Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: İNANÇSIZ HAYATIN ÖNEMİ NEDİR?  (Okunma sayısı 6657 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ağustos 21, 2008, 11:58:04 öö
  • Ziyaretçi

Bakıyoruz ki iki taraf var ve kendilerine göre benimsedikleri fikirler doğrultusunda hayatlarını şekillendiriyorlar...
inançlı olan hayata "araç" diyor, inançsız olan ise "amaç"...

Peki,
ben bu amaç denilenin gerçek anlamdaki amacını soruyorum, bu nedir?
buradaki amaç deyip huzura kavuşma kolaylığını doğuran etken insan ömrünün uzun olması veya kendine uzun gelmesi midir...
insanın ömrü 5 yıl olsaydı bu amaç denilen hayat için bu kadar değer biçilir miydi...
gelişme daha hızlı olsaydı ve insanın ömrü diyelim ki 5 yıl olsaydı...

Yoksa insan karanlığı tanımadığı için her yanı aydınlık mı sanıyor...
ölümü bilmediği için ölümü uzak görüyor, bu kesin...
ama hayatın değerini bu ölüm bitiriyorsa hayat nasıl anlamsız bir amaç haline geliyor?

Okumak, büyük adam olmak, güzel insan olmak, zengin olmak, değerli ve saygın bir yere gelmek, mükemmel bir aile hayatı ve mutlu bir yaşam diyelim...
"o yaşam sona erene kadar arkada bıraktıkların senin amacındır" derler...

Bakalım ben geride ne bırakıyorum,  bir umudumu burada bırakıp ölüme gidiyorum ve bir anlamımı bırakıyorum...
bu anlam için insanlar arkamdan üzülüyorlar, benim bir değerim var ve o değer karanlığa karıştığı için arkada kalanlar üzülüyor...
ama derler ki "anlamı sen doğurdun bu amaçsızlığa anlam yüklemenin sorumlusu sensin..."

 Aslında ben bir şey doğurduğumu hatırlamıyorum, ray sistemini ben kurmadım, kendime geldiğimde bu rayın üstünde gidiyordum, bazılarının raydan çıktığını gördüm, çıkarken bana; "nereye, boşversene sonunda duvar var zaten, yolu yok..." gibi sözler fırlattıklarını duymuştum...

Biri şöyle desin, adı Vislod olsun ve şöyle desin:

"Bir tanrıya ihtiyaç duymadan yaşadım, güç sahibi oldum, kendime güvendim, her şeyi kendi başıma yapmasını iyi bildim, yıllar geçti, güzel bir mesleğim oldu, güzel bir kadınla evlendim, bir erkek çocuğumuz oldu, ben gayet iyi para kazandım, daha sonra ek iş olarak ressamlık, yazarlık ve müzisyenlik yapmaya başladım, gayet güzel şeyler ürettim, ürettiğim şeylerden insanlar yararlandılar ve bu şekilde bir hayatlıktan sonra günün birinde öldüm..."

Şimdi Vislod'a sormak istediğim bir şey var...
"ne oldu?"
dünyadaki varlığın sona erdi, "bir hayat tesellisi olarak arkanda bıraktıkların yaşatılacak" sözü verildi...
arkanda bıraktıklarından insanlar faydalandı, hatta yüzyıllarca senin ismini tekrarlayıp durdular, hiç unutulmadın...

Ama bu sana hayattaki çok küçük bir tebessüm kadar bir canlılık değeri kazandıramadı, çünkü sen yok oldun, insanlar sadece kendi aralarında bir değerlik atıp tuttular...
Bu sadece yaşayan insanların bir anlık farkındalıkları oldu...
-------
Ve zaman geçince dünyanın tamamen yok olacağını bile bile, "dünyaya bir şeyler bırakmak benim amacımdır" dedin...
zaman geldi ve dünya tamamen yok oldu, tüm canlılar öldü, ne bir değer ne de bir anlam kalmadı..
sonsuz bir sessizlik başladı..

