Masonlar.org - Harici Forumu

 

Gönderen Konu: DÜNYA MASONLUK TARİHİ – Eleştirinin ikinci bölümü  (Okunma sayısı 3937 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Kasım 24, 2010, 05:52:20 ös
  • Seçkin Üye
  • Uzman Uye
  • *****
  • İleti: 7217
  • Cinsiyet: Bay

Özgün yazının linki:

http://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=112.0


Şimdi Sayın MASON’un özet anlatımlarındaki hür mason yani özgür mason niteliğinin çıkış aşamasına geliyoruz.

Sayın MASON’un belirtmemiş olduğu bu çıkış önemliydi. Tarihini 1376 olarak vermiş. Olabilir. Orta Çağ sonları…

Bundan önce inşaat mesleği ve zanaatıyla uğraşanlara, bu uğraşılarını ancak manastırların çatısı altında yürütmelerine olanak tanınmıştı. Nitekim Gotik Mimari Stilinin geliştirilmesinde de bunun önemli etkisi olmuştu. Ancak bu stilin özellikle 13. ve 14. yüzyıllarda ve yine özellikle kilise ve katedral inşaatlarında kullanılmış öyle öğeleri var ki, bunların temelinde yatan düşünülerin aslında Rönesans’ın habercisi olduğu söylenebilir.

Bu mesleği ve zanaatı yürütenler zaman içinde manastırların baskısından, daha doğrusu onları dolaylı olarak kullanan Katolik Kilise’nin baskısından, yıldı, bıktı, usandı. Mesleklerini özgür olarak, istedikleri gibi yapma eğilimi göstermeye başladılar. Bu bağlamda prenslerden ve krallardan destek gördüler çünkü zaten onlar da Kilise’nin kendi işlerine her bakımdan burunu sokmasından sıkılmıştı; onlar da sivil özgürlüklerini aramaktaydı; bir diğer deyişle laikliğe bir yöneliş ama onun gerçekleşebilmesine daha çok vardı.

Bu bakımdan bina inşaatçıları laikliğe sivil yöneticilerden daha önce ulaşmayı başardı. Bunu de kendi meslek ve zanaatlarının inceliklerini yani sırlarını olanca güçle sır olarak tutmaya borçluydular. Roma Kolejlerinin M.Ö. 1. yüzyılda baş kaldırışına benzer bir uygulamaya giriştiler. Ha onlara da soylular, askerler, din adamları ve tüccarlar gibi özgürlük tanınırdı ya da bu meslek ve zanaatın sonu gelirdi. Mason, herhangi bir taş yontucusu ya da duvar işlemecisinin adıydı. Bu sıradan bir işti. Bir inşaatta çalışan niteliksiz bir işçiye bile mason denebiliyordu. Oysa onlar farklıydı. Bu işi bilenlerdi. Onlar olmasa bu yapıtlar gerçekleştirilemez, olsa olsa eski çağlardaki gibi taşların üst üste yığılması ve çatısının örtülmesiyle ortaya çıkarılan, belki işe yarayan ama hem boyutu sınırlı hem hiçbir albenisi olmayan binalar yapılabilirdi.

İşte bu direnmeli girişim, bu meslek ve zanaattan olanlara özgürlük hakkının tanınmasını sağladı. Unvanlarının başına ilgili dilde “özgür” anlamına gelen bir sıfat eklendi. Böylece hem istedikleri yere gider, istedikleri yerde çalışır hem de mesleklerini istedikleri gibi uygular oldular. Bu mesleğin her bir ustası yanına kalfalar ve yetiştirilmek üzere çırakları da alınca, bugün “loca” olarak andığımız çekirdek örgütlenmeler oluştu.

Bu dediklerimi zaten Sayın MASON da kendi tümceleriyle anlatmış; hem biraz daha kapsamlı olarak… Ancak tek bir tümcesini mercek altına almak isterim. “Masonların hep birlikte en önemli davranışları, altını çizerek söyleyebileceğimiz Allah’a olan imanlarıydı.”

İşte bu tartışılır. Tanrı inancına bir diyeceğim yok ancak o tarihlerdeki Tanrı inancı sadece Kilise’nin sınırlarını çizerek kapsamını belirlediği bir inançtı. Buna karşı çıkanların arasında özgür masonlar da yer alıyordu. Nasıl karşı çıkmış oldukları özellikle 13. yüzyıl sonrasında vermiş oldukları yapıtların bazı ilginç öğelerinde belirgindir. Hatta bu çerçevede Katolik rahiplerle alay ederek, onları aşağılamaktan da geri kalmamışlardır. Sayın MASON’un da belirtmiş olduğu üzere ahlâk kurallarına özen göstermeyi öncelikli tutmuşlar ama konu din adamları olunca kimi yapıtlarında yer verdikleri yansıtmaları hiç de ahlâksızlıktan saymamışlardır. (Forum kurallarından biri bu konudaki bazı örnekleri burada anlatmamı engeller.)

Birkaç tümce sonra Sayın MASON’un Spekülatif Masonluğun kuruluş aşamasıyla bağlantılı olmak üzere şöyle demiş olduğunu görüyorum: “….ve bu kurallar operatiflerin eski yazılı belgelerinden ayıklanarak Masonluğun düzenini oluşturmak için hazırlanan Anayasada Eski Yükümlülükler ve Landmarklar halinde kodlanmıştır.”

Pardon… Burada tüm Masonluk tarihi boyunca kesinliğe kavuşturulamamış, bırakın kesinliğini, yeterince açıklanamamış bir olgu var:

Eski Yükümlülükler… Landmarklar…

Tamam bunlar birer terim olarak Spekülatif Masonluğun kuruluş aşamasında düzenlenmiş olan belgelerde geçiyor. Ancak sadece birer terim olarak…

Bana şu iki sorunun yanıtını kim verebilir:

1.   Masonluğun eski yükümlülükleri nelerdir?

2.   Masonluğun Landmarkları nelerdir?

Bu soruyu sorarken sözcüklerin tanımını aramıyorum. Masonlardan bilen ya da elinin altında buna ilişkin bilgileri içeren bir belge olan varsa bunların ne olduğunu sıralasın da hepimiz öğrenelim diyorum.


« Son Düzenleme: Kasım 24, 2010, 05:55:55 ös Gönderen: ADAM »
ADAM OLMAK ZOR İŞ AMA BUNUN İÇİN ÇALIŞMAYA DEĞER.


 

Benzer Konular

  Konu / Başlatan Yanıt Son Gönderilen:
0 Yanıt
3404 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 01, 2009, 08:32:56 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3506 Gösterim
Son Gönderilen: Ekim 01, 2009, 02:01:58 ös
Gönderen: ADAM
13 Yanıt
10754 Gösterim
Son Gönderilen: Eylül 09, 2019, 08:24:49 öö
Gönderen: ADAM
2 Yanıt
6569 Gösterim
Son Gönderilen: Ocak 21, 2011, 05:57:09 ös
Gönderen: Mustafa Kemal
0 Yanıt
4239 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 22, 2010, 12:11:31 ös
Gönderen: ADAM
4 Yanıt
6284 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 24, 2010, 11:21:44 öö
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3838 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 23, 2010, 01:45:53 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
2907 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 25, 2010, 02:45:33 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
10373 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 25, 2010, 05:04:23 ös
Gönderen: ADAM
0 Yanıt
3429 Gösterim
Son Gönderilen: Kasım 26, 2010, 04:47:36 ös
Gönderen: ADAM