Genel olarak bilim insanları arasında, eğitim seviyesindeki kademelere göre birbirlerini görmede farklılık bulunmaktadır. Bu farklılığı bilim içerisinde bulunan insanlar daha net hisseder. Tabii bunu sadece bilim ile sınırlayamayız, farklı gruplar ve yapılanmalar içerisinde de buna benzer bir algılayış söz konusu olabilir. İnsan neredeyse, hangi şartlarda bulunuyorsa, hangi bilgi düzeyinde ise, hangi yollardan geçmişse ve geçiyorsa ona göre karşılaştırmalar yapar.
Kişi bulunduğu bir önceki kademeyi şimdiki durumuyla karşılaştırıp daha hafife alabileceği gibi, bilmediği kademeleri de yanlış algıladığı için gene hafife alabilir. İki durum da bir bakıma kişinin başkalarını algılayışını olumsuz etkileyebileceğinden, kişi gelişime devam etmeli ve kendisiyle birlikte karşısındakini de geliştirmelidir: bu şekilde özellikle alt kademelerde durum daha çok iyileşir.
Bunun için de üst kademe daha toleranslı ve paylaşımcı olmalı, alt kademelere gereken insani davranışı ve duyarlılığı göstermelidir. Gerekli paylaşımı edinen bir alt kademe ise, kendisine iyi bir örnek bulmuş olur ve o da alt kademelerin daha iyi gelişimi için elinden geleni yapar. Aynı şekilde üst kademenin daha iyi anlaşılması ile, kişi nereye ulaşmak istediğini daha net görebilir ve gerçekte olan ile zannedilen, mevcut bilgiye göre düşünülen, arasındaki farkı daha iyi özümser.
Ben öncelikle aşağıdaki karelere göz atmanızı istiyorum:
Olaya kimin gözünden bakıyorsanız o, sol taraftan seçeceğiniz kademe ismi olacak, artık siz olaya sol taraftan seçtiğiniz kişi gibi bakıyorsunuz. Şimdi üst taraftaki bir ismi seçin ve o kişiyi nasıl gördüğünüzü düşünün.
Örneğin sol taraftan Profesör’ü seçip üst taraftan da teknisyeni seçerseniz, şekle göre bir Profesörün teknisyene olan bakışını Aladdin’in Sihirli Lambasından çıkan, “dile benden ne dilersen” diyen biri gibi görürsünüz…
Bu şekilde belki biraz abartı dolu, ama güzel, esprili bir yaklaşımı görebiliyoruz.