Her şey unutuldu, her şey yaşandı geçti...
her şey bitti...
her şey bir heveslik kaldı...
her şeyin değeri bir anlıkmış meğer...
zamanı geldi ve sayılar sıfırlandı...

"Bir değer bırakarak gidiyorum" demiştin, şimdi o değer de değersizliğe karıştı, bak

Peki şimdi ne olacak Vislod?
bir amacın vardı ve sonunda yol daraldı daraldı ve çıkmaz bir yere geldi...
amaç dediğin hayat, seni yarı yolda bıraktı ve daha da fazlası seni aldattı...
-----------------------------------
Ben şahsen bu söylenen inançların, inancın amacına bir tepki olarak doğduğunu düşünüyorum...
Hayatı pek ciddiye almayan ve "hayattan ötedeki gerçek hayat" diye tutturan insanları gören kafası boş biri (yani herhangi bir fikri olmayan biri) bu insanlara tepki vermek için "hayat amaçtır" dedi...
insan doğası gereği tepki vermeye meyillidir, kesin doğru ve kesin yanlış nedir bilemediği için insancıl küçük tepkiler doğar ve bu tepkiler beraberinde daha büyük fikirleri tetikler ve bu yolda genişleyen fikir bir "taraf" olma haline gelir...

İnançlı olanın bir amacı vardır, o bu dünyadaki hayatı bir araç ve bir köprü olarak düşünerek ölümden sonrası için umut eder...
Kendine göre bir değer arar ve bu ona en anlamlısı gelir...
dini kitaplara inanır... çünkü inanmayı seçer, kesin bildiği bir şey yok, diğer taraf gibi...
sadece seçer ve burayı bir seçim hayatlığı olarak görür...

Amacı dünya hayatlığı ile doğru orantılıdır...

Dünyanın gerçek hayat olmadığını söyler, her anlamın ve değerin bir anlık insan hevesinden doğduğunu kabullenir ve dünya tamamen yok olduğu zaman, dünyayı amaç olarak görmediği için aldanmamış olur...

Bu tabii ki ona hiç bir şey kazandırmaz, (ahiret inancına girmiyorum) ama inançsız olan gibi "bu dünya amaçtır" demediği için haklı çıkar...

Sonuçta şu görünür ki,
inançsız olan sistemle ters orantıda bir amaçlık fikrini benimsedi ve sonunda aldatıldı...
inançlı olan ise sistemle doğru orantıda bir amaç edindi (dünyayı amaç görmeme diyelim) ve dünya tamamen yok olduğunda bunu bilmiş oldu...

Bu aslında iki tarafa da bir şey kazandırmadı ama inançlı olan kandırılmamış oldu, "dünya geçicidir" dedi ve bildi, dünyaya değer vermedi ve dünya da onu haklı çıkartarak değersizlik içinde kayboldu...


Ağustos 11, 2009, 12:40:17 öö
Yanıtla #1
  • Ziyaretçi

inançsız hayatın önemi.. kendimi bildim bileli anlam yüklemeye çalıştığım soru.her gecem yatağa girdiğimde ertesi gün de yaşamak için bi sebep uydurup kendimi kandırmakla geçerdi küçükken.tıpkı ilk insanlar gibi.sonra insanlık bu dertten kurtulmanın yolunu buldu.sadece kendilerini kandırma yöntemlerini değiştirdiler ve manevi huzura erdiler.çünkü o insanlar içgüdüsel olarak yarattıkları tanrılarıyla mutlulardı.hatta mutlu olmakla kalmayıp çoğu kişi kendi imanının ibadetini bile kendine uydurdu.nasıl olsa kaybedecekleri birşey yoktu.inançlı öleceklerdi , iyilik dolu ve affeden tanrıları onları sonunda effedecekti.inanmayıp da ahirette acı gerçekle yüzleşeceklrine inanıp ahirette rahat etmeyi seçtiler eğer ahiret yoksa da yine sorun yok.inançlar üzerinen tartışıldğında fazla kurcalama savunmaları bile wardı.insan aklı ermez denir.içten içe 'huzurunu da huzurumuzu da bozma işte!niye sorguluosun rahat mı batıo!...? ' diolardı aslına.
öyle böyle geçtk o devirleri.adrenalinle,gezmekle ve aşkla oyaladım beynimi yaşamak için.isyan noktasın geldiğimde çok oldu ama erteledim...  yediğim yemeğin doyurma hissinin,ailelerin çocuk sevincinin,para ve makam kavgalarının,üzüntülerin ve gözyaşlarının saçmalığını düşünmeden yaşamaya başladım.tanrı varsa da huzurluyum yoksa da.kendimi mi kandırıyorum? evet! ya siz?


