Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: SİYON PROTOKOLLERİNİ KİM İMZALADI? - (EKEİR – 42)  (Okunma sayısı 4602 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Şubat 05, 2010, 08:14:46 öö
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay



Siyon Protokolleri’nin kaynağı üzerinde bilimsel yöntemler uygulanarak incelemeler yapılmıştır.

Ortaya şöyle bir sonuç çıkmaktadır:

"Bu protokoller bir özgün yazılım değildir. Birtakım başka yazılımlardan yararlanılarak düzenlenmiştir. Bu kaynaklar da Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin kimi yüksek derecelerinin ritüelleridir."

Peki bu nasıl oluyor?

Nasıl olduğunu, sonradan ortaya çıktığına göre bu protokolleri ortaklaşa düzenleyip imzalamış olanların adlarını da belirtince anlarız.

Bir yanda Prieuré de Sion’un o tarihlerdeki büyük Üstadı Victor Hugo… O zaten sürpriz değil.

Diğer yanda da 19. yüzyılın üçüncü çeyreğinde Fransa’nın çok ünlü çehrelerinden, 1860’lı yıllarda Alliance Israélite Universelle (Evrensel İsrail Birliği) adlı kuruluşun bir sürea için başkanlığını yapmış, sıkı bir Karl Marx yandaşı olduğu bilinen, sonra da Fransa Yüksek Konseyi’nin Büyük Komandörü olan Adolphe Cremieux.

Nitekim her ikisinin kişiliklerine, dünya görüşlerine de çok uygun bu protokollerde anlatılanlar.

Bu konuyu çok daha ayrıntılı olarak da anlatıabilirdim ama burada bu kadarla yetinip keseyim.

1740’lı yıllarda Prieuré de Sion, kendi amaçları doğrultusunda Masonluğu kullanmak üzere, Masonluk tarihindeki ilk İskoç ritinin oluşumu sırasında düzenlenen ritüellerin içeriğini etkilemişti.

Bundan yaklaşık bir buçuk yüzyıl sonra, masonların bu temel üzerine Ansiklopedicilerden ve onların ardından Aydınlanma Çağından etkilenerek oluşan kendi bilgi ve birikimleriyle geliştirdikleri ritüelleri gene kendi hesabına kullanmaya girişmiştir.

Demek oluyor ki, bu yazı dizisini bütünleyebilmek için, Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin kuruluşu ve yasaları üzerinde de durmak, sonra da bu ritin Batı ülkelerinde kullanılmakta olan ritüellerinin kapsamlarını da forum kuralları elverdiğince gözden geçirmek gerekecektir.

Bu yazımın sonuna ise şunu eklemeliyim:

Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti’nin tarihçesini okuyup inceleyenlerin aklına şöyle bir soru takılabilir: «Bu ritin 1875 tarihli Lozan Konvanı (yüksek konseyler uluslar arası toplantısı) niçin düzenlendi?»

Bu sorunun yanıtı sanki o konvandan sonra yayınlanmış olan bildirgenin ktapsamında belirtilmiş gibidir. Ritin kuruluş taürihi olarak benimsenen 1786’dan bu yana çok şey değişmiştir. Ritin o tarihte düzenlenmiş olan anayasası ve diğer kuralları üzerinde birtakım değişiklikler yapılması gerekmektedir.

Bu noktaya kadar doğru. Bir amaç bu. Bir diğer amaç da, olabilirse Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti yüksek konseyleri arasında bir konfederasyon anlaşması bağıtlanması, böylelikle ritin yönetiminde kendi jürisdiksiyonlarında (egemenlik bölgelerinde) muhtar olan yüksek konseyler arasında düzenli bir iletişim ve eş güdüm sağlanması.

Dolayısıyla bu konvanda, ritin o 1786 tarihli olduğu söylenen ama aslında sonradan düzenlenmiş olduğu apaçık belli olan anayasası üzerinde birtakım değişiklikler yapıldı. Bu konvanın başlarında yapılan bazı konuşmalarda, Fransa Yüksek Konseyi Büyük Komandörü Adolphe Cremieux’den övgülerle söz edilmişti; elbette onun da koltukları kabarmış, çok gururlanmıştı. Fakat iş değiştirilmesi gereken anayasa maddelerine gelip de bunlardan özellikle 33. dereceli yüksek konsey üyelerinin hak ve yetkilerinin kısıtlanmasına yapılmasına, hele bir de bu kısıtlamanın gerekçesinin açıklanmasına gelince, Adolphe Cremieux allak bullak olmuştu. Çünkü bu kısıtlama ve değişiklikler, doğrudan onun yapmış oldukları, Victor Hugo ile imzalamış olduğu o protokollerden, dolayısıyla Fraünsa Yüksek Konseyi’ni resmen bir uluslar arası politikaya sokarak entrika peaylaşımına yöneltmiş bulunmasından ileri geliyordu. 1786 tarihli olduğu söylenen önceki anayasaya göre bunu başka 33. derecedeki masonlar hatta örgütlü olarak başka yüksek konseyler de yapabilirdi ve bu özelde gerek rite gerekse genelde evrensel Masonluğa çok büyük zararlar verebilirdi. Bunun önlenmesi gerekliydi. Önlendi de… Daha doğrusu işte o ilk keresinde önlenemedi ama bundan yönra yinelenebilme olanağı giderilmiş oldu.

Böylece Prieuré de Sion, dolayısıyla ögün anlmdaki Siyonizm, Masonluktan elini çekti ve o tarihten sonra bir daha da ne Masonluğa burnunu soktu ne de Masonluğu kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya kalkıştı. Gerçi 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında kimi Yahudi masonlar bu kez Masonluğu olarak 1897 yılında resmen ortaya çıkmış olan Yeni Siyonizm doğrultusunda kullanmaya kalkıştılar, yazılar yazdılar, demeçler verdiler ama bunun Eski ve Kabul Edilmiş İskoç Riti ile bir ilgisi, bağlantısı yok.



ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
8154 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 22, 2009, 11:00:38 öö
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
7324 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 24, 2009, 11:55:12 ös
Gönderen: ozak1977
2 Yanıt
5272 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 30, 2009, 01:12:50 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
7386 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 13, 2010, 08:54:06 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
6140 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 21, 2010, 10:30:45 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
5845 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 03, 2010, 12:01:23 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
4725 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 04, 2010, 09:18:53 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2842 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 07, 2010, 09:21:27 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3431 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 08, 2010, 09:36:15 öö
Gönderen: ADAM
5 Yanıt
13020 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 09, 2010, 06:25:01 ös
Gönderen: aashooter