Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Mason ve Masonluk üzerine  (Okunma sayısı 17627 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nisan 06, 2009, 05:52:52 ös
Yanıtla #10

Faydali bir baslik olmus. Katilimcilari tebrik ediyorum.
Spes mea in Deo est


Eylül 06, 2009, 04:28:07 ös
Yanıtla #11
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın MASON'un bu başlık altındaki anlatısına bayıldım.

Ancak bir noktaya takıldım. (Zaten hep takıldığımı söyleyeceksiniz belki ama sırf eleştirmiş olmak için edecek değilim izleyecek sözlerimi.)

Yazının sonuna doğru geldiğimizde 2. maddenin ikinci tümcesinde Sayın MASON, "öğretmek nispeten kolaydır." diyor. Neye nispeten olduğunu bırakalım, bence öğretmek hiç de kolay değil. Anlatmak kolay belki ama anlatılanın öğrenilmesini sağlamak... İşte orada bir zorluk var. Öğretmek için öğretmeyi bilmek gerekiyor. Bu bağlamda öğrenecek olanın düzeyi de çok önemli. Onun düzeyine, anlama ve sindirme yeteneğine göre anlatmalı ki, öğrensin ve yapılmış olan işlem de "öğretme" olarak nitelenebilsin. Kendi alanlarında çok bilgili öğretim üyeleri tanıdım ve derslerini izledim. Bilgili oldukları belliydi ama bildiklerini öğretemiyorlardı. Öğretmeyi beceremiyorlardı. Bunun bana göre nedenleri vardı ama ayrıntılara girmek istemem. Kendim de denedim öğretmeyi. Öyle sıkıntı çektim ki!... En büyük derdim anlattıklarımın anlaşılıp anlaşılamadığını, öğrenilip öğrenilmediğini belirlemekti.

Her ne ortamda, her ne bakımdan olursa olsun, öğretmeye girişecek kimsenin önce bu bağlamdaki becerisini bir ölçmesi, daha iyisi ve doğrusu bir bilene ölçtürmesi gerektiğini düşünüyorum.

Yanılıyor muyum?

Sevgilerle,
ADAM
 
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 06, 2009, 06:25:07 ös
Yanıtla #12
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Sayın MASON'un bu başlık altındaki anlatısına bayıldım.

Ancak bir noktaya takıldım. (Zaten hep takıldığımı söyleyeceksiniz belki ama sırf eleştirmiş olmak için edecek değilim izleyecek sözlerimi.)

Yazının sonuna doğru geldiğimizde 2. maddenin ikinci tümcesinde Sayın MASON, "öğretmek nispeten kolaydır." diyor. Neye nispeten olduğunu bırakalım, bence öğretmek hiç de kolay değil. Anlatmak kolay belki ama anlatılanın öğrenilmesini sağlamak... İşte orada bir zorluk var. Öğretmek için öğretmeyi bilmek gerekiyor. Bu bağlamda öğrenecek olanın düzeyi de çok önemli. Onun düzeyine, anlama ve sindirme yeteneğine göre anlatmalı ki, öğrensin ve yapılmış olan işlem de "öğretme" olarak nitelenebilsin. Kendi alanlarında çok bilgili öğretim üyeleri tanıdım ve derslerini izledim. Bilgili oldukları belliydi ama bildiklerini öğretemiyorlardı. Öğretmeyi beceremiyorlardı. Bunun bana göre nedenleri vardı ama ayrıntılara girmek istemem. Kendim de denedim öğretmeyi. Öyle sıkıntı çektim ki!... En büyük derdim anlattıklarımın anlaşılıp anlaşılamadığını, öğrenilip öğrenilmediğini belirlemekti.

Her ne ortamda, her ne bakımdan olursa olsun, öğretmeye girişecek kimsenin önce bu bağlamdaki becerisini bir ölçmesi, daha iyisi ve doğrusu bir bilene ölçtürmesi gerektiğini düşünüyorum.

