Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: Panopticon ve Özgürlük II  (Okunma sayısı 7598 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 07, 2010, 05:33:58 ös
  • Ziyaretçi

Özgürlük kavramının nasıl geliştiğini hatırladıktan sonra Panopticon konusuna gelelim…

Nedir Panopticon?

Panopticon; 18. yüzyıl sonlarında, geçerli olan yasa ve kurallara uymama nedeniyle bedene yönelik cezaların son bulmasına ilişkin bir çözüm önerisi gibi görünmekle beraber, aslında disiplinin toplumsal düzenin tek belirleyicisi olduğu görüşünün deneme modeli olarak tasarlanmış olan bir hapishane projesidir. Mimari projeyi yaparken Babil Kulesi çizimlerinden esinlendiğini söyleyen Jeremy Bentham tarafından, 1785 yılında tasarlanmıştır. Bentham aynı zamanda faydacılık görüşünün yaşama geçmesinde büyük rol oynayan, ütopist bir düşünürdür. Panopticon tasarımın ana fikri; mahkumların kendilerini gözetleyeni göremedikleri, ama gardiyanların tüm mahkumları görebildikleri ve gözleyebildikleri bir düzeni oluşturmaktır. Başka bir deyişle, Büyük Birader toplum hayatına Bentham ile girmiştir. Tasarımı aşağıda yer alıyor.





Perspektif ise şöyle:





Bentham’ın Panopticon’u sadece taş ve tuğladan yapılacak bir bina planı değil, evrensel bir denetim mekanizmasından oluşan bir toplumsal yaşam modelidir. Bu modelin temel savları şöyledir:

   1.18. yüzyıla kadarki dönemde yönetimlerin zayıf devlet- fiziki yaptırım modelini seçmiş olmaları düzenlerinin değişmesine neden olmuştur. Düzenlerin sürekli değişmesi ilerlemeyi ve güçlü devlet oluşumunu engeller.

   2.Oysa amaç daha çok kişinin mutluluğunu sağlayacak ve bunun içinde hep devam edecek bir yönetim biçimini oluşturmak olmalıdır. Bu ise güçlü devlet- disiplinli düşünce modeli ile olur. İdeal toplum disipline edilmiş olandır, bunu gerçekleştirmek ise görünmeden görmenin gücüyle mümkündür.

Denetim Mekanizmasını şöyle işler:





Bentham öğrenme modülünü aşağıdaki gibi tasarlamıştır.





Panopticon bu savlar ve denetim akışı ile uygulamasını şöyle biçimlendirmiştir:

   1.Panopticon kendini, kimin cezalandırılacağına, başka bir deyişle mahkumun kim olacağına karar verip onu tutukevine koyan gücün amacı ile eşleştirmiştir. Dolayısıyla mahkumlar güvenli gözaltı, kapatılma, yalnızlık, zorunlu çalışma ve eğitimin nesneleridir, başkaca bir nitelikleri yoktur.

   2.Amaç mahkumları olmadıkları ve de olmayı amaçlamadıkları bir şeye dönüştürmek ve mahkumlarda var olmayan ya da güvenilmez olan iradenin yerine denetçilerin iradesini koymaktır. Başka bir deyişle arzu edilen davranışın yalnızca başkasının iradesi ile oluşması amaçlandığından, mahkuml2.arın iradesi ya yoktur ya da kasıtlı olarak dikkate alınmamış ve bastırılmıştır.

   3.Görünmeyenin gücü o kadar baskındır ki, Panopticon’da ideolojik baskınlık, kültürel hakimiyet, düşünce aşılama ya da psikolojik boyun eğmeyi sağlayacak diğer çabaların sarf edilmesine gerek yoktur. Mahkumlar istenileni yaptıkları sürece bunu isteyerek ya da istemeyerek yapmış oldukları önem taşımamaktadır.