Ağustos 11, 2009, 09:31:00 öö
Yanıtla #2
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay


Amaç olarak tanımladıkları araç ile,kendilerinin tanımlayamadığı ama biliçaltının aşina olduğu AMAÇ a yolculuk yapıyorlar.Yolculuk sona eripte amaç adını koydukları araçtan indiklerin de,AMAÇ ı hatırlayacaklar ve yolculuğu uykuda geçirmenin nekadar beyhude olduğunu farkederek,yolculuğu tekrarlamak isteyecekler.
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Ağustos 11, 2009, 09:35:58 öö
Yanıtla #3
  • Uzman Uye
  • ****
  • İleti: 1731
  • Cinsiyet: Bay

inançsız hayatın önemi.. kendimi bildim bileli anlam yüklemeye çalıştığım soru.her gecem yatağa girdiğimde ertesi gün de yaşamak için bi sebep uydurup kendimi kandırmakla geçerdi küçükken.tıpkı ilk insanlar gibi.sonra insanlık bu dertten kurtulmanın yolunu buldu.sadece kendilerini kandırma yöntemlerini değiştirdiler ve manevi huzura erdiler.çünkü o insanlar içgüdüsel olarak yarattıkları tanrılarıyla mutlulardı.hatta mutlu olmakla kalmayıp çoğu kişi kendi imanının ibadetini bile kendine uydurdu.nasıl olsa kaybedecekleri birşey yoktu.inançlı öleceklerdi , iyilik dolu ve affeden tanrıları onları sonunda effedecekti.inanmayıp da ahirette acı gerçekle yüzleşeceklrine inanıp ahirette rahat etmeyi seçtiler eğer ahiret yoksa da yine sorun yok.inançlar üzerinen tartışıldğında fazla kurcalama savunmaları bile wardı.insan aklı ermez denir.içten içe 'huzurunu da huzurumuzu da bozma işte!niye sorguluosun rahat mı batıo!...? ' diolardı aslına.
öyle böyle geçtk o devirleri.adrenalinle,gezmekle ve aşkla oyaladım beynimi yaşamak için.isyan noktasın geldiğimde çok oldu ama erteledim...  yediğim yemeğin doyurma hissinin,ailelerin çocuk sevincinin,para ve makam kavgalarının,üzüntülerin ve gözyaşlarının saçmalığını düşünmeden yaşamaya başladım.tanrı varsa da huzurluyum yoksa da.kendimi mi kandırıyorum? evet! ya siz?

Ne güzel.....Sayın no.no.no.

Böyle yaşayabiliyorsanız,kendinizi şanslı adletmelisiniz.Tanrı size özen gösteriyor,sizinle ilgileniyor,sizden umutlu demektir.

Sagılarımla
Ben"O"yum,"O"ben değil...


Ağustos 12, 2009, 12:39:15 öö
Yanıtla #4

İnançsız olmak gibi bir durum kanımca imkansızdır.

Örneğin;
-Tanrı'nın var olduğuna inanabilirsiniz.
-Tanrı'nın var olmadığına inanabilirsiniz.

sonuçta "inanılan" bir olgu vardır ve her insan doğru yanlış inandığı şey(ler) ne ise ona göre yaşamını sürdürür.
Bilgi , en kutsal güçtür !