Yanılıyor muyum?

Sevgilerle,
ADAM
 


Sayın Adam;

Kanımca,artık öğretmeyi öğrenmişsiniz.


Saygılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Eylül 07, 2009, 10:41:20 öö
Yanıtla #13
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Ceycet,

Bana çok iltifatta bulunuyorsunuz. Teşekkür ederim. Ben bu foruma bu gibi konuları uygar bir düzeyde irdeleyebilmek için katıldım. Kendimce üzerine düşenleri yapmaya çalışıyorum.

Öğretebilmeyi öğrenmiş olup olmadığım ancak bir sınama ortamında anlaşılabilir. Şöyle birkaç kişiye bir konu hakkında bir şeyler anlatırım. Anlatmış olduklarımın da bir yazılı metni olur. Sonra dışarı çıkarım. Bu yazılı metni içeride anlattıklarımı dinlememiş olan biri okumuştur ve benden sonra içeriye girer. Dinlemiş olanlara o konu üzerinde sorular yöneltir. Aldığı yanıtlar üzerine de benim hakkımda olumlu ya da olumsuz bir karar verir. Olumlu ise becerebiliyorum demektir. Olumsuz ise ve ben bir yerlerde birilerine bir şeyler öğretme misyonunu üstlenmişsem, o zaman bir şekilde (okul, kurs, seminer, özel ders vb.) nasıl öğretilmesi gerektiğini öğrenmem gerekmektedir.

Sevgiler,
   
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 10, 2009, 07:59:01 ös
Yanıtla #14


Öğretebilmeyi öğrenmiş olup olmadığım ancak bir sınama ortamında anlaşılabilir.
   

Buna tamamen katıldığımı ifade etmeliyim. Çünkü belirli bir durumda görüşleriniz hususunda birçok ağır durumla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. En azından benim deneyimim bu yönde oluşmuştur. Yazdıklarım hususunda genelde pek de zorlayıcı bir tavır sergilemem yani bana katılımın olması amacıyla paylaşmıyorum ya da destek bulmak amacıyla ama sonuçta sadece görüşlerimi belirtirken gördüğüm bazı tepkilerin de doğrusu nerden kaynaklandığını bazan kestiremesem de sonuçta şuna inandım ki meğersem hayatın her alanında- yönünde olduğu gibi bu gibi hususlarda da bir sınama özelliğini farkedebildim.
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Eylül 11, 2009, 09:47:39 öö
Yanıtla #15
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay


Sayın Isabell,

Benim demek istediğim o değildi. Üstelik öyle karmaşık da değil; çok açık ama örneklemediğim için anlatmadım.

Bu forum alanında zaman zaman kendi deneyimlerimden anlatımlar yapacağım. Bunun nedeni de Konfüçyüs’ün bir sözünün beni çok etkilemiş olması: «Akıllı bir adam deneyimlerinden yararlanmasını bilir. Daha akıllı bir adam ise başkalarının deneyimlerinden de yararlanır.» Belki aslı tıpatıp böyle değil ama anlamı bu.

Ben o daha akıllı adamlardan olamadım. Dilerim beni dinleyenler olur.