   4.Panopticon’da mutluluğun gerçekleşmesi için barış ve huzur gerek ve yeter bileşenler olarak görülmekte, seçme özgürlüğü ise bu bileşenler arasında yer almamaktadır. Dolayısıyla Panopticon özgür vatandaşın liberal ruhu ve enerjisine sahip olmayan, insan kisvesi altında bir dizi makine inşa eder. Zaten temel felsefesine göre önemli olan makine olunması değil, mutluluğu arttırmak,  barış ve huzuru yaşamaktır.

   5.Panopticon barış ve huzurun nesnel tarafını kimseye gerçekçi seçenek sunmayarak garantiler. Yönetenlerin istediği doğrultudaki davranışların sergilenmesini sağlandığı için de barış ve huzurun öznel tarafını emniyete alır. Sonuçta, seçeneksizlik ve uygun davranış kalıbıyla mahkumların sadece barış ve huzuru değil, mutluluğu da garantilenmiştir. Bedel özgür vatandaşın bağımsız düşüncesi, ifadesi ve eyleminin gelişmemesidir.

   6.Üstelik mahkumların davranışların bir seçimin sonucu olduğu iddiası vardır. Çünkü mahkumların bayat ekmek, su ve hücre yalnızlığı ile kıyaslandığında ağır iş ve azami fiziksel gayret de dahil her türlü isteminin, aslında ödül olduğunu göreceklerini ve seçimlerini akıllıca yapacaklarını öne sürer, bunu sağlar ve garantiler.


Özetle, Panopticon görünmeyenin gücünün somut halidir ve gücün yeni formunu 1800’ lerde adeta 21.yy için de oluşturmuştur. Bu nedenle Panopticon’un oluşturduğu formun iletilerini gözden geçirmekte fayda görüyorum.

   1.Özgürlük ile özgürsüzlük arasındaki karşıtlık ve iradeyle oluşan ile dışarıdan zorlamayla gerçekleşen eylem arasında, temel bir mantıksal ayrım olmadığı savındadır. Bunları; tek bir toplumsal yapı içinde karşılıklı birbirlerini belirleyen konumlar arasındaki toplumsal ilişki olarak açıklamaktadır. Bu açıklama bir yandan kendi iradesi kavramının anlamını değiştirirken, diğer yandan da özgürlüğün özgürsüzlükler ile açıklanması halini oluşturmuştur.

   2.Karşıtlığın her iki tarafında toplumsal koşulların amaçlı yönetimini ve varlığını ortaya koymuştur. Başka bir deyişle ana ilkenin toplumsal koşulların amaçlı yönetimi olduğunu vurgulamıştır.

   3.Görülemeyen öngörülemez prensibinden hareket eder. Gözlemcinin merkezi konumu görülmeden görmenin yaygın ve en etkin mekanizmalarıyla birleşmiştir. Böylelikle, görülmeden görme ve öngörülememenin yönetimin en güçlü aracı olduğunu somutlaştırmıştır.

   4.Bir kere görülmeyen tarafından gözlendiğinden emin olduktan sonra, bireyin asla kendi başınaymış gibi davranamadığını, bu nedenle kendi iradesini kullanacağı fırsatının olmayacağını ve kullanılmayan iradenin de giderek zayıflayarak sönüp gideceğini ispatlar. Kısaca birey görünmeyen karşısında kendi iradesini anlamlandıramaz hale getirilmiştir. Anlamlandırma olmayınca kavramanın olmayacağı, kavrama olmayınca da bilinçli eylemin hiç bir şekilde olamayacağı somut olarak gösterilmiştir.

Bir sonraki bölümde Panopticon modelinin uygulama alanlarından bahsedeceğim

Saygılarım, sevgilerimle
« Son Düzenleme: Kasım 08, 2010, 04:04:28 öö Gönderen: MASON »


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
3958 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 07, 2010, 05:20:16 ös
Gönderen: ZAMAN
0 Yanıt
7344 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 07, 2010, 06:51:52 ös
Gönderen: ZAMAN
0 Yanıt
4109 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 09, 2010, 03:14:05 ös
Gönderen: ZAMAN