yapılan çalışma sırasındaki yerleri ile giyim ve kuşam tarzları; sorumluluk ve yükümlülükleri; üstlenmiş oldukları görevleri nasıl yerine getirecekleri ve yetkilerini nasıl kullanacakları;
Her bir derece oturumu ve özel oturumlar için ayrı ayrı olmak üzere, çalışmanın açılması, yürütülmesi ve kapanması ile masonik derecelerin verilmesi yöntemi (ritüeller); dolayısıyla herhangi bir oturumda, özellikle törenlerde, hangi görevlilerin ve diğer masonların ne zaman ne yapması ve bunları nasıl yapması gerektiği;
Bir loca ile bu locanın bağlı olarak çalıştığı mason kuruluşu arasındaki, bir mason ile de üyesi olduğu loca ve obediyans arasındaki ilişkilerin nasıl düzenlenmesi ve yürütülmesi gerektiği;
Bir masonun, hem loca toplantılarındaki hem de genel olarak toplum içindeki tutum ve davranışlarının nasıl olması gerektiği.
Benim aklıma gelenler bunlar. Belki başkaları da vardır.
Bu sıraladıklarımdan birçoğu, örneğin “Masonluğun Yasaları”, çeşitli kaynaklarda kolayca bulunabilecek şeylerdir. Ancak konuya “etiket” başlığı altında değinildiğinde, yasalarda açıkça belirtilmeyen, birçok soruna pratikte çözüm ya da yöntem getirmeyen, çağdaş bir akıl yürütme ile yorumlanması ya da önceden alışılagelmiş ve kuşaktan kuşağa aktarılmış olan birtakım kural ve yöntemlerin çağdaş koşullara uyarlanması gereken bazı ayrıntılarının üzerinde durulmasından kaçınılamaz.
Masonluğun yasalarından söz edince, bunun ardından her bir mason kuruluşu için ayrı ayrı olmak üzere tüzükler gelir. Masonluktaki etiketin içerdiği birçok kural ve yöntem tüzüklerde belirtilmiştir. Tüzüklerin içermedikleri ritüellerde ve varsa yazılı çalışma yöntemlerinde (yönergelerinde) yer alır. Bunlar bir mason örgütünden diğerine farklı olabildiği içindir ki, sonuçta Masonluğun Etiketi de bir mason kuruluşundan diğerine yer yer farklılıklar gösterir.
Tüzükler ve çalışma yöntemleri ya da yönergeleri üzerinde yapılacak incelemelerle kolaylıkla öğrenilebilecek birçok konu da Masonluğun Etiketi bakımından ele alındığında, yer yer bazı açıklamaların yapılmasını gerektirebilir. Çünkü gerek tüzüklerin gerekse çalışma yöntemlerinin uygulamadaki ayrıntılarını gelenekler belirler. Nitekim bunlear da bir mason kuruluşundan diğerine farklılık göstermektedir.
Gelenekler ise genellikle yazılmaz; okunarak değil, yaşanarak ve deneyim edinerek öğrenilir. Bu ise, Masonluktaki etiketin oluşum ve uygulamasında önemli bir sorunu ortaya koyar: “görenekler”... Gelenek ile görenek arasındaki ayrımı iyi yapmak gerekir.
Görenek, bir kimsenin, bir şeyi, kendinden öncekilerden görmüş olduğu gibi yapma alışkanlığıdır. Masonlukta yapılan çalışmalarda birçok şey de yazılı olmayıp görülerek öğrenildiğinden, görenekler de Masonluktaki etiketin hem oluşumunda hem de korunmasında etkili olur. Fakat herhangi bir yanlışlık da görenekselleştirilerek sürdürülebilir. Bu ise etiketin zedelenmesine neden olur. Dolayısıyla, herhangi bir mason locası ya da kuruluşunun benimsemiş olduğu etiketin kapsamında görenekler de bulunuyorsa, -ki bulunur- bunların doğruluğu, uyumluluğu ve çağın koşulları altındaki geçerliliği araştırılmalıdır.
Mason kuruluşlarının her birinin tüzükleri ve çalışma yöntemleri ile ritüelleri, ilk bakışta birbirlerine pek benzer. Dikkatle incelendiklerinde, birbirleriyle tıpatıp aynı olmadıkları görülür. Karşılaştırıldıklarında, aralarında önemli farklar, yer yer çelişkiler hatta zıtlıklar bulunduğu bile görülebilir.