Bir zamanlar ilkokul öğretmenliği yaptım. Önce 3. sınıf. Çok sıkıntı çektim ama kendimce bir şeyler yaptım. Ertesi yıl 1. sınıfa verdiler beni. Eyvah!... Siz hiç 6-7 yaşındaki çocuklara bir şey öğretmeye, hele de okuma-yazma öğretmeyi kalkıştınız mı? (Bunu size Sayın Isabell olarak söylemiyorum; mesleğinizi bilmiyorum; pek genel bu dediğim.) Ne öğretmenliği biliyorsunuz ne pedagoji öğrenimi almışsınız. Başınız dertte demektir. Benim de öyle oldu. Ancak sınıftaki çocuklara göre değil, bana göre. Olmuyor… Öğretemiyorum. Sınıfta iki cin vardı; adlarını hâlâ anımsarım; biri Muzaffer öteki Abdurrahman. Onlarla sorun yok; hemen her şeyi kapıyorlar. Ya değerleri?... Üç ay oldu; o ikisinin dışında diğerlerinin hiçbiri ne okuyabiliyor ne de doğru dürüst yazabiliyor. Sadece yazılanları resim gibi çiziktiriyorlar. Bunalıma girdim. Ben bu işi yapamıyordum işte, o kadar. Fakat yapmak zorundayım. Deneyimli öğretmen arkadaşlar bana destek çıktı. Yüreklendirdiler. «Sana yakışmaz. Diren. Bak göreceksin, bir ay sonra hepsi pamuk tohumu gibi patlayacak.» dediler. Dedikleri doğru çıktı ama neler çektiğimi gelin bir de bana sorun.

Siz bilgilisiniz. Karşınızdaki kişi bilgisiz. Bilginizi ona aktaracaksınız. Nasıl? Bu bağlamda başarı oranı bilgiyi verenin anlattığı ölçüde değil, alması gerekenin anlayabildiği kadardır. İşte diyesim buydu.

Sevgiler,
ADAM


ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 11, 2009, 01:00:45 ös
Yanıtla #16


Sayın Isabell,

Benim demek istediğim o değildi. Üstelik öyle karmaşık da değil; çok açık ama örneklemediğim için anlatmadım.

Bu forum alanında zaman zaman kendi deneyimlerimden anlatımlar yapacağım. Bunun nedeni de Konfüçyüs’ün bir sözünün beni çok etkilemiş olması: «Akıllı bir adam deneyimlerinden yararlanmasını bilir. Daha akıllı bir adam ise başkalarının deneyimlerinden de yararlanır.» Belki aslı tıpatıp böyle değil ama anlamı bu.

Ben o daha akıllı adamlardan olamadım. Dilerim beni dinleyenler olur.

Bir zamanlar ilkokul öğretmenliği yaptım. Önce 3. sınıf. Çok sıkıntı çektim ama kendimce bir şeyler yaptım. Ertesi yıl 1. sınıfa verdiler beni. Eyvah!... Siz hiç 6-7 yaşındaki çocuklara bir şey öğretmeye, hele de okuma-yazma öğretmeyi kalkıştınız mı? (Bunu size Sayın Isabell olarak söylemiyorum; mesleğinizi bilmiyorum; pek genel bu dediğim.) Ne öğretmenliği biliyorsunuz ne pedagoji öğrenimi almışsınız. Başınız dertte demektir. Benim de öyle oldu. Ancak sınıftaki çocuklara göre değil, bana göre. Olmuyor… Öğretemiyorum. Sınıfta iki cin vardı; adlarını hâlâ anımsarım; biri Muzaffer öteki Abdurrahman. Onlarla sorun yok; hemen her şeyi kapıyorlar. Ya değerleri?... Üç ay oldu; o ikisinin dışında diğerlerinin hiçbiri ne okuyabiliyor ne de doğru dürüst yazabiliyor. Sadece yazılanları resim gibi çiziktiriyorlar. Bunalıma girdim. Ben bu işi yapamıyordum işte, o kadar. Fakat yapmak zorundayım. Deneyimli öğretmen arkadaşlar bana destek çıktı. Yüreklendirdiler. «Sana yakışmaz. Diren. Bak göreceksin, bir ay sonra hepsi pamuk tohumu gibi patlayacak.» dediler. Dedikleri doğru çıktı ama neler çektiğimi gelin bir de bana sorun.

Siz bilgilisiniz. Karşınızdaki kişi bilgisiz. Bilginizi ona aktaracaksınız. Nasıl? Bu bağlamda başarı oranı bilgiyi verenin anlattığı ölçüde değil, alması gerekenin anlayabildiği kadardır. İşte diyesim buydu.

