Genelde herkesin söyleyecek kısa, öz bir sözü olsa da, yoz gerçeklerle ve felsefi temellerle tartışması bitmeyecek bir konu aslında. 3-4 yılda bir çok insan temel felsefi sorulardan biri olan bu soruya bir şeyler yazmış.
Lakin, hepimiz ideal olanda haklı olan güçlü olmalıdır desek de, haklılığın savunulması için güçlü olunması noktasına gelinir. Sonrasında ise, Güçlü olan haklı güçsüz olan haksız ile ir anda yer değiştirirse ne olacaktır? Yahut Haksız olan mazlum durumuna düştüğünde ne olacak ? Felsefenin doğası gereği soru soruyu doğurmaktan başka bir çıkar yol yok zannımca.
Geçen düşünüyordum; bugün evrensel kabul görmüş kurallar diye bildiğimiz şeyleri belirli felsefi temellerle ilişkilendirdiğimizde, aslında ne kadar sakat/canilik kapısını aralayan ve haksızlığı doğuracak olaylara kapının her daim açık olduğunu görüyoruz. Bağımsızlık Bildirgesi bile, kimi konularda zamanına göre önemli adım olsa bile bugün Irak işgalini ve muhtemelen Mısır ve diğer ülkelere dolarlı müdahaleleri haklı çıkartacak gerekçeler içeriyor. Diğer tarafta, sosyalist sistemler de daha beter bir şekilde hayatı sınıf çatışmasından ibaret görüp, *doğal durumu* kardeşliği hedeflerken, *faydacılık* ilkeleri takip edilip büsbütün masumların canları, her türlü aracın mübah edilmesini meşru görüp de günün sonunda tüm fedakarlıkların yanında vadettiği hiçbir şeyi vermeyen bir sistem.... Locke'den Roussou'ya, Descartes'ten Marx'a, Platon'a, Socrates'e, Farabi'ye kadar gidince aslında tarihinde giderek şimdiye kadar pek öngörülemeyen şekilde tekerrürü yahut bilinmez bir tekerrüre yolculuğu aşikar...
Mesela geçenlerde bir haber vardı; Atilla'nın zamanında yaptığı katliamlarla aslında karbon salınıma ve doğaya çok büyük etkisi olduğunu bilimsel bir çalışma olarak birileri ortaya koymuş. Zaten "kendini yönetemeyen toplumlara demokrasi götürmek" insanlık vazifesi! Dahası mevcut dünya düzeninde (batıda) "güçsüz olanın doğa yasası gereği güçlü olanların yanında elenmesi ve elekten geçirilmesi", "herkesin eşit hakkı olan doğada kimilerinin hakkı olan payı kullanamaması veya değerlendirememsi durumunda ondan daha iyi değerlendirebilecek olanların onun hakkını elinden alması" gayet meşru sayılan şeyler. Tek fark toplumun "ortak iyisi" bir başka toplumun ortak kötüsü olması hatta bir başka toplumun hiç toplum olarak sayılmamasını da makyajla farklı şekilde gösterilmesi. Uzun uzadıya atıfları yazmıyorum, bilenler bilir zaten...
Güçlü olan haklı mıdır? Evet şimdiye kadar ve bugün de güçlü olan haklıdır!!! Haksız olsa bile felsefi, sosyolojik, siyasi, askeri her türlü araç ile haklılığını ispatlamaya çalışıyor... Ambiyane tabirle "Minareyi çalan kılıfını hazırlamış"...
saygı ile