Ocak 14, 2010, 07:33:47 ös
Yanıtla #5
  • Ziyaretçi

merhabalar,

inançsız bir hayatın önemi(!) ile inançlı bir hayatın önemi arasında dağlar belki de galaksiler kadar fark vardır.

inançsız, yada imansız bir bakış açısında bu evren; kendiliğinden olmuş, basit, sen dahi bir anlık zevk sonrasında dünyaya gelmiş tesadüfi bir canlısın.
bir anlık zevkten gelmiş ve toprak olup gideceksin. tesadüfen dünya, güneş, çiçek vb. olmuş, öylesine bir karışıklık ve kavga içinde hayatlarına devam etmekdirler. nereye kadar??

inançlı, imanlı bir bakış açısı ile : bu evren bir amaç için yaratılmıştır, sen dahi bir anlık seks arzusudan doğan değil, planlı ve amaçlı bir şekilde hayata gelmişsindir. bu güneşin, bu ayın, yanımızdaki bir sivrisineğin dahi bir amacı vardır. bu dünyadaki uğradığın, gücünün yetmediği haksızlıklarında dahi karşılığını alabilecekken, yanlız olmadığından en güçlü dahi olsan, ihtiyaç sahibine yardım etmelisin. çünkü, seni de onu da böyle yaratan ve planlayan biri (Yüce Allah) var.

dolayısı ile, imanlı bir bakış bu dünyada dahi insanı mutlu eder, kederlerden dahi uzaklaştırır. yarını için çalışır ama büyük endişeler duymaz.

saygılarımla...


Mayıs 25, 2012, 12:53:24 öö
Yanıtla #6
  • Orta Dereceli Uye
  • **
  • İleti: 76
  • Cinsiyet: Bay

>>dolayısı ile, imanlı bir bakış bu dünyada dahi insanı mutlu eder, kederlerden dahi uzaklaştırır. yarını için çalışır ama büyük endişeler duymaz.

ateistim ve buna katılıyorum. iman insanı mutlu eder.

esrar var (etkisi az diyorlar).

tiner koklayın (din ve iman kadar kafa yapmasa da).

eroin kokain önericem ama çok pahalı ve etkisi kısa süreli.

extasy hem enerjiyi doruk noktaya çıkartıyor hem de endorfin salgılamaya sebep olup mutlu ediyor.

bunlar hep dinin alternatiflerinden.

ha bir de unuttum, AKIL VE MANTIK var.

aman derim ondan uzak durun, hiç mutluluk getirmiyor, farkındalık getiriyor o da başlıbaşına bir külfet.

ne demiş Amerikalılar , Ignorance is a bliss.

yine en güzeli en kıyağı din, hem parasız hem de etkisi kalıcı. (bir ömür boyu)


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
5 Yanıt
9269 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 04, 2008, 08:36:36 ös
Gönderen: Prenses Isabella
2 Yanıt
11058 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 09, 2013, 03:26:05 ös
Gönderen: ADAM
666 NEDİR?

Başlatan shemuel « 1 2 ... 14 15 » Inanc Uzerine

140 Yanıt
81924 Gösterim
Son Gönderilen: Haziran 08, 2009, 01:38:52 ös
Gönderen: Tebriz
0 Yanıt
3614 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 04, 2007, 12:01:12 öö
Gönderen: shemuel
ZAMAN NEDİR?

Başlatan shemuel « 1 2 ... 6 7 » Fizik - Doğabilim

62 Yanıt
30539 Gösterim
Son Gönderilen: Temmuz 01, 2014, 05:34:24 ös
Gönderen: propulsion
7 Yanıt
4096 Gösterim
Son Gönderilen: Mart 27, 2010, 10:19:57 ös
Gönderen: AthenS
9 Yanıt
7475 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 06, 2016, 02:19:09 ös
Gönderen: yazbenide
3 Yanıt
12759 Gösterim
Son Gönderilen: Nisan 04, 2009, 11:41:09 ös
Gönderen: arte
0 Yanıt
2277 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 29, 2014, 09:11:07 ös
Gönderen: MEDUSA
4 Yanıt
4200 Gösterim
Son Gönderilen: Ağustos 18, 2015, 12:38:45 öö
Gönderen: MEDUSA