“Masonluğun Etiketi” konusunda yazılmış kitaplar vardır. Ancak bunların hepsi görelidir; yazarının kendi bulunduğu masonik ortamı öncelikli tutarak kaleme almış oyduğu bireysel yorum değerlendirmelerdir. Birisi bu bağlamda evrensel nitelikli bir çalışma yapmaya kalkışacak olsa, bununla başa çıkması hemen hemen olanaksızdır. Çünkü en azından ne kadar büyük loca. Ne kadar tüzük, ne kadar ritüel ve çalışma yöntemi varsa, hepsinin göz önünde tutulması ve değerlendirilmesi gerekir. Günümüze kadar Dünya Masonluğu’nda hiç kimsenin böyle geniş bir çalışma yapmayı göze almış olduğunu sanmıyorum. Olmaması belki de bu yüzdendir.
Türk Masonluğu’nda, gerek Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası’nın, gerek Özgür Masonlar Büyük Locası’nın gerekse Kadın Mason Büyük Locası’nın benimsemiş ve uygulamakta oldukları etiket, aralarında ancak ayrıntıda birtakım farklar bulunmasına karşın, dünyadaki başka obediyanslarca uygulanmakta olan etiketlerden apayrı ya da bambaşka değildir. Masonluğun Etiketinin kapsamının büyük çoğunluğu her şeye karşın evrenseldir. Yalnızca masonca tutum ve anlayış ile tüzüklerdeki ve çalışma yöntemleri ile ritüellerdeki birtakım farklar, ayrıca her ülkenin kendine özgü çevresel ve töresel etkileri, etiketin de yer yer farklı olmasına yol açmaktadır.
Türk Masonluğu’nun, obediyanslar arasındaki farklılıklardan etkilenmeyen, kendine özgü, ulusal bir kimliği vardır. Bu kimliğin bir yan ürünü de Türk Masonluğu’nun etiketidir.
Üyesi olmadığı bir obediyansa bağlı bir locanın toplantısına konuk olarak katılan bir mason, daha önce hiç görmemiş olduğu değişik uygulamalarla karşılaşabilir. Bunların bazısı, kendi locasında öteden beri görüp alıştıklarından çok farklı olabilir. Bu durumda, ya üyesi olduğu obediyanstaki uygulamaların yanlış olduğunu ya da toplantısına katıldığı diğer obediyansta birtakım yanlışların ve yanılgıların bulunduğunu sanabilir. Oysa her ikisi de yanlış olabilir; her ikisinde de yer yer yanılgıya düşülebilir; her ikisinin de kendine göre doğruluğu olabilir.
Bu bakımdan bence bir masonun tutması gereken en doğru yol, Masonluğun tarihinden başlayarak, çeşitli obediyansların tüzüklerini, ritüellerini, çalışma yöntemlerini, geleneklerini hatta göreneklerini, özellikle bunların kaynaklarını ve gerekçelerini inceleyerek; daha geniş bir masonik bilgi ve kültür edinmeye, daha anlayışlı ve daha geniş görüşlü, olmaya çalışmak, toleransı öncelikli tutmaktır.
Masonlukta etiketin pek önemli bir yeri olduğu anlaşıldıktan sonra, etiket ile hem tüzükler hem çalışma yöntemleri arasında da sıkı bir bağ olduğuna göre, ortaya şöyle bir soru atılabilir:
«Bir mason kuruluşunun etiketi, tüzükler ve ritüeller üzerindeki değişikliklerden etkilenir mi etkilenmez mi?... Eğer etiket üzerinde birtakım değişiklikler yapılacak olursa, bu değişikliklerin tüzüklere, çalışma yöntemlerine ve ritüellere de yansıtılması gerekir mi, yoksa gerekmez mi?»
Aslında etiket ile yürürlükteki tüzükler ve uygulanmakta olan çalışma yöntemleri ve ritüeller arasında hiçbir çelişki bulunmamalıdır. Bir uyuşmazlık görülmesi durumunda; eğer etiket güçlüyse ve geçerliğini koruyorsa, tüzüklerin ve çalışma yöntemlerinin ona göre uyarlanması gerekir. Buna karşılık, eğer tüzükler ve çalışma yöntemleri üzerinde mutlaka değişiklikler yapılması gerekiyorsa, bu kez yürürlükteki etiketin onlarla uyumlu olacak şekilde düzenlenmesi kaçınılmazdır.
Her durumda bir mason kuruluşunda etiket, o mason kuruluşunun tüzükleri ve localarında uygulanan çalışma yöntemleri ve ritüelleriyle bir bütündür.