Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: BU "ADAM"I NASIL SEV(E)MİYORSUNUZ?  (Okunma sayısı 1359 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 14, 2019, 11:34:18 öö
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 3234
  • Cinsiyet: Bay

Ergenekon Dergisi
https://scontent-mxp1-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/57066185_883723811997339_5759666803110313984_n.jpg?_nc_cat=105&_nc_ht=scontent-mxp1-1.xx&oh=82c7ce398cc615fb4f0479620367fd57&oe=5D3A0FE8
BU "ADAM"I NASIL SEV(E)MİYORSUNUZ?

Ağva'ya bağlı Çanaklı Köyü'nün kadınlarını bir araya toplayıp anadan doğma kalana kadar soydular. Çırılçıplak halde kocalarının katledilişini izlemeye zorlanan kadınlar, sonrasında toplu tecavüze uğradılar. Küpelerini almak için kulakları, bileziklerini almak için bilekleri, yüzüklerini almak için parmakları kesildi; acıyla kıvranarak can verdiler.

***

Ateşe verilen Hacı İsmail Köyü ve erkekleri iple bağlanıp yatırılarak kurbanlık koyun gibi kesilen Karadere Köyü'nün kadınlarına tecavüz ettiler.

***

İmranlar Köyü'nde, ırzlarına geçmek üzere bütün kadınları bir eve topladılar; kendilerini korumaya çalışanları lime lime doğradılar.

***

Tekkeler Köyü'nde bacaklarından asılan on beş genç kızı, insan aklının alamayacağı işkenceler yaparak öldürdüler.

***

Karamandıra Köyü'nde yağmaya direnen Hacı Mustafa'yı kurşuna dizip karısının ve kızının ırzına geçtiler. Irzına geçtikleri kızı, yaraladıkları bir ata bağladılar, at can havliyle oradan oraya koştukça kız parçalara ayrıldı.

***

Çınarcık'ta, erkek çocukları, annelerine tecavüz etmeye zorladılar. Yaptıramayınca hepsini süngülediler. Kadınların karınlarını yarıp, kundaktaki bebekleri yardıkları karınlarına gömdüler.

***

İzmir rıhtımında eşlerinden veya oğullarından haber bekleyen kadınların çarşaflarını yırttılar, hakaret ederek yerlerde sürüklediler...

***

Maraş'ta, hamamdan çıkan kadınlara sarkıntılık yaptılar, peçelerini yırttılar...

***

Karacaali'de, köyün kadınlarına kocalarının gözleri önünde tecavüz edip kurşuna dizdiler.

***

Bu satırlar Hâkimiyeti Millîye'den:

"Yunanlıların kadınlara ve kızlara yaptıkları tecavüz, üzerinden yüzyıllar geçse, kendilerini Türklere affettirmek için her şeyi yapsalar, bunu başaramazlar. Binlerce masum kız Yunanlıların eline düşmektense, kurşunla, süngüyle, ateşle ölümü tercih etmişlerdir."

***

İkna olmayan, "resmî tarih(!)"in parçası bulan, inanmayanlar için, bu satırlar da bizatihi işgalciler, işkenceciler, tecavüzcülerle soydaş olan yabancı bir "kadın" gazeteci Berthe G. Gaulis'den:

"Bilecik bir felaket ve acılar diyarı... Henüz dumanı tüten taş yığınları altında kim bilir ne kadar insan cesedi yatıyor... Tecavüze uğramamış genç kız veya kadın kalmamış... Biraz ötede, kızını kurtarmak isterken, kafasına taşla vurularak öldürülmüş bir ihtiyarın mezarı..."

***

Belki de bu nedenle, yani "işgal"in ne demek olduğunu en önce, en çok ve en fena biçimde onlar anladığı için, Türk Kurtuluş Savaşı'nın, Millî Mücadele'nin, Kuvayı Millîye'nin -yahut siz nasıl anıyorsanız o direniş günlerinin- "büyük hainleri" arasında bir tek "Türk kadını" yoktur!

Onlar o sırada "hainlere" karşı yazılacak bir "destan"ın ön sözünü inşa etmekle meşguldür!

Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasının ardından "Mebuslar" teslim bayrağı çekerken gazetelere yolladıkları "Millî haklarımızı ve ismetimizi koruyacak hükümet ve erkek yoksa, biz varız" ilanlarıyla eli silah tutan Türk erkeklerine tarihî bir ders verirler mesela!

