Mezarlıklara bıraktığınız duvakları soruyorum.
Durupta inmediğiniz durakları,hayalini kurduğunuz tuzakları,
Unutmasanız da unutur gibi yaptıklarınızı.
Hiç beklemeden, bir şey söylemeden çekip gidenlerinizi...
Önce masallarımızı kaybettik,
Derken mektuplar, zarflar, pullar...
Zaten şarkıları da çabuk eskittik,
Çabuk eskittiğimiz birliktelikler gibi.
Bitti demekle bitmez bazen, gitti demekle gitmez,
Gitmek isteyeceksin; ayakların titreyecek, ayakların gitmeyecek,
Bir yanınla giderken, bir yanınla kalacaksın.
Hadi kalk ne duruyorsun,
Soban sönmüş, dizlerinde battaniye ve pakette son sigara...
ilk önce kendinden sessiz derin usulca gitmek gerek bazen.
Hadi şimdi acıtan bir şarkı gibi topla valizini,
Hadi durma!
Açıktan geçen gemiler gibi yanına kimseyi almayarak gitmek gerek bazen...