Sevgiler,
ADAM


Anlıyorum, elbette kastetmek istediğinizi yanlış algılamak mümkündür ancak düzeltmek de gereklidir. İfade etmek istediğinizi şimdi gayet çok iyi anladım. Teşekkür ederim.

O zaman Sözlerinizden aynı zamanda Öğreticiliğin de ne kadar zor ve bir o kadar da uğraş gerektiren - sabır- bir çaba olduğunu anlamış bulundum:)

Saygılar,
« Son Düzenleme: Eylül 11, 2009, 01:03:34 ös Gönderen: Isabell »
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


Eylül 11, 2009, 04:27:06 ös
Yanıtla #17


...
Siz bilgilisiniz. Karþýnýzdaki kiþi bilgisiz. Bilginizi ona aktaracaksýnýz. Nasýl? Bu baðlamda baþarý oraný bilgiyi verenin anlattýðý ölçüde deðil, almasý gerekenin anlayabildiði kadardýr. Ýþte diyesim buydu.

Sevgiler,
ADAM



Ne kadar guzel bir sekilde ozetlemissiniz...
Spes mea in Deo est


Eylül 11, 2009, 04:37:42 ös
Yanıtla #18
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Sayın Isabell'in deyişi üzerine:

Evet çaba ve sabır gerek ama önce yöntem (metot) bilgisi. Sizin dediğiniz sonra geliyor.

Ancak tek başına yöntem bilgisi kesinlikle yetersiz. Pratikte deneyim asıl bunu pişiren.

Yaşamım boyunca hiç unutamadığım bir söz var: «Bir şeyin nasıl yapılacağını bilmek ile onu yapabilmek aynı şey değildir.»

Bu sözü çok kullanırım ama benim değil.

Kaynak: Dr Günter Garbrecht

Sevgiler,
ADAM
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


Eylül 11, 2009, 06:58:17 ös
Yanıtla #19

Sayın Isabell'in deyişi üzerine:

Evet çaba ve sabır gerek ama önce yöntem (metot) bilgisi. Sizin dediğiniz sonra geliyor.

Ancak tek başına yöntem bilgisi kesinlikle yetersiz. Pratikte deneyim asıl bunu pişiren.

Yaşamım boyunca hiç unutamadığım bir söz var: «Bir şeyin nasıl yapılacağını bilmek ile onu yapabilmek aynı şey değildir.»

Bu sözü çok kullanırım ama benim değil.

Kaynak: Dr Günter Garbrecht

Sevgiler,
ADAM

Açıklama yaptığınız için çok Teşekkürler:) 
הדבר היחיד לשמור על אנשים בחיים הוא אהבה וכבוד

Aimer et être aimé c’est sentir le soleil des deux cotés.

«Ոսկե Տարիքը - Փոթորիկները, չի կարող կանխել մարդիկ սիրում են ծովը.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
8 Yanıt
5301 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 02, 2009, 03:15:23 ös
Gönderen: Karakam
8 Yanıt
7812 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 12, 2019, 10:53:50 ös
Gönderen: karahan
0 Yanıt
3079 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 09, 2010, 05:14:07 ös
Gönderen: sundance
21 Yanıt
12767 Gösterim
Son Gönderilen: Aralık 16, 2011, 06:50:33 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
6364 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 25, 2012, 12:39:31 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
5034 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 25, 2012, 09:54:56 ös
Gönderen: NOSAM33
18 Yanıt
13144 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 01, 2012, 04:00:11 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3491 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 29, 2012, 05:42:18 ös
Gönderen: ADAM
1 Yanıt
5351 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 30, 2012, 02:08:10 ös
Gönderen: karahan
38 Yanıt
20052 Gösterim
Son Gönderilen: Şubat 09, 2017, 06:15:42 ös
Gönderen: NOSAM33