TBMM başkanlığına gönderdikleri, "Erkekler vazifesini yapmayacak, dinlerini ve vatanlarını, zevce ve hemşirelerini muhafaza etmeyecek kadar aciz ve ilgisiz iseler, düşmana karşı koymak için bize izin versinler. Yalnız topraklara gömerek paslandırdıkları silahları bize versinler. Irzımızı, namusumuzu, iffet ve ismetimizi biz kendi ellerimizle müdafaa edeceğiz" dilekçesiyle, vatan savunmasından kaçanları, yüzlerine tükürmekten beter ederler!

Sultanahmet'ten Kastamonu'ya, Üsküdar'dan Bursa'ya memleketin her yanında "biz kadınlar bu hak cihadında en önde olacağız" diye onlar haykırırlar!

***

Bütün bunlar olur, sadece Anadolu'da değil, Türk kadınları mütareke İstanbul'unda da sarhoş işgalci askerlere meze olmaya, üstelik de "gönüllü meze!" olmaya zorlanırken, onların dramına, çığlık atsalar duyacakları mesafedeki "saray"ında oturan Vahdettin, "işgal güçleri hangi dinden ve milletten olursa olsun onlara Türk misafirperverliği gösterilmesini" buyurur... Atatürk ise, "düşman kaçarken, kadınlarınızı ve çocuklarınızı dağlara ve emin yerlere saklayınız" diye bildiri yayınlıyordur!

Padişah, varlığını "Allah'tan sonra işgalci İngilizlere" emanet ediyorken, Mustafa Kemal kadınların sadece ırzını ve canını kurtarmakla değil, vatanı o mezalimden kurtarıp bağımsızlaştırmak ve onlardan doğacak kız çocuklarının, kız torunlarının yerlerde sürüklenmeyip omuzlarda yükseltileceği bir rejimin temellerini atıyordur!

Hâl böyleyken...

Başka hiç kimseye değil sözüm, bu ülkenin Atatürk'e hakareti, Cumhuriyet'le savaşı marifet sayan kadınlarına bugün;

Siz, nasıl yapabiliyorsunuz?

Nasıl oluyor da, böyle bir "ADAM"ı sev(e)miyorsunuz?
(alıntı)
audi-vide-tace
    dinle-gör
        sus


Nisan 15, 2019, 05:31:00 ös
Yanıtla #1
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 172
  • Cinsiyet: Bay

MERHABALAR
Gayet çok üzücü bir durum okurken bile boğazım düğümlendi ve duygulandım içimden bile zor okuyordum .

Bende şahsen M.Kemal ATATÜRK' ü seviyorum çünkü kadınlarımız, kız kardeşlerimizi ve annelerimizi hür kıldı herkes o gün hür yaşadı, tabi ki öteki osmanlı padişahların yaptığı işleri unutmamak gerek çünkü onları da hatırlamamız gerek çünkü ingilizlerin amacı tarihimizi unuturmaktır onlara inat tarihi öğrenmemiz gerek çünkü yeni zelanda'da ki  katliamda o terörist bozuntusu'nun silahın üzerinde TÜRKİYE'i tehdit eden yazılar ve tarihimizi yazmıştı bunu insanlarımız anlamamıştı bu çok üzücü bir durumdur

dilerim ki umarım bir daha  böyle bir hadise  gerçekleşmez

saygılarımla ve sevgilerimle


Nisan 15, 2019, 09:25:48 ös
Yanıtla #2
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 149
  • Cinsiyet: Bayan

Bu yazıyı ikinci kez okuma fırsatı bulup da ben de bir iki söz söylemeden geçmek istemedim.
Hiç bir ülke de ülke kurucusu ile yarışıldığı onu kötülemek adına bir şeyler yapıldığı görülmemiştir diye düşünüyorum. Ülkeyi kurup zor şartlar da olağan-üstü çaba ile belirli bir yere getirilmesi bazılarına yetmiyor yetemiyor ne yazık ki. Bir kadın olarak bunları duymak daha üzücü hem de yine bunu kadınların ağzından yazılarından duyuyoruz. Ama her şey hakettiği yeri er ya da geç bulur.
Gazı Mustafa Kemal Atatürk büyük lider.. Böyle büyük lidere sahip olmanın verdiği büyük gurur ile sevgi ile güzel günlere tanıklık edeceğimizi ve hak ettiği yeri yeniden alacağına tüm benliğim ile inanıyorum ...